Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Parapsikoloji ve tarihi


Aries

Önerilen İletiler

PARAPSİKOLOJİ BİLİMİNE KISA BİR GİRİŞ

 

Parapsikoloji, geçtiğimiz yüzyılın başlarında ortaya çıkmış, ruhsalyetenekleri ve onunla ilgili olayları inceleyen bir araştırma dalıdır.Başka bir deyişle paranormal (normal ötesi) güçleri, olguları veyetenekleri inceleyen bir bilim dalıdır.

Parapsikolojiyi sözcük anlamı olarak incelersek para ötesinde,psikoloji de ruh bilim demektir. Türkçesi ruhbilim ötesi olmaktadır.Parapsikoloji, metapsişik teriminden sonra Oesterreich tarafından icatedilmiş bir kelimedir. Eski materyalist metapsişiğe verilen yeniisimdir.

Prof. J. B. Rhine, çalışmaları sonucundabazı kişilerin bedensel duyuları kullanmadan dış dünyadan ya da diğerinsanların zihinlerinden bilgi edinebileceklerini gözlemliyordu. Buolguya duyular dışı algılama (DDA - İngilizce kısaltılmışı: ESP extrasensory perception) adını verdi. Daha önceden bu çalışmalar içinFransız bilimci Boirac tarafından parapsişik ifadesi kullanılıyordu.Prof. Rhine ve Prof. W. McDougall bu ismi parapsikoloji terimiyledeğiştirerek bu terimin uluslararası sahada kabul görmesini veliteratürde yerini almasını sağlamıştır.

 

res1.jpg

Dr. Joseph Bank Rhine

PARAPSİKOLOJİNİN ALANINA GİREN KONULAR

 

Parapsikolojinin alanına giren konular ortaya çıkış biçimlerine göre iki gruba ayrılmaktadır.

A-) Bunlardan ilkine Zihinsel Deneyimler ismi verilmiştir.Parapsikoloji araştırmalarında zihinsel ya da öznel olarak ortaya çıkanfenomenleri kapsar. Burada süjenin, yani deneğin dış dünyadan aracısızbilgi alması olayı ile karşılaşırız. Bu tür olaylar parapsikolojide DDAbaşlığı altında incelenmektedir. Durugörü (uzaktan görme), telepati(düşünce nakli, uzaduyum), prekognisyon (önceden bilme), psikometri(ruhsal ölçüm), şifacılık, beden dışı deneyimler (astral projeksiyon)ve benzeri fenomenler bu türe girmektedir.

B-) Diğer bir grup, Fiziksel Etkilerdir.Burada süje bedenini kullanmadan çevresindeki eşyalar üzerinde fizikseletkiler oluşturmaktadır. Bu türden olgulara telekinezi ya dapsikokinezi (PK) denmektedir. PK etkisi, ruhsal gücün madde üzerindekifiziksel etkileridir.

 

PARAPSİKOLOJİNİN KÖKENLERİ ve GELİŞİMİ

 

Dr. Joseph Banks Rhine’ın 1930 yılında Duke Üniversitesi’nde kurmuşolduğu Parapsikoloji laboratuarıyla parapsikoloji tarihi başlamaktadır.Fakat bu parapsikolojinin bilimsel tarihinin başlangıcıdır. Oysaparapsikolojinin incelediği psişik yetenekler insanlığın başlangıcındanberi vardır ve varlığını sürdürmektedir. Dolayısıyla parapsikolojitarihi dediğimiz zaman psişik yeteneklerin tarihsel doküman olarakortaya çıktığı zamanları ele almak durumundayız.

Bu açıdan baktığımızda parapsikoloji tarihini beş bölümde incelememiz mümkün:

 

• Antik – arkaik dönem.

• Ortaçağ dönemi.

• Mesmerizm dönemi.

• Dernekleşme dönemi.

• Günümüz dönemi.

 

Antik Dönem

 

Klasik dönemde denmektedir. Bu dönemi tarih çağlarından başlayarakOrtaçağ’a kadar taşıyabiliriz. En eski parapsikolojik kayıtradyesteziyle ilgilidir. Bilinen en eski çatal çubuk resmi İ.Ö. 1300yıllarına aittir ve Mezopotamya’da bulunmuştur. Ondan da önce EskiMısırlılarda Radyestezi yöntemini kullanıyorlardı. Yani bu eskidönemlerde çatal çubuk yöntemiyle toprak altında su ve maden aramasıyapılmıştır. Yine İ.Ö.1700’lü yıllarda yaşamış Çin İmparatoru Yu’nunmezar taşında Çatal çubuğun kullanıldığını gösteren kabartmagörülmüştür. İmparator Yu, su ve madenler bulabilirmiş ve bununlaülkesine bazı hizmetler yaptığı efsanelerde anlatılır.

 

 

 

Tarih İçerisinde Radyestezi Uygulamaları

 

 

Eski zaman insanları psişik yeteneklere en az şimdiki kadarilgiliydiler. Fakat bu insanlar bu tür olguların bir açıklamasınıbulmakta zorluk çekiyorlardı. Örneğin Antik Yunan ve Roma dönemlerinde…O zamanlar yaşamış Fisagor, Eflatun, Çiçeron, Senaka ve benzeri diğerbilim ve devlet adamları bu konuları incelemişlerdi. Metafizik olarakbildiğimiz felsefe alanının düşünürleri olan bu filozofların bazıeserlerinde psişik bir olguya az çok rastlanır.

