Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

cahiliye toplumunda erkek karakterleri


okyanus01

Önerilen İletiler

Cahiliye toplumunda geleneklerin etkisini üzerinde taşıyan karakterlerden bir diğeri de "erkek karakteri"dir. Her ne kadar yazılı bir tanımı olmasa da, cahiliye toplumunun her üyesi bu karakterin tüm özelliklerini ezbere bilir. Her aile çocukları daha doğmadan önce eğer erkek olursa, ona bu karakteri nasıl vereceklerinin planlarını yapar, hayallerini kurarlar. Çünkü herşeyden önce bu toplumda bir erkek çocuğu sahibi olabilmek büyük bir gurur vesilesidir.

 

Cahiliye toplumunda saygı duyulan bu özellikler 'erkek adam dediğin...' diye başlayan kalıplarla sık sık ifade edilir. Onlara göre erkek karakterinin ilk prensibi güçlü ve üstün olmaktır. Bu telkin gerçekten de erkeklerde güçlü bir şahsiyet oluşmasını sağlar.

 

Toplumdaki diğer dengeler de zaten erkeğin bu üstünlük iddiasını destekleyecek niteliktedir. Toplumun diğer üyesi olan kadınlar da zaten ikinci sınıf ve ezik bir karakteri benimsemişlerdir. Bu durumda erkeklerin üzerinde daha üstün olabilecek ikinci bir karakter yoktur.

İşte bu düşünce kayıtsız şartsız bir yeterlilik duygusunun gelişmesine neden olur. Bu nedenle de genellikle kimseden, ama özellikle de kadınlardan gelecek hiçbir eleştiriye ya da tavsiyeye açık olmazlar.

 

Bunun yanında her erkek kendisini toplumun görmek istediği gibi olmaya mecbur hisseder ve verilen bu kalıpların dışına çıkmamaya müthiş bir titizlik gösterir.

 

Çünkü cahiliye toplumunda erkekliğin gerekliliklerini yerine getirememek son derece küçük düşürücü bir durumdur. Bir erkek, çocukluğundan yaşlılığına kadar her an çok güçlü ve çok cesur olmak zorundadır. Hiçbir konuda asla en ufak bir zayıflık, yenilgi ve erkek karakterine ters düşücek bir tavır göstermemelidir.

Öyle ki hastalandığında ya da herhangi bir sebeple acı çektiğinde dahi bunu belli etmemelidir. Çünkü tüm bunlar sadece kadınlara has özelliklerdir ve erkeğin bu tarz acizlikler içerisine girmesi cahiliye toplumunun bakış açısına göre yakışık almaz ya da kendi ifadeleriyle "erkek adam hastalanmaz, acı hissetmez".

 

Ancak şunu da önemle eklemek gerekir ki, toplumun erkeğe verdiği güçlü, cesur ya da hakim karakterli olmak gibi özelliklerin hiçbirinde yanlışlık yoktur ve aslında tüm bunlar güzel özelliklerdir.

 

Ama Kuran ahlakının yaşanmadığı bir toplumda ortaya atılan bir üstünlük iddiası "kibir" ve "büyüklenme" duygularının gelişmesine neden olur ki Kuran'da insanların bu tür tavırlardan sakınmaları emredilmiştir:

 

Bu nedenle cahiliye erkeklerinin aslında temelinde olumlu olabilecek bu özellikleri, büyüklenme eğilimlerinden dolayı olumsuz özelliklere dönüşür. Ortaya üstünlüğünden kesin emin olan, ne kendi hemcinslerinin, ne de diğer kişilerin sözüne itibar etmeyen enaniyetli bir kişilik çıkar.

 

Cahiliye Toplumundaki Erkek

Karakterlerinden Çeşitli Örnekler

 

Buraya kadar anlatılanlar, cahliye toplumundaki erkek karakterinin ana yapısını oluşturur. Temelini bu yapıdan alan ancak, aile, çevre, yaşam koşulları gibi faktörlerin etkisiyle gelişen daha pek çok erkek karakterine rastlamak da mümkündür. Bunlardan bazılarını kısaca şöyle sıralayabiliriz;

 

Bir önceki başlıkta bahsi geçen erkek karakterinin tam tersini yaşayan kimseler ise cahiliye toplumunda "kılıbık erkek" olarak adlandırılır. Cahiliye toplumunda yaşanan, üstünlük iddiasındaki erkek karakterinin yerine bu kimseler de kendi haklarını koruyamayacak kadar aşırı pasif bir yapı geliştirmişlerdir.

