Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Rize Yöresel İnançları


_asi_

Önerilen İletiler

YÖRESEL İNANÇLAR

 

Güneş Duası

 

Rize’nin özellikle yüksek kesimlerinde, yaylalarda yapılan bir uygulamadır. Bölgede hava uzun süre kapalı kaldığı zaman, sisin (bulutların) dağılması ve güneşin yüzünü göstermesi için “güneş duası” yapılır.

 

Bir çalı süpürgesine kollar takılıp elbise giydirilir (özellikle kırmızı olur) ve başına puşi bağlanır. Hazırlanan bu kuklaya (korkuluğa) “bubirdak, ebe bubrik, bublik, ablik-bublik” gibi isimler verilir. Çocuklar bubirdağı alıp, maniler söyleyerek kapı kapı dolaşır ve un, yağ, tuz, şeker, kaymak gibi yiyecekler toplarlar.

 

“Baba bubrik ne ister

Allah’tan güneş ister

Veren cennet hatuni

Vermeyen cehennem kütuği”

 

“Bubirdağım bur ister

Kaşık kaşık yağ ister

Kadelden kaymak ister

Un torbasından un ister

Kintamandan tuz ister

Allah’tan kırmızı güneş ister.”

 

“Ablik-bublik ne istersin?

Bir kaşık yağ isterim

Tekneden kaymak isterim

Verene bir koç oğlan

Vermeyene kör, topal kız

O da yansın ateşe.”

 

Toplanan yiyeceklerden helva ve höşmer yapılıp yenir. Yemekler pişerken yağından, suyundan çevreye ve havaya atılarak “Allah’ım yarın kırmızı güneş ver” denir.

 

 

Güneş ve Ay Tutulması

 

Güneş ve ay tutulduğu zaman kötü güçlerin güneşin ve ayın önünü kestiğine inanılır. Bunları kovmak için silahlar atılarak, tenekeler çalınarak, bağırıp çağırarak, iftar borusu* çalınarak gürültü yapılır. Böylelikle kötü güçlerin korkup kaçacağına ve güneşle ayın önünün açılacağına inanılır.

 

* İftar Borusu: Bölgede dağ köylerinin dağınık olmasından dolayı, geçmiş yıllarda, iletişim (televizyon, telefon v.b.) olanaklarının olmadığı zamanlarda, camiden okunan ezanın bütün evlerden duyulması mümkün olmazdı. Ramazan aylarında iftar vaktini herkese duyurabilmek için gür sesli bir boru öttürülürdü. Bu boruya “iftar borusu” denir. İftar borusu son yıllara kadar özellikle Ardeşen’in yüksek köylerinde kullanılmıştır.

 

 

Batıl İnançlar

 

• Çocuklar eğilip bacakları arasından bakarlarsa, o eve misafir geleceğine inanılır.

 

• Yeni evliler gece dışarı çıkarsa cin çarpar.

 

• Arazisine kamış fidanı dikenin erkek çocuğu olmaz.

 

• Evin hayvanı bağırıp ağlarsa, ev halkından biri ölür.

 

• Eskiden 14 ocak günü yılbaşı sayılıyordu. Bazı yerlerde buna “kocakarı yılbaşısı” deniyordu. Bu günde ip satın alırsan bütün yıl yılan göreceğine inanılır.

 

• Kurban bayramında et ev içine alınacağı zaman loğusa ve bebek ayağa kaldırılır. Yoksa kurban etinin lohusayı ve bebeği basacağına inanılır.

 

• Yürüyemeyen çocuklar ocağın üzerine asılı olan zincirden yedi kez geçirilir.

 

• Süpürgeyi üzerine süpürmek, erkek kardeşe kötülük getirir.

 

• Elçiliğe giderken iç çamaşırını ters giyenin işi olur.

 

• Düğünlerde lahana dolması içine para konur. Para kime çıkarsa o zengin olur.

 

• Yürüyemeyen, geç yürüyen çocuklara “basılmış” denir. Çocuğu yürütmek için ayaklarına ip bağlanır ve caminin kapısına getirilir. Namazdan çıkan ilk kişiye bu ip kestirilir. Böylelikle çocuğun yürümesini engelleyen bağın çözüldüğüne inanılır.

 

• Yeni gelin koca evine geldiği zaman kucağına, anne ve babası sağ olan erkek çocuk oturtulur. Gelinin erkek çocuğu olsun diye.

 

• Kulak çınlaması, birinin öleceğine işarettir.

 

 

Çocuklarla ilgili

 

Ocaklıkta zincir sallandırıldığında ineğin, boş beşik sallandırıldığında çoçuğun başı ağrır. Bu çocukların boş zinciri ve boş beşiği sallandırmamaları için papılmış bir terbiyedir. Zincir sallanırsa sağa sola çarpmasından dolayı ocakta pişen yemeklerin içersine toz düşebilir. Beşik sallandırıldığında da özel bölümde bebek dışkılarının birikmesi için konulan ğavroz denilen kutu düşebilir.

 

Çocuğa kömür sürüldüğünde nazarlanmaz.

 

Çıpayı (göbek kordonu) kesen ebenin huyu çocuğa geçer.

 

Sidiği kötü kokan çocuğun huyu da kötü olur.

