Φ _asi_ Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2009 DARA ÖREN YERİ Mardin’in Güneydoğusunda 30 km.uzaklıkta Oğuz Köyü’ndedir. Burası eski Mezopotamya bölgesinin en ünlü kenti iken bugün küçük bir köy yerleşmesi haline gelmiştir. Yerleşme Büyük İskender’le Dara’nın savaşına da sahne olmuştur. Kent İran Hükümdarı ünlü Darayuvaşi tarafından kurulmuş, çeşitli dönemlerde İranlılarla Romalılar arasında el değiştirmiştir. VII yy.sonlarına doğru Emevilerin daha sonra Abbasilerin XV yy.da Türklerin eline geçmiştir. Kalıntılar arasındaki büyük kesme taşlar ve arasıra bulunan paralara bakılacak olursa Dara’nın geçmişte büyük ve görkemli yapılara ve zengin hazinelere sahip olduğu söylenebilir. Dara Kent Kalıntıları Mardin yönünden gelirken solda kayalar içinde oyulmuş çevresi 8-10 km.yi bulan geniş bir alana yayılmış mağara evler vardır. Buradan çıkan taşları kentin diğer bölümünde kullanıldığı görülmektedir. Mağaraların doğusunda yeralan kaya mezarları Kuruçayla sınırlanmaktadır. Asıl kent çevresi 4 km.surla korunmuştur. Güney ve Kuzeye açılan iki kapısı vardır. İçkale kentin kuzeyinde ve 50 metre yüksekliğindeki tepenin üst düzlüğüne kurulmuştur. Bugün tepe üzerinde evler yapılmış olup, kalenin temel izlerinden başka bir şeyi kalmamıştır. Kent kalıntıları içinde kilise, saray, çarşı ve depoları, zindan, tophane ve su bendi halen görülebilmektedir. Köyün kuzeyinde, güneye doğru inen kayalar oyularak, görkemli birsu bendi yapılmıştır. Bugün de bentten su akmaktadır. Yörede pek çok tarihi eşya, para ve heykeller çıkmaktadır. Ayrıca köyün etrafında kayalara oyulmuş 6-7 kadar mağara eve rastlanır. Geç Roma(Erken Bizans) (6 yy.) TARİHÇE Dara Harabeleri, Tarihimize Dara kalesi olarak geçmiştir. Mezopotamya'nın Efes'i kabul edilen bu kent, M.Ö.530-M.Ö.570'te İran hükümdarı ünlü Darayuvaşi (Darxis) tarafından (parsedia / dinlence olarak) kurulmuş, çeşitli dönemlerde (miladın ilk asırlarına kadar) İranlılarla Romalılar arasında el değiştirmiştir. VII yy. sonlarına doğru Emeviler'in daha sonra Abbasilerin eline geçen şehir , daha sonraki Yüzyıllarda yerel beylikler tarafından yönetilmiş ve 15-16.y.y da Osmanlıların eline geçmiştir. Harabelere ve kalıntılar arasında ara sıra bulunan paralara(daryaka) bakılacak olursa zengin bir şehir olduğu kolaylıkla anlaşılmaktadır. Şehrin kurucusu Daraxis tarafından yaptırılan muhteşem yeraltı yerleşim birimi sonradan zindan olarak kullanılmış, bugünde bütün heybeti ile ayakta durmaktadır.Konuşma dili olarak (Hz.İsa'nın ana dili olan) Aramice kullanılmış,İnanç olarak da adına ateş kuleleri yapılan Ahura Mazda'ya inanırlardı.Şehir oyulmuş kent kalıntıları,su sarnıçları,su kanalları, mahsarası hala çok iyi görülmektedir. Şehrin surları ve burçlarını anlatacak olursak: 1- Asıl Şehir: Çevresi 4 kilometrelik surlarla çevrilmiştir. Biri kuzeye diğeri güneye açılan iki tane kapısı vardır. Şehri çevreleyen sur, kuzey kapısının doğu ucundan başlayarak Zellace mevkiini takiben çayın üstünden hendek yerini mağaraları içine alarak tophaneye iner, buradan Bertevil Sarayı'nın yanında güneye açılan kapı ile birleşir. Güney kapısının batı ucundan başlayan sur, Mahsara'yı (Eski Mezarlık) içine alarak kesik kayanın üzerinden Hakni mevkiine çıkar. Su sarnıçlarının yanından Yunus ziyaretini ve İç Kale'yi de içine alıp Kale Camisi'nin doğusunda birleşerek şehri çevreleyen suru oluşturur. Şehir harabeleri içindeki eski kalıntılardan kilise, saray, cami, çarşı, ev, köprü ve su sarnıçları hala mevcudiyetlerini muhafaza etmektedir. 