Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Kurtlerin 5.000 Yasinda Oldugunun Ispati


Önerilen İletiler

( Forum Katilimcisinin Notu : Asagidaki yazi alintidir. Alinti sahibinin izni vardir; begendiyseniz asagidaki metni istediginiz sekilde kullanabilirsiniz. Yillaryilidir kendisini oldugu olculerde tanitma imkani bulamayan Kurt Halki... kendisini tanitmaya calissa ilk once 'kendisini temsil ettigi siyasal cizginin terorist oldugu' ikaziyla susturulan... bir turlu misafirperverlik , bariscillik ve yardimseverlik imajini ve karakterini karanlik kuvvetlerin Kurt sorununu icinde tekellestirdigi 'teror' imajindan kurtarmasina imkan verilmeyen Kurt Halki... artik 21. yuzyilda var olma-yok olma telasiyla degil , zenginliklerini yasatarak ortaya cikiyor... dunyaya kendisini onurlu bir kardes millet olarak takdim etmeye hazirlaniyor. Asagidaki calismayi bu yonde anlamli buluyorum. )

 

 

Kurdlerin kokeni konusunda bilimsel kanitlar :

 

Cambridge Universitesi profesorlerinden Colin Renfrew ile Gurcistan Dogu Enstitusu Muduru Thomas Gamkrelidze; Hint-Avrupalilarin anavatanlarinin Kurtlerin ulkesi ve civari oldugunu ve bunun ozellikle dil ve arkeoloji yoluyla kanitlandigini yazarlar. Yani Medler, Kuzey Avrupa’dan gelmemistir.

 

Kurt halkinin ilk kez Hazer denizinin guneyinden On Asya’ya ve Mezopotamya’ya geldikleri bilim cevrelerince kabul edilmistir.

 

1)

 

Guti ’ lerin ortadan kalkmasindan 1000 yil sonra yasamis bir Asur Krali ( I.O. 1280-1261 ) , kendi zamaninda yasayan Kassit ( Kassitlere ‘Cemsid’ de denir )lere ‘Guti’ diyordu.

 

GUTI – KASSIT ILISKISI . (Kassitler : I.O. 1896-1160 )

 

*

 

2)

 

I.O. 1200 ’lerde Hurri kavimler , ekonomik ve kulturel acilardan cok ustun bir duzeyde bulunuyorlardi. Baskilar yuzunden ve gelismis kavim olmalarinin sonucu, kendi aralarinda guclu birlikler olusturdular; Kaldiler, KARDAKALAR , Subariler , Muskiler , Nairiler , Mannerler gibi adlar tasiyan bu topluluklar, I.O. 9. yuzyilda Urartu Devleti’ni kurdular. Urartularin kendilerine verdikleri isim Biaini’dir; B.Piotrovsky’e gore ‘Kabileler Birligi’ anlamina gelir.

 

HURRI – KARDAKA – URARTU ILISKISI.

 

*

 

3)

 

‘HURRI KAVIM’ OLAN KARDAKA TOPLULUGUNUN KOKENI:

 

Gutiler Sumerlere yenildiginde , Bitlis bolgesindeki Gutiler; Kardaka adini aldilar.

 

GUTI – KARDAKA BAGLANTISI.

 

*

 

4)

 

Anadolu Uygarliklari-Gorsel Anadolu Tarihi Ansiklopedisi’nin 1. cildinin 30 ve 40. sayfalari arasinda ve ozellikle 34. sayfasinda su bilgiyle karsilasiyoruz: “ Olasilikla I.O. 16. yuzyilin sonlarinda Kuzey Suriye dolaylarinda Indo-Ari dil kokenli olan savasci ve yonetici bir sinif, bu Hurri Prensliklerinin bir devlet orgutu kurmalarini saglamis ve ortaya cikan devlete resmi bir ad olarak Mitanni denilmisti.”

 

 

*

 

5)

 

NUH TUFANInin gerceklestigi yil : M.O.5600

 

KALKOLITIK CAG : M.O. 5500-3000

 

Kalkolitik Cag, Nuh tufanindan sonra olustu.

 

*

 

6)

 

GUTI – KASSIT – HURRI – MITANNI - URARTU KULTUR ILISKISI

 

Arkeolog Veli Sevin, Kurdistan’daki antikcag hoyukleri arasinda bir kultur ve uygarlik birliginin ortaya ciktigini belirtir. A. Erzen de, kalkolitik cagdan baslayarak kuzeyde Kafkas esiginden, batida Malatya-Elazig bolgelerine, guneyde Kuzey Suriye ile doguda Urmiye golu, kuzeybati Iran havzasina uzanan genis bir cografi alanda cok kuvvetli bir kultur birliginin oldugunu soyler.

 

HALKLASMA SURECI

 

*

 

7)

 

Bu tarihsel gelenegin devami olarak bu topraklarda kurulan ilk devlet (M.O. 2700 ) Guti Devletinin akrabasi olan Kassit Devleti (Diger ismi Cemsid Devleti) ile , Kassit Devletinin Kurdistan’daki komsularinin ayni halktan olmalari gerekiyor: I.O. 1500 yillik bir zaman araliginda, bugunku Urfa, Malatya, Mardin, Maras, Kerkuk bolgesinde imparatorluk kurmus olan Mitanni halki; gunumuzdeki Irak Kurtlerinin meskun bulundugu bolgelerde Kassit-Kusi (Cemsid)ler; Kars ve Agri bolgelerinde Araratiler; Mus, Bitlis, Erzincan, Van bolgelerinde Kar-Da-Ka; yine Van, Hakkari, Siirt, Suleymaniye, Iran’in bati kesimlerinin tumunde MED (Diger ismi Feridun Devleti)LER ic ice, bir arada, organik bir yapi icinde ulusal varliklarini, uygarliklarini, sanat ve edebiyatlarini, kulturlerini korumuslardir. Bunda hic suphe yoktur.

 

Kurdler icin ‘p i c kavim’ diyenlere tekrar belgeleyelim ki : Arkeolog Veli Sevin, Kurdistan’daki antikcag hoyukleri arasinda bir kultur ve uygarlik birliginin ortaya ciktigini belirtir. A. Erzen de, kalkolitik cagdan baslayarak kuzeyde Kafkas esiginden, batida Malatya-Elazig bolgelerine, guneyde Kuzey Suriye ile doguda Urmiye golu, kuzeybati Iran havzasina uzanan genis bir cografi alanda cok kuvvetli bir kultur birliginin oldugunu soyler. Tarih boyunca Kuzey Mezopotamyanin butunu capinda topluca soykirim olmamissa bugunku butun Kurdlerin MEDlerle ; oradan GUTI ’lerle baglantisi vardir. Bilimsel yontemde deney yapilamazsa gozlem yapilarak netice alinir. Mantik olarak Gutilerin , Medlerin varisi Kurdlerdir. Burada Kurdlerden baska kalici halk yoktur. Insanlar arasi karisim ise dogaldir. Turkler nasil ‘ damarlarindaki asil kan’ ’dan bahseden Sari Sacli Mavi Gozlu Komutana ‘ATATURK’ diyebiliyorlarsa ,Orta Asyadan binlerce kilometre uzaklastiklarini soyleyenler simdi Anadolu’da Orta Asya antropolojisine ve dillerine uzak olduklari halde bunu gormezlikten gelerek , kendilerini ‘Turk’ goruyorlarsa , Kurdler de onlarin on kati kadar fazla emin olarak ben MED’im ben GUTI’yim demelidir.

