Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Kocaeli kültürel ürünleri


_asi_

Önerilen İletiler

KOCAELİ KÜLTÜREL ÜRÜNLERİ

 

KANDIRA YOĞURDU

 

Kandıra, çevrede yoğurdu ile ünlü olan bir ilçemizdir. Kandıra Yoğurdu’nu ünlü yapan en önemli özellik; geçmişte çok sayıda bulunan, günümüzde ise sayısı azalmakla birlikte hala varlığını devam ettiren manda sütü katkılı yapılıyor olmasıdır.

 

kandirayogurdu.jpg

 

Bu nedenle hem Kandıra’yı hem de yoğurdunu tanıtmak, yoğurt üreticilerini teşvik etmek amacıyla, Kandıra’da 2000 yılından bu yana her yıl Ağustos ayında, Kandıra Yoğurdu Festivali düzenlenmektedir. İlçeyle adı özdeşleşmiş Kandıra Yoğurdu, yine ilçeye has yöntemlerle yapılmaktadır. 2005 yılı itibari ile Kandıra Kaymakamlığı girişimi ile Kandıra Yoğurdu patent çalışmaları başlatılmış ve 24/04/2005 tarihinde resmi gazetede tescil ilanı verilerek Kandıra Yoğurduna Patent alınmıştır.

 

kandirayogurdu2.jpg

 

 

 

PİŞMANİYE

 

pismaniye2.jpg

 

Yag,un,seker ile yapılan ve gücü ve kuvveti yerinde kollar isteyen bir helvadır Pişmaniye. Bu helvanın neden pişmaniye olarak anıldığına dair rivayetler muhtelif. AnaBritannica' ya bakılırsa ,ilk yapildigi yerin İran olma ihtimali var. Bu ülkede “pesmek” diye adlandırıldığı için de sözcüğün zamanla Türkçe'de “pişmaniye” biçimini almış olması muhtemel. 1957'den bu yana pismaniye ustaligi yapmis Mehmet Ustaya bakilirsa da, bu helvanın yapımına girişenlerin ağdaya kıvam tutturmakta karşılaştıkları güçlükler üzerine bu işe kalkışmış olmaktan duydukları pişmanlığı ifade ediyor helvanın adı.

 

195bb4a308d3cb930508f853dbb13698.jpg

 

Bileği güçlü delikanlılar geniş sini etrafında halkalanıp da genci yaşlısı bütün konuklar yerlerini aldığında, kaynatılan şekerli su limonla kestirilmesiyle hazırlanmış ve mermere yayılarak dondurulmuş olan ağda, yuvarlak siniyi çepeçevre saracak biçimde yerleştirilir, halkanın ortasına kulak memesi kıvamını alıncaya dek tereyağıyla kavrulmuş un (meyhane) boşaltılır ve güçlü bilekler, helvada mahir büyüklerinin talimatları ile başlarlarmış o kaskatı ağdayı unun üzerinde çevirmeye. Sininin altında yakılan ateşin ayarının önemi ise büyük. Çünkü ısının ayarlanmayıp, helvanin tel tel olmak yerine bulgur gibi dökülüp ellerinde kalmasi ihtimali, sık karsılaşılan bir durum değilse de, her zaman mevcut. Burada hüner talimatları verende.

 

İzmit pişmaniyesine ün kazandıranlar, 1601-1611 yıllarında İran ve Ermenistan'dan gelerek İzmit ve çevresinde yerlesen Ermeni ustalar olmus. İzmit pişmaniyesine ününü kazandıran ise bu ustalardan Şekerci Hacı Agop Dolmacıyan. Ne var ki 1. Dünya Savaşı'nı izleyen yıllarda diğerleri gibi Dolmacıyan da şekerci dükkanını kapatarak başka ülkeye göçmüş. Onun maharetinin de kendisiyle birlikte göç etmesini önleyen ise, Dolmacıyan'in çocuklarına Türkçe ve Fransizca ögretmek üzere dükkanında çalışmış bulunan İzmit Muhasebe Başkatipliği'nde görevli İbrahim Ethem Efendi olmuş. Kendisine pişmaniye yapımının tüm inceliklerini öğreten Hacı Agop Dolmacıyan'in Amerika'ya göç etmesi üzerine, Kapanönü semtinde bir şekerci dükkanı açmış. Botanik kültürü, müzik yeteneği ile de tanınan ve soyadı kanunu çıktıktan sonra Çınar soyadını alan, 1892-1953 yılları arasında yaşamış bu renkli kişiliğin imalathanesi adeta pişmaniye ustası yetiştiren bir okul olmuş ilerleyen yıllarda.

