Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

HASANKEYF


wherthus

Önerilen İletiler

HASANKEYF'LE İLGİLİ GENEL BİLGİLER

 

anasayfa.jpg

 

Hasankeyf’in ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu bilinmiyor.Ancak şehir ve etrafındaki binlerce mağara insanların buraya çağlar öncesinden yerleştiğini gösteriyor.

 

Hasankeyf, insanlığın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Mezapotamya bölgesinde yer almaktadır. Hem içinden Dicle nehrinin akıp gitmesi, korunmaya müsait coğrafi yapısı, mesken olarak kullanılan binlerce mağarası hep dikkatleri çekmiş ve çağlar boyunca stratejik önemini korumuştur. Yekpare taştan meydana gelen kalesi nedeniyle “Hısn Keyfa” adını almıştır. Ancak başka isimler de kullanıldığı bilinmektedir.

 

 

ANTİK DÖNEMDE HASANKEYF

 

Milattan önceki dönemlerde Hasankeyf’in ne gibi tarihi gelişmelere sahne olduğu, kimlerin burada hüküm sürdüğü tarihin karanlık sayfalarından biridir. Bu konuda yazılı herhangi bir kaynak bulunmamaktadır. İleride yapılacak arkeolojik çalışmalar bu konuya ışık tutacaktır. Yalnız Mezapotamya bölgesine hakim olan kavimlerin en gözde yerlerinden birinin Hasankeyf olduğunu söylemek mümkündür.

 

 

 

BİZANS DÖNEMİNDE HASANKEYF

 

Miladi ilk asırlarda Hasankeyf, Bizanslılarla Sasaniler arasında el değiştirmiş. Zaman zaman Bizanslıların zaman zaman da Sasaniler’in elinde kalmıştır. Miladi dördüncü asrın ortalarında Hasankeyf’e sağlam bir kale yapan Bizanslılar, hemen hemen burayı bir daha Sasaniler’e hiç kaptırmamışlardır. Bizansın hakimiyeti Müslümanların burayı elegeçirdiği 7. Asrın başlarına kadar sürmüştür.

 

 

 

İSLAM DÖNEMİNDE HASANKEYF

 

Müslümanlar burayı ikinci halife Hz.Ömer döneminde M.638. yılında fethettiler. Halifeler döneminin ardından sırası ile Emeviler, Abbasiler, Hamdaniler, Mervaniler, Artuklular, Eyyubiler ve Osmanlılar buraya hakim oldu.

Hasankeyf, tarihi önemini Artuklular’ın M.S.1101 yılında buraya hakim olması ile kazandı. Bu tarihten itibaren o günkü ismi ile HISN KEYFA, ortaçağın önemli şehirlerinden biri oldu.

Kuzeyden güneye kıvrılıp giden Dicle nehri üzerinde yer alması ve o günlerde ticaretin önemli bir kısmının nehir yoluyla yapılması nedeniyle Hasankeyf, ticare ve ekonomik olarak da gelişti.

Hasankeyf’i Artuklular’dan alan (M.1232) Eyyubi Kürtleri, henüz bölgeye tam hakim olamadan Moğol istilası ve harabiyeti ile karşılaştı. Bircok yerleşim yeri gibi burası da altüst oldu.

Kürt Eyyubiler, Moğol şokunu atlattıktan sonra 14. Asrın başlarından itibaren Hasankeyf’i yeniden imar etmeye başladı. Özellikle bugün Hasankeyf’te bulunan birçok eserde imzası bulunan Eyyubiler’in, Sultan Süleyman zamanında bu imar faaliyeti zirveye ulaştı. Hasankeyf, Eyyubiler zamanında tarihinin en parlak dönemlerinden birini yaşadı.

Nihayet Osmanlılar’ın gücüne karşı direnemeyen, Safeviler’in baskıları ve iç hesaplaşmalarla iyice yıpranan Eyyubiler, 1515 yılında burayı Osmanlılar’a bıraktı. Bu tarihten itibaren şehir tarihi önemini kaybederek günümüze geldi. Ancak bütün ihmallere ve tabii tahribata rağmen birçok eseri günümüze ulaştırdı. Şimdi burada kısaca bu eserlerden bazılarına değinelim;

 

 

 

KALE

 

Kalenin eski çağlardan beri bir iskan yeri olarak kullanıldığı mağara yapılardan anlaşılmaktadır. Ancak kale olarak kullanılmaya başlanması Bizanslılar dönemine rastlamaktadır.

Yekpare taştan olması nedeniyle çok korunaklı olması, üzerinde birkaç tarihi eserin olması, gizli yollarla nehre inilmesi ve kaleye çıkan yol üzerindeki zarif, muhteşem taş kapısıyla dikkatleri çekmektedir.

Kaleye doğudan merdivenli bir yolla ulaşılmaktadır. Bu yolun hemen başında bulunan oyma taşlardan yapılmış Eyyübilere ait olduğu üzerindeki kitabeden anlaşılmaktadır. Bu yolun üst tarafında da kısmen harap olmuş diğer bir kapı yer almaktadır.

