Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

KÜRTÇE'YE RESMİ DİL YOLU AÇILDI


kaplan-200

Önerilen İletiler

Yani sevgili tengeriin daha ne denebilir ki? :)

 

Neden resmi dil türkçe ? Kendilerini kürt olarak ifade eden iki arkadaşımız türkçe bilmeseler birbirlerinin ne dediğini anlamayacaklar. O halde daha bu sorunun bir anlamı olabilir mi ?

 

Size soruyorum: Neden kendine Kurt diyen BEn deniz ve Biji Turkiye sizlerle Kurtce konusuyor bu forum da acaba?

 

Baska dilden konussdak ne kadar anlardiniz? :)

 

Eger konusamiyorsak Kurtceyi, yani anadilimizi... Bunun suclusu kimdir? Yasaklayan sizler mi yoksa konusamayan bizler mi? :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ayrıca yıllardır batıda yaşamaktayım hiç bir zaman Kürtçeye bilmeyen arkadaşlarımın yanında Kürtçe konuşmuyorum biliyorsunuzki böyle bir yaklaşım yanlış anlaşılmaya sebep olabilir yoksa bu Kürtçe bilmemek değildir evimde annemle, babamla,kardeşlerimle dışarda kürt asıllı arkadaşlarımla Kürtçe konuşurum. Bizim savunduğumuzda tamda bu işte ortak dilimiz Türkçe ve bunu öğrenmek zorundayız yoksa ortak noktamız kalmaz,ancak isteyen bunun yanında kendi anadilinide öğrenmeli yaşatabilmeli,Bir dilin yaşayabilmeside güncel hayatta ne kadar kullanıldığına bağlıdır....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

-http://www.dersimsite.org/lehcedegil.ht-

 

Gercekten siz bu siteyi ciddiye aliyormusunuz ve yazdiklarina inaniyormusunuz? Eger öyleyse lütfen ayni sitenin diger görüslerineí de kaynak olarak göstermeniz gerekli. Mesela devlet hakkindaki görüslerini ve Ermeni soykirimi hakkindaki görüslerini. Isimize gelen tarafini kaynak gösterip gelemeyene yalan yanlismni diyecegiz acaba?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gercekten siz bu siteyi ciddiye aliyormusunuz ve yazdiklarina inaniyormusunuz? Eger öyleyse lütfen ayni sitenin diger görüslerineí de kaynak olarak göstermeniz gerekli. Mesela devlet hakkindaki görüslerini ve Ermeni soykirimi hakkindaki görüslerini. Isimize gelen tarafini kaynak gösterip gelemeyene yalan yanlismni diyecegiz acaba?

Yahu kardeşim bu adresi göstermek kaynakmı oluyor?

 

Bu insanların düşünceleridir dedim kaynak değil.Her fırsatta kürtlerin adına söclük yapanlara karşı farklı düşünenlerinde olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.

 

Diğer görüşleri, ermeni meselesi ve devlet hakkındaki düşünceleri zaten aynı . Nesini örnek gösterceğim ben farkını göstermeye çalışıyorum.

 

Umarım anladınız.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kürt isyanlari,Fransa,Ingiltere ve Iran baglantilidir.Baslarina gecirilen dinci isimlerle halk üzerinde manüpülasyon yapilmis ve katilimin artmasi saglanmak istenmistir.Asiretlerin bekasini saglamak amaci tasiyan bu isyanlar ayni zamanda Türkiye'kürdistani olusturma amacliydi.Kürtcülük cereyani ilk önce Misirda baslamis ilk zehirler Kahire'de yogrulmustur.Ingiltere'nin Misir'i isgalinden sonra Osmanli'ya karsi baslattigi faaliyetler siyasi ve fikri alanlarda sürerken Türk ülkesindeki etnik problemleride kullanmaya baslamistir.1898 yilinda ilk KÜRT GAZETESI "KÜRDISTAN"adiyla cikarilmistir.Milli Mücadele yillarinda ve Cumhuriyet döneminde Kürtcü isyanlarin yogunlasmasida Kürtlerin isgal gücleriyle nasil isbirligi icinde oldugunu anlatan birer belgedir.

1938.1969 yillari arasinda ki Kürtcü faaliyetler gene olarak Sovyet yanlisi,Marksist-Leninist karakterdeydi.Bugün Kürtcülügü savunarak Kürtlere demokratik haklar diyenlerin öncüleri dünkü Marksist.Leninist odaklardir.

1958 yilinda TBMM'de bulunan Kürt kökenli milletvekilleri Kürt davasina ihanetle suclanmislar militan Kürtcüler ve buna karsilik "KÜRT ISTIKLAL PARTISI"kurmuslardir yani bugünkü PKK'nin baska bir versiyonu.

 

"AYAKLANIN.ZAMAN GELDI.Bu sefer müttefikler sizi yalniz birakmayacaktir..Her kalp atisinizda bizler yaninizdayiz.Ne yaparsaniz neye karar verirseniz,sizi desteklemeye devam edecegiz."CIA tarafindan kurulan VOFI-"Irak'in hür sesi"radyosunun körfez savasi sirasinda Irak Kürtler'ine yönelik yaptigi yayindan alintidir.Irak böyle bölündü.Saddam bir bahaneydi aynen Türkiye'de demokrasinin bahane edilisi gibi.Cekic güc Kürdistan'in kurulmasi icin vardi ve Özal bunu kabul etmistir.

Türkiye'nin bölünmesi karari cok önceleri alinmistir ve bunu belgeleyen cok belge vardir.Kürtce,kültürel hak bunlar sadece gözboyamadir amac degildir.Amac Güneydogunun Türkiyeden ayrilmasidir.akp iktidari Türkiye'yi bölmek isteyenlerin piyonudur.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kürt isyanlari,Fransa,Ingiltere ve Iran baglantilidir.Baslarina gecirilen dinci isimlerle halk üzerinde manüpülasyon yapilmis ve katilimin artmasi saglanmak istenmistir.Asiretlerin bekasini saglamak amaci tasiyan bu isyanlar ayni zamanda Türkiye'kürdistani olusturma amacliydi.Kürtcülük cereyani ilk önce Misirda baslamis ilk zehirler Kahire'de yogrulmustur.Ingiltere'nin Misir'i isgalinden sonra Osmanli'ya karsi baslattigi faaliyetler siyasi ve fikri alanlarda sürerken Türk ülkesindeki etnik problemleride kullanmaya baslamistir.1898 yilinda ilk KÜRT GAZETESI "KÜRDISTAN"adiyla cikarilmistir.Milli Mücadele yillarinda ve Cumhuriyet döneminde Kürtcü isyanlarin yogunlasmasida Kürtlerin isgal gücleriyle nasil isbirligi icinde oldugunu anlatan birer belgedir.

1938.1969 yillari arasinda ki Kürtcü faaliyetler gene olarak Sovyet yanlisi,Marksist-Leninist karakterdeydi.Bugün Kürtcülügü savunarak Kürtlere demokratik haklar diyenlerin öncüleri dünkü Marksist.Leninist odaklardir.

1958 yilinda TBMM'de bulunan Kürt kökenli milletvekilleri Kürt davasina ihanetle suclanmislar militan Kürtcüler ve buna karsilik "KÜRT ISTIKLAL PARTISI"kurmuslardir yani bugünkü PKK'nin baska bir versiyonu.

 

"AYAKLANIN.ZAMAN GELDI.Bu sefer müttefikler sizi yalniz birakmayacaktir..Her kalp atisinizda bizler yaninizdayiz.Ne yaparsaniz neye karar verirseniz,sizi desteklemeye devam edecegiz."CIA tarafindan kurulan VOFI-"Irak'in hür sesi"radyosunun körfez savasi sirasinda Irak Kürtler'ine yönelik yaptigi yayindan alintidir.Irak böyle bölündü.Saddam bir bahaneydi aynen Türkiye'de demokrasinin bahane edilisi gibi.Cekic güc Kürdistan'in kurulmasi icin vardi ve Özal bunu kabul etmistir.

Türkiye'nin bölünmesi karari cok önceleri alinmistir ve bunu belgeleyen cok belge vardir.Kürtce,kültürel hak bunlar sadece gözboyamadir amac degildir.Amac Güneydogunun Türkiyeden ayrilmasidir.akp iktidari Türkiye'yi bölmek isteyenlerin piyonudur.

 

saygilarla

 

 

Çok güzel bir kurgu tebrik ederim...

Yaşanan olaylar ancak bu kadar çarpıtılabilir,zaten sizin savunduğunuz yapının hiçbir kabahati yok insanlar herşeyleri eşitken hadi gelin biz fransızlardan aldığımız destekle bi ayaklanıverelim dediler... :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çok güzel bir kurgu tebrik ederim...

Yaşanan olaylar ancak bu kadar çarpıtılabilir,zaten sizin savunduğunuz yapının hiçbir kabahati yok insanlar herşeyleri eşitken hadi gelin biz fransızlardan aldığımız destekle bi ayaklanıverelim dediler... :D

 

Politika'nın anlattığı gibi olmadığını gerçekliklere dayanarak ispatlayabilir misiniz?

