Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

AÇILIM VE SONRASI!


ilker01

Önerilen İletiler

Ülkemizde hangi etnik kökene sahip olursa olsun o etnik kökenliler ana dillerini konusmuslardir hep.Kürtcenin yasaklanmasi kisa bir dönemi kapsar.Ayrica Kürtce yasakdi diyenler gercekleri saptirmakta ve Türkiye'de Kürtce'nin nesine karsi olundugunu bilmezden gelmektedirler.

 

Konusmuslardir ama dillerini gelistirme haklari verilmemistir, yani okul gibi egitim alaninda dillerini gelistirebilmelerinin firsati verilmemistir ve halada öyledir.

Kürtce kisa dönem yasaklanmistir sebebide yasak devlete fazla bir kazanc saglamamistir, geri tepmistir. Zararin neresinde dönersen kardir mantigiyla konusma yasagi kaldirilmistir, ama genede her alanda konusulamiyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kürt sorununu çözmenin önkoşulu tutarlılık ve demokratlıktır

 

Panzerlere taş atan sübyanlara, çocuk mahkemeleri yerine ağır cezalarda yüzlerce yıl hapis veriliyor.

 

16/08/2009

 

Şu anda, Kürt meselesinin çözümü için hem dış hem de iç ortam nihayet oluşmuş durumda

 

BASKIN ORAN (Arşivi)

 

Başbakan Erdoğan 11 Ağustos Salı günü TBMM’de mühim bir konuşma yaptı. Dedi ki: “Hayal gücünüzü zorlayın. Mesele büyümeden çözüme kavuşturulsaydı bugün Türkiye nerede olurdu”. İlave etti: “Annenin ideolojisi yoktur, siyaseti yoktur, sağcılığı solculuğu yoktur. Yozgat’taki anne ile Hakkari’deki anne oğullarının başında aynı duayı ediyorsa, burada çok ciddi bir yanlış olduğu ortadadır”.

85 yıldır Ermeni ve Kürt sorunu gibi ******* gömme dolaplara tıkıştırmayı çözüm saymış bir ülkenin başbakanı söyledi bunları. Başbakanların söylediği, devleti hem hukuk hem tarih önünde doğrudan bağlar. Bu noktaya gelip dayanan yolların geri gidişi yoktur. Tek çare, ileri yürümektir. Bu yüzden çok önemli.

Üstelik, biz çok değil, daha birkaç sene önce ne başbakanlar gördük, “*******” diyerek faili meçhuller ortamında vatandaşın katlini tahrik eden. Ne bakanlar tanıdık, “*******” diyerek bir seferde hem Ermenilere hem Kürtlere hakaret eden.

 

Muhalefet partileri bu cesareti nereden buluyor?

12 Ağustos Çarşamba gazetelerinde, yukarıdaki haberin komşusu iki haber daha vardı. ‘Önem’ini sürdürmeyi, ‘her tekere çomak sokmak’ olarak biçimlendiren CHP’li Baykal yine “Türk kimliği bizim milli kimliğimizdir” ezberini gözü kapalı okuyor, MHP’li Bahçeli ise “Vatana ihanet bu! Sonu Yüce Divan’dır!” diye tehdit ediyordu. İktidar partisinden ikisine de davetiye gitmişti, ikisi de “AKP bizim kapımıza gelmesin, kovalarız!” diye cevap yollamıştı.

Şu anda, Kürt meselesinin çözümü için hem dış hem de iç ortam nihayet oluşmuş durumda. Irak’ta yenilen ABD çekiliyor, Obama’yla birlikte bölgede bir barış ve istikrar havası esiyor. İçeride kırk bin levent gencin acısı yüreklere oturmuş. “Askere gitmiş, dönememiş’ gençlerin anaları geliyor, ‘cezaevine girmiş, çıkamamış veya dağa çıkmış, inememiş” gençlerin analarıyla Diyarbakır’da buluşuyor, kucaklaşıyor, birlikte ağlıyorlar. JİTEM’in faili malum cinayetleri ardı ardına ortalığa saçılırken.

Böyle bir ortamda bu iki muhalefet partisi bunları söyleyecek cesareti nereden buldu? Çünkü öyle bir ortama girildi ki, 25 yıldır fışkıran kanın devam etmesini savunmak bunlara oy falan kazandırmaz artık. Millet usandı. Ben size söyleyeyim nereden. AKP’nin tutarsızlığından. Sadece son bir aylık gazete haberlerinden birkaçını vereceğim:

1) Panzerlere taş atan sübyanlara, çocuk mahkemeleri yerine ağır cezalarda yüzlerce yıl hapis veriliyor, yasayı değiştirip bu rezaleti durduran yok.

2) Ergenekon’un generalleri sürekli “temaruz” halinde. Yani, “Bilmem nerem ağrıdı” deyince tahliye ediliyor, sonra da dipçik gibi ortalıklarda dolanıyor. Ama damak kanseri Güler Zere hâlâ içeride. Gatakulliye engel olamıyoruz bari eşitliği sağlayalım, diyen yok.

3) TCDD kampında içki yasaklanıyor (10.07.09), Gn. Md. Süleyman Karaman demeç veriyor: “Yasak yok, sadece satış yapılmıyor. İsteyen dışarıdaki büfelerden alır, içer.”

 

***

4) Ordu valisi, “İtikada terstir” diye cami helalarındaki pisuarları kaldırtıyor (08.08.09).

5) Cezaevindeki çevirmene İspanyolca dergi yasağı konuyor (09.09.09). Gerekçe: “Türkçe dışında farklı bir dilde” olması. Yabancı dil bilenleri içeri atıp, Türkçeyi bile bozuk yazan kişileri başlarına gardiyan dikiyoruz.

6) Muğla İl Genel Meclisi, Darbecibaşı K. Evren’in adının okul ve caddelerden kaldırılması için tavsiye kararı alıyor, vali reddediyor (10.08.09).

Aklı başında bir hükümet, hele de böylesine zor ve önemli bir reforma giriştiyse, demokrat kamuoyunu arkasına almak zorundadır. Tutarsızlıkları asgariye indirir, hatta bitirir. Fakat bu saçmalıkların hiçbirine soruşturma açılmıyor.

Ama, “Kaymakamın dansözlü vedasına jet soruşturma” açılıyor (11.08.09).

7) Devam edelim. Üniversite zammını protesto eden 14 genç gözaltına alınıyor (12.08.09). İki gün önce de, TOKİ inşaatlarında çalışan ve paralarını alamayan 7 işçi, sabah saat 06.15’te şantiyeyi basan polisler tarafından yataklarından uyandırılmış ve gözaltına alınmıştı. Oysa, tam bir ay önce Topkapı Sarayı’nda klasik müzik konserini basan Alperenler’den gözaltına alınan olmamıştı.

8) Hepsini bir kenara bırakınız, “Kürt müziğinin Ermeni asıllı efsanevi sesi” Aram Tigran’ın Diyarbakır’a gömülme vasiyetine İçişleri Bakanlığı izin vermiyor (12.08.09).

İşte, canım ciğerim Hrant’ın dediği kelimesi kelimesine buydu: “Evet, Ermeni olarak bu topraklarda gözümüz var! Ama, alıp götürmek için değil, gelip altında yatmak için...”

Gerekçesi: “Türk vatandaşı olmayan kişilerin Türkiye’de gömülmesini öngören yasal bir düzenleme yok”. Peki, gömülmelerini yasaklayan bir düzenleme var mı? O kadar Alman, Alanya’da nereye gömülüyor?