 

 

Gene Yunan kültüründe prekognisyon yani önceden bildirme, haber vermeolayları oldukça yaygındı. Gerek Yunanistan’da gerek Anadolu’da birçokkehanet merkezleri, tapınakları mevcuttur. Yunanistan’daki Delphitapınağı ile Anadolu’da Didim’deki Apollon kehanet tapınaklarınıbunlara örnek olarak gösterebiliriz. Bu tapınaklarda Piti ismi verilenrahibeler transa girerek gelecekten haber vermekte idiler. Bazı krallarönemli devlet kararlarını almadan önce örneğin, savaşa girmeden önce burahibelere başvurarak savaş hakkındaki tahminlerini öğreniyorlardı.Truva efsanesinden bildiğiniz gibi… Bu ve bundan önceki dönemlerleilgili psişik yeteneklerin varlığı en temel ve sağlam bir şekildeezoterik bilgilerin içerisinde mevcuttur.

 

 

Ortaçağ Dönemi

 

Ortaçağ’a geldiğimizde psişik fenomenlerin, paranormal olaylarınyoğunlaştığına dolayısıyla bu konuyla ilgilenenlerinde arttığına şahitoluyoruz. Fakat ortaçağ bilindiği gibi dini düşüncelerin tüm dünyadahakim olduğu skolastik bir dönemdir. Bu dönemde sihir, büyücülük gibiolaylarında yoğun bir şekilde belirmesi söz konusudur. Tabi bu psişikfenomenler için önemli bir tehlikeyi gündeme getirmişti. Çünküskolastik düşünce içerisinde büyücülük ve benzeri uğraşların cezasıacımasız bir şekilde öldürülmekti. O zamanın insanı din dışı her türlüuygulamayı büyücülük olarak görüyordu. Rasyonel bir mantıkla bukonuları inceleyenler kendilerini böyle bir ortamdan korumak için gizlibir bilim oluşturdular ve adına da okültizm ismini verdiler.

 

 

Okültizmin belli başlı incelediği bazı konular şunlardı: İnsan vedünyanın yapısı, Düşünce ve düşüncelerin etkisi, Astral alem, ruhsaldünya, Astral seyahat, Tekrardoğuş, Simya (alşimi), Şiromansi (elfalı), Kehanet, Sembolizm, Astroloji ve Tarot.

Gizli bir şekilde yürütülen okült çalışmaların yanı sıra halk arasındada bu dönemde psişik fenomene ilginin yoğunluğunu görüyoruz. Dediğimizgibi ortaçağ skolastik bir dönemdir ve dinsel düşünce yaşamın heralanına girmiştir. Dolayısıyla bu dönemdeki psişik fenomenlerde dinselritüeller içerisinde yer alıyordu. Bunların arasında en sık bahsedilenilevitasyon fenomenidir. Birçok Hıristiyan aziz ve mistiklerininlevitasyon söylenceleri günümüze kadar ulaşmıştır.

Bunlara örnek olarak şu kişileri sayabiliriz: Aziz Francesco, Aquinolu Thomas, Aziz Joseph Maria Jesu

 

 

Tarihte bir başka levitasyon fenomeniyle karşımıza çıkan kişi Almanrahibe Anna Katherina Emmerich’dir. Bu rahibenin bir başka ünlüyeteneği de durugörüyle ilgilidir. Zaten kendisi bir medyomdur.Hıristiyanlık tarihiyle ilgili bazı olayları postkognisyon yeteneğiyleyani geçmişi görebilme durugörüsüyle vizyon tarzında algılamış vebildirmiştir. Bunlardan en ünlüsü de Meryem Ana’nın hayatıyla ilgilidirve onun bildirimleriyle Efes’teki Meryem Ana evi arkeologlar tarafındanbulunmuştur. Vizyon tarzında yaptığı görüyle evin yerini tarif etmiş veyapılan kazılar sonucu burada gerçekten tarihi bir ev bulunmuştur.

 

Mesmerizm Dönemi

 

Parapsikolojinin temelleri bu dönemde ortaya atılmıştır diyebiliriz.Çünkü bu dönemde ilk defa bir bilim adamı, bir tıp adamı, hastalarınıruhsal şifa yöntemleriyle tedavi ettiğini tüm dünyaya duyurmaktaydı.1700’lü yıllarda Viyanalı Doktor Anton Mesmer kendisine sinirrahatsızlığı ile gelen bazı hastaların tedavisi sırasında normal tıbbimüdahalenin yanı sıra mıknatıslı çubuklar kullanarak da sonuçalabileceğini fark etti. Araştırmalarına devam eden Mesmer bir müddetsonra mıknatıs çubuk yerine ellerini kullanarak da aynı işiyapabileceğini keşfetti. Mesmer bunu, canlıların bedenlerinden yayılanCanlısal Manyetizma denilen bir güçle açıklıyordu. Mesmer bu dönemlerdeoldukça ciddi çabalar içerisinde bulunmuştu. Aleyhinde birçokmeslektaşı vardı, fakat daha önemlisi sayısız hastası da onunyöntemleriyle şifa bulmuştu.