Ve lütfen ispatlar mısınız?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ispat edemezler,neyin ispatini yapacaklar ki?Tarihi belgeleri degistirmeye gücleri varmi ki?Tarih bütün ciplakligi ile önümüzde durmaktadir,ve herkes sunu cok iyi bilmektedirki bugün demokratik hak sloganlarinin perde arkasinda Türkiye Kürdistan'i olusturmak vardir.O kadar ilgincki,dagdaki eskiya,onun meclisteki uzantisi parti,tüm yandaslar Kürdistan'dan bahsederken burada hala birileri yazdiklarimizi kurgu!olarak yorumluyor.Inkarin bu kadarina pes dogrusu.

 

1920'den sonra Istanbul'da kurulan Kürtcü dernekler faaliyetlerini sürdürememisler,taraftarlarinin bir kismi Suriye'de faaliyet gösterecek olan "HOYBUN"cemiyetine katilmislardir.

Gizli Azadi Teskilati 1923 yilinda kurulmustur.Bu güne kadar oldukca karanlikta kalan Azadi Teskilati 1923 yilinda,Erzurum'da eski Hamidiye Süvari Alayi subaylari ve esraftan bazi kisilerin girisimi ile teskilatlanmis görünmektedir.Teskilat 1924'te ilk,1925'te ikinci kongresini yapmistir.Dogu Anadolu'da genis capli bir isyan hazirligina girismisler,teskilatta seyh,seyit gibi din adamlarina,halk üzerinde dini otoriteleri oldugundan yönelmislerdir.

Daha sonra bölgede "SEYH SAID"isyani görülmüstür.1927 yilinda Türkiye'den kacan siyasi Kürtcüler"HOYBUN CEMIYETI"ni kurmuslardir.Cemiyetin temeli Ingiltere'nin kontrolündeki Irak'ta atilmis,5 Ekim 1927'de Lübnan'in BIHAMDUN kasabasinda,Tasnak Ermenilerin de genis capli katilimi ile kurulmustur.Kongrede cemiyetin amaci "TÜRK KÜRDISTAN'I"nin bagimsizligi olarak tespit edilmistir.

Ne tesadüf degil mi?Dün de Irak'ta Kürtcü faaliyetler vardi bugünde Irak'i böldürenler Kürtler olmustur.

 

Gerek Fransa;Hatay meselesinin kendi lehine cözümü,gerekseIran;Iran Azerbaycan'indaki Türkler'in,Türkiye ile olan bagini kesmek icin Kürtcülük hareketini ve isyanlarini desteklemislerdir.Türkiye bu durum üzerine Afganistan,Irak ve Iran ile "SADABAT PAKTI"ni kurarak(8 Temmuz 1937)bölgede olusabilecek bölücü hareketleri önlemeye calismistir.

Siyasi Kürtcüler,bugünde oldugu gibi dünde,faaliyet alani olarak Irak,Suriye ve Iran'i secmisler ve emperyalist güclerin bölgedeki önemli piyonu haline gelmislerdir.Bugünün dünden farki,Türkiye'yi yöneten iktidarinda bu piyonluk görevini üstlenmis olmasi ve bölünmeye giden yolu baslatmis olmasidir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aynı şeyleri belki 10.000 defa yazdık ama yine yazıcam Kürt hareketi 1800 yıllarda bütün dünyada ortaya çıkan milliyetçi akımın etkisinde kalan ve Türk milliyetçiliğine başlayan osmalı imparatorluğu döneminde özgürlük amaçlı olarak başlamıştır,bu dönemde yunanistan sırbistan osmanlıdan ayrılmışlardır,Kürt hareketi o dönemlerde bağımsızlık amaçlı çalışmalar başlatmıştı 1900'lü yıllara gelindiğinde osmanlı devleti artık tarih olma safhasına gelmişti ancak çevredeki savaşlar ve tehlikeler osmanlının eyaleti durumundaki KÜRDİSTAN'ın bağımsızlığına uygun değildi bu sıralarda M.Kemal'de yeni bir cumhuriyet kurmak,Ülkeyi düşman işgalinden kurtarmak amaçlı çalışmalara başlamıştı ancak bunu tek başına yapması mümkün değildi ve kürt önderleriyle bir araya gelerek düşman işgalindeki anadoluyu ancak birlikte hareket ederek kurtarabileceğimizi söyleyerek destek istedi,daha sonra kurulacak ortak ülkede KARDEŞÇE PAYLAŞMAYA HAZIRIZ dedi....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aynı şeyleri belki 10.000 defa yazdık ama yine yazıcam Kürt hareketi 1800 yıllarda bütün dünyada ortaya çıkan milliyetçi akımın etkisinde kalan ve Türk milliyetçiliğine başlayan osmalı imparatorluğu döneminde özgürlük amaçlı olarak başlamıştır,

 

Kurgu bu olmuş asıl. Bana kürt ayaklanmalarındaki talepler arasında bir tane "özgürlükçü" talep gösterir misin ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aynı şeyleri belki 10.000 defa yazdık ama yine yazıcam Kürt hareketi 1800 yıllarda bütün dünyada ortaya çıkan milliyetçi akımın etkisinde kalan ve Türk milliyetçiliğine başlayan osmalı imparatorluğu döneminde özgürlük amaçlı olarak başlamıştır,bu dönemde yunanistan sırbistan osmanlıdan ayrılmışlardır,Kürt hareketi o dönemlerde bağımsızlık amaçlı çalışmalar başlatmıştı 1900'lü yıllara gelindiğinde osmanlı devleti artık tarih olma safhasına gelmişti ancak çevredeki savaşlar ve tehlikeler osmanlının eyaleti durumundaki KÜRDİSTAN'ın bağımsızlığına uygun değildi bu sıralarda M.Kemal'de yeni bir cumhuriyet kurmak,Ülkeyi düşman işgalinden kurtarmak amaçlı çalışmalara başlamıştı ancak bunu tek başına yapması mümkün değildi ve kürt önderleriyle bir araya gelerek düşman işgalindeki anadoluyu ancak birlikte hareket ederek kurtarabileceğimizi söyleyerek destek istedi,daha sonra kurulacak ortak ülkede KARDEŞÇE PAYLAŞMAYA HAZIRIZ dedi....

 

Kardesce paylasilmadimi Türkiye?Kürtlere az verilen ne vardi bu kardesce paylasimda?Acligi tüm Türk toplumu birlikte yasamadi mi?Yoksa Kürtler dahami ac birakildi?Türkiye'nin her tarafina refah götürüldüde Kürtlere bu refahtan zirnik mi koklatilmadi?Neydi,Kürtlere az verilen?Bu sorulara bir cevap vermeden önce birde su sorumu yanitlayin lütfen:

 

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aynı şeyleri belki 10.000 defa yazdık ama yine yazıcam Kürt hareketi 1800 yıllarda bütün dünyada ortaya çıkan milliyetçi akımın etkisinde kalan ve Türk milliyetçiliğine başlayan osmalı imparatorluğu döneminde özgürlük amaçlı olarak başlamıştır,bu dönemde yunanistan sırbistan osmanlıdan ayrılmışlardır,Kürt hareketi o dönemlerde bağımsızlık amaçlı çalışmalar başlatmıştı 1900'lü yıllara gelindiğinde osmanlı devleti artık tarih olma safhasına gelmişti ancak çevredeki savaşlar ve tehlikeler osmanlının eyaleti durumundaki KÜRDİSTAN'ın bağımsızlığına uygun değildi bu sıralarda M.Kemal'de yeni bir cumhuriyet kurmak,Ülkeyi düşman işgalinden kurtarmak amaçlı çalışmalara başlamıştı ancak bunu tek başına yapması mümkün değildi ve kürt önderleriyle bir araya gelerek düşman işgalindeki anadoluyu ancak birlikte hareket ederek kurtarabileceğimizi söyleyerek destek istedi,daha sonra kurulacak ortak ülkede KARDEŞÇE PAYLAŞMAYA HAZIRIZ dedi....

 

10.000 kere de ben söyledim;

Gelin sizinle Kürt Ayaklanmalarını özel olarak tartışalım bir başlık açıp.

Milliyetçi bir ayaklanma nasıl olur, Kürtlerin içerisinde bulundukları ayaklanmalar hangi niteliktedir birer birer belgeler, olaylar ve olgular ile birlikte tartışalım.

Bilimsel ve Arşive dayalı kanıtları sunalım.

Milliyetçilik nedir, Kürtlerin o dönemdeki yapıları Milliyetçiliğe elverişli midir ele alalım.

Kürt Milliyetçiliği yapan ama Kürtlerden destek alamayan kişiler ve örgütler var mıdır ve kimlerdir, neden Kürt Milliyetçiliği çerçevesinde karşılık bulamamışlardır tartışalım.

Eğer konu ile ilgili söylenebilecek en ufak bir tutarlı bir bilginiz bile varsa, açın bu konuda bir başlık ve tartışalım.

 

Bana bir tane bile "Kürt Milliyetçiliği"ne dayanan Kürt Ayaklanması gösteremezsiniz.