Kaldı ki, pratik açıdan düşünüldüğünde, Kürt ve Ermeni sorunlarını nihayet çözmeye soyunmuş bir iktidar için, samimiyetini ispat bâbında bundan daha büyük bir fırsat olabilir miydi? Ölmüş bir sanatçının gelip de Türkiye’de yatmak istemesi gibi insanî bir olaya karşı çıkmaya, hangi muhalefetin gücü yeterdi?

Bunu bile reddeden bir iktidarın, “Farklılıklar zenginliğimizdir” demesi yeterli mi?

 

Muhalefet böyle iktidarı bulunca, vurur

Yılların Zombilerini artık gömmeye niyetlenmek tarihsel bir olay. Ama, dökülmüş ve dökülecek kanları siyasi ticaret mevzuu yapmaya hazır olanların aportta beklediği bir ortamda tutarlı, hukuka/adalete saygılı ve demokrat değilsen, bu reformlar için gerekli kamuoyu gücünü arkana yeterince alamazsın.

Devleti kubura düşüren valiye soruşturma açmaz da, vatandaşla iki kadeh içen kaymakama açarsan, alamazsın. Güler Zere’yi içeride ölmeye mahkum edersen, sabi sübyanlara “örgüt”ten yüzlerce yıl vermeyi mümkün kılan mevzuatı hâlâ yürürlükte tutarsan, yevmiyesi içeride kalan işçileri gözaltına aldırırsan, alamazsın. Türkiye’nin 85 yıldır boşaltamadığı bağırsaklarını Ergenekon davası sayesinde boşaltmasını sağlayacağına inandırmakta zorlanırsın insanları. Kan ticareti yapanların ekmeğine bal sürdüğünle kalırsın.

O zaman, olan Türkiye’ye olur. Çünkü bugüne kadar bu rezillikleri ortadan kaldırmaya cesaret eden parti gelmedi. Şimdi AKP tutarsızlıktan yarı yolda kalırsa eğer, o zaman hepimize yazıklar olur.

Kürt sorununu çözmenin önkoşulu demokrasi sorununu bitirmektir. Oradan başlamalı.

 

Alinti: -http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetay&ArticleID=950213&Date=19.08.2009&CategoryID=42-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Uzun zamandır aranızda olamadığım için konulara biraz uzak kalmıştım yazılanları okudumda o kadar çarpıtma varki gerçekten şaşırdım mesela TSK silah bıraksın denmiş güya halbüki hiç öyle bişey denmedi ve denmesi kadar saçma bişey olamiyacağını herkes bilir bir ordunun silah bırakması nasıl istenelbilir akıl var mantık var bu tür çarpıtmalar 'kürt açılımı' süreci sonunda oyuncağı elinden alınacak olan ve bu bataklıktan beslenen,daha ortada hiçbişey yokken kıyameti koparan,herkese çamur atmayı,herkesi vatan haini ilan etmeyi ve tek vatanseverin kendilerinin olduğunu zannedenlerin işidir.Onlar bu sorunun çözümünü istemiyorlar çünkü karşı bir hareket olmazsa hiç bir halk milliyetçiliki ön plana çıkaran partilere bağlanmaz sözde vatanseverlerin bu söylemlerini buralara taşımak onların güya vatansever olduklarını söylemek bana göre yanlıştır hiç kimse inkar edemezki Kürtler ve Türkler bu ülkeyi birlikte kurmuşlardır ve kurulurken ortak bir cumhuriyette buluşma amacıyla savaşılmıştır,bugün geldiğimiz noktada kürt halkı ayrı devlet değil ortak vatan içerisinde eşit hak istemektedir,Tv'lere şehit yakınlarını ve gazileri çıkartıp bunlar üzerinden siyaset yapanlar bu durumun devam etmesi halinde yeni şehitler ve gaziler olabileceğini ağlayan analara yenilerinin katılabileceğini hesap edemememektemidirler yoksa işin bu yönünü söylemek,gündeme getirmek onları ürkütmektemidir merak ediyorum.

 

SAYGILARIMLA.....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

1000 yildir bu topraklarda birlikte ve omuz omuza yasandi,et ve kemik olmus bir vücut olustu.100 yildir bu vücudu yikmaya,zayiflatmaya,parcalamaya calisanlar yine sahnede.Yine birilerinin aleti olmuslar,bu sefer iktidarda onlardan yana.Acilim da acilim.Sark sorunu oldu Kürt sorunu.Kürt sorunu diyenlerin aslinda SARK SORUNU diyenlere alet olmalari ise olayin en vahim yani.

 

Istiklal savasini hep birlikte verdik.Hep birlikte bu topraklarin sahibi oldugumuzu kanitladik.Birlik ve bütünlük icinde zaferimizi kutlayamadan aramiza nifak tohumlarini sactilar.Bir yandan din tacirleri bir yandan dis güclerin taseronluk görevini üstlenmis olanlar,bi yandan da kendilerine aydin süsü vermis birtakim karanlik odaklar bu ülkenin mesruiyetini tartismaya actilar.

 

Bin yil önce bu topraklari kendilerine vatan yapanlarin adina buralara Türkiye dendi,yani Türklerin ülkesi.Etnik kökeni ne olursa olsun bu ülkenin kimligini tasiyan herkesin Türk olarak adlandirilmasi kadar dogal olan birsey yoktur.Türk kimligi bir üst kimliktir,o kimligin icersinde Kürt'ü Laz'i,Cerkez'i,Ermeni'si,Rum'u vs vs daha bircok etnisite mevcuttur.Bunlarin Türk kimligine sahip olmasi ait olduklari etnik kökeni yok etmez.Kimse bu etnik kökenlileri inkarda etmiyor.Bakmayin bir takim art niyetlilere.Onlarca Kürtler hep inkar edilmistir ki asli yoktur bunun.Her sacmaligi devlet siyaseti olarak görme yanlisligina düsenler icin biraz akil ve izanli olmalarini öneririm.

 

Ülkemizde hangi etnik kökene sahip olursa olsun o etnik kökenliler ana dillerini konusmuslardir hep.Kürtcenin yasaklanmasi kisa bir dönemi kapsar.Ayrica Kürtce yasakdi diyenler gercekleri saptirmakta ve Türkiye'de Kürtce'nin nesine karsi olundugunu bilmezden gelmektedirler.

 

Acilimin icerigi henüz bilinmemekle birlikte,büyük olasilikla federasyona aralanan bir kapi sezinliyorum ben bunun ardinda.Umarim aksini yasariz.

 

saygilarla

 

Kendinizde itiraf ediyorsunuz bu ülkeyi Türkler Kadar Kürtlerinde Karduğunu ve bin yıldır birlikte omuz omuza yaşadığımızı ama sonra diyorsunuz ki 'Bin yil önce bu topraklari kendilerine vatan yapanlarin adina buralara Türkiye dendi,yani Türklerin ülkesi.Etnik kökeni ne olursa olsun bu ülkenin kimligini tasiyan herkesin Türk olarak adlandirilmasi kadar dogal olan birsey yoktur.'Neden bu bukadar doğladır bu ülke için kürtlerde savaşmamışmıdır ozaman Kürt diyelim kabul edermisiniz bu kadar doğal karşılarmısınız yada size göre bukadar doğal olan şeyi kiminle müzekkere ederek bu kanıya vardıınız? Kürtlerle beraber bu ülkeyi kurduğunuzu kabul ediyorsunuzda neden Kürtlere Sormadan onlara kendi isminizi vermeye çalışıyorsunuz????? sorular sorular buyrun cevap bekliyorum kendiniz bu soruları hatırlattınız bana yazınızla.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Eğer bu açılım konusunda gerçekten samimiyseler...

