Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

EVRENİN GERÇEK FOTOĞRAFLARI


AED

Önerilen İletiler

europa_galileo.jpg

 

Erken Dolunay Evresindeki Europa

Katkı Sağlayanlar : Galileo Projesi, Jet İtiş Gücü Laboratuvarı (JPL), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA); Ted Stryk Tarafından Tekrar İşlendi

Açıklama : Bu uydunun içinde bulunduğu evre size tanıdık gelebilse de, uydunun kendisi gelmeyebilir. Aslına bakılırsa, bu erken dolunay evresi, Jüpiter'in uydusu Europa'nın yalnızca bir kısmını göstermektedir. Robot uzay aracı Galileo, bu görüntü mozaiğini 1995-2003 yılları arasında Jüpiter yörüngesindeki görevi sırasında çekmiştir. Resimde görülebilenler arasında parlak buz düzlükleri, ufka kadar uzanan çatlaklar ve büyük bir olasılıkla hem buz hem de toz toprak içeren koyu renkli bölgeler sayılabilir. Yerden yüksek olan arazi, özellikle gece gündüz çizgisi yakınında gölge yaptığı yerde belirgin durmaktadır. Europa, Dünya'nın uydusu Ay ile hemen hemen aynı büyüklüktedir; ancak çok daha düz olup, yalnızca birkaç yükselti veya geniş çarpma krateri sergilemektedir. Eldeki deliller ve Galileo uzay aracından gelen görüntüler, buzlu yüzeyin altında sıvı okyanusların var olabileceğine işaret etmektedir. Avrupa Uzay Dairesi (ESA), bu denizlerin yaşam içerdiği yönündeki tahminleri sınamak amacıyla, Europa yörüngesi için önerilen bir uzay aracı olan Jovian Europa Yörünge Aracı'nın ön hazırlık çalışmalarını başlatmıştır. Eğer söz konusu buz yeterince ince ise, gelecekte yapılacak bir seferde, okyanusa doğru çukur kazmak ve yaşam belirtilerini araştırmak üzere paraşütle su robotları atılabilecektir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

eaglefairy_hst.jpg

 

Kartal Bulutsusu'nun Perisi

Katkı Sağlayanlar : Hubble Miras Takımı (Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü [sTScI] / Gökbilim Araştırmaları İçin Üniversiteler Birliği [AURA]), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)

Açıklama : Kartal Bulutsusu'nun tozdan heykelleri uçup gidiyor. Güçlü yıldız ışıkları bu harika uzay dağlarını yonttukça, geriye kalan heykel benzeri sütunlar efsanelerdeki canavarları akla getiriyor. Yukarıda görülen, Kartal Bulutsusu'nun dev bir peri olarak tanımlanabilecek birkaç göz alıcı toz sütunundan biridir. Bununla birlikte, bu peri on ışıkyılı uzunluktadır ve sıradan ateşten çok daha sıcak bir ışınım yaymaktadır. Büyük Kartal Bulutsusu, M16, halen bir açık yıldız kümesini oluşturan olağanüstü bir yıldız doğumeviyle dolmuş büyüyen bir boşluğun etrafındaki buharlaşan devasa gaz ve toz kabuğudur. Bilimsel yöntemlerle yeniden renklendirilen yukarıdaki görüntü, Hubble Uzay Teleskobu'nun fırlatılışının 15. yıl dönümü kutlamalarının bir parçası olarak yayımlanmıştır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

lss_2mass.jpg

 

Yakınımızdaki Evren

Katkı ve Telif Hakkı : İki Mikron Tüm Gökyüzü Araştırması (2MASS), T. H. Jarrett, J. Carpenter ve R. Hurt

Açıklama : Yakınımızdaki evren neye benziyor acaba? Yukarıdaki harita, yakınımızdaki evren içerisinde İki Mikron Tüm Gökyüzü Araştırması (2MASS) tarafından kırmızı ötesi dalga boyunda tespit edilen en parlak bir buçuk milyon yıldız ve gökadayı göstermektedir. Sonuçta oraya çıkan görüntü, evrenin nasıl oluştuğu ve nasıl evrim geçirdiği konusunda sınırlar sağlayan akıl almaz bir yıldız ve gökada halısı olmuştur. Görüntünün merkezinde yer alanlar, Samanyolu Gökadamızın düzleminde bulunan yıldızlardır. Gökada düzleminin ötesinde yer alan noktaların ezici bir çoğunluğu ise, uzaklıkları renklerle temsil edilen gökadalardır. Mavi noktalar 2MASS araştırmasındaki en yakın gökadaları, kırmızı noktalar kırmızıya kayması 0,1'e yakın olan en uzak araştırma gökadalarını göstermektedir. Adlandırılmış yapılar haritada belirtilmiştir. Gökadaların çoğunluğu kümeler oluşturacak biçimde kütleçekimsel olarak birbirlerine bağlı iken, bu kümelerin kendileri de üstkümeler halinde gevşekçe birbirlerine bağlıdırlar. Bunun sonucunda, kümelerin bazen daha bile büyük ölçekli yapılar halinde dizildikleri görülmektedir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Mountains_spitzer_f800.jpg

 