Bir kere Milliyetçi bir ayaklanma gerçekleştirilebilmesi için,

Bu ayaklanmayı gerçekleştirecek kesimin, Milliyetçiliğe hazır olması

Tarihsel birikimini sağlamış olması lazımdır.

Hangi tutarlı ve güdümsüz tarihçiye ve toplum bilimciye sorarsanız sorun;

Kürtler Milliyetçilik bilincine henüz ulaşamamış ve hala içselleştirememiş bir topluluktur.

Kaldı ki 1800lerde Milliyetçi bir ayaklanma gerçekleştirebilsinler.

1930lardaki son dönem ayaklanmaları bile Aşiret yapısına bağlı olarak

Topraklandırma ve vergilendirme çıkarları çerçevesinde olmuştur.

Bu ayaklanmalara Kürtlerin katılmış olmaları, o ayaklanmayı milliyetçi bir kimliğe bürümez.

Kürt Ağalarının, daha çok vergi ve toprak talepleri ile çıkardıkları isyanlarda,

Kelt ya da ne bileyim İskoç ya da Slav kökenli unsurların silahlanıp katılmasını bekleyemezsiniz öyle değil mi?

Elbette ayaklanmalarda Kürtler vardır, ancak amaç Kürtçülükten fersah fersah uzaktır...

Ayaklanmaları çıkaranların kendi ifadeleri bile isyanların vergi ve toprak kaygısı ile çıktığı yönündedir.

Adamlar ve beraberinde isyan edenlerin kendileri bile Kürt Milliyetçiliği bilinci ile hareket ettiklerine dair tek bir ifade vermezken,

Siz nasıl olur da onların Kürtçü bilinç ile isyan ettiklerini söyleyebilirsiniz?

Kaldı ki Cyrano'nun da söylediği gibi, isyanların taleplerinden bir tanesi bile Milliyetçi bazda değildir.

Bir tane bile örnek gösteremezsiniz.

 

Gelin Kürt Ayaklanmalarını birebir inceleyelim...

Bakalım Kürtler 1930larda bile hala Milli bir bilinç elde edebilmişler mi?

Bugün bile ele aldığımızda, hala Ulusalcı bilinci bile içselleştirebilmekten uzak olduklarını;

Ulus anlayışını Toplumsal Benlik Karmaşası/Alınganlığı boyutundan öte algılayamadıklarını görürüz.

Kaldı ki sizin ifadeniz de aslında bu yöndedir.

Geçende, Atatürk'ün (ki Atatürk ortaya atmamıştır) Ulusal Türklük anlayışını

Kürtlerin benimseyemediklerini, reddettiklerini söylemiştiniz.

Gerçektende katılmadığım tüm iletileriniz boyunca

Katıldığım tek ifadeniz budur...

Hakikaten de Kürtler, Ulusalcılık gibi Modern bir toplumsallaşma yapısını benimseyemeyecek kadar

Aşiret ve Menşei bağına bağlıdırlar, yeniliğe kapalıdırlar.

Ki bu yapının Ulus Birliği modelinden daha modern olamadığı için daha ilkel bir yapı olduğu bellidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dikkat edin 37'nin 28'i Cumhuriyet kurulduktan sonra ve ilk başlangıç az evvel değiniğim dünyada milliyetçilik akımının yükseldiği ve osmanlının Türkçülüğü ön plana çıkarmaya başladığı 1800'lü yılların başında başlıyor...

 

 

Tarihte bu güne kadarki kürt isyanları !!!

 

 

Büyüklü küçüklü yüzlerce kürt isyanı arasında en önemlileri bunlardır:

 

1- 1806, Baban Aşireti, Abdurrahman Paşa İsyanı

 

2- 1833-1837, Mir Muhammed (Soran) İsyanı

 

3- 1843, Bedir Han İsyanı

 

4- 1855, Yazhan Şer İsyanı

 

5- 1878-1881, Şeyh Ubeydullah Nehri İsyanı

-----------------------------------------------------------------------------

6- 1919-22, Simko (Ismail Ağa) İsyanı

 

7- 11 Mayıs 1919, Ali Batı İsyanı

 

8- 21 Mayıs 1919, Mahmut Berzenci İsyanı

 

9- 6 Mart 1921, Koçgiri İsyanı

 

10- 4 Eylül 1924, Beytüşşebab İsyanı

 

11- 13 Şubat 1925, Şeyh Sait İsyanı

 

12- 10 Haziran 1925, Nehri İsyanı

 

13- 7 Ağustos 1925, Reşkotan-Raman İsyanı

 

14- Kasım 1925, 1. Sason İsyanı

 

15- 16 Mayıs 1926, 1. Ağrı İsyanı

 

16- 21 Ocak 1926, Hazro İsyanı

 

17- 7 Ekim 1926, Koçuşağı İsyanı

 

18- 26 Mayıs 1927, Mutki İsyanı

 

19- 13 Eylül 1927, 2. Ağrı İsyanı

 

20- 7 Ekim 1927, Bıcar İsyanı

 

21- 6 Temmuz 1929, İt Resul İsyanı

 

22- 20 Eylül 1929, Tendürek İsyanı

 

23- 26 Mayıs 1930, Savur İsyanı

 

24- 20 Haziran 1930, Zilan İsyanı

 

25- 21 Temmuz 1930, Oramar İsyanı

 

26- 7 Eylül 1930, 3. Ağrı İsyanı

 

27- 24 Ekim 1930, Pülümür İsyanı

 

28- Eylül 1930, 2. Mahmut Berzenci İsyanı

 

29- Kasım 1931, Şeyh Ahmed Barzani İsyanı

( Barzaninin dedesi )

 

30- Ocak 1937, 2. Sason İsyanı

 

31- 21 Mart 1937, Dersim İsyanı

----------------------------------------------------------------------------------

32- 1950, Kürt siyasal hereketi yönünde ilk girişimler başlar.

 

33- 1961, Silopi'de "Kürdistan Demokrat Partisi" siyasi birimi oluşturulur.

 

34- 1964, Kürt Devrimci Demokratik Kültür Derneği (KDDKD) kurulur.

 

35- 1974, Türkiye Kürdistan Sosyalist Partisi (TKSP) kurulur.

 

36- 1974-1976; Kawa, Denge Kawa, KUK, Rizgari, Ala Rizgari, Tekoşin adlı kürt örgütleri kurulur.

 

37- 1978, Lice'nin Fis köyünde PKK kuruldu.. ve halen eylemlerine devam ediyor ...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kürt isyanlarinin Türklük'le Türkcülükle hicbir ilgisi yoktur,bu tamamen bir carpitma ve yapilan yanlislara aranan bir kiliftir.Kürtcülügü ilk kullanan Rusya olmustur.Rusya'nin sicak denizlere inme hayali icin Osmanli topraklarinda kendilerine bir destek arayip Kürtleri bulmalari sonucu bu isyanlar yavas yavas olusmaya baslamistir.Ne kadar ilgincki Ruslar önce Ermenilere gelip böyle bir destek istediklerinde Ermeniler Osmanlidan memnun olduklarini söyleyip reddetmis ama Kürtler buna atlamislardir.1878 yilinda Berli anlasmasiyla Avrupa ülkeleri Osmanli Devletine Kürtlerle ilgili cok agir bir ültimatom verdiler.Bu ültimatomda Kürtlerin eskiya olduklari ve Ermenilerin mallarini calip kizlarini kacirdiklarini iddia ettiler.Bugün ayni Avrupa Kürtleri Türklere karsi kiskirtmaktadir.Osmanli'nin Ermenilere "TEBAYI SADIK"demelerinin nedeni de Ruslara hayir demis olmalarindandir.

Batili Emperyalist devletlerin "ORYANTALIZM"cercevesinde "KÜRT"adi verilen topluluklarla ilgili calismalari 1800'lü yillarin baslarina kadar iner.Kürtlerin ayri bir irk ayri bir etnik unsur olduklari yönünde yapilan calismalar,Ortadogunun Dünya savasi sonunda ki parcalanmis cografyasini dahada parcalamayi amaclayan emperyal gücler "KUKLA BIR DEVLET"kurma amaciyla bir Kürdistan devleti olusturma gayreti icine düsmüs ve bulduklari piyon kisilere bu isyanlari hazirlatmislardir.Seyh Said'in Ingiltere'nin sadik bier adami oldugu artik bilinen bir gercektir.Saidi KÜRDI de ayni ekoldedir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

10.000 kere de ben söyledim;

Bakalım Kürtler 1930larda bile hala Milli bir bilinç elde edebilmişler mi?

Bugün bile ele aldığımızda, hala Ulusalcı bilinci bile içselleştirebilmekten uzak olduklarını;

Ulus anlayışını Toplumsal Benlik Karmaşası/Alınganlığı boyutundan öte algılayamadıklarını görürüz.

Kaldı ki sizin ifadeniz de aslında bu yöndedir.

Geçende, Atatürk'ün (ki Atatürk ortaya atmamıştır) Ulusal Türklük anlayışını

Kürtlerin benimseyemediklerini, reddettiklerini söylemiştiniz.