 

Asurlulardan kalan bir tablette bugun “Kurti” veya “Qurtie” diye okunan bir kavim adina rastlanmistir. G.R.Driver bu bolgenin Bitlis yoresini kapsayan guneydogu Anadolu olabilecegini dusunmustur. Asur tabletleri Kurtiler icin “Daglarin Cini/Efendisi” diye yaziyor. Arada karistirmanin imkani olamaz, soylar bellidir; Bitlis Kurt Hukumdari Seref Han ise 1597 tarihinde yazdigi Serefname’ de; Kurtlerin ortaya cikis soylentilerine yer verirken ‘Daglarin Cinidirler’ soylentisini de maddeye ekler.

 

Pers Krali 1. Darius (M.O. 522 – 486) ’un; M.O. 515 yilinda, civi yazisi olarak hazirlattigi, yerden 100 metre yukseklikteki kayaliklara yazdigi ve Pers Tarihinden bahseden Behistun Kitabesi ’ nin 1. sutununda Firat Irmagi kenarinda bir ‘kasaba’dan 1.Darius, ‘ Zazana ’ ismi ile bahsetmektedir.

 

M.O. 14 Kasim 401 tarihinde 1 hafta boyunca Pers veliahdi emrindeki onbinleri askin parali yunan ordusu Kurdistan’dan gectiler. Amaclari yeni Pers kralini devirmekti. Savasta sayisi 300.000 ’i bulan yunanlarin basindaki Pers veliahdi kumandan olduruldu. Bunun yerine gecen yunan kumandan da oldurulunce orduya savas muhabiri olarak katilmis olan Ksenefon ( Ksenophon ya da Xenophon ) sayisi onbinleri askin yunan ordusunun basina gecerek hep beraber Yunanistan’a geri donduler. Bu olaya ‘Onbinlerin Donusu’ adi verilir. Donduklerinde 2.000 asker kalmislardi. Ksenefon ( Ksenophon ya da Xenophon ) ; gozlemlerini Anabasis (sefer) , Ellinika, Kiru Anavasi (Onbinlerin Donusu) adli eserlerinde yazmistir.

 

Anabasis adli eserinin 3. kitabinda Ksenefon ( Ksenophon ya da Xenophon ) sunlari gozlemlemis :

 

“ Karduklar ; Iranlilardan bambaska soydandir ve onlara cok dusmandir. Karduklar kimsenin hakimiyetini kabul etmeden ozgur yasarlar. Karduklar, daglar arasinda yasayan savasci bir halktir. Karduklar cok savasci ve pek cevik insanlardi.”

 

The Name Kurd and Its Philological Connections adli yazisinda Driver, listesini yazitlardan cikardigi su adlarin ayni kokten geldikleri ve etnik olarak iliskili olduklari sonucuna varmistir:

 

Kurti, Karda, Karduk, Gord, Kord, Cardakes, Kyrtii, vd. gibi sonekleri farkli dillere gore degisse de hepsi ortak bir krd/krt ogesi iceren tum bu adlar,…

 

Tum bu adlar ayni kokten geliyor ve etnik olarak iliskilidirler.

 

M.S. 226 yilinda yazilmis Pehlevice ‘Karnamey Ardeser Papakan’ ( Karnamag-i Ardasir i Babagan) yani Babag’in oglu Ardesirin iyilikleri adli yapitin Ingilizce metnine bakarsak ‘Kurtlerin Krali –The King of the Kurds’ kelimesi ve defalarca ‘Kurtler’ (Kurds) kelimesi acikca kullanilmistir.

 

M.S. 850’lerde yazilmis Kitab futuh el-Buldan ( Futuhu’l Buldan) adli eserde Arap Tarihcisi Beladuri, ‘Kurt’ ‘Kurtler’ kelimelerini kullanmistir.

 

Evliya Celebi ( 1611-1682); Seyahatname’sinde Kurtceden ve Kurtcenin lehcelerinden soz eder. Kurtcenin zengin ve kadim bir dil oldugunu; Farsca, Ibranice ve Dericeden ayri oldugunu vurgular. Kurt kulturunun en gelistigi sehrin ise Diyar-i bekir oldugunu yazmis. Seyahatname’sine Kurtce birkac siir de eklemis. Vay PKK’li!!!

 

1339-1340 yilinda farsca yazilan Nezhet’ul Kulub (Kalbin Gezisi) eserinin yazari Hamdullah Mustevfi-i Kazvi bu eserinde (1340) Kurdistan’dan ve Kurdistan’in 16 eyalete ayrildigindan bahsetmektedir.

 

Kurt Edebiyatinin ilk yazili ornegi Iran’da Arap alfabesi ile Kurtce olarak yazildi. Hemadani Baba Tahir (935-1010)’e ait.

 

1975 basimli Tam Ilmihal Seadet-i Ebediyye’nin 305. sayfasinda yazar Huseyn Hilmi ISIK su tespitlerde bulunmustur: “ Peygamberimizin vefatinda, Eshab-i Kiram’in hepsi, sonra da evladlari, cihad icin, din-i islam’i dunyaya yaymak icin, Arabistan’dan cikti. Asya’nin otelerine Afrikaya, Kibrisa, Istanbola, hasili her yere dagildi. Allah’in dinini, Onun kullarina tanitmak icin savasdilar ve canlarini feda etdiler. Bu genis topraklar, o mubarek sehidlerle doludur. Evladlarini, yavrularini da, ilm ogrenmek icin o zamanlar dunyanin en ustun universitesi olup, fizik, kimya, astronomi, cografya ve hendesedeki tecrubeleri ve ileri buluslari, bugun mevcut eserlerinden anlasilan, Bagdat Darulfunun ve fakultelerine gonderdiler. Meshur zalim ve kafir Cengiz –asl adi Timocindir- hanin torunu Hulagu, 656 (miladi 1258) senesinde, Bagdat ahalisini, kadin, cocuk demeyip, sekizyuzbinden ziyade muslumani iskence ile oldurdugu ve Bagdadi yakip yiktigi zaman, yalniz kuyuya saklananlar ve bilhassa Anadoluya kacip kurtulanlar sag kalabilmisti. Iste, Peygamber efendimizin ve Eshab-i Kiram’in evladlari, o zaman Anadolunun her tarafina, hele sark (dogu) taraflarina yerlesmisdi. Bugun, kurd dedigimiz zeki, sabirli, caliskan kimseler, hep o mubarek insanlarin soyundandir. Yani kurdler iki kisimdir.…(…) ”

 

KURTCE TARIHI BELGE NEDEN YOK?

 

1- Evrensel Kural :

 

Anadolu’daki yazi dilinin konusma dilinden farkli oldugu goz ardi edilmemeli. Ozellikle kitabelerde, yontmalarda ve tabletlerde yer alan yazilar icin bu boyledir. Nasil insanlik tarihinde bilim, sanat, felsefe halktan kopuk ve halkin anlayamayacagi dillerde yazilarak belli bir aristokrat ve elit azinligin tekelinde tutulmussa, Anadolu’da da ozellikle Anadolu’nun Bati kesimlerinde “Armeens” yazi dili kullanildi. Nitekim yuzyillarca sonra ortaya cikan Hristiyanligin kutsal kitabinin ilk orijinal nushasi da “Armeens” diliyle yazildi. Bu nedenle eski kitabelerde ve yontularda bugunun Kurtcesini bulmak olasi degil. Cunku bu, diger uluslar icin de boyle oldu. I.S. “Armeens” yazi dili dislanmis, onun yerini kultur alaninda Latince almistir.

 

2- Tarihsel Ihmal :

 

Prof. Halfin : “ Ozel olarak Kurtlerin tarihinin aydinlatilmasi cok zayif olarak cereyan etmistir. On bin Grek’in Kurdistan’dan gecisi ya da Makedonyali Iskender’in seferleri hakkinda ciltler dolusu kitaplar yazan burjuva yazarlar, gercegi anlatmaktan kasitli olarak uzak kaldilar.”

