Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

AÇILIM VE SONRASI!


ilker01

Önerilen İletiler

EVLATLARIMIZI GERİ VERİN

 

TAYYİP Erdoğan’ın başlattığı iddia edilen “Kürt açılımı”nın MGK’da destek bulması, şehit ailelerinin tepkisini çekti. Acılı anneler, ‘İçişleri Bakanlığı’nın sürdürdüğü çalışmaların devamının tavsiyesi’nin kabul edilemez olduğunu söyledi.

 

Mezarlıkta sert açıklama

EDİRNEKAPI Şehitliği’nde isyanını dile getiren Zeki Şanlı, oğlunun 14 yıl önce Şırnak’ta şehit düştüğünü anlatarak, “Bu açılım başkalarının dayatmasıyla yapılıyor. MGK’nın da desteklemesi üzücü” dedi.

 

 

Et yiyemiyoruz!...

ŞANLI, “Annesinin ve benim et yediğimizde boğazımız düğümleniyor. Çünkü benim şehit oğlum kuşbaşı eti ekmek arasına koyup yemeyi çok severdi” diye konuştu.

 

Sitem etti

ŞEHİT Anneleri Derneği Başkanı ve şehit annesi Pakize Akbaba ise MGK’daki komutanlara sitem etti. Akbaba, “Kusura bakmasınlar, o zaman bizim çocuklarımızı geri versinler” dedi.

 

Şehit Üsteğmen Mehmet Sarper Alus’un annesi Sevim Alus, “Biz bunca şehidi boşuna mı

verdik? 9 yıl önce burada kendimi yaktım ve ölümden döndüm” dedi.

 

Peki sormak istiyorum bu insanlar acısı elbette çok büyük ve onların acısı bizim acımızdır.Bu silahlı süreçte ölen herkes bizim insanımızdır peki bundan sonra yen insanların ölmememesi için daha iyi bir çözümleri varmı bu insanları kışkırtanların yoksa 25 yıldır olduğu gibi halen silahlı ve inkarcı mücadelede ısrarmı ediyorlar? Eğer cevap 2. şıksa bu saatten sonra inkar asla başarılı olamaz bunu anlamaları gerekir artık kürt halkı eskisi gibi cahil ve örgütsüz değil artık gerek türkiyede gerekse avrupada örgütlü ve kültürlü bir kürt halkı var ama kürt halkı asla savaşmaktan yana değil hele hele türk kardeşlerine karşı ondandırki barış sesi barış eli uzatılıyor çünkü bu durum Türkiyemize zarar veriyor...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Peki sormak istiyorum bu insanlar acısı elbette çok büyük ve onların acısı bizim acımızdır.Bu silahlı süreçte ölen herkes bizim insanımızdır peki bundan sonra yen insanların ölmememesi için daha iyi bir çözümleri varmı bu insanları kışkırtanların yoksa 25 yıldır olduğu gibi halen silahlı ve inkarcı mücadelede ısrarmı ediyorlar? Eğer cevap 2. şıksa bu saatten sonra inkar asla başarılı olamaz bunu anlamaları gerekir artık kürt halkı eskisi gibi cahil ve örgütsüz değil artık gerek türkiyede gerekse avrupada örgütlü ve kültürlü bir kürt halkı var ama kürt halkı asla savaşmaktan yana değil hele hele türk kardeşlerine karşı ondandırki barış sesi barış eli uzatılıyor çünkü bu durum Türkiyemize zarar veriyor...

 

Örgütlü...

Kimler tarafından ve hangi amaçla, kime ve neye karşı örgütlü?

Örgütlenmeleri ne kadar demokrat bir tavır içeriyor?

 

"Bilinçli" derken, kemikleşmiş Feodal Kürt Örgütlenmesinden kaynaklanan kültürel yapıyı "Kürtlük" olarak tanımlayan "Bilinçli!" kesimden mi söz ediyorsunuz yoksa?

 

"Türk Kardeşlerine" mi?

Pardon ama zaten kendileri de bu ülkenin vatandaşı olmakla birlikte "Türk" değiller mi?

Deseniz ki "Türkmen, Çerkez, Laz, vs kardeşlerine" diye;

O zaman çelişkisiz bulurum deyişinizi...

Ancak şu halde bölücü bir söylem içerisindesiniz ve kardeşlikten söz ediyorsunuz...

Tuhaf...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

"Türk Kardeşlerine" mi?

Pardon ama zaten kendileri de bu ülkenin vatandaşı olmakla birlikte "Türk" değiller mi?

Deseniz ki "Türkmen, Çerkez, Laz, vs kardeşlerine" diye;

O zaman çelişkisiz bulurum deyişinizi...

Ancak şu halde bölücü bir söylem içerisindesiniz ve kardeşlikten söz ediyorsunuz...

Tuhaf...

[/b][/size][/font]

Kür'dün Kürt oldugunu, Cerkez'in Cerkez oldugunu, Türk'ün Türk oldugunu, Laz'in Laz oldugunu, ...... söylemek ne zamandan beri kardeslige aykiri ve bölücü söylem oluyormus? Bu insanlarin bazilari Türkiye'de yasadiklari icin Türk vatandasi olabildigi gibi, mesela Almanya'da yasayipta vatandasi olanlarda aynen Alman vatandasidirlar. Türk her yerde Türktür, Laz'da lazdir, Kürt'te Kürttür hangi ülkenin vatandasi olursa olsunlar o insanlarin etnik kökeni yok saymaz.

Sizin herkesi zorla Türk ilan etmeniz kardeslikten yana degil ve bir o kadarda tuhaf.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Örgütlü...

Kimler tarafından ve hangi amaçla, kime ve neye karşı örgütlü?

Örgütlenmeleri ne kadar demokrat bir tavır içeriyor?

 

"Bilinçli" derken, kemikleşmiş Feodal Kürt Örgütlenmesinden kaynaklanan kültürel yapıyı "Kürtlük" olarak tanımlayan "Bilinçli!" kesimden mi söz ediyorsunuz yoksa?

 

"Türk Kardeşlerine" mi?

Pardon ama zaten kendileri de bu ülkenin vatandaşı olmakla birlikte "Türk" değiller mi?

Deseniz ki "Türkmen, Çerkez, Laz, vs kardeşlerine" diye;

O zaman çelişkisiz bulurum deyişinizi...

