Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

RUSYA, Fethullah GÜLEN'e ait 16 Okulu Kapattı... (GEREKÇE, ABD ve İNGİLTERE adına AJANLIK yapmaları...)


OBJEKTİVİST

Önerilen İletiler

.

 

Rusya, Gülen cemaatinin okullarını kapatıyor...

 

ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Rusya Federasyonu, Nur Cemaati'nin faaliyetlerini mercek altına aldı. Moskova yönetiminin ''yeni güvenlik konsepti'' ni uygulamaya koyduğu 2001 yılından bu yana, Fethullah Gülen 'e ait 16 okulu kapattığı, 2003 yılında Başkurdistan'daki Gülen okullarında çalışan 10 öğretmeni sınır dışı ettiği, sınır dışı edilen öğretmen sayısının son bir yıl içinde 50'ye yaklaştığı öğrenildi.

 

Cumhuriyet'in ulaştığı bilgilere göre Moskova yönetimi yeni güvenlik konseptini 2001 yılında uygulamaya koydu. Bu tarihten sonra Rusya Federasyonu ve bağlı özerk cumhuriyetlerdeki Fethullah Gülen'e ait okullar yakın takibe alındı. Gülen'e ait okullardaki faaliyetleri dikkatle izleyen Rus gizli servisi FSB, bu okullarda Rusya Federasyonu'nun ulusal güvenliğine aykırı eğitim ve öğretim yapıldığını ortaya çıkardı. Bu okullarda çalışan öğretmenlerin, ABD ve İngiltere adına ajanlık yaptığı, Türk cumhuriyetlerinde bazı darbe girişimlerine karıştığı, yine bu ülkelerde patlak veren bazı iç karışıklıklarda rol oynadığını saptadı.

Bunun üzerine harekete geçen Rus yetkililer, Tataristan'da 8, Başkurdistan'da 4, Karaçay-Çerkes, Yakut-Saha, Astrahan ve Dağıstan'da birer okulu kapattı. 2003 yılında Başkurdistan'da, Gülen'in okullarında çalışan 10 öğretmen sınır dışı edildi.

 

SINIR DIŞI EDİLDİLER...

Yürütülen istihbarat faaliyeti sonucu, Rusya Federasyonu'nun güvenliği aleyhine faaliyette bulunduğu saptanan öğretmen sayısı son bir yıl içinde 50'ye yaklaştı ve bu öğretmenlerin tamamı sınır dışı edildi. Sınır dışı edilen öğretmenler arasında Türk pasaportu taşıyanların yanı sıra Kazakistan ve Kırgızistan pasaportu taşıyanların da olduğu öğrenildi.

Fethullah Gülen'in Rusya'daki temsilcisi Tolerans Vakfı Başkanı Mustafa Kemal Şirin'in de Eylül 2003 tarihinde Rusya Federasyonu'na girişi yasaklandı. Şirin'in, Rusya'ya girmek için geldiği Moskova'da havaalanından geri çevrildiği belirtildi.

Gülen'in okullarının kapatıldığı bilgisinin Ankara'ya ulaşmasından sonra, Dışişleri Bakanlığı bu uygulamanın gerekçesini sordu. Moskova yönetimi de ''Bizim eğitim sistemimizden farklı eğitim yaptıkları için kapattık'' gerekçesini Ankara'ya iletti. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin 2004 yılında Türkiye'ye yaptığı ziyarette, bu konuyu en üst düzeyde gündeme getirdi ve duydukları rahatsızlığı bildirdi. Putin, Moskova yönetimi resmi ağızdan Gülen'e ait okulların, ''terör eğitimi verdiği, dinci örgütlere eleman yetiştirdiği'' yönünde açıklamalar yapmıştı.

 

 

.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

zaten din adinı kim ne yapsa terörizm olur laiklik yaptığını zanneden bir kesim böş örtüsüne yasak koyar. kahraman olur. içki yasaklayanlar geri kafalı oluyor düzen tersine dönmüş. rusyada bunun olması normal ben birşey demiyorum abi.. çünkü komünizm var orada. adam sıkıyı görünce bozar tabii orada islamiyetin yayılmasına dayanamayacak pek çok insan var. ama terör destekleme konusu hikaye amerikanın ırağa saldırması gibi buda bir bahane işte siz siz olun uyanık olun.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.

 

Gülen okullarına operasyon...

 

Moskova yönetiminin, cemaatin eğitim kurumlarını kapatmaya başlamasının ardından benzer uygulamanın Türk cumhuriyetlerine de yansıması bekleniyor

 

ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 10.02.06 - Rusya Federasyonu'nun, Fethullah Gülen cemaatine ait okulları, ''yeni güvenlik konsepti'' çerçevesinde kapatmaya başlamasının ardından gözler Türk cumhuriyetlerine çevrildi. Moskova yönetiminin uygulamayı sürdürdüğü bu kararın, Gülen cemaatine bağlı okulların yoğun faaliyet içinde olduğu Türk cumhuriyetlerine de yansıması bekleniyor.

 

Rusya'nın yeni güvenlik konseptinin , ''içerideki bütün istikrarsızlık unsurlarının temizlenmesi'' üzerine kurulmuş olması, Gülen cemaatine bağlı okulların ve vakıfların öncelikli hedef durumuna gelmesine neden oldu. Moskova yönetimi, böylece Gülen cemaatini, ''Rusya içinde istikrarsızlık unsuru'' olarak gördüğünü de ortaya koydu. Bunun yanı sıra Rus parlamentosunun alt kanadı Duma'nın, ''Rusya'nın içinde faaliyet gösteren uluslararası sivil toplum örgütlerinin mali kaynaklarının daha sıkı denetime tabi tutulmasına'' ilişkin bir kararının da, Türk cumhuriyetlerine örnek olabileceği belirtiliyor. Bu kararın, özellikle Kırgızistan ve Özbekistan'da yaşanan gelişmeler sonrasında, dış destekli sivil toplum örgütlerinin birçoğunun ''gizli gündem'' ile faaliyet gösterip, iç karışıklıklara neden olması sonucu alındığı ifade ediliyor.

 

Gülen cemaatine bağlı olarak Azerbaycan'da bir üniversite, 9 lise ve bir ilkokul, Nahçıvan'da 3 lise, Kazakistan'da 27 lise ve bir ilkokul, Kırgızistan'da 11 lise, Türkmenistan'da bir üniversite, 16 lise ve bir dil merkezi, Tacikistan'da 5 lise faaliyet gösteriyor.Gülen cemaatinin Özbekistan'daki okulları ise 1999 ve 2000 yıllarında kapatılmıştı. Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov , kendisine yönelik suikasta adı karışanlardan bazılarının Gülen cemaatine mensup olduğunun anlaşılması üzerine, bu okulların kapatılması emrini vermişti. Gülen cemaatinin bu ülkelerdeki okullarından yetişmiş bazı devlet görevlilerinin, kritik noktalarda göreve gelmesinin, söz konusu ülkeler açısından büyük bir tehlike oluşturduğuna işaret edilirken bir başka önemli sıkıntı noktasının da bu okullarda görev yapan öğretmenler olduğu belirtiliyor.

 

.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kaynağını iyi seç sözde objektif...

 

Cumhuriyet'in haberine yalanlama: Türk okulları Rusya'da faaliyetlerini başarıyla sürdürüyor

 

 

Bölücü terör örgütü PKK'nın yurtdışında propagandasını yapan Fırat Haber Ajansı'nın Rusya'daki Türk okullarıyla ilgili haberi Ülkede Özgür Gündemden sonra Cumhuriyet Gazetesi'ne de kaynak oldu.

