Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Ödül alan bir Türk Vatandaşı


Admin

Önerilen İletiler

  • Admin

Merhaba,

Dün bir arkadaş bana bir e-posta ile bir ödül alan Türk hakkında bilgi gönderdi, bu nedenle düşündümki ödül alan insanlarında bir yeri olsun ve bilgilenelim bu konu da işte siz ilk...

 

Minnesota Üniversitesi Mesut Şenol arkadaşımızı ödüle layık görmüş...

 

Distinguished Leadership Award for Internationals

Mesut Senol, Turkey

Humphrey Fellow (2000-01)

 

post-2-1115685002_thumb.jpg

 

Mesut Senol attended the University of Minnesota as a Humphrey Fellow from 2000 to 2001. His study focused on civic initiatives, democracy, human rights, and the management of non-profit organizations. During his time in Minnesota, he took graduate-level courses and worked with the Minnesota Council of Nonprofits. His presentation “Traditions of Nonprofits in Turkey and in the United States” was well received, both in the U.S. and in Turkey. He graduated from the Institute for Public Administration for Turkey and the Middle East with a master's degree in public administration in 1986.

 

Mr. Senol is president of the Canakkale International Center in his hometown. This non-governmental organization, founded and led by Senol, is designed to promote and project Canakkale internationally and plays an important role in promoting cooperation between Europe and the Middle East.

 

Mr. Senol has also played a significant role in creating the Galipoli International Prize, which is designed to recognize achievements in the fields of peace, art, literature, and science. In June 2004, Mr. Senol organized the First National Conference on Nongovernmental Organizations to be held in Turkey. His work has identified him as a pioneer in the field in Turkey and has resulted in him being approached to teach a course on nonprofits at the Biga Faculty of Economics and Administrative Sciences at Canakkale University.

 

From 1980 to 1994, Mr. Senol was district governor and mayor, and in this capacity he launched and led a number of campaigns, initiatives, and festivals on environmental, educational, and cultural projects as well as historical preservation. While in this position, he was also responsible for coordinating relief efforts for Kurdish refugees who were fleeing from northern Iraq.

 

From 1994 to 1996, Mr. Senol served as head of public relations and prime ministerial adviser in Ankara and from 1996 to 2002 as adviser to the National Security Council. In this capacity he advised the Security Council on issues relating to human rights and international organizations. On his recommendation, courses on democracy and human rights were started in educational establishments, from primary schools to universities. He also supported the introduction of television and radio programs that introduced the concept of human rights to the general public.

 

In naming Mr. Senol a recipient of the Distinguished Leadership Award for Internationals, the selection committee cited the broad impact of his leadership at both the national and local level in the area of human rights, democracy, and nonprofits.

 

 

Ödül Veren Kurum: University of Minnesota , USA

 

Ödül Sayfası: Mesut Şenol

 

Ödül almak güzel bir şey olsa gerek ama en önemlisi ödül alan insanlardan yararlanmaktır. Bunun için onları destekleyelim ve onlara sorular soralım...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...
  • 2 hafta sonra...
  • 2 hafta sonra...
  • 4 hafta sonra...

ikinci dünya savaşı yılları iki çiçeği burnunda liseli arkadaş, ikiside lise hayatları boyunca para biriktirmişler yurt dışında tıp okuyabilmek. merdivenleri koşarak çıkarlar, çocuklardan uzun boylu olanının babasının ofisine doğru. kapıyı çalar içeri girerler. ve liseyi bitirdikleri için almanyaya tıp okuamya gitmek istediklerini söylerle.

uzunboylu çocuğun babası. oğluna dönüp mevkiim itibariyle şimdi seni de göndersem, umulmadık iftiralar atarlar seni kayırdığımı söylerler. ama arkadaşının gitmesine yardımcı olucam

 

bir ay sonra iki arkadaş tren istasyonunda vedalaşmaktadır. uzun boylu olanı kendisi gidemediği için almanyada okul masrafları diye lsiedeyken biriktirdiği parasınıda arkadaşıan verir nasılsa artık bana lazım olmaz diye.

 

uzun boylu çocuğun babasının adı . Maarif Vekili , Hasan Ali Yücel dir. uzun boylu çocuğun adı Can Yücel. Hasan Ali Yücel'İn almanyaya gönderdiği çocuğun adıysa Gazi Yaşargil...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