 

Mesmer ve Manyetizm Çalışmaları

 

 

Mesmer’in çalışmalarını Fransız Aristokrat Marki de Puysegur devamettirmiştir. Puysegur bu bedensel manyetizma enerjisinin sadeceşifacılarda bulunmadığını, her insanda mevcut olduğunu iddia ederek,hastadaki inanç ve iradenin fizik beden üzerinde değişiklikler meydanagetirdiğini söylüyordu. Puysegur kendi yöntemleriyle insandaki suniuyurgezerlik olayını ortaya çıkardı ve buna “somnambulizm” adını verdi.Bu farklı şuur seviyesinin keşfi gelecekte birçok parapsikolog vemetapsişikçinin çalışmalarında büyük olanaklar sağlamıştır. Çünkübirçok duyular dışı algılama, halk arasındaki ismiyle altıncı duyumuz,bu şuur seviyesinde daha rahat ortaya çıkmaktadır. Bu ilkaraştırmalarla ileride gelişecek olan parapsikoloji biliminin temeliatılmış oluyordu. Artık bilim adamlarının eline birtakım donelergeçmişti.

Dernekleşme Dönemi

 

Parapsikoloji araştırmalarının yakın tarihini oluşturan dernekleşmedöneminde başlıca iki kuruluşun faaliyetlerini görüyoruz: Klasikdeneyleri ile ilk adımları atan, 1882’de kurulan İngiliz PsişikAraştırmalar Derneği ve Prof. J. B. Rhine’ın 1932’de Kuzey CarolinaDuke Üniversitesi Psikoloji Fakültesinde kurduğu ParapsikolojiLaboratuarıdır.

 

 

 

19. Yüzyılın sonlarına doğru birtakım aydınlar bilimin getirmiş olduğukatı materyalist anlayışı ve bu anlayışın getirdiği kısır dünyafelsefesini anlamışlar ve buna karşı açık tepkilerini de koymuşlardır.Bu tepkiyi ortaya koyanlar daha sonra da göreceğimiz gibi, gene odönemin önde gelen ünlü bilim adamları olmuştur. 18. ve 19. yy. bilimanlayışına göre insan tesadüflerle oluşmuş gayet mekanik ve otomatikyapıya sahip bir varlıktı. Bu açıklamalarla yetinmeyen ve insanvarlığının daha üstün, daha aşkın bir öze sahip olduğunu anlayan buaydınlardan bir kısmı 1882 yılında Londra’da Psişik AraştırmalarDerneği’ni kurdular (İngilizce kısaltılmışı SPR: Society for PsychicalResearch).

Dernek bazı bilim çevrelerince o kadar ilgi görüyordu ki gerekbaşkanları gerekse üyeleri tanınmış bilim adamlarıydılar. Başkanlararasında Nobel ödülü almış üç bilim adamı, bir başbakan ile çoğufizikçi ve filozoflardan oluşan çok sayıda profesörler bulunmaktaydı.Bir fikir vermesi açısından bu başkanların bazılarını belirtelim:Derneğin ilk başkanı felsefe profesörü Henry Sidgwick’tir. 1893 yılıbaşkanı, filozof ve bir dönem İngiltere devletinde başbakan olan ArthurBalfour’dur. 1894 yılı başkanı Amerikalı psikoloji ve felsefe profesörüünlü William James’tir. 1896 yılında derneğe başkanlık yapmış olan isimradyometrenin ve Crookes tüpünün bulucusu Thallium’un kaşifi SirWilliam Crookes’dir. 1901’de ünlü İngiliz fizikçi ve yazar Profesör SirOliver Lodge derneğe başkanlık yapmıştır. 1905’de Fransız fizyolog vetıp Profesörü Charles Richet, yine 1913’de Fransız filozofu NobelEdebiyat Ödülü sahibi ünlü Profesör Henri Bergson gibi ünlü isimlerdönem dönem derneğin başkanlığını yapmışlardır.

 

 

Burada isimleri aktarmaya devam etsek, liste uzayıp gidecektir.Anlatmaya çalıştığımız ruhsal araştırmalar alanında kurulmuş bu ilkdernek aslında hiç de önemsiz, küçük, kendi alanında araştırmalar yapanbir dernek değildi. Aksine gerek kurucuları gerek başkanları gerekseüyeleri o dönemin bilim ve düşünce tarihine isimlerini yazdırmışkimselerdi.