 

6 gün önce terör örgütüne yakınlığıyla bilinen Ülkede Özgür Gündem gazetesinde Moskovadaki Türk okulları ile ilgili yer alan haber dün de Cumhuriyet Gazetesinde Cumhuriyet'in ulaştığı bilgilere göre ifadesiyle yayınlandı.

 

Ülkede Özgür Gündem ve Cumhuriyet gazetelerinde, Moskovadaki Türk okulları ile ilgili yayınlanan haberlerin doğru olmadığı ortaya çıktı. Rusya Federasyonu'nda Türk işadamlarının desteği ile faaliyetlerini sürdüren okullar, derece alarak yoluna devam ediyor. Zaman'a açıklamada bulunan söz konusu okullara destek veren şirketlerden Tolerans Eğitim Kurumları Genel Müdürü İsmail Tas, "Sankt Petersbug ve Moskova'daki okullarımız, 495 öğrenci ve Türkiye ile Rusya'dan öğretmenlerle faaliyetlerini sürdürüyor. Üstelik olimpiyatlarda derece alıyor." diye konuştu. Okullarla ilgili herhangi bir sıkıntının olmadığını vurgulayan Tas, "Kimseyle bir sıkıntımız yok ve okullarımız başarılı." dedi. Tas'ın verdiği bilgilere göre Uluslararası 664 Numaralı Lise, Rusya'nın en iyi okulları yarışması'nın finalinde başkent Moskova'da Sankt Petersburg kentini temsil edecek. İsmail Tas, önümüzdeki ekim ayında ise Moskova'daki okulun 10'uncu kuruluş yıldönümünü her iki ülkeden yetkililerin katılacağı büyük bir törenle kutlayacaklarını ifade etti. Tas şunları söyledi: Okullarımızın bulunduğu kentlerdeki yerel medya bu okulları en başarılı okullar diye övüyor. Okullarda aralarında Rusça ve Türkçenin de bulunduğu pek çok dil öğretiliyor. Daha önce de benzeri iddialar ortaya atılmış ve yalanlanmıştı.

 

Ataşeden habere yalanlama

 

Türkiye'nin Moskova Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Dr. Mahmut Bozan da gazetelerde yer alan haberlerin gerçeği yansıtmadığını dile getirdi. Bozan, "Cumhuriyet Gazetesi tarafından 9 Şubat 2006 tarihli haberde kullanılan bilgiler, günlük bir gelişmeyi aktarıyor gibi' verilse de bugün böyle bir durum söz konusu değildir. Rusya Federasyonu ile Türkiye arasındaki ilişkiler eğitim alanında da iyi bir düzeyde devam etmektedir. Bu iyi ilişkilerin geliştirilmesi ve daha iyi bir düzeye çıkarılması iki ülkenin de yararına olacaktır. Eğitim ilişkilerini problemli' gibi göstermeye çalışmak bu ilişkilere olumlu katkı sağlamıyor." şeklinde konuştu.

 

 

 

10.02.2006

Mirza Çetinkaya

Moskova

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yahu ne garip bir ülke olduk...

En ufak bir duygusallıkta hepimiz iki gözü iki çeşme "sanki biri terkoz biri hamidiye"...

İlginç bir ilahi duygusal anlayışımız var ve herşeyi duygularla ifade ediyoruz, duygularla çözmeye çalışıyoruz. Artık ne zaman kan uykulardan uyanıp gerçek dünyayı tüm gerçekleri ile göreceğiz bilmiyorum...

Neyse gelelim şu Fethullah Gülen meselesine;

Fethullah Gülen 'i artık tanımayan yok, ''Hoca'' çok meşhur oldu..

Kimlik belgesi belli..

Lâkabı ''Fethullah Hoca..''

Kendisini bir din adamı olarak tanıtıyor..

Said-i Nursi 'nin tilmizi, fikir ve siyaset mirasçısı..

Amerika'da yaşıyor..

Din adamı görüntüsünde; ama ''Ilımlı İslam Devleti Modeli'' nin babası, neredeyse lideri...

Elimde bir kitap var; adı ''Barış Köprüleri - Dünyaya Açılan Türk Okulları''.

Kitapta da dile getirildiği gibi bu okulların geçerli adı:

''Fethullah Gülen Okulları''.

İçlerinde ülkemizin saygın adlarından birkaç kişinin de - Bülent Ecevit dahil- bulunduğu yaklaşık otuz kişi, Fethullah Hoca okullarına ilişkin olumlu düşüncelerini bu kitapta (kitabın reklamları bütün gazetelerde çıktı; biz Cumhuriyet olarak kabul etmedik) dile getirmişler..

Bu arada okullara ilişkin açık seçik hesap kitap olmadığı geçenlerde gazetelere yansıdı.

Cumhuriyet Ankara Bürosu dün 'Fethullah okulları' na ilişkin bir haber verdi. Okurken altını çizdiğim satırları aşağıya aktarıyorum:

''Rusya Federasyonu 'Nur Cemaati 'nin faaliyetlerini mercek altına aldı. 2001 yılından bu yana Fethullah Gülen'e ait 16 okulu kapattığı, 2003 yılında Başkırdistan'daki Gülen okullarında çalışan 10 öğretmeni sınır dışı ettiği, son bir yıl içinde sınır dışı ettiği öğretmen sayısının 50'ye yaklaştığı öğrenildi.

Fethullah Gülen okullarında çalışan öğretmenlerin ABD ve İngiltere adına ajanlık yaptığı, Türk Cumhuriyetlerinde bazı darbe girişimlerine karıştığı, yine bu ülkelerde patlak veren bazı iç karışıklıklarda rol oynadığını saptadı.

Fethullah Gülen'in Rusya'daki temsilcisi bilinen 'Tolerans Vakfı' Başkanı Mustafa Kemal Şirin 'in de Eylül 2003'te Rusya Federasyonu'na girişi yasaklandı.''

Özetini yukarıya çıkardığım haberde ilginç bir bilgi daha var; Vladimir Putin Türkiye'ye geldiğinde meğer Bizimkileri Gülen okulları konusunda uyarmış.

Evet, Gülen din adamı geçiniyor, Fethullah Hoca diye anılıyor...

Said-i Nursi'nin tilmizi, şakirdi, öğrencisi, izleyicisi, cemaatinin reisi...

Dünyanın her yanında bu okullar hangi parayla açılıyor?..

Said-i Nursi - Fethullah Gülen gazetesi 'Zaman' her gün yarım milyon kişiye nasıl bedava dağıtılıyor?..

Ülkemizde bu soruların yanıtını merak eden yok mu?..

Fethullah Gülen okullarının propagandasını yapanlar arasında bulunan benim dostlarım, bu soruların yanıtlarını neden merak etmiyorlar?..

Doğrusu merak etmeye başladım.

 

Sevgiyle kalın...

 

.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aydınlık Dergisinden bir haber

 

Milliyet Gazetesinden Bir Haber

 

Bir başka haber sitesinde aynı haber

 

Bir başka haber sitesinde başka bir haber

 

 

http://www.firatnews.com/

 

site burada siz bana haberi gösterebilir misiniz? Ama eğer Zaman Gazetesinin savunucusu değilim diyorsanız

 

gerçek haberi alın okuyunda belki biraz gerçekleri görmeyi öğrenirsiniz.

 

cümlesi ne anlama geliyor?

 

Yok haber orda olmuş bile olsa fikirleri ne zaman kişilerden bağımsız değerlendirebileceğiz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.

