Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Çanakkale camileri


_asi_

Önerilen İletiler

AYVACIK- TUZLA KÖYÜ

 

MURAT HÜDAVENDİGAR CAMİİ VE KÜLLİYESİ

 

(I.Murad (Hüdavendigâr) Camisi )

 

 

Hüdavendigâr Külliyesi, Tuzla Köyü'ndedir. Cami, medrese ve hamamdan meydana gelmiştir. Cami, 1366 yılında Murat HÜDAVENDİGAR tarafından yaptırılmıştır. Medrese, camiin batısındadır. Dershane ve on odadan meydana gelmiştir. Zamanımıza sadece bir odası ulaşabilmiştir. Ancak, cami şu an faaliyettedir. Hüdavendigar'ın Kızılca Tuzla Camii, eski Tuzla-i Behramiye Sancağı'na giden yolun sağında , şimdiki Tuzla Köyü'nün ise güney kıyısındaki yamacın düzlüğüne inşa edilmiştir.Camii, ilk devirde çok görülen kare mekanlı ve tek kubbeli ve son cemaat yerine sahip planların bir örneğini teşkil eder. Diğer yandan dört yönde yer alan, duvarların bir ucundan bir ucuna kadar ulaşan ve kubbe altına kadar uzanan sağır kemerlerdeki işçilikte ise, üç sıra tuğla bir sıra taştan -ilk devir özelliği olarak- almaşık sistemin uygulandığı görülür.Camiin, beden duvarlarının kalınlığı 1 metreden fazladır. Dört yanı saran sağır kemerlerden sonra, ilk devirde yaygın bir özellik olan, iki sıra tuğladan balık sırtı Camiin, beden duvarlarının kalınlığı 1 metreden fazladır. Dört yanı saran sağır kemerlerden sonra, ilk devirde yaygın bir özellik olan, iki sıra tuğladan balık sırtı tekniği bir uygulamadan sonra kasnaksız olarak hemen kubbeye geçilir. Kubbe, dört duvar üzerinden mantar gibi bitmekte ve burada kasnağın kullanılmasıyla da ağır bir etki bırakmaktadır. Kubbe, tuğlaya benzeyen bir kiremit tipi ile örtülüdür. Kubbenin tümü üzerinde aydınlatma fenerinin olması ve ilk devirde pek görülmeyen aydınlatma pencerelerinin çok olması dikkat çeker. İki metre boyundaki kapıda Behramkale Camii'nde olduğu gibi Bizans eserlerinden çıkarılan parçalar, kullanılmıştır. Camiin minaresi, yapının kuzeydoğu köşesinin son cemaat yeri ile bitiştiği yerde bulunur. Mekan, sade ve gösterişsizdir.Dört köşede de zemine kadar inen ve kemerlerin oluşturduğu üçgenlerle kubbeye geçilmiştir.Mazgal pencereler iç kısımda daha genişler ve dış kısım ise gittikçe daralır.Bunun sebebi, ışığın iç kısma iyice aksetmesini sağlamaktır.Mihrap ve minber yeni ve sadedir. Camiin iç mekanı defalarca onarım gördüğü ve her defasında kireçle sıvandığı için fazla bilgi vermemektedir. Çanakkale ve yöresinde ilk devir ve orta devir eserlerinden, kitabesi olan ve 600 senedir ayakta duran tek eserdir.

 

 

 

 

AYVACIK-BAHRAMKALE KÖYÜ

 

HÜDAVENDİGAR CAMİİ

 

14. yüzyılın sonlarına doğru inşa edildiği sanılmakta olup 238 m. yükseklikteki tepenin üzerinde tüm ihtişamıyla ayakta durmaktadır. Camiin dikkat çeken özelliklerinden birisi de dört yöndeki köşelerinin üst noktalarının pahlanması yani taş kenarlarının eğik kesilmiş olması ve pahlanan kısımların şekline uygun olarak üçgen şeklinde kapatılmasıdır. Kubbe, sekizgen bir kubbe kasnağına oturtulmuştur. Camii, bir kubbe ve sütunlu bir giriş kapısını da içine alan dörtgen bir alan üzerinde inşa edilmiştir. Camiin, Osmanlı mimarisinin tipik bir örneği olduğunu söyleyebiliriz. Camiin mermer giriş kapısı, Carnelıus kilisesinin kapısıdır. Carnelius kilisesini tamir ettiren Skamandros hükümdarının kilise kapısına yazdırmış olduğu duaya dokunulmamış,sadece haç işaretinin iki kanadı kırılmıştır. Üzerinde haç işareti bulunan taşın bir camiin dekorasyonunda kullanılmış olması çok ilginç ve bir o kadar da etkileyicidir.Camiin iç duvarlarının dekorasyonunda kadırga resimlerinin kullanılmış olması da çok sık rastlanılan bir durum değildir

 

 

 

 

AYVACIK-BABAKALE KÖYÜ

 

BABAKALE CAMİİ

 

Ayvacık ilçesi, Babakale Köyü’nde bulunan bu camiyi Sultan II.Ahmet döneminde Vezir Kaptan Mustafa Paşa 1725 tarihinde yaptırmıştır. Cami değişik dönemlerde yapılan onarımlar nedeni ile özelliğini yitirmiştir.