 

:clover:

Süper tespit ve yorumlar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dikkat edin 37'nin 28'i Cumhuriyet kurulduktan sonra ve ilk başlangıç az evvel değiniğim dünyada milliyetçilik akımının yükseldiği ve osmanlının Türkçülüğü ön plana çıkarmaya başladığı 1800'lü yılların başında başlıyor...

 

 

Tarihte bu güne kadarki kürt isyanları !!!

 

Arkadaşım, bu isyanlardan ve adlarından en az senin kadar haberim var.

Ben sana adlarını sormuyorum isyanların ve adlarını vermiş olman, bu isyanları "Kürt Milliyetçisi/Kürtçü" isyanlar yapmaz.

Bana, bu isyanların hangilerinin Kürtçü ve Özgürlükçü temelde bir amaçla çıktığını,

Hangilerini taleplerinin Kürtçülüğe dayandığını belgeleri ile açıklar mısın?

Senden bunu istiyorum ben...

 

Ayrıca bir ayrımın farkına varmak lazım:

Mustafa Kemal'in vefatına kadarki süreçte çıkan isyanların hepsi

Osmanlının kayırdığı ve yetkilendirdiği,

Ancak Osmanlının yıkılması ve Türkiye'nin yeni benimsediği yönetim sistemi ile bu kayırılmışlıklarını kaybeden

Ve bu yni sisteme direnen, moderniteyi benimseyemeyen Aşiretlerin çıkardıkları isyanlardır.

 

Atatürk'ün vefatından sonra çıkan isyanlar ise çok partili döneme geçişten sonraki siyasal güdümler ile ilgilidir

Ve Türkiye'de bir Kürt Milleti yaratma güdümüyle ilgili olarak ele alınabilir.

Yapay bir Ulus yaratmak için yapılan eylemler, örgütlenmeler ise doğal süreçte Milletleşme ile bir tutulamaz bile.

Çünkü, İSTER KABUL EDİN, İSTER KABUL ETMEYİN bir eylemin MİLLİYETÇİ bir EYLEM olabilmesi için,

KESİNLİKLE VE KESİNLİKLE, ULUSALLIĞI GEREKTİREN TARİHSE ŞARTLARI ve EDİNİMLERİ SAĞLAMIŞ OLMASI GEREKİR...

 

Ne Osmanlı döneminde,

Ne Türkiye'nin ilk dönemlerinden,

Ne 50li yıllardan ve ne de bugün

Kürtler MİLLİ BİR AYAKLANMA GERÇEKLEŞTİREBİLECEK YAPIDA DEĞİLLERDİR...

Çünkü toplumsal yapıları, herşeyden önce MİLLİ BİR AYAKLANMA GERÇEKLEŞTİREBİLECEK YAPIDAN UZAKTIR...

 

Yabancı diktesi ve baskısı ile bazı insanların çıkıp "haydin milliyetçi ayaklanma çıkarın" demesiyle

Ya da bir kaç eğitimli! Kürt kökenli kimsenin çıkıp "haydin milliyetçi ayaklanma çıkaralım" demesiyle çıkmaz bir Kürtçü ayaklanma...

Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir ve böyle bir toplumsl olgu düşünsel ve olgusal olarak da mümkün değildir.

Türk Aydınlanması ve Ulusallaşması bile kendisini gerçekleştirebilmek için 200 yıl boyunca idealize olmaya çalışmıştır.

Hem de 200 yıl öncesinden beridir toplumsal olarak Ulusallığa geçiş için gerekli olan Aşiret/Klan/Etnik-Köken zincirlerini kırmış olmasına rağmen.

En sonunda bu yapı kırılmış ya da kırdırılmış ve özellikle Tanzimatla birlikte bilinçli-bilinçsiz Uluslaşmanın fikri temelleri atılmaya başlanmıştır.

Bugün ise Kürtçülük, Batının desteği ile bile Kürt Milliyetçiliğini idealize etmekten de uzaktır.

Çünkü idealize edilebilmesi için öncelikle Kürt Aşiet sisteminin kırılması, Kürt Kültürü dediğiniz o kemikleşmiş yapının modernleşmesi

Ve bunu modernleştirebilecek bir Aydın takımının olamamasıdır.

Acı olan ise Kürtlük Etnik Köken karmaşasından ve kaygısından kurtulabilecek bir Aydın'ın da olamayacak olmasıdır.

 

Açık ve net olan şudur canım arkadaşım:

Tarih, Felsefe ve Tarih Felsefesi bize Ulus/Millet nasıl meydana gelir,

Hangi koşulları gerektirir;

Bunları bize açık ve net olarak göstermiştir.

Sizin kabul edemediğiniz şey,

Kürtlerin bugün bile bir Millet olabilme özelliği göstermekten fersah fersah uzak olduğu gerçeğidir.

 

Her Ulus, Ulus olabilmek için çok yorucu ve güç koşullar yaşamış ve kazanılması zor edinimleri gerçekleştirmişlerdir.

Kürtler henüz var olan yapılarını korumak için insan üstü bir çaba harcarken,

Siz onlardan bir Ulus özelliği göstermelerini bekleyemezsiniz.

Bugün bile bir Ulus özelliği göstermekten uzak olan bir toplumun,

Bırak 1930ları 1800lerde Miliyetçilik temelinde ayaklanmalar gerçekleştirdiklerini düşünebilmek zerre kadar tutarlı birşey değildir...

 

Yazdıklarım açık ve nettir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kürt isyanları bir kimlik isyanıdır,yani kurulmasında emek sahibi oldukları ülkenin anayasasında var olmak.Size bugün şex said'i mezardan kaldırsam inadınız ile onuda yalanlarsınız bundan eminim.

 

Abdulmelik Fırat: Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışından sonra galip devletler başta İngiliz İmparatorluğu olmak üzere Ortadoğu'da birçok devletler kurmuşlardır. Fakat Kürtlerin Avrupa'da okuyanları, Askeri ve Mülkiyede okuyan Aydınları, Şeyh, Ağa ve Beylerinin yüzde doksanı Türklerle beraber bir devlet kurma taraftarı olmuşlardır. Osmanlı Askeri ve Sivil bürokratlarıyla anlaşmışlardır. Padişahın yaveri hası ve Cumhuriyetin kurucusu olan M. Kemal'in AMASYA Beyannamesinde, bu husus apaçık ifade edilmiştir. Daha sonra Lozan Konferansı'nda Murahhas Aza olan İsmet Paşa’nın, "Türkler ve Kürtler beraber Devlet kuracaklardır. Bende Kürt kökenli yim" diye ifadeleri vardı. Birinci meclis fesh olunduktan sonra kurulan ikinci mecliste, Lozan Anlaşması onaylanmıştır. Sonra M. Kemal ve arkadaşları tarafından hazırlanan 1924 Anayasası'nda Kürtler hayat sahnesinden silinmiş ve inkar edilmiştir. İşte bu inkar, aldatma karşısında bütün Kürtler şaşkın ve şoke olmuşlardır. Kürtlerin Siyaset Adamları, Siyasi Partiler, Cemiyetler ve Kanaat Önderleri bir araya gelip bu durumu değerlendirmek istemişlerdir. 1924'te Miralay Halit Bey ile Bitlis Milletvekili Yusuf Ziya Bey Kolhisar'a gelerek, Şeyh Said'e bu hareketin başında bulunmasını teklif etmişlerdir. Şeyh Said tarafından bu teklif kabul olunmuştur. Kürt ileri gelenleriyle bir araya gelip, meseleyi müzakere etmeye fırsat verilmeden, Yusuf Ziya Beyi Ankara'da, Miralay Halit Beyi Erzurum'da tutuklayıp, Bitlis'e götürmüşlerdir. Aynı anda Şeyh Said'i tutuklamaya gelen müfrezeye Şeyh Said teslim olmamış, Çapakçur’a (Bingöl) doğru hareket etmiş, bu meyanda Kürtlerin ileri gelenlerine mektupla bilahare yeri belli olacak bir yerde toplanmalarını bildirmiştir. 1925 Kürt Başkaldırısının başlangıç noktası;

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kürt isyanları bir kimlik isyanıdır,yani kurulmasında emek sahibi oldukları ülkenin anayasasında var olmak.Size bugün şex said'i mezardan kaldırsam inadınız ile onuda yalanlarsınız bundan eminim.

:) Abi yapma yaaa, bu kadar da olmaz.

Şeyh Said'in ('Şex' değil: Şeyh) yakalandıktan sonra verdiği ifadesi birebir bulunmaktadır bugün.

İsyan sırasında dillendirdiği söylemleri, ifadesinde dile getirdikleri, itirafları kayıtlıdır.

Bir tanesinde bile Kürtçülük ile ilgili şey bulamazsınız.

Öyle ki Şeyh Said isyanının bastırılmasındaki en güçlü ve önemli katkı da yine Şeyh Said'in çevresinde bulunan Kürt Aşiretlerinin desteği ile olmuştur.

Hangi Aşiretin, kaç atlı ile Şeyh Said isyanına karşı Türkiye Cumhuriyetine destek verdiği ve Şeyh Said isyanında niçin Şeyh Said'e karşı durdukları bellidir,

Ki bu neden Şeyh Said'in Kürtçülük niyeti ile değil tamamen çıkara ve güya dine dayalı kaygılarla ayaklanmasıdır.