Yahu ne garip bir ülke olduk...

En ufak bir duygusallıkta hepimiz iki gözü iki çeşme "sanki biri terkoz biri hamidiye"...

İlginç bir ilahi duygusal anlayışımız var ve herşeyi duygularla ifade ediyoruz, duygularla çözmeye çalışıyoruz. Artık ne zaman kan uykulardan uyanıp gerçek dünyayı tüm gerçekleri ile göreceğiz bilmiyorum...

Neyse gelelim şu Fethullah Gülen meselesine;

Fethullah Gülen 'i artık tanımayan yok, ''Hoca'' çok meşhur oldu..

Kimlik belgesi belli..

Lâkabı ''Fethullah Hoca..''

Kendisini bir din adamı olarak tanıtıyor..

Said-i Nursi 'nin tilmizi, fikir ve siyaset mirasçısı..

Amerika'da yaşıyor..

Din adamı görüntüsünde; ama ''Ilımlı İslam Devleti Modeli'' nin babası, neredeyse lideri...

Elimde bir kitap var; adı ''Barış Köprüleri - Dünyaya Açılan Türk Okulları''.

Kitapta da dile getirildiği gibi bu okulların geçerli adı:

''Fethullah Gülen Okulları''.

İçlerinde ülkemizin saygın adlarından birkaç kişinin de - Bülent Ecevit dahil- bulunduğu yaklaşık otuz kişi, Fethullah Hoca okullarına ilişkin olumlu düşüncelerini bu kitapta (kitabın reklamları bütün gazetelerde çıktı; biz Cumhuriyet olarak kabul etmedik) dile getirmişler..

Bu arada okullara ilişkin açık seçik hesap kitap olmadığı geçenlerde gazetelere yansıdı.

Cumhuriyet Ankara Bürosu dün 'Fethullah okulları' na ilişkin bir haber verdi. Okurken altını çizdiğim satırları aşağıya aktarıyorum:

''Rusya Federasyonu 'Nur Cemaati 'nin faaliyetlerini mercek altına aldı. 2001 yılından bu yana Fethullah Gülen'e ait 16 okulu kapattığı, 2003 yılında Başkırdistan'daki Gülen okullarında çalışan 10 öğretmeni sınır dışı ettiği, son bir yıl içinde sınır dışı ettiği öğretmen sayısının 50'ye yaklaştığı öğrenildi.

Fethullah Gülen okullarında çalışan öğretmenlerin ABD ve İngiltere adına ajanlık yaptığı, Türk Cumhuriyetlerinde bazı darbe girişimlerine karıştığı, yine bu ülkelerde patlak veren bazı iç karışıklıklarda rol oynadığını saptadı.

Fethullah Gülen'in Rusya'daki temsilcisi bilinen 'Tolerans Vakfı' Başkanı Mustafa Kemal Şirin 'in de Eylül 2003'te Rusya Federasyonu'na girişi yasaklandı.''

Özetini yukarıya çıkardığım haberde ilginç bir bilgi daha var; Vladimir Putin Türkiye'ye geldiğinde meğer Bizimkileri Gülen okulları konusunda uyarmış.

Evet, Gülen din adamı geçiniyor, Fethullah Hoca diye anılıyor...

Said-i Nursi'nin tilmizi, şakirdi, öğrencisi, izleyicisi, cemaatinin reisi...

Dünyanın her yanında bu okullar hangi parayla açılıyor?..

Said-i Nursi - Fethullah Gülen gazetesi 'Zaman' her gün yarım milyon kişiye nasıl bedava dağıtılıyor?..

Ülkemizde bu soruların yanıtını merak eden yok mu?..

Fethullah Gülen okullarının propagandasını yapanlar arasında bulunan benim dostlarım, bu soruların yanıtlarını neden merak etmiyorlar?..

Doğrusu merak etmeye başladım.

 

Sevgiyle kalın...

.

 

Değerli arkadaşlar, Görüşlere saygı tabiki duyarım ama burada durum çok farklı ve insanın sorgulaması, kuşku duyması ve emin olması gereken bir çok konu ve koşul var. Kaldıki bunları yukarıdaki yazımda da açık açık belirttim zaten. Benimle aynı görüşü savunan birçok insan var ve bunların içinde yazar, aydın, esnaf, sade vatandaşlar var. Ama bunlar gibi (Dinsel anlamda orgütlenip tahrikat kuran, siyasete atılan ve ticaret yapan) böyle dikey bir organizasyonları yok. Ben özellikle dini organizasyonlara şüpheyle bakıyorum çünkü bunlar İnsanları robotlaştırmayı çok iyi becerebiliyorlar ki bunu da profesyonelce yapıyorlar. Mesela Fethullah Amca iyi robotlar yetiştiriyor. Ama bu iyi robotlar, günün birinde kötü robot olabilirler. Lütfen Dikkat!

 

.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Susturucu ajitasyonu ve saldırıyı bırakıp, objektivistin başlıkta yazdığı konunun yalan olduğunu iddia ediyorsan yazsana sende kanıtını. :)

 

adam açık açık yazmış kimlerin sınır dışı edildiğini vs.

 

sen ne cevap veriyorsun karşısında okudum yazılarını sadece ajitasyon ve saldırı. "O nu eleştirmek size düşmez, Bu nu eleştirmek size düşmez" bunun dışında bir şey göremedim yazdıklarında.

 

Ya bir şeyi gerçekten merak ediyorum. hem bir adamı ne yaparsa yapsın savunmaya çalışıyorsunuz. ama savunacak bir tek doğru, bir tek kanıt bir tek mantıklı cümle bulamıyorsunuz :)

 

Savcılık İncelemesinde orjinal olduğu belgenen, ve görüntülerde adamlarına orduya nasıl sızacakları, islam devleti için nasıl çalışacaklarını detaylarıyla anlattığı kasetlerin ele geçirilip diğer dellileler Cumhuriyet Karşıtı örgütlenme lideri olduğu için dava açılıp Soluğu Amerikada almış bir adamı, gözünüz kapalı savunuyorsunuz. Ama bir tek bile dayanak olmadan. Tek dayanak dünyadaki okullarla islamı tanıtıyor. Ama şimdi görüyoruzki O okulların amacı İslamı tanıtmak mı yoska CIA ajanalrıan üs hizmeti görmek mi ? Ya basit bir mantıkla bile düşünür insan. Amerika ile müslüman ülkeler arasında kan davasına varan bir düşmanlık varken bu gün Amerika nyie bir müslüman cemaati liderini saklasın. Amerikanın bu güne kadar kullanmadığı hiç kimseyi sakladığı görülmüş mü?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

17 Aralık 2002

 

Rusya 'Nurcular'a savaş açtı

 

Rusya haberalma örgütü FSB, bazı Türk kurum ve şirketlerinin casusluk faaliyetlerinden şikayetçi. FSB Başkanı Nikolay Patruşev, 2002'de gerçekleştirdikleri en başarılı etkinlikler arasında Türk casusların deşifre edilmesini de saydı. Sözü edilen kişi ve kuruluşların Fethullah Gülen yanlısı olması dikkat çekiyor.