Günümüzde dikdörtgen planlı olan caminin üzeri çatı ile örtülüdür. İbadet mekanı iki yanlarda altta dikdörtgen söveli, üstte de yuvarlak alçı şebekeli dörder pencere ile aydınlatılmıştır. Giriş kapısının ve mihrabın iki yanında da altlı üstlü birer penceresi bulunmaktadır. Cami girişinin önünde sonradan ahşap bir sundurma yapılmıştır. Minaresi taş kaide üzerine yine taştan silindirik gövdelidir. Minare alemi XIX.yüzyılda ampir üslubunda kubbemsi olarak yenilenmiştir.

 

 

 

AYVACIK-YEŞİLYURT KÖYÜ CAMİSİ

 

Yeşilyurt Köyü Camisi kiliseden camiye çevrilmiştir. Kilisenin ne zaman yapıldığı konusunda yeterli bir bilgiye rastlanmamıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra mübadele kapsamında Çanakkale’den Rumların ayrılmasından sonra camiye dönüştürülmüştür. Cami kareye yakın dikdörtgen planlı olup, kaba taş ve tuğladan yapılmıştır. Üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür. Beden duvarları üzerinde iki sıra halinde pencereler bulunmaktadır. Bunlardan ikisi yuvarlak kemerli, biri de ikiz pencereler halinde ampir üsluptadır. Camiye çevrildikten sonra yanına dikdörtgen taş bir kaide üzerine yuvarlak gövdeli, tek şerefeli bir minare eklenmiştir. Mihrabı herhangi bir özellik taşımamaktadır.

 

 

AYVACIK-ADATEPE CAMİSİ

 

Çanakkale, Ayvacık İlçesi Adatepe Köyü’ndeki bu caminin ne zaman yapıldığı konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bununla beraber zağanos Paşa’nın eşi tarafından yaptırıldığı söylenmektedir. Kareye yakın dikdörtgen planlı cami kesme taş ve tuğladan yapılmış, üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Mihrap ve minberi mukarnaslı olup, üzerlerinde rumi motifler ve bitkisel bezemeler görülmektedir. Ayrıca haziresinde de Osmanlı taş işçiliğini yansıtan mezar taşları bulunmaktadır. Caminin altında bir de sarnıç vardır. Caminin köşesine kare kaide üzerine silindir gövdeli köfeki taşından bir minare eklenmiştir.

 

 

 

 

AYVACIK- TUZLA KÖYÜ

 

MURAT HÜDAVENDİGAR CAMİİ VE KÜLLİYESİ

 

(I.Murad (Hüdavendigâr) Camisi )

 

 

Hüdavendigâr Külliyesi, Tuzla Köyü'ndedir. Cami, medrese ve hamamdan meydana gelmiştir. Cami, 1366 yılında Murat HÜDAVENDİGAR tarafından yaptırılmıştır. Medrese, camiin batısındadır. Dershane ve on odadan meydana gelmiştir. Zamanımıza sadece bir odası ulaşabilmiştir. Ancak, cami şu an faaliyettedir. Hüdavendigar'ın Kızılca Tuzla Camii, eski Tuzla-i Behramiye Sancağı'na giden yolun sağında , şimdiki Tuzla Köyü'nün ise güney kıyısındaki yamacın düzlüğüne inşa edilmiştir.Camii, ilk devirde çok görülen kare mekanlı ve tek kubbeli ve son cemaat yerine sahip planların bir örneğini teşkil eder. Diğer yandan dört yönde yer alan, duvarların bir ucundan bir ucuna kadar ulaşan ve kubbe altına kadar uzanan sağır kemerlerdeki işçilikte ise, üç sıra tuğla bir sıra taştan -ilk devir özelliği olarak- almaşık sistemin uygulandığı görülür.Camiin, beden duvarlarının kalınlığı 1 metreden fazladır. Dört yanı saran sağır kemerlerden sonra, ilk devirde yaygın bir özellik olan, iki sıra tuğladan balık sırtı Camiin, beden duvarlarının kalınlığı 1 metreden fazladır. Dört yanı saran sağır kemerlerden sonra, ilk devirde yaygın bir özellik olan, iki sıra tuğladan balık sırtı tekniği bir uygulamadan sonra kasnaksız olarak hemen kubbeye geçilir. Kubbe, dört duvar üzerinden mantar gibi bitmekte ve burada kasnağın kullanılmasıyla da ağır bir etki bırakmaktadır. Kubbe, tuğlaya benzeyen bir kiremit tipi ile örtülüdür. Kubbenin tümü üzerinde aydınlatma fenerinin olması ve ilk devirde pek görülmeyen aydınlatma pencerelerinin çok olması dikkat çeker. İki metre boyundaki kapıda Behramkale Camii'nde olduğu gibi Bizans eserlerinden çıkarılan parçalar, kullanılmıştır. Camiin minaresi, yapının kuzeydoğu köşesinin son cemaat yeri ile bitiştiği yerde bulunur. Mekan, sade ve gösterişsizdir.Dört köşede de zemine kadar inen ve kemerlerin oluşturduğu üçgenlerle kubbeye geçilmiştir.Mazgal pencereler iç kısımda daha genişler ve dış kısım ise gittikçe daralır.Bunun sebebi, ışığın iç kısma iyice aksetmesini sağlamaktır.Mihrap ve minber yeni ve sadedir. Camiin iç mekanı defalarca onarım gördüğü ve her defasında kireçle sıvandığı için fazla bilgi vermemektedir. Çanakkale ve yöresinde ilk devir ve orta devir eserlerinden, kitabesi olan ve 600 senedir ayakta duran tek eserdir.