Ancak şu halde bölücü bir söylem içerisindesiniz ve kardeşlikten söz ediyorsunuz...

Tuhaf...

Örgütlü evet kendilerini dillerini kültürlerini asimile etmeye çalışanlara karşı.

ikini kısma gelirsek evet bu ülkenin vatandaşı bu insanlar ve adlarına anayasa gereği şu anda türk denmekte ama onlar türk olmadıklarının bilincini asla yitirmeden kürdüm diyen insanlardırlar bunuda unutmamak gerekir.Almanyadaki,Bulgaristandaki Türklerle ilgili bişey oldumu burdan kızılca kıyamet koparılıyor ama İş Türkiyedeki kürtler olunca değişiyo herkes.

siz Sizden farklı düşünen herkesi bölücü ilan ederek susturabileceğinizi sanıyorsunuz Yok gülüm Yok geçti Odevirler...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kür'dün Kürt oldugunu, Cerkez'in Cerkez oldugunu, Türk'ün Türk oldugunu, Laz'in Laz oldugunu, ...... söylemek ne zamandan beri kardeslige aykiri ve bölücü söylem oluyormus? Bu insanlarin bazilari Türkiye'de yasadiklari icin Türk vatandasi olabildigi gibi, mesela Almanya'da yasayipta vatandasi olanlarda aynen Alman vatandasidirlar. Türk her yerde Türktür, Laz'da lazdir, Kürt'te Kürttür hangi ülkenin vatandasi olursa olsunlar o insanlarin etnik kökeni yok saymaz.

Sizin herkesi zorla Türk ilan etmeniz kardeslikten yana degil ve bir o kadarda tuhaf.

Anlattıklarımı hala kavrayamıyor olmanız benim sorunum değil.

 

Örgütlü evet kendilerini dillerini kültürlerini asimile etmeye çalışanlara karşı.

ikinikısma gelirsek evet bu ülkenin vatandaşı bu insanlar ve adlarınaanayasa gereği şu anda türk denmekte ama onlar türk olmadıklarınınbilincini asla yitirmeden kürdüm diyen insanlardırlar bunuda unutmamakgerekir.Almanyadaki,Bulgaristandaki Türklerle ilgili bişey oldumuburdan kızılca kıyamet koparılıyor ama İş Türkiyedeki kürtler oluncadeğişiyo herkes.

siz Sizden farklı düşünen herkesi bölücü ilan ederek susturabileceğinizi sanıyorsunuz Yok gülüm Yok geçti Odevirler...

 

Al işte, yine aynı tavır...

Sanki biz Türkiye'nin, Türkiye dışında yaşayan Kürtleri de savunmaması gerektiğini söyledik!

Bilader, Türkiye'de, Musul ve Kerkük'te yaşayandan daha fazla Kürt yaşamaktadır;

Kuzay Iraklı Kürtler, 1990da ilk önce Türkiye'ye sığınmışlardır...

 

Türkiye'de Kafkaslarda yaşayanlardan belki de daha fazla Çerkez ve Kafkaslı vatandaş vardır...

Türkiye'de Arnavutlukta yaşayanlar kadar Arnavut,

Bosna-Hersek'te yaşanlar kadar Boşnak,

Bulgaristanda yaşanlardan daha çok Pomak vardır...

 

Bulgaristandaki Türkiye ile bağı olan ve Türkiyenin tarihsel sorumluluğunda bulunan bir topluluk olumsuzluklar yaşıyorsa

Türkiye elbette ki onlara sahip çıkacak ve kızılca kıyameti koparacaktır...

Bunun neyini yadırgıyorsunuz?

 

Ancak Türkiye aynı tavrı Kuzey Iraktaki Kürtler için de, başka ülkelerde yaşayan Kürt kökenli Türk vatandaşları için de göstermek zorundadır;

Çünkü Kuzey Iraktaki Kürtler üzerinde de Tarihsel sorumlulukları vardır...

Kuzey Iraktaki Kürtlerin de Türkiye üzerinde sorumlulukları vardır...

 

Ancak şunu düşünmek lazım:

Kuzay Iraklı Aşiret Reisleri ve Türkiye dışında yaşayan Kürt Kökenli Türk vatandaşları, Türkiye'ye nasıl bakmaktadırlar?

Ucundan köşesinden toprak kazanılması gereken bir devlet olarak mı görmektedirler?

Yoksa Tarihsel bağları ve sorumlulukları, ortak geçmiş ve gelecekleri olan bir devlet olarak mı?

 

Sizin pek tabi kendinizi bu devletin tarihsel ve Ulusal bir parçası olarak görmediğiniz bellidir...

Sizin gibilerin de öyle bakmadıkları bellidir...

Peki devletten daha ne sorumluluğu bekliyorsunuz;

Henüz Ulusallık ve Vatandaşlık bilincinizi geliştirememişken siz..?

 

Her sorumluluğu Türkiye Cumhuriyetine atmakta çok yeteneklisiniz;

Ama ne yazıki olay ve olguları tarihsel bütünlüğü içerisinde ele almaktan yoksunsunuz...

O yüzden tahlillerinizin değerli olmadığı kanısındayım;

Kusura bakmayın...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ortada bir sorun var ve biz ne ad koyarsak koyalım sorun tüm açıklığıyla karşımızda durur.

Açılım adı altında ülkeyi yeni çıkmazlara sürüklemek doğru olmaz, bu yüzden her kesim çözüm sürecine katılmalıdır; ama ne yazık ki AKP'nin tabanındaki milliyetçi kesimi kaybetme pahasına girdiği işi değerlendirip oy toplamaya soyunanlar ya da "emirlerin ne yönde olacağını" bekleyenler var. Bir de samimi olarak korkan, sorumluluk almak istemeyenler tabii ki.

Şartlar çözüme uygun görülüyor; Irak'taki gelişmeler olsun Türkiye'de ergenekon süreciyle gelişen "örtüleri kaldırma" bilinci olsun çözümü destekleyen öğeler. Ancak ben hala halkın Kürt olmayan kesiminde mevcut durumu değiştirebilecek kararlılıkta bir irade göremiyorum.

Yani anlamsız açılımlardan ve anlamsız kapanmalardan kaçınmak gerekir.

