Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Nicolaus Copernicus ( 1473 - 1543 )


Misafir birce

Önerilen İletiler

zzcopernicus.jpg

 

 

 

 

Nicolaus Copernicus

 

 

 

1473 yılında Torun'da doğmuştur. Cracow, Bologna, Padua

 

ve Ferrara üniversitelerinde teoloji, hukuk ve tıp öğrenimi görmüş, eğitimini tamamladıktan sonra Frauenburg Katedrali'ne papaz olarak atanmıştır.

 

 

 

Ancak Copernicus öncelikle astronomiye ilgi duymuştur; üniversite yıllarında İtalya'nın ünlü astronomlarıyla tanışmış

 

ve onlardan almış olduğu derslerle bu alandaki bilgisini geliştirme olanağı bulmuştur.

 

 

 

Copernicus, Güneş merkezli gök sisteminin kurucusudur; Güneş'in evrenin merkezinde bulunduğunu ve Yer'in bir gezegen gibi,

 

Güneş'in çevresinde dolandığını savunan bu sistemi, 1543 yılında basılan, Gök Kürelerinin Hareketi adlı ünlü kitabında bütün yönleriyle açıklamıştır.

 

Bu yapıt iki ana bölümden oluşur. Birinci bölümde sistemin ana hatları tanıtılmış ve ikinci bölümde ise ayrıntılara inilmiştir.

 

 

 

Copernicus sisteminde, merkezde Güneş bulunur ve sırasıyla Merkür, Venüs, Yer, Mars, Jüpiter ve Satürn gezegenleri,

 

Güneş'in çevresinde dairesel yörüngeler üzerinde sabit hızlarla dolanırlar; Ay, bir gezegen değil, Yer'in çevresinde devinen bir uydudur.

 

Satürn gezegeninden sonra, bütün gezegenleri kuşatan ve hareketsiz olan sabit yıldızlar küresi gelir.

 

Gece ve gündüzler, Yer'in ekseni etrafındaki dönüşlerinden, mevsimler ise Yer'in Güneş çevresindeki dolanımlarından meydana gelir.

 

 

 

Gök Kürelerinin Hareketi'nin yayınlanması Avrupa'da büyük bir heyecan yaratmamış, astronomlar da dahil olmak üzere pek az kişi bu yapıtın

 

değerini kavramıştır.

 

Genellikle kitapta tasvir edilen sistem, gezegen kataloglarının hazırlanmasına yardımcı olacak yeni bir yöntem olarak benimsenmiştir.

 

 

 

Erasmus Reinhold (1511-1553) 1524'de, yani daha Copernicus'un yapıtı basılmadan önce,

 

Güneş merkezli sistemi yeni bir çağın başlangıcı olarak karşılamış ve hemen bu sistemi temele alan

 

ve Tabulae Prutenica olarak tanınan bir gezegen katalogu hazırlamıştı. Bu katalog, o dönemde kullanılmakta olan Alfons kataloglarına göre

 

daha başarılı sayılsa da, umulanı verememişti.

 

 

 

Bazı astronomlar ise Copernicus'tan çok daha ileri gitmişlerdi. Battista Benedetti (1530-1590) gezegenlerin meskun olabileceğini söylüyordu.

 

Giordano Bruno (1548-1600) ise, Güneş'in rotasyon hareketi yaptığını, kutuplarda basık olduğunu, sabit yıldızların birer Güneş olabileceğini,

 

evrenin sonsuz olduğunu ileri sürmüştü; bilindiği gibi, sonradan bu görüşlerin çoğu doğrulanacaktı.

 

 

 

Ancak Bruno, Aristoteles ve Batlamyus kozmolojisine dayanan kilise öğretisine karşı geldiği için dinsizlikle suçlandı

 

ve 1600 yılında bu görüşlerinden ötürü yakıldı.

 

Dini çevreler Copernicus'u hoşgörü ile karşılamıyorlardı.

 

En sert tepkiler Protestanlardan gelmişti; Papa'yı İncil'e sadakat göstermemekle suçluyorlardı.

 

Bunların başında Luther ve Melanchton geliyordu.

 

Böyle bir ortam Copernicus ile İncil'i uzlaştırma çabalarına yol açtı. Bir İspanyol İncil'deki şu cümleye dayanarak Yer'in hareketini kabul etmişti:

 

"Kim Yer'i yerinden oynattı ve bunun etkisiyle sütunlar sarsıldı."

