Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Mersin Halk Edebiyatı


_asi_

Önerilen İletiler

HALK EDEBİYATI

 

KARACAOĞLAN:

Karacaoğlan, Türk Milleti’nin en şöhretli ozanıdır. Çünkü O’nun şöhreti Türkiye sınırlarını aşarak Avrupa’ya ve Asya’ya yayılmıştır. Bu nedenledir ki musikinin hangi türüyle uğraşmakta olursa olsun, bütün bestekarlar, Karacaoğlan’ın şiirlerini besteleme yarışına girmişlerdir. Halen Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği, Hafif Türk Müziği, Tasavvuf Musikisi ve hatta Klasik Batı Müziği dallarında uğraş veren sanatçıların hepsinin repertuarında Karacaoğlan vardır.

 

Mut ilçemiz, yıllar önce, Karacaoğlan konusunda en etkili ve gerçekçi çalışmalar yapmış ve Karacaoğlan’ın mezarını Mut’ta olduğunu kanıtlamıştır. 1962’de başlatılan Karacaoğlan’la ilgili düzenlemelerin içerisinde, ulusal ve uluslararası seviyede 22 defa da bilimsel kongre sempozyum yapılmıştır. Bunların en önemlisi 1975 yılında Ankara ve İstanbul’da gerçekleştirilen uluslar arası Karacaoğlan Seminerleri’dir. Zira o tarihte, bütün Mut adeta seferber olmuş Ankara ve İstanbul’daki etkinliklerle, Mut Türkmen – Türk kültürünü bütün dünyaya öncelikle de Türkiye’ye tanıtılmıştır. Karacaoğlan’ın bir dörtlüğü ise şöyledir:

 

Ala gözlerini sevdiğim dilber,

Şu gelip geçtiğin yerler öğünsün,

Kadir Mevlam seni öğmüş, yaratmış;

Nasibi olduğun kullar öğünsün.

 

Mersin’in yetiştirdiği daha pek çok halk ozanı bulunmaktadır. Bunlar arasında AŞIK HÜSEYIN; Mut"un Köprübaşı köyündendir, KARA FEYZI; Mut'un Hocalı köyündendir, NATUVANI; Natuvani hakkında Mersinli olmasından başka bir bilgimiz yoktur SERDARI; Gülnar'ın Zeyne kasabasındandır, İRFANİ; Halk arasında “Urfani”diye anılır. Doğum-ölüm tarihlerini bilmiyoruz. Ancak 19. yy’da düzenlenmiş cönklerde şiirlerini görebildiğimize göre 19. yy. ozanı olduğu sanılmaktadır.

 

DEYİŞ-DEYİŞETLER

 

Sözlü edebiyat geleneğimizin kök derinliği yönünden en eski unsuru sayabileceğimiz ATASÖZLERİ ve DEYİŞLER; dil yapısındaki yüzyılların bozamadığı arılık, kullanış yaygınlığı gibi özelliği yanında, zaman içinde sürekli üreyen bir niteliğe de sahiptir. Akan zaman ve değişen sosyal yapı içinde maddi ve manevi birçok folklor ürünü eriyip gider, en azından nitelik değiştirirken; Atasözleri ve deyimler özünü, arılığını, aktüelliğini korumakta, sosyal değişimlerin getirdiği değer yargılarıyla yeniden malzeme kazanıp zenginleşmektedir.

 

Masal geleneğimizi besleyen sosyal yapı değiştiği, hatta Anadolu’nun bazı bölgeleri hariç tamamen ortadan kalktığı için yeni ürünler bekleyemiyoruz. Aynı ölçüde olmamakla beraber, halk şiiri geleneğimizin üremesi de cılızdır. Zira bu kültür ürününü besleyip barındıran zemin gittikçe daralmaktadır.

 

Halk müziğimiz ve koreografik tespitlerle doldurulan halk oyunlarımızdan da kendi doğal karakteri ve üslubu içinde bir üretkenlik bekleyemiyoruz. Ama yaşama kuralı ve felsefesini kendisi var etme durumunda olan halk kesimi, sosyal bünye içinde varlığını koruduğu sürece; Deyişat dediğimiz bu kültür ürünü bir yandan esprisini koruyarak kendini yenileyerek, bir yandan da yeni koşulların getirdiği kaçınılmaz değer yargıları bularak üreyecektir.

 

Tükenme yerine üreme gösteren deyişat geleneğimizdeki büyük zenginliğin temel faktörünü de açıklığa kavuşturacağını sandığım bazı örneklerle bu üremeyi belirlemek isterim.

 

“Acemi nalbant gavur eşeğinde beller” deyimi, sırasıyla gavurun da, eşeğin de, dolayısıyla nalbandın da kaybolduğu bugünkü sosyal yapı içinde aynı vurgulamayı sağlamak için yeni malzeme bulacaktır, bulmuştur da:

 

“Berberliği benim sakalda belledi”

Bölgedeki DEYİŞAT bolluğunu teşvik eden unsurlardan bir önemlisi de sanıyorum yaşantının zorlamasıdır.

Denilebilir ki yöre halkı her olay veya sohbet sırasında, yeri gelince “DEYİŞAT” kullanmayı, manevi bir gıda saymaktadır.

 

Arıyı sattık, balı bakkaldan alıyoruz.