Bir de şu var; mesela bir yerde yerleşim yerinin adı Kürtçe değiştirildi. Sorarlar adama "Kürtçe bilmeyen o kadar insan bu yerleşim yerini nasıl bulacak?". Bu kadar aşırı yöntemle sorun çözülemez bence; nasıl ki turistik yerlerin adı İngilizce parantez içinde gösterilir ya da nasıl ki Türkçe adı olan eski antik dönem kalıntılarının orijinal adı da yer alır; bunun gibi parantez içinde ikinci isim olarak yöre insanın kullandığı isim yer alabilir.

Bu bir örnektir.

Umarım çözülür mesele.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şöyle bir tarihsel sürece bakalım mı?...

 

  • Süleyman Demirel Diyarbakır’a gidiyor, “Kürt realitesini tanıyoruz” diyor. Kürtler arasında büyük bir sevinç dalgası yayılıyor. Arkasından 2400 köy yakılarak boşaltılıyor.
  • Tansu Çiller, “Nevruz Bayram olacak” diyor, hemen sonrasında en kanlı Nevruz kutlamaları yaşanıyor.
  • Mesut Yılmaz, “Avrupa Birliği’nin yolu Diyarbakır’dan geçer” diyor, arkasından kentten tanklar geçiyor.
  • Tayyip Erdoğan “Kürt Meselesi benim meselemdir” diyor, arkasından Şemdinli havaya uçuruluyor, uçuranlar kuş olup uçuyorlar, soruşturanlar mesleklerinden men ediliyorlar.
  • En sonunda Genelkurmay Başkanı çıkıp bir akademisyen üslubu içinde Kürt sorununa yaklaşıyor, aynı anda Kürtlere karşı resmi taarruz başlatılıyor.

Bu toplumu bu kadar yoran bir zihniyet karşısında açıkçası miğdem bulanıyor...

 

Soru...

A)Açılımı destekleyenler.

B)Açılıma karşı olanlar.

Bu iki kesimin tek ortak noktası var, her iki grup da Kürt Açılımı hakkında ayrıntılı bilgiye sahip değiller sanki...

Peki sormazlarmı...

Toplum Demokrasinin neresindeyiz...

(Belkide açılımın tek faydası bu "DEMOKRASİ İSTİYORUZ"u öğrenmek...)

 

Saygılar...

DİPNOT...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şöyle bir tarihsel sürece bakalım mı?...

 

  • Süleyman Demirel Diyarbakır’a gidiyor, “Kürt realitesini tanıyoruz” diyor. Kürtler arasında büyük bir sevinç dalgası yayılıyor. Arkasından 2400 köy yakılarak boşaltılıyor.
  • Tansu Çiller, “Nevruz Bayram olacak” diyor, hemen sonrasında en kanlı Nevruz kutlamaları yaşanıyor.
  • Mesut Yılmaz, “Avrupa Birliği’nin yolu Diyarbakır’dan geçer” diyor, arkasından kentten tanklar geçiyor.
  • Tayyip Erdoğan “Kürt Meselesi benim meselemdir” diyor, arkasından Şemdinli havaya uçuruluyor, uçuranlar kuş olup uçuyorlar, soruşturanlar mesleklerinden men ediliyorlar.
  • En sonunda Genelkurmay Başkanı çıkıp bir akademisyen üslubu içinde Kürt sorununa yaklaşıyor, aynı anda Kürtlere karşı resmi taarruz başlatılıyor.

Bu toplumu bu kadar yoran bir zihniyet karşısında açıkçası miğdem bulanıyor...

 

Soru...

A)Açılımı destekleyenler.

B)Açılıma karşı olanlar.

Bu iki kesimin tek ortak noktası var, her iki grup da Kürt Açılımı hakkında ayrıntılı bilgiye sahip değiller sanki...

Peki sormazlarmı...

Toplum Demokrasinin neresindeyiz...

(Belkide açılımın tek faydası bu "DEMOKRASİ İSTİYORUZ"u öğrenmek...)

 

Saygılar...

DİPNOT...

Izninizle bir de CHP nin Kürt raporunu hazirlattiktan sonra insanlarin sevincini kursaklarinda birakip sonunda en keskin Kürt karsiti olan bir odak haline gelisinide eklemek isterim ve acilimin icerigini bilmesekte ( icerigini ne hükümet acikliyor ne de muhalefet partileri dinleyipte bizlere aktariyor )ehr acilimda oldugu gibi genel beklenti olarak savasin durmasi, sorunun baris iinde cözümlenmesi ve Kürt vatandaslarin kültürel haklarinin temin edilmesi.

 

Diegr taraftan sahsi düsüncem, bu aciliminda sonu fos cikacagi, aldatmacayi asamayacagi kanisindayim. Umarim yanilirim ve yanilirsam da cok mutlu olurum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kürt açılımı kimin projesi?

 

6 Nisan 2009:

Cumhurbaşkanı Abdullah Gülíün resmi konuğu olarak Ankaraíya gelen ABD Başkanı Barack Obama, Meclisíte temsil edilen siyasi parti liderleriyle, bu arada DTP Genel Başkanı Ahmet Türkíle de görüştü.

 

7 Nisan 2009:

Obama, Türkiye ziyaretini tamamladıktan sonra, programında olmadığı halde, sürpriz şekilde Irakía gitti.

 

8 Mayıs 2009:

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: ìİster terör, ister Güneydoğu, ister Kürt meselesi deyin, bu Türkiye’nin birinci sorunudur. Halledilmesi lazımdır.”

 

14 Mayıs 2009:

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: “Kürt sorununun çözümünde tarihi fırsat yakalanmıştır.”

 

17 Temmuz 2009:

Abdullah Öcalan: “Yeni yol haritasını 15 Ağustosíta açıklayacağım.”

 

21 Temmuz 2009:

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: “İster íKürt sorunuí deyin, ister íGüneydoğu sorunuí deyin, isterse yine son olarak adlandırılan íKürt açılımıí diyelim, ne dersek diyelim, bunun üzerinde bir çalışmayı başlattık.”

 

26 Temmuz 2009:

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: “Türkiye için güzel şeyler olacak.”

 

26 Temmuz 2009:

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: “Türkiye sorunlarını kendi iradesiyle çözmelidir.”

 

27 Temmuz 2009:

Türkiye-ABD-Irak arasındaki üçlü mekanizma Ankaraída toplandı.