Kalenin kuzeydoğu ucunda dev bir kule gibi yükselen Küçük Saray yer almaktadır. Ayrıca kalede Ulu Cami, Büyük Saray yer almaktadır. Bu eserlerle ilgili bilgi verilecektir.

Kalenin dikkate değer özelliklerinden biri de, gerek Artuklular gerekse Eyyübiler döneminde buraya su çıkarılmış olmasıdır. Asırlarca kale bu su ile hayat bulmuş. Bu suyun kesildiği olağanüstü zamanlarda kalenin kuzeyinde yer alan merdivenli yollarla nehirden su alınmış.

Kalenin tarihlerde silah zoru ile ele geçirildiği yazılmıyor.

 

 

 

KÖPRÜ

 

Tarihi kaynaklarda köprünün 1116 tarihinde Artuklu Fahrettin Karaaslan tarafından yapıldığı yazılı. Ancak Hasankeyf 638 yılında Müslümanlarca fethedildiği sırada bir köprüden bahsedilmektedir. Bu nedenle köprünün antik bir temel üzerinde yapılmış olması ihtimal dahilindedir.

Kemer açıklılkları itibariyle ortaçağda yapılan taş köprülerin en büyüğüdür. Ortadaki büyük kemeri taşıyan iki orta ayağın arasındaki açıklık 40 metredir. Doğu ve batıdaki küçük kemerler dışındaki ortadaki büyük kemerler tamamen yıkılmış durumda.

Araştırmalara göre köprünün en büyük kemerin ortası ahşaptandı. Düşman şehre saldırdığı zaman bu ahşap kısım yerinden kaldırılır, düşmanın şehre girişi engellenirdi. Bu özellik köprünün ömrünü kısaltmış.

Köprünün önemli özelliklerinden biri de orta ayakları üzerinde yer alan ve on iki burcu simgelediği tahmin edilen figürlerdir. Bir ikisi dışında tahrip olmuş ve şekil olarak he ifade ettikleri anlaşılmaz hale gelmiştir. Köprünün ne zaman yıkıldığı da bilinmemektedir.

 

 

 

EL-RIZK CAMİİ

 

Dicle nehrinin doğusunda köprü ayağına yakın bir mevkide yer alır. Portal girişindeki kitabeden eserin, 1409 yılında Eyyubi Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır.

Bugün camiden sadece minare sağlam kalmış. Kısmen yıkılmış portal giriş kapısında yer alan kitabenin altında bitkisel süsler arasında Allah’ın doksan dokuz ismi yazılmış. Camiin önemli özelliklerinden biri de cami minaresinin çift yollu olmasıdır.

 

 

 

SULTAN SÜLEYMAN CAMİİ

 

Minare şerefeden itibaren bilinmeyen bir tarihte yıkılmış. Minare, kuşaklara ayrılmış, kuşaklar farklı bitkisel süslerle bezenmiş.

 

 

 

KOÇ CAMİİ

 

Sultan Süleyman Camii doğusunda yer alır. Genel özelliklerinden, alçı süslemelerinden Eyyübiler’e ait olduğu tahmin edilmektedir. Yer yer sökülmesine rağmen Hasankeyf’te en canlı alçı süslemelere sahip bir eserdir. Kitabesi olmadığından kesin olarak kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir.

 

 

 

ZEYNEL BEY TÜRBESİ

 

Kısa bir süre Hasankeyf’te hakim olan Akkoyunlular’a ait tek eserdir. Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın oğlu Zeynel Bey’e ait olduğu üzerindeki kitabeden anlaşılmaktadır.

 

 

 

KALEDEKİ ULU CAMİ

 

Eyyubiler’in Hasankeyf’teki ilk eseridir. 1325 yılında bir kilise kalıntısı üzerine inşa edilmiş. Yapı gibi minaresi de genellikle moloz taşlardan yapılmıştır. Minarenin kuzeyinde bulunan alçı süsleme ve kitabe dikkate değer. Cami minberinden günümüze ulaşan ahşap kitabe, yazısı ve oyma süsleri ile günümüze ulaşan nadir parçalardardan biridir.

 

 

KÜÇÜK SARAY

 

Kalenin kuzey-doğu ucunda bulunmaktadır. Saray, aşağıdan itibaren yontulmuş kaya kütlesi üzerinde inşa edilmiş. Eyyubilerin Hasankeyf’teki ilk eserlerinden biridir.

Kuzeye bakan cephedeki pencerenin üstünde iki aslan kabartması, bu kabartmaların ortasında kufi levhalar yer almaktadır. Sarayın kuzey ve batı cephelerinde alçı süslemelerin izlerine rastlamaktadır.

 

 

 

BÜYÜK SARAY

 

Kalenin kuzeyinde Ulu Camiinin altında yer almaktadır. Büyük ölçüde yıkılmış ve göçükler altında kalmıştır. Yapının en önemli özelliği, binadan bağımsız, giriş kapısının karşısında diktörtgen bir kulenin yükseliyor olmasıdır. Burası kesme taşlardan örülmüş, köprüden olduğu gibi taşlar madeni kromplarla birbirine kenetlenmiştir. Burasının gözetleme kulesi veya yıldırımlık görevi gördüğü tahmin ediliyor.