Bakmayla bellense köpekler kasaplık beller.

Ilgın ağacından odun, cingan kızından kadın olmaz.

Süphanekede kırk yanlışı var; böyük cami de imamlık umar.

 

BİLMECELER

 

Mersin’de uzun kış gecelerinde kadınlar ve çocuklar arasında söyleşilir. Bilmeceyi bilemeyen taraf diğer tarafa bir köy veya şehir verir.

 

Benim bir sandığım var asılı içinde mercan basılı: Nar

Sarıca oğlan sarkıp durur, düşeceğim diye korkup durur: Portakal

Al bula boyadım, ananın önüne dayadım: Pamuk eğirdikleri çark

Tap tapılayık tapılayık, tapılayığın üstünde muşulayık, muşulayığın üstünde ışılayık, ışılayığın üstünde kolancık, kolancığın üstünde alancık, alancığın üstünde ormancık, ormancığın içinde bir küdük domuz: Ağız, burun

Kat ekmek kat ekmek, içi dolu bal ekmek: Kitap

Çıktım gittim tepeye, elim battı kınaya: Siyah dut

Küçücük fıçıcık içi dolu turşucuk:Limon

Yer altında sakallı baba: Soğan

Dağdan gelir taştan gelir, eğerlenmiş aslan gelir: Kaplumbağa

 

EFSANELER

 

GÖKSU KÖPRÜSÜ EFSANESİ:

Göksu Irmağı’na bir köprü yapılıyormuş. Fakat bir türlü bitmiyormuş. Şöyle ki, akşama kadar yapılan iş sabaha hiç yapılmamış gibi oluyormuş. Bunun üzerine köprüde çalışan işçiler toplanıp adakta bulunmuşlar, aralarında şöyle bir konuşma geçmiş. Bir kişi sabaha kadar nöbet tutacak ırmağa sabah ilk kim su almaya gelirse o kurban edilecekmiş. Tesadüf bu ya, ilk gelen kişi de ustanın karısı imiş. Kadını kıskıvrak yakalamışlar, kadın çocuklarıma bir bakayım, onların karnını doyurayım diye kurtulmak için bin türlü bahane uydurmuş ise de kurtulamamış. Köprünün bir ayağının içine kadını koymuşlar ve etrafını örmüşler. Sonunda köprü bitmiş. Rivayete göre kadının iniltisi hala duyuluyormuş.

 

TEKERLEMELER

 

Masal dünyasına ayak basacak dinleyiciyi gerçek-üstü ve gerçek-dışı havaya alıştırmak için bir giriştir. Mersin’den derlediğimiz bir örnek verelim:

 

Ne tarlamız vardı, ne darımız. Ne kovanımız vardı, ne arımız “ Kim dermiş ki bal demekle ağız bal olmaz” diye “böyle çingenece fal olmaz” diye.

 

Bir gün bir arı gelip kondu başıma, görünce girdim yeni bir yaşıma. Bir gözümden bal akıyor, bir gözümden kaymak. Dünyalar değer bir kere tatmak. Gayrı ne kirmen eğirdim, ne davar çevirdim. Her işi bir yana serip bir arıyı güttüm. Bağ bağ gezdirip, bahçe bahçe büyüttüm. Her çiçekten bal aldı, yaprak aldı, dal aldı. Velâkin yumurcağın biri bir taş attı, ayakları kırıldı. Bağladım olmadı, yağladım olmadı, bir türlü bir şifa bulmadı. Nihayet dolandım bayırı dağı, getirdim bir ceviz yaprağı. Sardım sarmaladım inceden ince; ne ağrı kaldı, ne sızı, bence...

 

HALK OYUNLARI

Günümüzde bütün oyunlar kız, erkek ayrı ayrı oynandığı gibi karma olarak ta oynanmaktadır. Açık - kapalı yerlerde ve sahnede oynanılmaktadır.

 

Oyunlar 3 türlüdür.

 

1. Çalgı eşliğinde oynanan oyunlar

2. Çalgı ve söz eşliğinde oynanan oyunlar

3. Efsanesi veya öyküsü olan oyunlar

 

Bölgenin geleneksel çalgısı davul ve kemene (kabak keman)’dır. Koltuk davulu ile kemanenin bıraktığı boşluk kaşıkla doldurulmuş, böylece oyunlar kaşıkla ritim kazanmışlardır. Oyunların önemli bir bölümü de zeybek türüdür. Ancak bu zeybekler de etnik karakter yanında coğrafyanın getirdiği bir kıvraklığa kavuşmuştur.

 

Mersin’de diğer bir oyun çeşidi de semahlardır. Semahlar, Bağlama eşliğinde oynanan türkülü bir oyun türüdür. Genelde oyun üç bölümlüdür. Ağırlama, yeldirme ve koğdurmadır, Turnalar Semahı, Garipler Semahı, Kırklar Semahı gibi çeşitleri vardır. Mersin ilçe merkezine bağlı köylerde semahlar genel olarak Tahtacı denilen, geçimini katırlarıyla tomruk çekerek temin eden gruplar tarafından oynanan dini oyunlardır. Mersin’de semah oynanan bölgelerde diğer bir oyun türü de Mengiler’dir. Mengiler de semaha benzer ve toplu oynanan oyunlardandır ve dokuz zamanlıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.