 

5 Ağustos 2009:

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, PKKíya terör örgütü demediği için randevu isteklerini kabul etmediği DTP Genel Başkanı Ahmet Türkíle Meclisíteki çalışma odasında görüştü.

 

6 Ağustos 2009:

DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, ABDínin Ankara Büyükelçisi James Jeffrey ile Ankara Reşit Galip Caddesiíndeki Kebapistanída buluştu.

 

6 Ağustos 2009:

DTP, Brükselíden sonra Washingtonída da temsilcilik açmaya karar verdi.

 

8 Ağustos 2009:

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Konuyu netleştirmek ve bir yol haritasını açıklamak üzere son hazırlıklarımızı yapıyoruz” dedi.

 

Vatandaşın hala bu akepeye inanabiliyor olması akıl alır gibi değil..

Kadersiz Türkiye’nin kaderini belirleyen zihniyet bugün iktidarda ve gördüklerimizi inkar ediyor..

 

Saygılar

...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kadersiz Türkiye’nin kaderini belirleyen zihniyet bugün iktidarda ve gördüklerimizi inkar ediyor..

"Kadersiz Türkiye'nin" kaderini gecmiste ve günümüzde birbirlerinden fazla farki olmayan gerici, irkci, fasizan ve anti-demokratik düsünceye sahip zihniyetler yönetti ve yönetiyor. Bu zihniyetler sayesinde ülkede terörö ezelden beri var ve bitmek yerine gün gectikce cig gibi büyüyor.

 

Gördüklerimizi inkar eden malesef sadece AKP degil, tüm siyasiler, partiler ve gecmisteki hükümetler. Ama malesef aramizda bazilarimiz sadece isimize geleni görüyoruz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Kadersiz Türkiye'nin" kaderini gecmiste ve günümüzde birbirlerinden fazla farki olmayan gerici, irkci, fasizan ve anti-demokratik düsünceye sahip zihniyetler yönetti ve yönetiyor. Bu zihniyetler sayesinde ülkede terörö ezelden beri var ve bitmek yerine gün gectikce cig gibi büyüyor.

 

Gördüklerimizi inkar eden malesef sadece AKP degil, tüm siyasiler, partiler ve gecmisteki hükümetler. Ama malesef aramizda bazilarimiz sadece isimize geleni görüyoruz.

Sizin Demokrasi anlayışınıza hayran kalıyorum sevgili Dünya hepimizin.!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sizin Demokrasi anlayışınıza hayran kalıyorum sevgili Dünya hepimizin.!

Sayin kaplan-200, yorumumun DEMOKRASI anlayisiala ne alakasi varda hayret kaliyorsunuz? Gecmiste ve günümüzde Türkiye'yi yöneten zihniyeti tarif etmisim, demokarsi tarifi degil. Herhalde karistirdiniz baska bir yorumla.

 

Benim yorumuma katilrsiniz veya katilmazsiniz, o sizin görüsnüz. Katimiyorsaniz yanlisimizi gösteririsiniz ve dogru tanimlarsiniz bizde sayenizde dogrulari görmüs oluruz. Karsi fikir üretmeden hayran kalmaniz cok saglikli bir yaklasim degil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin kaplan-200, yorumumun DEMOKRASI anlayisiala ne alakasi varda hayret kaliyorsunuz? Gecmiste ve günümüzde Türkiye'yi yöneten zihniyeti tarif etmisim, demokarsi tarifi degil. Herhalde karistirdiniz baska bir yorumla.

 

Benim yorumuma katilrsiniz veya katilmazsiniz, o sizin görüsnüz. Katimiyorsaniz yanlisimizi gösteririsiniz ve dogru tanimlarsiniz bizde sayenizde dogrulari görmüs oluruz. Karsi fikir üretmeden hayran kalmaniz cok saglikli bir yaklasim degil.

Yanlız bu konu ile ilgili değil Sevgili dünyahepimizin, gerçekten bazan sizin kadar demokrat sizin kadar çağdaş olabilsem diyorum.

Her konuya sizin gibi iyi niyetle yaklaşsam diyorum, ama olmuyor...ben her zaman olayların kötü olabileceğini düşünüyorum.

Bir teröristin insan olabileciğine ihtimal bile veremezken siz onların kendine göre şehitolabileceğini düşünüyorsunuz.

Çok iyi niyetlisiniz.

Ben sizin kadar iyi niyetli olamıyorum,bana göre bir terörist parazittende ötedir.Bırkaın onun şehit olmasını insan olmasını bile kabullenemiyorum.

Biliyorum bu konuda çok kötüyüm ama ne yapayım elimde değil.

O nedenle sizin gibi demokrat,ilerici ve çağdaş olmak istemişimdir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yanlız bu konu ile ilgili değil Sevgili dünyahepimizin, gerçekten bazan sizin kadar demokrat sizin kadar çağdaş olabilsem diyorum.

Her konuya sizin gibi iyi niyetle yaklaşsam diyorum, ama olmuyor...ben her zaman olayların kötü olabileceğini düşünüyorum.

Bir teröristin insan olabileciğine ihtimal bile veremezken siz onların kendine göre şehitolabileceğini düşünüyorsunuz.

Çok iyi niyetlisiniz.

Ben sizin kadar iyi niyetli olamıyorum,bana göre bir terörist parazittende ötedir.Bırkaın onun şehit olmasını insan olmasını bile kabullenemiyorum.

Biliyorum bu konuda çok kötüyüm ama ne yapayım elimde değil.

O nedenle sizin gibi demokrat,ilerici ve çağdaş olmak istemişimdir.

Sayin kaplan-200 benim buradaki yorumum iyi niyet yaklasimiyla alakasi yok. Siz benim yorumumu ne yazikki cogu zaman oldugu gibi tam okumamissiniz veya ön yargi ile nasilolsa "benim fikrime ters düsecek bir yorumdur ve dolayisiyla yanlistir" mantigiyla yaklasmissiniz. Ben her ölen icin sehittir demedim, sadece her ölenin kendi davasi ugruna savas verdigi anlamda sehit olarak görülür demisim. Mesela sizin icin Catli sehittir ama benim icin mafya ve cete mensubu olarak ölmüstür. Benim icin Deniz Gezmis bir devrim sehididir ama sizin icin devletine silah kaldiran bir teröröüsttür, yani baktiginiz pencereye bagli. Bizim icin PKK mensuplarinin ölmesi ne kadar terörüst ölüm ise, PKK ve sempatizanlari icin de ölenler savastiklari davanin sehididir. Bunlari söylemek illada herkesi sehit olarak görmek anlamina gelmez, ama tabiiki illada degisik anlamak istersek o baska.

