Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

İğneada


_asi_

Önerilen İletiler

İĞNEADA

 

Bir yer düşünün ki doğanın içinde kafanızı dinleyebileceğiniz sakinlik ve dinginlikte. El değmemiş. İsteyen ava çıkabilir, isteyen dağlarında gezinebilir. İsteyen göllerinde tekne sefası yapar, isteyen balık avlar. Klasik deniz tatili sevene de 10 kilometrelik uzun sahillerde güneşlenme imkanı. Üstelik de altın zerreciklerinin üzerinde. Yalnış duymadınız, kumların arasındaki gerçek altın zerrecikleri...

 

igneada6.jpg

 

İĞNEADA PLAJLARI

 

 

İğneada plajının ilginç bir özelliği var. Yıllar önce MTA orada bir araştırma yapmış ve sahilde kumların arasında altın zerrecikleri olduğunu tespit etmiş, ancak maliyeti çok fazla olduğu için çıkartmıyor ve öylece bırakıyor. Yani anlayacağınız altınlar üzerinde yürüyebilir ve hatta güneşlenebilirsiniz Kumsalında yürüyüş yapmak ve sezonda denize girmek, ayrı bir keyif. Denizin yosun kokusu ile ormanın çam kokusunu teneffüs ederek yürüyüyenler, hem stres atıyor hem de kumsalda dalgaların taşıdığı deniz kabuklarını da topluyorlar. Kış aylarında ise hafta sonu, kentten kaçanlara huzurlu bir sığınak olarak kapılarını açan İğneada'dan bahsediyoruz...

 

İki günlük ya da dilerseniz sabah erkenden gidip akşam dönebileceğiniz bir kaçamak gezi için en uygun seçeneklerden biridir İğneada. Karadeniz, Marmara ve Ege Denizi’nin çevirdiği yarımada şeklindeki Trakya’nın ne yazık ki denize kıyıları yeterince tanınmıyor. Hele hele Kırklareli’nin Karadeniz’e olan güzelim kıyıları...Oysa bu kıyılar, masmavi gökyüzü ve ormanlarıyla gizemli bir turizm cenneti. Gizli koylarıyla ve maviye çalan gökyüzüyle güney sahillerini; alabildiğince uzanan ve kumsalın bittiği yerde başlayan ormanlarıyla da Karadeniz’i kıskandıran

Trakya kıyıları hâlâ keşfedilmeyen ender yerlerden biri.

 

 

YILDIZ DAĞLARI

 

İğneada Yıldız Dağları

igneada-yildiz-daglari.jpg

Aslında tipik bir güney tatil kenti. Denizi, dağları, gökyüzü ile küçük bir cenneti andırıyor. 2 bin 500 kişilik yerleşik nüfusu, yazın biraz çoğalsa da sessiz ve sakin kalmayı başarabilen ender kentlerden biri. Karadeniz’den esen serin rüzgarlar yazın en sıcak gününde bile ortalığı serinletiyor. Uzun kumsalı ve masmavi denizi ile ilçenin çevresinde yaşayan günlük tatilcilerin uğrak yeri olan İğneada halkı, balıkçılıkla geçiniyor ama yegane ekmek teknesi değil artık. Yavaş yavaş gelişmeye başlayan yaz turizmi alternatif ekmek kapısı olmuş. Birçok insan yaz aylarında evini pansiyon olarak turizmin hizmetine sunuyor. İğneada’da yüzmek kadar eğlenceli bir iş daha var; Dağlarında gezinmek. Özgürlüğün tadına varmak için bulunmaz bir mekan Yıldız Dağları. Yine denizin hemen yanı başında, ormanın içlerine doğru uzanan Mert Gölü’nde balık tutmak ve bu taptaze balıkları yemek de İğneada’ya özgü bir ayrıcalık.