 

 

 

 

AYVACIK-BAHRAMKALE KÖYÜ

 

HÜDAVENDİGAR CAMİİ

 

14. yüzyılın sonlarına doğru inşa edildiği sanılmakta olup 238 m. yükseklikteki tepenin üzerinde tüm ihtişamıyla ayakta durmaktadır. Camiin dikkat çeken özelliklerinden birisi de dört yöndeki köşelerinin üst noktalarının pahlanması yani taş kenarlarının eğik kesilmiş olması ve pahlanan kısımların şekline uygun olarak üçgen şeklinde kapatılmasıdır. Kubbe, sekizgen bir kubbe kasnağına oturtulmuştur. Camii, bir kubbe ve sütunlu bir giriş kapısını da içine alan dörtgen bir alan üzerinde inşa edilmiştir. Camiin, Osmanlı mimarisinin tipik bir örneği olduğunu söyleyebiliriz. Camiin mermer giriş kapısı, Carnelıus kilisesinin kapısıdır. Carnelius kilisesini tamir ettiren Skamandros hükümdarının kilise kapısına yazdırmış olduğu duaya dokunulmamış,sadece haç işaretinin iki kanadı kırılmıştır. Üzerinde haç işareti bulunan taşın bir camiin dekorasyonunda kullanılmış olması çok ilginç ve bir o kadar da etkileyicidir.Camiin iç duvarlarının dekorasyonunda kadırga resimlerinin kullanılmış olması da çok sık rastlanılan bir durum değildir

 

 

 

 

AYVACIK-BABAKALE KÖYÜ

 

BABAKALE CAMİİ

 

Ayvacık ilçesi, Babakale Köyü’nde bulunan bu camiyi Sultan II.Ahmet döneminde Vezir Kaptan Mustafa Paşa 1725 tarihinde yaptırmıştır. Cami değişik dönemlerde yapılan onarımlar nedeni ile özelliğini yitirmiştir.

Günümüzde dikdörtgen planlı olan caminin üzeri çatı ile örtülüdür. İbadet mekanı iki yanlarda altta dikdörtgen söveli, üstte de yuvarlak alçı şebekeli dörder pencere ile aydınlatılmıştır. Giriş kapısının ve mihrabın iki yanında da altlı üstlü birer penceresi bulunmaktadır. Cami girişinin önünde sonradan ahşap bir sundurma yapılmıştır. Minaresi taş kaide üzerine yine taştan silindirik gövdelidir. Minare alemi XIX.yüzyılda ampir üslubunda kubbemsi olarak yenilenmiştir.

 

 

 

AYVACIK-YEŞİLYURT KÖYÜ CAMİSİ

 

Yeşilyurt Köyü Camisi kiliseden camiye çevrilmiştir. Kilisenin ne zaman yapıldığı konusunda yeterli bir bilgiye rastlanmamıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra mübadele kapsamında Çanakkale’den Rumların ayrılmasından sonra camiye dönüştürülmüştür. Cami kareye yakın dikdörtgen planlı olup, kaba taş ve tuğladan yapılmıştır. Üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdür. Beden duvarları üzerinde iki sıra halinde pencereler bulunmaktadır. Bunlardan ikisi yuvarlak kemerli, biri de ikiz pencereler halinde ampir üsluptadır. Camiye çevrildikten sonra yanına dikdörtgen taş bir kaide üzerine yuvarlak gövdeli,tek şerefeli bir minare eklenmiştir. Mihrabı herhangi bir özellik taşımamaktadır.