Bir türlü bitirilemeyen Çeçen savaşı ve bir yıl sonraki parlamento seçimlerinin baskısı, Moskova'daki tiyatro baskınıyla birleşince Rusya haberalma örgütü tavır değiştirdi. Kırkı aşkın tepeden tırnağa silahlı teröristin Kremlin'e 10-15 km mesafede gerçekleştirdiği eylem, FSB yönetimini istifanın eşiğine getirdi. Şu ana kadar görevde kalmayı başaran Patruşev, pazar günü yayımladığı 2002 yılı istihbarat raporu ile FSB'nin aslında başarıyla çalıştığı mesajını vermeye çalıştı. Raporda Çeçenistan'da 1800 özel operasyon gerçekleştirildiği, Ürdünlü Hattab da dahil bin kadar militanın öldürüldüğü, casusluk faaliyetlerinden dolayı bir Amerikalı diplomatın ve bir Azeri askeri yetkili sınırdışı edildiği, iki Rusya yurttaşının tutuklandığı, 30 Amerikalı yetkilinin vizesinin uzatılmadığı belirtiliyor.

Bu arada Ermenistan'da Anadolu Ajansı'nın Ermenistan muhabiri Murat Bocolyan, Türkiye hesabına casusluk yaptığı iddiasıyla 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Hakan AKSAY / Moskova

 

 

İstihbarat değil, lobi faaliyeti yapıyoruz

Rusya iç istihbarat teşkilatı FSB Başkanı Nikolay Patruşev'in, Rusya aleyhine casusluk yapmakla suçladığı Fethullah Gülen cemaatının bir yetkilisi, Türk şirketlerinin girişimini istihbarat değil, lobi olarak tanımladı. Patruşev'in basın toplantısını servise koyan Anadolu Ajansı'nın ilk seferinde 'Şirketler Türk istihbaratı adına çalışıyor' dediğini, ikinci haberde ise 'Türkiye adına lobi' ifadesini kullandığına dikkati çeken yetkili şunları söyledi: 'İkinci ifade doğrudur. Toplantıda, Amerikan istihbaratının Rusya üzerindeki faaliyetleri konu edilmiş. Türk şirketleri Rus gazetelerinde haber olmamıştır. Ama Rus'un yapmadığını Türk gazeteci yapmış'

 

http://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2002/1.../dunyaprn4.html

 

 

Şimdi Zaman'ın söylediklerini çürütme zamanı,

 

Tolerans Eğitim Kurumları Genel Müdürü İsmail Tas bir açıklama yapmış. Halbuki bakalım, Cumhuriyetin haberinde de dediği gibi (Aslında Aydınlık Dergisinin bir haberi, ilk olarak orada yayınlanmıştır) Tolerans Vakfı Başkanı Mustafa Kemal Şirin nerede? Ayrılmak zorunda kalmış. 2003'ten beri internette kendi sitelerinde ismi yazmıyor. Milliyet Gazetesinde ki haberi de buraya taşıdım.

 

Belki doğru değildir diye Aydınlık Dergisinde ki haberleride iddialarıda buldum. İşte yukarıda Akşam Gazetesinden bir sayfa. Google'da sizde "17 Aralık 2002 Nikolay Patruşev" kelimelerini aratırsanız sonuçlara ulaşabilirsiniz.

 

Hadi söylüyordunuz Cumhuriyetin kaynağı PKK yandaşı Fırat Haber Ajansı. Aydınlığın Kaynağı ne? Gene mi Fırat Haber Ajansı. Zannetmem çünkü Fırat Haber Ajansı 25.10.2005 tarihinde kurulmuş. Aydınlık Dergisinde ise bu haber 2004'te çıkmış.

 

Sayın CYRANO'nun son yazdığı kasetlerle ilgili bilgilere birşeyler eklemek isterim. Nuh Mete Yüksel'in DGM'de açtığı dava Rahşan affına uğramış, ertelenmiş, 5 yıl incelenemediği için (!) aşınmaya uğramış ve 2005 yılının sonlarına doğru düşmüştür. İlginç değil?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

17 Aralık 2002

 

Rusya 'Nurcular'a savaş açtı

 

Rusya haberalma örgütü FSB, bazı Türk kurum ve şirketlerinin casusluk faaliyetlerinden şikayetçi. FSB Başkanı Nikolay Patruşev, 2002'de gerçekleştirdikleri en başarılı etkinlikler arasında Türk casusların deşifre edilmesini de saydı. Sözü edilen kişi ve kuruluşların Fethullah Gülen yanlısı olması dikkat çekiyor.

Bir türlü bitirilemeyen Çeçen savaşı ve bir yıl sonraki parlamento seçimlerinin baskısı, Moskova'daki tiyatro baskınıyla birleşince Rusya haberalma örgütü tavır değiştirdi. Kırkı aşkın tepeden tırnağa silahlı teröristin Kremlin'e 10-15 km mesafede gerçekleştirdiği eylem, FSB yönetimini istifanın eşiğine getirdi. Şu ana kadar görevde kalmayı başaran Patruşev, pazar günü yayımladığı 2002 yılı istihbarat raporu ile FSB'nin aslında başarıyla çalıştığı mesajını vermeye çalıştı. Raporda Çeçenistan'da 1800 özel operasyon gerçekleştirildiği, Ürdünlü Hattab da dahil bin kadar militanın öldürüldüğü, casusluk faaliyetlerinden dolayı bir Amerikalı diplomatın ve bir Azeri askeri yetkili sınırdışı edildiği, iki Rusya yurttaşının tutuklandığı, 30 Amerikalı yetkilinin vizesinin uzatılmadığı belirtiliyor.

Bu arada Ermenistan'da Anadolu Ajansı'nın Ermenistan muhabiri Murat Bocolyan, Türkiye hesabına casusluk yaptığı iddiasıyla 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Hakan AKSAY / Moskova

İstihbarat değil, lobi faaliyeti yapıyoruz

Rusya iç istihbarat teşkilatı FSB Başkanı Nikolay Patruşev'in, Rusya aleyhine casusluk yapmakla suçladığı Fethullah Gülen cemaatının bir yetkilisi, Türk şirketlerinin girişimini istihbarat değil, lobi olarak tanımladı. Patruşev'in basın toplantısını servise koyan Anadolu Ajansı'nın ilk seferinde 'Şirketler Türk istihbaratı adına çalışıyor' dediğini, ikinci haberde ise 'Türkiye adına lobi' ifadesini kullandığına dikkati çeken yetkili şunları söyledi: 'İkinci ifade doğrudur. Toplantıda, Amerikan istihbaratının Rusya üzerindeki faaliyetleri konu edilmiş. Türk şirketleri Rus gazetelerinde haber olmamıştır. Ama Rus'un yapmadığını Türk gazeteci yapmış'

 

http://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2002/1.../dunyaprn4.html

Şimdi Zaman'ın söylediklerini çürütme zamanı,

 

Tolerans Eğitim Kurumları Genel Müdürü İsmail Tas bir açıklama yapmış. Halbuki bakalım, Cumhuriyetin haberinde de dediği gibi (Aslında Aydınlık Dergisinin bir haberi, ilk olarak orada yayınlanmıştır) Tolerans Vakfı Başkanı Mustafa Kemal Şirin nerede? Ayrılmak zorunda kalmış. 2003'ten beri internette kendi sitelerinde ismi yazmıyor. Milliyet Gazetesinde ki haberi de buraya taşıdım.

 

Belki doğru değildir diye Aydınlık Dergisinde ki haberleride iddialarıda buldum. İşte yukarıda Akşam Gazetesinden bir sayfa. Google'da sizde "17 Aralık 2002 Nikolay Patruşev" kelimelerini aratırsanız sonuçlara ulaşabilirsiniz.

 

Hadi söylüyordunuz Cumhuriyetin kaynağı PKK yandaşı Fırat Haber Ajansı. Aydınlığın Kaynağı ne? Gene mi Fırat Haber Ajansı. Zannetmem çünkü Fırat Haber Ajansı 25.10.2005 tarihinde kurulmuş. Aydınlık Dergisinde ise bu haber 2004'te çıkmış.