 

Kürt Açılımı” ya da sonradan değiştirilen “Demokratikleşme Açılımı” için:

Öncelikle...

1- 12 Eylül ürünü 1982 Anayasasının tamamen delinmeden-kazınmadan değiştirilmesi. Fakat değiştirilirken tekrar Aldıkaçtı’larla değil tüm toplumun katkılarıyla olmalı.2- Ceza Yasasındaki başta 301. Madde olmak üzere anti demokratik tüm yasa maddelerinin kaldırılması.3- Seçim yasasında demokratik kurallara geçilirken barajın sıfıra indirilmesi…

ile olur...

Demokratikleşme Açılımı”na böyle başlanır.

Fakat bugünkü düzenden bunu beklemek abesle iştigaldir...

Çünkü Demokrasiyi ancak önce gerçek demokrat olanlar ister ve başarır…

 

Saygılar...

DİPNOT...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Fakat bugünkü düzenden bunu beklemek abesle iştigaldir...

Çünkü Demokrasiyi ancak önce gerçek demokrat olanlar ister ve başarır…

 

Saygılar...

DİPNOT...

Çünkü Demokrasiyi ancak önce gerçek demokrat olanlar ister ve başarır…

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Eğer bu açılım konusunda gerçekten samimiyseler...

 

Kürt Açılımı” ya da sonradan değiştirilen “Demokratikleşme Açılımı” için:

Öncelikle...

1- 12 Eylül ürünü 1982 Anayasasının tamamen delinmeden-kazınmadan değiştirilmesi. Fakat değiştirilirken tekrar Aldıkaçtı’larla değil tüm toplumun katkılarıyla olmalı.2- Ceza Yasasındaki başta 301. Madde olmak üzere anti demokratik tüm yasa maddelerinin kaldırılması.3- Seçim yasasında demokratik kurallara geçilirken barajın sıfıra indirilmesi…

ile olur...

Demokratikleşme Açılımı”na böyle başlanır.

Fakat bugünkü düzenden bunu beklemek abesle iştigaldir...

Çünkü Demokrasiyi ancak önce gerçek demokrat olanlar ister ve başarır…

 

Saygılar...

DİPNOT...

Hükümetin acilim konusunda samimiyeti sonunda yaptiklariyla ölcülecek. Alevi acilimina benzerse demekki ici bos ve sadece kandirmaca bir acilim olacak. Acilim icin muhakkak bazi antidemokratik kanunlarin ve en basta fasist 12 Eylül anayasasinin degismesi gerekli.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Uzun zamandır aranızda olamadığım için konulara biraz uzak kalmıştım yazılanları okudumda o kadar çarpıtma varki gerçekten şaşırdım mesela TSK silah bıraksın denmiş güya halbüki hiç öyle bişey denmedi ve denmesi kadar saçma bişey olamiyacağını herkes bilir bir ordunun silah bırakması nasıl istenelbilir akıl var mantık var bu tür çarpıtmalar 'kürt açılımı' süreci sonunda oyuncağı elinden alınacak olan ve bu bataklıktan beslenen,daha ortada hiçbişey yokken kıyameti koparan,herkese çamur atmayı,herkesi vatan haini ilan etmeyi ve tek vatanseverin kendilerinin olduğunu zannedenlerin işidir.Onlar bu sorunun çözümünü istemiyorlar çünkü karşı bir hareket olmazsa hiç bir halk milliyetçiliki ön plana çıkaran partilere bağlanmaz sözde vatanseverlerin bu söylemlerini buralara taşımak onların güya vatansever olduklarını söylemek bana göre yanlıştır hiç kimse inkar edemezki Kürtler ve Türkler bu ülkeyi birlikte kurmuşlardır ve kurulurken ortak bir cumhuriyette buluşma amacıyla savaşılmıştır,bugün geldiğimiz noktada kürt halkı ayrı devlet değil ortak vatan içerisinde eşit hak istemektedir,Tv'lere şehit yakınlarını ve gazileri çıkartıp bunlar üzerinden siyaset yapanlar bu durumun devam etmesi halinde yeni şehitler ve gaziler olabileceğini ağlayan analara yenilerinin katılabileceğini hesap edemememektemidirler yoksa işin bu yönünü söylemek,gündeme getirmek onları ürkütmektemidir merak ediyorum.

 

SAYGILARIMLA.....

Kürt ve diger etnik kökenlilere düsman gözüyle bakanlarin her dönem yaptiklari ayni iddaalar. Söylenmeyen ve talep edilmeyenleri öyle degilmis gibi göstermeye calisirlar. TSK silah biraksin deniliyormus, buna daha yeni konusmayi ögrenen bir cocouk dahi inanmaz ve ciddiyede almaz. Korku seneryolari hala ayni hiziyla yazilmaya devam ediliyor malesef.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sözümona ülkemizde etnik kökeni farkli olanlara karsi düsmanlik yokmus. Bakin Kürt vatandaslarimizin yogum olarak yasadigi bir bölgede provakasiyon amacli asker uygurlama da neler yanmis. 71 yasindaki bir Kürt kökenli vatandasimiz arabayla ezilerek öldürüldü. Baska bir ülkede buna benzer bir olay Türk kökenlilere yapilsa bu vahseti yapanlarin tümü Türk düsmanligi ve irkcilik yapiliyor diye yollara dökülürdü ve derhal boykot ilan ederlerdi. ******

 

"‘AÇILIM SÜRECİNDE IRKÇI PROVOKASYON’

12:58 21 Ağustos 2009

 

İstanbul’da asker uğurlama töreni provokasyona dönüştü. Kürtlerin yoğun yaşadığı bir mahalleye araçlarıyla gelen grup, parkta bulunan bir Kürt yurttaşı öldürdü

Bir Kürt yurttaş öldürüldü

 

‘KÜRTLERE MEZAR OLACAK!’

Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde, provokasyon aracı haline gelen "asker uğurlama töreni" esnasında çıkan gerginlik sonucu bir kişi yaşamını yitirdi. Önceki gün akşam saatlerinde İstanbul'un Gaziosmanpaşa İlçesi Karadeniz Mahallesi'nde asker uğurlayan kalabalık bir grup ‘Burası Kürtlere mezar olacak’ sloganları atıp küfür etti. 71 yaşındaki İhsan Erbey saldırgan grubun arabayla ezmesi sonucu yaşamını yitirdi.

 

‘NİYE BURADA OTURUYORSUNUZ’

Gaziosmanpaşa'da yaşanan ırkçı saldırı demokratik kitle örgütleri tarafından protesto edildi. Demokratik Toplum Partisi (DTP) İstanbul İl Örgütü, yaşanan olaya ilişkin dün il binasında bir basın açıklaması düzenledi. DTP İstanbul İl Eşbaşkanı Mustafa Avcı, Kürt sorununun tartışıldığı bu dönemde ırkçı milliyetçi kesimlerin kışkırtmasıyla provokasyon girişimleri yaratılmaya çalışıldığını söyledi.

 

Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı Gaziosmanpaşa İlçesi Karadeniz Mahallesi'nde 50 kişilik saldırgan bir grup, asker uğurladıktan sonra araçlarını parkta bulunan vatandaşların üzerine sürdü. Olayda 71 yaşındaki Bitlisli İhsan Erbey yaşamını yitirdi

BURCU CANSU

 

AKP Hükümeti’nin ‘’Kürt Açılımı’’na yönelik görüşmelerinin sürdüğü bu günlerde, Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde, provokasyon aracı haline gelen “asker uğurlama töreni” esnasında çıkan gerginlik sonucu bir kişi yaşamını yitirdi.