 

 

 

AYVACIK-ADATEPE CAMİSİ

 

Çanakkale, Ayvacık İlçesi Adatepe Köyü’ndeki bu caminin ne zaman yapıldığı konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bununla beraber zağanos Paşa’nın eşi tarafından yaptırıldığı söylenmektedir. Kareye yakın dikdörtgen planlı cami kesme taş ve tuğladan yapılmış, üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Mihrap ve minberi mukarnaslı olup, üzerlerinde rumi motifler ve bitkisel bezemeler görülmektedir. Ayrıca haziresinde de Osmanlı taş işçiliğini yansıtan mezar taşları bulunmaktadır. Caminin altında bir de sarnıç vardır. Caminin köşesine kare kaide üzerine silindir gövdeli köfeki taşından bir minare eklenmiştir.

 

 

 

 

AYVACIK- TUZLA KÖYÜ

 

 

MURAT HÜDAVENDİGAR CAMİİ VE KÜLLİYESİ

 

(I.Murad (Hüdavendigâr) Camisi )

 

 

Hüdavendigâr Külliyesi, Tuzla Köyü'ndedir. Cami, medrese ve hamamdan meydana gelmiştir. Cami, 1366 yılında Murat HÜDAVENDİGAR tarafından yaptırılmıştır. Medrese, camiin batısındadır. Dershane ve on odadan meydana gelmiştir. Zamanımıza sadece bir odası ulaşabilmiştir. Ancak, cami şu an faaliyettedir. Hüdavendigar'ın Kızılca Tuzla Camii, eski Tuzla-i Behramiye Sancağı'na giden yolun sağında , şimdiki Tuzla Köyü'nün ise güney kıyısındaki yamacın düzlüğüne inşa edilmiştir.Camii, ilk devirde çok görülen kare mekanlı ve tek kubbeli ve son cemaat yerine sahip planların bir örneğini teşkil eder. Diğer yandan dört yönde yer alan, duvarların bir ucundan bir ucuna kadar ulaşan ve kubbe altına kadar uzanan sağır kemerlerdeki işçilikte ise, üç sıra tuğla bir sıra taştan -ilk devir özelliği olarak- almaşık sistemin uygulandığı görülür.Camiin, beden duvarlarının kalınlığı 1 metreden fazladır. Dört yanı saran sağır kemerlerden sonra, ilk devirde yaygın bir özellik olan, iki sıra tuğladan balık sırtı Camiin, beden duvarlarının kalınlığı 1 metreden fazladır. Dört yanı saran sağır kemerlerden sonra, ilk devirde yaygın bir özellik olan, iki sıra tuğladan balık sırtı tekniği bir uygulamadan sonra kasnaksız olarak hemen kubbeye geçilir. Kubbe, dört duvar üzerinden mantar gibi bitmekte ve burada kasnağın kullanılmasıyla da ağır bir etki bırakmaktadır. Kubbe, tuğlaya benzeyen bir kiremit tipi ile örtülüdür. Kubbenin tümü üzerinde aydınlatma fenerinin olması ve ilk devirde pek görülmeyen aydınlatma pencerelerinin çok olması dikkat çeker. İki metre boyundaki kapıda Behramkale Camii'nde olduğu gibi Bizans eserlerinden çıkarılan parçalar, kullanılmıştır. Camiin minaresi, yapının kuzeydoğu köşesinin son cemaat yeri ile bitiştiği yerde bulunur. Mekan, sade ve gösterişsizdir.Dört köşede de zemine kadar inen ve kemerlerin oluşturduğu üçgenlerle kubbeye geçilmiştir.Mazgal pencereler iç kısımda daha genişler ve dış kısım ise gittikçe daralır.Bunun sebebi, ışığın iç kısma iyice aksetmesini sağlamaktır.Mihrap ve minber yeni ve sadedir. Camiin iç mekanı defalarca onarım gördüğü ve her defasında kireçle sıvandığı için fazla bilgi vermemektedir. Çanakkale ve yöresinde ilk devir ve orta devir eserlerinden, kitabesi olan ve 600 senedir ayakta duran tek eserdir.