Hayır yani bilmesek bize de yutturacaksınız, ona şaşırıyorum...

İsterseniz size Şeyh Said İsyanına karşı Türkiye'nin yanında duran Aşiretlerin isimlerini,

Bu isyana kaç atlı kişi ve silah ile yanıt verdiklerini tek tek yazabilirim belgeleri ile...

Siz hangi belge ile Şeyh Said İsyanının Kürtçü bir amaç güttüğünü kanıtlayabileceksiniz merak ediyorum...

 

Ayrıca hala tek bir bilgi vermiş değilsiniz...

 

Sizce bir Milli Kimlik kaygısı güden bir halk eylemi,

Aşiretler önderliğinde mi yapılır?

 

Ve diyelim ki bir Millilik amacı güden halk eylemi var...

Aynı halk grubuna ait ve aynı coğrafyada yaşayan aynı halk kitlesi o isyana karşı çıkar mı?

 

Abdulmelik Fırat: Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışından sonra galip devletler başta İngiliz İmparatorluğu olmak üzere Ortadoğu'da birçok devletler kurmuşlardır. Fakat Kürtlerin Avrupa'da okuyanları, Askeri ve Mülkiyede okuyan Aydınları, Şeyh, Ağa ve Beylerinin yüzde doksanı Türklerle beraber bir devlet kurma taraftarı olmuşlardır. Osmanlı Askeri ve Sivil bürokratlarıyla anlaşmışlardır. Padişahın yaveri hası ve Cumhuriyetin kurucusu olan M. Kemal'in AMASYA Beyannamesinde, bu husus apaçık ifade edilmiştir. Daha sonra Lozan Konferansı'nda Murahhas Aza olan İsmet Paşa’nın, "Türkler ve Kürtler beraber Devlet kuracaklardır. Bende Kürt kökenli yim" diye ifadeleri vardı. Birinci meclis fesh olunduktan sonra kurulan ikinci mecliste, Lozan Anlaşması onaylanmıştır. Sonra M. Kemal ve arkadaşları tarafından hazırlanan 1924 Anayasası'nda Kürtler hayat sahnesinden silinmiş ve inkar edilmiştir. İşte bu inkar, aldatma ve hilekarlık karşısında bütün Kürtler şaşkın ve şoke olmuşlardır.

 

Öncelikle koyuladığım ifadenizi size iade etmek isterim...

Bundan sonra:

Size, Kürtlerin Lozan Konferansı için Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderdikleri telgraflardaki ibareleri aynen ifade ediyorum ve isterseniz bu telgraflara dair Meclis Tutananaklarının da arşiv numaralarını, kaynakçalarını verebilirim:

"Biz kendimizi Türklükten ayrı görmüyoruz. Bizi, kendisini Kürtlerin önderi olarak tanıtanlar değil, Türklük temsil edebilir..."

Bu ifadeleri kullanan aşiretler, altına imza atan önde gelenler, din adamları, esnaflar bellidir.

 

Ayrıca Kürtler bugün bile "Biji Apo" derken, Apo'nun ne olup olmadığından,

Karşı çıktıkları "Ulusallık" demek ne demektir, ne demek değildir bilmemektedirler...

Kaldı ki o dönemde bir olguya şaşırıp kalabilsinler...

 

Kürtlerin Siyaset Adamları, Siyasi Partiler, Cemiyetler ve Kanaat Önderleri bir araya gelip bu durumu değerlendirmek istemişlerdir. 1924'te Miralay Halit Bey ile Bitlis Milletvekili Yusuf Ziya Bey Kolhisar'a gelerek, Şeyh Said'e bu hareketin başında bulunmasını teklif etmişlerdir. Şeyh Said tarafından bu teklif kabul olunmuştur. Kürt ileri gelenleriyle bir araya gelip, meseleyi müzakere etmeye fırsat verilmeden, Yusuf Ziya Beyi Ankara'da, Miralay Halit Beyi Erzurum'da tutuklayıp, Bitlis'e götürmüşlerdir. Aynı anda Şeyh Said'i tutuklamaya gelen müfrezeye Şeyh Said teslim olmamış, Çapakçur’a (Bingöl) doğru hareket etmiş, bu meyanda Kürtlerin ileri gelenlerine mektupla bilahare yeri belli olacak bir yerde toplanmalarını bildirmiştir. 1925 Kürt Başkaldırısının başlangıç noktası; hilekarlığa, hıyanete ve aldatmacaya karşı bir başkaldırıdır.

 

Şeyh Said isyanı büyük ölçüde Vahdettin'in daha Türkiye'den kaçmadan kurdurduğu bir derneğin dış desteği ve güdümü ile de çıkmıştır. Halifenin tekrar ülkeye dönebileceği ortam yaratılmak istenmiştir. İsyanın henüz alt yapısal olgunluğa ulaşmadan, erken başlaması ve Türk Ordusunun yerel Aşiretler ile birlikte hareket etmesi, isyanın başarı ile bastırılmasının en önemli nedenidir.

Hadi diyelim ki Şeyh Said isyanı aldatmacaya karşı idi; Şeyh Said isyanının bastırılmasına Kürt Aşiretlerinin destek vermesini hangi kefeye koyacaksınız?

Sadece Mardin/Derik'teki Rutan Aşireti bile 1000 atlı ile yardım etmiş ve Diyarbakır'ın düşmesine engel olmuştur. Hadi diyelim kİ Kürtlere bir aldatma yapıldı; Rutan ve diğer aşiretleri hangi kefeye koyacaksınız? Kürtler derken, onlar Kürt değil midir? Ya da Kürtlere haksızlık yapıldıysa, bu aşiretler (ki başlarındaki insanlar gerçekten eğitim almış kişilerdir) bu haksızlığın farkında değiller miydi? (Kürt Aydınları, Siyasetçileri falan diyerek genellemeyin, hata edersiniz, kendi kendinizi çürütürsünüz...)

Şeyh Sait ayaklanmasının nedeni kesinlikle ve kesinlikle bir Milli duruş sergilememektedir.

Öncelikle Kürtler zaten o milli bilinçten fersah fersah uzaktır.

Zaten Şeyh Said'in de Millici bir Kişiliği de yoktur.

İsyanın Kürtçü bir amaç gütmediği, Kürtlerin desteğini alamadığı ve Kürtlere bir haksızlık yapıldığı kaygısı ile ortaya çıkmadığının kanıtı, bu isyanın, Türk Ordusu'nun birlikleri kadar, Kürt Aşiretlerinin desteği ile bastırılmasıdır.

İsterseniz size bu isyanın bastırılmasında hangi aşiretin ne kadar emeği geçmiş, kaç atlı ile destek vermişler, hepsini verebilirim ve gidip arşivlerden bulabilirsiniz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kavramlar,emelleri gerceklestirmede önemli rol oynarlar.Küresel gücler, stratejik kaynaklar üzerindeki eylemlerine mesruiyet kazandirmak icin insanlarin zihinlerini kendi lehine dönüstürecek bicimde yeniden insa ederler.Bilinc vwe kimlik algilarinin küresel güc yararina dönüstürülmesi hayati önem tasir.Kimlik ile cikar arasindaki iliskinin bilinen yönü,küresel istahin siddetini tayin etmektedir.Giydirilen kimlik,insa edilen cikar demektir.Huntington,"ULUSAL CIKARLAR ULUSAL KIMLIKTEN DOGAR"diyor.

Dogal olarak kim olduklari konusunda kafalari iyice karistirilan toplumlar;farkida olarak veya olmayarak düsman yararini kendi yararlarinin önüne koyarlar.Yine Huntington,"Cikarlarinizin ne oldugunu bilmeden önce kim oldugunuzu bilmek zorundasiniz."diyor.Kimliklerle oynayanlarin bu olgunun ne anlama geldigini cok iyi bildikleri anlasiliyor.

Halklarin KIM olduguna karar vermek halklarin degil;egemen güclerin isidir.Bu gercek,BRÜKSEL ya da Atlantik ötesi gücleri;Avrasya Ortadogu vb.halklara etnik ya da mezhepsel kimlik giydirmeye yöneltmektedir.Cikarlari onlari böyle yapmaya zorlamaktadir.IVOR JENNINGS;"Biri halkin kim olduguna karar vermeden,halk kim olduguna karar veremez"diyerek emperyal güclerin kimlik yaratmakta nasil hamarat olduklarini gözler önüne sermektedir.Bugün Kürt kimligi icin mücadele verenlerin akil hocalari,Kürtlerin kendileri degildir,dünde degildiler.Kürt kimligi küresel güclerin Kürt ve Türklere oynamaya calistigi bir oyundur.Yine Ivor Jennings'e göre,"Halklarin kim oldugunu onlara söyleyenler,medyayi ve kitle iletisim araclarini ellerinde bulunduranlardir."

AB ve ABD'nin Türkiye'de ki Kürtlere ve Alevilere azinlik gömlegi giydirmek istemesini kimlik cercevesinde degerlendirmek gerekir.