Yaratılış Dağları

Katkı Sağlayanlar : Lori Allen (Harvard-Smithsonian Gök Fiziği Gözlemevi) ve diğerleri, Jet İtiş Gücü Laboratuvarı - Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü (JPL-Caltech), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)

Açıklama : Yukarıda görülen inanılmaz gökyüzü manzarası, yaklaşık 7000 ışıkyılı uzaklıkta, Kraliçe Takımyıldızı içerisinde yer alan devasa yıldız doğumevi W5'in doğu sınırında bulunmaktadır. Spitzer Uzay Teleskobu'ndan alınan bu kırmızı ötesi görüntü, manzaranın dışındaki (hemen üstte, sağda) sıcak ve büyük kütleli bir yıldızdan gelen rüzgâr ve ışınımların biçimlendirdiği yıldızlararası soğuk gaz ve toz bulutlarını göstermektedir. Halen uzay bulutlarının içerisinde sarılıp sarmalamış durumda bulunan yeni doğmuş yıldızlar, Spitzer'in delip geçen bakışlarıyla ortaya çıkmakta, oluşumları ise büyük kütleli yıldız tarafından tetiklenmektedir. Gayet uygun bir şekilde "Yaratılış Dağları" olarak adlandırılan bu yıldızlararası bulutlar, 1995 yılında Hubble Uzay Teleskobu'nun çektiği bir görüntüyle meşhur olan M16'daki benzer "Yaratılış Sütunları"nın yaklaşık 10 katı büyüklüktedir. W5, aynı zamanda IC 1858 olarak da tanınmakta olup, IC 1805 ile birlikte, yaygın olarak Kalp ve Ruh Bulutsusu olarak isimlendirilen karmaşık bir bölgenin parçalarıdır. Bu Spitzer görüntüsü, W5'in uzaklığında yaklaşık 70 ışıkyıllık bir alanı kapsamaktadır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ic1396_wood.jpg

 

Salma Bulutsusu IC 1396

Katkı ve Telif Hakkı : Kent Wood

Açıklama : Yüzlerce ışıkyıllık bir alana yayılmış olan salma bulutsusu IC 1396, ışıldayan uzay gazlarını ve koyu renkli toz bulutlarını kaynaştırmaktadır. Dünya'dan yalnızca 3000 ışıkyılı uzaklıkta yer alan bu bölgede yıldızlar oluşmaktadır. Yukarıdaki detaylı görüntü, özel olarak yalnızca bulutsu içerisinde ışıldayan hidrojen atomlarına özgü dalga boyunu geçiren süzgeçler kullanılarak kaydedilen ve asıl olarak hidrojen gazından salınan ışıkta çekilmiştir. IC 1396 içerisinde yer alan ilgi çekici koyu renkli biçimler arasında, dolambaçlı Fil Hortumu Bulutsusu merkezin hemen solunda yer almaktadır. IC 1396, Kral Takımyıldızı'nın üzerinde ve biraz dışında bulunmaktadır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

boomerang_hst.jpg

 

Güzel Bir Bumerang Bulutsusu

Katkı Sağlayanlar : Hubble Miras Takımı, J. Biretta (Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü [sTScI]) ve diğerleri, (STScI / Gökbilim Araştırmaları İçin Üniversiteler Birliği [AURA]), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)

Açıklama : Bumerang Bulutsusu adı verilen bu çift yönlü bulut, yaşlanmakta olan bir yıldızdan saatte neredeyse 600.000 kilometre gibi yüksek bir hızla fırlayan gaz ve toz rüzgârlarıyla oluşmuştur. Hızlı genişleme, bulutsu gazını -evrensel arka plan ışınımından bile daha soğuk olan- mutlak sıfırın bir derece üzerine kadar soğutarak, uzak evrende bilinen en soğuk yer olmasına neden olmuştur. Merkezdeki yıldızdan gelen ışığın tozda yansımasıyla parlayan buz gibi Bumerang Bulutsusu'nun gezegenimsi bulutsu evresine doğru ilerleyen bir yıldız veya yıldızlar dizgesi olduğuna inanılmaktadır. Yukarıdaki Hubble görüntüsü, kutuplaşma süzgeçleri (kutuplayıcı güneş gözlüklerine benzer) ile çekilmiş ve kutuplaşmış ışığın açısına bağlı olarak renklendirilmiştir. Ortaya çıkan muhteşem sonuç, kutuplaşmaya neden olan ve ışığı saçan küçük toz parçacıklarının izlerini ortaya çıkarmaktadır. Bumerang Bulutsusu yaklaşık bir ışıkyıllık bir alanı kaplamakta olup, Erboğa Takımyıldızı yönünde, yaklaşık 5000 ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

m51_hst_lgx.jpg

 

M51 : Evrensel Girdap

Katkı Sağlayanlar : S. Beckwith (Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü [sTScI]) Hubble Miras Takımı, (STScI / Gökbilim Araştırmaları İçin Üniversiteler Birliği [AURA]), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)