 

 

 

 

AYVACIK-BAHRAMKALE KÖYÜ

 

HÜDAVENDİGAR CAMİİ

 

14. yüzyılın sonlarına doğru inşa edildiği sanılmakta olup 238 m. yükseklikteki tepenin üzerinde tüm ihtişamıyla ayakta durmaktadır. Camiin dikkat çeken özelliklerinden birisi de dört yöndeki köşelerinin üst noktalarının pahlanması yani taş kenarlarının eğik kesilmiş olması ve pahlanan kısımların şekline uygun olarak üçgen şeklinde kapatılmasıdır. Kubbe, sekizgen bir kubbe kasnağına oturtulmuştur. Camii, bir kubbe ve sütunlu bir giriş kapısını da içine alan dörtgen bir alan üzerinde inşa edilmiştir. Camiin, Osmanlı mimarisinin tipik bir örneği olduğunu söyleyebiliriz. Camiin mermer giriş kapısı, Carnelıus kilisesinin kapısıdır. Carnelius kilisesini tamir ettiren Skamandros hükümdarının kilise kapısına yazdırmış olduğu duaya dokunulmamış,sadece haç işaretinin iki kanadı kırılmıştır. Üzerinde haç işareti bulunan taşın bir camiin dekorasyonunda kullanılmış olması çok ilginç ve bir o kadar da etkileyicidir.Camiin iç duvarlarının dekorasyonunda kadırga resimlerinin kullanılmış olması da çok sık rastlanılan bir durum değildir

 

 

 

 

AYVACIK-BABAKALE KÖYÜ

 

 

BABAKALE CAMİİ

 

Ayvacık ilçesi, Babakale Köyü’nde bulunan bu camiyi Sultan II.Ahmet döneminde Vezir Kaptan Mustafa Paşa 1725 tarihinde yaptırmıştır. Cami değişik dönemlerde yapılan onarımlar nedeni ile özelliğini yitirmiştir.

Günümüzde dikdörtgen planlı olan caminin üzeri çatı ile örtülüdür. İbadet mekanı iki yanlarda altta dikdörtgen söveli, üstte de yuvarlak alçı şebekeli dörder pencere ile aydınlatılmıştır. Giriş kapısının ve mihrabın iki yanında da altlı üstlü birer penceresi bulunmaktadır. Cami girişinin önünde sonradan ahşap bir sundurma yapılmıştır. Minaresi taş kaide üzerine yine taştan silindirik gövdelidir. Minare alemi XIX.yüzyılda ampir üslubunda kubbemsi olarak yenilenmiştir.

 

 

 

AYVACIK-ADATEPE CAMİSİ

 

Çanakkale, Ayvacık İlçesi Adatepe Köyü’ndeki bu caminin ne zaman yapıldığı konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bununla beraber zağanos Paşa’nın eşi tarafından yaptırıldığı söylenmektedir. Kareye yakın dikdörtgen planlı cami kesme taş ve tuğladan yapılmış, üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Mihrap ve minberi mukarnaslı olup, üzerlerinde rumi motifler ve bitkisel bezemeler görülmektedir. Ayrıca haziresinde de Osmanlı taş işçiliğini yansıtan mezar taşları bulunmaktadır. Caminin altında bir de sarnıç vardır. Caminin köşesine kare kaide üzerine silindir gövdeli köfeki taşından bir minare eklenmiştir.

 

 

 

 

BOZCAADA-ALAYBEY CAMİİ

 

Bozcaada meydanında, parkın karşısında bulunan Alaybey Camisi’nin kitabesi günümüze ulaşamadığından ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı kesinlik kazanamamıştır. Çanakkale Vakıflar Müdürlüğü’nde de bu konuda bir bilgiye rastlanmamıştır. Buradaki cami ile ilgili bir vakfiyede Bozcaada’da Miralay Ahmet Ağa Camisi’nin ismi geçmekte olup, caminin Miralay Ahmet Bey tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. Büyük olasılıkla Alaybey ismi de buradan kaynaklanmaktadır. Burada bulunan XVI.yüzyıla tarihlenen Ali Ağa Camisi’nin harap olduğu ve Miralay Ahmet Ağa tarafından da yenilendiği sanılmaktadır. Mimari üslubundan XVIII.yüzyılın başlarında yapıldığı sanılmaktadır. Cami avlusuna yuvarlak kemerli bir kapıdan girilmektedir. Bu kapının üzerinde, önünde ve arkasında dikdörtgen birer kitabe bulunuyorsa da yazıları okunamayacak derecede silinmiştir. Arkadaki kitabe 1903 (1321) tarihli olup, caminin bu tarihte onarıldığını veya yenilendiğini göstermektedir. Camiye kuzey yönündeki beş taş basamakla çıkılmakta ve basık kemerli çift kanatlı ahşap bir kapıdan girilmektedir. Bu kapının iki yanında basık kemerli bir pencere ve bunun üzerinde de birisi kapı üzerine rastlamak üzere üç küçük pencere daha bulunmaktadır. Caminin doğu ve batı cephelerinde üçer, güney cephesinde de dört penceresi vardır. Caminin içerisi barok üslupta bitkisel motiflerle geç devirde bezenmiştir. İbadet mekanının üzeri ahşap bir tavanla örtülmüştür. Mihrap ve minberde bezeme elemanları yoktur. Giriş kapısının iki yanındaki köşelerde bulunan birer ahşap merdivenle de kadınlar mahfiline çıkılmaktadır. Caminin kuzeybatı köşesine kesme taştan tek şerefeli bir minare yerleştirilmiştir. Caminin bahçesinde XVI.-XIX.yüzyıl mezarlarından oluşan küçük bir hazire, geç devirde yapılmış bir şadırvan ve Kuran kursu olarak yararlanılan küçük odalar bulunmaktadır. Bozcaada’da Cezayir-ı Bahr-i Sefid salnamesine göre üç caminin bulunduğu yazılıdır. Bunlardan üçüncü cami ile ilgili herhangi bir ize rastlanmamıştır.

