Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Gaziantep kalesi


_asi_

Önerilen İletiler

GAZİANTEP KALESİ

 

kale1.jpgkale3_k.jpgkale4_k.jpg

 

Gaziantep Kalesi, Türkiye’de ayakta kalabilen kalelerin en güzel örneklerinden birisi olup, gerek ihtişamı ve heybetiyle, gerekse bir sır gibi gizlediği tarihiyle şehir merkezinde, Alleben Deresi’nin güney kenarında, yaklaşık 25-30 m. yükseklikte hemen herkesin dikkatini çeken bir tepe üzerindedir.

 

Gaziantep Kalesinin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı hususunda kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte tarihi günümüzden 6000 yıl geçmişe, kalkolitik döneme kadar giden bir höyük üzerinde kurulduğu, M.S II-III yüzyıllarda ise kale ve çevresinde “Theban”isimli küçük bir kentin olduğu bilinmektedir.

 

M.S. II-IV. yüzyıllarda Kalenin, ilk olarak Roma döneminde bir gözetleme kulesi olarak yapıldığı ve zaman içerisinde genişletildiği yapılan arkeolojik kazılar neticesinde anlaşılmıştır. Bugünkü biçimini ise “Kaleler Mimarı” olarak adlandırılan Bizans İmparatoru Justinyanus döneminde M.S. VI. (M.S 527-565) yüzyılda almıştır. Yine bu dönemde kale önemli bir onarım geçirmiş olup, onarım sırasında tesviyenin sağlanması için, güney bölüm kemerli ve tonozlu galerilerden oluşan substrüksiyon (temel) yapılarıyla donatılmış, bu galerilerle birbirine bağlanan kuleler inşaa edilmiş ve sur bedenleri batı, güney ve doğuya, tepenin sınırına kadar genişlemiştir. Kale bu haliyle çapı yaklaşık 100 m., çevresi 1200 m. olan gayrı muntazam dairesel bir şekle sahiptir. Kale bedenleri üzerinde 12 adet kule mevcuttur. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Kale’nin 36 burcundan bahsetmektedir. Günümüzde ise bunların yalnızca 12 tanesini görebilmekteyiz. Geri kalan 24 burcun ise kalenin dış surları üzerinde bulunduğu ve günümüz kadar gelemediği sanılmaktadır. Kale çevresinde, eni 30 m., derinliği ise 10 m. olan bir hendek bulunmakta ve kaleye geçiş ise köprü ile sağlanmaktaydı. Kale köprüsünü geçip, asıl kale kapısına ulaşmadan, sol tarafta ise halk tarafından İmam-ı Gazali Hazretlerinin Makamı olarak adlandırılan bir burç bulunmaktadır.

 

 

kale11_k.jpgkale9_b.jpgkale10_k.jpg

 

Bizans dönemini takip eden yıllarda özellikle Memluklular, Dulkadiroğulları ve Osmanlılar ihtiyaca göre kaleyi zaman zaman onarmışlar ve buna dair de onarım kitabeleri koymuşlardır.Kale ikinci defa, 1481 yılında Mısır Sultanı Kayıtbay tarafından elden geçirilmiştir. Ana kapı üzerinde yer alan kitabeden, ana kapı ve kale köprüsünün iki yanındaki kulelerin, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1557 yılında yeniden yaptırıldığı anlaşılmaktadır.

 

Asıl kale kapısından girince, kalenin iç kesimlerine ve üstüne doğru açılan iki yol vardır. Sola açılan yoldan, kalenin üst kısmına ulaşılır. İç kesimlerine doğru devam eden yoldan ise; galeri, dehliz ve kale odalarına ulaşılır. Kalede ana kütle altında ise bir su kaynağı bulunmaktadır.

 

1989 yılından bu yana Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Gaziantep İl Özel İdare Müdürlüğü tarafından tahsis edilen ödenekler ile aralıklı yapılan kazı ve restorasyon çalışmaları ile kalenin çevresi belirlenmiş, koruma duvarı yapılmış, çıkış yolu islah edilerek, taş döşenmiş, yaklaşık 190 m. uzunluktaki galeri temizlenmiş, sur bedenleri onarılarak yükseltilmiş, ana kapılar aslına uygun olarak yapılmış ve diğer kapı girişleri, demir parmaklıklarla kapatılarak, tehlikeli durumdan kurtarılmıştır. Bu çalışmaların teknik aşamaları ise Gaziantep Arkeoloji Müzesi tarafından yürütülmüştür.

