Φ _asi_ Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 26 Eylül , 2009 Yöresel Sözlük Abrası olmak : Bir sıkıntının üstüne sıkıntı gelmek Ağartı : Süt, yoğurt gibi yiyecekler Ağlenmek : Araba için: durmak, eğlenmek Aleşmek : Bir yerde oturmak, yerleşmek, durmak Ahıldane : Herkese akıl veren, bilgiçlik satan Ahraz : Dilsiz Aktarmak : Sacın üzerinde yufkayı döndermek, pişirmek Alayı : Hepsi, tümü Al karısı : Lohusalara geldiğine inanılan efsanevi yaratık Anışdırmak : Anlaşılması için dolaylı yoldan hatırlatmak Arık : Zayıf Arlanmak : Utanmak Atlı : Edepsiz Avgun : Su taksimatının yapıldığı oyuk taş Avkalamak : Elleri ile sarsmak Avuz : Memeli hayvanın doğum sonrası ilk sütü Ayıtlamak : Ayıklamak Aynı gelmek : Mektubun cevabı gelmek Ayrıksı : Uyumsuz Azınsımak : Az bulmak, yeterli bulmamak Babalanmak : Zıkkımlanmak anlamında yemek Bacılık : Ahret kardeşliği Bad : İnce bulgurla yapılan etli dolma içi Bağdaş kurmak : Bacaklarını dizden bükerek altına alıp oturmak Batal : İri, büyük Bayah, bayahtan : Az önce, demin Bekitmek : Sağlamlaştırmak, tutturmak Beslek : Hizmetçi, besleme Bezirgân pilavı : İçine soğan, yağ, kıyma konularak yapılan bulgur pilavı Bezmek : Usanmak Belemek : Çocuğu kundaklamak Bıldır : Geçen yıl Bibi : Hala Bir cimcik : Bir fiske tuz için kullanılır. Çok ufak tefek insana da denir. Bir goşam : İki avuç dolusu Bişgel : Çabuk pişen yiyecek veya iyi pişmiş yemek Bişirim : Pişirim. Pişirmelik kadar olan, bir pişirim gibi Bun : Bunalma hali, sıkıntı Burunlamak : Kıymet vermemek Büngüldemek : Kaynamak Cambaz : Hayvan alıp satan kimse Camuz : Manda Can leğeni : İçinde ölü yemeği yapılan büyük leğen Cazı : Suratsız, geçimsiz ve kötülük yapan kadın Ceht : Bir şeyi yapmaya kararlı olma Cingan : çingene Ciyiş : Yakın akraba veya komşu yaşlı kadın Cıbır : Yoksul, parasız Culuk : Hindi Cücük : Civciv Çalınmak : Bir şeyi etrafta acele ile aramak Çeç : Savrulan samandan ayrılmış buğday yığını Çecik : Tülbenti başın etrafına sararak bağlama tarzı Çemkürmek :Azarlamak, saygısız konuşmak. Küçük köpeğin havlaması Çemrenmek : Paçaları sıvamak Çepük : Alkış Çelpeşük : Çalpak iş, karışık, dolaşık Çevrüntü : Elekte ortada toplanan ot tohumu, saman ve toprak Çığırmak : Çağırmak, türkü söylemek Çığrık : Çıkrık, eskiden yün eğirmek için kullanılan araç. Çıngı : Kıvılcım Çıtlatmak : Bir şeyi üstü kapalı anlatmaya çalışmak. Çimmek : Yıkanmak Çir : Ekşi kaysı kurusu Çor : Hastalık, dert Çöçelenmek : Konuşamamak, bir iş yapamamak Çöğlenmek : Bir tarafı eğilip devrilmek Çördük : Küçük yabani armut Çullu : Varlıklı Çulsuz : Fakir, berduş Dadanmak : Alışmak Dalamuk : İnce yapılı, narin Darazımak : Elbisenin dikiş yerinden eskiyerek incelmesi ve açılması Darıkmak : Darda kalmak Dartılmak : Kibirlenmek. Dartıla dartıla iş görmek: Yavaş ve salınarak iş görmek Dayak : Destek Deli depek : Dengesiz insan Dene : Dane, buğday Depme : Yünden dokunmuş büyük un çuvalı Devlik görmek : Kış hazırlığı yapmak Devrisi gün : Ertesi gün Dındıklamak : Fazla incelemek Dilmek : İnce doğramak Dinelmek : Ayakta durmak Dingildemek : Oynamak Dirliksiz : Geçimsiz Dolak : Başa veya dize dolanan uzun yün örgüsü. Donak : Giyim, kuşam, süs Donanmak : Giyinmek Döşürmek : Toplamak Döşürüksüz : Tertipsiz, iş bilmeyen kadın Dulda : Güneş ve rüzgâr etkisinden korunan yer Duluk : Yanak Düğülcek : Bulgurun en ince kısmı. Çorbası yapılır Düremeç : Ekmek arasına peynirvb. Konularak hazırlanan yiyecek Düve : Bir yaşındaki inek Düven : Döğen. Biçilmiş ekinleri sürmek için kullanılan altına çakmak taşları konulmuş ve öküzler tarafından çekilen tahta. Düzayak : Merdiveni olmayan, bir katlı ev. Eccük : Azıcık Eğin : Sırt Eke toka : Bilmiş, büyümüş Ekis nükte yapmak : Alaycı ve kırıcı konuşmak Eksük görmek : Evin ihtiyacını veya evlenecek kızın ihtiyacını almak Ekti oğlak : Anası ölen yavru başka bir hayvana alıştırılırsa bu yavruya denir. Elçim : Yün tararken, bir taramalık için ele alınan yün. Elleşmek : İlişmek Em : Merhem, ilaç Eme : Babanın kız kardeşi Emiceklik vermek : Umut vermek, güvendirmek Evme : Acele etmek Erinmek : Üşenmek Farfara : Çok konuşan, ağzı kalabalık Fing atmak : Ordan oraya durmadan gitmek Firik : Sapıyla yakılan Buğday başağının pişen daneleri Farımak : Yaşlanmak, kocamak Fetil : Taze yemek için yapılan kalın yufka ekmeği Gabala : Toptan Gadinge : Yenge. Amca, dayı veya yakınların eşleri Gamga : Odun parçası. Garametli : Talihsiz, kadersiz Geçmiş : ihtiyarlamış, kocamış. Helva için: fazla kavrulmuş Gelberi : Tandırdan kül çekmeye yarayan demirden alet Gejgere : İki kollu küçük sedye Gevşemek : Geviş getirmek Gicişmek : Kaşınmak Gıdik : Keçi yavrusu Gılik : Ortası delik ekmek Görümcağız : Küçük görümce Gursaklı : Kursaklı, izzet-i nefisli, gururlu Gübür : Çöp, pislik Gümen : Şüphe, bilinmeyen Gümenli : Hamile Güvermek : Otlar için: yeşermek. Bir yere çarpma sonucu vücudun morarması Güvertme : Ufak çocuklarda çıkan küçük çıban Harar : Yünden dokunmuş çuval Hasput : Kağnı tekeri Hasuda : Aside. Un, yağ, şeker ve su ile yapılan hafif bir tatlı Havflenmek : Korkmak Hayvah : Eyvah Hedik : Haşlanmış buğday. Diş hediği: Diş buğdayı Helki : Su kovası Herslenmek : Hırslanmak, kızmak Hırtlak : Gırtlak Hızan : Yoksul Horam : Bir elin kavrayacağı ot Hozan : Ekin biçildikten sonra tarlada kalan kısmı Ihmak : Çökmek Ismarıç : Başkası için alınacak şey, sipariş İki tek : Az İleğen : Leğen İndiriş etmemek : Tenezzül etmemek İskemi : Sandalye İşkillenmek : Şüphelenmek İşmar : Göz kırpma, işaret İt dirseği : Arpacık Ivga vermek : Kışkırtmak İyeşmek : Sürtüşmek, zıt gitmek Kanatlı : Evin iki yana açılan sokak kapısı Kanayak : Kadın Kanlı : Katil Karış : Beddua Karmak : Arkasından konuşmak Kârınsıma : Kâr sayma Katık : Ayran Kavramak : El ile ekin yolmak Kavum hısım : Akrabalar Kavurma herlesi : Unu yağda hafif kavurup, tuz ve su konularak yapılan çorba Kaygana : Koyuca yapılan yumurta herlesinin yağda kızartılmasıyla hazırlanan yiyecek Keçe delen : Çok kuvvetli ve devamlı yağan yağmur Kehle : Bit Kelecoş : Peskütan ile yapılan bir çeşit koyuca çorba Kelik : Eski ayakkabı Kemçük : Dişsiz Kenger : Sütünden sakız yapılan ot Kesek : Tarlada iri ve sert olan toprak parçası Kesmük : Savurma sırasında buğdayla karışık olan saman Keşik : Sıra Kete : İçine kavrulmuş un konularak yapılan yağlı börek