 

 

 

BOZCAADA-KÖPRÜLÜ MEHMET PAŞA CAMİSİ (YALI CAMİ)

 

Bozcaada’da Yalı Mahallesi’nde bulunan bu camiyi Köprülü Mehmet Paşa 1657 tarihinde yaptırmıştır. Halk arasında Yalı Camisi olarak isimlendirilen caminin kitabesi günümüze gelememiştir. Çeşitli dönemlerde yapılan onarımlarla orijinalinden oldukça uzaklaşmıştır.

 

Cami kareye yakın dikdörtgen planlı olup, üzeri çatı ile örtülüdür. Kuzey cephesinden dört basamaklı bir merdivenle girilen sahanlıkta çift kanatlı ahşap bir kapı iki yanında da basık kemerli birer penceresi, bunun üzerinde de üçer yuvarlak pencere bulunmaktadır. Giriş kapısının üzerindeki kitabe yeri boş olup, kitabesi günümüze ulaşamamıştır. Girişin eksenindeki güney cephesinin ortasına dışa çıkıntılı mihrap yerleştirilmiştir. Alçıdan olan mihrap, basit motiflerle bezenmiştir. Mihrabın iki yanında da basık kemerli iki pencere vardır. Caminin batı cephesinde iki penceresi bulunmaktadır. Caminin içerisi yapımı ile ilgisiz ahşap lambri ile kaplanmıştır. Kuzeydeki kadınlar mahfili ile tavan sade bir işçilik göstermektedir ve mimari yönden önem taşımamaktadır. Doğu cephesine yerleştirilen minare 1965 yılında yenilenmiştir.

 

 

 

EZİNE-ABDURAHMAN BEY CAMİİ (ULU CAMİİ)

 

LULU Cami ( Abdurrahman bey cami):Osmanlı camilerinin ilk büyük örneklerinden olması yönünden önemlidir. Orhan Gazi döneminde Abdurrahman Bey tarafından yaptırılmıştır. Cami., moloz taştan alçak ve kalın duvarlı bir yapıdır. Pencere kenarları üç dizi tuğla ve bir dizi taştan yapılmıştır. Tavanı dört granit sütun taşımaktadır. Minare kıble duvarının içindedir. Son cemaat yeri mermer sütunludur. 2. Sultan Mahmut döneminde yenilenen tavan ampir üslûptadır. Güzel sıtalaktiklerle süslü mihrap, ilk yapıdan kalmadır.bu caminin kitabesi günümüze gelememiştir

 

 

 

 

EZİNE -SEFERŞAH CAMİİ

 

Seferşah Camii:XIV. yy’da Yıldırım Beyazıt döneminde yapılmıştır. Duvarlar moloz taştan, saçaklar tuğladandır. Ayrıca yapımında çevredeki antik yapılardan getirilen Bizans kalıntıları kullanılmıştır. Mihrap duvarında iki katta dört pencere vardır. Son cemaat yeri sonradan eklenmiştir. Kandil motifleriyle süslenmiştir.Caminin yanında Sefer Şah’ın mezarı bulunmaktadır

 

 

EZİNE-ZEYTİNLİ CAMİİ

 

Zeytinli CamiiHicri 977 (M.1561) yılında Sadrazam İbrahim Paşa Kedhüdası Mehmet Kedhüda tarafından yapılmıştır. Daha sonraları, Ezine esnafından Pamukçuzade Hacı Mustafa Efendi Camiinin karşısında bulunan baba yadigarı evlerini tapu katibi Suluzade Halil Efendi’ye bırakarak karşılığında adı geçen caminin genişletilmesini istemiştir. Cami Hicri 1317 (M.1901) tarihinde şimdiki haline getirilmiştir.

 

 

GELİBOLU-BOLAYIR GAZİ SÜLEYMAN PAŞA CAMİİ

 

Gelibolu, Bolayır’da Orhan Gazi döneminde, Rumeli fatihi Gazi Süleyman Paşa tarafından 1358’de yaptırılmıştır. Cami 1676 ve 1889 yıllarında onarım görmüştür.