 

Türk mutfağının en ünlü helvaları arasında bir yeri olan pişmaniye, Anadolu folklor geleneğinde önemli bir yer tutar. Daha çok erkekler tarafından yapılan bu helva, Anadolu'nun bir çok yerinde yapılmasına karşın İzmit pişmaniyesinin özel bir tadı ve dolayısıyla haklı bir ünü vardır.

 

 

 

DEĞİRMENDERE FINDIĞI

 

Degirmendere Fındığı sivri ve yassıdır , taze olarak yenir. İri, kalın kabuklu, turfanda ve çok lezzetli bir fındık çesidi olup daha ziyade Degirmendere civarında yetistirilmektedir. İç meyve randımanı % 47-48, yag oranı % 52-56'dır. 520 - 590 adet kabuklu fındık 1kg. gelmekte olup zuruflar oldukça uzun ve meyve boyunun iki katı büyüklüktedir.

 

findik.jpg

 

Yaklasık 150 yıl önce “Degirmendere Fındığı” olarak meşhur olan bu taze fındık, belde halkı tarafından bu dönemlerde kayıklarla İstanbul´a götürerek satılıyor ve halk geçimini bu yolla sağlıyordu.

 

20-25 yıl öncesine kadar Degirmendere'nin büyük bölümü, fındık bahçeleri ile doluydu. Ancak artik Degirmendere fındığı çok sınırlı bir alanda varlığını sürdürüyor.

 

Şimdilerde Degirmendere Fındığı üreticileri genellikle Bursa yolu üzerinde, Gölcük ile Halıdere arasındaki alanda satış yapıyorlar.

 

 

 

ÇENESUYU

 

Osmanlı öncesi dönemlerdeki durumu hakkında bilgi sahibi olmadığımız Çenesuyu, ismini, Derince'nin kuzeyinde bulunan Çenedağ'dan alır. Kendine has damak tadı ve kalitesiyle bardağınıza kadar gelen Çenesuyu; Çenedağı'nın 1500 yıllık hazinesinden, hiçbir işlem görmeden yeryüzüne kendiliğinden çıkar. Şöhreti Osmanlıdan beri gelen bu su o dönemlerde İstanbul'a Kocaeli'nden hediye olarak götürülürdü. Evliya Çelebi seyahatnâmesinde bahsetmese de Çenesuyu en az 2-3 asırdır bilinen bir su.

 

1863 yılında Sultan Abdülaziz tarafından İzmit‘te yaptırılan Kasrı Hümayun'un en önemli bölümlerinden birisi saat kulesi yanındaki taç kapının üstünde bulunan kitabededir. Bu leziz su, kitabede İzmitli şair Savfet tarafından yazılan şiirde “Acebi sözlerim olup Çenesuyu gibi ihla” (Toy sözlerim Çenesuyu gibi tatlı oldu) mısrası ile kendine yer edinmiştir.

 

cenesuyu.jpg

 

