Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Iğdır Yöresel Bayramlar


_asi_

Önerilen İletiler

Mahalli Bayramlar

 

Nevruz bayramı

 

Iğdır ve yöresinde büyük bir sevinç ve sabırsızlıkla beklenen bayramların başında Nevruz bayramı gelmektedir. Iğdır''da nevruz, tabiatın uyanması ve ilkbaharın başlangıcıdır. Nevruzla birlikte herşeyin yeniden doğduğuna, yenilendiğine inanılır. Bölgede, Türklerin Ergenekondan çıkış bayramı olarak ta bilinen Nevruz''da birbirinden güzel ve görkemli etkinliklere rastlanmaktadır.

 

21 Mart, gece ile gündüzün eşit olduğu ve bütün Türklerin zaman hesaplamalarında önemli bir başlangıç sayılmıştır. Nevruzla birlikte aşağıda sıralayacağımız gibi birçok etkinlikler yapılmaktadır. Bunlar;

 

- Evler ve ekleri onarılır-boyanır

 

-Bahçeler geçen yılın atıklarından temizlenerek yeniden düzenlenir,

 

-Bayramlıklar çıkarılır, yenileri dikilir veya alınır,

 

- Evlerde kab veya saksı içerisinde yeşillik (semen) yetiştirilir,

 

- Yedi çeşit çerez ve meyve alınır, (Yeddi levin)

 

- Niyet tutularak kapılar dinlenilir, (Kulak asma adeti)

 

- Ağaçlara asılan salıncaklarda (küflen) sallanılır,

 

- Bilhassa çocuklar ve gençler bayram armağanlarını almak için evleri dolaşırlar, (Bacabaca yapmak)

 

-Bacadan şal sallamak, (Özellikle nişanlılar)

 

-Bayram yemekleri ve tatlılar hazırlamak, (semeni, helse aşı, helva, pilav ve et vs.)

 

-At yarışı, manda, horoz ve koç döğüşleri,

 

- Güreş tutma,

 

- Akraba ve hastaları ziyaret etmek,

 

- Küskün olanları barıştırmak,

 

- İl tefili (dönümü) adetleri yerine getirirler,

 

- Su başı adetleri (suya yüzük atmak, suda iğne yüzdürmek, akarsudan su getirmek)

 

- Kösa oyunu,

 

- Ahir çerşembe (Çarşamba), İlin (yılın) ahir tek günü adetleri,

 

- Mezarlıklar ziyaret edilerek ölüler yad edilir (Ölü bayramı),

 

-Büyük ateşler yakılarak üzerinde atlanılır ki; geçen yılın bütün ağırlıkları ve kötülükleri ateşe düşüp yok olsun.

 

 

Nevruz Gelenekleri:

 

-Çarşamba Gelenekleri:

 

En eski Türk inanç sisteminin bakiyesi olarak "Nes", yani uğursuzdur. Bu inanıştan çeşitli çarşamba adetleri doğmuştur; Gara Çarşamba, Kül Çarşanba, Gül Çar-şanba, Gözel Çarşanba, Su Çerşen-besi, Yel Çerşenbesi, Evvel Çerşen-besi, Ahir Çerşenbe gibi... Bunlardan bu yörelerde ahir çarşanbaya önem verilir. Ahir çarşanba;21 Marttan önceki Salıyı, Çarşanbaya bağlayan geceye Ahir Çarşanba; yılın ahir tek günü denir. Bu gece evlerde ve mahallelerde öbek öbek ateş yakılır. Kızların bu gece bahtlarının açılacağına inanılır:

 

Cızlar diyer atıl matıl çarşamba

Ayna tekin bahtım açıl çarşamba

 

gibi deyişleri tekrarlayarak eğlenirler.

 

- Yeddi Levin:

 

Yedi çeşit demektir. Bayramın en önemli etkinliklerindendir. Bu gece her evde meyve ve yemiş harmanlaması yapılır: Kuru üzüm, kuru incir, fındık, fıstık, ceviz, lokum, ama boyanmış yumurta mutlaka bu çeşitlerin içinde bulunur. Çeşit listesinin uzunluğu veya kısalığı, hiç şüphesiz ailenin ekonomik gücü ile orantılıdır. Bu meyve ve yemiş harmanlaması, evin büyüğü tarafından hakça pay edilir. Bu pay etmede yaşa, oğlana, kıza hatta doğmamış fakat doğmak üzere olanlara, uzaktaki akrabalara bile dikkat edilir. Ev halkı bunları tatlı tatlı yiyip, tatlı tatlı konuşurlar. Çünkü, bu gece evler de dinlenilmektedir. Bu da bir gelenektir.