Kıyımsız : Cimri Kızıllanmak : Kıskanmak Kızı olacağı : Üvey kızı Kivra : Kirve, sünnet babası Kor (Kör) : Çukur, mezar Kömbe : Eskiden külde pişirilen yağlı kalın çörek Köp : Kağnının, öküzlerin kuyruklarının altına gelen kısmı Köremez : Süt yoğurt karışımı bir yiyecek Kötülemek : Sağlığı bozulmak, hastalanmak Közlemek : Ateşte kızartmak Kurcalamak : Karıştırmak Kuşhana : Ağzı kapaklı, büyük bakır sahan Küflet : Ev halkı, külfet Kürük : Eşek yavrusu Mahana : Bahane Malamat : Etrafa rezil olmak Mısmıl : İyi, temiz Mundar : Murdar. Pis, temiz olmayan Mundar etmek : Bir şeyi ziyan etmek, bozmak Müzevir : Fitneci Nâlet : Lânet Natır : Kadınlar hamamında hizmet eden kadın görevli Nekes : Cimri Nemârek : Neyime gerek Nemrut : Asık suratlı, çehresiz Nörüyon : Ne (iş) görüyorsun? Ne yapıyorsun? Onmak : İyi gün görmek, mutlu ve zengin olmak. Ovmaç : Yufka ekmeğin parçalanmasıyla yapılan yağlı yemek Oynaş : Dost Öcbelemek : Israr etmek, üstüne düşmek Öndüç : Ödünç Özelemek : Yoğurdu karıştırarak ezmek Partalcı : Palavracı Pehli : Eti kızartılarak yapılan patlıcan yemeği Pepe : Kekeme Peskütan : Yoğurdun az un ile pişirilmesiyle hazırlanan kışlık yiyecek Pıskırık : Aksırık Pin : Kümes Puhari : Baca Rapata : Tandıra hamur yapıştırmaya yarayan tutacak Sâbi : Küçük çocuk Seğirtmek : Koşmak Seyip : Başıboş Sınamak : Denemek Sınıkçı : Kırık, çıkıkçı Sınmak : Kırmak Sille : Tokat Sitil : Kova Soharıç : Soğan, yağ ve kıymanın beraber kavrulmuş şekli Sohum : Lokma. ağza sokulan ekmek parçası Sokranmak : Söylenmek Sorutmak : Ayakta durmak Sünmek : Uzamak Süyem : Baş parmak ile, işaret parmağı arasındaki uzunluk Şeremet : Eline çabuk Şire : Şıra. Tatlılara ekilen şerbet Şişek : Yaşına değmiş dişi koyun Şişmek : Şımarmak Taze gelin : Yeni gelin Tirit : Yemeğin yağlı suyu Tohma : Karın şişiren, rahatsızlık veren yemek Tokaç : Yün, halı ve kilim yıkamak için kullanılan, bir ucu yassı tahta Toklu : Yaşına değmiş erkek koyun Tökezimek : Bir yere ayağı takılmak Tummak : Suya batmak Tutam : Bir elle tutulan kadar Tutmaç : Kesilmiş hamur, mercimek ve yoğurtla yapılan çorba Ucun ucun : Azar azar Uğmaç : Ekmek ovularak yapılan yiyecek Uğundurma tutturmak : Birini aç bırakmak Umma : Lohusaların göğüslerinin şişmesi Urum : Anadolu Uruplağ : Eski bir tahıl ölçüsü. (Arpa için yaklaşık 13 kg. Buğday için 16 kg Üğürlenmek : Kendi kendine söylenerek nazla sallanmak Üleş : Leş Ürümek : Havlamak Variyetli : Zengin, varlığı yerinde olan Vergili : Evlenmek üzere sözü verilmiş kız Yağarnı : Sırt Yahşi : İyi, güzel Yal : Köpek yiyeceği Yarımağız : isteksiz Yarımlağ : Yarım uruplağ Yaşmak çalmak : Ağzı örtecek şekilde baş bağlamak Yavan : Yağsız, tatsız, tuzsuz Yayan : Yürüyerek Yeğnik : Hafif Yekinmek : Birden kalkmak Yemeni : Deriden yapılan hafif ayakkabı Yeygü : Hayvan yiyeceği Yoğşumak : Hamurun açılacak kıvama gelmesi Yumak : Yıkamak Yumuş : Emir Yük kemeri : Yüklük. Yatak yorgan konan dolap Yüz yavuncusu : yüze gülen Zelve : Öküzün boyunduruğunun çıkmaması için takılan eğri deynek Zerze : Halkalı kapı demiri Zilingir : Uykusunu alamamış Zürriyet : Döl, soy Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.