1930'lu yıllardan önce at-eşek sırtında veya at arabası ile getirilen Çenesuyu'nun dağıtımı ihaleye verilirdi. Su dağıtımını elinde bulunduran son kişi, Moralı ailesinden Hayri Bey idi. Ahşap damacanalara doldurulan su, arabalarla Yemeniciler Sokağı başında Sucu Hayri'nin yerine getirilir, su satın almak için burada kayıt yaptırılarak sıraya girilirdi. Ö zel sakalar tarafından ahşap fıçılar içerisinde şehre getirilerek satılan su, 1932 yılında şehre gelen isale hattının bir kısmı ile Donanma'nın gemi kazanlarında kullanılmak istendi ise de, sonradan suyun azlığından dolayı Donanma bu inşaattan vazgeçti. Bir yıl sonra Belediye 2 parmak bitünlü borularla şehre suyu getirdi. Kozluk Muhtarlık Binası'nın bulunduğu yerde Çenesuyu deposu yapıldı. Çenesuyu çeşmelerinden biri istasyonda, diğeri Yalı Hamamı Sokağı'nın doğusundaki ilk sokağın başında, biri de açılış töreni için belediye önüne yapıldı. Ancak; Ankara-İstanbul karayolunun yapımı sırasında isale hattının yol güzergâhında kalmasıyla suyun şehirde akıtıldığı depo ve çeşmeler iptal edilerek halkın su ihtiyacı Çınarlı Köyü altında inşa edilen tevzi merkezinde karşılanmaya başlandı. Çene Dağı'ndan itibaren yaklaşık 8 km'lik bir hatla tesislere ulaşan suyun 1995'e kadar Kaşık Tesisleri'nde dağıtımı yapılıyordu. Mart 2002'den itibaren ise yeniden inşa edilen halihazırdaki tesiste 19 lt. PC damacana ile 250 cc'lik ve 200 cc'lik bardaklara dolum yapılmaya başlandı.

 

 

 

Hiçbir suni işleme tabi tutulmayan Çenesuyu Sağlık Bakanlığından ruhsatlı doğal kaynak suyudur. 1.2 (Fr) sertlik derecesiyle ülkemizin en yumuşak suları arasında yer alır ve şişkinlik yapmaz . Doğal yapısında kireç bulunmayan, yumuşak olması nedeniyle böbreklerin dostu, zengin ve dengeli mineral içeriği ile şifa kaynağı olan su, 0.25 mg/lt doğal florür oranıyla çocukların diş sağlığı ve kemik gelişimi için faydalıdır. Hamile ve yaşlılar için idealdir. Yıllardır değişmeyen Çenesuyu, 3.22 mg/lt'lik sodyum oranıyla sodyum diyetine de uygundur.

 

Çenesuyu, zengin ve dengeli minarellere sahip, eski tabir ile- bir “mâ-i lezîz”dir.

 

 

 

KANDIRA TAŞI

 

Kocaeli/Kandıra ilçesi sınırları içerisinde, ilçenin batı bölgesinden çıkartılan krem-bej ve gri-beyaz renklerdeki doğal taşın adı, literatürde ve ticari piyasada Kandıra Taşı olarak yer almaktadır. Kullanım alanları, tüm iç ve dış mekanlarda giderek artan bir hızla yaygınlaşmaktadır. Bu doğal taş malzeme, duvar kaplaması, heykel, barbekü, şömine ve parke taşı vb. olarak kullanılmaktadır.

 

28.jpg

 

Killi ve oolitik kireçtaşları, travertenler, kumtaşları gibi tortullar ile andezitler ve çeşitli tüfler gibi volkanikler, blok verebilseler bile geniş yüzeylerle üretilmeye ve parlatılmaya elverişli değildirler. Mermerler gibi parlak yüzeyli levhalar haline getirilemeyen bu taşların da önemli özellikleri bulunmaktadır. Bu özellikler; yumuşak ve homojen yapıları vardır, sertlik ve özellik değiştirmelerine neden olacak çatlak dolgular ve mineralli karmaşıklıklar içermezler, izotropik olduklarından, el aletleri ve bazı küçük cihazlarla, her yönde kolayca işlenebilir veya kesilebilirler, genellikle hafiftirler, nakledilmeleri, işlenmeleri ve işlenmişlerin montajı kolaydır, pahalı ve az bulunur olmadıklarından, çalışırken ortaya çıkan fire korkutucu bir faktör değildir. Birçoğu özellikle tüfler ve killi kireçtaşları, bazen de oolitikler, değişik göz alıcı renklere sahiptirler. Bina balkonlarında, görünür yüzeylerde, bazı sanat yapılarında, yerleri bulunmaz şekilde kullanılmaktadırlar. Ucuz, kolay işlenebilir ve genellikle renk açısından homojen olduklarından, aşınmış veya bozulmuş olanları yenisiyle kolaylıkla değiştirilebilir.