Türkiye'de kimlik konusunda yapilan tartismalari,kürexsel güclerin, genelde "ARZI ISTIMLAK";özel de ise,"YENI DÜZEN"kurmak amacindan soyutlanarak aciklanamaz.

Türkiye'de yapilan kimlik tartismalarinin bölücülügü mesrulastirma ve makullestirme araci olarak kullanildigi görülmektedir.Melez zevklerin etkisi altinda kalan kimlik bezirganlari,Milli Kimlik sofrasina dadanan "kurt adami"tsvri göstermektedir.Milli Devletten,milletin egemenliginden,milli bütünlükten birseyler koparabilmenin hevesi icinde kimlik meselesi tartisilmaktadir.Bu anlamda Türkiye'de kimlik tartismalari adi altinda bir cesit devlet,toprak ve millet tartismasi yapilmaktadir.Bu tartismalari yapan güdümlü,art niyetli,riyakar tavirlilarin bu topraklari ve üzerindeki milleti tanimadiklari anlasilmaktadir.

 

""Ön asya topraklarinin temel özelligi;kimlik yiyen,kimlik eriten ve kimlik yutan topraklar olmasidir.Onun icin Anadolu "KAVIMLER MEZARLIGI"olarak tarif edilmektedir.Ön Asya topraklarinda hem ayakta kalmak hem egemen kalmak sanildigi kadar kolay bir is degildir.TÜRK,bu topraklarda bin yili askin bir süre hakim olabilen ilk ve tek milletin adidir.

Ön Asya topraklarinda Türk kimligini;her türlü ic ve dis olumsuzluklara ragmen icsellestirmesini becerebilmis Türk milleti yasamaktadir.Orta Asya'nin derinliklerinden kopup gelen Türkler;Ön Asya topraklarina Türk mührünü vurmustur.

Bu mühür Ön Asya topraklarinda,Edebali'nin erdemi,Yunus'un sevgisi,Mevlana'nin aski,Süleymaniye'nin estetigi,Haci Bayrami Veli'nin basireti,Nenehatun'un kahramanligi ve ATATÜRK'ÜN bagimsizlik iradesi ile kazinilamiyacak sekilde topraga kazilmistir.Iste Türk mührünün Anadolu cografyasina vurdugu bu damgaya TÜRK KIMLIGI DENIR.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kürtler ne(yi) istemiyor?

 

Rahat olun, evet evet siz, çok rahat olun Kürtler ayrı devlet is-te-mi-yor. Mevcut devleti demokratize edin, demokrasiyi içselleştirin, Kürde de, Türk'e de, diğer bütün halklara da "insani" bir demokrasi uygulayacak bir sistemi hayata geçirin fazlasına hacet yok...

 

Hangi taşı kaldırsanız altından o "malum" ve "tuhaf" soru çıkıyor! "Kürtler ne istiyor?" Veya "Hele bi söyleyin bakalım, sahi ne istiyorsunuz?" Hatta kimileri kantarın topuzunu daha da kaçırarak; "Daha ne istiyorsunuz kardeşim, isterseniz Cumhurbaşkanı bile olabiliyorsunuz, daha ne ayrımcılığından söz ediyorsunuz ki!"

 

Hiçbir aklı evvel de çıkıp demiyor ki; 'ya hu, iki gözüm seksen küsur senedir bu Kürt Kavmi durduk yerde mi sistemle çekişiyor! Bu çok matah ülkenin bilumum kaynakları vura vura bi türlü tüketemediğiniz, sonlarını "kır" edemediğiniz, edemeyeceğiniz de dünden belli Kürde reva gördüğünüz onca eza cefa yüzünden heba olup gidiyor hâla farkında değil misiniz'?

 

Bu ve benzeri soruları, yanıtları karşılaştırmalı olarak uzatmak mümkün. İyisi mi, kimi kez yapılageldiği gibi tersinden okumayla sonuca gitmek...

Acaba Kürtler neyi istemiyor?

 

Yirminci yüzyılın başında, yani genç Türkiye Cumhuriyeti kurulurken ve öncesinde "Uluslaşma" serüveninin boy verdiği yüzyıl öncesinde elbette Kürtler de isterdi adı "Kürdistan" olan bir devletlerinin olmasını. Nitekim sonrasında kimi kez masumane, çoğu kez de 80 senelik cumhuriyetin bilcümle mevzuuyla ilişkili savcılarının iddianamelerinde cezaya gerekçe oluşturdu Kürtlerin varlık ve bu varlık olgusuna dayandırılan "devlet" talebi.

 

Ama şimdi ifade etmek gerekiyor ki; haklı talepkârlıklarla yoğrulu, sayısal açıdan da hatırı sayılır bir nüfusu olan Kürt kavminin kimi marjinal gruplarını hariç tutmak kaydıyla Kürtlerin "Ayrı bir Kürt Devleti" talebi artık yok. Bu durum en azından temsiliyet hakkı artık kendini uzunca bir zamandır aşikâr kılan Kürt Siyasal Hareketi (Kasıt DTP'dir) açısından böyledir. Yani "hop oturup, hop kalkan" ve en olmadık yer ve zamanlarda bir bölünme psikozuna düşen kimi "hastalara" bin kez söylenmiş olmasına rağmen, bir kez daha söyleyip yazmayı elzem kılıyor.

Kürt olarak hayatın her alanında Kürtçe konuşmak

 

Rahat olun, evet evet siz, çok rahat olun Kürtler ayrı devlet is-te-mi-yor. Mevcut devleti demokratize edin, demokrasiyi içselleştirin, Kürde de, Türk'e de, diğer bütün halklara da "insani" bir demokrasi uygulayacak bir sistemi hayata geçirin fazlasına hacet yok...

 

Kürtler bu devletin adı "Milli" vasfı ile imlenmiş ilk mekteplerinde, Kürt çocuklarının her sabah "namaz farzı" gibi mutlu olmak için "Türk olmak" gerektiğini yüksek sesle kahvaltı sonrasında da, hiçbir zaman da telaffuz etmek istemiyor. Kürtler kendi kimlikleriyle ve kendi dilleriyle; yani Kürt olarak ve hayatın her alanında ihtiyaç duydukları her yerde Kürtçe konuşarak demokratik bir Cumhuriyetin eşit ve özgür yurttaşları olmak istiyorlar...

Yoksulluk ve yoksunluktan kurtulmanın yolu...

 

Kürtler, ülkenin diğer bölgeleri için düşünülmeyen ayrı ve özel güvenlik birimlerinin (kasıt başa bela koruculuktur) Kürt illeri için de artık kullanılmamasını, yani Koruculuğu istemiyor...

 

Kürtler, Kürt illerinin zengin doğal kaynakları olan petrol, su, fosfat, mermer v.b gibi zenginliklerinin daha fazla heba olmasına gönülleri rıza göstermiyor. GAP gibi "makus talihin" yenileceği vaadi ile yola çıkıp artık batı illerine elektrik enerjisi transfer eden projelerin gerçek yüzünün teşhir edilmesini istiyor...

 

Kürtler, yoksulluğun ve yoksunluğun diğer adıyla özdeş hale gelen Kürtlük eşittir yoksulluk kavramsallığını kaba tabiriyle istemiyor. Yoksulluk ve yoksunluktan kurtulmanın asgari insan hakları talepkârlığı ile eşit olduğunu bilerek istiyor...

 

Kürtler, dağlarından silah seslerinin ve sonrasında da adı gerilla ve asker olan halk çocuklarının cenazelerinin taşınmasını ve anaların yüreklerinin daha fazla yanmasını istemiyor...

Çözüm Ankara ve Diyarbakır eksenli olmalı

 

Kürtler, Kürt coğrafyasında yaşayanları tümden, batı yakadakilerin de duyarlı kesimini taammüden cinayete kurban eden ve potansiyel suçlu olarak telakki eden 12 Eylül'ün darbe Anayasa'sını istemiyor. Yerine demokratik bir Anayasa istiyor...

 

Kürtler, saygısızlık ve önyargı istemiyor. Siyasal ve toplumsal değerlerine, önderlerine, şahsiyetlerine saygı gösterilmesini istiyor.

 

Kürtler, adı Kürt Açılımı, ya da Demokratik açılım veya her ne olursa olsun "Mesele"yi hal yoluna koyacak çözüm modellerinin adı AB veya ABD olan batı liginde olmasını istemiyor. Olsa olsa bu türden müdahilliklerin kolaylaştırıcılığına inanarak çözümün Ankara ve Diyarbakır eksenli olacağına inanıyor...

 

Kürtler, koca bir cumhuriyet yüzyılı süresince haklarının gaspedildiğine inanıyor. Bu inançtan hareketle onurlu bir Barış'ı dilerken kendilerinden "Özür" dilenmesini bekliyor ve istiyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kürtler ne(yi) istemiyor?

 

Rahat olun, evet evet siz, çok rahat olun Kürtler ayrı devlet is-te-mi-yor. Mevcut devleti demokratize edin, demokrasiyi içselleştirin, Kürde de, Türk'e de, diğer bütün halklara da "insani" bir demokrasi uygulayacak bir sistemi hayata geçirin fazlasına hacet yok...