 

(19.Yuzyilda Kurdistan Uzerine Mucadele, Halfin, Koman Yayinlari,sf.11 )

 

3- Fiziksel ya da/ve Kulturel Soykirim :

 

Asur Krali Asurbanpal’in unlu kitabesinde sunlar yazilidir: “Susan sehri topragi, Madakto sehri ve digerlerini tumuyle Asurlulara kattim. Bir ay ve bir gunluk surede tum Elam ulkesinin ( Kassitlerin ) topragini silip supurdum. Bu ulkeyi tebaasindan, koyunlarindan hatta muzik nagmelerinden bile nasipsiz biraktim.(…)”

 

4- Cografik tarihsel olaylarin etkisi :

 

Kanitlar Guneydogu Anadolu Projesinde Keban sularinin altinda kalarak silindi.

 

Kurdistan Sorununun Cozumu icin

 

Kurd kelimesi hic kimsenin hicbir partinin tekelinde olamaz. Bu olursa Kurdlugun guzelliklerini sinirlamak ve ister istemez Kurd Guzelligini ‘terorist’ gostermek anlamina gelebilir.

 

Diyalog!

 

Ama nasil?

 

Diyalog; gercekten inanarak yani istemli sekilde; karsindakinin sevgiden anlayan bir dost oldugunu bilerek, karsindakinin beynine degil kalbine muhatap olacak uslupta kalbinden gecenleri anlatmak... sevgi dolu atesler icinde yuregin yanarak, karsindakine aciyarak, ona karsiliksiz iyilik etmek arkadasligiyla fedakarligiyla, sevgi dolu empati ile var gucunle yardim edip anlatirken ‘Biliyorum’ edasiyla anlatmaman, subjektif goruse bagli ozgur supheci uygar tavrin ve her an kendi samimi cozumlemelerinin cabasi icinde olarak kendinle beraber karsindakine yol gosterme insanligini canli tutarak anlatman demektir.

 

NOT : Bu tarihsel bilgilerin hemen hepsi Tirigan’a ve merhum Dr. Cemsid BENDER’e ait. Ikisini de minnetle zikrediyorum. Lutfen Insanlik adina , bu yaziyi begenen herkes ; bu yaziyi , butun uye oldugu forumlara assin lutfen. Ne oluyorsa aci keder olarak... Kurdlerin taninmamasindan, Kurdlere karsi olan cehaletten geliyor. Bes dakikanizi ayirip lutfen bu kanitlari her platformda paylasima aciniz..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kurdlerin kokeni konusunda bilimsel kanitlar :

 

Kürtlerin kökeni konusunda mı ? Kassitlerin, Gutilerin, Medlerin, Asurların kökeni konusunda mı :)

 

bu "bilimsel" kanıtlarda olmayan nokta benzeri bütün geriye yönelik tarih yazma çabalarında olduğuyla aynı. Bu adı sayılan uygarlıklarla kürtlerin arasında kurulmaya çalışılan bağ noktasında. Bu nokta da ortaya konulan hiçbir bilgi ve kanıt olmamasına rağmen "kürtlerin kökeni konusunda bilimsel kanit" olma vasfı nasıl oluşuyor ?

 

İddianın asıl noktası olmasına rağmen bu noktada hiçbir şey yok. Tarihçilerin "kürt tarih tezi" ni incelemeye değer bulmalarına gerekçe olarak ortaya koydukları neydi ? ; "adı sayılan uygarlıklarla kürtler arasında kurulan bağa ilişkin çalışma da hiçbir kanıt yoktur"

 

Buradada aynısı. İddianın asıl noktası olan kısımda hiçbirşey yok. Yani bu sayılan uygarlıklarla kürtler arasında ki akrabalık iddiasının dayanağı ne ?

 

Yöntem şudur, önce akrabalık iddia edilen uygarlıkla bağı gösteren bir bilgi konar ortaya. Ondan sonra o uygarlığın tarihine ilişkin verilerde kendi tarihine eklenir. Oysa burada yapmaya çalışılan, akrabalığı gösteren bağa ilişkin hiçbirşey koymadan ortaya. Direk bağı kanıtlayacak hiçbir bilgi , veri, kanıt , kaynak olmayan uygarlıkların tarihine konmaya çalışmak.

 

Yahu medlerin, gutiler, kardukların nereden geldikleri, ne yaptıkları, nasıl yaşadıklarına ilişkin onca yazılı kaynak varken, onların mirasçısı kürtlere ait hiçbir yazılı kaynağın ve verinin olmaması diye birşey olur mu ? Şöyle düşünün yani, hunlara ilişkin yazılı kaynaklar var. Ama selçuklulara ilişkin yok. Böyle birşey olabilir mi ?

 

 

NUH TUFANInin gerceklestigi yil : M.O.5600

 

KALKOLITIK CAG : M.O. 5500-3000

 

Kalkolitik Cag, Nuh tufanindan sonra olustu.

 

:) :)

 

Allah allah "nuh tufanının gerçekleştiği yıl" ne ya ? nereden alınmış bu tarih ? Kim tespit etmiş ?

 

 

Asurlulardan kalan bir tablette bugun “Kurti” veya “Qurtie” diye okunan bir kavim adina rastlanmistir.

 

Hangi tabletlerde ?

 

 

 

Anadolu’daki yazi dilinin konusma dilinden farkli oldugu goz ardi edilmemeli. Ozellikle kitabelerde, yontmalarda ve tabletlerde yer alan yazilar icin bu boyledir. Nasil insanlik tarihinde bilim, sanat, felsefe halktan kopuk ve halkin anlayamayacagi dillerde yazilarak belli bir aristokrat ve elit azinligin tekelinde tutulmussa, Anadolu’da da ozellikle Anadolu’nun Bati kesimlerinde “Armeens” yazi dili kullanildi. Nitekim yuzyillarca sonra ortaya cikan Hristiyanligin kutsal kitabinin ilk orijinal nushasi da “Armeens” diliyle yazildi. Bu nedenle eski kitabelerde ve yontularda bugunun Kurtcesini bulmak olasi degil. Cunku bu, diger uluslar icin de boyle oldu. I.S. “Armeens” yazi dili dislanmis, onun yerini kultur alaninda Latince almistir.

 

Yani adı sayılan bütün uygarlıkların yazılı tarihleri olduğu halde, kürtlerin iddia edilen tarihlerine ilişkin hiçbir yazılı kaynak olmamasına açıklama bu mu ?

 

Diğer uluslar içinde böyle olduysa niye sadece kürtlere ait yazılı kaynak yok da diğerlerinin var ?

 

Hepsi bir yana.Yerli yabancı, herhangi bir tarih kurumu bu çalışmaya ne cevap vermiş ?

 

Pardon bütün dünyada ki bütün tarih kurumları, "Kürtlerin 5000 yıllık tarihleri" ni yoksaymak üzere eğitilmişlerdi değil mi ?

 

Kusura bakma dostum. Birileri güncel siyasal ihtiyaçlar için geriye dönük tarih yazacaklar diye. Tarihçiler tarihin yağmalanmasına izin vermezler.

Birde denmiş ki "çalışma" da. "Kürtlerden başka bu coğrafya da kalıcı olan kimse yoktur" bugün doğuda yaşayan kürt vatandaşlarımızın 2000 yıl önce de orada yaşadıklarına dair herhangi bir tarihsel kanıt veya veri mi var ? Yani maşallah hep oradalarmış ama ne hikmetse hiç iz bırakmamışlar.