Önceki gün akşam saatlerinde İstanbul’un Gaziosmanpaşa İlçesi Karadeniz Mahallesi’nde asker uğurlayan kalabalık bir grup taşkınlık çıkardı. 71 yaşındaki İhsan Erbey adlı yurttaş, saldırgan grubun arabayla ezmesi sonucu yaşamını yitirdi.

Görgü tanıklarına göre olay şöyle gelişti: Önceki gece saat 21.45 sıralarında asker uğurlama töreninden dönen 50 kişilik grup araçlarla Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı Karadeniz Mahallesi Mehmet Akif Ersoy Parkı’nın etrafında taciz edici şekilde tur attıktan sonra, araçlarından inerek, ‘Burası Kürtlere mezar olacak’, ‘Asker gidecek Apo’nun….’ şeklinde sloganlar atmaya başladı.

 

3 KİŞİ DE YARALI

Atılan sloganlardan rahatsız olan mahalle sakinlerinden bazıları grubun yanına giderek, ‘’Neden küfür ediyorsunuz burada ailelerimizle oturuyoruz’’ diye uyardı. Bunun üzerine gruptan bazı kişilerin uyarı yapanlara saldırmasıyla kavga yaşandı. Mahalle sakinleri bir araya toplanarak, gruba “parktan gitmedikleri takdirde kötü şeyler olacağını” belirtti.

Tekrar küfür ve hakaretlerle araçlarına binen grupta bulunan kırmızı renkli bir otomobil geri dönerek, parkta bekleyenlerin üzerine aracını sürdükten sonra kaçtı. Otomobilden kaçamayan 71 yaşındaki İhsan Erbey , ezilerek, ağır yaralandı. Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan Erbey, yaşamını yitirdi. Çarpma sonucu 3 kişi de çeşitli yerlerinden yaralandı.

 

GÖRGÜ TANIKLARI: DIŞARIDAN GELMİŞLERDİ

ANF’ye konuşan görgü tanıklarından Mehmet Demir, haber vermelerine rağmen polisin bir saat sonra olay yerine geldiğini ve yaralıları kendi imkânlarıyla hastaneye götürdüklerini aktardı. Demir, saldırgan grubun mahalleden olmadığını ve dışardan geldiğini belirterek, yaşananların bilinçli bir yönlendirme olduğunu iddia etti. Aracın üzerine sürülmesi sonucu kolundan yaralanan ve canını zor kurtaran Engin Işık ise küfürlere ve saldırıya anlam veremediğini dile getirdi. Işık şunları söyledi: “Bizlerde askerlik yaptık ama hiçbir kimseye küfrederek gitmedik. Kürt’üz diye bu hakaretleri hak mı ediyoruz. Bu bilinçli bir yönlendirme bu insanlar ne yapmaya çalışıyorlar. Zaten yerimizden yurdumuzdan göç ederek geldik buralara buradan nereye gidelim.”

 

DTP: CHP ve MHP KIŞKIRTIYOR

Gaziosmanpaşa’da yaşanan ırkçı saldırı demokratik kitle örgütleri tarafından protesto edildi. Demokratik Toplum Partisi(DTP) İstanbul İl Örgütü, yaşanan olaya ilişkin bir basın açıklaması düzenledi. DTP İstanbul İl Eşbaşkanı Mustafa Avcı, Kürt sorununun tartışıldığı bu dönemde CHP ve MHP’nin başını çektiği ırkçı milliyetçi kesimlerin kışkırtmasıyla provokasyon girişimleri yaratılmaya çalışıldığını söyledi. Türkiye’nin hassas bir süreçten geçtiğine dikkat çeken Avcı şöyle konuştu: ‘’Bu gün AKP Hükümeti’nin geldiği noktayı önemsiyoruz. Gelişmeler ve çabalar güven verici temelde gelişirse, tereddütsüz bir şekilde desteğimiz sürecektir. Basının da önemli rol aldığı ve toplumsal tartışmaların olumlu yönden geliştiği bu süreçte, her kesimin sorumluluk taşıması gerekirken,özellikle başını CHP ve MHP’nin çektiği ırkçı, milliyetçi güruhun cephesel olarak savaş çığırtkanlığı yaptığını ibretle karşılıyoruz.’’

 

KAN GÖLÜNE ÇEVİRMEK İSTİYORLAR

Savaşta ısrar edenlerin yaptıkları çağrıların da yansımasını bulduğunu dile getiren Avcı, barış ve çözüm süreci gelişip olgunlaştıkça savaş rantçılarının da paniğe kapıldığını belirtti. Geçen hafta, Gaziosmanpaşa İlçesi Karayolları Mahallesi’nde bir fabrikanın önünde patlatılan bombayı ve patlamada ölen Salih Özçelik’i de hatırlatan Avcı, aynı ilçede önceki gün ikinci bir provokasyon girişiminin yaşandığını kaydetti. Avcı, yapılmak istenin sokakları kan gölüne çevirmek olduğunu ancak, parti olarak barış ve kardeşliği her zamankinden daha güçlü savunarak böyle bir şeye izin vermeyeceklerini söyledi.

DTP İl Binası’nde düzenlenen toplantıya Sanatçı Yusuf Çetin ve ESP, EMEP ve Sosyalist Parti yöneticileri de katıldı"

 

Alinti: -http://www.birgun.net/actuel_index.php?news_code=1250848722&day=21&month=08&year=2009-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Dipnot,

 

Bu ülkenin ciddi anlamda bir demokrasi devrimine ihtiyacı var,ama üzülerek söylüyorum bunu yapabilecek kimse yok hala ülkemizde...Demokratlarımız yok,aydınlarımız yok...tabandan gelecek bir zihinsel değişim bilinci yok...yok da yok:(

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Dipnot,

 

Bu ülkenin ciddi anlamda bir demokrasi devrimine ihtiyacı var,ama üzülerek söylüyorum bunu yapabilecek kimse yok hala ülkemizde...Demokratlarımız yok,aydınlarımız yok...tabandan gelecek bir zihinsel değişim bilinci yok...yok da yok:(

Belki saka gelecek ama ama ne yazik ki ciddi, ülkemiz devimlerle yogrulmus tek eksik olan devrime ihtiyaci olan liderler var.. istese Tayyip bile ve onun kadrosu bunu üc ayda karsilar..

 

Ondan sonra kimse de Türkiy´i tutacagini zannetmiyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Barış düşmanları.. Bu sürecin nasıl bir süreç olduğunu anlamış değilim.. Bir takım hazırlıklar yapılıyor.. Belli ki bir takım kararlar alınacak..

 

Paket gibi bir şey çıkacak.. Destek ver diyorlar..

 

“Neye?” diye sordun mu yandın.. Anında barış düşmanı oluyorsun.. Savaştan nemalanan hınzırın teki...

 

Adı demokratik açılım ama bir türlü açılamıyor.. İçeriğini kimse bilmiyor, merak eden de yok galiba..

 

Sus diyorlar, 25 yıldır böyle bir şey olmadı, bu iş çözülecek.. Boş bulunup da ‘hangi iş’ dersen ayvayı yersin..

 

Kesin barış düşmanısındır..

 

Adı demokratik açılım ama yöntem demokratik değil.. Tek kelimesi sızdırılmıyor.. Galiba ortada ‘tek kelime’ bile yok..