 

Iyi niyetli olamiyorsaniz yapacagimiz hic bir sey yok.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Sadece yanlış bilgilere katılmama gibi katı bir huyum var" baskalari icinde gecerli. Umarim bunun bilincindesinizdir.

Şu sorularıma yanıt verseniz daha iyi olmaz mı?

 

Örgütlü evet kendilerini dillerini kültürlerini asimile etmeye çalışanlara karşı.

ikinikısma gelirsek evet bu ülkenin vatandaşı bu insanlar ve adlarınaanayasa gereği şu anda türk denmekte ama onlar türk olmadıklarınınbilincini asla yitirmeden kürdüm diyen insanlardırlar bunuda unutmamakgerekir.Almanyadaki,Bulgaristandaki Türklerle ilgili bişey oldumuburdan kızılca kıyamet koparılıyor ama İş Türkiyedeki kürtler oluncadeğişiyo herkes.

siz Sizden farklı düşünen herkesi bölücü ilan ederek susturabileceğinizi sanıyorsunuz Yok gülüm Yok geçti Odevirler...

 

Bakın din Show Tv'de Yunanistan'ın "Kos" adasında yaşayan Türk kökenli Yunanlıları (Yunan Vatandaşlarını) gösterdiler.

Kimisi Rodos'tan kimisi de başka adadan gelmiş...

Kimisi de hep oradaymış...

 

Röportajda haberci, röportaj yaptığı kişinin kökenini soruyor ve şöyle yanıt alıyor:

"Türk asıllıyız biz, Yunan vatandaşıyız..."

 

Bakın:

"Yunanistan vatandaşıyız" demiyor...

Çünkü artık "Yunan" kavramı, Yunanistan'da bir "Ulus Kimliği" olarak kendisini gerçekleştirmiştir.

Örneğin ben Kıbrıs'ta askerlik yaptım ve Kıbrıslı Rumlar ile Yunanistanlı Yunanlılar bir ve aynı değildirler.

 

Bulgaristan'dan göçen göçmen yengelerim var ve soruyorum;

Akrabaları kendilerini "Bulgar vatandaşı" yani "Türk asıllı Bulgar" olarak tanımlıyorlar...

Makedonya'da da öyle örneğin...

 

Ve bu tarihsel olarak Osmanlının, Türkmenlere yaptığı en büyük iyilik...

Eğer Osmanlı, zamanında Türk Beyliklerinin o katı beylik yapısını parçalamasaydı,

Türkmenler belki de Kürtler gibi hala İlkel Aşiret yapısını, aynen savunuyor ve koruyor olabileceklerdi...

Ama öyle olmadı...

Osmanlı, Kürtlerin aşiret yapısını korumayı ve Türkmenlerin aşiret/beylik yapısını çözmeyi ve parçalamayı

Kendi çıkarları açısından daha uygun buldu...

Ve yaptı...

Yüzlerce yıl Kürtlerin aşiret yapısı "zamana ve çağa" karşın korunurken,

Türkmenlerinki dağıtıldı...

Bu, onlarda, toplumsal olarak "Uyum"a açık bir kültür geliştirdi...

Beylerini adeta Tanrı'nın Gölgesi olarak gören anlayış silindi gitti...

Yönetim ve toplumsal bağ anlayışı açısından değiştiler ama hep Türkmen kaldılar...

Ve bu sayede Modern kavramlara açık hale geldiler...

 

Almanya'daki Türk asıllı Almanlar da farklı değil...

Alman Vatandaşılar...

Bu benim için sorun değil, benim kaygım da değil...

Onlar sorun yaşadıklarında, eğer insani değerleri yok ediliyorsa;

Onlar hakkında savunu yapmam için onların "Türk asıllı" olup olmamaları değildir kıstasım...

Onların, birer insan olarak haklarının yeniyor olmasıdır...

Hangi Etnik-Kökenden geldikleri önemli değil...

 

Ama oradaki Türkler, Almanya devletini yıkmak amaçlı bir örgütlenme, ideoloji geliştiriyorlarsa

Ben elbette ki buna dahil olmam ve desteklemem...

 

Kısaca:

 

"Kürtler neden hala Aşiret yapısına sıkı sıkıya bağlıdır?"ın toplumsal yanıtı buradadır...

 

"Kürtlük neden Ulusal bir tanımlama olamaz?"ın yanıtı buradadır...

 

"Kürtler Ulusallaşmaya karşı çıkarken (örnekleri forumda fazlasıyla var) Türkmenler niçin karşı çıkmamışlardır?"ın yanıtı da buradadır...

 

Türkmenlerin gösterdikleri bu uyumu, Türkiye'ye başka bölgelerden göçen ve geldikleri bölgelerdeki toplumsal yapıları doğal olarak değişen etnisiteler de göstermiştir;

Yani Türkmenlere özgü birşey değildir...

Bu, Ulusallaşma sürecini yaşayabilmekle ve İlkel Ortaçağ Feodal/Aşiret yapısından sıyrılabilmekle ilgilidir...

 

Bugün "Türk" adı bir "Ulus" adı olarak kendisini gerçekleştirmiştir;

Çünkü bunu gerçekleştirebileceği bir geçmişe sahiptir...

 

"Kürt" adı ise en azından bir kaç yüzyıl daha sadece ve sadece Etnik bir kökeni tanımlamaktan daha öteye gidemeyecek

Ve "Türk" adının büründüğü anlama bürünemeyecektir...

 

Bu herşeyden önce bir Kültür sorunudur...

Kürtlerin öncelikle "İlkel Aşiret örgütlenmesi"nden vazgeçememesi sorunudur...

Kimi Kürtlerin de "Ya hu madem Aşiret yapısı gerçekten ilkel; ben Kürtlerin Aşiret yapısını reddediyorum ama inat değil mi; Türk adı nasıl olur da Ulus adı olarak kendisini gerçekleştirir? Kürt örgütlenmesini kabul etmiyorsam; Türk Ulusal yapısını da kabul etmiyorum!" inatlaşmasından ve kompleksindeni alınganlığından başka birşey değildir...