 

 

Bu aydın bilim adamları o dönemde tek bir noktada uzlaşıyorlardı: 19.yy. biliminin kendilerini içine sürüklediği mekanik kör düğümdençıkacak bir yol bulmak. İngiliz Psişik Araştırmalar Derneği üyeleri buamaçla insan varlığının duyular dışı yönlerini ve özellikle de psişikyeteneklerini inceleme yoluna gittiler. Konuyla ilgili yüzlerce vakatopladılar ve bunları hiçbir ayrıntıyı kaçırmadan objektif bir biçimdeincelediler. Bunun yanı sıra bu araştırmaları destekleyici birçokpsikolojik araştırmalar da yaptılar. Çoğunun yüksek dereceliçabalarından dolayı o günlerde açıklanamaz olarak görülen olaylar bugünbirçok ılımlı bilim adamı tarafından kabul edilmektedir. Ayrıcaaralarında Freud, Janet ve C.G. Jung’un da bulunduğu ilkpsikoterapistlerin çoğu Derneğin üyesiydi. Bu ünlü psikologlar dadernek çevresinde çok önemli ve faydalı çalışmalar vermişlerdir.Psikoanaliz ekolünün kurucusu Freud “eğer yaşamımı tekrarlayabilseydim,kendimi psikanaliz yerine parapsişik araştırmaya adardım” demiştir.Kendisinin telepatiyle ilgili görüşlerini bildirdiği “Psikanaliz veTelepati” başlıklı raporu birtakım bilim çevrelerinin baskısı nedeniyleancak ölümünden sonra yayınlanmış ve beklenildiği gibi pek yankı dauyandırmamıştır.

 

 

 

ASPR Ve Diğer Kuruluşlar

 

SPR’nin kuruluşundan birkaç yıl sonra 1885’te Amerikanın Bostoneyaletinde özellikle psikolog William James’in çabalarıyla parapsişikaraştırmalar yapmak üzere yeni bir dernek kuruldu. Bu derneğin adı daAmerikan Psişik Araştırmalar Derneğidir (ASPR: American Society forPsychical Research). Bu derneğin de üyeleri parapsikolojik, parapsişikya da paranormal diye adlandırılan her türlü olayı incelemek amacınıgüdüyordu.

SPR ve ASPR’yi örnek alan diğer Avrupa ülkeleri de birbiri ardına,psişik araştırmalara eğilmeye, dernekler kurmaya başladılar. Fransızlar1919’da ilk başkanlığını Dr. Charles Richet’in yaptığı UluslararasıMetapsişik Enstitüsü’nü kurdular. Bir Fizyoloji Profesörü olan Dr.Charles Richet aynı zamanda psişik deneylere istatistiksel yöntemi ilkkez uygulayan kişidir. İnsandaki normal psişik halleri aşıp geçenduyular dışı yetenekleri ifade etmek üzere metapsişik terimini ilk kezkullanan kişi Charles Richet’tir.

Kısa bir süre sonra Almanya, İtalya ve İskandinav ülkelerinde de benzeri kuruluşlar ortaya çıkmaya başlamıştır.

Ardından 1921 yılında Kopenhag’da ilk Uluslararası Psişik AraştırmaKonferansı toplanarak parapsikolojik araştırmalarda uluslararası birplatform oluşmaya başlamıştır. Bu yıllarda artık ülkeler, bu alandabirbirlerinden bilgi almaya başlar hale gelmişlerdir.

Araştırmacı Hereward Carrington’ın yayımladığı bir rapora göre 1930’akadar -öncü ülkelerin dernekleri dışında- şu ülkelerde psişik derneklerkurulmuş bulunuyordu: Avusturya, Rusya, İspanya, Portekiz, Hollanda,Belçika, İsviçre, Yunanistan, Polonya, İzlanda, Japonya, Meksika,Kanada, İrlanda, Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika, Hindistan, Çinve Arjantin. (Bu listeye, resmi olmayan kuruluşlar dahil edilmemiştir.)

 

Parapsikoloji Laboratuarda

 

Duke Üniversitesi Parapsikoloji Laboratuarı

 

1930’lu yıllara gelindiğinde parapsikoloji tarihinin altın sayfalıdönemlerine ulaşmış oluruz. O yıllarda bir biyolog olan Dr. JosephBanks Rhine Duke Üniversitesinde psişik yetenekleri incelemekmaksadıyla bir laboratuar kurmak ister. Bu o dönemde Üniversite içinçılgınca bir fikirdir. Fakat okulda görevli bu konuları inceleyen Prof.William Mc Dogell’ın da yardımıyla kaynak sağlanır ve 1932 yılında DukeÜniversitesi’nin Psikoloji fakültesinde bir laboratuar Rhine için teminedilir. Artık psişik yetenekler resmi bir kurumda, devletindedesteğiyle bilimsel disiplin altında incelenmeye başlamıştır.

 

Rhine ve Parapsikoloji Laboratuarındaki Çalışmaları

 

Rhine’ınbu laboratuardaki çalışmalarıyla parapsikoloji bilimsel temellereoturmuştur. Kuruluşundan bugüne kadar ruhsal yeteneklerin farklıtiplerinin ölçümüyle ilgili yöntemler bu laboratuarda geliştirilmiştir.Bu amaçla özellikle DDA’da kullanılan Zener kartları bulunmuştur. Geneistatistik yöntemler laboratuarda oldukça sık olarak kullanılmıştır.Prof. J. B. Rhine’ın 1965 yılında üniversiteden emekli olmasıyla bulaboratuar yine aynı kentteki İnsan Doğasını Araştırma Vakfı’na (FRNM)bağlı olarak hala çalışmalarını sürdürmektedir.

