Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Erzincan Halk Edebiyatı


_asi_

Önerilen İletiler

HALK EDEBİYATI

 

EFSANELER

 

Erzincan efsaneleri genellikle ermiş olarak nitelendirilen kişi çevresinde toplanır. Dini efsaneler dışındaki yöre efsanelerinin konularını ise insanlar, yaşadıkları yerler ve tabiat konuları içerir.

 

ERZİNCAN EFSANELERİNDEN

 

Asuman ile Zeycan

 

Erzincan`da Kaleli Bey`le kethüdası Derviş Ahmed`in çocukları olmaz. Bey`in bu durumdan yakınması üzerine kethüda, “Çıkıp dolaşalım belki ağzı dualı bir dervişe rastlarız, derdimize çare bulur”der. Birlikte yola düşerler. Yaylada rastladıkları bir dervişe içlerini açarlar Derviş onlara birer elma verir. Elmanın yarısını kendilerinin yemesini, yarısını da karılarına yedirmelerini söyler. "Kimin kızı olursa, öbürünün oğluna versin" diyerek ortadan kaybolur.

 

İkisi de denileni yapar. Beyin bir kızı, kethüdanın bir oğlu olur. Çocuklar birlikte büyüyerek, okul çağına erişir. İkisinin de henuz adı konmamıştır. Bir gün Bey`le kethüdanın yaylada rastladıkları derviş gelerek oğlana Asuman, kıza Zeycan adını verir.

 

Bir rastlantı sonucu annesinden, Asuman`ın kardeşi değil nişanlısı olduğunu öğrenen Zeycan ona yakınlık duymaya başlar. Asuman`da Zeycan`ı sevmektedir. Onların bu tutkularını bilen bir kadın, durumu beye bildirir. Bey öfkelenerek kethüdayı ve oğlunu konaktan kovar.

 

Asuman babasını göndererek Zeycan`ı istetir. Bey önce kabul eder ancak karısı razı olmaz. Bunun üzerine olumsuz yanıt verirler. Bir gece iki genç düşlerinde ak sakallı bir derviş görür onun elinden "Aşık Badesi" içerler. Her ikisi de şiir söylemeye başlar. Bu düş üzerine duygularını birbirlerine şöyle anlatırlar.

 

Asuman: İstemem tabibi peymane buldum

Çaresiz dertlere düştüm ne dersin?

Hakkın himmetiyle ummane daldım

Bahar seli gibi çoştum ne dersin?

 

Zeycan: Dün gece seyrimde oldum divane

Varlığım kırkların yoludur yolu

Eli bağlı durdum Ande "divan"ına

Sundular bir kadeh doludur dolu

 

Tüm çabalarına karşın sevdiğine kavuşamayan Asuman, sonunda gurbete çıkar. Giderken mendilini Zeycan`a vererek, vedalaşır. Zeycan`da anmalık olarak yüzüğünü ona verir.

 

Kaleli Bey kızını da alıp yaylaya çıkmıştır Asuman`ın yolu buraya düşer. Tanınmamak için bir çobanla giysilerini değiştirir Bey onun kızıyla aşıklık sınavına girmesini ister. Asuman, kaybedenin öbürüne kul olması koşuluyla kabul eder. Karşılıklı söyleşirler, sonunda Zeycan yenilir. Ancak bey kızı vermemekte kararlıdır. Asuman tekrar yollara düşer. Bey olanları anlatıp kendisini karalamasından korktuğundan Asumanı öldürtmek ister. Adamlarına onu öldürüp, kanlı gömleğini getirmelerini buyurur Adamlar Asumanı yakalar. Asuman son bir kez Zeycan`ı görmek için yalvarır. Adamlar kabul eder. Asuman yüzüğü gösterip kendini tanıtır. Zeycan adamlara yalvararak sevdiğinin canını kurtarır, beye de kanlı bir gömlek götürürler. Asuman yine yollara düşer. Bir dağ başında tipiye tutulur ve kendini kurtarması için tanrı`ya yakarır. İmdadına yetişen derviş onu kurtarır ve isteği üzerine Asumanı Basra`ya ulaştırır. Asuman burada Afyoncu Dede`nin kahvesine yerleşir ve şiirler söyler. Ünü çevreye yayılınca herkes kahveye gelmeye başlar. Bundan hoşlanmayan diğer kahve sahipleri, bir kocakarıdan Asumanı yoketmesini ­ister. Kadın Asumanı bahçesindeki kuyuya atar. Burada söylediği şiirlerle yardım dileyen derviş Asuman’ı derviş kurtarır.