 

Halen Gaziantep Arkeoloji Müzesi tarafından yürütülen arkeolojik kazılar sonucunda, Osmanlı dönemine ait bir hamam ile 2000 yılında yapılan kazılarda ise, bir camii ortaya çıkartılmıştır. Hamamın banyo, buhar odası ve buhar odası ve bacaları ortaya çıkarılmıştır. Buhar odasının köşesinde bulunan kanallar vasıtasıyla içeride buhar fazlalaşınca dışarıya verildiği sanılmaktadır. Hamam; mimari olarak pek gösterişli olmamakla birlikte teknik bakımdan üstün özellikler taşımaktadır. Cami ise Osmanlı mimarisi tarzında olup, dikdörtgen planlıdır. Caminin güney cephesinde yarım daire şeklinde mihrap,mihrabın sağında ve solunda ikişer adet kitap koyma bölümleri ve mihrabın sol tarafında güneyden dışarıya açılan bir kapı girişi ortaya çıkartılmıştır. Ayrıca mihrabın sağ tarafından kızaklı bir minberin de yeri bulunmuştur.

 

kale2_k.jpgkale5_k.jpgkale1.jpg

 

Ayrıca 2002 yılından günümüze kadar devam eden kazı çalışmalarında ise Kale Hamamı’nın kuzeyinde, Kale Camisinin doğusunda ve güneyinde 5x5 metrelik açmalarla kazı çalışmaları sürdürülmektedir. Bu kazılarda çeşitli mimari yapı kalıntıları, çok sayıda Erken İslam, Bizans ve Osmanlı dönemine ait keramik parçaları, metal parçaları, mermi çekirdekleri, çoğunluğu Bizans dönemine ait çok bilezik parçaları ile pişmiş toprak kandiller, Bizans ve Osmanlı dönemine ait sikkeler, çok sayıda demir gülle, çakmaklı tüfek parçaları ve pişmiş topraktan yapılmış bazıları mühürlü pipo(lüle) parçaları ile bazı hayvan kemikleri ele geçmiştir. Kalenin etrafında ise hendek yeri tespit edilmiş olup, önümüzdeki günlerde ise Hendek kazılarına başlanılacaktır.

 

Tüm bu yapılan ve yapılacak olan çalışmalarla Gaziantep Turizmine kazandırılan ve Gaziantep Turizmine bir güneş gibi doğan Gaziantep Kalesi bütün ihtişamıyla ziyaretçileri beklemekte ve şehir merkezinde Gaziantep Turizminin önemli cazibe merkezlerinden birisi haline gelmiştir.

 

 

 

Gaziantep Kalesinin Yapılışına Dair Bir Efsane:

 

Halk arasında yaygın olarak anlatılan efsaneye göre kaleyi zengin bir kadın yaptırıyormuş. Bir gün sokağa çıkmış ve yolda kalabalık insan topluluğunun bir cenaze götürüşüne rastlamış. Yanındaki uşağına dönerek “bu nedir” diye sormuş. Uşak ise; “Efendim insanlar bir gün gelir ölürler, ölülerini de böyle tabut içinde taşıyrak mezarlığa götürür ve toprağa gömerler. Gördüğünüz tabutun içinde dün bizim gibi canlı olan bir insan cesedi var……” der. Bunun üzerine zengin kadın uşağıyla beraber geri döner ve kaleyi yapan ustaları yanına çağırarak; “ bırakın kale yarım kalsın, ben ölümü hiç düşünmezdim….” der. İşte bu efsaneye göre Gaziantep Kalesinin tarihi eski çağlara kadar uzanıp gidiyor. Ancak bu halk arasında anlatılan efsanede kesin bir tarih yoktur.

 

 

Gaziantep Kalesinin Adına İlişkin Bir Efsane:

 

Esas adı Kala-i Füsus (Yüzük Kalesi) olan Gaziantep Kalesinin bu adı bir efsaneye dayanmaktadır. Bu efsaneye göre kaleyi, bölgenin sahibi olan bir kız yaptırıyormuş. Kalenin yapım masrafını karşılamak için çok kıymetli taşı olan yüzüğünü satmış. Bunun için kaleye, yüzük kalesi anlamında Kala-i Füsus adı verilmiştir.