 

İddiaya gelince bol ama. Bir iz, bir işaret deyince, ortada birşey yok. Oysa tarih bize öğretirki, insanlar bir yerde yaşadıysa mutlaka iz bırakırlar. Aksi mümkün değildir. Hiçbir iz yoksa, tarihte yoktur.

 

M.ö 4. yy da yunanlıların Gaziantep'te yaşadığını; efendim şu kelime şöyle okununca şuna benzemektedir gibi fasarya iddialarla değil. Zeugma kentine bakarak anlıyoruz.

 

Romalıların, Libya'dan geçtiğini, çölde kumların arasından çıkan roma paralarıyla anlıyoruz.

 

Vikinglerin , Newyork limanından geçtiklerini, denizin dibinden çıkarılan Viking kalıntılarından, seyahatnamelerinden, çizdikleri haritalardan anlıyoruz.

 

Türkmenlerin 12,yy da Diyarbakır'da yaşadığını Hasankeyf 'e bakarak anlıyoruz.

 

İnsanoğlu bu izbırakmadan yaşayamaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Cyrano'nun tarih kültürü konusunda ki bilgi zenginliğini taktir ediyorum ve yazdıklarını keyifle okuduğumu söylemek istiyorum, paylaştığın için ayrıca teşekkür ederim...

 

Bu konuda aklıma gelen bir espiri yapmak istiyorum izninle, Kürt dostlarımız malum biraz tembeller, öyle pek tarihi eser bırakma çabasında değiller, malum tarih boyunca hiç edebi eserde bırakmamışlar :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bahar herkesi farklı etkiliyor işte. Gönül yayları gevşedikçe tarih bilgisi de, kürt sevgisi de, akıl iz'an da yerle bir artık...

5000 yıllık olan kavramlar birbirine karışıyor sonrasında.

 

Çok yakın, bu hafta yaşadığım bir olayla ilintileyeyim. Antalya-Kemer arasındaki karayolunda yeni ulaşım tünelleri inşaatı var. 2 gündür şantiyede, tünellerin içerisinde uzun zaman geçirdik. Havalandırmanın yetersiz oluşu, tünelin uzunluğu, içerde çalışan iş makinalarının egsozları vs derken tünel içindeki oksijen miktarı her dakika azalıyor malum. Bir süreden sonra tünelden çıkanların yüzlerine baktığınızda herkesin gülümseyerek çıktığını farkediyorsunuz :) Oksijeni sıfırlamış, adam başka alemlerde geziyor resmen...

 

Kıssadan hisse;

 

Hava bu. Çok pis dağıtır insanı.

Yaşadım biliyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

1850 yılından beri batılılar çıkarları doğrultuasunda etnik bir kökn yaratmak için epey uğraşmışlar yaklaşık 150 yıldan bu yana yapılan araştırmaların çokluğuna rağmen ne kürtlerin kökenleri nede kürtçenin oluşumu ile ilgili her hangi bir açıklık ve netlik yok.

Bu konudaki tezler okuduğum ve araştırdığım kitaplara göre 5 başlıkta toplanıyor.

 

1-Guti ve Önasya Kavimleri Tezi

 

Bu tez de M.Ö.4000 yılından başlayarak kürtlerin yaşadığı coğrayfa olan ortadoğu cofrafyasında yaşamış olan etnik kökenleri, dilleri ve isimleri farklı bir çok kavim , bilimsel veriler yok sayılarak önce kürtlerle akraba soydaş daha sonra da kürtlerin ataları olarak ilan edilmek istenmiştir. Bu kavimler şunlardır:

 

Kassitler, Lulular, Hurriler, Subarular, Mannailer , Nayriler, Khaldiler, Cyrtiiler, Medler, Araratiler, ,Kardular vs. Hatta Gutiler, Sümerler, Hititliler ,Mısır daki Hiksoslar

 

Hiksoslar mısır hanedanı,hititlerin ne kürtlükle nede dillerinin kürtçeleyle alakası yok, Hurrice sadece Türkçeyle ilişkilendirilebilmekte Sümerce de Türkçeyle de bitişik bir dildir.Sümer ve Gutiler konusunda dünyanın en büyük otoritesisayılan Fr.Hommel sümerleri bir Türk kavmi olarak göstermekte, B.Landsberger ise " tarihte Türklerle en yakın münasebettar olan, hatat belki de ayniyet gösteren kabile Gutiler/kutlardır" der.Gutilerbilimsel verilere göre yerleşim yerleri Batı Türkistan ordan önasyaya inmişler mezopotamyayı ele geçirerek burada 125 yıl hüküm sürmüşler.

Kürtlerle ilişkilendirilmesinin nedeni ; asur kralı Tıglatplaser dönemine ait bir tablette , Quti bir diğeri de Qurtie kelimelerine rastlanmış olması. Bunun kurhi olarak telefuz edilebileceği düşünülmüş. Ancak Prof. V.Minorsky islam ansiklopedisinin ingilizce nüshasında bu tabletleri inceleyen arkeologun bu kelimenin bu şekilde telaffuz edildiğinden emin olmadığını yazmıştır.(Encyclopedia of islam, syf.1132)

 

Yani bir kelime ile bir topluluğu 6bin yıl önce yaşamış bir kavme bağlamaya çalışıyorlar.

 

2-Kardu Tezi

 

M.Ö.2000yılında 2sümer eşik taşında kar-da-ka diye bir ülkeye rastlanmış.Bu ülke halkından "su taifesi " olarak söz edilmiş

 

 

Yapılan araştırmada kelimenin ilk harfi okunamadığı gibi son ka ekininde işlevi açıklanamamış.

Ama zorla bir devlet yaratılacak ya

 

Araştırmacı Driver bunun Van ın güneyinde Bitlise yakın "Suy " kenti olabileceğini düşünmüş Yukarda bahsettiğim tabletteki Qurti kelimesinden de yola çıkılarak Güneydoğu Anadoluda yaşamış bir halk olacağı düşünülmüş kürtlerin.Ksenofon yazdığı Anabis ,Onbinlerin dönüşü adlı hatıratında Bohtan suyunun doğusunu Dicle nehrinin sol tarafı ve Cudi dağı arasında Karduk diye dağlı bir kavimden sözetmiş.

 

Bunların savaşçılarının ok atarken yaya sol ayakları ile basıp, yayı sonuna kadar gerdikleri, oklarının çok uzun olduğu anlatılmıştır ki, bu tipik olarak Saka Türklerinin tarzıdır. Bir çok bilim adamı kardukun saka Türklerinin bir kolu olduğu konusunda hemfikirdir.

Ayrıca "su" saka Türklerinde bir hanedan adıdır. KARDU , Kaşgarlı Mahmutun Divan-ı lügat-it Türk adlı eserinde öztürkçe bir kelime olarak yer alır ve anlamı "zemheri sırasında suda yüzen fındık büyüklüğünde buz parçalarıdır"

 

Qurti, kardaka kelimelerinin ses benzerliğinden ötürü kürtlerin kökeni karduklara bağlanmıştırM.Hatmann, Nöldeke ve Weisbach gibi bilim adamlarının kardu ve kürt kelimelerinineşanlamlı olmadıklarınıbu kelimelerinin köklerinin ayrılması gerektiğini ortaya koymaları üzerine geçersiz kalmıştır. ( Prof Minorsky ,The Kurs, encyclopedia of islam, sf 1133)

 

3-Med-İskit Tezi

 

 

Porf Minorsky bu tezi ortaya atmış ve ilk olarak 1938 de Brüksel de toplanan doğu bilimciler kongresinde kürtlerin kökenini Med -İskitlere dayandırmış.8 yıl sonrada ilk görüşün değiştirmiş. Medler kuzeyden asyadan gelmiş ve MÖ 6-7 yy lerde İran merkez olmak üzere güçlü bir devlet kurmuş ,MÖ 550 civarında da persler tarafından ortadan kaldırılmış bir kavimdir.Medlerden günümüze bir kaç kral isminden başka kalan hiç bir şey yoktur.Darius'un ünlü Busitin abidesinde bile dönemin önemliüç diline yer verilmişken Medceye rastlanmaz. Bunun olmayışını ve medlerin MÖ 535 de kendi yöneticilerinin kararıyla Persler katılmaları bu kavmin sonunu açıklamaktadır. Medler muhtemelen Persçe konuşuyorlardı ve onlarla kaynaşıp gittiler Persler İranlıların atalarıdır.