 

 

 

Bruno'nun yakılmış ve Galilei'nin engizisyon tarafından cezalandırılmış olmasının etkisi çok büyük olmuştu.

 

Nitekim Pierre Gassendi kutsal kitapla uyuşmuş olsaydı, Copernicus sistemini tercih edebileceğini söylüyordu.

 

 

 

 

copernicus2.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

15942.jpg

 

 

Kendi başına ve yardım almadan yaptı. Gökyüzünü kathedralin duvarları içindeki bir Copernicus'un yapıtı

ve Copernicus sistemini konu alan kitaplar, 1882 yılına kadar kilisenin yasakladığı kitaplar listesinde yer aldı

ve bu tarihte Kardinaller Meclisi, Katolik çevrelerinde Copernicus'un okutulabileceğini ilan etti.

 

 

Yeni sistemin bazı soruların yanıtını verememesi, yayılmasını ve gelişmesini engelleyen en önemli etkenlerden biriydi.

Bu konudaki tartışmalar, Galilei'nin modern fiziğin temellerini atmasıyla son buldu.

 

Böylece düşünce tarihinde, yeni atılımlara sahne olacak, yepyeni bir ufuk açılmış oldu.

 

 

Gök Kürelerinin Hareketi'nin 1543 yılında yayımlanması Rönesans'ın en önemli olaylarından biridir.

Bunun özellikle astronomideki ve genellikle doğa bilimlerindeki ve tüm insan düşüncesindeki etkileri çok derindir.

 

 

Her ne kadar bazı noktalarda eskiye bağlı kalmışsa da Kant'ın (1724-1804) belirttiği gibi, getirmiş olduğu görüş kökten bir değişikliğin sembolüdür.

 

Bu yüzden bilim tarihi açısından bu yapıt Ortaçağ ile Yeniçağ'ı birbirinden ayıran gerçek bir hudut taşı olarak kabul edilir.

 

 

Copernicus'ten önce de Güneş merkezli sistemi ortaya koyanlar olmuştu, ama bunların hiç birisi Copernicus gibi etkili olamamıştır.

Copernicus temel prensiplerini ortaya koyduktan sonra yaşamının hemen hemen otuz yılını bunu bir hesaplama sistemi haline getirme çabasıyla geçirmiştir.

 

 

Sonunda çok eleştirildiği gibi karmaşık da olsa, hatta Batlamyus'tan daha başarılı olmasa da, Yer merkezli sistemin karşısına, aynı ayrıntılı

 

hesaplama olanağına sahip bir ikinci sistemi koyabilmiştir.

 

 

Almagest'ten hesaplama tekniğini, gözlem sonuçlarını almasına rağmen, Ortaçağ bilimine en büyük darbeyi indirmiş, modern astronomiye,

 

modern fiziğe giden yolu açmış, kuşkusuz Yeniçağ'ın öncüsü adını almaya hak kazanmıştır.

 

 

Onun astronomiye zaten var olan merakı giderek bir numaralı ilgi alanı oldu.

 

O araştırmalarını kuleden gözlemledi ve bu gözlemleri teleskop’un icadına yüzlerce yıl kala çıplak gözle gerçekleştirdi.

 

 

1530’da dünyanın kendi ekseni etrafında günde bir kere, güneşin etrafında yılda bir kere döndüğünü iddia ettiği büyük çalışması De Revolutionibus’u bitirdi.

 

Bu o zamanlar inanılmaz birşeydi.

 

Copernik’e kadar, batı dünyası evrenin gerisinde hiçbirşey olmayan kapalı ve küresel bir yapıda olduğunu iddia ettiği Ptolemiac teorisine inanıyordu.

 

 

O zamana kadar düşünürlerin hemfikir olduğu Claudius Ptolemy Alexandra’da yaşayan bir Mısırlı’ydı. Potelmy’e göre dünya; sabit, hareketsiz

ve evrenin merkezine konumlandırılmış güneş dahil herşey onun etrafında dönmekte idi.

 

Bu insan doğasına çekici gelen bir teoriydi. İnsanın günlük gözlemlerine ve egosuna uygun düşen birşeydi.