Bu kimseler kendilerinden beklenildiği gibi "erkek adam dediğin..." kalıplarıyla ifade edilen mantıklara uymayan insanlardır. Kendi üstünlüklerini iddia etmek yerine genellikle kadınların ya da başkalarının hakimiyetine sığınmayı tercih eden bu insanlar, cahiliye toplumu tarafından oldukça küçümsenirler. Kişiliksiz, güçsüz ve kendi deyimleriyle "hanım evladı" olarak nitelendirilirler.

 

Cahiliye toplumunda görülen bir başka karakter "kazak erkek" ya da son yıllarda "maço" olarak adlandırılan karakterdir. Bu kimseler "erkeğin kayıtsız şartsız üstünlüğüne" ve "kadının da kayıtsız şartsız zayıflığına" inanmışlardır.

 

Kadının herhangi bir eşya gibi erkeğin bir malı olduğuna, dolayısıyla da gerektiğinde iyi davranılıp ama gerektiğinde de sert davranılabileceğine" kanaat getirmişlerdir. Sert ve haşin hareketlerin, kaba bir üslup kullanmanın ve kısa sürede tersleşmenin kendilerine özel bir hava verdiğini düşünürler.

 

Kadınların zaten kendilerine bu karakterde bir eş aradıklarından emindirler ve bu nedenle de bu tavırlarıyla oldukça cazibeli bir hale geldiklerine inanırlar.

 

Cahiliye toplumunun "akşamcı" olarak adlandırdığı bir erkek karakteri daha vardır. Bu kimseler hayatın en önemli eğlencesinin özel olarak hazırlanan meze sofralarında içki içip, "sarhoş muhabbetleri" yapmak olduğunu sanırlar.

 

Kendileri ile aynı inancı paylaşan bir arkadaş grubuyla birlikte neredeyse her akşam bu alışkanlıklarını yinelerler. Cahiliye toplumunun bu kimseleri "akşamcı" ismiyle anmasının sebebi de bu akşam toplantılarıdır zaten.

 

Geç saatlere kadar süren bu masa sohbetlerinde faydalı ve hikmetli hemen hemen tek bir konu dahi konuşulmaz.

 

Sarhoş olmalarının etkisiyle tamamen boş bir konuya takılıp saatlerce o konu üzerinde "felsefe yapar", nutuklar atar, birbirlerine hayat dersleri verirler. Hatta kimi zaman gecenin ilerleyen saatlerinde tartışmaya başlar ve çevrelerindeki insanlar tarafından zorla kontrol altına alınarak sakinleştirilirler.

 

Bu kimseler genelde, günlük hayatlarında da akşamları yaşadıkları bu sarhoş karakterinin tüm özelliklerini yansıtırlar. Sık sık "akşamdan kalmayım, bana fazla bulaşmayın" şeklinde ifadeler sarfederler.

 

Bu saydıklarımız cahiliye toplumunda yaşanan erkek karakterlerinden sadece bir kaç tanesidir. Bunlar gibi daha yüzlercesine rastlamak mümkündür. Temeli, Kuran'a dayalı olmadığı için, cahiliye toplumunda yaşanan tüm bu modeller çarpık bir anlayış içerirler. Dikkatlice izlendiğinde bu hayatı ve bu karakteri yaşayan kimselerin hayatlarından gerçek anlamda memnun olmadıkları da açıkça görülür.

 

İŞ ADAMI KARAKTERİ

 

Cahiliye toplumunda çalışan erkekler, iş kadınlarından çok daha farklı bir ruh hali içerisindedirler.

Çünkü onların çalışmaktaki asıl amaçları üzerlerine aldıkları hayati yükümlülükleri yerine getirebilmektir.

İş adamları genellikle evlerinin maddi sorumluluğunu üstlenmiş kimselerdir. Dolayısıyla asıl hedefleri kendilerini ispatlamaktan çok para kazanmaktır.

Bu nedenle iş adamı karakterinde maddi çıkarlar psikolojik çıkarlardan daha önce gelir.

 

Bu yapıdaki kişiler, kendilerini dünya hayatının meşgalelerine kaptırmışlardır. Tüm dünyaları işleri, en büyük amaçları ise işlerinde başarı elde etmek olmuştur.

İş dışındaki hayatlarına bile yine bu para kazanma tutkusu hakimdir. Aileleri başta olmak üzere çevrelerindeki insanlarla konuştukları konular çok sınırlıdır.

Ya işten bahseder ya da hiç konuşmaz saatlerce oturup düşünür, kafalarında daha çok para kazanmanın hesabını yaparlar.

Kafaları işle o denli meşguldür ki, genellikle beraber oldukları insanlara karşı olan manevi yükümlülüklerini dahi unuturlar.