 

Sayın CYRANO'nun son yazdığı kasetlerle ilgili bilgilere birşeyler eklemek isterim. Nuh Mete Yüksel'in DGM'de açtığı dava Rahşan affına uğramış, ertelenmiş, 5 yıl incelenemediği için (!) aşınmaya uğramış ve 2005 yılının sonlarına doğru düşmüştür. İlginç değil?

 

 

Bilgilerin için teşekkürler sevgili himgil...

Konu ile ilgili ek bir gelişmeyı paylaşmak istiyorum...

 

Cumhuriyet 11.02.2006 / FETHULLAH GÜLEN OKULLARI

 

Bulgaristan incelemeye başladı

 

ANKARA - Rusya'nın ardından Bulgaristan da ülkedeki Fethullah Gülen 'e ait okulları incelemeye aldı. Bulgaristan'da bulunan 3 ortaöğretim kurumu müfettişlerce soruşturulurken, bu okulların öğretmenlerinin ''doğru İslamı öğretmeye çalışıyoruz'' dedikleri öğrenildi.

 

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Rusya'da Gülen okullarının art arda kapatılmasının ardından Bulgaristan da bu okulları izlemeye aldı. İlk olarak okullara ülkenin eğitim bakanlığı tarafından sıkı denetim uygulanmaya başlandı. Sumnu, Ruscuk ve Mestanlı'da 3 ''İmam Hatip Lisesi'' nde müfettişlerce de incelemelerde bulunuldu.

 

Buradaki okul yetkilileri ile yapılan görüşmelerde ise, öğretmenlerin ''Bulgaristan'daki Müslüman kesime 'gerçek İslamı' öğretiyoruz'' görüşünü savunduğu kaydedildi.

 

İnceleme kapsamında okulların müfredatları ve ders programlarının ülkenin eğitim tüzüklerine uyup uymadığı araştırılıyor. Bulgaristan kaynakları ise, ülkede Müslüman Türk azınlığın bulunduğuna ve hükümet ortağının da ''Hak ve Özgürlükler Partisi'' olduğuna dikkat çekerek kapatma sürecinin daha zor olacağını ifade ediyor.

 

Dışişleri karışmıyor

Dışişleri Bakanlığı ise, Gülen'in yurtdışındaki okullarının durumuna ilişkin girişimde bulunulmasının söz konusu olmadığını bildirdi. Bakanlık kaynakları, ''Aslına bakarsanız bu okulların kaynaklarını incelediğinizde büyük çoğunluğunun Türkiye dışı menşeili şirketlerce açıldığını görürsünüz. Öyle ki bu okullar bizim Türkiye'de uyguladığımız müfredata göre değil, orada kendi oluşturdukları programlara göre ders veriyorlar'' diye konuşuyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bende gençliğimizi nasıl mahvettiklerini gördüğümde ağlıyorum.

 

Hiçbiriside sizlerin dediği gibi vatan millet aşkı ile dolu, dinine saygı ile bağlı, Atatürkçü bireyler değiller malesef. Kuklanın kuklalığını yapan insanlar. İşte ben de bunları düşündükçe ağlıyorum sayın ooo2000.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

.

Gülen cemaati reddedildi / ABD'DE TERÖRİST BENZETMESİ...

 

Pittsburg kentinde açılmak istenen 'Türk-İslam Kültür Merkezi', halkın 'merkez terörist yetiştirme merkezi olabilir' korkusu nedeniyle reddedildi.

 

ANKARA - Fethullah Gülen cemaatinin ABD'nin Pittsburg kentinde açmak istediği ''Türk- İslam Kültür Merkezi'' Pennsylvania eyaletinde krize yol açtı. Kent sakinleri, merkezin bir ''terörist yetiştirme merkezi'' olabileceğini belirterek isteğin kabul edilmemesini sağladı.

 

Fethulah Gülen'e yakınlığıyla bilinen bir cemaatin kentte 6 yıldan bu yana faaliyet gösteren derneği ''West Penn Cultural Center'', daha önce okul olarak kullanılan bir binayı 100 bin dolara satın aldıktan sonra, burayı bir Türk- İslam Merkezi haline getireceğini açıkladı.

 

300 bin dolar harcanarak inşa edilecek merkezde Türk kültürünün yanı sıra İslamla ilgili eğitimler verileceğini, cuma namazlarının da burada kılınacağını belirten gruba Pittsburglulardan tepki geldi. Kent halkı bir imza kampanyası ile, ''İslam merkezine hayır'' çağrısı yaptı. Olay belediye meclisine taşındı, kentin en çok satan gazetesi Pittsburg Post Gazette de gelişmeleri sürekli olarak okuyucularına duyurdu.

 

İki tarafın temsilcilerinin katıldığı buluşmada ise ABD'liler İslam merkezinin bir ''terörist eğitim merkezi'' haline geleceğinden korktuklarını ifade ettiler. Türk Derneği'nin Yönetim Kurulu üyesi Bekir Düz ise ''6 yıldır burada barışçı olarak iki kültür arasında diyalog için çalışıyoruz. Beraber yaşadığımız insanlar bize kalplerini açmadı'' açıklamasını yaptı. Dernek, aldıkları binayı yeniden satışa çıkaracaklarını ve kentin başka bir bölümünde yeni bir bina alacaklarını açıkladı.

 

.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...

Yeniçağ’dan Cumhuriyet’e yol gider

 

Geçen hafta iki gazetenin yaptığı bazı haberler(!) çok manidardı. Uzun uzun düşündüm. Beynime kıymıklar saplanıyordu. Sonra, ince ince düşünmeyi bırak. Bir kere de onların yaptığı gibi davran, dedim ve gözlemlerimi yazmak üzere kalemi serbest bıraktım.

 

“Çıkmaz yollar Ceviz Kabuğu'nda biter" cümlesine de başlıkta yer verecektim. Baktım ki uzun oluyor; biraz da türküye benziyor, vazgeçtim. Sonra birdenbire başlıktaki cümlenin tersi geldi aklıma:

 

Cumhuriyet'ten de Yeniçağ'a yol gider mi?

 

Omuzlarımı silkmişim gayri ihtiyari… Nereden bileyim? Aklımda kalanlara göre bir şey söyleyecek olsam, imkânsız derdim. Cumhuriyet'in ülkücülere bakışı malumdur. Mesela, Yavuz Selim Demirağ gibi o günlerin acısını iliklerine kadar hissederek kaleme alan birisinin yazdıklarıyla Cumhuriyet’in yayınları nasıl bir araya getirilebilir?

 

Bu garip sorularla uğraşmak zorunda kalışım şundandır:

 

Geçen iki hafta içinde bu iki gazetenin yaptığı bazı haberler(!) çok manidardı. Uzun uzun düşündüm. Beynime kıymıklar saplanıyordu. Sonra, ince ince düşünmeyi bırak. Bir kere de onların yaptığı gibi davran, dedim ve gözlemlerimi yazmak üzere kalemi serbest bıraktım.