 

Haa, insanları "Bölücü" diyerek susturabileceğimizi sanıp sanmamamız konusuna gelince:

Elbette ki kimseyi susturabileceğimi sanmıyorum...

Ama birisi ya bölücüdür ya da değildir...

Bir konu hakkında ya yeterince bilgiye sahiptir ve söylemlerini bilgi üzerine temellendirmiştir;

Ya da boş ve kuru lafazanlıktan öte gidememiştir...

 

Tarihsel olarak kendisini modern anlamda gerçekleştirmiş bir Ulusal Kimliği ya kabul edebiliyordur;

Ya da ait olduğu ilkel kabile ve aşiret yapısının çürüklüğünü sindiremeyip,

Sırf bu sindiremezlikten dolayı bir Ulusal Kimliğe hınç besleyip, onu reddediyordur...

 

Bugün sizin "Kürt Sorunu" olarak adlandırdığınız bir olgu varsa Türkiye'de

Bu sorunun temellerini, 21nci yüzyıla ayak uyduramayan toplumsal yapılanmaya sahip Aşiretlerde aramanız en mantıklısıdır...

O yapıyı çökertmesine izin verilmeyen devlet de hata yapmıştır elbette;

Ancak o yapı çözüldüğünde sorunların büyük çoğunluğu hallolacaktır...

 

Hakkari'den Diyarbakır'a kadar Aşiret önde gelenlerinin altında 4x4'lerin olması,

Son model cep telefonlarını kullanıyor olmaları;

Onları çağdaş yapmaz...

Bu, "semer vurma" meselesine benzer...

 

Yazdıklarım açık ve nettir...

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Anlattıklarımı hala kavrayamıyor olmanız benim sorunum değil.

.

.

.

Saygılarımla...

 

 

İşte yine Başladık ben öyle bişey idda etmedim ülkemizdeki kürtlerden bahsediyorum örneğin yunanistanda yada bulgaristanda bir Türk Milletvekili seçilince bir sevinç havası alıyor ortalığı türkler seçti deniyor ne kadarda güzel bişey ama türkiyedeki kürtler birilerini seçip meclise yolladığında ve bu insanlar Kendilerini seçen milyonlarca insanın görüşlerini ortaya koyunca kıyamet kopuyor yalanmı?

Almanyada isteyen Türkçe eğitim alabiliyor ve hatta bazı resmi kurumlarda Türkçe Hizmet verilmeside gündeme geldi (gerçekleştimi bilmiyorum)bu haber günlerce manşetlerden inmedi sevindirici bir durum olduğu söylendi ama aynı şeyleri Türkiyede Kürtler talep edince bunun adı bölücülük oluyor benim demek istediğim buydu lütfen çarpıtmayın...

 

saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İşte yine Başladık ben öyle bişey idda etmedim ülkemizdeki kürtlerden bahsediyorum örneğin yunanistanda yada bulgaristanda bir Türk Milletvekili seçilince bir sevinç havası alıyor ortalığı türkler seçti deniyor ne kadarda güzel bişey ama türkiyedeki kürtler birilerini seçip meclise yolladığında ve bu insanlar Kendilerini seçen milyonlarca insanın görüşlerini ortaya koyunca kıyamet kopuyor yalanmı?

Almanyada isteyen Türkçe eğitim alabiliyor ve hatta bazı resmi kurumlarda Türkçe Hizmet verilmeside gündeme geldi (gerçekleştimi bilmiyorum)bu haber günlerce manşetlerden inmedi sevindirici bir durum olduğu söylendi ama aynı şeyleri Türkiyede Kürtler talep edince bunun adı bölücülük oluyor benim demek istediğim buydu lütfen çarpıtmayın...

 

saygılarımla...

 

Biji...

Bir insanın kendi dilini öğrenmesi, geliştirmesi, çocuklarına öğretmesi ve kalıcı kılması onun en büyük hakkıdır...

Önemli olan bu hakka nasıl sahip çıktığınız,

Bu hakkı nasıl tanımladığınızdır...

 

Etnik-Kökeninize dayanarak mı meşru kılmaya çabalıyorsunuz?

Yoksa dilinizi geliştirmenin İnsani ve Medeni vatandaşlık hakkınız olduğunu benimseyerek mi?

 

Ancak Üniter devletler, resmi dil olarak tek bir dili seçerler ve o dil üzerinden resmi bir yapılanma gerçekleştirirler.

Türkiye'de Türkçedir bu dil...

Çünkü Anadolu'da Ulusal Kimlik bunun üzerinden tanımlanmıştır.

 

Türkiye Cumhuriyeti Kürtçe'nin gelişimini kasıtlı olarak engelleyici uygulamalar mı yapmıştır?

Haksızdır elbette...

 

Türkiye Cumhuriyeti Kürtçe'nin konuşulmasını mı yasaklamıştır?

Haksızdır elbette...

 

Ama Devlet hiçbir Etnik-Kökenin dilini geliştirmek gibi bir kaygıda olamaz.

Bunu yapmak, o Etnik-Kökenin bireylerine ait bir görevdir.

Devlet, Evrensel Kültür faaliyetleri çerçevesinde destekleyebilir ama bire bir sorumluluk alamaz...

Bu konuda Türkiye'nin eksiklikleri elbette ki fazla;

Ve bu yüzden diyorum:

Türkiye'de demokrasi hala yerleşememiştir...

 

Her zaman söylerim:

Musul-Kerkük'teki Kürtler, Orta Asya'daki Türklerden daha yakındırlar bize...

Keşke ABD'nin yarattığı Saddam'ın Irak'ının yıkılması sürecinde Türkiye'yi "Karşıt" olarak tanımlayıp daha öncesinden de PKK'yı desteklemeselerdi de

Onların demokratik haklarını kazanmalarına biz de en az onlar kadar sevinseydik...

(Ki eğer Demokratik Hak, oyların Kürt Oyu, Türkmen Oyu, Şii Oyu, Arap Oyu, Sünni Oyu biçiminde Irksal ve Dinsel açıdan değerlendirilmesi ise...)

 

Daha önce tekrarladığım gibi:

Türkiye'de Kafkaslarda yaşayanlar kadar Kafkas, Musul-Kerkük'te yaşayandan daha çok Kürt, Bosna'da yaşayandan daha çok Boşnak vardır...

