Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Manisa Türbeleri


_asi_

Önerilen İletiler

MANİSA TÜRBELERİ

 

Saruhan Bey Türbesi (Merkez)

 

00121821.jpg

 

Manisa il merkezinde, İzmir Caddesi üzerinde, Sultan Camisinin karşısında ve Muradiye külliyesinin batısındaki meydanda bulunan türbenin Saruhan Beye ait olduğu sanılmaktadır. Bu türbenin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Kuzey yönündeki giriş kapısı üzerinde kitabe yeri bulunuyorsa da kitabe günümüze gelememiştir. Evliya Çelebi de Seyahatnamesinde bu kitabeden söz etmediği dikkate alınırsa kitabenin onun Manisa’ya gelişinden önce kaybolduğu sanılmaktadır.

 

Saruhan Beyliğinin kurucusu olan Saruhan Bey’in 1345-1346 yılında öldüğü dikkate alırsa türbenin de XIV. yüzyıl ortalarında, torunu İshak Bey tarafından yapıldığı sanılmaktadır.

 

Türbe kaba yontma taş, tuğla ve çevredeki antik yapılardan toplanmış malzeme ile yapılmıştır. Dikdörtgen planlı türbenin kuzey yönünde giriş kapısı bulunmaktadır. Kapının iki yanındaki birer küçük pencere açıklıkları tuğla örgülü, yuvarlak sağır kemerlerle çevrilmiştir. Giriş kapısını ve bu pencerelerin bütününü, cephenin tümüne hâkim tuğla örgülü sivri bir kemer çevirmektedir.

 

Türbenin iç mekânı iki bölüme ayrılmıştır. Girişteki sivri tonoz örtülü bölüm ile kubbeli lahdin bulunduğu bölüm birbirlerinden mimari bir eleman ile ayrılmamıştır. Ancak lahit odası ön mekândan daha geniş ve yüksek tutulmuş ve üst örtüde de bir farklılık göze çarpmaktadır. Lahdin bulunduğu odanın doğu duvarında açılmış kapının türbenin başka bir yapı ile bağlantısı olduğunu göstermektedir. Bu konuda araştırma yapan İlhami Bilgin;”Buradaki duvar izlerinin türbeye bitişik bir yapının varlığından başka, türbe ile ek yapının, inşa edilirken birlikte planlanıp yapılmadıklarını; türbenin inşasından sonraki bir tarihte yapılan ek yapıyla türbe arasındaki bağlantıyı sağlamak üzere türbenin doğu pencerelerinden birinin kapı haline dönüştürüldüğü” sonucunu çıkarmaktadır. Buradaki ek binanın ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı da bilinmemektedir.

 

Türbenin altında bir mumyalık kısmı bulunmaktadır. Ayrıca üzeri de tromplu bir kubbe ile örtülmüştür. Girişin iki yanındaki pencereler dışında diğer üç kenarında ikişer düz lentolu pencere bulunmaktadır. Ancak türbe birkaç kez onarım geçirdiğinden bu pencerelerin orijinal olup olmadıkları da kuşkuludur. Türbe 1974 yılında onarılmıştır. Türbenin yanındaki meydana Manisa Ticaret Odası tarafından 1974’ yılında Saruhan Bey’in heykeli dikilmiştir.

 

 

 

Revak Sultan Türbesi (Merkez)

 

revak.jpg

 

Manisa Dere Mahallesi’nde, Grek Mitolojisinde Niobe olarak ismi geçen kayanın karşısında bulunan türbe, Halveti Şeyhi Revak Sultan’a ait olup 1371 yılında yaptırılmıştır.

 

Selçuklu kümbetlerini andıran türbenin kuzey yönündeki kapısı üzerinde kitabesi bulunmaktadır. Bu kitabede “Bat fi şehir safer sene” yazısı ile Ayetelkürsi’nin son bölümü ve “Ya Alim” sözcüğü yazılıdır. Kitabede Revak Sultan’ın ismi geçmediği gibi tarih de bulunmamaktadır.

 

Türbe muntazam taş ve tuğladan yapılmış, üzeri duvarla ile köşe üçgenleri üzerine oturan dik ve sivri bir külahla örtülmüştür. İç mekân 5.07x5.24 m ölçüsünde olup içerisi doğudaki bir pencere ile aydınlatılmıştır. Köşe üçgenleri üzerinde de Allah, Muhammed, Ebubekir, Ömer yazıları bulunmaktadır.

 

Türbe içerisinde ortada Revak Sultan’ın türbesi bulunmaktadır. Diğer iki mezarın kime ait olduğu bilinmemektedir.

 

Türbe 1963 yılında onarılmış, sandukalar betona dönüştürülmüştür. Halveti tarikatına bağlı kişilerin gömüldüğü mezarlığın içerisinde bulunan bu türbe ile dergâh ile ilgili bir vakfiye düzenlenmiştir. Ancak dergâhtan hiçbir iz günümüze gelememiştir.