 

Gördüm ki, aynı noktaya önce soldan, sonra da sağdan art arda iki yumruk indi. Ve o iki yumruk sanki aynı bedenin sol ve sağ eliydi. Çünkü ikisi de aynı tipte ithamlar içeriyordu. İlk soruyu yazdım:

 

"Eğer bu eller aynı bünyeye aitse, 1980 öncesi hangi suratları dövüyordu? Zihnen geriye, 80'li yıllara kadar gittim. Acıların buruşturduğu yüzleri görmeye ve iniltileri duymaya çalıştım…

 

İçim burkuldu. Garip Yunus gibi hissettim kendimi. Hani demiş ya, "Sol böğrüme ince bir dert, batar Yunus Yunus diye"

 

Cumhuriyet’in asılsız haberi

 

9 Şubat'ta Rusya'daki Türk okullarının kapatıldığına dair bir haber yayımladı Cumhuriyet. Aynı haber 5 gün sonra Milliyet'te de yer aldı. Milliyet'in Moskova muhabiri gazete merkezinden gelen istek üzerine haberin hazırlandığını söyledi. Sonra daha birçok gazetenin aynı haberi çalışmaya başladığını öğrendik. Televizyonlar da mütemadiyen alt yazı geçiyordu!

 

Şaşırdık… Bir şeyler oluyordu da bizim mi haberimiz yoktu? Araştırdık. Haber yalandı ama, bir şeyler olduğu da kesindi. Yoksa gazete ve televizyonlar Cumhuriyet'in beş gün evvel yayımladığı ve Zaman'ın da yalan olduğunu açıkladığı bir konuya böylesine ilgi gösterir miydi?

 

Yalan abartıldıkça niyet ortaya çıkıyor

 

Gelelim yalan haberin uyduruluş sebebine: Haberde okurun gözüne sokarcasına söylenen yalan, "CIA'ya ajanlık yaptıkları gerekçesiyle okulların kapatıldığıydı. "Cumhuriyet haberi vermekle yetinmemiş. 11 Şubat’ta Mahmut Gürer, Bulgaristan'daki okullara inceleme başlatıldığını yazmış. Yine aynı gün, Zafer Temoçin "Rusya'dan sonra Türk Cumhuriyetlerindeki okulların da kapatılacağının söylendiğini" yazmış.

 

Söyleyen kim ki? Milletimizin açtığı okulların kapatılmasından mutluluk duyacak tıynetteki insanlar hangi milletten olabilir?

 

Şimdi sıkı durun.

 

Bu haberi servise koyan Fırat Haber Ajansı ve ilk yayımlayan da Gündem gazetesidir. Yani PKK'ya yakın kaynaklar. Şimdi Cumhuriyet'in İlhan ustasının tarzını ariyeten alıp, sorumuzu soralım: PKK ile Cumhuriyet’i bir araya getiren ne ki? Bu yalanın yatsıya kalmadan ortaya çıkacağını bile bile Cumhuriyet böyle bir şeyi göze aldığına göre ortada ne var ki?

 

Ve asıl soru: Böylesine bir yalanla bütün medyayı oyalayabilecek bir organizasyonu yapabilen kimdir?

 

Yeniçağ’ın iftirası

 

Okulları kapattırma sevdalılarının yalanı daha hafızalardan silinmemişti ki, Yeniçağ yazarı, "usta" gazeteci Hulki Cevizoğlu çıktı sahneye. Konukları Prof. Dr. Bayraktar Bayraklı ve Prof. Dr. Yümni Sezen. Tevafuka bakın ki o akşam bendeniz de Yümni Beyin kitabı hakkında yazı yazacaktım. Kendileriyle konuştum. Sorularımı sordum. Kendileri mutlaka görüşelim, dediler; telefonları kapattık.

 

Pazar günü bir de ne göreyim! Yeniçağ tam sayfa yüklenmiş. Başlık "Kur'an İncilleştiriliyor"

 

İnsaaaf!... dedim.Ardından da, acaba hangi acar muhabir yazdı diye baktım. İmza yoktu. Yani kimse böyle bir haberin altına adını yazmamıştı. Dolayısıyla "Türkiye'de Yeniçağ" bir bühtanın altına imza oluvermiş.Üzüldüm…

 

Muhabbete bakar mısınız?

 

Yeniçağ'a göre, HYP Genel Başkanı Yaşar Nuri Öztürk, "seyahat halinde olmasına rağmen", "dostlarının ikazı üzerine", "arabasını park ederek", "programa telefonla katılmış." Öfkeli konuşmasında "Kur'an'ı Kerim'i İncilleştirmeyi bırakın" demiş. İblisi anmış! Lanetler okumuş! Yaşar Nuri'nin adrenalin seviyesini gören "usta" gazeteci Cevizoğlu, Cumayı bekleyememiş ve Çarşamba akşamına Yaşar Nuri'li Ceviz-Kabuğu özel programı planlamış. İlhan usta gibi soralım: Niye ki! Cuma'yı bekleseydi ya!

 

Yaşar Nuri gene ağzına geleni saymış dökmüş.

 

Sonunda nereye gelinmiş dersiniz?

 

Kitab-ı Mukaddes'ten verilen numaralar sayfanın altına yazılsaymış bir problem kalmazmış. Ceviz-Kabuğu'ndaki lanetlerin sebebi incir çekirdeğini bile doldurmamış yani.(Onun için "Çıkmaz yollar Ceviz-Kabuğu'nda biter" diyorum.) Suat Bey ayet sonlarına değil de sayfanın altına yazarsa kucaklaşırmış. İyi de ilmi makalelerde metnin içinde ya da sonunda olmak üzere iki türlü kaynak verme tarzının olduğunu Prof. Yaşar Nuri bilmiyor mu? Tabii ki biliyor. Öyleyse teknik bir detaydaki tercih farkından dolayı bunca hakaret niye? Eğer kendi yaptığının onda biri Nuri Hoca’ya yapılsa ne derdi? Programlarından takip ettiğim kadarıyla şöyle derdi: "Bu öyle bir zulüm ki, engizisyonlara bile rahmet okutur."

 

Şimdi gelelim asıl muhabbete. Cevizoğlu'nun yazdığına göre, Nuri Hoca'nın programa katılması onun için sürpriz olmuş. Merak bu ya, "Nuri Hoca’yı arayan dostları kimmiş acaba" diye gıdıklayıp duruyor. Yolda durduracak kadar hatırlı bu dostlar meraka değmez mi? Cumhuriyeti'in yalan haberini tüm medyaya yutturmayı becerecek kabiliyetteki profesyonellerle tanışık mıdırlar mesela? Nuri Hoca'yı direksiyondan ekrana bağladıklarına göre!...

 

Bu bahis “sauna”sız kapanmaz

 

Olayın bir de komplo teorilerine bakan tarafı var. Önce şöyle soralım:

Sauna olayı patlak vermeseydi, Cumhuriyet'le soldan başlayıp, Yeniçağ'la sağdan devam ederek ilerleyen "hilal hareketi(!)" nereye doğru giderdi? Ne alakası var, demeyin. Sauna olayı patlak verdiği günden beri Yeniçağ'da -eğer gözümden kaçan olmadıysa- tek bir haber bile çıkmadı. Sauna'nın üzerini iftiranın tekrarıyla örttü. Cumhuriyet ise "öylesine" haberlerle sauna'yı geçiştirdi. Bu da iki gazete arasındaki tecrübe farkı. Şimdi Cumhuriyet'in vaziyeti idare eden haberlerinin altı bomboş başlıklarına gün sırasına göre bakalım: Çetede "Polat Alemdar" kimliği(18 Şubat); Eski polis müdürü tutuklandı (19 Şubat); Kürenin içinden kirli ilişkiler çıktı (22 Şubat); Çete lideri şizofren çıktı(23 Şubat). :D

 

Yer yerinden oynuyor. Ankara sokak sokak paylaşılmış. En ince detaylara kadar istihbarat çalışması yapılmış. Ayaş tünelinde gayr-i nizami harp eğitimi ve infazlar yapılmış. Armada gibi büyük iş merkezlerinin nasıl ele geçirileceğinin planları yapılmış. Genelkurmay Başkanı gidebildiğiniz kadar üzerine gidin demiş. Ve şimdi siz bunun üzerine Cumhuriyet'in başlıklarına bir daha bakın. "Balbay'ın araştırmalarıyla" Kırmızı kitabın taslaklarını ve aslını bulup birbiriyle karşılaştıracak kadar başarılı habercilik yapan bir gazete "Küre operasyonunda" tıslıyor.

