Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

William Butler Yeats Şiirleri


Önerilen İletiler

Benim Olsaydı Göklerin Nakışlı Örtüleri / HAD I the heavens' embroidered cloths

 

BENİM olsaydılar altın ve gümüş ışığın

İşlemesiyle nakışlı göğün örtüleri,

Gece ve aydınlığın ve alaca ışığın

Mavi renkli ve solgun ve koyu örtüleri,

Onları ayaklarının altına sererdim;

Yoksulum fakat, sahibim yalnız düşlerime;

Ayaklarının altına düşlerimi serdim,

Üzerindesin zira usul bas düşlerime.

 

Dr. Osman Tuğlu çevirisi

 

William Butler Yeats

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir Gün Sineği (Ephemera)

 

'Gözlerimden hiç bezmeyen gözlerin kederle

ağırlaşan kapaklarının altında eğiliyorlar artık

aşkımız tükeniyor çünkü.'

 

Ona dedi ki kız:

'Madem tükeniyor aşkımız, Tutku,

O zavallı ve yorgun çocuk,

tam uykulara dalmışken,

şu tatlı saatte

ıssız kıyısında gölün son bir kez olsun

seninle yanyana duralım:

Nice ırak görünür yıldızlar, ilk öpüşmemiz

ne kadar uzak, ve ah kalbim

bak nasıl da ihtiyar! '

Yanı sıra kuru yaprakların dalgın gezindiler,

ellerine aldığında ellerini yavaşça cevap verdi o:

'Tutku çok yıprattı aylak kalplerimizi.'

 

Etraflarını orman sarmıştı ve saramış yapraklar

sönmüş göktaşları gibi dökülüyorlardı karanlıkta

o an, yaşlı ve aksak bir tavşan

patikadan topallayarak aşağı indi;

Sonbahar sırtındaydı onun:Ve bir kez daha

ıssız gölün kıyısında beraberdiler şimdi.

kızın, dönünce, göğsünde ve saçında

gözleri gibi çiylenmiş ölü yaprakları

toplayıp sessizlik içinde

sürüklediğini gördü.

'Ah, üzülme,' dedi,

'yorulduk diye, çünkü bekliyor bizi başka aşklar:

Nefret ve sevgi kaygısız saatler boyu.

Önümüz sonsuzluğa açıktır.

Aşktır özümüz,

ve tekrarlanan bir ayrılıktır.'

 

 

Çeviren: Dr. Osman TUĞLU

 

William Butler Yeats

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çıngıraklı Şapka / The Cap and Bells

 

.

 

 

Girdi bahçeden içeri soytarı:

 

Bahçeyi bürümüştü sessizlik;

 

Buyurdu ruhuna yüksel yukarı

 

Ve onun pencere eşiğine çık.

 

 

 

Bağrışmaya başlarken baykuşlar

 

Doğru yükseldi üstünde saf mavi elbisesi:

 

Bilge dilli kılmıştı onu düşündüğü

 

Dingin ve hafif bir ayak sesi;

 

 

 

Genç kraliçe dinlemedi fakat;

 

Uçuk renk geceliğiyle yatağından kalktı;

 

Kapadı ağır kanadını pencerenin

 

Ve mandalını taktı.

 

 

 

Yüreğine emretti soytarı, git ona,

 

Baykuşlar bırakmışlarken bağırışı;

 

Kırmızı titrek bir elbiseyle o da

 

Şarkılar söyledi kapısına karşı.

 

 

 

Tatlı dilli kılmıştı hayali

 

Çiçek gibi saçların bir uçuşmasının;

 

Fakat onu kraliçe havalara savurdu

 

Yelpazesini alıp üzerinden masanın.

 

 

 

‘Çıngıraklı şapkam var.’ dedi

 

‘Ona yollayacağım ve öleceğim sonra’,

 

Ve de gün ağarırken

 

Bıraktı onun geçeceği yola.

 

 

 

Kraliçe saçlarından bir bulutun altında,

 

Yatırdı bağrına şapka ve çıngırakları,

 

Ve yıldızlar görünür olana dek havada

 

Bir aşk şarkısı şakıdı kızıl dudakları.

 

 

 

Kapısını penceresini açtı,

 

Ve yürek ile ruh girdiler içeri,

 

Sağ eline kırmızı olan geldi,

 

Sol eline de mavi.

 

 

 

Ağustos böceklerince bir ses yükselttiler,

 

Akıllı ve tatlı bir cırıltı,

 

Ve saçı bir katlama çiçekti kraliçenin,

 

Ayaklarında aşkın sükuneti.