 

Sakalar yani iskitler kuzeyden gelip bir ara Medleri de yıkarak hüküm sürmüş 28 yıl. Güçlü bir Türk asya kavmidir.

 

Minorsky nın çıkış noktası kürt topluluğunun Med -İskit çökğüntüsünden sonra ortaya çıkmalrı ve bugünkü Kürt coğrafyasınınMed ve İskitlerce paylaşılmış olması oluşturmaktadır.

Kendisinden hiç bir kalıntı kalmayan medlerle kürtler arasında ilişki kurmak için epey zorlanmış.Kırmanç kelimesinin bile " kurd" ve "med" kelimelerinin .birleşimine bağlamak istemiştir.

 

 

 

 

1925 Şeyh Sait isyanında Türk ordusunda yüzbaşı iken Sait tarafına kaçan 1926-1930 Ağrı isyanına komutanlık eden Kürt milliyetçisi İhsan Nuri de "Kürtlerin kökeni" isimli kitabında yana yakıla Medlerden hiç bir iz bulunmadığını itiraf etmektedir.

 

sayfa :86

 

"Bu büyük milletin nasıl olup tarih sahnesinden kaybolduğunu adının unutulmaya terkedildiğini ve Şeyhname' de bile adının geçmeyişi ilginçtir. Bugün Med diye bir aşirette yoktur"

 

Daha Medlerin Saka Türklerinin bir kolu olabileceğini de ihtimal olarak kabul etmektedir.

 

Sayfa :96

 

"Aslında Herdotunda Farslardan saymış olduğı Deropiklerde Sakalardan olup Ural gölü yöresinde yaşıyorlardı. Aynı şekilde Farslardan saydıkları Dainlerde Sakalardan olup Hazr denizinin güneyinde yaşıyorlardı.

Budinlerde Medlerden sayılmışlardı.Oysa bunların adını Dariyus'un Trakya ya sevkettiği orduda Sakalar arasında görürüz .Acaba. Med ve Mitanlar , Pars taifesiyle aslında Sakalardan mı idiler?"

 

 

4-Jafedidologların Tezi

 

Gürcü N.J.Marr'ın ortaya attığı teze göre Kürtler, başlangıçta karveli grubuna ait bir dil konuşuyorlardı.

Marr a göre, Kürtçe jafetik halinde .Gürcü ve Khald diline akrabadır. Marr'ın tezi bir kaç dil öğesini tahlilden öte geçmemiş ve ciddiye alınmamıştır.

5-Kürtlerin Türklüğü Tezi

 

Bu tezi tarih, sosyal kültür,dl bilim alanlarında uzman bir çok bilim adamı geliştirmiştir.

Prof Kırzıoğlu Kürtlerin Türklüğünü Sakalaradayandırırıken diğer yandan bir çok kavmin menşeine ait belgelere dayanarak bazı tesbitlerde bulunmuştur .Buna göre Kürtler bir çok yörede Türklere bağlı tire,oymak, uruğ olarak yaşamışlardır.Ayrıca aslen Türk olan bir çok topluluk Kalaçlar ,Gürler, İğirmidörtler vs. tarih içinde zaman zaman "Kürt" olarak anılmışlardır.Birçok kürt bölgesinde Kürt coğrafyası olarak anılan yöreler mevcuttur.

 

Kürtlerin asli kökenlerinin Türk olduğu tezini şu belge, bulgu ve kaynaklardaki bilgiler desteklemektedir.

 

1-Yenisy Elegeş teki Alp Urungu yazıtı

 

2- Bizans arşivinde mevcut , 830 yılına ait , karadenizin kuzeyinde , batı sibiryada yaşayan Kürt isimli boyun Türk olduğunu gösteren belgeler. (Prof .dr. Kırzıoğlu ,Kürtlerin Türklüğü sf.: 29)

 

3- Gyula Nemeth, Prof .L..Rosanyi gibi Macar tarihçilerinin , Macar birliğinin kurulmasında önemli rol oynamış Kürt isimli boyun Türk olduğunu ortaya koymuş olmaları.

 

4 -Evliya Çelebinin Seyahatnamesi ve Şerefname deki veriler

 

5- Orta asyada ,doğu sibiryada , Kafkas -Hazar bölgesinde halkı Türk olan Kürt isimli yerleşim birimlerinin mevcudiyeti , bu bölgelerde kürt isimli ya da Kürt bilinen bir çok tire, urug ve boyun Türk olmaları.

 

6- 24 oğuz boyundan biri olan Peçeneklerdeki oymak kişi ve köy adlarıyla Doğu anadoluda mevcut yerleşim birimleri,

 

7- Anadolu da ve Orta asyada kartı isimliköylerin mevcudiyeti ve Kartıların ,Sakalarla ilişkilendirilebilir olmaları.

 

8- Dede Korkut Oğuznamelerindeki bilgiler

 

10- Kürt geleneklerinde ( ülüş , koçkatımı ) Kürt folklorunda ( müzik, oyunlar, dokuma , destan, batıl inançlar, tekerleme, b,lmece, bulmaca

vs.)

Kürt kültüründe (12 li hayvan takvimi, 12 ve 24 lü idari yapı vs) varolan Türklük öğeleri

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sevgili dostum. objektif olalım: 5000 yıl bir kültür için cidden çok uzun bir süre.

 

5000 yıl gibi uzun bir geçmişe sahip olan bir kültürün, örneğin dilinin çok oturmuş olması gerekir. benim bir çok kürt kökenli arkadaşım var. Bunların bir kısmı kürtçeye çok hakim. bunlardan öğrendiğim kadarıyla kürtçe ek almıyor. örneğin "istanbuldan geliyorum" demiyorsunuz "istanbul gel (mek) diyorsunuz (yani aşağı yukarı moda-mod çevirisi buna yakın birşey oluyor) Sonuç olarak 5000 yıllık hiçbir kültür yoktur ki dilinde "ek"ler kullanılmasın.

Ayrıca bahsettiğiniz yazıtlarda kullanılan dillerin kürtçeyle hiç ilgisi yok. bugün kullanılan kürtçeyle bağlantı gösteren hiçbir yanı yok. Bunun tersini iddia etmek için malumunuz olduğu gibi bilimsel kanıt gerekir.

 

 

tabi işin bir de antropolojik tarafı var. uzun uzun bahsettiğiniz bu geçmiş uygarlıklarla bugün yaşayan kürtler arasında ırksal ve genetik hiçbir ilgi, bağıntı maalesef yoktur. hatta size çok çarpıcı bir örnek vereyim. örneğin türkler europid - turanid - brakisefaldir. (bu bilimsel bir ölçüttür, akıllara yanlış bir şey gelmesin) aynı şekilde kürt olduğu iddia edilen zazalar'ın da kafa yapıları birebir europid - turanid - brakisefaldir. bu gerçekten çok çarpıcı bir örnek değil mi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Rusya'nın Erzurum konsolosluğunu yapmış olan Auguste Jaba o dönemin bütün Rus konsolosları gibi Kürtler üzerinde araştırmalarda bulunmuş ve 1860 yılında Kürtçe derlemeleri yayınlamıştır. Daha sonra St.Petersburg Bilimler Akademisininisteği üzerine, F.Justi tarafından, bu kitap esas alınarak,8378 kelimedenoluşan bir Kürtçesözlük oluşturulmuştur. Bu sözlük, 146 yılöncesinin bugünden çok daha saf Kürtçesini temsil etmektedir.