2- İç Kale: Şehrin kuzeyinde 50 metre yüksekliğindeki tepenin üst düzlüğünde kurulmuştur. Bugün tepenin üzerinde köylülerin yaptırdığı ve içinde yaşadıkları evler mevcuttur. Bu antik yerleşim yeri, Büyük İskender'le Dara'nın savaşına da sahne olmuştur. Kalıntılar arasındaki büyük kesme taşlar ve bulunan sikkelere bakılacak olursa Dara'nın geçmişte büyük ve görkemli yapılara ve zengin hazinelere sahip olduğu söylenebilir. MEZOPOTAMYA'NIN İLK BARAJI Antik kent, Doğu Roma'nın diğer deyişle Bizans'ın, Güneydoğu metropolü Nisibis'ten (bugün Nusaybin) sonra ikinci önemli sınır kenti olarak biliniyor. Kaynaklara göre ticaretin kalbi İpek Yolu, kentin içinden geçiyordu. Bu transit ticaret merkezi, bir dönem piskoposluk merkezi de olmuş ancak sürekli devam eden akınlar sonrasında sönüp gitmişti. Bilgilendirme tabelaları Dara'nın Mezopotamya'nın ilk barajının ve sulama kanallarının kurulduğu kent olduğunu yazıyordu. Bugün şaşırtıcı nizamıyla dikkat çeken kanallara ait izler yerli yerindeydi. Su sarnıçları, su depoları, bir su medeniyetine işaret ediyordu. Suyun akışını, oranını ya da bekletilmesini kontrol edebilen bir sistemin kalıntıları olan havuzlu salonu ve hendeği ile beraber... Oyma kaya evler, tavanlarındaki süslemeleri, duvarlarına işlenmiş Meryem, İsa ve haç figürleriyle kaya kiliselerine dönüşmüş yapılar kentin Hıristiyanlık macerasını anlatıyordu. Fakat Dara pek çok dine farklı zamanlarda ev sahipliği yapmıştı. Din çeşitliliği, beraberinde çatışmaları getirmişti. Bu durum da bugün farklı dinlere ait simgeleri bir arada görmemizin sebeplerinden biri olarak görünüyor. Mezopotamya'nın Efes'i olarak nitelenen Dara kentinin parçaları şu an varolan köyün inşasında kullanılmıştı. Ve bu yüzden kent hakkında net verilere ulaşmayı güçleştiriyordu. DARA'DA BULUNAN ANTİK ÇAĞ'A AİT MOZAİKLER Geçen yıl başlayan kazı çalışmalarında tarihe ışık tutacak şemsiye motifli mozaik ile hayvan figürlerinin bulunduğu belirtildi. Kış mevsimi nedeniyle ertelenen çalışmaların bu ay yeniden başlayacağı açıklandı. Mardin'de ortaya çıkan antik mozaiklerin Gaziantep'teki Zeugma mozaikleri ile benzerlik taşıdığı kaydedildi. Mardin Valiliği, Dara ören yerinde Prof. Dr. Metin Ahunbay ve ekibi tarafından 1986 yılında başlatılan kazılarla toprak altında kalan tarihi dokunun gün yüzüne çıkartılmasına desteğini sürdürüyor. Valiliğin hazırladığı rapor doğrultusunda bu ay başlayacak kazı çalışmalarına Kültür ve Turizm Bakanlığı da destek veriyor. Geçtiğimiz aylarda Mardin'i ziyaret eden Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Dara'da ortaya çıkan tarihi hazinenin gün ışığına çıkartılması için gereken maddi desteğin sağlanacağını açıklamıştı. Bugüne kadar, halk arasında zindan olarak bilinen 40 metre deriliğindeki mekân temizlendi. Açık hava tiyatrosu ve kaya evlerin bulunduğu alanlarda gerçekleştirilen kazılarda ise Babil ve Pers İmparatorluğu'na ait askeri garnizon şehrinin erzak ve silah depoları ile kaya mezarlar gün yüzüne çıkarıldı. Ayrıca şehrin yerleşim alanı olan ve toprak altında kalan kayalara oyulmuş tarihi evler ve mezarlar bulundu. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.