 

 

 

 

 

Coğrafi Durum

 

Hasankeyf İlçesi Yurdumuzun Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Batman İline bağlı, Dicle Nehrinin doğu kıyısında yer almaktadır. Güneyinde Güneydoğu Midyat Dağları, Kuzeyinde ise Petrol Mahzeni Raman Dağları bulunmaktadır. İlçe Merkezi 520 rakımda olup, Batman İl merkezine 37 km. mesafededir. Hasankeyf, ortaçağ dünyasının kültür, ticaret ve siyaset odaklarının bütünleştiği, ihtişamlı ve gizemli bir antik kenttir.

 

İlçede ortalama sıcaklık 25 derece olup, yazın sıcaklık 40-43 dereceler arasında, kışın ise ortalama sıcaklık 6-8 derecelerde seyreder. Yılın ortalama 90 günü yağışlı geçmektedir. Dicle Nehri, bölgeye hayat veren bir akarsudur. Hasankeyf’te Dicle Nehri kıyısında yer almaktadır. Dicle Nehri tarihte önemli bir su yolu güzergahı içinde yer aldığından Hasankeyf’in Jeopolitik konumundan kaynaklanan önemi daha da artmıştır.

 

İdari Durum ve İlçe Statüsünü Kazanması

 

1926 yılında Mardin İline bağlı Gercüş İlçesinin kurulmasıyla birlikte Hasankeyf bu İlçeye bağlı bir bucak merkezi iken, 18 Mayıs 1990 tarih ve 3647 sayılı Kanunla Batman’ın İl olmasıyla birlikte Hasankeyf İlçe statüsü kazanmıştır. İlçenin toplam Nüfusu 7.464 kişi olup, İlçe merkezinde 3.655 kişi, köylerde ise 3.809 kişi yaşamaktadır İlçenin 18 köyü ve 7 mezrası bulunmaktadır. Terör örgütünün baskıları sonucu İlçeye bağlı Kumluca, Palamut ve Soğucak köyleri ve bunlara bağlı mezralar boşalmıştır

 

Ekonomik-Sosyal Durum

 

İlçe halkı 1974 yılına kadar kale başındaki yerleşim birimlerinde ve mağaralarda iskan etmiştir. 1974 yılında Afet evleri olarak bilinen 245 adet sosyal konut yapılmış olup, halk bu konutlara yerleştirilmiştir. İlçe merkez ve köylerinde halk, geleneklerine bağlıdır. Ev işlerinde kadınlar, ticaret, ziraat ve diğer sahalarda erkekler faaliyet göstermektedir. İlçe merkezinde vatandaşın bir kısmı ticaret ve ziraatla diğer bir kısmı nakliyecilik ve Dicle nehri yatağındaki kum işçiliği yoluyla geçimini temin etmektedir. İlçe Batman- Şırnak ve Batman-Mardin karayolu üzerinde bulunduğu için çok miktarda terzi, market ve lokanta faaliyet göstermektedir.

 

El sanatları alanında sadece dokumacılık mevcut olup, küçük çapta balıkçılık yapan vatandaşlar mevcuttur. İşsizlik çok yaygın olduğu için genelde halkın gelir düzeyi düşük olup, ticaret gerilemiş halkın büyük bir kısmı Batman İl merkeziyle, Akdeniz kıyısındaki şehirlere göç etmişlerdir.

 

Ulaşım

Hasankeyf, Batman’a 37 Kilometre mesafededir. Batman - Midyat ana karayolu üzerinde olup, ulaşım yönünden hiçbir sıkıntı yoktur. Her an içinde bir toplu ulaşım aracına rastlamak mümkündür.

 

Her gün Batman’a düzenli uçak seferleri yapılmaktadır. Her gün; Ankara - Batman 10.00. saatlerinde , Batman - Ankara 12.15. saatlerinde uçak seferleri olup, uçak yolculuğu 01.15 saat sürmektedir. Ayrıca Hasankeyf İlçesine Diyarbakır üzerinden de her gün düzenli uçak seferleri ile ulaşmak mümkündür.

 

Turizm

 

Tarih ve doğanın kesiştiği, medeniyetlerin odak noktasında önemli bir tarih ve kültür potansiyeline sahip Hasankeyf’ te ortaçağ havasını teneffüs etmek mümkündür.

 

Hasankeyf İlçesi özellikle hafta sonları yerli ve yabancı ziyaretçi akınına uğramaktadır.Yerli ve yabancı turistler Dicle nehri kenarında kurulan çardak tipi lokantalarda yemek yemekte, mağaralarda bulunan Yolgeçen Hanı gibi tesislerde dinlenme imkanı bulmaktadırlar.

 

İlçede 20 yataklı Motel ve 12 yataklı Öğretmen Evi bulunmaktadır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.