V.Minorsky gibi önde gelen Kürdologlar bu sözlükteki kelimeleri menşe itibariyle tasnifetmişler ve ortaya bakın nasıl bir sonuç çıkmış:

 

 

3080 kelime Türkçe

 

2230 kelime Farsça (1200 ü Zend lehçesi)

 

370 kelime Pehlevi lehçesi

 

2000 kelime Arapça

 

220 kelime Ermenice

 

108 kelime Keldanice

 

60 kelime Çerkesce

 

20 Kelime Gürcüce

 

300 kelime menşei belli olmayan

 

Bu tablo gösteriyor ki kürt kimliğinin oluşumundaöncelikli unsurlar , sırasıyla Türkler, İranlılar ve Araplardır.

Arapça kelimelerin büyük ölçüde din ve Osmanlıca yoluyla girdiğini kabul edersek , baskın unsurlar Türkler ve İranlılardır. Kürtçe özgün bir dil olup düzenli oturmuş ve bütünlük arzeden bir dil değildir. Kendi lehçeleri arasında bile tutarsızlıklara yol açan ciddi sorunlar vardır.Kürtçenin 3 ana lehçesi vardır.

Sorani, Gorani ve Kırmançca

 

Ülkemizde yaygın olan kırmançcadır. Zazaca ise kürtçenin bir lehçesi olmayıp ,özgün bir dildir. Bu husus, konusunun dünyaca tanınmış uzmanları tarafından kanıtlanmıştır. Prof.V.Minorsky,Prof .Haddank, Prof David Mac KenziE, İngmar Sauberg, Terry L. Todd, Prof .Gouchie Kojıma gibi.

 

Ne yazık ki bu gerçeğe rağmen TRT halen zazacayı kürtçenin bir lehçesi olarak saymakta.

 

Zazaları kürtleştirince herhalde daha güçlü bir karşıt cephe olacaktır bilinmez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Rusya'nın Erzurum konsolosluğunu yapmış olan Auguste Jaba o dönemin bütün Rus konsolosları gibi Kürtler üzerinde araştırmalarda bulunmuş ve 1860 yılında Kürtçe derlemeleri yayınlamıştır. Daha sonra St.Petersburg Bilimler Akademisininisteği üzerine, F.Justi tarafından, bu kitap esas alınarak,8378 kelimedenoluşan bir Kürtçesözlük oluşturulmuştur. Bu sözlük, 146 yılöncesinin bugünden çok daha saf Kürtçesini temsil etmektedir.

V.Minorsky gibi önde gelen Kürdologlar bu sözlükteki kelimeleri menşe itibariyle tasnifetmişler ve ortaya bakın nasıl bir sonuç çıkmış:

 

.

.

..

Varsayalimki vermis oldugunuz rakamlar dogru. Ama ona ragmen Kürt'lerin Türk olmadigi anlasilmiyormu? Kürt dilinin Türkce ve Farsca agirlikli olmak üzere diger dillerden olusmasi onlarin Türk oldugunumu gösterir? Ve Kürt'lerin yok sayilacagi anlaminami gelir? Burada ne anlatilmak isteniyorki?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

1-Kürtleri kim yok sayıyor ? Bu yazıdan ve nerdeyse forumda , bu konuda yazılan tüm yazılardan bunu nasıl çıkarıyorsunuz merak ediyorum

 

2- Burada bir arkadaşımız başlık açmış bizde bu konuyla alakalı tezleri ve dil konusundaki bilimsel verileri açıklamışız.

 

3- Eğer bilimsel anlamda vereceğiniz bilgiler mevcutsa lütfen yazın tartışalım.

 

****** Çünkü her konuyu Kürt-Türk zeminine oturmanız ve sürekli aynı şeyleri tekrarlamanız pek hoş olmuyor. İnsanın tartışma hevesini söndürüyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

1-Kürtleri kim yok sayıyor ? Bu yazıdan ve nerdeyse forumda , bu konuda yazılan tüm yazılardan bunu nasıl çıkarıyorsunuz merak ediyorum

 

2- Burada bir arkadaşımız başlık açmış bizde bu konuyla alakalı tezleri ve dil konusundaki bilimsel verileri açıklamışız.

 

3- Eğer bilimsel anlamda vereceğiniz bilgiler mevcutsa lütfen yazın tartışalım.

 

Yoksa yorum yapmayın. Çünkü her konuyu Kürt-Türk zeminine oturmanız ve sürekli aynı şeyleri tekrarlamanız pek hoş olmuyor. İnsanın tartışma hevesini söndürüyor.

 

Değerli Gelincik,

 

Üzülerek ifade ediyorum ki bu arkadaşlarımız meseleyi bu bazdan almak konusunda biraz duygusal ve alıngan bakıyorlar, yani olayı tamamen kişisel alıyorlar, yapılan bilimsel araştırmalar tüm canlıların ezberletilen davranışlarla kendi düşünce sınırlarına hapsolduklarını kanıtlıyor...

 

Batılıların Kürtleştirme politikası yeni değil aksine bir sonuç seninde bahsettiğin gibi... buradan da başka bir sonuca varacaklarını düşünüyorlar... Bakalım...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çocuktuk ufacıktık, top oynadık acıktık,ilk okulda işlendi kafamıza paslı çivilerle resmi tarih...ve olduk resmi tarihin muhafızı... ama hiç merak etmedik ya da sakındırıldık 'Bu resmi tarih ne kadar doğrudur' diye...

 

dedim ya küçükken paslı çivilerle kazıldı körpe beyinlerimize 'resmi tarih'....

 

resmi tarihten bağımsız çalışma yapanları genellikle 'bölücü' diye yaftalamak olası...

 

arkadaş (gelincik) sanırım Ali Tayyar Önder'in 'Türkiye'nin Etnik Yapısı' adlı kitabından alıntı yaptı...Oysa kitabın ön sayfalarındaki Mustafa Kemal'e ait şu cümle ; kitabın nasıl bir çerçevede hazırlandığını gösteriyordu : "Her adımı Milli Birlik içinde yorumlamak, milli kimlikten geçirerek bütün bilimsel olayları yorumlamak" (sanırım böyleydi)....anlıyormusunuz Türk tarihini hazırlayanların 'objektif'(?) liğini???

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ya da Şeyh saitin komutanının söylediklerini oda kürt milliyetçisi ve bir sürü batılı akademisyenler var . Sadece duymak istediklerini duyunca mı her şey doğru oluyor.

 

Merak etmeyin o batılılar sizden bizden daha çok harita değiştirme merakındalar buldukları şeyler üzerine balıklama atlayacaklarından hiç şüpheniz olmasın.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Varsayalimki vermis oldugunuz rakamlar dogru. Ama ona ragmen Kürt'lerin Türk olmadigi anlasilmiyormu? Kürt dilinin Türkce ve Farsca agirlikli olmak üzere diger dillerden olusmasi onlarin Türk oldugunumu gösterir? Ve Kürt'lerin yok sayilacagi anlaminami gelir? Burada ne anlatilmak isteniyorki?

 

Burada anlaşılması gereken şu; Anlaşılması çok zor oluyorsa ben yardımcı olayım.