 

Ama sorarsan, devlet projesi.. Devletin tüm organları mutabakat halinde; Cumhurbaşkanı, Meclis, Hükümet, Genelkurmay, MİT, yüksek yargı, YÖK, aklınıza ne gelirse..

 

Denildiğine göre hemfikirler.. İyi de hemfikir oldukları ne?

 

İşte onu söylemiyorlar, sorana da barış düşmanı diyorlar..

 

Bir de şu var.. Açılım ekonomiyi sıçratacakmış.. Kim tutar bizi haline getirecekmiş..

 

En iyi tespit bu.. Bu da; bi açılsak.. Açılımın ne olduğunu görsek! Bir şeyler olacak, güzel şeyler olacak da galiba bizden habersiz olacak.. Sanki siz, biz bu ülkenin vatandaşı değiliz.. Bir gizliliktir gidiyor.. Bu işler ulu orta olmaz diyecekler.. Doğru, haklılar..

 

Benim moralimi bozan bu değil.. Hem devlet projesi diyorlar hem de İçişleri Bakanı gidip baş yandaş bildikleri Sabah yazarı Emre Aköz’e soruyor;

 

Üstat sence ne yapalım!

 

Emre de gerine gerine anlatıyor.. Bakan not alıyor..

 

Tuhaflık burada..

 

Açılım karada iyi mi gidiyor bilmiyorum ama denize açılınca arıza yapıyor.. İmralı’ya giden tekne denizin ortasından döndü.. Motoru arızalı dediler, dün de gidemedi.. Gitse ‘açılımın köküne dinamit suyu ekmek için’ tekneye defter yüklenecekti..

Hem de iki tane..

Devletin açılımı açılana kadar teknenin motoru hep su koyuverecek galiba..

 

 

 

 

M.Tezkan 21.08.2009

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Belki saka gelecek ama ama ne yazik ki ciddi, ülkemiz devimlerle yogrulmus tek eksik olan devrime ihtiyaci olan liderler var.. istese Tayyip bile ve onun kadrosu bunu üc ayda karsilar..

 

Ondan sonra kimse de Türkiy´i tutacagini zannetmiyorum.

 

Türkiye'nin en büyük ihtiyacı herkesin uzlaştığı "bütünleştirici" bir demokrasi.Şuna inanıyorum ki,gerçek anlamda bir demokrasi tüm sorunların çözümüdür.Bunun için herşeyden önce "darbelerin anayasısı" ile tökezleyen demokrasiyi yeni ve hepimizin olan bir anayasa ile olması gereken yere oturtmaktır.

 

Devrime ihtiyacı olan lider ve benim ülkem...şaka gibi bence,var mı samimiyet,var mı demokrasi inancı...evet,evet şaka!

 

Umudumuz "birey olmayı becerebilmiş" halkımız.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

EVLATLARIMIZI GERİ VERİN

 

TAYYİP Erdoğan’ın başlattığı iddia edilen “Kürt açılımı”nın MGK’da destek bulması, şehit ailelerinin tepkisini çekti. Acılı anneler, ‘İçişleri Bakanlığı’nın sürdürdüğü çalışmaların devamının tavsiyesi’nin kabul edilemez olduğunu söyledi.

 

Mezarlıkta sert açıklama

EDİRNEKAPI Şehitliği’nde isyanını dile getiren Zeki Şanlı, oğlunun 14 yıl önce Şırnak’ta şehit düştüğünü anlatarak, “Bu açılım başkalarının dayatmasıyla yapılıyor. MGK’nın da desteklemesi üzücü” dedi.

 

 

Et yiyemiyoruz!...

ŞANLI, “Annesinin ve benim et yediğimizde boğazımız düğümleniyor. Çünkü benim şehit oğlum kuşbaşı eti ekmek arasına koyup yemeyi çok severdi” diye konuştu.

 

Sitem etti

ŞEHİT Anneleri Derneği Başkanı ve şehit annesi Pakize Akbaba ise MGK’daki komutanlara sitem etti. Akbaba, “Kusura bakmasınlar, o zaman bizim çocuklarımızı geri versinler” dedi.

 

Şehit Üsteğmen Mehmet Sarper Alus’un annesi Sevim Alus, “Biz bunca şehidi boşuna mı

verdik? 9 yıl önce burada kendimi yaktım ve ölümden döndüm” dedi.

 

MİLLİ GÜVENLİK KURULU’NUN KARARI ŞEHİT AİLELERİNİ İSYAN ETTİRDİ

 

Madem böyle olacaktı evlatlarımız neden öldü!

Atalay’ın çalışmalarına devam etmesini isteyen MGK’ya şehit yakınları böyle sitem etti: “Güvendiğimiz dağlara karlar yağıyor. O zaman bizim çocuklarımızı geri versinler”

 

Haber: Sümeyra YILMAZ

İktidarın sözde Kürt sorunu açılımına askerlerin de katıldığı Milli Güvenlik Kurulu’dan (MGK) da onay çıkması şehit yakınlarını kızdırdı. MGK’dan çıkan sonuç bildirgesinde yer alan “’Kürt açılımı çalışmalarının devamı tavsiye edildi” ifadelerine sert tepki gösteren Şehit Anneleri Derneği Başkanı Pakize Akbaba, MGK toplantısına giren komutanlara sitem etti. “Askeriyeyi de uyarıyoruz. Burada Kürt sorunu yok, Burada PKK sorunu, burada bebek katilinin Öcalan’ın af edilmesi var” diyen Akbaba “Burada Amerika’nın planlarının gerçekleştirilmesi var. Askeriye bunu nasıl söyleyebilir? Kusura bakmasınlar o zaman bizim çocuklarımızı geri versinler. Herkes bu şekilde taraflı konuşuyor peki Türkiye’nin sahibi kim? Kime güvensek güvendiğimiz dağlara kar yağıyor. Nasıl Kürt açılımını olumlu karşılıyor, devam etmesini istiyorlar?” ifadelerini kullandı.

 

Açılımı bize yaptırmasınlar

Türk ordusuna güvendiklerini de belirten Akbaba, asıl açılımı şehit ailelerinin yapacağını söyledi. Akbaba şunları kaydetti: Atatürk’ün kokusu, Türk ordusundadır. Türk ordusuna güveniyoruz. Türk milleti demek Türk ordusu demektir. Eğer bu açılıma bunlar da uyumlu ve ’haklısınız açılım olsun’ diyorlar destek veriyorlarsa ben o zaman onlara söylüyorum; açılımı şehit anaları yapacak. O zaman biz çıkar çocuklarımızın kanını yerde koymayız. PKK ile biz mücadeleye gireriz o zaman bizim için de açılım yaparlar.

 

Göz yaşım dinmez

Benim gözümün yaşı dinmeyecek, çocuğumun kanını yerde koyacaksın, katil beslenecek kimseden çıt yok. Ne zamandan beri katiller Türkiye’nin yol haritasını çiziyor? Dünyayı bize güldürmesinler. Herkes haddini bilsin. Açılıma falan kimsenin ihtiyacı yok. Düpe düz dediler ki biz PKK’ya teslim oluyoruz. Hiç mi onların kucağında şehit olmadı? Hiç mi şehidin son nefesini, son arzusunu duyup teröriste karşı koymadı. Ne biçim şey bunlar?