Tüm bu laboratuarçalışmalarının sonunda Dr. Rhine 1934 yılında Duyular Dışı Algılamalarisminde bir kitap yayınlayarak araştırma ve deneyleri sonucu insandaduyu dışı bir algılamanın olduğunu ve uzaktan maddeyi etkileyebildiğinitüm dünyaya duyurdu. Tabi bu durumun bilim dünyasında nasıl bir etkiyarattığını tahmin edebilirsiniz. Bu kitap konulara ilgili fakat bilimdünyasının kendisine yönelteceği eleştirilerden çekinen bilimadamlarını cesaretlendirmiş artık yeni yeni araştırmacılar ortayaçıkmaya başlamıştı. Bunun yanı sıra materyalist görüşü benimsemiş bir okadar bilim adamının da şiddetli saldırıları bir anda bu konu üzerineyoğunlaşmıştı. Eleştiriler her ne olursa olsun bu çalışmanın dünyayaduyurulmasıyla parapsikoloji bilim tarafından kabul edilmiş oluyordu.

 

 

 

 

İlginçtir ki Rhine’ın ardından yani 1960’lı yıllarda tüm Avrupa veAmerika’da parapsikoloji biliminde durgunluk dönemi yaşanmasına rağmenbu dönemde Rusya ve ona bağlı sosyalist ülkelerde bu dalda büyük birilerleme görüyoruz. Bunun sebebi batı dünyasının materyalist ekolleraltında kaba bilimsel yöntemler kullanması ve bu yöntemler sonucu çokbüyük ilerlemeler gösterememiş olması ayrıca Rusların oldukçamateryalist bir ülke olmasına rağmen bu konudaki çalışmalardasağlayacağı askeri ve siyasi üstünlüğü düşünerek daha pragmatikyöntemler kullanmasıdır.

 

 

 

 

Örneğin 1968 yılında yapılan uluslararası parapsikoloji kongresindeBatılılar hala istatistik ve ihtimal hesaplamalarını tartışırlarkenSovyetler delegeleri bütün duyular dışı algılama olaylarınınispatlanmış olduğundan bahsediyorlardı. Çünkü onlar Batılımeslektaşlarıyla aynı yöntemleri kullanmamışlardı. Parapsikolojikaraştırmaların istatistik ve ihtimal hesaplamalarıylaispatlanamayacağını çünkü bu tür olaylarda tekrarlanabilirliğin herzaman mümkün olmadığını biliyorlardı. Bu mantık ve yöntemlerle hareketeden Çekoslovakya, Romanya, Bulgaristan, Çin, Moğolistan gibi ülkelerdede parapsikoloji çalışmaları devlet desteğinde sürdürülmüş ve bir yığınolumlu sonuç elde edilmiştir.

Parapsikoloji bilimi kökenini, yaygın olarak “paranormal deneyimler”olarak adlandırılan kendiliğinden ortaya çıkan olaylardan almaktadır.Bu tür deneyimler hemen hemen tüm kültürlerin folklorunda anlatılagelmiştir ve genel olarak rapor edilenler birbirinin çok benzeridir.Chicago Üniversitesi Ulusal Düşünceyi Araştırma Merkezi tarafındanyapılan bir araştırma göstermiştir ki, Amerikalıların büyük birçoğunluğu hayatlarının herhangi bir döneminde, bir ya da birden fazla(herhangi türden) bir ruhsal deneyim geçirmiştir. Avrupa ve başkayerlerde yapılan benzeri araştırma ve anketlerle de benzeri sonuçlarelde edilmiştir.

 

 

 

 

Psişik olayların en yaygın tiplerinden birisi “DDA rüyaları” olarakadlandırılan rüyalardır ki, bu tür rüyalarda kişi rüyasında gerçekten oanda bulunduğu yerden uzakta olmakta olan bir olayı algılamaktadır veçoğunlukla da uykusundan uyanmaktadır. Kişinin rüyasında gördüğü olayhakkında uykuya dalmadan önce hiçbir bilgisi ve düşüncesi yoktur. Fakatrüyasını anlattıktan sonra yapılan incelemede doğruluğu ortayaçıkmaktadır. Bu tür rüyaları anneler oldukça fazla görmektedirler.

Örneğin, bir anne rüyasında, evden uzakta bir yerde trafik kazasıgeçiren çocuğunun durumunu (hem de ayrıntılarına varana kadar)görebilmektedir. Bunun biraz değişik bir tipi de gündüz (uyanık olarak)görülen rüyalar ya da algılamalardır. Örneğin, evden uzakta bulunan biranne birdenbire telaşlanarak eve gitmesi gerektiğini düşünür ve söyler.Gerçekten de evine geldiğinde çocuğunu kritik bir durumda bulur. Evegelene kadar da niçin eve gittiğini, böyle bir itilim içine nedengirdiğini bilemez ve açıklayamaz. Bu, anneye, söz konusu çeşitlikaynaklardan gelen sezgisel bilgidir ve anne bunu beş duyusu dışındayani DDA yeteneğiyle algılamıştır. Bu, annenin açıklayamadığı telepatikbir algılama olduğu gibi klervoyan (durugörür) ya da prekognitif biralgılama da olabilmektedir. Bunlar, DDA’nın kendiliğinden ortayaçıktığı zihinsel türdeki deneyimlerin en yaygın örneklerinioluşturmaktadır.

