Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Kırklareli tarihçe


_asi_

Önerilen İletiler

TARİHÇE

 

Yurdumuzun kuzeybatısında ve Trakya bölgesinde yer alan Kırklareli’nin, özellikle son yıllarda yapılan bilimsel kazı ve araştırmalarda elde edilen bulgulardan M.Ö. 5800’lere varan, insanlık tarihi kadar çok eski bir yerleşim bölgesi olduğu görülmektedir.

 

Kırklareli, Anadolu tipi koloni yerleşim merkezidir ve Asya-Avrupa kültürlerinin geçiş yoludur. Bu nedenle tarih boyunca buradan geçen değişik kavimler uygarlık izlerini bırakmışlar ve şehir çeşitli isimler almıştır.

 

M.Ö. 5000 tarihi dolaylarından başlayarak dalgalar halinde gelen göçler ile Trakya’ya gelen ve yerleşen topluluklar bulunmaktaydı. Bu göçler M.Ö. 1200 yıllarına kadar çeşitli karışıklıklar ve sosyal oluşumlar devam etmiş ve yörede çeşitli beylerden oluşan Trak Krallığı oluşmaya başlamıştır. Bu Trak beyliklerinden ilimiz dahilinde oturanlar arasında Ast, Madiaten,

Melandit, Odris, Tin ve Tranipsa gibi beylikler bulunmaktaydı. Ayrıca, tarihe damgasını vurmuş olan istilalar ve yabancı hakimiyetlerinden etkilenmiş, karışıklıklar yaşanmış ve hatta birçok yer yanmış, yıkılmıştır.

 

M.Ö. 750 yıllarında Avrupa’dan Anadolu’ya geçen Trak kabilelerinden Frigyalılar Anadolu’da bir devlet kurmaya başlamışlardır.

 

M.Ö. 7. yüzyılda bölge İskitlerin hakimiyeti altına girmiştir.

 

M.Ö. 513’de Dareios’un İskit seferleri ile Persler’in eline geçmiştir.

 

M.Ö. 5. yüzyıl ortalarında Trak beylikleri birleşerek Odris Devletini kurmuşlardır.

 

M.Ö. 4. yüzyıl ortalarında Makedonya Kralı II.Filip, Odris Devletine son vermiştir.

 

M.Ö. 3. yüzyılın sonlarına doğru Galatlar, bölgeyi ele geçirmiştir.

 

M.Ö. 46 yıllarında İmparator Claudius zamanında Roma’ya bağlanmıştır.

 

 

 

M.S. 4. yüzyıl sonlarından itibaren Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılması ile Bizans’ın eline geçen Trakya, Avrupa üzerinden gelen hem savaşçı hem de bunların önünden kaçan kavimler tarafından istila edilmeye ve ele geçirilmeye çalışılmıştır. Trakya Bölgesinde, M.S. 4. yüzyılda Gotlar, 5. yüzyılda Hunlar, 4. yüzyıldan başlayarak zaman zaman 8. yüzyıla kadar Avarlar, 9. yüzyılda Peçenekler, 10. yüzyılda Macarlar, 12. yüzyıldan itibaren de Moğollar ile devam eden bir göç yaşanmıştır.

 

9. yüzyılıda Kırklareli, Bizans’a karşı Araplar’ın yanında savaşan Peçenekler’ce yağma görmüştür.

 

913 ve 924 yıllarında olmak üzere Kırklareli iki defa Bulgar’larca istila edilmiştir.

 

1190’da Haçlılar, Kırklareli’ni aldılar ve 1204’de yöre Latinler’in eline geçmiştir.

 

1264 yılında Bulgar ve Tatarlar tarafından yağmalandı.

 

1263- 1264 yıllarında, Alp Erenler’den 15-20 bin kişilik bir taraftar ile Moğolların Anadolu’yu işgali üzerine Rumeli’ye geçmiş ve Kırklareli üzerinden Romanya’da Dobruca Savaşı’na katılmışlardır. Bu arada daha Kırklareli fethedilmemişken ilk defa bir Türk-İslam Kolonisi oluşturulmuştur.

 

1300 lerin başında Bizans’ın ücretli askerleri Katalan askerleri Trakya’yı ele geçirdi.

 

1361 yılında Kırklareli, Bizanslıların elinden Osmanlılar’a geçti.

 

1367 yılında Bulgarlar’ca işgal edildi.

 

Tam olarak bilinmemesine rağmen 1365 ile 1370 yılları arasında I.Murat tarafından Kırklareli Bulgarlar’dan alınarak ikinci defa Osmanlılar’a katıldı ve bölgede Osmanlılar yerleşik düzene geçilmiş oldu.