 

Asuman Derviş`e, sevdiğinden haber getirmesi için yalvarır. Derviş gelip Zeycan`ı görür ve Zeycan sevdiğinden aldığı mendile gül dokuyarak dervişle gönderir. Anmağını gören Asuman`ın özzlemi dayanılmaz olur ve dervişten kendisini Zeycana kavuşturmasını ister. Birlikte Erzincan`a gelirler. Bu sırada Zeycan`ın düğünü yapılmaktadır. Zeycan, aşık olarak konağa giren Asuman’dan yardım ister. Asuman başından geçenleri valiye anlatır. Vali Timurpençeden Kaleli beyi öldürmesini ister. Asuman buna engel olur. Dervişin atının bastığı taprağı babasına götürünce kethüdanın gözleri açılır. Beyle anlaşmazlıklarını unutarak tekrar kardeş olurlar.

 

Asuman ile Zeycan ise yedi gün yedi gece süren bir düğünle evlenir ve yaşamlarının sonuna kadar mutlu yaşarlar.

 

ATASÖZLERİ

 

Yöre halkı, deneyimlerini dünya görüşünü ve değerlerini, az ve öz sözle ata sözlerini yansıtır. Yöremizde sıkça kullanılan atasözlerinden bazıları şunlardır:

 

Bir sözü söylemeden sonuçlarını düşünmek gerekliliği "Boğaz dediğin otuz iki kerttir, düşün düşün söyle" atasözüyle anlatılır.

 

Elden çıkarılması istenmeyen bir şeyin, tehlikeye açık durumlardan uzak tutulması gerekliliği “Dere yanında tarla alma sel için, kırkından sonra kız alma el için" atasözüyle anlatılır.

 

Amacına ulaşmak için sabreden kişinin, bunun karşılığını göreceği "Tekneyi bekleyen çöreği yer” atasözüyle vurgulanır.

 

Kimi kurnaz kişilerin, adı kötüye çıkmışlardan daha zararlı olabileceği "Kurdun adı yamana çıkmış, tilki vardır baş kesen" atasözüyle anlatılır.

 

“Az ateş çok odun yakar" atasözü, küçük bir tehlikenin, elverişli ortamda büyük zararlar doğuracağını vurgular.

 

Tehlikeli bir durum ortaya çıktığında, ondan uzak kalmanın yollarını aramak gerekliliği “Baktın kar havası, eve gel kör olası” atasözüyle dile getirilir.

 

Bir kimsenin ya da bir şeyin değerinin, kendisindeki niteliklerle artacağı, “Bıçağı kestiren kendi suyu, insanı sevdiren kendi huyu" atasözüyle belirtilir.

 

HALK TÜRKÜLERİMİZ

 

Erzincan ve çevresinde halk müziği ürünleri çok çesitlidir. Deyişler, türküler, ağıtlar, gelin havaları, doğa türküleri yöreyi tümüyle yansıtır. Halk müziğinin çok değişik ritim zenğinliği vardır. 2 ve 4 zamanlı ana usullerin, bunların üçerli biçimlerine sık rastlanır. 5,7,8,9 zamanlı birleşik usullerin değişik tipleriyle, 10 ve 11 zamanlı usullerin tipine uygun ezgiler vardır.