 

 

 

Çeviren Dr. Osman TUĞLU

 

 

 

 

 

 

 

William Butler YEATS

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ephemera

 

“ Bir kez olsun gözlerimden yorulmayan gözlerin

 

Hüzünle eğiliyor artık sarkmış göz kapaklarının altında,

 

Sevgimizin solmasından”

 

 

 

“Tükeniyor olsa da sevgimiz

 

gel bir kez daha duralım

 

gölün o ıssız kıyısında

 

uykuya daldığında tutku; o çaresiz yorgun çocuk,

 

o soylu saatte beraberce.

 

 

 

Ne kadar uzakta görünüyor yıldızlar

 

Ve ilk öpüşmemiz ne kadar uzak

 

Ve ah, yüreğim ne kadar yaşlı”

 

 

 

 

 

Dalgın gezindiler kuru yapraklar boyunca

 

Usulca dokunarak kadının ellerine:

 

“ Tutku, çok yıprattı yüreklerimizi.”

 

 

 

Ağaçlar çevreledi onları ve sarı yapraklar

 

dökülmüştü karanlığa solgun ağanlar gibi ve

 

o an yaşlı ve aksak bir tavşan sıçradı patikaya,

 

Sonbahar üzerindeydi adamın: ve bir kez daha

 

durdular gölün o ıssız kıyısında.

 

Ölü yaprakları sürüklediğini görmüştü kadının

 

Döndüğünde

 

Sessizce topladığını onları, gözleri

 

Göğüsleri ve saçları gibi nemli.

 

 

 

“Ah hüznü bırak

 

Yorgunuz bizi bekleyen başka aşklar için,

 

Sevmek ve nefret etmek için kaygısız saatler boyu

 

Ölümsüzlük uzanır önümüzde, ruhlarımız

 

Sevgilerdir ve bir sürekli ayrılış.”

 

 

 

William Butler Yeats

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

He Hears The Cry Of The Sedge

 

Gölün kıyısında ıssızlıkta

Şöyle inliyordu rüzgar

Gezindiğim sazlıkta:

 

Yıldızları tutan çarkın

Kırılıncaya dek dingili,

Ve bayraklarını Garb'ın ve Şark'ın

Eller dibe fırlatıncaya,

Işığın kemeri çözülünceye kadar,

Seninle kucak kucağa

Yatmayacak uykudaki sevgili.

 

 

Çeviren Osman TUĞLU

 

William Butler Yeats

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Herşey Ayartabilir Beni

 

Herşey ayartabilir beni şu şiir uğraşından:

Gün olur bir kadının yüzü ya da daha kötüsü

Çektiği çile alıklarca yönetilen yurdumun;

Şimdi daha kolayı yok

Elimin alıştığı bu işten.Gençken

Metelik vermezdim türkülere,

Sazını çalmaz mıydı ozan? Kılıç kında beklercesine;

Razıyım, dileğim yerine gelsin de tek

Balıktan daha soğuk, daha dilsiz, daha sağır olmaya.

 

 

 

Çeviren:Enis BATUR

 

William Butler Yeats

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Politika

 

O kız orada dururken

Ben nasıl bütün dikkatimle

Roma’nın, yok Rusya’nın

Ya da İspanya’nın

Politikaları üzerinde durayım?

Oysa gezmiş görmüş bir adam bu

Ne söylediğini bilen.

Öbürü de mürekkep yalamış

Bir politikacı,

Belki de söyledikleri doğru

Savaş ve savaşın belalarıyla ilgili,

Ama ah, genç olsaydım da yeniden

Kollarıma alabilseydim o kızı!

 

William Butler Yeats

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Söğüt Bahçeleri'nden Aşağıda

 

Söğüt Bahçeleri'nden aşağıda

 

karşılaşmıştım aşkımla ben,

 

Kar beyazı ufak ayaklarıyla

 

geçiyordu Söğüt Bahçeleri'nden.

 

Aşkı kolayından al dedi bana,

 

yapraklar ağaçlarda büyürcesine;

 

Genç ve budalaydım ben ama

 

hak vermemiştim düşüncesine.

 

 

 

Aşkım ve ben durmuştuk

 

bir çayırlıkta nehir boyu,

 

Ve o kar beyazı elini

 

çökük omzuma koydu.

 

Bana yaşamı kolayından al dedi,

 

büyürcesine savaklarda çim;

 

ama genç ve budalaydım ben,

 

ve artık gözyaşı doluydu içim.