 

 

 

iŞTE O BiLDiRi

Milli Güvenlik Kurulu önceki gün Abdullah Gül’ün başkanlığında, askerlerin yanı sıra hükümet temsilcilerinin de katılımıyla gerçekleştirilmişti. 7 saat süren toplatıda sözde Kürt sorunu açılımı ele alınmış ve açılıma destek olan şu bildiri yayınlanmıştı: Kurul’un önceki toplantılarında yapılan değerlendirmelerin de ışığında; devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü pekiştirmek, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak üzere, İçişleri Bakanlığı eş güdümünde yapılan çalışmalar hakkında Kurul’a bilgi sunulmuş ve çalışmaların devamı tavsiye edilmiştir.

 

 

 

Hiçbir aydın, kişi, kurum acılarımızın temsilcisi olamaz

Şehitlikte açılımı protesto eden şehit yakınları adına konuşan Zeki Şanlı, “Bu açılım nereden çıktı belli değil. MGK’nın da desteklemesi üzücü” dedi

 

 

Şehit aileleri geçtiğimiz hafta olduğu gibi bu hafta da Edirnekapı Şehitliği’ndeydi. Hükümetin açılımını ve MGK’nın açılıma destek vermesini protesto eden İstanbul Şehit Aileleri Dayanışma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği üyeleri ve şehit yakınları kendi yol haritalarını açıkladı. Dernek Başkanı Şencan Bayramoğlu, PKK’nın kayıtsız şartsız silah bırakmasını istedi. Bayramoğlu, önerilerilerini de şöyle sıraladı:

Kimse söz hakkı vermiyor

“Teröristbaşı Öcalan hiçbir surette muhatap alınmayacak, DTP PKK’nın terör örgütü olduğunu kamuoyu huzurunda kabul ve beyan edecek, Meselenin bütün tarafları Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter devlet yapısına bağlı kalacaklarını ilan edecek, Öcalan cezasını yumuşama olmaksızın çekecek, Vatana ihanet yasası tekrar yürür hale getirilecek” Şehit aileleri olarak yol haritasını ortaya koyduklarını dile getiren Bayramoğlu, hiçbir aydın, kurum ve kuruluşa kendilerini temsil yetkisi vermediklerini, acılarının temsilcisi olamayacaklarını söyledi. Basın açıklamasının ardından söz alan şehit yakınları da PKK’nın ve Öcalan’ın kesinlikle muhatap alınmamasını istedi. Oğlunu 14 sene evvel Şırnak’ta şehit veren Zeki Şanlı, PKK’nın derhal silah bırakmasının şart olduğunu söyledi. Kendi annesinin de Kürt olduğunu ve bu milletin içerisinde Kürt-Türk herkesin kardeşçe yaşadığını belirten Şanlı, “Bu açılım başkalarının dayatmasıyla yapılıyor. Nereden çıktığı belli değil. MGK’nın da desteklemesi üzücü. Bizim acımız zaten büyük. Kimse şehit ailelerine konuyla ilgili söz hakkı vermiyor” diye konuştu. Yıllardır evde şehit oğlunun çok sevdiği kuşbaşı eti yiyemediklerini ifade eden Şanlı, “Annesinin ve benim et yediğimizde boğazımız düğümleniyor. Çünkü benin şehit oğlum bunu ekmek arasına koyup yemeyi çok severdi” diye konuştu.

 

İsterlerse hapse atsınlar

Şanlı, Kürt açılımına destek veren başta Sezen Aksu olmak üzere bazı sanatçıları eleştirdi. Şehit Üsteğmen Mehmet Sarper Alus’un annesi Sevim Alus da anlaşma olmasının kendilerini rahatsız etmediğini ancak PKK’nın ve Öcalan’ın kesinlikle muhatap alınmamasını istedi. Konuşurken sesi titreyen ve öfkelenen acılı anne, “PKK kayıtsız şartsız teslim olmalı, biz bunca şehidi boşuna mı verdik? Ben 9 yıl önce burada kendimi yaktım ve ölümden döndüm. PKK ve Öcalan muhatap alınırsa bunu kesinlikle kabul edemem. O zaman benim kınalı yavrumu geri versinler. Beni isterlerse hapse atsınlar” diye konuştu.

alıntı

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Benim kafamda açıkçası bu AÇILIM ile ilgili bir çok soru var.

 

1. AKP neden 8 yıldır bekliyor

2. Neden ABD nin Irak'tan çekilme öncesine denk geldi

3. AKP neden bir an önce yıl sonuna kadar bu açılım meselesini sonlandırmak istiyor

4. Açılım netleştiğinde toplumsal algı nasıl olacak bu konu hakkında

 

Ben bir kaç madde daha ekleyeyim:

 

1. Niye bu açılımın zamanı PKK nın ilk silahlı eylemi olan Eruh baskınının yıldönümüne denk getirildi? Bu tarih atlatılıp görüşme turlarına başlansa olmaz mıydı? Kuluçkada yumurtalar mı soğurdu? Hangi hassasiyetler bu şekilde kaşınmaya çalışıldı? Hangi sabır taşlarının çatlayıp çatlamayacağı yoklandı?

 

Eruh baskını aslında PKK nın ilk eylemi değil, askere karşı giriştiği ilk eylemidir. Her ne kadar düzenleyenler "savaşın yıldönümü bu kez barışın yıldönümü olsun istedik" gibi ipe sapa gelmez bahaneler ürettiyse de, konu apaçıktır: Bir gün birileri ölmüşse, o olayın yıldönümünde kutlama niye yapılır? O insanların ölümüne sevinildiği için. Siz hiç sevdiğinin ölüm yıldönümünü kutlanan kimse gördünüz mü? Bunun iki açıklaması var: Bu ya zeka düzeyinin, ya küstahlığın derecesini belli ediyor. İkisinden biri.

 

İşin kotarıcıları, "yok artık o kadar da değil" deyip yol haritası!?nın o gün açıklanmasını engellediler. Bu kışkırtmanın dozunun fazla geleceğinin ve aleyhlerine döneceğinin farkına vardılar.

 

2. DTP nin söylemi değişmemiş, aksine küstahlaşmışken, AKP ne oldu da DTP ile görüşmeme boykotuna son verdi? Bu sorunun yanıtı ise son derece basit: Şartlar öyle gerekti?! Yani daha Türkçesi, uzaktan kumandanın bu kez o tuşuna basılmıştı!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

“Kürt açılımı”nın MGK’da destek bulması, şehit ailelerinin tepkisini çekti.

Biraz daha sabır tavsiye ediyorum. MGK nın diğer üyelerini, başını bilmem. Ama asker üyeleri destek filan vermemiştir. Ne yapılmak istendiğini somut olarak görmek gerekir. MGK bildirisinin anlamı budur. MGK Genelkurmay değildir. Bir kere başta, cumhurbaşkanı başkanlık eder. Ne yapmak istiyorlarsa ortaya koysunlar, yasa teklifi mi verecekler, ne düşünüyorlar ortaya çıksın, bakarız.