OKTAY SİNANOĞLU

Sayın Profesör Doktor Oktay Sinanoğlu; dünyanın en genç yaşta profesör olmuş kişisi ve Nobel adayı. 1953 yılında Ankara’da TED’in Yenişehir Lisesini birincilikle bitirdi. O zaman lisenin eğitim dili tamamen Türkçe’ydi, takviyeli yabancı dil dersleri vardı, sonradan kolej oldu. TED tarafından Amerika’ya burslu Kimya Mühendisliği için gönderildi. 1956 yılında Amerika Birleşik Devletleri Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’de Kimya Mühendisliğini birincilikle bitirdi. 1957’de Amerika Birleşik Devletlerinde MIT’den birincilikle Yüksek Kimya Mühendisi oldu. Alfred Sloan ödülünü aldı. 1959’da Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’de; Kuramsal Kimya Doktorasını yaptı, doktorasını yaparken iki ödül kazandı. 1959-1960 yıllarında Amerika Birleşik Devletleri Atom Enerjisi Merkezinde araştırmalar yaptı. 1961’de hem Harward, hem de Yale’de kendisinin yeni Nicem (“Kuvantum”)Kimyası ve fiziği üzerine teorileri hakkında üst düzey derslerde yeni buluşlarını anlattı. 1962 yılında Batının 300 yılda en genç profesörü oldu (26 yaşında Yale Üniversitesinde); 1962 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi mütevelli heyeti yalnız Oktay Sinanoğlu’na mahsus olmak üzere kendisine Danışman Profesör unvanını verdi. Türkiye’de de kuramsal kimya bölümünü kurdu. Ortadoğu Teknik Üniversitesinde eğitimin Türkçe olması için uğraş verdi. Ama, tabii olmadı. 1964’de Moleküler Biyoloji konusunda ikinci kürsüsüne Yale Üniversitesine atandı. 1973’te Almanya’nın en yüksek Aleksander von Humboldt Bilim Ödülünü ilk kazanan kişi oldu. 1975’te Japonya’nın Uluslararası Seçkin Bilimci Ödülünü kazandı; yine 1975 yılında özel kanunla Oktay Sinanoğlu’na ilk ve tek, Türkiye Cumhuriyeti Profesörü unvanı verildi. 1976’da Japonya’ya Türkiye Cumhuriyeti Özel Elçisi olarak gönderildi. Kendisi Türk-Japon kültür, bilim ve eğitim ilişkilerinin temellerini atmıştır. Amerika Bilim ve Sanat Akademisinin ilk ve tek Türk üyesidir. Hindistan’ın Devlet Misafiri olarak, Hintli Bakanlarla ve Cumhurbaşkanıyla görüşmüştür. Meksika’da aynı seviyede Üçüncü Dünya Bağımsızlığı için çalışmıştır. 1962’den günümüze dek ilk TÜBİTAK Bilim Ödülünü, ilk Sedat Simavi ödülünü, 1992’de Bilgi Çağı, 1995’te İLESAM Üstün Hizmet Ödülünü, ayrıca Yılın Fikir Adamı, Yılın Bilim Adamı ödüllerini aldı. Yıldız Teknik, Yesevi Kazakistan ve benzeri bir çok kuruluşta profesör, mütevelli heyeti üyesi, Atatürk Kültür Kurumu asli üyesidir. 250 kadar uluslararası bilimsel yayını, bilim kuramları, çeşitli dillere çevrilmiş kitapları vardır. Türkiye’de de Türkçe pek çok yayın yapmıştır. Değişik ülkelerde iki kez Nobel’e aday gösterilmiştir

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

MODERN DÜNYANIN İBNİ SİNA’LARI

 

Rapora göre Amerika’da yaşayan Türk Doktorlar Birliği’ne kayıtlı tam 1.150 doktor bulunuyor. Onlar artık Amerika’da gelenekselleşmiş “en iyi doktorlar” sıralamasına kolaylıkla giriyor. Biri, modern dünyanın hastalığı obezite ile ilgili çalışıyor, bir diğeri beyin kanamalarının, karaciğer naklinin, sindirim hastalıklarının tedavisinde çığır açıyor. Harvard, Cornell, Yale, John Hopkins gibi hastanelerinin en önemli isimlerinin başında modern dünyanın İbni Sinaları olan Türkler geliyor. Onlar ki, çalıştıkları hastanelerin girişine artık Türk Bayrakları çektiriyor, İstiklal Marşımızı dinlettiriyor. Gazi Yaşargil, Mehmet Öz, Gökhan Hotamışlıgil, Münci Kalayoğlu ve daha nice doktorumuz yabancı ülkelerde göğsümüzü kabartıyor ancak, bu tablo beyin göçünün Türkiye fotografını en acı biçimde gözler önüne seriyor.

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...
  • 6 ay sonra...

işte beyin göçü,keşke bunlara ülkemız bu fırsatları verebılse :excl:

 

çok fazla değerli bilim adamlarımız var,ama gençler kimleri tanıyor magazin güllerini maleseff..

 

magazın kişiliklerle,abuk sabuk dizilerle gençlerimiz gıttıkçe asimile ediliyor ne acı..

 

bakıyorumda öğrencilere hayran oldukları kişiler bıldığınız gibi manken,sanatçı felan..

 

hangısı bilir oktay sınanoğlunu.üniversıtede bı semınere gelmişti oktay sınanoğlu ben o zaman tanıdım.bende tanımıyordum..

 

keşke gençlerimize bu insanlar benımsetılse tanınsa.. :excl: onları örnek alsalar,şu sanatçının saç modelini değil.. :excl:

 

 

 

düşünemıyen,düşündürülmeyen,düşünmemesı ve gelişmemesı için beynı dizilerle ve paparaziyle uyutulan gençlik ne zaman uyanacaksın :excl:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.