 

Özür borcu

 

Baştan "bir kere de onların yaptığı gibi davranacağım" demiştim ama içim rahat etmedi. Bahsi geçen iki gazetenin de çalışan ve okurlarının bu tür yanlışlıkları tasvip etmeyenlerinden özür diliyorum. Özellikle de Aksiyon okurlarından. Çünkü onlar, kırk kere elenerek damıtılmış bilgilere layık.

 

OSMAN TIĞRAKLI BEY’E KÜÇÜK BİR HATIRLATMA

 

Yeniçağ'ın yaptığını temizlemek Osman Tığraklı Bey'e düştü. Osman Bey: "Ceviz-Kabuğu programı oldu. Programa Bayraktar Bayraklı ve Yümni Sezen katıldı. Yaşar Nuri Öztürk Suat Bey'e hitaben, "(...)Kur'an-ı Kerim'i İncilleştirmeyi bırakın" dedi. Bunların hepsi doğru. Bayraklı da Nuri Öztürk'ün bunları söylediğini doğruladı" diyor ve soruyor:

 

Peki bu durumda yalan haber yazarak halkı tahrik etmeye çalışan kim?

 

Sevgili Osman kardeşim,

 

Öncelikle, eğer gerçekten bu haberi savunuyorsan keşke altına imzanı atsaydın. O zaman oturur, karşılıklı olarak güzelce tartışırdık.

 

İkinci olarak, duyduğu her sözü manşete çeken adama ne derler? O yanlış söylese de, senin görevin doğruları yazmak değil mi?

 

Üçüncü olarak bir kamyon şoförü "Yük müşteriye ait. Paketlerin içinde ne olduğunu bilmiyorum" diyebilir. Ama bir gazetecinin "Diyen o. Ben değilim ki. Doğruluk derecesini bilmiyorum" deme lüksü yoktur. Asılsız söz, -hele de koskoca bir camia ile ilgiliyse- öyle bir hukuk tecavüzü olur ki….

 

Son olarak, eğer vicdanınız rahatsa çekin yorganı başınıza ve uyuyun...(Hamdi Yılmazer-Aksiyon)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yukarıdaki bahsedilenlerde tabirinizle bana göre Ismarlama bir yazı...

Aksiyon dergisinin hizmet alanınıda çok iyi biliyoruz...

Üzerinde bile durmak istemiyorum...

Bü ülke arayışlarını sürdürdükçe daha çok kafaları karıştıracak mikser köşe yazarlarının ekmeğine yağ sürülür, sürülür sürülürde kaybeden kim çikar onu da şöyle cevablıyayım; Kaybeden kesinlikle çağdış, moder, laik ve uygarlık ışığını Mustafa Kemal Atatürk'le yakılan Türkiye Cumhuriyeti olur...

 

(Barada bir not: Mustafa Kemal ve arkadaşları Amirakan dizinde büyütülmüş, Yönünü Araplarla çeviren ve Avrupanın desteğiyle yaratılmadı... O bizin bağrımızdan ve bu ulusun yüreğinden çıktı... Bu hiçbirzaman unutulmamalı / unutturmamalı...) :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

zaten din adinı kim ne yapsa terörizm olur laiklik yaptığını zanneden bir kesim böş örtüsüne yasak koyar. kahraman olur. içki yasaklayanlar geri kafalı oluyor düzen tersine dönmüş. rusyada bunun olması normal ben birşey demiyorum abi.. çünkü komünizm var orada. adam sıkıyı görünce bozar tabii orada islamiyetin yayılmasına dayanamayacak pek çok insan var. ama terör destekleme konusu hikaye amerikanın ırağa saldırması gibi buda bir bahane işte siz siz olun uyanık olun.

sanırım bazı şeyler hakkında bi fikrin yok...rusyada halaa komünizmmi var??? ayrıca fetullah ne zamandan beri islamiyet yayıyo...sanırım sen fetullah-saidi nursi taraflarının yaptıklarını bilmiyosun...saidi nursi taraftarlarının kuran okuduğu falan yok..onlar sadece saidi nursi kitaplarını okuyolar...ve müslümanız diye geçiniyolar...bunu bizzat yaşadım...ayrıca başörtüsü islamın gereği değildir arkadaş...kuranda ziynet yerlerinizi örtün yazar... okursan görürsün...baş örtmek gibi bi deyim yoktur hiçbir yerinde...ayrıca içki içmek günah değil... yine kuranda sarhoş olmadığınız takdirde namaz bile kılabilirsiniz denmiştir...ayrıca fetullahın okullarının kapanması iyi olmuş...çünkü bu okullar çocukların beynini çürütüyor..bence ayakta alkışlamak gerek... Türkiyede de bu beyin uyuşturucu okulların kapanması dileğimle..saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sevgili devil's sister (:devil:) adını niçin öyle yazdın sen şeytanın kız kardeşi misinn yoksa

adından da anlaşılacağı üzerine din adına yapılan seyler seni korkutuyor

Ben bu okullardan birinden mezunum hiçbir zaman benimi yıkamadılar hiçbir zaman bana baskı yapmadılar

Sayelerinda ii bir bölümde okuyorum.Çoğu insan da öyle oldu.

İnşallah bu okullar devam eder.Daha başarılı olur.

Sizin gibi hoşgörüsüz dindüsmanı insanlara rağmen.

 

Umarım siz de dinimizi daha ii anlarsınız.Vakit geç olmadan.Mesela içki günah değildir demişsin ve bir de görüs savunmussun bu görüş alevilerin görüşüdür bu bir!

Bir damla zehir olsa içermiydin? Beni zehirlemiyor bu kadar azı diye! İçkiyinin de bir damlası da haramdır bir şişesi de umarım bunu anlarsınız.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 10 yıl sonra...

zaten din adinı kim ne yapsa terörizm olur laiklik yaptığını zanneden bir kesim böş örtüsüne yasak koyar. kahraman olur. içki yasaklayanlar geri kafalı oluyor düzen tersine dönmüş. rusyada bunun olması normal ben birşey demiyorum abi.. çünkü komünizm var orada. adam sıkıyı görünce bozar tabii orada islamiyetin yayılmasına dayanamayacak pek çok insan var. ama terör destekleme konusu hikaye amerikanın ırağa saldırması gibi buda bir bahane işte siz siz olun uyanık olun.

aynı görüşü hala savunabiliyor musunuz merak ediyorum?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 7 ay sonra...

Bu Operasyon uzun vaadede yarar saglarmi bilinmez, gunu kurtarir. Ancak Suriyedeki karisiklik bitmeden bize rahat nefes almak zor. Bu yuzden savasi tumuyle bitirecek cozumler pesinde olmali, hos onada ABD ve Rusyanin simdilik pek niyeti yok gibi. Bugun suren savas Suriyenin bolundugunde alacagi sekilden meydana geliyor Kurtler ve iSiD OSO hepsi kendine dusen payi artirma cabasinda. Simdilik ABD PYD yi gozden cikarmis gibi gorunuyor. Umarim Operasyon uzun surmez ve Askerimiz yuvasina geri doner.