Bosna'da Boşnaklar, Kafkasya'da Çerkezler/Çeçenler vs, Musul-Kerkük'te Kürtler ve Türkmenler daha insani ve daha demokratik yaşama koşullarına ulaştıkça elbette sevinirim...

Aynı zamanda Türkiye'nin Ulusal bütünlüğüne saygı duyan bir Kürt'te Avrupa'da bir başarı kazandığında sevinirim, sevinmek gerekir...

 

Ancak dediğim gibi;

"Biz" algısını öteleyip, "Sen-Ben" algısını yaratanlar kimler?

 

Niçin Avrupada Türklerin başarılarına seviniliyor da,

Kürtlerinkine sevinilmiyor?

 

Bunun tek sorumlusu Türkler midir?

 

Yıllarca toplumun sorunları "Kürt Sorunu" olarak kabul ettirilmiş

Ve toplumun kendi öz vatandaşları, birbirlerinin etnik kökenlerini umursar hale getirilerek birbirlerine yabancılaştırılmış...

Dahası Türkmen kökenli ve Kürt kökenli vatandaşlar bilerek ya da bilmeyerek bu yabancılaşmayı sahiplenmiş...

Dışarıda başarı elde eden Türkler, Türkiye'nin adını benimsemiş;

Dışarıda başarı elde eden Kürtler, Kürtlüklerini ön planda tutmuşlar...

 

Bu durumda Kürt ile Türkmen kökenliler, birbirlerinin başarılarını sahiplenirler mi?

Bugün birbirlerinin ve aslında kendilerinin olan sorunları sahiplenmiyorlar...

Kürtler, sanki diğer etnik kökenlerden uzak durmak için sorunları "Kürt Sorunu" olarak benimsiyorlar ve dillendiriyorlar...

Diğer Etnik-Kökenliler de sanki işlerine gelirmişçesine "Hayır kardeşim, Kürt sorunu değil; bu benim de sorunum" diyemiyorlar...

 

Yani sizin verdiğiniz bu Türklerin ya da Kürtlerin başarılarına sevinip sevinmeme durumu,

Her açıdan Ulusal Kimliğin parçalanması ve sahiplenilmemesi ile ilgilidir...

Kürtler, Türk ulusal adından kompleks duydukça ve sahiplenmedikçe, bu addan alındıkça;

Diğer etnik kökenliler de işlerine gelirmiş gibi bu sürece duyarsız davrandıkça;

Kimse, aynı ulusun parçası olan bir vatandaşın başarısına,

Sırf, Etnik-Köken denilen gereksiz tanımlamadan ve kaygıdan dolayı; sevinemez...

 

Sözlerinizi yanlış anladıysam özür dilerim ama çarpıtmak istemedim...

Yalnız şu iyi ayırt edilmeli:

Kürtler bazı talepleri hangi bilinç ile talep ediyor?

-"Ulusal" bir bilinç ve insani hakları çerçevesi ile mi talep ediyorlar?

-Yoksa "Etnik-Milliyetçi" bir kaygı ile mi talep ediyorlar?

 

İşte birisinin bölücü olarak adlandırılıp adlandırılmaması, bu bilinçlerden birisinin edinimi, diğerinin reddi ile başlıyor...

 

Aynı biçimde, Kürtçenin yasaklanmasına destek veren bir Türk de (etnik-kökeni ne olursa olsun),

Etnik-Milliyetçi bir Kürt kökenli kimseden çok daha farklı değildir...

 

Bilmem bu defa iletinize tam olarak karşılık verebildim mi...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Diyarbakır ve Hakkari'li aşiret ağaları mı bizim konumuz,son model arabalarıylarıyla adam olduklarını sananlar mı bizim konumuz?

 

Konuyu saptırmanın anlamı yok.Burada yazılan adına açılım dediğiniz bir süreç.Burada konumuz hak ve talepler.Ve şunu açık açık yazayım;ne PKK ne DTP ne de Kürt olmak bunu söylemek için tek başına geçerli değil;ama insan olmak bunu altını çize çize yazmam için tek başına yetiyor..."kimse benim BEN olma hakkımı elimde alamaz"

 

Abi PKK diyorlar,geç arkadaşım.Abi DTP diyorlar geç arkadaşım...hepsini geç arkadaşım,muhattabın kardeşim dediklerin.Biz biriz dediklerin.Çok mu zor onların varlığını kabul etmek.

 

Anlamıyorum aslında,yerliler için ah vah eden bizler,Filistin de ki işgal için alanları dolduran bizler neden söz konusu Kürtler oldu mu,susmayı hatta saldırmayı biliriz.

 

Samimi değilsiniz,gerekçeler üretmeye devam edin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Anlamıyorum aslında,yerliler için ah vah eden bizler,Filistin de ki işgal için alanları dolduran bizler neden söz konusu Kürtler oldu mu,susmayı hatta saldırmayı biliriz.

 

Filistin, resmi olarak İsrail işgali altında bulunan, İsrail sınırları içerisinde yer almayan bir topraktır. Şimdi bana Filistin ile doğudaki herhangi bir şehir arasında ne gibi bir benzerlik var onu göstermelisin. O zaman kim samimi kim değil anlarız.

 

Doğu ve güneydoğu Türkiye Cumhuriyeti'nin topraklarıdır. Eğer diyarbakır diye bağımsız bir devlet olsaydı ve Türk ordusu gidip orayı işgal etmiş olsaydı arada bir benzerlik olurdu. Sen diyarbakırı Türkiye toprağı olarak görmüyor musun ? Türk ordusunu düşman askeri olarak mı görüyorsun ? Filistin'le ne gibi bir bağ kuruyorsun ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Diyarbakır ve Hakkari'li aşiret ağaları mı bizim konumuz,son model arabalarıylarıyla adam olduklarını sananlar mı bizim konumuz?

 

Konuyu saptırmanın anlamı yok.Burada yazılan adına açılım dediğiniz bir süreç.Burada konumuz hak ve talepler.Ve şunu açık açık yazayım;ne PKK ne DTP ne de Kürt olmak bunu söylemek için tek başına geçerli değil;ama insan olmak bunu altını çize çize yazmam için tek başına yetiyor..."kimse benim BEN olma hakkımı elimde alamaz"

 

Abi PKK diyorlar,geç arkadaşım.Abi DTP diyorlar geç arkadaşım...hepsini geç arkadaşım,muhattabın kardeşim dediklerin.Biz biriz dediklerin.Çok mu zor onların varlığını kabul etmek.