 

- Kulak Asmak/Gapı Pusmak/Niyet Tutmak:

 

Bu gece "Yeddi Levin"in yenildiği gecedir. Evlere gelinerek gizlice içeride ne konuşulduğu dinlenir. Özellikle evlenecek yaştaki erkek veya kızlar, önceden niyet tutarak, akraba veya komşuların kapı veya pencerelerinin arkasında dinlemeye koyulurlar. Olumlu konuşmalar duyarlarsa niyetlerinin tutacağına inanırlar. Bu herkes tarafından bilindiği için bazen sürprizle de karşılaşabilirler.

 

- Su Başı Adetleri:

 

Akarsu başına gidilir, akarsu soğuk ta olsa yıkanılır, bu sudan eve de getirilir. Suya iğne, yüzük, yaprak, gül vb. şeyler atılarak bunlarla ilgili çeşitli oyunlar oynanır. Her oyun bir niyetle başlar ve sonuca göre de yorumlanır. Ayrıca bu oyunlarla beraber çeşitli maniler, türküler de okunur.

 

- Bacadan Şal Atmak:

 

Eski köy evlerinin, tam tepesinde bir havalnadırma penceresi vardır. Buna aynı zamanda "baca" da denir. Ahir çarşanbadan sonra bazı delikanlılar gizlice evin damına çıkar, kendi şallarını "bayramlığımı istiyorum" anlamında bu bacadan evin içine sarkıtırlardı. Ev sahibi de bayram hediyesini şalın ucuna bağlar. Şair Şehriyar bu adeti şöyle dillendirmiştir:

 

Şal istedim men de evde ağladım

Bir şal alıp tez belime bağladım

Gulam gile gaçtım şalı salladım

Ay ne gözel gaydaydı şal sallamah

Bey şalına bayramlığın bağlamak

 

-Baca Baca:

 

Bu akşam her evin önünde, her mahallede, köylerde köyün ortasına ateş yakılır ve üzerinden atlanır. Ateş üzerinden atlanırken:

 

"Ağırlığım, uğurluğum bu odun üstüne" tekerlemesi söylenir. Veya;

 

Ağrım uğrum tökülsün

Oda tüşüp kül olsun

 

Yansın alov saçılsın

Menim bahtım açılsın

 

-İl Tefili:

 

Yılın tahvili, değişmesi anlamındadır. Eski yıla ait gecenin bitip te yeni ait gecenin başladığı gün, saat, dakikadır. Bütün niyetlerin ve duaların bu anda (il tefilinde) olduğuna inanılır. Bu değişim saatinde ailenin bütün fertleri "honça" adı verilen yeddi levin sofrasının başına toplanarak daha iyi bir seneye girilmesi için dua edip Allah''a yalvarırlar. Bu geleneğe günümüzde ancak bir kaç evde rastlanılmaktadır.

 

-Kösa-Gelin:

 

Nevruzda oynanan bir orta oyunudur. Aynı zamanda Nevruzun habercisidir. Mahalli takvimde de yerini almıştır. Özellikle de küçük çocuklar bu maske''o.''. yundan çok korkarlar.

 

Koşa; bey rolünde bir köy deli-kanlısıdır. Kıyafetler ö/eldir. Ekibin boynuna zil veya çıngıraklar takılır. Koşaya kambur yapılır. Bu oyunda bir de gelin rolünü üstlenen delikanlı vardır. Gelin gibi giydirilir. Başına kırmızı bir duvak, alnına küçük bir ayna takılır. Ayrıca ekibe, yaş ve başlarına uygun ö/el kıyafetler ile katılanlar olur. Çeşitli maniler eşliğinde oynanır.

 

Ay koş koşa gelsene

Gelip selam versene

Çömçemi doldursana

Koşanı yola salsana

Nevruz nevruz bahara

Güller güller nubara

Hanım dursun ayağa

Koşaya pay versin ağa

 

Koşa oyununun sonunda, kışı soğuğu, karı, çileyi ve sıkıntıları temsil eden koşa ölür. Baharı, hayatı, sevinci, hürriyeti temsil eden kız hayatta kalır.

 

Oyun bittikten sonra hangi evin önünde sergilenmişse o ev tarafından ödüllendirilir. Para, yağ, un, şeker verilir. Oyun bazen de tulum ve zurna ile de icra edilir.