 

Erzincan halk müziğinde, Kemaliye`nin ayrı bir yeri vardır. Kemaliye ağzı kendi içinde Abçağa, Teymen, Vank gibi ağız özellikleri gösterir. "Yeşil kurbağalar öter göllerde" adlı uzun hava baçka yörelerde de söylenen ünlü bir ezgidir. "Ala Gözlü" ve "Hoyrat" da tanınmış havalardır.

 

Halk Sazları: Bağlama kültürü Erzincan`da yaygındır. Cura ve çöğür denilen sazlar tezenesiz çalınır. Sağ elin parmak uçları tezene gibi kullanılır. Bu teller üzerinde sıyırarak çalma yöntemine "şelpe" denir.

 

Tezeneli sazlardan, bağlama ailesinin tümü kullanılır. Üflemeli sazlardan zurna, Dili­dilsiz kavallarla, dağ köylerinde çığırtma çalınır.

 

Erzincan Halk Türkülerinin Sınıflandırılması

 

Tören Türküleri: Cezayir, cirit havası, kına havası

 

Kırık (Neşeli) Havalar: Akşamın vakti geçti, Başında kara papak, Ben yarime ne yaptırdım, Bu gece uyumamışam, bugün bendir güzel gördüm, Çay kenarı çim tutar, Evlerinin önü, Geline bak geline, Giderim ben de ben de, Gönü1 verdim bir esmere, Harkımı pakladım, Hayriye, İndim o yarin bağına, Karşı dağın geveni, Kaşların ince ince, Kevengin yollarında, Kırmızı gül­lerin, Küstürdüm barışamam, Köylü Kızı, Nasıl methedeyim sevdiğim seni, Nineler, Odasına gir­dim, Ördek isen göle gel, Şebge`nin kavakları, Şu karşı yaylada, Turnamın kanatları, Üç güzel­ler,

 

Hüzünlü Türkülerimiz: Altın taşda incim var, Başı pare pare, Bir nazenim, Bir seher vaktinde, Bugün bir dilbere eyledim ülfet, Çesme senin, Çıkar yücelerden, Ela gözlüm ben bu elden gidersem, Ela gözlerini sevdiğem dilber, Erzincan`da bir kuş var, Eşimden ayrıldım yoktur kara­rım, Gönül kuşu, Huma kuşu yere düştü ölmedi, Kabe`den gelen hacılar, Kadir Mevlam Senden bir dileğim var, Kahbe felek sana nettim neyledim, keklik gibi kanadımı süzmedim, Nasıl yar diyeyim ben böyle yara, Tanrı`dan diledim bu kadar dilek, Vardım Hint eline, Yarim senden ay­rılalı, Zeynep

 

Olaylı Türkülerimiz : Ağılın önü kenger, Ana beni bir çocuğa verdiler, Aras kenarının ince dumanı, Ayrıldım sıladan, Cemil, Kemah boğazı kara, Taşa verdim yanımı,.....

 

Mesleki Türkülerimiz : Hamamcı, Saraçlar içinde

 

Kahramanlık Türkülerimiz: Aslı kurdoğlu kurt gerek, Yiğidin kiratı,

 

Orta Oyunu Türkülerimiz: Ben genç, idim ihtiyara verdiler, Deli kız sinin geliyor,........

 

Hikayelerde geçen Türkülerimiz: Arzu ile Kamber, Esman ile Zincan,.....

 

Dini Türkülerimiz : Kabe`nin yolları, Şol cennetin ırmakları, Erenler cemine her can giremez, Hakikat bir gizli sırdır, Erzincan semahı,.....

 

Mayalar (Uzun Havalar): Ağam bu da naz, Baba der, Aras kenarının ince dumanı, Bacadan aşıyor, Dağlar ağardı kardan, Doktor gelmiş yaralarım bağlıyor, Eğirdim kelep ettim, Erzincan`a girdim ne güzel bağlar, Evlerinin önü kavak, içerden yar içerden, istasyon önünde bir kara bulut, Kuleden gel kuleden, Şu yüce dağları duman kaplamış, Yaradan var, Yıldız,.....

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.