Nedense Kürtleri temsil ettiğini söyleyenlerin ve sizlerin talepleri, bir Devletleşme ve Bölünme sürecini andırıyor...

Ayrıca çıkıp "Etnik-Kökene dayandırılmış taleplerde" bulunacaksınız,

Sonra da çıkıp bunları "Demokratik talep" olarak niteleyeceksiniz...

Yemezler be abi...

Ne zamandan beridir Demokrasilerde talepler Etnisite temelinde biçimleniyor?

Yoksa haberimiz olmadan Demokrasi kavramının anlamı mı değişti?

 

Hiçbir aklı evvel de çıkıp demiyor ki; 'ya hu, iki gözüm seksen küsur senedir bu Kürt Kavmi durduk yerde mi sistemle çekişiyor! Bu çok matah ülkenin bilumum kaynakları vura vura bi türlü tüketemediğiniz, sonlarını "kır" edemediğiniz, edemeyeceğiniz de dünden belli Kürde reva gördüğünüz onca eza cefa yüzünden heba olup gidiyor hâla farkında değil misiniz'?

Gören de Türkiye'de bir Kürt Soykırımı yapılıyor zanneder. smile.gif

Daha neler...

Kürtlerin hepsini aynı kefeye koyamazsınız, durun bakalım orada;

Türkiye'de Devleti her zaman desteklemiş, Kürtlerin içerisinde bulundukları ayaklanmalarda bile onların Atlı/silahlı desteği ile bastırılmış olan ve devletten zerre kadar zarar görmemiş, devlete de zerre kadar zarar vermemiş Kürt Aşiretleri bulunmaktadır.

Siz sanırım Kürtleri, kendi mensubu bulunduğunuz çevre ile sınırlı görüyorsunuz.

Kürt Kavmi (ki tebrik ederim bu tanımı yaptığınız için, hakikaten hala ne yazık ki kavim zihniyetini aşamamışlardır) durduk yere Türkiye Cumhuriyeti ile çelişmemişlerdir.

Tüm Kürt Kavimleri de Türkiye Cumhuriyeti ile çelişmemiştir.

Osmanlı zamanında belirli ayrıcalıklara ve kayırılmışlıklara sahip Kürt Kavimleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması ve modern bir yapıya bürünmesi ile

Bu modern olmayan feodal ayrıcalıklarını kaybetmişler

Ve devletle bu yüzden çatışmışlardır.

 

Sorunuz doğru,

Fakat cevabı aradığınız yer çok yanlış...

 

Yirminci yüzyılın başında, yani genç Türkiye Cumhuriyeti kurulurken ve öncesinde "Uluslaşma" serüveninin boy verdiği yüzyıl öncesinde elbette Kürtler de isterdi adı "Kürdistan" olan bir devletlerinin olmasını.

 

Hayır isteyemezlerdi.

Bir "Ulus-Devlet" kurma talebinde bulunabilmek için "Ulus-Devlet" olabilmenin tarihsel koşullarını yerine getirmek ve tarihsel süreci yaşamak gerekir.

Kürtler bu süreci yaşayamamışlardır.

Nitekim sonrasında kimi kez masumane, çoğu kez de 80 senelik cumhuriyetin bilcümle mevzuuyla ilişkili savcılarının iddianamelerinde cezaya gerekçe oluşturdu Kürtlerin varlık ve bu varlık olgusuna dayandırılan "devlet" talebi.

 

Tabi, yazın bakalım, ne de olsa meydan boş...

 

Ama şimdi ifade etmek gerekiyor ki; haklı talepkârlıklarla yoğrulu, sayısal açıdan da hatırı sayılır bir nüfusu olan Kürt kavminin kimi marjinal gruplarını hariç tutmak kaydıyla Kürtlerin "Ayrı bir Kürt Devleti" talebi artık yok. Bu durum en azından temsiliyet hakkı artık kendini uzunca bir zamandır aşikâr kılan Kürt Siyasal Hareketi (Kasıt DTP'dir) açısından böyledir. Yani "hop oturup, hop kalkan" ve en olmadık yer ve zamanlarda bir bölünme psikozuna düşen kimi "hastalara" bin kez söylenmiş olmasına rağmen, bir kez daha söyleyip yazmayı elzem kılıyor.

Kürt olarak hayatın her alanında Kürtçe konuşmak

 

Senin DTP'lilerin söylemlerinden ve taleplerinden haberin yok sanırım smile.gif

Apo'nun bu sürece dahil edilmesinin istenmesi bile başlı başına ayrılıkçılıktır.

Bunu bırak, DTP, henüz PKK'ya "Terör Örgütü" bile dememektedir.

Söylediğinizi uzun uzadıya yorumlamıyorum bile...

 

Rahat olun, evet evet siz, çok rahat olun Kürtler ayrı devlet is-te-mi-yor. Mevcut devleti demokratize edin, demokrasiyi içselleştirin, Kürde de, Türk'e de, diğer bütün halklara da "insani" bir demokrasi uygulayacak bir sistemi hayata geçirin fazlasına hacet yok...

 

Çünkü ayrı bir devlet kurabilecek ne Ulusal, ne Toplumsal, ne tarihsel, ne ideolojik ve ne de kadrosal alt yapıları var: Ve bunların yoksunluğunun da artık farkındalar. Amaç zaten şu an için devletleşmek değil gerçekten de; önce yerel yönetimlerde güçlenmek, sonra özerklik... Bu süreçte sözümona sözünü ettiğim eksiklikleri tamamlayıp, devletleşmek.

Sıradan bir Lisans 1 Tarih öğrencisi bile bu sürecin farkına varabilir...

 

Kürtler bu devletin adı "Milli" vasfı ile imlenmiş ilk mekteplerinde, Kürt çocuklarının her sabah "namaz farzı" gibi mutlu olmak için "Türk olmak" gerektiğini yüksek sesle kahvaltı sonrasında da, hiçbir zaman da telaffuz etmek istemiyor. Kürtler kendi kimlikleriyle ve kendi dilleriyle; yani Kürt olarak ve hayatın her alanında ihtiyaç duydukları her yerde Kürtçe konuşarak demokratik bir Cumhuriyetin eşit ve özgür yurttaşları olmak istiyorlar...

Yoksulluk ve yoksunluktan kurtulmanın yolu...

 

Kürtler de dahil olmak üzere her Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşının KİMLİĞİ "TÜRK"tür.

"Kürtlük" gibi bir Kimlik yoktur.

Kürtlük bir Etnik-Kökendir.

Siz Etnik-Kökeni hem "Kimlik" olarak lanse edeceksiniz,

Hem de "Kürtler ayrılmak istemiyor" diyeceksiniz...

Böyle olur mu hiç?

Bilen biri çıkıp sormaz mı:

"Kardeşim, sen hem Etnisiteye dayalı bir kimlenme oluşturuyorsun, hem de bir bütün olmaktan bahsediyorsun; bu ne yaman çelişkidir böyle?" diye?

 

Kürtler, ülkenin diğer bölgeleri için düşünülmeyen ayrı ve özel güvenlik birimlerinin (kasıt başa bela koruculuktur) Kürt illeri için de artık kullanılmamasını, yani Koruculuğu istemiyor...

 

Diğer bölge insanlarından Etnik-Milliyetçilik/Irkçılık niyetinde kimselerin olmamasından ve yine o bölge insanlarından dağa çıkıp teröristlik yapanların olmamasından dolayı Kürtlerin yaşadığı bölgede düşünülmüş olabilir mi koruculuk ve diğer güvenlik birimleri?

 

Kürtler, Kürt illerinin zengin doğal kaynakları olan petrol, su, fosfat, mermer v.b gibi zenginliklerinin daha fazla heba olmasına gönülleri rıza göstermiyor. GAP gibi "makus talihin" yenileceği vaadi ile yola çıkıp artık batı illerine elektrik enerjisi transfer eden projelerin gerçek yüzünün teşhir edilmesini istiyor...

 

Belki hesabını doğuda parasını vermeden elektrik kullanan Kürtlere sorabilirsiniz!

 

Kürtler, yoksulluğun ve yoksunluğun diğer adıyla özdeş hale gelen Kürtlük eşittir yoksulluk kavramsallığını kaba tabiriyle istemiyor. Yoksulluk ve yoksunluktan kurtulmanın asgari insan hakları talepkârlığı ile eşit olduğunu bilerek istiyor...

 

O zaman, kendi kültürlerinin ürünü olan ve devlete ve moderniteye rağmen korudukları Aşiret/Feodal sistemi dağıtmayı bir denemeliler.

Kendi kültürel ve toplumsal yapılarını bir sorgulamalılar...

Bazı çağötesi kabullerini, komplekse kapılmadan terketmeliler...

 

Çağa bu yüzden ayak uyduramıyor olabilirler!

Kürtler, dağlarından silah seslerinin ve sonrasında da adı gerilla ve asker olan halk çocuklarının cenazelerinin taşınmasını ve anaların yüreklerinin daha fazla yanmasını istemiyor...

 

O zaman çözümü dağda değil, meydanlarda aramalılar.