Açıklama : Büyük Kepçe'nin sapını, tas kısmından uzaklaşacak biçimde, en son parlak yıldıza ulaşana kadar takip ediniz. Daha sonra, teleskobunuzu hafifçe güneye ve batıya kaydırınız. Böylece, Charles Messier'nin meşhur kataloğunda 51. sırada yer alan etkileşim halindeki bu çekici gökada çiftini bulabilirsiniz. Sarmal yapısı iyi belirlenmiş ve belki de ilk sarmal bulutsu olan bu büyük gökada, aynı zamanda NGC 5194 olarak kataloglanmıştır. Gökadanın sarmal kolları ve toz şeritleri, yoldaşı NGC 5195'in (sağda) önünü silip süpürmüştür. Çift, yaklaşık 31 milyon ışıkyılı uzaklıkta ve resmi olarak Avköpekleri (Canes Venatici) Takımyıldızı sınırları içerisinde yer almaktadır. M51, Dünya üzerinde yer alan küçük teleskoplarda soluk ve bulanık görünse de, şimdiye kadar çekilen bu en net görüntüsü; Ocak 2005'te, Hubble Uzay Teleskobu üzerinde yer alan Gelişmiş Araştırma Kamerası (Advanced Camera for Surveys) tarafından elde edilmiştir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

jupiterio_newhorizons.jpg

 

New Horizons'dan Jüpiter-Io Kurgusu

Katkı Sağlayanlar : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Johns Hopkins Üniversitesi Uygulamalı Fizik Laboratuvarı, Güneybatı Araştırma Enstitüsü

Açıklama : New Horizons (Yeni Ufuklar) uzay aracı güneş sistemi boyunca hızla ilerlerken, gezegenlerin nefes kesici resimlerini çekiyor. Geçen sene Şubat ayında, New Horizons Jüpiter ve onun her zaman faal olan uydusu Io'nun yanından geçti. Yukarıdaki kurgulanmış görüntüde Jüpiter, Büyük Kırmızı Leke'yi de beyaz gösterecek şekilde, kırmızı ötesi ışığın üç ayrı dalga boyunda görüntülenmiş. Jüpiter'in karmaşık havayuvarı içerisinde, girdaplar yaratarak dönen karmaşık, kasırga benzeri şekiller ve gezegeni saran kuşaklar görülebiliyor. Io ise yukarıdaki resme sayısal olarak ve doğal renklerinde eklenmiş. Şans eseri, Io'nun yanardağı Tvashtar'dan çıkan bir bulut resimde görülebiliyor. Donmuş ve kükürtlü lav bu tuhaf uydunun her tarafını kaplarken, güneş ışığını mavi renkte saçan bulutun altında ise kırmızı renkte ışıldayan lavlar görülüyor. Robot uzay aracı New Horizons, 2015 yılında Plüton'a varacak şekilde ilerliyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

cena_comp800.jpg

 

Hareketli Gökada Erboğa A

Katkı Sağlayanlar : X-ışını : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Chandra X-Işını Gözlem Merkezi (CXC), R. Kraft (Harvard-Smithsonian Gök Fiziği Gözlemevi) ve diğerleri;

Radyo : ABD Ulusal Bilim Vakfı (NSF), Çok Büyük Dizi (VLA), M. Hardcastle (Hertfordshire Üniversitesi) ve diğerleri; Optik : Avrupa Güney Gözlemevi (ESO), M. Rejkuba (ESO-Garching) ve diğerleri;

Açıklama : Yalnızca 11 milyon ışıkyılı ötemizde yer alan ve Dünya'ya en yakın hareketli gökada olan Erboğa A, dev bir eliptik gökadadır. Gökadanın yukarıda görülen dikkat çekici birleşik görüntüsü, x-ışını (Chandra), görünür ışık (ESO) ve radyo (VLA) dalga boylarında gelen görüntü verilerini bir araya getirmektedir. Görünür ışık dalga boyunda bakıldığında, Erboğa A'nın merkez bölgesi gaz, toz ve yıldızlarla karmakarışık bir yerdir; ancak hem radyo hem de x-ışını teleskopları gökadanın merkezinden dışarı doğru akan ve yüksek enerji yüklü parçacıklardan oluşan dikkat çekici bir fıskiyeyi ortaya çıkarmaktadırlar. Bu evrensel parçacık hızlandırıcının güç kaynağı ise gökadanın merkezinde, yeri x-ışını görüntüdeki parlak noktaya tesadüf eden ve Güneş'in 10 milyon katı büyüklüğünde kütleye sahip olan bir kara deliktir. Hareketli gökada çekirdeğinden sol üst tarafa doğru fışkıran enerji yüklü fıskiye, yaklaşık 13.000 ışıkyıllık bir alanı kaplamaktadır. Çekirdekten çıkan daha kısa boylu bir diğer fıskiye ise tam aksi yönde uzanmaktadır. Bölgede yer alan ve x-ışını dalga boyunda parlak görünen diğer noktalar ise nötron yıldızı da içeren ikili yıldız sistemleri veya yıldız kütleli kara deliklerdir. Hareketli gökada Erboğa A, büyük bir olasılıkla, yaklaşık 100 milyon yıl kadar önce sarmal bir gökada ile meydana gelen bir birleşmenin sonucudur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

demL316_gemini.jpg

 

Çifte Üstnova Kalıntısı DEM L316

Katkı ve Telif Hakkı : İkizler Gözlemevi, İkizler Çoklu Tayfçekerleri-Güney, Amerikan Ulusal Bilim Vakfı (NSF)