 

.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 yıl sonra...

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yikmak icin kuruldugu tarihten bu yana bircok girisimler gerceklestirildi.DPile baslayan sürecte,Cumhuriyet yani Atatürk ilkeleri yavas yavas gündemden cikarilip,Laikligin devlet eli ile  bir cikmaza sürüklenmesi dönemi baslatildi.Adnan Menderes'in siyasi sovlari ile Kemalizm'in yerini bir Atatürkcülük aldi.Gercekte Kemalizm ve Atatürkcülük ayni hedefe giden yollardir.Yani modernlesme,cagdaslasma,cagdas medeniyete ulasma hatta onu gecmeyi öngören hedefler.

Laikligi dinsizlik olarak cahil halk kesimlerine anlatanlarin karsisinda gercek Türk Aydinlari sustular.Ya Laiksin ya Müslüman sloganlari ile Cumhuriyetin temellerine kazma vurulmaya baslandi.Hicbir Islam düsünürüde cikip "Ey ahali,Laiklik Islamin özünde var"diyemedi demedi cünkü onlar Islam düsünürü degil,Cumhuriyetin yikilmasi icin bir takim cemaatlerden talimat alarak calisan parali memurdan baskasi degildiler.

Ülke icten ice yavas yavas tarikatlarin girdabina teslim edilerek oyulurken dis görünüstede hala Atatürkcü görünme cabasindaydi.

Ingiliz ajani ve Kürtcü isyanlarin isbirlikcisi Saidi Kürdi'nin baslattigi Nurculuk yani (Yobazlik)calismalari cok cabuk taraftar buldu.Bu arada belki bilmeyenler olabilir aciklayalim.Din yobazinin anlami:Islami daraltmaktir.Tatar Bilgin Musa Carullah(ölm.1949) yobazligi söyle anlatiyor: Öz gönüllerini genisletemeyenler  Islam'i daraltmaktan korkmadilar.Ahval-i siyasiye de (Siyasetciler)buna müsaade etti.

DP ile baslayan sürecte yobazlik devletin damarlarina girmenin yollarini aradi. Kismen basardi,kismen basarisiz kaldilar cünkü Cumhuriyet yasalari ve Cumhuriyet Savcilari bunlara basarma imkani vermediler.Yani yargi o günlerde devletin ali cikarlarini gözetme görevini layikiyla yerine getiriyor,Cumhuriyetin savcilari üzerlerine aldiklari görevi Cumhuriyet adina yerine getiriyordular.

Fetulah Gülen;devletin kilcal damarlarina kollarini sallayarak girmedi.sizmadi Fetulah Gülen devletin kilcal damarlarina yerlestirildi.Bölgesinin en güclü ve disiplinli Ordusu olan Türk Silahli Kuvvetleri,darma dagin ettirildi.Ne kadar Aydin,Gazeteci,Is adami,siradan vatandas,Orgeneral,Korgeneral,Tüm ve Tug general.Albay Yarbay yüzbasi Üstegmen vs ne kadar vatansever,aydinlikci,Laik Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk sevdalisi varsa Fetulah ve onun isbirlikcisi siyasi parti ve güvenlik organi tarafindan apartopar yataklarindan kaldirilip tutuklandilar.Hitler'in Toplama Kampini andiran ve Özel olarak Fetulah ve isbirlikcisi Siyasi iktidar tarafindan insa ettirilen Silivri Cezaevine tikildilar.

Vicdani,akli,ahlaki olan yerli yabanci herkes bunun bir düzmece oldugunu söyleselerde,karar alinmisti.Yani devlet Fetulah Gülen ve Isbirlikcisi Siyasi iktidar tarafindan ele gecirildi.

 

Fetulah Okullarina hala Türk okullari diyebilecek kadar izandan yoksun olmak sanki bizim insanlarimiza özgü.Bu okullar hangi para ile yapildi.bu paralari kim verdi(birisi yazmis ki:Milletin parasi.Gülermisin aglarmisin.Bu saatte bu kadar cehalet gercekten klinik bir vakadir.

Devlet yikilip ele gecirilirken Dar-Ül Harp yasalari gündeme alinmis tüm hazineleri bosaltilmis sira tahta kimin oturacagi sorusuna gelmistir.Ip kopmus isbirlikciler artik düsman olmuslardir.Önce Ergenekon-Balyoz-Odatv-Casusluk,Poyrazköy davalari kumpas olarak aciklandi,Kimin kumpasi?Gülen Örgütü'nün!Peki siz bu örgütle birlikte calismadiniz mi?onlarca yuvaya ates yakmadiniz mi?Bebeleri babasiz birakmadiniz mi?Ülkede cadi avi basladi.Kirasini Bank Asya'ya yatiranlar Fetöcü diye tutuklandilar.Bankanin sahipleri yasamaya devam ettiler.Evlerde para sayma makineleri kasalar ve kasalar dolusu paralar bulundu.Halk Bankasi Müdürünün evinde ayakkabi kutusunda 4 milyon dolar bulundu,ifadede cami yardimi diye yutturuldu.Yüzlerce TSK mensubu  emekli edildi.Kimisinin rütbeleri bile söküldü.Örgüt ve yandaslari,AKP ve onlara bagli bazi medya kuruluslari TSK'yi manset manset Türk kamuoyuna bir terör örgütü olarak tanittilar.Genelkurmay Baskanini Terör örgütü lideri olarak damgalarlarken bulduklari PKK'li bir Gizli Tanik ile sucunu sabitlediler.

Ve gele gele 15 Temmuz'a gelindi.15 Temmuz Kumpasla basaralamayan devleti ele gecirme operasyonlarinin finali oldu.Sahnede yine ayni aktörler vardi.Yani AKP ve Fetö denilen Cumhuriyet ve Türk düsmani örgüt.Fetö darbeye kalkisti denilerek hazirlanan tiyatro sahnesinde 250 insan yok yere hayatini kaybetti.Ülke OHAL ile yönetilmeye baslandi,Senaryo cok güzel hazirlanmisti.Genelkurmay baskaninin yaverleri Fetöcüydü,Cumhurbaskanin yaverleri Fetöcüydü.Bilmem kimin korumasi Fetöcüydü ancak ne hikmetse bunlar ne Genelkurmay Baskanina nede Cumhurbaskanina bir zarar vermediler.15 Temmuz gecesi Cumhurbaskanini tasiyan helikoperin pilotu bile Fetöcüydü ama Cumhurbaskanina hcbir sey yapmadilar.Ne tesadüf degil mi?

CHP'nin hazirladigi ve 21 soruda Fetö'nün Siyasi Ayagi kitapcigi mahkemece yasaklandi.Cünkü Siyasi Ayak olarak isaret edilen bir isim var o kitapcikta. oda trollarin dünya lideri Recep Tayyib Erdogan.Bu sorular mecliste soruldu ama kitapcik haline getirilince kamuoyu okumasin diye yasaklandi.

 

Sadece Türkiyede degil tü dünyada artik Fetö'nün siyasi ayaginin kim oldugu bilinmektedir.Kitapcik yasaklamakla bunu önleyemezler.Her gecenin bir sabahi vardir .Türk ulusuna ihanet edenler ergec hesap vermislerdir vereceklerdir.Öyle demokrasi sehidi diyerek vatan haini bir basbakani   belki beyni sulanmis güruhlara inandirabilirsiniz ama artik günesi balcikla sivamanin vakti gecmistir.

 

saygilarla

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.