 

 

Kalenin tarihçesi:

 

M.S. 2.-4. yy'larda Roma egemenliğinde kaldı.

 

M.S. 4. yy-782 arası Bizans egemenliğinde kalır.

 

782 yılında Harunreşid Bizanslılardan geri alır.

 

1067 yılında Afşin Bey komutasındaki Türk ordusu Antep, Dülük ve Raban'ı almıştır.

 

1084 yılında Selçuklu ordusu başındaki Süleyman Şah Antakya'yı fethedince Halep ve Antep çevresine de hakim olmuştur.

 

1095-1270 (Birinci Haçlı Seferi) öncesinde, Bizans ile Ermeniler arasında el değiştirmiş ve bu sırada Philaterus'un toprakları arasında sayılmıştır.

 

Antep Kalesi hakkında bilgi veren yazılı kaynaklarda, Haçlı seferleri döneminden başlayarak söz edildiği görülmektedir.

 

1150 yılında Antep, Bizans imparatoru Manuel Kommenos'a verilmiş.

 

1151 yılında, Anadolu Selçuklularının eline geçmiştir.

 

1155 yılında, Sultan Mesud'un ölümü üzerine Antep, Zengi Hükümdarı Nureddin'in eline geçmiş, kale surları lağımlanıp yakılmıştır.

 

1157 yılında Selçuklu Sultanı 2. Kılıç Arslan kenti kuşatmış ve surları tahrip ederek Antep'i almıştır.

 

1183 yılında Selahaddin-i Eyyubi, Diyarbakır'ı fethinden sonra Fırat'ı geçerek Antep'e gitmiş ve kenti Emir Kumartekin oğlu Nasuhiddin'den almıştır.

 

1218 yılında, Selçuklu Sultanı 1. İzzettin Keykavus'un ordusu Antep ve Tel Başir'i Selahaddin Eyyubi'nin oğlu ve Samsat Emiri Melik Afdal'dan teslim almış, ancak Selçukluların ayrılmasından sonra Melik Eşref Antep'i ele geçirmiştir.

 

1277 yılında Memluk Sultanı Baybars, Moğollar'a karşı düzenlediği sefer sırasında kenti ele geçirmiş, seferi Antep'ten başlatmıştır. Bu tarihten sonra Antep, Halep'in bir ili olmuş, Eyyubiler ve Memlukler tarafından Selçuklular ve Ermeniler'e karşı tampon bölge olarak kullanılmıştır.

 

1281 yılında Moğollar, Memluk ordusunu alt etmek üzer Antep ve çevresini ele geçirmişlerdir.

 

1390 yılında Suli Bey komutasındaki bir Dulkadirli ordusu Antep'i alarak kenti yağmalamış, kardeşi Osman Bey'i iç kaleyi almakla görevlendirmiş, ancak bunu başaramamışlardır.

 

1400 yılında Antep, Timur tarafından alınmış, kent büyük ölçüde yağmalanmış ve yakılıp yıkılmıştır. Daha sonraları Antep, Karakoyunlulardan Kara Yusuf'un ve zaman zaman Dulkadirlilerin yönetimine girmiştir.

 

1516 tarihindeki Merc-i Dabık zaferinden başlayarak Antep ve çevresi Osmanlı egemenliğine girmiştir.

 

17. ve 18. yy'larda Antep bölgesi, ayaklanmaların yoğun olarak yaşandığı bir bölge olduğundan, kale görevlilerinin kaleden uzaklaşmaları kesin olarak yasaklanmıştır. Bu dönemde kale, hem suçluların zaptedildiği bir zindan ve hem de kentin ileri gelenlerinin korunduğu bir şato niteliğindedir.

 

1839 yılında Antep, Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın egemenliğine geçmiş ve bir süre elinde kalmıştır.

 

Gaziantep Kalesi, son görevini kurtuluş savaşı sırasında yerine getirerek tarihsel gelişimini sonuçlandırmıştır. Gaziantep savunması içinde aktif olarak yer almamakla birlikte, kale ve çevresinde Fransızlara karşı cereyan eden çarpışmalarda Türk-İslam kimliğinin simgesi olarak özel ve önemli bir yeri vardır.

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.