Açıklama : Bu iki üstnova kabuğu birbirleriyle ilişkili midir? Yanıtı bulmaya yardımcı olmak üzere, Şili'de bir dağın yüksek tepelerinde kurulu İkizler (Gemini) Teleskobu, DEM L316 adı verilen bu tuhaf, kocaman, iki memeli buluta çevrildi. Sonuçta ortaya çıkan ve yukarıda gösterilen görüntü olağanüstü detaylar sunmaktadır. Görüntünün ve bunun yanı sıra yörüngedeki Chandra X-Işını Gözlemevi'nden gelen verilerin yakından incelenmesi, bu iki üstnova kalıntısının ne kadar farklı olduklarını göstermektedir. Özellikle dikkate değer olan konu, daha küçük olan kabuk bir beyaz cücenin infilak ettiği Tip Ia bir üstnovanın sonucu gibi görünürken, daha büyük olan kabuk büyük kütleli normal bir yıldızın infilak ettiği Tip II bir üstnovanın sonucu gibi görünmektedir. Bu iki yıldız türü öylesine farklı zaman ölçeklerinde evrim geçirirler ki, büyük bir olasılıkla birlikte oluşmamışlardır ve bu nedenle de büyük bir olasılıkla fiziksel olarak bir bağlantıları yoktur. Elimizde kabukların çarpışıyor olduklarına dair bir kanıt olmadığı da dikkate alındığında, şu an için bu iki kabuğun şans eseri üst üste geldikleri varsayılmaktadır. DEM L316, komşumuz Büyük Macellan Bulutu gökadasında, yaklaşık 160.000 ışıkyılı uzaklıkta yer almakta olup, kabaca 140 ışıkyılı genişliktedir ve güney yarımküre takımyıldızlarından Kılıçbalığı (Dorado) yönünde görülebilmektedir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

mercury02_messenger.jpg

 

MESSENGER Merkür'e Yaklaşıyor

Katkı Sağlayanlar : MESSENGER Takımı, Johns Hopkins Üniversitesi Uygulamalı Fizik Laboratuvarı, ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)

Açıklama : MESSENGER uzay aracı, iki gün önce, insanlık tarihinde Merkür'ün yakınından uçup geçen henüz ikinci araç oldu. Güneş'in en yakın gezegenini ziyaret eden en son araç, 35 yıldan daha fazla bir zaman önce giden Mariner 10'du. Mariner 10, Merkür'ün tüm yüzeyini fotoğraflama imkânına sahip değildi ve gönderdiği görüntüler de birçok soru işareti yaratmıştı. Bu nedenle Merkür gezegeni hakkında pek çok bilinmeyen kaldı. Bu haftaki MESSENGER geçişi, ilk üç geçişin ilkiydi. Önümüzdeki birkaç hafta içerisinde, MESSENGER Merkür'ün yanından iki kez daha geçecek ve nihayet 2011 yılında yörüngeye girecek; ancak MESSENGER şu anda Merkür'ün yörüngesine girebilmek için çok hızlı ilerliyor. Yukarıdaki görüntü, iki gün önce Merkür'e yaklaşması sırasında MESSENGER tarafından çekildi. Merkür'ün ayrıntılı pek çok görüntüsünün önümüzdeki birkaç gün içerisinde gönderilmesi bekleniyor. MESSENGER tarafından toplanacak veriler, Merkür yüzeyinin nasıl oluştuğunu ve neden bu kadar yoğun olduğunu daha iyi anlamamıza yardımcı olacak.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

mcnaught_guisard.jpg

 

McNaught Kuyruklu Yıldızı Şili Üzerinde

Katkı ve Telif Hakkı : Stéphane Guisard

Açıklama : McNaught belki de zamanımızın en fotojenik kuyruklu yıldızıydı. Geçtiğimiz yıl Ocak ayının başlarında kuzey yarımkürede epeyce bir gösteri yaptıktan sonra, kuyruklu yıldız güneye geçti ve güney yarımküredeki gözlemcilerinin gözlerini kamaştıran uzun ve olağanüstü bir kuyruk geliştirdi. Yukarıdaki görüntüde yer alan McNaught Kuyruklu Yıldızı bir yıl önce Şili üzerinde görüntülenmiş. Parlak kuyruklu yıldız görüntünün sol tarafına hakimken, muhteşem kuyruğunun bir kısmı bir uçtan diğer uca yayılmış durumda. Ant Dağları'ndaki bu noktada bulunan biri; yukarıda McNaught Kuyruklu Yıldızı ve muhteşem bir gökyüzüne, karşısında hilâl evresindeki Ay'a, aşağıda ise bulutlara, puslu havaya ve Santiago'nun şehir ışıklarına bakıyor. McNaught Kuyruklu Yıldızı bu süre zarfında güneş siteminin dış bölgelerine süzüldü ve şu anda büyük teleskoplarla ancak bir mercimek tanesi gibi görülebiliyor. 2007'nin diğer şaşırtıcı kuyruklu yıldızı olan Holmes Kuyruklu Yıldızı da kolaylıkla gözlenemeyecek kadar solgunlaştı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

mercury03_messenger.jpg

 

MESSENGER'dan Merkür'ün Ufku

Katkı Sağlayanlar : MESSENGER Takımı, Johns Hopkins Üniversitesi Uygulamalı Fizik Laboratuvarı, ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)