 

Bilimsel veriler konmuş ortaya. Ortak bir geçmişimiz, ortak değerlerimiz olduğuna dair. Aslında kardeş olduğumuza dair. Bölüp parçalamakla, emperyalizme çanak tutulmaya mı çalışılıyor deniyor...

 

İnsanları, gurupları, tarihsel, yöresel, üretim şekillerinin farklılıklarından dolayı, değişen değerlerinden yola çıkarak, bölüp parçalayıp sömürüye yem etmektense; ortak değerleriyle birleştirip, bütünleştirip emperyalizmin acımasızlığına karşı mücadelesi sağlanmalı deniyor...

 

Aydın ve insan olmanın gereği budur deniyor...

 

Ortak coğrafyada yaşamamızdan dolayı, Kürt ve Türk halkları olarak pek çok ortak değerlerimiz ve sorunlarımız var. Bu gerçeklerle ezilen halklar olarak, sömürüye karşı birlikte hareket etmemiz gerekmiyormu? Mutluluğa gidilen yol birliktelik değilmidir deniyor...

 

"Bütün ülkelerin işçileri ve ezilen halkları birleşiniz!" görüşüne katılmak yanlış mı?

 

Burada anlatılmak istenen işte bu. Çok mu zor anlaşılması?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

arkadaş (gelincik) sanırım Ali Tayyar Önder'in 'Türkiye'nin Etnik Yapısı' adlı kitabından alıntı yaptı...Oysa kitabın ön sayfalarındaki Mustafa Kemal'e ait şu cümle ; kitabın nasıl bir çerçevede hazırlandığını gösteriyordu : "Her adımı Milli Birlik içinde yorumlamak, milli kimlikten geçirerek bütün bilimsel olayları yorumlamak" (sanırım böyleydi)....anlıyormusunuz Türk tarihini hazırlayanların 'objektif'(?) liğini???

 

Kitabın ön sayfalarında Atatürk'e ait olan şöyle bir paragraf mevcut. İşinize gelir mi bilmem:

 

" Tarih yazmak , tarih yapmak kadar ehemmiyetlidir. Eğer yazan, yapana sadık kalmazsa, değişen hakikat şüpheli bir şekil alır ki, beşeriyetin yolunu değiştirir. Biz daima hakikati arayan ve onu buldukça ve bulduğumuza kani oldukça söylemeye cesaret gösteren insanlar olmalıyız"

 

Bakın bu cesareti , Şeyh Saitin komutanlığını yapmış olan , kürt milliyetçisi İhsan Nuri göstermiş.

 

Batılılarla işbirliği içinde bu ülkeyi , "sadece dilimizi istiyoruz " gibi masum isteklerle parçalamaya çalışanlara ne çok uyuyor değil mi?

 

Ama olmaz Atatürk diktatördü ve bizler hep resmi tarihi savunuruz. Zaten Kurtuluş Savaşı gibi bir savaşta yoktu, sevr yoktu , mondros yoktu , işgal yoktu , birlikte bu ülke için, emperyallere karşı savaşmadı dedelerimiz, ninelerimiz, emperyallerin Osmanlıyı 25 devlete bölme emelleri yoktu, her dönemde kendilerine uygun işbirlikçiler bulunduğu için şimdilik sadece 23 ülke de başarılı olabildiler. Geriye bir büyük Ermenistan , bir Kürdistan kaldı. .Bunların hepsi uydurma. Bakmayın siz bizim söylediklerimize bunlar hep resmi tarihle , kafamıza paslı çivilerle kazınan şeyler. Sizin kafanıza hangi çivlerle kazıyorlar ? İnanın sadece meraktan

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İşin esasını sevgili bilimselci o kadar güzel ve o kadar katıldığım cümlelerle ifade etmiş ki, ifade etmeden yapamadım, dünyada bulunan her türlü sınıra kafa olarak karşıyım, fakat sınırlarımız var olmak zorundalığıda malum, henüz insanlık o kadar gelişemediği için çok az insan haricinde geri kalanları için farklılıklarımız ayrılıkçı düzen için birer koz... gerçekte yeryüzünde hakim olması gereken insancıllık sömürgeci topluluklar için bir tehdit.

 

Bilimsel açıdan bakarsak aslında evrenin bütünlüğünü görüyoruz dolayısıyla hepimiz aynı kökten gelmiyormuyuz? Sömürgeci ve bölücü politikalara karşı dünyanın bütün sosyal devrimcileri, insancılları, emekçileri, barışçıları, adaletçileri birlik olmalı değil mi? Ezilen bir Nijeryalı insan ile, ezilen Kürt, ezilen Türk, ezilen Ermeni, ezilen Rum'u özde bir değil mi? Şimdi ne yapmalı neresinden bakmalı, Kürt dostlarımız kendilerini ezmekte olan feodal yapı ile onları çağın gerisinde bırakan töre denilen anlayışla ve hatta ezilmişliklerini kullanıp onları kendi ülkeleri ile düşman edenlerle esaslı bir mücadele içerisinde olması gerekmiyor mu, onlar bu mücadeleye kalkıştıklarında yanlarında emin olsunlar ki, Türk kardeşlerini bulacaklar...

 

Ancak hala köken boyutundan bakacaksak, Türk nedir onu tartışacaksak bunun sonu gelir mi? Ayrışmanın sonu yoktur, kazanım daima bütünlükten geçer...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Burada anlaşılması gereken şu; Anlaşılması çok zor oluyorsa ben yardımcı olayım.

 

Bilimsel veriler konmuş ortaya. Ortak bir geçmişimiz, ortak değerlerimiz olduğuna dair. Aslında kardeş olduğumuza dair. Bölüp parçalamakla, emperyalizme çanak tutulmaya mı çalışılıyor deniyor...

 

İnsanları, gurupları, tarihsel, yöresel, üretim şekillerinin farklılıklarından dolayı, değişen değerlerinden yola çıkarak, bölüp parçalayıp sömürüye yem etmektense; ortak değerleriyle birleştirip, bütünleştirip emperyalizmin acımasızlığına karşı mücadelesi sağlanmalı deniyor...

 

Aydın ve insan olmanın gereği budur deniyor...

 

Ortak coğrafyada yaşamamızdan dolayı, Kürt ve Türk halkları olarak pek çok ortak değerlerimiz ve sorunlarımız var. Bu gerçeklerle ezilen halklar olarak, sömürüye karşı birlikte hareket etmemiz gerekmiyormu? Mutluluğa gidilen yol birliktelik değilmidir deniyor...

 

"Bütün ülkelerin işçileri ve ezilen halkları birleşiniz!" görüşüne katılmak yanlış mı?

 

Burada anlatılmak istenen işte bu. Çok mu zor anlaşılması?

Kusura bakmayin ama yazilan yorumlardan sizin bahsettiginiz cikmiyor. Kardeslikten bahsediyorsunuz. Kardeslik ne anlama gelir? esit sartlarda yasamaya denilir mesela. Kardes oldugumuz icinmi yillarca Kürt realitesini inkar ettik ve hatta bir dönemler konusmalarini bile yasakladik? Bumu kardesli? Kimse burada parcalanmaktan bahsetmiyor, ama illada emperyalizme karsi durmak adina kardes diye nitelendirdigimiz halkin haklarinimi gasp edecegiz? Ve diger taraftan "bütün ülkelerin iscileri ve ezilen halklari birlesiniz" sözündende asla Türkiye'de Kürt'lerinde biz Kürt degil Türküz deme anlami cikmaz.

Önce aydin olmanin gercek degerlerini ögrenelim ve ondan sonra aydinlara atifta bulunalim.