 

Copernik teorisini yayımlamakta acele etmedi. Teorinin birkaç astronom arasında incelenerek, kendisine fikir verebileceğini düşündü.

 

Copernik’in çalışmaları, eğer genç bir adam bu çalışmaları 1939’da incelememiş olsaydı hiçbir zaman basılacak duruma gelemeyebilirdi.

 

66 yaşındaki bir rahibin yazısını okuyup ilgilenen 25 yaşındaki Alman Profesör George Rheticus ‘du.

Copernik’in çalışmalarıyle birkaç hafta ilgilenmeyi tasarladı ama,iki yıl boyunca teori üzerine çalıştı ve teoriden çok fazla etkilendi.

 

 

O zamana kadar Copernik teoriyi yayımlamakta isteksizdi. Kilisenin teorisi hakkında ne söyleyeceği ile çok ilgilenmesede o herşeyin mükemmel olmasını isteyen

 

ve 30 yıl teori hakkında çalışmasına rağmen hiçbir zaman tamamlanmadığını düşünen biriydi.

Copernik için gözlemler sürekli tekrar edilmeliydi (İlginç olan dünyanın 300 yılının kaybına yolaçan elyazmaları 19. yüzyıl ortalarında Prag’da bulundu.

 

 

15943.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu yazmalar gösterdi ki Copernik teorisini sürekli gözden geçiriyordu. Bu yazmaların hepsi o zamanlar için bilgili kişilerin kullandığı latince ile yazılmıştı.).

 

Copernik 1543’de öldü ve hiçbir zaman çalışmalarının nasıl bir sansasyon yarattığını göremedi. Ortaçağdan kalma filozofik

ve dinsel inanışlara karşı geldi. Copernik teorisi insanın, evrenin kendisi için yaratılmadığını, yalnızca onun bir parçası olduğunu düşünmeye zorladı.

 

Onun çalışmalarının en önemli yanı insanın Cosmos’a bakışını değiştirmiş olmasıdır.

 

Son dört yüz yılda tanık olduğumuz bilimsel gelişmelerin astronomideki bu devrimle başladığı söylenebilir.

 

Güneş merkezi sistem yalnızca modern bilimin doğuşuna değil, insanın evren içindeki yerini saptamada yeni

ve daha ölçülü bir görüşün ortaya çıkmasının başlangıcıdır aynı zamanda. Copernicus'la birlikte insan, kendini doğanın bir parçası saymaya başladı.

 

Önceki süreçlerle ilgili olarak, Babillerin göksel nesnelerle ilgili gözlemleri, Yunanlıların kuramsal incelemeleri

ve 17. yüzyıla gelinceye kadar egemenliğini sürdüren "Batlamyus sistemi"'nin yarattığı birikim, bu devrimi hazırladı denilebilir.

 

Copernicus'un bu buluşunun Rönesans ve sonraki sürece tekabül etmesi bir şanstır aynı zamanda.

 

Batlumyus'a göre gökyüzü, yıldızların çakılı olduğu dönen bir küre idi. Dünya bu kürenin merkezinde sabit bir yere sahipti.

Çevresinde ay, güneş vd. gezegenlerden oluşan bir dizi küre mevcuttu.

 

Tanrısal bir düzen olarak algılanan bu sistemle insanoğluna evrenin merkezinde olma onurunu(!) veriyor idi.

- Ne var ki bu sistem, Copernicus açısından son derece karmaşık, tutarsız, parçaları ayrı yerlerde olan bir heykeli andırıyordu.

 

Copernicus'un ilk çıkışı astronomiyi basitleştirmek ve tutarlı hale getirmek kaygısıyla olmuştur.

 

Sisteme devrimci özelliğini veren şey ise yer merkezli sistem yerine güneş merkezli sistemi savunması

ve Yer'in sıradan bir gezegen olduğunu belirtmesidir. (Evren'in sınırlılığı anlayışı terkedilmemiştir.)

 

Copernicus'a göre Gezegenleri taşıyan göksel küreler, dünyanın değil, güneşin etrafında dönüyordu.

Dünya merkezde değildir ve sabit de değildir. Yıllık ve günlük dönüşler sergiler.

 

 

 

 

dbp1973758nikolauskoper.jpg

copernicus12.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.