 

Iğdır''da Nevruz sofraları çok zengin olur. Bir nevruz sofrasına rastlayan mahalli ışığımız Karahanlı Murat YILDIZ, olayı şöyle destanlaştırarak, gördüklerini tam onbir kıtada ifade etmiştir.

 

Yetmişiki türlü yemek var idi

Bilinmez ahvali, bu ne sır idi

Cem oldu, ol ile pilav yürüdü

Yanımca haşabı düştü dediler

 

Ballı börek tavuk eti salata

Kuzu pirzolası taze yumurta

Ağır hasta yese, gelir hayata

Arayıp bulması işte dediler

 

Yukarıda kısaca sıraladığımız etkinliklerden de anlaşıldığı üzere, Nevruz, Iğdır''da da insanımızın karşılıklı olarak sevgi ve saygısını, yardımlaşma duygusunu pekiştirmektedir. Dargınlıkların unutularak, kardeşçe yaşamayı telkin etmekte, milli birlik ve beraberlik içerisinde yaşama arzusunu kuvvetlendirmektedir. Nevruzla birlikte bölge, zirai faaliyetlere başlayarak, önündeki yılın hazırlıklarına girişir. uyurulur

 

 

Hıdır-Ellez(Hızır-İlyas)

 

Küçük çilenin bitimine doğru evlerde bir hazırlıktır başlar. Herkes, "Gavıt" yapmak için can atar. Çocuklar, büyükler bu gavıt denen macunu lezzetle yerler. Gavıt, bir tepsi içine konularak yanına bir tas su, bir tarak, bir ayna, bir şişe kolonya ve bu tepsinin üstüne de kırmızı bir örtü örterek, sessiz ve sedasız bir yere koyarlar. Böyle, sessiz ve sedası bir yere konmasının sebebi, "Hızır" peygamberin gelme ihtimali içindir. İnanışa göre, Hızır peygamber gelip, o kırmızı örtüyü açarak gavıt yedikten sonra, su içecek ve aynaya bakarak ta saçını tarayıp, atıyla çıkıp gidecektir. Atının ayak izlerine

rastlanabilinir-miş. İşte o zaman bu izler, Hızır Peygamber''in geldiğine delâletmiş. Ayrıca, gavıtda el izi varsa, bu olayı bütünüyle doğruluyor.

 

Bununla ilgili şöyle bir inanış daha vardır. Hıdır ve Ellez adında iki kardeş Allah''ın çok sevdiği kullardan imiş. Bunlar, Allah''tan darda kalanların yardımına yetişmeleri için izin istemişler ve istenilen bu izin de verilmiştir. Onların bu iki adını halk, bir ad şeklinde telaffuz ederek, Hıdır- Ellez demişlerdir. Bundan maksat aynı zamanda da Hızır Peygamberdir. Bunların her ikisi de, (Gerek iki kardeş, gerek Hızır Peygamber olsun) her tehlikeli anda, iyi insanların yardımına koşup, onları, düştüğü tehlikelerden kurtanrlarmış.

 

Hızır''ı tanımak için de eline bakmak lazımmış. Eğer böyle bir sıkışık andan seni kurtaran adam, ortadan kaybolmadan elinde bir kemik görürsen, bil ki Hızır''dır. Bu anda farkında olup, yalnız bir dilek dilersen Allah katında kabul olunurmuş. Birden çok dilek kabul olunmazmış.

 

Hızır, şubat ayının soğuk ve fırtınalı günlerinde atına binerek, dolaşıp, her sıkıntıya düşenin yardımına koşarmış. Hızır''ı daima atı ile birlikte anarlar. Hızır''ın attan inmesi şubat ayının yirmisine en yakın olan cuma gününe denk gelirmiş. İşte o cuma gecesi ve gündüzüne ait bazı inanışlar vardır.

 

Bu gün oruç tutan genç, gece rüyasında onunla konuşan kızı alırmış. Genç kızlar o günkü cuma gecesi tuzlu ekmek yiyerek çok susamış vaziyette uyurlar. Rüyalarında kendilerine hangi erkek su verdiyse onunla evleneceklerine inanırlar. Daha başka bir inanışa göre, evlilik çağındaki gençler, bu tuzlu ekmekten (koka) yüksekçe bir yere koyarlar. O ekmeği, gelip götüren kuşun gittiği istikametten gelen birisi ile evleneceklerine inanırlar. Hızır, aynı zamanda yazın geleceğine de işarettir. Halk, şöyle söyler:

 

Hıdır-nebi, Hıdır-ellez

 

Çiçeklendi geldi yaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.