 

 

 

 

Spontan olarak (kendiliğinden) ortaya çıkan bu tür olaylar hemen hemenher toplum tarafından ciddiyetle ele alınmaktadır. Bu tür olaylarözellikle maji ve din alanında önemli yer tutmuştur. Fakat ne yazık ki,pozitif bilimin güçlenmesiyle, “realitede” ikna edici temellerdenyoksundur gerekçesiyle, bu tür olaylar göz ardı edilmeye başlanmıştır,en azından parapsikoloji biliminin ortaya çıkışına kadar.

 

PSİ ENERJİSİ

 

Parapsikoloji, bilim dalı olarak bu tarz konuları incelemiştir. İnsanınfizik yanını aşan hiperfizik yanını keşfetmektedir. Parapsikologlaryapılan deneme ve yanılmalar sonucunda insanın fizik bedeninin ötesindefizik olmayan bir yanının bulunması gerektiğini ortaya koymuşbulunuyorlar. Parapsişik yeteneklerin, çeşitli zamanlarda, çeşitliaraştırmacılar tarafından değişik isimlerle anılmış olan ve fizikkanunlarla açıklanamayan bir enerji alanı içinde gerçekleştiğidüşünülmüştür. Eski Çin’de buna hayat enerjisi anlamında chi veya ki,Hint’de ise Pruna, Çekoslavakya’da Psikotronik enerji ve günümüzparapsikolojisinde PSİ enerjisi adı verilmiştir. Bu hayat enerjisi heryerde mevcuttur ve her yanımızı sarmış durumdadır.

 

 

 

 

Psi enerjisi sadece beyne bağlı bir enerji değildir, bütünselvarlığımıza ait bir durumdur. İnsanın beyni dahil tümünden yayılan birenerjidir. Bu konu üzerinde araştırmalar devam etmektedir. Ancak psienerjisinin fizik kanunlara tabi olmadığı anlaşılmaktadır. Fizikkanunlar nasıl bizim bir parçamızı oluşturuyorlarsa bu aşkın kısmınızda bizim bir parçamızdır. Onu fizik olarak duyularımızla göremesek devarlığını hepimiz hissetmekteyiz. İnsanın sadece bedenden ibaretolmadığını, aşkın bir kısmının olması gerektiğini zaman zamanyaşıyoruz, sezinliyoruz. Biraz önce DDA konularında incelediğimiz gibipsi yeteneği zaman ve mekanla sınırlı değildir. Fizik ortamda zaman vemekan sınırlamalarımız vardır. Ancak bir durugörü medyomunun çevresiylesınırlı olması mümkün değildir. O, durugörü yeteneğiyle geçmişe degeleceğe de uzanabilir. Telepatide de kilometrelerce uzağa gidebilir veneler düşündüğünü bilebilir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

PARAPSİKOLOJİ’NİN STATÜSÜ ve GENEL GÖRÜNÜMÜ

 

Bualanda çalışanların genel tavırları parapsikolojinin statüsü hakkındabir fikir verebilir. Yukarıdan beri özetlenmeye çalışılanaraştırmaların ilk sonuçları yayınlanmaya başlandığı günlerde; konununaraştırmacıları, septiklerden, inanmayan1ardan ve özellikle klasikpsikoloji alanının tutucu mensuplarından eleştiri almışlardı. Bu, okadar yoğun bir şekilde gelişmişti ki, konunun araştırmacıları işi gücübırakarak eleştirilere muhatap olmaya çalışmışlardı. İşin kötüsü bueleştirilerin büyük bir kısmı yapıcı olmaktan çok uzaktı.

Aradan geçen yıllar septiklerin birazrahatlamasına, parapsikologların da daha dikkatli çalışmalarına zeminhazırladı. Aslında septikler saldıracak pek bir şey bulamamışlardıçünkü gerçekten de ortada PSİ diye bir şey vardı. Septiklerin busaldırıları konunun samimi araştırıcılarını birbirlerine daha çokyaklaştırmış, daha sağlıklı bir iletişim içine girmelerine nedenolmuştu. Bunun yanı sıra PSİ’nin gerçekten fiziksel bir şey olupolmadığı meselesi, her türden birçok kanıtın birikmesiyle halledilmişebenziyordu. Aynı zamanda, şimdi artık genel olarak anlaşılmıştır ki,PSİ süreci büyük ölçüde bilinçdışı bir şeydir. DDA süreci bilinçdışıbir düzeyde olup bittiğine göre, kişinin bunu kontrol etmesi de oldukçakısıtlıdır.

Son zamanlarda gözden kaçmayan başka bir husus da, bu alanın artıkaraştırmacılar tarafından profesyonel bir meslek olarak benimsenmeyebaşlanmış olmasıdır. İlk yıllarda araştırmacı esasen hangi meslektense,bu alana girerken mesleğiyle ilgili perspektifleri de beraberindegetiriyordu. Hatta bu nedenle PSİ’nin başka disiplinlere sokulmayaçalışıldığı da olmuştur. Bugün ise araştırmacılar konuyla doğrudanilgisi olmayan problemlere hiç aldırış etmiyorlar. Artık iş,araştırmacının karşısına gelen fenomenden bir kanıt çıkarma maharetinekalmış bulunuyor.