 

Ortada bir şey yokken "olmaz, bırakın bu açılımı filan" demek, yakışık almaz. Siyasi irade ne düşünüyorsa ortaya koymalı, ne yapmak istiyorsa girişimde bulunmalıdır ki açıklık rejimi olsun. Daha açılımın neyi açacağı belli değil. Bakın "yol haritası"nda geri adım atıldı. "Hele dursun" dendi, tepkilerden korkuldu. O zaman neyi açıp neyi saçacaklarını bir görmek gerekiyor. Hele bir açsın saçsınlar, görelim ak koyunla kara koyunu...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kendinizde itiraf ediyorsunuz bu ülkeyi Türkler Kadar Kürtlerinde Karduğunu ve bin yıldır birlikte omuz omuza yaşadığımızı ama sonra diyorsunuz ki 'Bin yil önce bu topraklari kendilerine vatan yapanlarin adina buralara Türkiye dendi,yani Türklerin ülkesi.Etnik kökeni ne olursa olsun bu ülkenin kimligini tasiyan herkesin Türk olarak adlandirilmasi kadar dogal olan birsey yoktur.'Neden bu bukadar doğladır bu ülke için kürtlerde savaşmamışmıdır ozaman Kürt diyelim kabul edermisiniz bu kadar doğal karşılarmısınız yada size göre bukadar doğal olan şeyi kiminle müzekkere ederek bu kanıya vardıınız? Kürtlerle beraber bu ülkeyi kurduğunuzu kabul ediyorsunuzda neden Kürtlere Sormadan onlara kendi isminizi vermeye çalışıyorsunuz????? sorular sorular buyrun cevap bekliyorum kendiniz bu soruları hatırlattınız bana yazınızla.

 

Bu kadar doğaldır;

Çünkü "Kürt" ya da diğer bir etnik kökene dayalı ad, bir "Ulusal Ad/Kavram" olarak kendilerini bulamamışlardır.

 

Anadoluda 1000 yıllık süreçte önce Türkmen/Oğuz/Yörüklerin yaşamları ve yaptıkları;

Selçuklular ve Osmanlılar ile birlikte bu kesime olan bakış açısı ve uygulamalar;

Anadoluda bir "Anadolu Türkü" denilebilecek etnik-kökenin oluşmasını engellemiş,

Dahası Irki açıdan "Türk" olarak nitelendirebileceğimiz kesim, beylik yapılarının dağıtılması ile Türk adı Irksal anlamından uzaklaşmıştır.

Öyle ki hiçbir Yörük ya da Türkmen kendisine "Türk" demez;

"Yörük" ya da "Türkmen" der veya en fazla boyunun adını söyler...

 

Son 150-200 yıllık düşünsel gelişim sürecinde de

"Türk" adı Anadoludaki her halkı kapsayan bir "Ulus" adı olarak kendisini bulmuştur

Ve Irksal anlamını yitirmiştir Anadoluda...

 

Kürt adı ise en azından böyle bir uzun süreç yaşamadıkça (ki yaşayamayacaktır)

Bir Ulus adı olarak kendisini bulamayacak

Ve hep Etnik-Kökeni tanımlayan bir kavram olarak kalacaktır...

 

Bu yüzden sizin de sandığınız gibi "Türkiye" demek "Türklerin Ülkesi" demek değildir...

Bu topraklara avrupalılar "Turchia" derlerken,

Türklerde aynı süreçte bu topraklara "Rum İli" diyorlardı...

 

Kimse o süreçte Türklere, Rumlara ya da Ermeni veya diğer etnik-kökenlere

"Bu adı verelim, uygun mudur?" diye sormamışlardır...

 

Türkiye'de de Kürtlerin çıkardıkları hiçbir isyan "Türkler bu ülkeye kendi adlarını verdiler, niye bize sormadılar?" diyerek çıkmamıştır.

Bu açıdan dile getirdiğiniz söyleme bakılırsa;

Kürtlerin çıkardıkları ayaklanmalar ve istekleri ile ilgili olarak zerre kadar tutarlı bir bilgiye,

Aynı zamanda "Türkiye" ve "Türk" kavramlarının anlamına dair yapıcı bir birikime sahip değilsiniz...

 

Bu ülke sadece Kürtler ile birlikte kurulmadı;

Kurtuluş Savaşında can verenler arasında sayısını bilemeyeceğiniz kadar Çerkez komutanlar ve askerler de vardır...

Hıristiyan ve Yahudiler bile vardır...

Her etnik kökenden insan vardır ve hepsinin buluştuğu nokta Türk Ulusal Kimliğidir...

 

Eğer bu adlandırmaya karşı iseniz;

Niçin karşı olduğunuzu

Ve bu kavramdan başka, kendisini tarihsel ve düşünsel olarak gerçekleştirebilmiş başka bir bağlayıcı-bütünleyici kavramı söyler misiniz, tanımlar mısınız?

 

Şimdiye kadar esip gürleyen kimseden böyle birşey göremedik çünkü;

Belki siz becerebilirsiniz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu Kürt acilimíni kim baslatti;Gül'mü,Erdogan mi yoksa Öcalan'mi?Bence ücü birden baslattilar.Cünkü planlar yapilmis ve tarih ayarlanmisti.Kimler Kürt acilimi destekliyor bakalim;Abdullah Gül,Erdogan'in Cankayada ki memuru.O zaten Ermeni aciliminida yapmamismiydi?Erdogan,e zaten Erdogan Kürt aciliminin görevlisi degilmiydi?2002 de Kürt sorunu yoktur diyen adam 2009 da Kürt acilimi yapiyorsa bunda bir bit yenigi vardir muhakkak.Kürt acilimi icin ABD emir verdi dedigi icin "Ispat edemezsen namussuzsun"demis Bahceliye Erdogan, güldüm ve aklima "Minareyi calan kilifini hazirlar"lafi takildi.AKP de destekliyor ama AKP demek Erdogan demek oldugu icin ayrintilara girmiyorum.DTP de destekliyor!Heralde destekliyeceklerdi,anlasarak girdiler o yola tabi ki destekleyceklerdir.Liboslar da destekliyor yani yandaslar,e onlar soykirimida Türklerin üzerine mal etmeye calismadilar mi?

Simdi isin asil komik yani ne biliyormusunuz?Kim Kürt acilimina karsi cikiyorsa adini koydular Türkcü...Ne güzel dimi,yani birakalim bölünsün ki bizede demokrat desinler...!

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Dipnot,

 

Bu ülkenin ciddi anlamda bir demokrasi devrimine ihtiyacı var,ama üzülerek söylüyorum bunu yapabilecek kimse yok hala ülkemizde...Demokratlarımız yok,aydınlarımız yok...tabandan gelecek bir zihinsel değişim bilinci yok...yok da yok:(

Olan demokraside katilden teröristten yana işlşiyor malesef.!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

11 Ağustos tarihli haber sitelerinde Tayyip Erdoğanın Kürt Açılımı ile ilgili partisinin grup toplantsında yaptığı konuşma ;

 

14 Ağustos 2001'de yola çıkarken, onu söyledik. 'Batı neyse, doğuda o olacak' dedik, 'Güney neyse, kuzeyde o olacak' dedik. Antalya'daki konuşmamızda söyledik, 'Bizim 3 tane kırmızı çizgimiz var' dedik. 'Biz etnik milliyetçilik yapmayacağız, dinsel milliyetçilik yapmayacağız, bölgesel milliyetçilik yapmayacağız' dedik,

 

Bu konuşmayı baştan sonra okuyup sonra geçmişe dönüp kendini bir sorgulasa eminim ki benim şu an kendisine olan kızgınlığımdan çok daha fazla kızacaktır kendisine.

 

Oğlu her ne sebeple hayatını kaybetmiş olursa olsun, Yozgat'taki anne ile Hakkari'deki anne, oğullarının başında aynı duayı ediyorsa, evladı için Yasin ve Fatiha okuyorsa, cemaat aynı kıbleye dönüyorsa, burada çok ciddi bir yanlış olduğu ortadadır.