Yoldan görülen kalın sıvalı yüzlerine bakınca, eskiliği anlaşılmayan bu camii, Orhan devri inşaatının bir çok hususiyetlerini iki arka cephesinde muhafaza etmektedir. Cami içten içe 9,05x10,75 ebadında olup derinliği genişliğinden fazladır. Duvarlar yanlarda 90cm ön ve arkada daha kalındır. Cephenin kalın sıvası, revak olup olmadığını aramaya imkan bırakmıyor. Kapı iç ve dışta, iki taşkın ayağa oturan, iki merkezli bir sivri kemer altında basit bir basık kemerden ibarettir. Bu takın yüksek oluşundan, zaten bir revaka pek yer kalmayacağı tahmin olunabilir.

Cami sekiz altlık, altı üstlük pencere ile aydınlanır. Bir de mahfilin hizasında düz bir üstlük pencere varsa da, sonradan açılmış olması ihtimal dahilindedir. Cami aslında da çatılı imiş. Şimdiki tavan yeni ve şahsiyetsiz bir iştir. Mihrabın etraf çerçevesi bozulmuş, yalnız beş sıra istalaktitli yaşmağı kalmıştır. Minber hendesi şekilli kabartma dolu korkuluklu, taştan oyulu mihrabcıklarla müzeyyen güzel bir parçadır.

Caminin mihrab ve garb duvarları, esas itibariyle, eski yüzlerini muhafaza etmektedir. Fakat asıl mihrab duvarının şark ucu ilk şeklini gaaib etmemiş olup, iri kaba yontma taşlar arasında 2, sonra 3, sonra iki tane 1, sonra 3 ve 1-2 tuğla sırasıyla yapılmıştır. Garb-ı cenubi duvarının köşesi ise tamir görmüştür. Birinci Umumi Harb de gülle isabet etmiş olması muhtemeldir. Pencere kemerleri mümasi sivri olup kemer aynası Gebze Baba Sultan ve sair yerlerdeki Orhan Devri binalarında olduğu gibi 10cm içeriye gömülüdür. Tabi söveler de çukurda idi; fakat sonradan duvar yüzüne mermer veya köfeki söveler ve demir parmaklıklar konmuştur.

Minarenin küpten aşağısı eskidir.Üstü bombardımandan sonra yenilenmiştir.

 

 

GELİBOLU-GAZİ SÜLEYMAN PAŞA CAMİİ (BÜYÜK CAMİİ)

 

Sultan Murat adına Çandarlı Kara Hayrüddin Paşa tarafından yaptırılmıştır. Gazi Süleyman Paşa’nın Gelibolu’yu fethi nedeniyle camiye ismi verilmiştir. Gelibolu’da halk arasında “Büyük Cami” olarak bilinir. Caminin bitişiğinde çeşmesi mevcuttur. Boyutları 31.5 x 26.2 m olup, sekiz ayağa dayanır. Ayrıca büyük bir fener mevcuttur.

GELİBOLU-CERRAH HÜSEYİN CAMİİ

 

Camikebir mahallesinde çarşı mevkiinde bulunmaktadır. Cerrah Hüseyin tarafından yaptırılmıştır.Önceleri tekke olarak görev yapmış bilahare mescit haline getirilmiş, sonra camiye çevrilmiştir.İki kubbelidir ve tek giriş kapısı vardır.Sağ kubbe altı açık olup, sonradan kapatılmıştır. Kullanım alanı 110 m2 dir.

 

 

 

GELİBOLU-HALLAÇ HÜSEYİN CAMİİ

 

Yazıcızade Mahallesinde, Mevlevihane yakınında bulunmaktadır. Eskiden Hallaç Hüseyin Mesçidi olarak hizmet vermiştir. Mescit ker****ten yapıldığından zamanla yıkılmış, 1969 tarihinde cami koruma derneği tarafından bugünkü yeni cami yaptırılmıştır.

 

Kullanım alanı toplam 240 m2 dir.

 

 

GELİBOLU-YAZICIOĞLU CAMİSİ

 

Gelibolu’da Sultan II.Murad döneminde yapılan bir camidir. Ancak, giriş kapısı üzerindeki kitabede Sultan Abdülmecid tarafından yeniden yaptırıldığı yazılıdır. Cami, son cemaat yeri ile birlikte dikdörtgen bir plan göstermektedir. Kesme taştan ampir üslubunda yapılmıştır. İbadet mekanını altı pencere aydınlatmaktadır. Bu pencerelerdeki demir parmaklıklar orijinaldir. Aynı zamanda da caminin yanında oldukça yüksek minaresi ve Yazıcıoğlu’nun türbesi bulunmaktadır

 

 

GÖKÇEADA-MERKEZ CAMİİ

 

Çınarlı Mahallesi’nde olup 200 yıllık Osmanlı mimari örneklerini taşımaktadır

 

 

LAPSEKİ-ÇARDAK YAKUP BEY CAMİİ

 

Çardak Gazi Yakup Bey Camii 1472 yılında Abdullah Bin Hacı Yakup Bey tarafından yaptırılmıştır. yapısıdır. Duvarlar iki dizi tuğla ve moloz taştandır. Köşeli revaktaki sütun ve başlıklar çevredeki antik kalıntılardan yapılmıştır. Kubbe sağır ve oldukça yüksek sekiz köşeli kasnağa oturmaktadır. Minare kapısı, revağın içindedir. Bursa kemerli ve stalaktitlidir. Yapısının iç süslemesi son dönemdendir. Yalnızca mihraptaki yedi sıra stalaktit ve silmeler eski biçimini korumaktadır. Günümüzde halen ibadethane olarak kullanılmaktadır.