 

 

Çeviren Dr. Osman Tuğlu

 

 

 

 

 

William Butler Yeats (1865-1939) ,

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

THE WHITE BIRDS / Beyaz Kuşlar

 

Ben isterdim ki deniz köpüklerinde beyaz kuşlar olalım!

 

Sönüp giden meteorun alevi bezdirdi bizi, sevgilim;

 

Ve tükenmez bir keder uyardı kalplerimizde, seherin o mavi

 

yıldızının, sevgilim, göğün çerçevesinden ufka inen alevi.

 

 

 

Çiyle ıslak, düş gören şu gülle leylak bir usançtır yayar;

 

Ah, görmeyesin düşlerini, ne o geçen meteorun yalımını, ey yar,

 

ne alevini düşen çiyde asılmış sallanan mavi yıldızın: Bu yüzden

 

beyaz kuşlara dönüşelim istedim aylak köpüklerde: Sen ve ben.

 

 

 

Dolar zihnime, bizi Zaman'ın kat'i unutacağı ve yanımıza Acı'nın artık

 

yaklaşamayacağı o yerdeki sayısız adalar, mitolojik kıyılar, sık sık;

 

Yalımdan yılgınlığımızın, gülün ve leylağın hemen uzağında, ey yar

 

sadece denizdeki köpüklerde yüzen beyaz kuşlar olduğumuz o diyar.

 

 

 

Çeviren Dr. Osman TUĞLU

 

 

 

 

 

William Butler Yeats

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

William Butler Yeats

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Git ve: kullan, ara

William Butler Yeats

 

 

Takma adı W. B. Yeats

Doğum 13 Haziran, 1865

Sandymount, County Dublin, İrlanda

Ölüm 28 Ocak, 1939

Menton, Provence-Alpes-Côte d'Azur, Fransa

 

Milliyet İrlandalı

Meslek Şair

Dönem 1886-1938

Akım Modernizm, Biçimcilik

İlk eseri Mosada

Etkilendikleri[ Göster ]

Percy Bysshe Shelley, William Blake, Edmund Spenser

William Butler Yeats (d. 13 Haziran 1865 – ö. 28 Ocak 1939) İrlandalı şair ve oyun yazarı. İrlanda'da yetişen en önemli lirik şairlerden biri olmaktan yanısıra, 20. yüzyıl edebiyatının esas figürlerinden biridir. İrlanda edebiyatının rönesans sürecinin öncüsü sayılmaktadır.[1] Abbey Tiyatrosu'nun kurucularından biri olan Yeats, 1923 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüştür.

 

Ressam John Butler Yeats'in oğlu olan William, 1883 ve 1886 yılları arasında Dublin'de ressamlık dersleri aldı. Eğitimine daha sonra Londra'da devam etti. Tatillerini ise İrlanda'da bulunan ve şiirlerine çoğu kez mekân olan County Sligo kontluğunda geçirdi. Bu dönemde İrlanda efsanelerine ve okültizme merak saldı. İlk eseri Mosada (1886) büyüye olan ilgisini yansıtırken, The Wanderings of Oisin (1889) adlı eserinde Genç İrlanda hareketinin aşırı milliyetçiliğini dile getirdi.

 

1886'dan 1900'e kadar uzanan dönemde yazdığı şiirler Shelley, Spenser ve Ön Raffaellocular'dan etkilenmiştir. İrlanda mitolojisi ve temalarına odaklanan şiirleri mistik, yavaş tempolu ve lirik dille anlatılmıştır. Bu dönemde kaleme aldığı şiirlerden en bilinenleri arasında Falling of Leaves, When You Are Old ve The Lake Isle of Innisfree yer alır. 1893 yılında William Blake'in eserlerini düzenleyen Yeats'in toplu şiirleri 1895'de (Poems) yayımlandı. "Those Dancing Days Are Gone" şiiri Carla Bruni'nin 2007 No Promises albümünde seslendirildi. [2], [3], [4]

 

Yazarın "The Celtic Twilight" isimli kitabı "Kelt Şafağı" ismiyle Türkçe'ye çevrilmiştir.

 

 

 

 

Bu İrlanda'lı Şairden, bir köşe yazarı yazısında söz etmişti. Bende merak edip şiirlerini okudum . Hoşuma gitti ve sizlerle paylaşmak istedim

Aslında yazarın söz ettiği şiirini bulamadım. Aramaya devam ediyorum.Şöyle diyor....

''Öyle boş hayellerle besledik ki yüreklerimizi,

Yüreklerimiz açlıktan vahşileşti.''