 

Bu AKP ümmetçiliği değildir de nedir. HAni dini kullanmazdınız. O kadar açık bir şekilde söylenmiş laflar ki bunlar her şey apaçık ortada. Direkt hepimiz müslümanız gerisi yalan edebiyatı yapılmış.

 

Konuşmasının tam metni

 

 

Ben Doğu da hiç yaşamadım. 17 yaşıma kadar doğduğum şehirde, yaklaşık 12 yıldır da Türkiye'nin en batısı da dahil olmak üzere şimdi yaşadığım yerle birlikte 5.ilimdeyim. Düşünüyorum da buralarda acaba Doğudan farklı olan ne var diye.Burda kafanı kaldırdığında gözyüzünü, yere baktığında toprağı görüyorsun farklı değil yani. Her şey aynı aslında. Hayat pahalılığı burda da var, fakirlik desen diz boyu. Sağlık güvencesi olmayan bir çok vatandaş var.Hastanelerde sıralar var.Harçlara burda da zam yapılıyor. Hele elektrik, su ve telefon faturaları her yeni ayda çoğalarak geliyor. Bir çok anne ayda bir kere bile olsun çocuğuna et yediremiyor.Kışın yollar buralarda da kapanıyor. Devlet Babayı göremiyor çoğu insan.Seçim zamanı aynı adamlar yıllardır aynı söylemlerle buralarda da dolaşıyorlar. Buralarda da Türkçe bilmeyen bir çok vatandaş var.Faili meçhuller,cinayetler, işkenceler var.Buralarda lazların, çerkeslerin,boşnakların,gürcülerin kültürlerini, birliktelerini korumak için kurdukları dernekler var. Eminim ki oralarda da aynı şeyler yaşanıyor. Ama buralarda ; Köroğlu dağlarında, kaz dağında, yıldız dağlarında eli silahlı adamlar yok. Benim veya bir başkasının etnik kökenini sürekli ağzına dolayan bir parti yok, Akdamar adasında bir laf söylese de ona göre hareket etsek dediğimiz bir adam yok.

 

Yani nereye bağlamak istiyorsun bu yazıyı diye düşüneceksiniz şimdi. Diyorum ki o bölgelerde bu açılımla birlikte resmi dairelerde kürtçe konuşulmaya başlanılsa, okullarda ana dil kürtçe olarak okutulsa, elinde kürtçe üzerine yüksek ihtisas yaptığına dair bir belge olsa ne olur olmasa ne olur.FArklı ne olacak şimdiki yaşantılarından. İş bununla bitmiyor ne yani sadece bunu mu anlıyorsun sen diyebilirsiniz. Eeee bundan ötesi ne olabilir ki. Açık açık söyleyin devlet kurmak istiyoruz biz diye.

 

Keşke Tayyip Erdoğan ülkenin şu an içinde bulunduğu durum için bir de Türkiye Açılımı üretse.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

başka bir bağlayıcı-bütünleyici kavramı söyler misiniz, tanımlar mısınız?

Bu işin taşeronluğunu yapanların dillerinin arkasında olan, dillerinin ucuna zaman zaman gelen, ama takiyye nedeniyle oradan öte gitmeyen yanıt şudur: Ümmeti Muhammed.

 

Bu projenin ardında laikliği havaya uçurma planı vardır. Yoksa niye Kürt de Türk de aynı kıbleye dönüyor gibi laflar ediliyor olabilir? Kürt sorunu adını verdikleri konu, tarih boyunca olduğu gibi bir kez daha başka amaçlara sadece alet ediliyor.

 

Bu taşeronlara akıldane ağababaları, etnik ve dinci ayrımların başgöz edilmesi talimatı vermiştir, o doğrultuda hareket ediyorlar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu işin taşeronluğunu yapanların dillerinin arkasında olan, dillerinin ucuna zaman zaman gelen, ama takiyye nedeniyle oradan öte gitmeyen yanıt şudur: Ümmeti Muhammed.

 

Bu projenin ardında laikliği havaya uçurma planı vardır. Yoksa niye Kürt de Türk de aynı kıbleye dönüyor gibi laflar ediliyor olabilir? Kürt sorunu adını verdikleri konu, tarih boyunca olduğu gibi bir kez daha başka amaçlara sadece alet ediliyor.

 

Bu taşeronlara akıldane ağababaları, etnik ve dinci ayrımların başgöz edilmesi talimatı vermiştir, o doğrultuda hareket ediyorlar...

Bence dediğin doğru:

Amerika bunları, Türkiye'nin bir İslam Devleti yapılacağına inandırmış olmalı...

 

Öyle olmalı ki;

Hem bu türlü söylemlerde bulunuyorlar ve hem de ulusal bağı çökertmeye çalışıyorlar...

 

Biz neyi konuşuyoruz ya hu?

Daha buradaki arkadaşlarda bir soru işareti uyandıramıyoruz,

Toplumdan ne bekleriz anlayış yolunda!?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu açılımlar sonucu, Türkiye geri dönülmesi zor bir konuma gelmiştir. İşte size bu konumu belirleyen ana özelliklerden birkaçı:

•Uluslararası sermaye çevreleri ve onun taşeronu konumundaki büyük sermaye çevrelerinin evirip çevirdiği bir ekonomi,

•Emeğin ve örgütlerinin tüm karar süreçlerinden dışlandığı bir ekonomi, ( emek örgütlerinin itirazına rağmen, işsizlik sigortası fon kaynaklarının bütçeye aktarılması, memur sendikalarının toplu sözleşme ve grev hakkı talebi ile ilgili yasal düzenlemenin yapılmamış olması )

•İktidarın YÖK’ü ve RTÜK’ü ele geçirdiği bir ülke,

•İktidarın dikensiz gül bahçesi yaratma uğruna yargıyı ele geçirmeye çalıştığı bir ülke,

•Tarikat ve cemaatlere yönelik soruşturmalar hasıraltı edilirken, üniversite öğrencilerinin yasal ve demokratik haklarını kullanmalarının engellendiği bir ülke,

•Ergenekon davası adı altında muhaliflerin susturulduğu ve bir korku imparatorluğunun inşa edildiği bir ülke.

 

Bunlar ilk akla gelen ve bir çırpıda sayabildiklerimiz.

Bu liste daha da çoğaltılabilir.

Evet açılımı sonuna kadar destekliyorum...

Fakaaat...

Minik bir soru..

Ne dersiniz, Kürt açılımını bu yukarıdaki tabloda nereye oturuyor dersiniz?...

 

Bir hatırlatma yapayım dedim...

Umarım yanıtını verir ve yorumunuzu yaparken uyarı niteliğindeki yukarıdaki tabloyu göz önünde bulundurursunuz...

 

Saygılar....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ümmeti Muhammed.

 

Bu projenin ardında laikliği havaya uçurma planı vardır. Yoksa niye Kürt de Türk de aynı kıbleye dönüyor gibi laflar ediliyor olabilir? Kürt sorunu adını verdikleri konu, tarih boyunca olduğu gibi bir kez daha başka amaçlara sadece alet ediliyor.

 

 

Cyranonun YENİ OSMANLI diye açtığı bir başlık var güncel konularda. Tamda burda bu iki konu birbirini tamamlıyor aslında. Ümmetçilikle birlikte yeni osmanlı rüyasının nasılda en büyük sevdaları olduğu apaçık ortada. Dini konuların ağırlıklı olduğu internet sitelerinde de bundan sıkça söz ediyorlar zaten. Özellikle HY. Öyle ballandıra ballandıra anlatıyor ki Büyük Ortadoğu Projesinin bir kolu olan yeni osmanlıcılığı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.