 

 

 

Yedi Kızlar Türbesi (Merkez)

 

00121823.jpg

 

Manisa Dere Mahallesi’nde Çaybaşı Deresi’nin yakınında bir çıkmaz sokak içerisinde bulunan Yedi Kızlar Türbesi’ne bu isim halk tarafından yakıştırılmış ve XIV. Yüzyıldan bu yana ziyaretgâh olmuştur. Günümüzde genç yaşta ölen kız ve gelinlerin çeyiz ve duvaklarından bazı parçalar sandukaların üzerine örtülmektedir. Türbede gömülü olan kişilerin kime ait oldukları bilinmemekle beraber Saruhanoğulları’nın eşlerinin burada yattığı, ön sıradaki sandukanın Gülgün Hatun’a ait olduğu sanılmaktadır.

 

Türbe yontma taş ve karışımı bir duvar işçiliği göstermektedir. Türbenin önünde 1.60x6.15 m. ölçüsünde kubbeli bir giriş sahanlığı bulunmaktadır. Türbenin içerisi 6.15x6.15 m. ölçüsünde kare planlıdır üzeri çatı ile örtülüdür. Türbenin içerisi biri kapı üzerinde diğerleri de kuzey, güney ve batı yönlerinde birer pencere ile aydınlatılmıştır.

 

Türbe içerisinde ön sırada üç, arka sırada da dört tane olmak üzere toplam yedi sanduka bulunmaktadır.

 

 

 

Yirmi İki Sultan Türbesi (Merkez)

 

00121824.jpg

 

Manisa il merkezinde bulunan Yirmi İki Sultan Türbesi’nin kitabesi bulunmamaktadır. Bu bakımdan yapımı ile ilgili bazı çelişkiler bulunmaktadır. Bazı kaynaklar türbeyi XV.yüzyıla tarihlendirilmektedir. Bununla beraber Sultan II. Mahmut (1808-1839) zamanında yapıldığı da ileri sürmektedir. Manisa’da ölen 22 Osmanlı Sultanı için bu türbe yapılmıştır.

 

Kesme taştan sekizgen planlı türbenin üzeri kubbe ile örtülmüştür. Giriş ve mihrap duvarı dışında kalan duvarlara birer pencere açılmıştır. Kuzey yönünden içeriye girilen yuvarlak taş kemerli kapısı bulunmaktadır. Türbe içerisinde dışarı taşkın olmayan basit, yuvarlak bir mihrap bulunmaktadır. İçeride sekizi kavuklu, olmak üzere yirmi iki sanduka bulunmaktadır

Türbenin yanında daha önce bulunduğu söylenen cami Manisa yanağını sırasında yanmıştır. Sonra da onarılmayıp yıktırılmıştır.

 

 

İshak Çelebi Türbesi (Merkez)

 

ulu2.jpg

 

Manisa il merkezinde, Ulu Cami Medresesi’nin doğusunda, cami duvarına bitişik olan bölüme sonradan İshak Çelebi’nin türbesi yapılmıştır. Bugün cami ile medrese arasındaki, çapraz tonozlu geçişin güneyindeki biraz yüksekçe kapıdan türbeye girilmektedir.

 

Türbe giriş kapısı biraz yüksek olup kırmızı somaki mermerden bir sütun ortada bulunmaktadır. Bu sütunlar ile türbenin uzantıları üzeri kubbeli bir bölüm meydana getirmiştir. Türbenin sert ağaçtan kapısı üzerinde cennete girenlere söylenen sözü belirten bir ayet yazılıdır:

 

“Selâm üzerinize olsun. Ne iyisiniz buraya daimi olarak girin”

 

Türbe kare planlı olup üzeri köşe pandantiflerinin taşıdığı bir kubbe ile örtülüdür. İçerisi batıya yönelik iki alt ve bir üst pencere ile aydınlatılmıştır. Ulu Caminin duvarı ile iki penceresi türbenin doğu yönünde olduğu gibi kullanılmıştır.

 

Türbede İshak Çelebi’nin sandukası yanında kime ait oldukları bilinmeyen üç küçük sanduka daha bulunmaktadır.

 

 

 

Ayni Ali Türbesi (Merkez)

 

Manisa il merkezinde, Kumlu dere’nin yakınında, mezarlık içerisinde bulunan Ayni Ali Türbesi’nin kime ait olduğu kesinlik kazanamamıştır. Türbenin kitabesi bulunmamış, onunla ilgili kaynaklarda da yeterli bir bilgiye rastlanmamıştır.

Türbe yapı üslubundan Osmanlı döneminde XVI-XVII. Yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.