 

Limanında bol ve taze balık bulabileceğiniz gibi eşsiz doğasının koynunda sadece meyve-sebze yiyerek bile damak zevkinizi tatmin edebilirsiniz; çünkü orada hayatın size ender olarak sunduğu zamanları ve anlayışı bulursunuz. Kendinizi dinleyebileceğiniz ve çok ama çok sakin ve huzurlu bir tatil geçirebileceğiniz bir yer arıyorsanız orası kesinlikle İğneada'dır. Doğası ve kumsallarıyla yalnız ve sessiz bir kasaba olan İğneada, Kırklareli’nin ormanlarıyla meşhur Demirköy ilçesinin Yıldız Dağları’nın arasından Karadeniz’e uzanan kolu. Bağlı olduğu Demirköy ilçesine 26 km, Kırklareli il merkezine 100 km uzaklıkta.

 

 

7 GÖLÜYLE KÜÇÜK BİR CENNET

 

 

Orman ve denizin olması nedeniyle yazları bile geceleri serin bir hava hakim İğneada'da. Sadece denizi ve sahili için değilde ormanı, yeşilliği ve temiz havası içinde ziyaret edilmesi gereken bir yer.. Sınırları içinde yer alan gölleri, bol oksijenli havası, lezzetli balıkları ve kolay ulaşımı ile doğanın içinde huzurlu bir tatil yaşamak isteyenler için biçilmiş kaftan. Bulgaristan sınırına 12 km. uzaklıktaki Kırklareli'ne bağlı İğneada, villalara ve kooperatiflere ev sahipliği yapmasına rağmen doğasını da koruyabilen ender bölgelerden. Erikli, Mert, Hamam, Pedina, Saka, Sülüklü ve Ramana isimleriyle anılan ve korumaya alınan yedi gölü bulunuyor.

 

Denizin yosun kokusu ile ormanın çam kokusunu teneffüs ederek yürüyüyenler, hem stres atıyor hem de kumsalda dalgaların taşıdığı deniz kabuklarını da topluyorlar. Haziran-Eylül ayları arasında yoğunlaşan İğneada,kış aylarında da hafta sonu, kentten kaçanlara huzurlu bir sığınak olarak kapılarını açıyor.

 

 

DÜNYADA SADECE 3 YERDE LONGOS VAR , BİRİ İĞNEADA

 

İğneada Longoz Ormanları

igneada-yildiz-daglari-longoz-ormanlari.jpg

Dünya üzerinde sadece 3 yerde olan Longos (subasar) ormanlarından biri de İğneada... Longos (subasar) ormanı, Kırklareli sınırları içinde, Karadeniz kıyısında yer alıyor. Yaban hayatın hala sürdüğü orman, Dünya Bankası fonlarıyla 8 yıldır yürütülen GEF2 adlı bir projeyle korunuyor. 2007'de milli park ilan edilen orman, içinde barındırdığı bitki türleri ve hayvan çeşitliliği ile ender görülen doğal bölgelerden biri.

 

Demirköy ilçesine bağlı İğneada'daki longozlar, Mert Gölü, Saka Gölü ve Erikli Göl Longozu olarak anılıyor. 10'dan fazla çayın birleşerek oluşturduğu üç dere, kumsalda oluşan doğal bentler sayesinde birikiyor ve burada doğal göller meydana getiriyor. Bu göllerde biriken su, geri doğru taşıyor ve pek ender bulunan subasar ormanı oluşmasını sağlıyor. Subasar ormanı, içinde çok zengin bir canlı yaşamı barındırıyor, su kuşlarına ev sahipliği yaptığı gibi, endemik birçok bitki türünün de var olmasını sağlıyor. Longoz'daki su miktadı baharda had safhaya ulaşınca, bu kez doğal bentler yıkılıyor, zengin besinlerle yüklü alüvyon denize taşınıyor. Bu besinler, deniz yaşamının da İğneada'da çok zengin olmasını sağlıyor. Bu sayede kalkan, lüfer, istavrit ve daha bir çok balık, İğneada'yı mesken tutan balıkçılar tarafından yakalanıp sofralarımıza ulaşıyor.