 

24 Ekim 1912 yılında Kırklareli Bulgarlar tarafından işgal edildi.

 

26 Temmuz 1920’de Kırklareli Yunanlılar tarafından işgal edildi.

 

10 Kasım 1922’de Kırklareli işgalden kurtarıldı.

 

 

 

Bilimsel kazı ve araştırmalar tam olarak yapılmadığından, Kırklareli'nin özellikle yazılı tarih öncesi dönemlerini henüz gün ışığına çıkarılamamıştır. Yapılan arkeolojik kazılar sonucu elde edilen bulgulardan, Trakya Kültürünün EGE ve BALKAN Kültürleri ile ilişki içinde olduğu anlaşılmıştır. Kırklareli'nde yapılan araştırmalarda bulunan Aşağıpınar Höyüğü, Kırklareli'nin yerleşme tarihinin Neolitik (İ.Ö. 5800-4800) Döneme rastladığını göstermektedir.

 

Demir Çağının ortalarına doğru (1200-600) Trakya, Anadolu ve Ege'de gelişen uygarlıkların etki alanına girmiş, ilk Trak yerleşmeleri ve bunlarla birlikte tümülüs adı verilen büyük yığma tepeler (anıt mezarlar) görülmeye başlanmıştır. Bu dönemden itibaren Trak Boylan bugünkü Trakya'ya yerleşmiş ve bölgeye adlarını vermişlerdir. Trakya'ya yerleşen Trak'lar çeşitli kavimlerin akınlarına uğramış; İ.Ö. 513'te Pers İmparatoru DAREİOS İstanbul Boğazından geçerek Kırklareli (PINARHİSAR) üzerinden Tuna Bölgesine ilerlemeye başlamış ve böylece PERS'ler TRAKYA'yı ve KARADENİZ'in batı kesimlerini ele geçirmişlerdir. Persler Trakya'nın batısında bulunan Yunanlılarla uğraşırken, Perslerin bu baskısından kurtulmak isteyen Doğu Trakya'daki Trak Oymaklarından ODRİS OYMAĞI, diğer oymaklarla birleşerek küçük bir devlet kurmayı başarmışlardır. (İ.Ö.V.yy.) ODRİS'lerin kurdukları bu devletin başına TERES geçmiştir. Daha sonra Makedonya Kralı İkinci Filip Trakya'ya saldırakak ODRİS Devletine son vermiş, İ.Ö. 350 yılında Trakya Makedonya'ya bağlanmıştır.

 

Kırklareli'nin Karadeniz kıyısında ASTAİLER siyasi bir ağırlık kazanarak Bizye'yi (Vize) başkent yapmışlar, ancak İ.Ö. 280 yıllarında GALAT'ların (KELT'lerin) saldırısına uğramalarına rağmen varlıklarını sürdürmeyi başarmışlardır. Romalılar tarafından Kırklareli yöresi ve Marmara kıyıları İ.Ö. 190 yılında istila edildi. Romalılar kendi idarelerinde (i.Ö.72 yılında) tarihe Şarki Trakya Krallığı olarak geçen ve başkenti (Bizye) Vize olan bir devlet kurdular. Ancak (İ.S. 44) yılında İmparator Claudius, tüm Trakya'yı bir Roma Eyaleti haline getirmiştir.

 

377 tarihinde Gotların, 441 yılında Hunların istilasına uğrayan Trakya, daha sonra Bulgar ve 526 tarihine kadar Slav hakimiyetinde kalmıştır. Kırklareli ve civan (İ.S. 527-565) yıllarında İmparator Justinyen Döneminde tekrar Bizans'a katılmış, bu dönemde Kırklareli ve çevresi parlak bir dönem yaşamıştır.

 

M.S. 618 yıllarında Avar Akınları İstanbul surlarına kadar ulaşmıştır. İ.S. 811 yılında Bulgarlar Trakya'yı tekrar istila etmiş ve kısa süren barış dönemi, Peçenekerin istilası ile bozulmuştur. 1190 yılında Kırklareli Haçlılar tarafından işgal edilmiştir. Başpiskoposluk merkezi olan Lüleburgaz, Şehzade Murat tarafından alınmış ve Şehzade Murat Babaeski'ye yerleşmiştir.

 

Osmanlıların Trakya'da ilerlemesi Bulgarları tedirgin etmiştir. Bulgar Çarı Ivan Aleksandır Kırklareli, Pınarhisar, Kıyıköy ve Vize'yi işgal etmiştir. 1365 yılında Ivan Aleksandır'ın ölümünden sonra Osmanlılar bu yerleri tekrar geri almışlardır.