Düzgün kesme taştan yapılmış olan türbenin önünde çatılı, yuvarlak kemerli küçük bir giriş vardır. Sandukanın bulunduğu bölüm sekizgen planlı olup üzeri kubbe ile örtülüdür. Giriş dışında üç kenarda dikdörtgen söveli, yuvarlak kemerler içerisine alınmış pencereler bulunmaktadır. Bunların üzerine de birer küçük alçı pencere yerleştirilmiştir.

 

 

Terzioğlu Türbesi (Merkez)

 

Manisa Eğe Mahallesi’nde, Sevinç Sokağı’nda bulunan türbenin kitabesi bulunmadığından kime ait olduğu kesinlik kazanamamıştır. Eski tarihlerde türbenin bulunduğu alanda geniş bir mezarlık bulunuyordu. Osmanlı döneminde türbenin bulunduğu yer Terzioğlu Mahallesi olarak tanınıyordu.

Türbe kare planlı, kesme ve moloz olup üzeri kiremitli bir çatı ile örtülmüştür Çeşitli dönemlerde onarılmış, üslubundan kısmen de olsa uzaklaşmıştır.

 

 

 

Tezveren Dede Türbesi (Merkez)

 

Manisa il merkezinde bulunan Tezveren Dede Türbesi kare planlı kubbeli bir yapıdır. Kaynaklarda Tezveren Dede’nin kim olduğu konusunda bir bilgiye rastlanmamıştır.

Türbenin girişi batı yönünde olup kenarlarında birer pencere bulunuyordu. Ancak bu pencereler sonraki dönemlerde örülerek kapatılmıştır.

 

 

Şeyh İsa Türbesi (Akhisar)

 

Manisa, Akhisar ilçesi, Şeyh İsa Mahallesi’nde, Şeyh İsa Camisi’nin bahçesinde bulunan bu türbesi XVI.yüzyılda yapılmıştır.

Şeyh İsa Akhisar’da yaşamış XVI.yüzyılın tasavvuf alimlerindendir. Ölümünden sonra yapılan türbesi kesme taştan olup, üzeri kubbe ile örtülmüştür. XX.yüzyılda türbenin yanına Şeyh İsa Camisi yapılmıştır.

 

 

 

Tahir Efendi (Darendede) Türbesi (Kula)

 

Manisa Kula ilçesi Kızılkaya Mahallesi’nde, Kışla Meydanı’nda bulunan Tahir Efendi Türbesi’nin ne zaman yapıldığını belirten bir belgeye rastlanmamıştır.

Darendede ismiyle tanına Tahir Efendi Horasanlı olup, Halveti tarikatını yaymak amacıyla Kula’ya geldiği söylenmektedir. Asıl isminin Şıh Es’adullah Efendi olduğuna eski vakıf kayıtlarında rastlanmaktadır. Türbesinin mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır.

 

Günümüzde mezarı ziyaret edilmektedir.

 

 

 

Mahmut Dede Türbesi (Kula)

 

Manisa Kula ilçesinin 2 km. güneyinde bulunan türbede gömülü Mahmut Dede’nin kim olduğu bilinmemektedir. Türbesinin mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır.

Mezarı ilkbahar ve yaz aylarında ziyaret edilmesi yöre halkının geleneğidir.

 

 

Bakacak Sultan Türbesi (Kula)

 

Manisa, Kula ilçesi Bakacak Mevkii’nde bulunan bu türbenin Selver Sultan isimli bir kadına ait olduğu sanılmaktadır. Kaynaklarda Selver Sultanın kim olduğuna dair bir bilgiye ve kayda rastlanmamıştır.

Türbenin mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır.

 

 

Taptuk Emre Türbesi (Kula)

 

Manisa Kula ilçesi Gökçeören bucağına bağlı Emre Köyü’ndeki mezarın Yunus Emre’nin hocası Taptuk Emre’ye ait olduğu söylenmektedir. Macit Aray, Yunus Emre isimli kitabında Yunus Emre ve Hocası Taptuk Emre’nin Kula’da olduğunu ileri sürmüştür.

Taptuk Emre Moğol baskınlarından ötürü Horasan’dan Anadolu’ya göç etmiştir. Taptuk Emre Hacı Bektaşi Veli’nin öğrencilerindendir. Ona “Tapduk Sultanım” demesinden ötürü de Taptuk ismi ona yakıştırılmıştır.

 

Taptuk Emre, Yunus Emre’ye “ sen artık yetiştin, icazetini veriyorum” demişti. Ancak Yunus Emre; “Bu kâğıt parçası için mi beni gül yüzünden mahrum etmek istiyorsun” demiş ve buna da divanında yer vermiş, şeyhinden ayrılmak istememiştir. Bu konudaki araştırmacılar Yunus Emre ile Taptuk Emre’nin aynı yerde gömülü olmasını iddia etmişlerdir.

Emre Köyü’ndeki medreseye ait olduğu söylenen kalıntılar burasının önemli bir kültür merkezi olabileceği izlenimini vermektedir.

 

 

 

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.