Şimdiparapsikolojinin içinde olduğu kadar, dışında da göze batar birdeğişiklik olagelmektedir. Artık bilimsel alandan konuya karşıyöneltilen peşin hükümler yerlerini deneysel sonuçların yaygın olarakanlaşılmasına bırakmaktadır. İnsanın kendi yapısıyla ilgili doğalmerakından dolayı, halkın araştırmalara karşı duyduğu yaygın ilgi, ilkgünlerden beri canlılığını muhafaza etmektedir. Bununla birlikte işinşarlatanlığı ve sahtekarlığı işin başından beri gözlerden kaçmamıştırBu, zaman zaman halkın büyük ölçüde yanılmasına neden olmuşsa da çokgeçmeden şarlatanla dürüst araştırmacı herkes tarafından ayırt edilirhale gelmiştir. Her alanda olduğu gibi parapsikoloji alanında da sözkonusu sahtekarlıklar, samimiyetle sürdürülen bilimsel araştırma vedeneylere gölge düşürmüşse de, halk tarafından çok geçmeden işin aslıanlaşılmıştır. Bu olumsuz etkinin başka bir sonucu da meslek seçimindegörülmüştür: Bu dalı meslek edinmek isteyen genç araştırmacılar sonundakararlarını değiştirmek, ilgilerini yan bir dal olarak sürdürmekzorunda kalmışlardır. Belki de, parapsikoloji alanında çok az sayıdakalifiye elemanın bulunmasının bir nedeni de budur...

Tüm bu gelişmelerin yanı sıra, şu ya da bu nedenle konuya karşı halkıngösterdiği güçlü merak, alanı daima canlı tutmuş ve yukarıda yer yerdeğinmeye çalıştığımız kritik dönemlerin hızla atlatılmasında önemlirol oynamıştır. Eğer bu olmasaydı, parapsikolojiyle ilgili deneysonuçlarının ilk yayınlandığı yıllarda bilimsel toplumdan gelenacımasız eleştirilerle bilim sahnesinden silinip gitmiş olabilirdi.

Artık günümüzde bilimsel nitelikli elemanların sıkıntısı çekilmiyor.Eskiye nazaran hiç değilse pek çoğu bugün alanla ilgili yayınlarıokumaktadır. Ayrıca okumanın ötesindeki bir aşamada gidebileceğiorganize kurslar ve üniversite düzeyinde eğitim programlarıbulunmaktadır. Bu sayının artacağı da ayrıca ümit edilmektedir.

Tüm bunların yanı sıra, parapsikolojide daha kat edilecek Uzunmesafeler, çözümlenecek çetin problemler bulunmaktadır. Bunlarınarasında PSİ’nin kontrol altına alınması, şartlarının araştırılması,sağlıklı süreçler için yöntem ve tekniklerin geliştirilmesi, psişikyeteneklerin kullanım alanlarının ortaya çıkması vs. sayılabilir. Genelparapsikolojinin araştırma alanına ayrıca fizyoloji, psikolojiktestler, istatistik, iletişim mühendisliği ve bilgisayar teknolojisi degirmektedir. Biyoloji ve psikolojiyle ilgili, bu alanlardan kaynaklanandaha birçok soru da daha sonraki araştırmalarda cevaplandırılmak üzerebir süre daha bekleyecektir: Örneğin, özellikle psikokinezideki enerjitransferinin ne olduğu konusu...

Yukarıdan beri söz konusu edilen bu sorunların artışı büyük ölçüdeonlara verilen önem ve takdir derecesine göre ortaya çıkacaktır. Bunaparalel olarak araştırmalara harcanan zaman ve enerji de buna uygun birşekilde gelişim gösterecektir.

 

PARAPSİKOLOJİK DENEYLERDE TEKRARLANABİLİRLİK

 

Parapsikoloji diğer bilim dallarında da olduğu gibi aynı deneyin tekraredilmesi üzerinde ısrarla durmaktadır. Bilim adamları deneylerin benzersonuçlar vermesi için gayret içindedirler. Oysa biliyoruz ki bizlersürekli değişim içinde olan varlıklarız. Hücrelerimizden tutalım dadüşünce yapımıza kadar her şeyimiz her an değişmektedir. Bir dakikaönceki ben bir dakika sonraki ben değilim. Sürekli yeni şeyleröğreniyorum ve değişiyorum. Kişiler zamanla değiştiği gibi kişilerarasındaki değişiklikler de söz konusudur. Yani herkesin doğal olarakfarklı bir yaşamı, farklı anıları, farklı zamanları, farklı psikolojikhaletleri mevcuttur, Tüm varlıklardaki bu değişime rağmen bilim aynıdoğrultuda deneyin aynı sonuçlar vermesini beklemektedir. Bu olabilecekbir şey midir? Sonra bilim dalı olarak kabul edilen sosyoloji,psikoloji gibi bilim dallarındaki olaylar da tekrar edilebilir olaylardeğillerdir.