Açıklama : Merkür'ün yanından uçup gitmek nasıl görünürdü acaba? Aynen böyle bir macera, MESSENGER uzay aracının geçen hafta içerisinde, Güneş'e en yakın konumdaki uydu benzeri bu tuhaf dünyanın yanından ilk geçişi sırasında yaşandı. Yukarıda görülen, MESSENGER'ın yaklaşması sırasında, yaklaşık 1,5 Dünya çapı kadar uzaktan gördüğü Merkür'ün bir bölümüdür. Sıcak ve çorak gezegende görülebilenler, Ay'da bulunan benzer boyutlardaki kraterlere kıyasla daha sığ gibi görünen bir sürü kraterdir. Merkür'ün görece yüksek olan yerçekimi, yüksek krater duvarları gibi uzun boylu yapıların düzleşmesine yardımcı olmaktadır. MESSENGER, gezegen yerbilimcilerinin incelemesi için, Dünya'ya gönderilmek üzere Merkür'ün 1000'in üzerinde görüntüsünü çekebilecek durumdadır. Robot uzay aracı MESSENGER iticilerini ateşleyip 2011'de yörüngeye girmeden önce, Merkür'ün yanından iki kez daha geçmeye programlanmıştır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

westvalley_spirit.jpg

 

Mars'taki Robot Gezgin Spirit'ten Batı Vadisi Panoraması

Katkı Sağlayanlar : Mars Keşif Aracı Görevi, Cornell Üniversitesi, Jet İtiş Gücü Laboratuvarı (JPL), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)

Açıklama : Mars buradan nasıl görünür? Robot gezgin Spirit geçen Eylül'de, engebeli ve kaygan araziyi aşıp kış uykusuna yatacağı noktaya ulaşmadan önce, Home Plate olarak bilinen küçük bir yaylaya tırmandı ve yukarıdaki muhteşem manzarayı yakaladı. Bu tuhaf, düz zirveli yer şekli Home Plate'in bir bölümü, manzaranın ön planındaki açık renkli arazi olarak görülmektedir. Görüntünün solunda, önde dağılmış kayalardan oluşan Tsiolkovski Sırtı yer alırken, arkada yaklaşık 8 kilometre uzaklıkta Grissom Tepesi görülmektedir. Yaklaşık 800 metre uzaklıkta sağda görülen, Spirit tarafından araştırılmış ve batıya bakan panoramanın en yüksek noktası olan Husband Tepesi'dir. Gayri resmi olarak Küçük Koca Ayak adı verilen çerçeve içindeki küçük çıkıntı, insanımsı bir yaşam türünü andıran dikkat çekici hareketsiz bir kayanın yakınlaştırılmış görüntüsüdür. Israrcı görüntü kaşifleri, yüksek çözünürlüklü panoramanın sol ön tarafına doğru Küçük Koca Ayak'ı bulabilirler. Spirit, enerjisini koruyabileceği kış sığınağına geçtiğimiz Aralık'ta başarıyla ulaştı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

epimetheus2_cassini.jpg

 

Cassini Uzay Aracından Satürn'ün Uydusu Epimetheus

Katkı Sağlayanlar : Cassini Görüntüleme Takımı, Uzay Bilim Enstitüsü (SSI), Jet İtiş Gücü Laboratuvarı (JPL), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)

Açıklama : Epimetheus nasıl oluştu acaba? Henüz hiç kimse bundan emin değil. Bu soruyu yanıtlamaya yardımcı olmak amacıyla, bu küçük uydu, şu anda Satürn'ün çevresinde yörüngede bulunan robot uzay aracı Cassini tarafından kısa süre önce çok detaylı bir biçimde tekrar görüntülendi. Epimetheus, Satürn'ün yörüngesindeki bir diğer küçük uydu olan Janus'un, bazen önünde bazen de arkasında dönmektedir. Geçen Aralık ayında çekilmiş olan yukarıdaki görüntü, uzun bir ömre işaret eden kraterlerle kaplı bir yüzeyi göstermektedir. Epimetheus, yaklaşık olarak 115 kilometre genişliktedir ve kendisini bir küre haline getirecek kadar yüzey çekimine sahip değildir. Epimetheus'un yukarıda görülen düzleşmiş yüzü, tek bir büyük çarpışmayla meydana gelmiş olabilir

[/font]

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

rosette_abtps_v.jpg

 

Uzun Saplı Rozet

Katkı ve Telif Hakkı : Adam Block (Çelikkalem Gözlemevi) ve Tim Puckett

Açıklama : Rozet Bulutsusu (diğer adıyla NGC 2237), akla çiçek görüntüleri getiren gaz ve tozdan oluşmuş tek uzay bulutu değildir. Lâkin bu bulutsu, sevgililer gününe uygun bir gökbilim görüntüsü olarak en çok tavsiye edilen uzay bulutudur. GGG (APOD) yazarlarına teslim edilmiş olan pek çok mükemmel Rozet Bulutsusu arasında, bu görüntü, bölgede bulunan ışıldayan hidrojen gazından oluşmuş uzun sapıyla en uygunu gibi görünmektedir. Tekboynuzlu Takımyıldızı içerisinde, yaklaşık 5000 ışıkyılı uzaklıkta büyük bir molekül bulutunun kenarında yer alan bu gülün taç yaprakları; aslında, güzel ve simetrik biçimi merkezindeki genç ve sıcak yıldız kümesinden gelen rüzgâr ve ışınımlarla yontulmuş birer yıldız doğumevidir. NGC 2244 olarak kaydedilmiş olan enerji yüklü bu kümenin yıldızları yalnızca birkaç milyon yaşındayken, Rozet* (Gül) Bulutsusu'nun ortasında yer alan boşluk da yaklaşık 50 ışıkyılı çapındadır. Sevgililer gününüz kutlu olsun!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

crabmosaic_hst.jpg

 