Dağa çıkan adam eline silah alıp kurşun sıkıyorsa, elbette ki ölüme de razıdır...

Devlet; "benden bazı şeyleri talep edebilmenin tek çaresi dağa çıkıp bana kurşun sıkmandır" demiyor...

 

Çözüm Ankara ve Diyarbakır eksenli olmalı

 

Pardon!?

Diyarbakır mı?

Niye?

Ankara neyse de, Diyarbakır ne alaka?

Hani ayrı bir devlet istemiyorsunuz?

Diyarbakır nereden çıkıyor?

Ulusal talepler, o ülkenin başkentinden mi talep edilir,

Yoksa başka bir kentinden mi?

Başkentten talep edilirse, Diyarbakır da nedir?

 

Kürtler, Kürt coğrafyasında yaşayanları tümden, batı yakadakilerin de duyarlı kesimini taammüden cinayete kurban eden ve potansiyel suçlu olarak telakki eden 12 Eylül'ün darbe Anayasa'sını istemiyor. Yerine demokratik bir Anayasa istiyor...

 

Demokratik Anayasa dediğiniz, Kürtlere Etnik-Ayrımcılığa dayalı özerklikler ve ayrıcalıklar veren bir Anayasa mı?

 

Kürtler, saygısızlık ve önyargı istemiyor. Siyasal ve toplumsal değerlerine, önderlerine, şahsiyetlerine saygı gösterilmesini istiyor.

 

Toplumsal Önder dediğiniz kimse Apo mudur örneğin?

Toplumsal Değer dediğiniz Feodal/Aşiret sistemi midir?

Siyasal Değer dediğiniz PKK ve DTP midir?

Şahsiyet dediğiniz Ahmet Türk ve Leyla Zana, Şemdin Sakık mıdır?

 

Bunlara mı saygı bekliyorsunuz?

Kürtler, adı Kürt Açılımı, ya da Demokratik açılım veya her ne olursa olsun "Mesele"yi hal yoluna koyacak çözüm modellerinin adı AB veya ABD olan batı liginde olmasını istemiyor.

 

O zaman batılıların kayırmalarına sığınmayacaklar!

Bu Ulusun bir parçası olmayı benimseyebilip, bu devletten talep edecekler herşeyi Ulusal çerçevede...

Arkalarına ABD ve AB'yi almayacaklar!

 

Olsa olsa bu türden müdahilliklerin kolaylaştırıcılığına inanarak çözümün Ankara ve Diyarbakır eksenli olacağına inanıyor...

 

Kimdir ya hu Diyarbakır...

Ne olur da Diyarbakır, oradan çözüm bekleniyor...

Başkent midir, Siyasi otorite midir?

İzmir'in yarısı kadar bile ekonomik altyapısı, nüfus yoğunluğu, eğitim düzeyi, ulusal benliği olmayan bir yerden mi bekleyeceğiz çözümü...

Nerede kaldı sizin ayrılıkçılık istemezliğiniz?

 

Kürtler, koca bir cumhuriyet yüzyılı süresince haklarının gaspedildiğine inanıyor.

 

Yanlış bir inançta olduklarını anladıklarında geç kalmış olmazlar umarım...

 

Bu inançtan hareketle onurlu bir Barış'ı dilerken kendilerinden "Özür" dilenmesini bekliyor ve istiyor.

 

Oldu, gözlerim doldu...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Kürtler bu devletin adı "Milli" vasfı ile imlenmiş ilk mekteplerinde, Kürt çocuklarının her sabah "namaz farzı" gibi mutlu olmak için "Türk olmak" gerektiğini yüksek sesle kahvaltı sonrasında da, hiçbir zaman da telaffuz etmek istemiyor. Kürtler kendi kimlikleriyle ve kendi dilleriyle; yani Kürt olarak ve hayatın her alanında ihtiyaç duydukları her yerde Kürtçe konuşarak demokratik bir Cumhuriyetin eşit ve özgür yurttaşları olmak istiyorlar...

Yoksulluk ve yoksunluktan kurtulmanın yolu...

 

 

Yoksulluk sadece doğu bölgelerinde mi? Yurdun başka herhangi bir bölgesinde yoksulluk insan yaşamını etkileyen bir sorun değil mi?

Üstelik benim gördüklerim hiç de doğu insanın yoksul olduğunu belirtmedi.Aksine altlarında son model jeepler olan insanların durumlarının iyi olduğunu gösterdi.Ama nedense bir ilgisizlik vardı çocuklara karşı.Eğitim konusunda inadına bir bir isteksizlik vardı okuma ve okutma konusunda? Neden istemiyorlardı çocuklarının okumalarını?

 

Çözüm Ankara ve Diyarbakır eksenli olmalı

Neden Diyarbakır? Diyarbakırdaki insanların birçogu Atatürk'ü lider olarak bile düşünmezken söylermisiniz neden Diyarbakır?

 

 

Kürtler, saygısızlık ve önyargı istemiyor. Siyasal ve toplumsal değerlerine, önderlerine, şahsiyetlerine saygı gösterilmesini istiyor.

 

Saygıyı kişinin kendisi yaratır,bunun kürt olmanız yada etnik kimliğinizle herhangi bir ilgisi yoktur.

Önderiniz kim?

 

Ayrımcılıktan bahsediyorsunuz ama; siz kendiniz yaratıyorsunuz.Yazınızın başından sonuna kadar kürtler şöyle kürtler böyle diyip ayrımcılığı siz kendiniz yaratıyorsunuz.Benim ev arkadaşım da kürtü ve biz iki yıl birlikte kaldık.Hiçbir zaman kürtler türkler olmadı aramızda.Sadece arkadaşlık vardı bizim için, önemli olan buydu bizim için.Şimdi sizin iletilerinizi okudukça inanın üzülüyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yazdıklarınız zaten Kürt ismine ve Kürt varlığına olan karşıtlığınızı açıkça gösteriyor ama siz ve sizin gibi düşünenler ne derlerse desinler bizler bu ülkeye demokrasiyi ve kardeşliği getireceğiz,asla Kürt halkının Türk halkıyla problemi olmadı problem sistemle ve bu sistem değişmek zorunda

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yoksulluk sadece doğu bölgelerinde mi? Yurdun başka herhangi bir bölgesinde yoksulluk insan yaşamını etkileyen bir sorun değil mi?

Üstelik benim gördüklerim hiç de doğu insanın yoksul olduğunu belirtmedi.Aksine altlarında son model jeepler olan insanların durumlarının iyi olduğunu gösterdi.Ama nedense bir ilgisizlik vardı çocuklara karşı.Eğitim konusunda inadına bir bir isteksizlik vardı okuma ve okutma konusunda? Neden istemiyorlardı çocuklarının okumalarını?

 

Neden Diyarbakır? Diyarbakırdaki insanların birçogu Atatürk'ü lider olarak bile düşünmezken söylermisiniz neden Diyarbakır?

 

 

 

Saygıyı kişinin kendisi yaratır,bunun kürt olmanız yada etnik kimliğinizle herhangi bir ilgisi yoktur.

Önderiniz kim?

 

Ayrımcılıktan bahsediyorsunuz ama; siz kendiniz yaratıyorsunuz.Yazınızın başından sonuna kadar kürtler şöyle kürtler böyle diyip ayrımcılığı siz kendiniz yaratıyorsunuz.Benim ev arkadaşım da kürtü ve biz iki yıl birlikte kaldık.Hiçbir zaman kürtler türkler olmadı aramızda.Sadece arkadaşlık vardı bizim için, önemli olan buydu bizim için.Şimdi sizin iletilerinizi okudukça inanın üzülüyorum.

 

Turke Turk demek, Kurte Kurt demek ayrimcilik degildir! Siz Kurtler kendilerine KURT dediklerinde, ya da Kurtce konustujlarinda eger rahatsizlik duyuyorsaniz, ayrimcilik iste ona denir!

 

Biz Kurtce konusalim ya da Kurtuz diyelim dedigimizde kalkip ona buna ayirim yapmak icin demiyoruz!

 

Kaldi ki bu topraklarda Ingilizce Almanca hersey konusuluyor ama Kurtceye nedense alerji var! Daha yeni yeni yasallasti! Adamlar gelip meclisimizde dahi Ingilizce konusuyorlar, ama Kurtce konusan apar topar iceriye tikiliyor! Istediginiz kadar inkar edin ama boyle seyler yapmak AYIRIMCILIKTIR!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkiye'de herkes biribirine kardestir,hangi kardesligi getirmeye azmettiniz?

Deniz kizi'nin yanlisi nerededir,hangi cümlesinde karşıtlık örnegi verdi,gösterinde bizde anlayalim.Ayrilikciligi yapan sizler oldugunuzu söylemesi karşıtlıkmı olmaktadir?

Demokrasi'yi siz mi getireceksiniz Türkiye'ye?nasil getireceksiniz veya siz nasil bir demokrasi getirebilirsiniz.Irak'taki gibi bir kan gölü demokrasisimi,yoksa bölünmüs Irak demokrasisimi?Demokrasiyi getirecegiz demenize bakilirsa baya bir iddialisiniz bu konuda.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.