 

Bizler Türkiye'de kardeslikten ne anlasildigini iyi biliyoruz, bakin mesela kardesimiz diye meydanlarda söyledigimiz Alevilere bile mecburi din dersleri yaptiriyoruz ve ibadet yerlerini hala resmi olarak tanimiyoruz. Iste bu kardeslik anlayisimiz. Bunlari anlamak gerek, yoksa cokmu zor anlamak?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kusura bakmayin ama yazilan yorumlardan sizin bahsettiginiz cikmiyor. Kardeslikten bahsediyorsunuz. Kardeslik ne anlama gelir? esit sartlarda yasamaya denilir mesela. Kardes oldugumuz icinmi yillarca Kürt realitesini inkar ettik ve hatta bir dönemler konusmalarini bile yasakladik? Bumu kardesli? Kimse burada parcalanmaktan bahsetmiyor, ama illada emperyalizme karsi durmak adina kardes diye nitelendirdigimiz halkin haklarinimi gasp edecegiz? Ve diger taraftan "bütün ülkelerin iscileri ve ezilen halklari birlesiniz" sözündende asla Türkiye'de Kürt'lerinde biz Kürt degil Türküz deme anlami cikmaz.

Önce aydin olmanin gercek degerlerini ögrenelim ve ondan sonra aydinlara atifta bulunalim.

 

Bizler Türkiye'de kardeslikten ne anlasildigini iyi biliyoruz, bakin mesela kardesimiz diye meydanlarda söyledigimiz Alevilere bile mecburi din dersleri yaptiriyoruz ve ibadet yerlerini hala resmi olarak tanimiyoruz. Iste bu kardeslik anlayisimiz. Bunlari anlamak gerek, yoksa cokmu zor anlamak?

 

 

yuvarlak cümlelerle değil net bir yanıt verebilirmisin?

 

Kürt realitesini nasıl kabul etmeliyiz?

 

Kürtçe?

 

Bu kadar mı? Hala bu kısır döngüden çıkamayacak mıyız?

 

Alevilerin durumu ile Kürtlerinkini birbirine karıştırmayın Aleviler gerçek bir inanç özgürlüğü savaşı verdiler hala veriyorlar, onlara uygulanan inanç faşizmidir... Kişisel düşüncem dünyadaki bütün ibadethanelerin ortadan kaldırılması, ne cami, ne cemevi, ne kilise, ne havra! Aslında hepsi içi boş birer sembolden ibaret... Fakat bu benim kişisel düşüncem, insanlar bunlara ihtiyaç duyar ve bir şekilde tatmin olurlar ancak Kürtçe dayatması kesinlikle bölücülük politikasıdır, işte bunu anlatamıyoruz dünyanın neresinde Kürtçe eğitim veren bir akademi var? Ya da hangi ülkede resmi iki dil var?

 

İnsanların dillerini konuşmalarına izin verilmedi diyorsunuz, oysa Güneydoğu gerçeği hiç öyle söylemiyor, Kürtçe bilmeyen kaç Kürt var mesela? Eğer yasaksa nerede öğrendiler? Yoksa kasdınız Kürtçe ve Kürt kültürünün diğer bütün etnik kökenlerin üstünde bir imtiyaza sahip olmasını istemek mi? Kürtlerden başka kimse böyle bir talepte bulunmadı birgünde ağzınızdan duymak isterim, Kürtlerin ezilmişliği nereden geliyor?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yuvarlak cümlelerle değil net bir yanıt verebilirmisin?

 

Kürt realitesini nasıl kabul etmeliyiz?

 

Kürtçe?

 

Bu kadar mı? Hala bu kısır döngüden çıkamayacak mıyız?

 

Alevilerin durumu ile Kürtlerinkini birbirine karıştırmayın Aleviler gerçek bir inanç özgürlüğü savaşı verdiler hala veriyorlar, onlara uygulanan inanç faşizmidir... Kişisel düşüncem dünyadaki bütün ibadethanelerin ortadan kaldırılması, ne cami, ne cemevi, ne kilise, ne havra! Aslında hepsi içi boş birer sembolden ibaret... Fakat bu benim kişisel düşüncem, insanlar bunlara ihtiyaç duyar ve bir şekilde tatmin olurlar ancak Kürtçe dayatması kesinlikle bölücülük politikasıdır, işte bunu anlatamıyoruz dünyanın neresinde Kürtçe eğitim veren bir akademi var? Ya da hangi ülkede resmi iki dil var?

 

İnsanların dillerini konuşmalarına izin verilmedi diyorsunuz, oysa Güneydoğu gerçeği hiç öyle söylemiyor, Kürtçe bilmeyen kaç Kürt var mesela? Eğer yasaksa nerede öğrendiler? Yoksa kasdınız Kürtçe ve Kürt kültürünün diğer bütün etnik kökenlerin üstünde bir imtiyaza sahip olmasını istemek mi? Kürtlerden başka kimse böyle bir talepte bulunmadı birgünde ağzınızdan duymak isterim, Kürtlerin ezilmişliği nereden geliyor?

Sy sardunyam malesef tartismayi kisir döngüye ceviriyorsunuz. Ben bu örnekleri sadece sizin kardeslik anlayisiniza karsilik verdim. Alevilerle Kürt'lerin sorunu ayni demedim, ama kardeslik anlayisimiz icin iki tane ayri bir örnekti. Anlayamayacak ne varki ikisi arasinda.

Diger taraftan konumuz "Kürt realitesi" ne anlama geliyor degil ki bu konuda yorum beklemeniz dogru degil, acarsiniz bir baslik bende seve seve düsüncelerimi yazarim. Konuyu dagitmamak amaciyla sorunuza cevap vermeyecegim. Dedigim gibi acarsiniz bir baslik Kürt realitesi hakkinda fikirlerimi hemen alirsiniz.

Türkiye'de olan biteni burada yazmak ve hatalarimizi ve dogrularimizi tartismak kisir döngümü oluyormus. Bizlerin bana göre en büyük zaafi gecmise devamli bir sünger cekip tartismadan ve konusmadan üzerini kapatmaya calismak. Bakin tarihimize genelde böyledir.

Konuyu saga sola cekip sündürecegimize özünde kalsak daha saglikli olur.

Evet madem kardeslikten bahsediyorsunuz siz önce su kardesligi bize aciklayin ve o anlamda mesela neden Alevi kardeslerimizin durumu hala devam ediyor bizde anlayalim.

Bneim kastim Kürce ve Kürt kültürünün diger bütün etnik kökenlerin üstünde bir imtiyaza sahip olmalari degil, bilakis sizin kardeslikten anladiginiz Türkcenin ve Türk kültürünün diger tüm etnik kökenlerin üstünde imziyaz görmesine karsi durmamdir. Bana göre bu kardeslik falan degildir. Yorumlarimi takip ettiyseniz benim ülkemizdeki tüm etnik kökenlilere ayni derecede yakin ve uzak oldugunu net bir sekilde görmüssünüzdür, okumadiysaniz bakabilirsiniz.

 

Türkiye'deki Türk'lerin olsun, Kürt'lerin olsun ve diger tüm etnik kökenli vatandaslarimizin olsun tümünün ezikligi ülkemizdeki sistemden kaynaklaniyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yazık ki yine cümleleriniz yuvarlak...

Açık değil, net değil...

Yine itham edici, yine tek taraflı...

Bu kadar zor mu "realiteyi" anlatmak?

Tabi ortada bir realite varsa?

Tabii sizin net ve yuvarlak cümlelerden ne anladiginiza bagli. Ben cümlelerimi cok acik ve net yazdigim kanisindayim. bakis acilarimiz demekki burada bile ayri. Birazda karsi tarafi anlamaya calisalim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.