Bu mısraların geçtiği şiiri arıyordum .

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

1916 PASKALYASI / William Butler Yeats

 

 

 

Gün bitiminde karşılaştım onlarla

 

Tezgahtan ya da çalışma masasından

 

Gelen hayat dolu suratlarla

 

Kül rengi on sekizinci yüzyıl evleri arasında.

 

Geçtim bir baş sallamasıyla

 

Ya da nazik anlamsız laflarla,

 

Ya da oyalandım bir süre ve söyledim

 

Nazik anlamsız lafları,

 

Ve düşündüm bir alaycı hikaye anlatmadan ya da bir istihza

 

Yapmadan önce

 

Memnun etmek için bir arkadaşı

 

Kulübte yanan bir ateşin etrafında,

 

Emin olarak onların ve benim yaşamadığımıza

 

Rengi birbirine uymayan giysiler giyilen yerden başka:

 

Herşey değişti, herşey sapına kadar değişti:

 

Korkunç bir güzellik açtı dünyaya gözlerini.

 

 

 

Harcandı o kadının günleri

 

Cahillikten gelen iyi niyetle,

 

Geceleri tartışmada geçti

 

Cırtlayıncaya kadar sesi.

 

Ne ses vardı o kadınınkinden daha tatlı

 

Genç ve harika,

 

At sürdürdüğü zaman tavşan tazılarına?

 

Bu adam bir okul sahibiydi

 

Ve bizim kanatlı atımızı sürdü;

 

Bu diğeri, o adamın yardımcısı ve arkadaşı

 

Kendi yürürlüğünü kazanıyordu;

 

Ün kazanması mümkündü sonunda,

 

Tabiatı o kadar hassas gözüktü ki

 

O kadar gözüpek ve hoştu düşüncesi.

 

Düşte görmüşümdür bu diğer adamı

 

Sarhoşun biriydi, aşırı kendini öven hödüktü.

 

O en acı yanlışı yapmıştı

 

Benim kalbime yakın bazılarına,

 

Gene de sayarım onun adını şarkıda;

 

O da teslim etti kendi rolünü

 

Sapına kadar şekil değiştirdi:

 

Gelişigüzel komedide;

 

O da değiştirildi, sırası gelince,

 

Korkunç bir güzellik açtı dünyaya gözlerini.

 

 

 

Kalpler atan yalnız bir tek amaçla

 

Yaz ve kışın içinde

 

Görünürler bir taşa büyülenmiş gibi

 

Bulandırmak için canlı bir akarsuyu.

 

Yoldan gelen at, binici,

 

Dizilen kuşlar buluttan takla atan buluta

 

Değişirler onlar dakika dakika;

 

Bir bulut gölgesi akarsuyun üzerinde

 

Dakika dakika değişmekte;

 

Bir at toynağı kayar kenarına,

 

Ve at su sıçratır onun içinde;

 

Dalar uzun bacaklı saz tavukları,

 

Ve tavuklar bağırışır saz-horozlarına;

 

Yaşam sürerler onlar dakika dakika;

 

Taş hepsinin ortasında.

 

 

 

Çok uzun süren bir fedakarlık

 

Yapabilir kalpten bir taşı

 

Ah ne zaman yeterli olabilirki o?

 

Gökyüzüne düşer bunun yanıtı, bize düşeni

 

İsim üstüne isim mırıldanmak,

 

Bir annenin çocuğuna defalarca ismini söylediği gibi

 

Gelirken uyku en sonunda

 

Deli gibi koşmuş kolların ve bacakların üzerine.

 

Nedir bu gece karanlığından başka?

 

Hayır, hayır, gece değil bu fakat ölüm;

 

Gereksiz ölümmüydü o bütün olan bitenden sonra?

 

İngiltere inancını sürdürebilir çünkü

 

Bütün yaptıklarına ve bütün söylediklerine.

 

Biz biliyoruz onların rüyasını; yeterince

 

Bilmek için onların rüya gördüklerini ve öldüklerini;

 

Ve sevginin aşırısı

 

Onları öldürünceye kadar şaşırttıysa ne yapmalı?

 

Ben bir şiirde yazarım hepsini -

 

MakDonaf ve MakBrayd

 

Ve Kanoli ve Piyırs

 

Şimdi ve sonsuza dek olacak zamanda,

 

Yeşil her nerede giyilirse,

 

Değiştirdi, sapına kadar değiştirdi:

 

Korkunç bir güzellik açtı dünyaya gözlerini.

 

 

 

Çeviren: Vehbi Taşar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.