 

Çocukların çekilen dişi, evin çatısına atıldıktan sonra kargalar bu dişi alır, yenisi çıkar.

 

Anne elini cebine, entarisine ya da eteğine sokup çıkardıktan sonra çocuğunun sırtını okşarsa nazar bozulur.

 

Bebek veya çocuğun üzerinden aşılıp geçirilirse boyunu alınır "basılır" tekrar geri gelirse boyu geri verilir.

 

Közde pişirilen mısr ikiye ayrılır, ortasından bir çocuk geçirilir. Yarısı bir çocuğa, yarısı da öbür çocuğa verilir.

 

Hamilelikle ilgili

 

Hamile kadın pasmanika (patlamış mısır) fazla yerse doğacak çocukta cilt hastalığı olur.

 

Hamile kadın çocuk karnında oynayana kadar tavuk yediklerinde doğan çocuğun boğazından problemi olur.

 

Hamile kadınlar şeftali yediklerinde doğacak çocuk tüylü olur

 

Hamile kadın ayva yerse, doğacak çocuğun düşük yanaklı, nar yerse pembe yanaklı, muz yerse gamze yanaklı olur.

 

Baykuş mahallede "hohori" şeklinde öterse o mahalledeki hamile kadının erkek, "kivici" şeklinde öterse kız çocuğu doğurur.

 

Küçükayı'nda düğün yapıldığında doğacak çocuk ufak olabilir.

 

Hamile kadın ciğer yerse doğacak çocuklar hasta olur. (Ciğer yüksek miktarda A vitamini içerdiği için gelişmekte olan embriyoda fiziksel ve zihinsel bozukluklara yol açabilir.)

 

Hamile iken ciğer yiyen kadının çocuğu benekli olur.

 

Tırmata (ekmek kırıntısı) yiyenin çocuğu güzel olur, yemeyenin erkek çocuğu olmaz.

 

Kısmetle İlgili

Ters döndürülen değirmen taşında öğütülen tuz ve mısır unundan yapılan, koleti yenirken "kısmetim neredeyse o kapıdan su içeyim" diyen genç kız rüyasında o evi görür.

Bir genç kız ilk kez misafir gittiği evden gizlice aldığı bir ekmek parçasını okuyup yediğinde, o gece kısmetini görür.

 

Gelinliği gelin giymeden bir genç kız giyerse kismeti açılır.

 

Ölümle İlgili

 

Pardinin bir eve yakın bağırıması o evden birinin öleceğine işarettir.

 

Köpek eve yakın uzun uzun ulursa o evden birisi ölür.

 

Cenaze geçerken cenazeden daha aşağıda kalmanın çocuk ve kadınlar üzerine etkisi vardır. Halsizlik olur.

 

Ölünün ruhunu teslim ettiği odada kırk gece lamba yakılır.

 

Ölü çarşıdan gelen ham sabunla yıkanır.

 

Maraz

Yeni evli gelin üzerine kibrit taşırsa marazlanmaz.

 

Gece dışarı işeyen çarpılır.

 

Akşam namazından sonra, kadınlar pencereden veya kapıdan eşya silkelerse çarpılır.

 

Çeşitli inanışlar

Akşamdan sonra tırnak kesmek, aynaya bakmak, ağaca çıkmak iyi değildir.

 

Cuma günleri ev süpürülmez

 

Elbise, kişi üzerinde iken dikilmez; kişinin üstünde iken yama vurulmaz. Böyle yapılırsa o kişinin ömrü dikilmiş olur.

 

Eşyası kaybolan kişi, şüphelendiği kişilerde olmak üzere bir çok kişiden fasulye toplar. Fasulyelerin üzerine okunur, nemli bir yerde bekletilir. Fasulyeler nemden kabarıp kabuğu çatlamaya başlayınca eşyayı çalan hırsızında karnının şişip, çatlayacağına inanılır.

Çakallar uluduğunda, hava açıksa yağmur yağar, kapalıysa güneş açar.

Sağ eliniz kaşınırsa ummadık yerden para gelir, sol kaşınırsa ummadık yere para verirsin.

Yemek kepçesini çok yalayan kişinin düğünü kar veya yağmura rastlar.

"Dili doğuran", anasına, "Ana dilim doğurdu" dediğinde, anası da, " Tukur da at oni" diyerek karşılık verdiğinde, dili doğuran da "Tu" diye tükürdüğünde ve bunu üç defada tekrarlarsa dili iyileşir.

Leyleği senenin baharında ilk kez uçarken görenler, baharda çok seyahat eder, otururken görenler etmez.

İncir ağacının odununu yakmak iyi değildir; uğur getirmez.

Çürük ayının (Temmuz) son haftası ile Ağustos'un ilk haftasına rastlayan 10 günlük süresi içinde yıldırım çakması kadar kısa öyle bir an vardırki; o an geldiğinde suyun içeresinde olan canlı cansız her şeyi etkliler. Şayet insan o anda su ile temas halinde ise su değen yerleri benek benek olur. Bu olaya "behur" denilmekte ve bu süre içersinde suya bir çivi veya herhangi bir demir atılırsa behuru çeker, zarar ortadan kalkar.

Kurbağalar bağırınca yağmur yağar. (İnsan teninin hissedemediği ince yağmur damlacıklarını kurbağalar hisseder.)

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.