Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Gümüşhane Destanları


_asi_

Önerilen İletiler

GÜMÜŞHANE DESTANLARI

 

GÜMÜŞHANE’Lİ İNCE BEKİR

 

Ateşin çevresinde toplanmışlardı Yüzlerine, kocaman alevlerin kırmızılığı vuruyordu.Yorgun oldukları belliydi. Fakat neşelerinden hiçbir şey kaybetmiş değillerdi.Dev yapılı olanı, pala bıyıklarıyla bir süre oynadıktan sonra :

 

-Söyle bakalım Gümüşhane’li dedi. Yarın ne yapacağız ? Düşmanı bozguna uğratabilecek miyiz ? Sultan Gavrı’nın çok güçlü olduğu söyleniyor…

 

“Gümüşhaneli “ diye hitap edilen yiğit bir süre ötekinin yüzüne bakarak :

 

- Ben ne bilirim ağam ? diye cevap verdi.

 

Başka birisi gevrek gevrek güldükten sonra :

 

- Haydi haydi uzun etme Gümüşhaneli,diye söze karıştı.Senin tahminlerin hep doğru çıkar kaç defa denedik

 

Diğerleri de bu sözleri tasdik ettiler.

 

Gerçekten Gümüşhaneli ince Bekir’i bir çok defa denemişlerdi.Onda hiç kimsede olmayan kuvvetli bir ön sezi vardı.Buna altıncı duyguda denebilirdi.

 

İnce Bekir, aralarında en genciydi.Fakat yiğitliğini bir çok defa ispat etmişti.Garip bir vucut yapısı vardı İnce Bekir’in.Onun elli kiloluk bir topuzu incecik kollarıyla bir çomak gibi salladığını görüp hayret etmemek imkansızdı.Çok ince yapılı, çok uzun boylu bir gençti.Ondan söz ederlerken : “ Söğüt dalı gibi “ veya “Kavak gibi” deyimlerini kullanırlardı.Tersine çevrilmiş bir ünlem işareti gibiydi. Kocaman bir kafası,kulaklarına kadar uzanan gür bıyıkları, çok kalın kaşları vardı.

 

Saçlarını devamlı olarak usturayla traş ederdi.Gövdesi gibi bacakları ve kolları çok inceydi.Fakat, onunla hiç kimse bilek yarışması yapamazdı.Dev yapılı olanlar bile ona yenilmekten kurtulamazdı.

 

İnce Bekir, bir süre düşündükten sonra :

 

- Yarınki savaş dört saatten çok sürmeyecek, diye cevap verdi.Mısırlı Sultanı perişan edeceğiz.

 

Orada oturanlar, bu sözlere kahkahalarla güldüler.Bu sefer ince Bekir, mübalağa ediyordu.Ordusunun gücünü ispat etmiş olan Mısır Sultanı Gavri’nin bu kadar kısa zamanda yenilmesini imkansız olarak görüyorlardı.

 

1516 yılı yaz mevsimi başlangıcında İstanbul’dan ordusuyla beraber ayrılan Yavuz Sultan Selim, bütün Anadolu’yu baştan başa geçtikten sonra, iki ayda Gaziantep’e kadar gelmiştir.Şehrin hakimi Yunus Bey, kalenin anahtarını Yavuz Sultan Selim’e teslim etmişti.

 

Ağustos ayının son günlerinde Gaziantep’ten ayrılan Yavuz Sultan Selim, devamlı bir yürüyüşle Haleb’in yakınına, Mercidabık ovasına sokulmuştu.O gece, bir baskına kurban düşmemek için askerin uyumamasını emretmiş,vezirlerini ve komutanlarını çadırına toplamıştı.

 

Ertesi gün Türk Ordusuyla, Mısır ordusu karşı karşıya geldi.Komutayı Yavuz Sultan Selim almıştı.Sadrazam Sinan Paşa’nın emrindeki kuvvetler yedekte bekliyordu.

 

 

İNCE BEKİR’İN KILICI

 

Gümüşhaneli İnce Bekir de, bu birliklerin arsındaydi.Arkadaşlarıyla beraber yedekte durdukça sabırsızlanıyordu.Padişahın emri gelip de,harekete geçilince, çocuklar gibi sevindi.Enli palasını başının üzerinde sallayarak, ileriye atıldı.Sadrazam Sinan Paşa da, askerlerin coşturan naralar atıyordu.İnce Bekir, karşısına çıkan her düşman askerini bir vuruşta ikiye bölüyordu.Atını olduğu yerde sağa sola döndürüyor, bir kesilecek kelle arıyordu.

 

 

KORKUNÇ SAVAŞ

 

Sultan Kansu Gavri, süvari birlikleriyle, ordumuzun kanatlarına saldırmaya başladı.Bu taktikte başarılı olduğunu görünce, bütün ağırlığını her iki yana verdi.Böylece kanlı, korkunç bir savaş başladı.Bu şiddetli saldırılar etkisini gösterdi.Yan birliklerimizde bozgunluk işareti belirdi.Bunu farkeden Yavuz Sultan Salim, Sadrazam Sinan Paşa’nın emrindeki yedek kuveti bu tarafa sevk etti.

 

 

PANİK BAŞLIYOR

 

Bu şiddetli saldırı, Mısır Ordusunun geçici başarısını gölgeledi.Biraz sonra da yok etti.Bu sırada Mısır Askerleri paniğe kapıldılar.Sultan Yavuz Salim, düşmanın toparlanmasına fırsat vermedi.Saldırıların tazelenip, şiddetlenmesini emretti.Düşman ordusu, bu amansız saldırıya daha çok dayanamadı.Perişan bir durumda gerilemeye başladı.Sonra da dağınık bir halde kaçtı.

 

 

EN ÖNDEYDİ

 

Gümüşhaneli İnce Bekir, takipçilerin en önündeydi.Arkasından yetiştiği her düşman askerini cansız bir halde yere seriyordu. Diğerlerini de ondan farksızdılar.Coşmuşlar, çevrelerine ölüm saçıyorlardı.

 

Gümüşhaneli İnce Bekir’in tahmini bir kere daha doğru çıkmış, savaş tam dört saat sürmüştü.Bu kısa süre içinde, elli bin kişilik Mısır ordusu, tamamıyla yok olmuştu.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.