Para psikoloji ve Felsefe (David Ray Griffin, Ruh ve Madde yayınları,1998) adlı kitaptaki bilgilere başvuracak olursak bilim sosyologu veparapsikolojinin en dürüst eleştirmenlerinden biri olan Marcello Truzzitekrarlanabilirlik ve parapsikoloji hakkında iki noktayı PaulAllison’dan bir alıntıyla belirtiyor:

“Kolaylıkla tekrarlanabilen bir deneyin keşfi, parapsikolojiyi sonsuzadek kurtarabilecekken, bunun yokluğu, bu alana karşı olanlarınyoğunluğunu izahta yetersiz kalmaktadır. Bu yoksunluk diğer alanların(yani psikoloji) bilimsel biçimde yasal olarak kabul edilmesinekesinlikle engel olmamıştır. Hayır, muhalefet; daha çokparapsikolojinin birbirine çok yakın iki özelliğinden kaynaklanıyorgibidir; temel bilimsel varsayımları tehdit edişinden ve kökenininokült ilişkisinden.”

Bu alıntıda aktarılan temel bilimsel varsayımları tehdit ediş vekökenin okült ilişkisi bilimin üzerinde durduğu iki konu olmaktadır. Bukonularda esneklik gösterilmediği için bir aşama kaydedilememektedir.Eğer böyle bir esneme söz konusu olsa bilimin oturduğu tüm temellerinsarsıntısı söz konusu olacaktır. Bilimin yepyeni bir yapı kazanmasıgerekecektir. Ancak rahatına alışmış, değişimden hoşlanmayan kişiler busarsıntılı değişimi göze alamamaktadır.

Bu konuda bilimin yeniden bir yapılanmaya ihtiyacı olduğu görülüyor. Bukonuda Noetik Bilimler Enstitüsü başkanı ve Uluslararası StanfordAraştırma Enstitüsü sosyal bilimler kürsüsü eski başkanı Willis Harman,böylesi bir kabulün hem bilimin hem de insan uygarlığının devamıaçısından yaşamsal bir önem taşıdığını aktarmaya çalışmaktadır. Dahası,bilimde temel yapılanmanın gerçekleşmemesinin şaşkınlığını yaşamakta veşunları söylemektedir:

”Çağlar boyu ve çeşitli kültürler arasında ortaya çıkmış her turdeneyim ya da fenomenin inkar edilemeyecek bir geçerliliğe sahipolduğunu niçin dikkate almıyoruz?

 

Deneysel Sonuçlar Ne Anlama Geliyor?

 

Günümüzde parapsikoloji araştırmasının önemi, PSİ’nin insan tabiatınınbir parçası olmasından kaynaklanmaktadır. Onun gündeme gelmesiyle,insan şimdiye kadar bilimsel disiplinlerin ona uygun gördükleri yerdendaha farklı bir yere oturtulmuş olmaktadır. PSİ sürecinin keşfine kadarhiçbir bilim dalı tarafından insan tabiatının fizik ötesi yanlarıortaya koyulmamıştır

İnsanın tabiatına tutulan bu ışığın önemi kolay kolay göz ardıedilemez. İnsanoğlu oldum olası kendi esas tabiatının maddeyle olanilişkisini merak ede gelmiştir. Çağlar boyunca benliğinde hissettiğifiziksel olmayan yanının gerçekliğini bilmek istemiştir. Bu gereksinimyaygın olarak hissedilmiş olmasına rağmen, parapsikolojinin yaptığıkadar hiçbir bilimsel yaklaşım bu doğrultuda hareket edememiştir. Şimdiönemli olan elde edilmiş bulunan bazı bulguların, varılan birtakımaşamaların felsefi tartışmalar düzeyinde bırakılmamasıdır. Aksinebunlar insanın gerçek tabiatının araştırılmasına yönelik ilk adımlarolarak kabul edilmelidir.

 

Parapsikolojinin Araştırma Alanına Giren Konular:

 

Bilim sahnesine çıkışından günümüze kadar parapsikoloji alanındanelerin araştırıldığı konusuna başta değinmiştik. Bunların yanı sıra,şimdiye kadar parapsikologların, parapsikoloji laboratuar vekuruluşlarındaki yetkililerin üzerinde daha çok durdukları araştırmakonuları şunlar olmuştur:

1. Parapsikolojinin tarihi,

2. Dünden bugüne spontan vakaların tarihçesi ve bunların sınıflandırılması,

3. Tekinsizlik olayları,

4. Ölümden sonra hayat,

5. Tekrardoğuş,

6. Beden dışı deneyimler,

7. Ölüme yakın deneyimler,

8. Ruhsal şifa ve kansız ameliyatlar,

9. Değiştirilmiş şuur halleri,

10. İnanç sistemleri ve dinlerde DDA (Antropolojik bulgular)

11. DDA uygulama alanları ve tarihçesi,

12. Derinlik psikolojisi ve PSİ (Bireysel süreç ve sezgisel işlevin PSİ fenomeniyle olan ilişkisi)

13. Ruhsal deneyimin psikolojisi (Medyomlar üzerinde ruhsaldeneyimlerin etkileri, ruhsal yeteneklerin geliştirilmesi teknikleri,ruhsal dengesizliklerden korunma teknikleri)

14. Algılama ve İletişim Açısından DDA,

15. Paranormal fotoğrafçılık (Düşünce fotoğrafçılığı, fantom fotoğrafları vs.)

16. Parapsikolojinin öteki (Özellikle Antropoloji, Biyoloji, Fizik, Felsefe, Din gibi) alanlarla bağlantıları.

 

 

Derleyen: Nusret Sefa Yılmaz

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.