M1 : Hubble'dan Yengeç Bulutsusu

Görüntü Katkısı : ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), J. Hester, A. Loll (Arizona Eyalet Üniversitesi); Teşekkür : Davide De Martin (Skyfactory)

Açıklama : Bir yıldız patladığında geriye kalan şey işte budur. Milattan sonra 1054 yılında görülen bir üstnovanın sonucu olan Yengeç Bulutsusu, gizemli iplikçiklerle doludur. Bu iplikçikler yalnızca olağanüstü karmaşık olmakla kalmayıp, aynı zamanda hem asıl üstnovada fırlatılıp atılandan daha az kütleye sahip hem de serbest bir patlamada beklenenden daha yüksek bir hızdaymış gibi görünmektedir. Hubble Uzay Teleskobu tarafından çekilmiş olan yukarıdaki görüntü, bilimsel amaçlara uygun olarak seçilmiş üç renkte sunulmaktadır. Yengeç Bulutsusu yaklaşık 10 ışıkyıllık bir alanı kaplamaktadır. Bulutsunun tam merkezinde, Güneş kadar bir kütleye sahip olan fakat yalnızca küçük bir kasaba büyüklüğündeki bir nötron yıldızı, yani bir atarca yer almaktadır. Yengeç Atarcası, kendi etrafında saniyede yaklaşık 30 kez dönmektedir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

enceladus5_cassini.jpg

 

Enceladus'un 30.000 km Üzerinde

Katkı Sağlayanlar : Cassini Görüntüleme Takımı, Uzay Bilim Enstitüsü (SSI), Jet İtiş Gücü Laboratuvarı (JPL), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)

Açıklama : Satürn'ün buz püskürten uydusu Enceladus'un yüzeyi acaba nasıl görünüyor? Bunu öğrenmek için, Satürn'ün yörüngesinde bulunan robot uzay aracı Cassini; buzlu yanardağlarla kaplı uydunun yanından, hatta Enceladus'un buz dumanlarından birinin içinden süzülerek geçti. Cassini en yakın karşılaşma yerine vardığında uyduya 52 km kadar yaklaşmıştı. Yukarıdaki işlenmemiş görüntü, kuzeyden aşağıya doğru yaklaşık 30.000 km uzaktan çekilmiştir. Görüntüde en az iki tür bölge görülmektedir. İlk tür bölge, Enceladus'un güney kutbu yakınlarında bulunandan daha çok krater içermektedir. Diğer tür bölge ise sadece birkaç kratere sahiptir; ancak kayan yüzeydeki tektonik hareketler tarafından yaratılan çok sayıda dağ sırtı ve oluk vardır. Dünyadışı yer bilimcileri bu günlerde, uydunun yamalı yüzey yapısını, olağandışı buz kaynaçlarını ve yaşama elverişli olup olmadığını daha iyi anlamak için, geçtiğimiz Çarşamba günü uydunun yanından geçen Cassini'nin çektiği görüntüler üzerinde çalışıyorlar. Cassini'nin Enceladus'a, önümüzdeki Ekim'de 25 kilometrelik çok yakın geçişini de içeren en az 9 yakın geçiş daha yapması planlanmıştır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

m81m82_zmaritsch.jpg

 

Gökada Savaşları : M81 M82'ye Karşı

Katkı Sağlayanlar : Rainer Zmaritsch ve Amexander Goss

Açıklama : Sol tarafta yer alan, mavi sarmal kollarla çevrelenmiş sarmal gökada M81'dir. Sağda yer alan ve kırmızı gaz ve toz bulutlarıyla göze çarpan ise düzensiz gökada M82'dir. Yukarıdaki çarpıcı manzara, bu iki devasa gökadanın milyarlarca yıldan beri içinde bulundukları bir kütleçekim mücadelesi içerisinde kilitlenip kaldıklarını göstermektedir. Her bir gökadanın kütleçekimi, milyonlarca yıl süren geçişler sırasında diğerini belirgin bir biçimde etkilemektedir. M82'nin kütleçekimi, son geçişte büyük bir olasılıkla M81 üzerinde yayılan yoğunluk dalgaları yaratmış ve sonuç olarak M81'in sarmal kollarındaki zenginliğe neden olmuştur. Buna karşılık M81, M82'yi öyle zorlu yıldız oluşum bölgeleri ve çarpışan gaz bulutlarıyla baş başa bırakmıştır ki; enerji yükünden dolayı gökada x-ışını dalga boyunda parıldamaktadır. Birkaç milyar yıl içerisinde ortada yalnızca bir gökada kalacaktır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

whiterock_marsexpress.jpg

 