 

gunay8.jpggunay10.jpg

 

Literatürde çeşitli yazarlar tarafından volkanosedimanter kum taşı , volkanik tüf ve biyomikritik kireç taşı gibi kayaç gruplarına örnek gösterilen Kandıra taşı, gerek doğal dokusu, gerekse kullanıldığı ortamdaki dayanımı açısından cazip olmakta ve çeşitli alanlarda tercih edilmektedir. Bu çalışmalar içerisinde Kandıra taşı konusunda petrografik açıdan yapılan tek spesifik akademik sınıflandırma Tansel’ e aittir, diğer tarifler literatürde genel kabul olarak bulunmaktadır. Dolayısıyla bu çalışmada, taşın biyomikritik kireç taşı sınıfında olduğu hipotez olarak kabul edilmiştir. Bileşiminde % 90’ dan fazla CaCO3 bulunan kayaçlara kimyasal veya biyokimyasal sedimanter (tortul) kayaçlar başlığı altında incelenen kireçtaşı (kalker) adı verilmektedir. Mikrit, 4 µm’ den küçük boyutlu CaCO3 kristallerine verilen isimdir. Mermer ile kalker arasındaki fark mermerin metamorfizma geçirmiş olmasıdır. İri kristaller ışığı çeşitli yönlerde yansıttıklarından mermerler gösterişlidir, küçük kristalli kalkerler ise parlamazlar. Mikritik olmayan kalkerler de bulunmaktadır. Kireçtaşları genellikle organizmaların, biyolojik işlevleriyle oluşmakta, denizel orijinli olmakta ve yapısında denizlerde yaşayan organizmaların (mikrofosiller) fosillerini bulundurmaktadırlar. Kireç taşları, fazla sert olmamaları, kolayca işlenebilmeleri, bol bulunmaları nedenleriyle hemen her türlü yapıda inşaat malzemesi olarak kullanılmaktadır.

 

Günümüzde, Kandıra taşının en çok kullanıldığı alan kesme veya dekoratif taşlar olarak da isimlendirilen yontma taşlar grubudur.Yontma taşlar, eski zamanlarda da kullanılmışlardır. En göz alıcı örnekleri, Selçuklular zamanında yapılan camiler, hamamlar, medreseler ve kümbetlerde görülmektedir. Aynı örnekler daha önceki tarihlerde, Ani şehri harabelerinde de kullanılmıştır. Osmanlılar döneminde, yine aynı tür yapılarda ve Ankara’ da Cumhuriyetten önce ve sonra yapıtaşlarından çok geniş şekilde yararlanılmıştır. Kandıra taşı; tarihi ve günümüz yapılarında dış cephe/bahçe duvarı kaplamaları, parke taşı, barbekü, şömine veya bir heykel şeklinde yaygın kullanım alanı bulmaktadır. Çorlu’ da 1521 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan Süleymaniye Camii ile 1453 yılında yaptırılan Fatih Camii' nin dış bahçe duvarları tekrar yapılarak Kandıra taşı ile dekore edilmiştir. Kolay şekillendirilebilmesi, krem-sarı rengi ve dayanıklılığı sebepleriyle Kandıra taşının kullanımı sadece bu alanlarla sınırlı kalmamaktadır. Restorasyon diğer bir kullanım alanıdır. İstanbul’ daki bazı tarihi eserler Kandıra taşı ile restore edilmişlerdir. Son olarak, ünlü iş adamı Vehbi Koç’ un çalışma hayatına ilk adım attığı nalburiye dükkanının restorasyonunda Kandıra taşı kullanılmıştır. Dükkanın yer aldığı tarihi Çengel Han’ ın (İstanbul), müze haline getirilme çalışılmaları sürmektedir. Han’ ın pencere ve şömine kenarlarında Kandıra taşı kullanılmıştır

 

 

uc%20basli%20konsol.JPG

 

heykel%20calisma%202.JPG

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.