Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Fabl nedir?


Legendary

Önerilen İletiler

Bir tür küçük öyküdür. Olaya dayalı bir anlatımı vardır. Hayattan alınan küçücük kesitler, hayvanlar ya da bitkiler arasında geçmiş gibi anlatılır. Bugün daha çok çocuk edebiyatında yer alan fablların, toplumu eğitici; örneklendirme ile kötü davranışlardan caydırıcı özelliği ile eskiden büyükleri eğitmede de kullanıldığı sanılmaktadır.

 

Fabllerde soyut konular, olay plânıyla hem somutlaştırılarak hem de hareket kazandırılarak işlenir. Olaylar bizi güldürürken eğitir. İnsanlar arasında geçen iyi-kötü, cesur-korkak, dürüst-ikiyüzlü, gözü tok-aç gözlü... vb. çatışmalar; bu niteliklerin yakıştırıldığı hayvan kahramanlar arasında geçmiş gibi gösterilir.Fablin de dört ögesi vardır; kişiler, olay, zaman, yer.

 

. Kişiler: Fablin konusu olan olay, kişileştirilmiş en az iki hayvanın başından geçer. Bunlardan biri iyi ahlâklı bir tipi, diğeri kötü ahlâklı bir tipi canlandırır.Fablde ikinci derecede kişiler çok azdır, bazen yoktur. Kişi betimlemesi yoktur.Kahramanlar arasında tilki varsa biz onu kurnaz insan yerine koyarız; arslan varsa cesaretine güvenen biri yerine koyarız. Kısa olay bile bütün yönleriyle değil, yalnızca fable konu olan yönüyle tanımlanır. Derinlemesine duygu çözümlemelerine yer verilmez. Fabllerde bir de anlatıcı kişi vardır. Bu kişinin de betimlemesi yapılmaz, cinsiyeti verilmez. Anlatıcı kahramanları izler, dersini alır. Böylece dinleyen ile aynı görüşü paylaşır.

 

Olay: Fablin konusu insan başına gelebilecek her hangi bir olaydır. Olay,kahramanın eyleme dönüşmüş beğenme, istek, özlem, öfke, korku... gibi tutkuya dönüşmüş duygularından doğar. Fablin gövdesini bir olay oluşturur, asıl önemli olan fablin anlatılış nedenidir. Buna "ders" denir. Fabl plânı dört bölümdür: Serim, düğüm, çözüm, öğüt.

 

Serim: Olayın türüne, çıkarılacak derse göre kişileştirilmiş hayvanlar veçevre tanıtımının yapıldığı bölümdür.

 

Düğüm: Olay o çevrede verilmek istenen derse göre gelişir. Kısa ve sıkkonuşmalar vardır. Hemen birkaç konuşma ile olay düğümlenir

 

Çözüm: Olay beklenmedik bir sonuçla biter. Fablin en kısa bölümüdür.

 

Öğüt: Ana fikir bu bölümde öğüt niteliğinde verilir. Bu bölüm kimi zaman başta, kimi zaman sondadır. Kimi zaman da sonuç okuyucuya bırakılır.

 

Yer: Tasvir yapılmaz fakat çevre çok iyi verilmelidir: Orman, göl kenarı,yol... gibi. Olayın geçtiği yer olayla birlikte değişebilir.

 

Zaman: Her olay gibi fabldeki olay da bir zaman diliminde geçer. Kronolojik zaman kullanılır.

 

Dünyanın en ünlü fabl yazarları Ezop ve Jean de La Fontaine'dir. Ezop'un fablları İ.Ö. 300 yılında derlenerek yazıya geçirilmiştir. ABD'li James Thurber ve İngiliz George Orwell çağdaş fabl yazarlarıdır. Fablı ilk olarak yazanlar Hititlerdir. Hititler fablları taş tabletlere yazıp resimliyorlardı.

 

Fabl özellikleri (özet)

 

. İnsanlar arasında cereyan eden olayları hayvanlar bitkiler ya da cansız varlıklar arasında geçiyormuş gibi göstererek bu yolla insanlara ahlak ve ibret dersi vermek örnek göstermek ya da bir düşünceye güç kazandırmak isteyen bir çeşit masaldır.

. Teşhis ve intak sanatları üzerine kurulmuştur.

. En önemli bilinen kişileri Beydeba, Ezop ve La Fontaine'dir.

. Türkiye'de ise Ahmet Mithat Efendi ve Şinasi'dir..

. Dünya edebiyatında ilk ve önemli fabllar Hint yazarı Beydeba'ya aittir. Beydeba'nın fablları Kelile ve Dimne adlı bir eserde toplanmıştır.