 

 

Süleyman Çelebi ve kardeşi Musa Çelebi'nin eline geçen Kırklareli ve çevresi, 1369 yılında I.Murat tarafından alınıp Osmanlı Devleti'ne katılmıştır.Tanzimattan sonra Kırklareli, Edirne Vilayeti'nin altı sancağından birine merkez oldu. Balkan Savaşı sırasında Kırklareli Bulgarlar tarafından işgal edilmiştir. 1912'de şehre giren Bulgarlar 1913 yılında şehirden çıkarılmıştır. Balkan Savaşı'nın en kanlı olayları Kırklareli'nin merkezi, Pınarhisar, Lüleburgaz ve çevresinde olmuştur.

 

Birinci Dünya Savaşından sonra 1920' de Kırklareli ve çevresi Yunanlılarca işgal edilmiş, 10 Kasım 1922'de Türkler tarafından geri alınmıştır. Ancak Yunanlılar ve Bulgarların bu işgallerinde Kırklareli ve çevresinde çok büyük zulümler yapılmış, il harabeye çevrilmiştir. Lozan Antlaşmasına göre 1924'de buradaki azınlıklar Yunanistan'daki Türklerle değiştirilmiştirKırklareli'nin ne zaman kurulduğu ve eski adının ne olduğu henüz bilinmemektedir. Kırklareli Bizanslı'larca "SARANTA ECCLESİA" adıyla anılmış, XIV. yy'da Türklerin eline geçince bu ad tercüme edilerek "Saranta Ecclesia" yani "Kırk Kilise" şeklinde söylenmeye başlanmıştır.

 

 

Cumhuriyet Döneminde sancaklar, İl'e dönüştürülmüş ve 20 Aralık 1924'te Kırk Kilise adı Kırklareli'ne çevrilmiştir

 

 

 

Her ne kadar Herakliya, Vrisium, Verisse, Bozili, Nerisse, Saranta Ecclesies, Kırkkimse, Kırkkimesne gibi isimler Kırklareli’nin eski isimleri olarak yazılmış olsa da doğruluğu ve kaynağı kesin olarak bulunamamıştır.

 

Ancak üç-dört yüzyıllık mezartaşları ve Balkan harbinden kalan bir iki kitabede “Kırkkemesne” veya “Kırkkimse” diye yazılara rastlanmıştır. Kırklar Tepesinde bir zamanlar var olan “Kırklar Baba Dergâhı” nda bulunan bir kitabede şöyle yazıyordu :

 

Kırk Kimesne şehit oldu bu yerde,

Bu nâm ile anılmıştır bu belde.

 

Kırklareli’de yaşamış ve bilinen en eski şairlerden biri olan Hayrânî ’nin bir beyitinde Kırklareli’nin eski adının Kırk Kimesne olduğunu ifade etmektedir.

 

Hayrânî yâr elinden oldu nâlân

Yalvardağım ona geliyor yalan

Benim candan sevgili yurdum olan

Kırk Kimesne’ye Kırkkilise demişler.

 

Fakat bunlara tam bir tarih belgesi olarak bakmak mümkün değildir. Çünkü, burası Osmanlılar tarafından alınmadan önce de Osmanlılar tarafından Kırkkilise olarak tanınmış ve anılmıştır.

 

17. yüzyıl ortalarında Kırklareli’ni gören Evliya Çelebi Kırkkilise’den ayrıntılı olarak söz ederek “Hüdavendigar Gazi tarafından alındığını, Edirne eyaletine bağlı sancak olduğunu, mükellef köylerinin bulunduğunu, şehir bahçelerinin kenarlarında geniş ve düzlükte kat kat kiremit örtülü, mamur yüksek sarayları ile süslü bir şehir olduğunu, camileri arasında Eski Cami’nin en ünlü olduğunu, hamamlarından köprü başındaki hamam ile arastaya bitişik olan hamamın güzel olduğunu, şehirde yer yer sebil ve hayat sularının bulunduğunu” belirtmektedir.

 

Milli Mücadele sırasında Kırkkilise adının değiştirilmesi konusunda sonuç alınamayan girişimlerde bulunulmuştu. Cumhuriyet döneminde, TBMM’nde bir konu hakkında söz alan Milletvekili Tunalı Hilmi, “Kilise” sözü üzerine yaptığı bir konuşma neticesinde, Kırklareli Milletvekili Dr. Fuat UMAY şehrin adının Kırkkilise’den Kırklareli’ne değiştirilmesi hususunda bir yasa teklifi verdi. 20 Aralık 1924 yılında bu yasa TBMM tarafından kabul edilerek şehrin adı “Kırklareli” oldu.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.