Mars'taki Gizemli Parmak Biçimli Beyaz Kayalar

Katkı Sağlayanlar : G. Neukum (Açık Üniversite, Berlin) ve diğerleri, Mars Ekspresi, Alman Gezegen Araştırmaları Enstitüsü (DLR)

Açıklama : Mars'taki bu olağandışı beyaz kaya oluşumlarının nedeni neydi acaba? Eski bir göl zemininin kuruması sonrası geriye kalan tuz birikimleri olabilmeleri ihtimaliyle dikkat çeken bu parmaklarla ilgili detaylı araştırmalar, artık bu ihtimalin doğru olmadığına işaret ediyor. Açık renkli bu malzeme, çok düşük yoğunluklu bir bileşime işaret eden ve büyük bir ihtimalle de yanardağ külü veya rüzgârın getirdiği tozlardan meydana gelmiş olan çevre araziden aşınıp geriye kalmış gibi görünüyor. Kayalar ile çevrede yer alan kum arasındaki belirgin tezatlık, kumun olağandışı koyu rengiyle daha da artıyor. Yukarıdaki görüntü, halen Mars yörüngesinde bulunan Mars Ekspress uzay aracı tarafından çekilmiştir. Diğer bilim insanlarının arasından, gezegen bilimcisi Emily Lakdawalla bu tuhaf Mars yer biçimi ile ilgili merakını büyüleyici bir araştırmaya dönüştürmüş ve bu araştırma Plenetary Society (Gezegen Derneği) internet güncesinde kolayca anlaşılabilecek bir biçimde anlatılmıştır. Bu gizemli beyaz kaya, yaklaşık 100 kilometre genişliğindeki daha büyük bir krater içerisinde yer almakta olup yaklaşık 15 kilometre genişliğindedir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

phobos2_hirise.jpg

 

Phobos : Mars'ın Ölüme Mahkum Edilmiş Uydusu

Katkı Sağlayanlar : Yüksek Çözünürlüklü Görüntüleme Bilimsel Deneyi (HiRISE), Mars Keşfi Yörünge Aracı (MRO), Ay ve Gezegen Bilimleri Laboratuvarı (Arizona Üniversitesi), ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)

Açıklama : Bu uydu ölmeye mahkumdur. Adını eski Roma savaş tanrısından alan kırmızı gezegen Mars, Yunanca korku ve dehşet sözcüklerinden türetilmiş olan Phobos ve Deimos adında iki küçük uyduya sahiptir. Bu Mars uyduları, Mars ile Jüpiter arasındaki ana küçük gezegen kuşağından veya güneş sisteminin çok daha uzak köşelerinden ele geçirilmiş olabilir. Büyük olan uydu Phobos, Mars Keşfi Yörünge Aracı tarafından, piksel başına yedi metrelik çözünürlükle kaydedilen bu çarpıcı renkli görüntüde; gerçekten kraterli, küçük gezegen benzeri bir nesne gibi görülüyor. Fakat Phobos, uydumuz Ay'ın 400.000 kilometrelik uzaklığıyla karşılaştırıldığında yüzeyin yalnızca 5800 kilometre üzerinde, Mars'a o kadar yakın bir yörüngede döner ki; kütleçekimsel gelgit kuvvetleri onu aşağıya doğru çeker. Yaklaşık 100 milyon yıl içerisinde, Phobos, büyük bir olasılıkla amansız gelgit kuvvetlerinin neden olduğu baskıyla paramparça olup, Mars çevresinde halka oluşturan bir enkaz yığını haline gelecektir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

M63LRGB_hallas_800.jpg

 

Messier 63 : Ayçiçeği Gökadası

Katkı ve Telif Hakkı : Tony Hallas

Açıklama : Kuzey yarımküre göğünde parlak bir sarmal gökada olan Messier 63, sadık takımyıldız Avköpekleri yönünde yaklaşık 25 milyon ışıkyılı uzaklıkta yer almaktadır. Kayıtlara NGC 5055 olarak da girmiş olan bu görkemli evren adası, Samanyolumuzla yaklaşık aynı boyutlarda, yani yaklaşık 100.000 ışıkyılı genişliktedir. Yaygın olan Ayçiçeği Gökadası lakabı ile tanınan M63; parlak sarımsı çekirdeği ve uzaydaki toz şeritleriyle çizgi çizgi olmuş, pembe yıldız oluşum bölgeleriyle de benek benek görülen geniş bir alana yayılmış mavi sarmal kolları ile dikkat çekmektedir. Ancak uzun sureli bu poz, gökadanın sarmal kollarına ait dikkat çekici çıkıntıları ve soluk ilmikleri de gözler önüne sermektedir. Bilinen bir gökada grubunun önde gelen üyelerinden biri olan M63'ün esnemiş soluk özellikleri, yakınlarda yer alan gökadalarla yaşanan kütleçekimsel etkileşimlerin bir sonucu olabilir. M63, elektromanyetik tayf boyunca parıldamakta olup, yoğun bir yıldız oluşum patlaması içine girmiş olduğu düşünülmektedir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ngc2207_hst.jpg

 