. Türkçedeki ilk örneği 'Harname' (Şeyhi)dir.

. Fabllar manzum(şiir) veya nesir(düz yazı) biçiminde yazılabilirler.

 

Fabl örneği-Keçi Can Pazarında

 

Keçiciğin aklı bir karış havada ya, sürüsünü bir yana bırakmış, bir başına otlaya otlaya çekip gitmiş. Hain koca kurt, kaçırır mı; hemen görmüş keçiciği:

"Heh, işte ağzıma lâyık bir lokma. Yaşasın!" demiş.

Keçicik, bakmış can pazarı. Hiç kurtuluş murtuluş yok:

"Eh, n'apalım, demek kaderimizde sana yem olmak varmış kurt ." demiş. "Madem ölüm kapıya geldi, bari bana biraz kaval çal ki, neşeleneyim, kendimi unutup öyle öleyim.."Kurt, "Son isteği zavallının... "demiş. Bulmuşbir kaval, füyt füüyt çalmaya başlamış. Kurt çalmış, keçicik, oynamış. Derken ötelerden kaval sesini alan köpekler koşturmuşlar; gelmişler, kurdu önlerine düşürüp bir güzel kovalamışlar. Kaçmadan önce, kurt, durumu anlayıp oyuna geldiğini sezinlemiş:

"Suç sende değil bende. Neme gerekti benim kaval çalmak, neme gerekti bana köçekli kurban!" demiş.

 

Zamansız bir işe kalkışmanın sonu budur. Ölçmeli, biçmeli adımını ona göre atmalı. Tersi oldu mu, işte böyle Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurundan olursun. (Aisopos, Ezop Masalları, Tarık Dursun K. Mayıs 1981.)

 

Fabl örneği-Horoz ile Tilki

 

Görmüş geçirmiş, anasının gözü bir horoz

Tünemiş bir ağacın dalına.

Kurnaz tilki, sesini yumuşatarak, ona

Dedi ki: "Kardeşçiğim, artık dostuz;

Barış oldu hayvanlar arasında.

Müjde getirdim sana, in de bir öpüşelim;

Ama Allah aşkına oyalanma;

Çünkü bilirisin ya, başımdan aşkım işlerim.

Oysaki siz serbestsiniz daima,

İşleri düşünemeye bilirsiniz;

Hem artık siz yardım da ederiz.

Ama, kuzum, in de aşağıya bir

Doya doya öpeyim gözlerinden"

 

"Kardeşim" dedi horoz, "Bu mutlu haberinden

Daha güzel bir haber almazdım şüphesiz.

Bu nefis

Bu mutlu haberinden.

Üstelik bunu senden öğrenmekle

Sevincim iki kat oldu. Ama, dur hele.

Bunu müjdelemek için olacak,

Bak iki tazı geliyor koşarak"

Hızlı da koşuyorlar; haydi ben ineyim de

Hep birden öpüşelim tazılar geldiğinde.

"Hoşça kal " dedi tilki, "Yolum biraz uzunca,

Kutlarız bu barışı yeniden buluşunca."

Çabuk toplayıp tası tarağı,

Külhani bir anda tırmandı dağı.

Bir iş çıkmamıştı numarasından.

O sırada çalının arkasından,

İhtiyar horoz kıs kıs gülüyordu.

Oyunbazı oynatmak pek tatlı oluyordu.

 

La Fontaine'den çeviren; Orhan Veli Kanık

 

Fabl örneği-Aslan ile Fare

 

Herkes herkese yardım etmeli,

Ben büyük, o küçük dememeli

İki masalım var bunun üstüne,

Başka da bulurum isteyene.

 

Aslan toprakla oynuyormuş bir gün;

Birde bakmış pençesinde fare,

Aslan, aslan yürekliymiş o gün,

Kıymamış canına, bırakmış yere.

Boşuna gitmemiş bu iyiliği.

Kimin aklına gelir,

Farenin aslana iyilik edeceği?

 

Etmiş işte, hem de canını kurtarmış.

Günün birinde aslan

Biraz çıkayım derken ormandan,

Düşmüş bir tuzağa,

Ağla içinde kalmış;

Kükremiş durmuş boşuna;

Bereket fare usta yetişmiş imdada;

Bu iş kükremekle değil,

Kemirmekle olur demiş.

 

Başlamış incecik dişlerini işletmeye

Gelmiş ipin hakkından kıtır kıtır.

Bir ilmik kopunca ağdan hayır mı kalır?

Sabır, biraz da zaman

Güçten, öfkeden daha yaman.

 

La Fontain'den çeviren:Orhan Veli Kanık

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.