 

Anlamıyorum aslında,yerliler için ah vah eden bizler,Filistin de ki işgal için alanları dolduran bizler neden söz konusu Kürtler oldu mu,susmayı hatta saldırmayı biliriz.

 

Samimi değilsiniz,gerekçeler üretmeye devam edin.

Mavi, Cyrano'nun söylediklerine katılıyorum; kusura bakma...

 

Ayrıca; abi sen "açılım, saçılım" diyorsun da, açılımın neyi kapsadığını ve hedefini biliyor musun?

Ya hu daha açılımı ilk ağızına alanlar ne olduğunu bile söylemediler tam netliği ile...

Ortada Apo'nun ve DTP'nin "Açılım"dan ne anladıkları dönüp dolaşıyor sadece...

 

Hem senin talebin nedir?

Nasıl bir açılım istiyorsun?

Kürtlerin diğer etnik-unsurlardan ayrıca hakettikleri nedir?

Neye göre hakediyorlar bunu; boncuk mu üretiyorlar!

 

Örneğin senin kendini kendin olarak ifade edebilmen neye bağlıdır söyler misin?

Şu an Türkiye'de ne var da, sen kendini kendin olarak ifade edemiyorsun?

 

****

 

Hayır hakkaten romantiğe bağlayıp; işkenceler, yasaklamalar falan diyorsunuz ama

Nedir abi açılım?

 

Hadi Kürtçenin yasaklanması insani değildir dediniz;

Hakkaten de öyle, insani değil...

Ve bugün Kürtçe yasak değil; onur duyarım...

 

Kürtçenin geliştirilmesi de yasak değil...

Kürtçe öğrenilebilecek dershaneler açılabiliyor rahatlıkla...

Ee televizyon kanalını devletin kendisi açtı ve radyo yayını yapan Kürtçe kanallar zaten var...

Yakında Kürtçe özel kanallar da açılacak, sorun değil...

Kürtçe kasetler zaten var...

Kürtçe gazete de çıkar; o hiç büyültülecek bir sorun değil...

 

İyi de abi sen ne istiyorsun bana onu söyle...

Kendini kendin olarak ifade edebilmek için ne istiyorsun?

 

Ya sen bana desene:

-Kardeşim, Kürtçe resmi dil olsun,

-Kardeşim, Kürtçe eğitim dili olsun,

-Kardeşim, Türk bayrağının yıldızı daire içine alınıp, çevresi sarı ve yeşil yapılsın,

-Kardeşim, mümkünse Kürdistan addolunan bölgenin çevresi bir çizilsin...

 

Ya Başbakan kişisi Lozan'ı delip Resmi Kimliği ile Resmi Kanalda, Ulusa Seslenişini Kürtçe yaptı;

Dahası mı var bunun!?

 

Bu mudur?

Yoksa nedir?

 

Hayır yani bıkkınlık geldi artık sırf talep etmenizden ama neyi talep ettiğinizi söyleyememenizden...

Belki kendiniz bile bilmiyorsunuz...

Habire "şunlar yapıldı, bunlar yapıldı; ben Kürtüm, ille de ben Kürtüm"...

Senin Kürtlüğünle alıp veremediğimiz yok, ne yapabiliriz ki?

Bende Yörüğüm/Türkmenim, Kayı boyundan Karakeçiliyim; oldu mu?

"Sen de Türk-mürk değilsin, tamam, al senin olsun; Kürtsün sen; Bana ne senden ve sorunlarından; yemişim ulusallığı da, vatandaşlığı da"mı diyeyim illa ki?

Rahatlayacak mısınız o zaman, rahatladınız mı?

 

Hayır onca söyleniyorsunuz, sonra da "Ben Etnik-Milliyetçi değilim" diyorsunuz...

 

Ulusalcılıkla nedir alıp veremediğiniz?

Ulusalcılıktan daha modern bir kavram getirin, onnu sahiplenmezsem beş para etmeyeyim diyorum daha ne diyeyim;

Onu da yapamıyorsunuz...

 

Samimi değil mişiz...

Ben çok gördüm Mavi, demokrasi ayakları ile Etnik-Milliyetçilik yapanları;

Tanıyabiliyorum...

 

Ya yapmayın, bırakın...

Neyse ya hu...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Filistin, resmi olarak İsrail işgali altında bulunan, İsrail sınırları içerisinde yer almayan bir topraktır. Şimdi bana Filistin ile doğudaki herhangi bir şehir arasında ne gibi bir benzerlik var onu göstermelisin. O zaman kim samimi kim değil anlarız.

 

Doğu ve güneydoğu Türkiye Cumhuriyeti'nin topraklarıdır. Eğer diyarbakır diye bağımsız bir devlet olsaydı ve Türk ordusu gidip orayı işgal etmiş olsaydı arada bir benzerlik olurdu. Sen diyarbakırı Türkiye toprağı olarak görmüyor musun ? Türk ordusunu düşman askeri olarka mı görüyorsun ? Filistin'le ne gibi bir bağ kuruyorsun ?

 

Dostum,siz bana zulmü mü kıyaslayın diyorsunuz!O zaman başım gözüm üstüne...

 

Evet Diyarbakır bu ülkenin herhangi bir ili...Ama aynı Diyarbakır'da 2005 yılında 14 çocuk emniyet görevlileri tarafından öldürüldü.Bunun adı nedir?

 

Mardin'de 11 yaşındaki bir çocuk sırtından vuruldu,vuranlar şimdi serbest;bunun adı nedir?

 

Şemdinli de bombalar patladı,Sarıkaya ihraç edildi;bunun adı ne?

 

Sadece resmiyette 17 bin faili meçhul,JİTEM'in ne yaptığı ortada,koruyuculuk dediğiniz ağaları aratıyor,Hizbullah PKK'ya karşı keskin bir silah.

 

Dostum,bu bölgede insanlar öldürüldü.Ciddi anlamda hak ihlalleri yapıldı.Devlet bunu gördü,çoğu zaman ortak oldu.

 

Dil yasaklandı,köyler yasaklandı...Yahu ben 1985 doğumluyum,çok da büyük değilim.Üzerimize sıkılan kurşunları,sabaha kadar süren çatışmaları,dakka başı patlayan silahları çok iyi hatırlıyorum;ben buna zulüm derim.siz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.