 

 

LAPSEKİ-SÜLEYMAN PAŞA CAMİİ

 

XIV.yüzyılda Orhan Gazi döneminde Süleyman Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bu caminin Gazi Süleyman Paşa’nın 1345-1357 yılında Rumeli’ye geçerken kiliseden camiye çevirdiği söylenmektedir. Ancak Bizans dönemine ait herhangi bir mimari iz görülmemektedir. Günümüze orijinalliğini büyük ölçüde yitirerek gelebilmiştir.

Dikdörtgen planlı olan caminin üzeri çatı ile örtülüdür. İki katlı bir son cemaat yeri vardır. Stalaktitli mihrabı ile minaresi orijinalliğini korumaktadır.

 

 

LAPSEKİ-UMURBEY HÜDAVENDİGAR CAMİİ

 

Lapseki Umurbey’deki bu cami Sultan I.Murad döneminde yapılmıştır. Ancak son yıllarda yapılan onarımlarla özelliğini yitirmiştir. Bu yapının Bizans dönemine ait bir kilise üzerine yapıldığı sanılmaktadır. Caminin son cemaat yeri kilise narteksidir. İbadet mekanı iki dizi sütunların taşıdığı ahşap bir tavan ve çatı ile örtülüdür. Bu direkler Roma dönemine ait yeşil mermerdendir. Minare kaidesi orijinal olup, kesme taş ve tuğladan yapılmıştır.

 

 

MERKEZ İLÇE-ARAP PAŞA CAMİİ

 

Arap İbrahim Paşa (Kurşunlu) Camii: Cami kitabesine göre cami yanan Çınarlık Camii’nin yerine 1867 yılında Biga sancağı mutasarrıfı Arap İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kare planlı yapının üzeri kubbe ile örtülüdür. Kurşun kaplı kubbesi nedeniyle adı Kurşunlu Cami olarak bilinmektedir.

 

 

MERKEZ İLÇE-ÇİMENLİK KALESİ CAMİLERİ

 

Çimenlik Kalesi içerisinde bulunan Mescit, 12.12x5.24 m. ölçüsünde ince uzun dikdörtgen planlıdır. Mescidin alt kısmı taştan, üst kısmı da tuğladan yapılmıştır. Burçlardan biri üzerine tuğladan minaresi oturtulmuştur. Minarenin şerefe çıkmaları beş sıra testere dişi biçiminde tuğlalarla bezenmiştir.

Çanakkale savaşı sırasında mescide isabet eden bir top mermisi yüzünden minaresinin yarısı yıkılmış, 1968’den sonra da onarılmıştır. İbadet mekanındaki mihrap kıble yönündedir. Mihrap tuğladan ve mukarnaslıdır. Mescidin giriş kapısı çift renkli ve geçmeli mermerlerden yapılmıştır.

 

Sultan Abdülaziz döneminde iç avlunun güney tarafına dikdörtgen planlı, 12.00x15.00 m. ölçüsünde ahşap bir mescit daha eklenmiş, üzeri de çatı ile örtülmüştür.

 

Kale içerisindeki bu mescitler halkın ibadetine açık idi. Ancak kale müze olarak kullanıldığından mescitler ibadete açık değildir.

 

 

 

KALE MESCİDİ (Merkez)

 

Çanakkale Kalesi’nin içerisinde bulunan bu cami de Fatih Sultan Mehmet döneminde, XV.yüzyılda yapılmıştır. Kitabesi günümüze ulaşamamıştır. Dikdörtgen planlı caminin üzeri kasnak üzerinde yükselen bir kubbe ile örtülmüştür. Caminin giriş kapısı basık kemerli olup, kahverengi ve beyaz taştan yapılmıştır. Kilit taşı üzerinde gül, yıldız ve rumi şekiller bulunmaktadır.

Kesme taştan yapılmış olan caminin mihrap ve iki yan duvarı orijinalliğini korumaktadır. Mihrap altı sıra halindeki stalaktitlerle bezenmiştir. Orijinalliğini koruyan minarenin kaidesi kesme taştan gövde ve şerefesi tuğladandır

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.