 

 

Longozları bekleyen tehlike

 

İstanbul'a 250 kilometre uzaklıktaki İğneada, su kuşları için ülkemizde yaşayan memelilerin yüzde 53'ü için, sadece oraya özgü bitki türleri ve böcekler için, yaşam kaynağı konumunda. İrili ufaklı birçok derenin getirdiği sularla oluşan ve deniz ile longozlar arasında kalan göler, longoz ormanları için adeta bir sigorta görevi üstleniyor ve doğal bir tatlı su perdesi oluşturarak denile hemen hemen aynı seviyede olan ormanlara, alttan ve üstten tuzlu deniz suyunun alana tersine doğru deşarj olmasını önlüyor. Longoz ormanları besleyen tatlı su kaynaklarının ortadan kalkma tehlikesi var.

 

Eğer bu gerçekleşirse, tuzlu olan deniz suyu longoz toprağına yayılırsa, longozlarda yaşayan 544 bitkinin, 310 tür böceğin, 28 tür balığın, 46 tür memelinin, 194 tür kuşu ve 17 tür sürüngenin yaşam alanlarını kaybetmesi de kaçınılmaz.

 

 

AV MERKEZLERİNDEN BİRİ

 

İğneada, yaban hayatı çok zengin olan Kırklareli'nin av merkezlerinden biri konumunda. İğneada Panayır İskelesi ve Kıyıköy çevresinde geyik ve karacaya rastlamak mümkün. Hamam ve Pedina göllerinin ziyaretçileri Bulgaristan, Rusya ve Tuna Nehri deltasından gelen ördek, kuğu ve diğer kuş türleri. Yıldız Dağları'nın sık ve gür ormanlarla kaplı olması geyik, karaca, domuz, tavşan, tilki sansar gibi hayvanların yaşamasına uygun bir ortam sağlıyor.Avcılar için de gözde bir mekan oluyor.

 

igneada1.jpg

İğneada Parkları

 

 

ADI İNEBEY'DEN GELİYOR

 

Cumhuriyet döneminden önce Kurtuluş Savaşı esnasında Yunan istilasına uğrayan İğneada, Midye-Enez hattının çizilmesiyle Yunanistan'a kalmışken Edirne'nin de kaybedilmesi sebebiyle yapılan anlaşmalarla bugünkü Trakya sınırı çizilmiş ve İğneada topraklarımızda kalmış. Cumhuriyet döneminde 1971 yılına kadar nahiye olarak yönetilen kasaba, bu tarihten sonra belediye olmuştur.İğneada'nın fethini yöneten komutanın adı İne Bey'dir. Buradaya kendi adını verir ve "İneada" adı zamanla İğneada olur

 

 

KARADENİZ'İN SAKİN LİMANI

 

 

igneada5.jpg

İğneada tipik Karadeniz sahillerinin aksine yaz aylarında sakin ve dalgasız bir doğal liman. Kuzey rüzgarlarına kapalı. Denizin 150 metresinin sığı oluşu ise bir başka avantaj. Bölgede oluşan göllerden Erikli'nin çevresi doğal SİT alanı. Mert Gölü kıyılarında ise bazı yapılara rastlanıyor. Dibi bataklık olan gölün asıl zenginliği balıktan ziyade sazlıkları. Sazlar kış aylarında kesilip Hollanda'ya ihraç ediliyor.

 

Alamana adı verilen büyük balıkçı tekneleri ile açık denizden yakalanan kalkan balığının yanı sıra eylülde lüfer, palamut bolluğu yaşanıyor. Orman içinde alabalık yemek ise ayrı bir güzellik. Deniz fenerinin bulunduğu sarp kayalıklar da ziyaretçileri başka bir aleme sürüklüyor.

 

ALINTI...

 

 

2009haz_8.JPG

 

6.jpg

 

13.jpg

 

6.jpg

 

17.jpg

 

5.jpg

 

1999_6.jpg

 

2000_8.jpg

 

3.jpg

 

1.jpg

 

6.jpg

 

12.jpg

 

2.jpg

 

8.jpg

 

4.jpg

 

10.jpg

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.