Sarmal Gökadalar Çarpışıyor

Katkı Sağlayanlar : Debra Meloy Elmegreen (Vassar Koleji) ve diğerleri

ve Hubble Miras Takımı (Gökbilim Araştırmaları İçin Üniversiteler Birliği [AURA] / Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü [sTScI] / ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi [NASA])

Açıklama : Bundan milyarlarca yıl sonra, bu iki gökadadan geriye yalnızca bir tanesi kalacak. O zamana kadar NGC 2207 ve IC 2163 sarmal gökadaları; madde gelgitleri, sıkışmış gaz tabakaları, koyu renkli toz şeritleri, yıldız oluşum patlamaları ve fırlatılıp atılmış yıldız akıntıları yaratarak, birbirlerini yavaş yavaş parçalayacak. Gökbilimciler, sürecin sonunda solda yer alan büyük gökada NGC 2207'nin, sağda bulunan küçük gökada IC 2163'ü bünyesine dahil edeceğini tahmin ediyorlar. En yakın noktasına bundan 40 milyon yıl önce ulaşan son karşılaşmada, daha küçük olan gökada saat yönünün tersinde arkasını dönüyor ve şu anda da büyük gökadanın biraz gerisinde yer alıyor. Bu arada, yıldızlar arasındaki uzaklıklar o kadar büyüktür ki; gökadalar çarpıştıklarında, genellikle içlerinde yer alan yıldızlar çarpışmazlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ngc3582_noao.jpg

 

Yıldız Oluşum Bölgesi NGC 3582

Katkı ve Telif Hakkı : T. A. Rector (Alaska Anchorage Üniversitesi), T. Abbott, ABD Ulusal Optik Gökbilim Gözlemevi (NOAO), Gökbilim Araştırmaları İçin Üniversiteler Birliği (AURA), ABD Ulusal Bilim Vakfı (NSF)

Açıklama : NGC 3582 bulutsusunda neler oluyor acaba? Parlak yıldızlar ve ilginç moleküller oluşuyor. Bu karmaşık bulutsu, RCW 57 adı verilen yıldız oluşum bölgesinin yanındadır. Yukarıda yer alan görüntü içerisinde görülebilenler arasında, koyu renkli yıldızlararası tozdan meydana gelmiş yoğun topaklar, son birkaç milyon yıl içerisinde oluşmuş parlak yıldızlar, bu yıldızların iyonlaştırdığı ışıltılı hidrojen gazından oluşan geniş alanlar ve de ölmekte olan yıldızlar tarafından fırlatılmış gazlardan meydana gelen büyük ilmikler sayılabilir. NGC 3582 ile ilgili yakın tarihli ayrıntılı bir araştırma, oluşum süreçlerinin son aşamasında olan büyük kütleli en az 33 yıldız ile PAH (polisiklik aromatik hidrokarbon) olarak bilinen karmaşık karbon moleküllerinin varlığını kesin olarak ortaya koymuştur. PAH'ların yıldız oluşum bölgelerinin soğuyan gazları içerisinde ortaya çıktıkları düşünülmekte olup, beş milyar yıl önce Güneş'in oluşum bulutsusunda ortaya çıkmış olmaları Dünya'da yaşamın gelişmesi sürecinde önemli bir adım olabilir. Yukarıdaki görüntü, geçen yıl içerisinde, Şili'de bulunan Cerro Tololo Inter-Amerikan Gözlemevi'nde yer alan 4 metrelik Blanco Tekeskobu ile çekilmiştir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

arp272_hst_c800.jpg

 

Arp 272

Katkı Sağlayanlar : Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Uzay Dairesi (ESA), Hubble Miras Takımı (Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü [sTScI] / Gökbilim Araştırmaları İçin Üniversiteler Birliği [AURA]) - ESA / Hubble İşbirliği, K. Noll (STScI)

Açıklama : Hubble'ın 18. yıl dönümünü kutlamak amacıyla yayımlanan bir dizi uzay manzarasının bir parçası olan bu Hubble Uzay Teleskobu görüntüsü, birbirine bağlanmış sarmal kollarıyla çarpışmakta olan iki büyük gökadayı gösteriyor. Gökbilimci Halton Arp'ın Tuhaf Gökadalar Atlası'na Arp 272 olarak kaydedilmiş olan bu çift, aynı zamanda NGC 6050 ve IC 1179 olarak da bilinmektedir. Bu gökadalar, yaklaşık 450 milyon ışıkyılı uzaklıkta, Herkül Gökada Kümesi içerisinde yer almaktadır. Yukarıdaki görüntü, tahmini olan bu uzaklıkta 150 bin ışıkyılının üzerinde bir alanı kapsamaktadır. Bu senaryo biraz tuhaf görünse de, gökada çarpışmaları ve sonunda meydana gelen birleşmelerin yaygın bir şey olduğu artık anlaşılmış olup, Arp 272 bu kaçınılmaz sürecin bir aşamasını gözler önüne sermektedir. Aslına bakarsanız, yakınımızda bulunan Zincirli Prenses (Andromeda) Gökadası'nın kendi gökadamıza doğru yaklaşmakta olduğu bilinen bir gerçektir ve Arp 272 çok uzak gelecekte Zincirli Prenses Gökadası ile Samanyolu arasında meydana gelecek olan çarpışmanın bir anlık görüntüsünü sunuyor olabilir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.