Her konuyu hep iş merkezli düşünürler.

 

Toplumsal ilişkileri çıkara dayalıdır. Dostluklarını hatta evliliklerini bile bu anlayış üzerine kurarlar. Kendilerine menfaat sağlayabileceğine inandıkları kimselerle ilişkilerini güçlendirirken, kendilerine fayda sağlamayacağına inandıkları kimselerle görüşmeyi de vakit kaybı olarak değerlendirirler.

 

İş yerinde ve evde genel olarak gergin ve stresli bir karakter sergilerler. İşlerinin iyi gitmediği günlerde "dokunsalar patlayacak" şeklinde ifade edilen bir yapıya bürünürler.

Bu tip durumlarda son derece tahammülsüz olurlar. Bu hallerine anlayışsızlık gösterildiğinde ise daha da tersleşir ve sinirlenirler. Özellikle de eşlerinin iş hayatını kavrayamadıklarından dolayı anlayışsız olduklarını düşünür ve yakınırlar.

 

Her konuda kendilerinden çok emindirler, akıllarını çok beğenir ve kimsenin sözüne itibar etmezler. Yılların tecrübesini üzerlerinde barındırdıklarını ve dolayısıyla da herşeyin en iyisini ve en doğrusunu kendilerinin bildiğini iddia ederler.

Bu nedenle onları inandıkları birşeyin aksine ikna etmek mümkün olmaz. Hata yaptıklarını ya da yanlış düşündüklerini fark etseler bile sözlerini geri almak ve hata yaptıklarını kabul etmek çok ağırlarına gittiği için buna yanaşmazlar.

 

Onları böyle bir karaktere yönelten asıl etken ise başta da belirtildiği gibi "dünya hırsı"dır. Bu hırs nedeniyle pek çok insani yönlerini kaybetmiş, maddi çıkarlar dışında birşey düşünmez olmuşlardır.

 

 

 

MÜDÜR VE YÖNETİCİ KARAKTERİ

 

Bu şartların etkisi altında gelişen karakterlerden biri de "yönetici karakteri"dir. Bu karakteri taşıyan kimselerin kendi aralarında çok normal karşıladıkları, ama aslında son derece çarpık bir mantığın ürünü olan bir özellikleri vardır; duruma göre değişip şekillenen iki karakteri aynı anda yaşarlar.

 

Bunlardan biri işyerinde kendilerinden makam ve mevki olarak üstte olan kişilere, diğeri ise alt kadrolarında çalışan kimselere gösterdikleri karakterdir.

Bu kimseler patronlarının yanında son derece ezik bir karaktere bürünürler.

Onlara karşı her zaman için son derece saygılı, hatta kimi zaman "iki büklüm"dürler.

İstenilen herşeyi anında yerine getirir ve en ufak bir kusur işlememeye son derece itina ederler.

 

Patronları kendilerine her türlü sözü söylemeye, gerekirse azarlayıp terslemeye hak sahibidir. Müdürler bu tavırlardan alınmaz ve bunun patronlarının hakkı olduğunu düşünür. Tüm güçleriyle kendilerini beğendirmeye ve onların gözüne girmeye çalışırlar. Hatta onlara "yaranabilmek" için iş dışındaki angaryalarını bile üstlenirler. Tüm bu özverili tavırların sebebi ise çok açıktır; onlara maaşlarını veren ve işyerinin tüm hak ve yetkilerini elinde bulunduran kişi patronlarıdır, dolayısıyla da müdürlerin tüm menfaatleri yine bu kişilerin elindedir.

 

Onların desteğini ve sempatisini kazanmak, müdürlerin kariyerleri ve gelecekleri açısından son derece önemlidir. Bu nedenle şahsiyetlerinden ve onurlarından taviz vermekten kaçınmazlar.

 

Cahiliyenin çarpık mantığına göre kendileri o insanlardan makamca ve maddi olarak üstündürler, o halde onlara her türlü kötü muameleyi yapma hakkına sahiptirler. Artık patronunun karşısındaki o ezik insan gitmiş yerine kibirli, kendinden aşırı emin, "dediğim dedik" bir yönetici gelmiştir.

 

Emrindeki kişilere karşı son derece katı, prensip sahibi ve tavizsizdir. Etrafa emirler yağdırır, herhangi bir aksilik durumunda ise ilgili kişiyi herkesin ortasında azarlamaktan çekinmez. Çünkü bu kimselerden elde edeceği hiçbir menfaat söz konusu değildir. Ayrıca patronlarının kendi üzerlerinde tatmin ettikleri kibirlerini onlar da kendi altlarında çalışan kimseler üzerinde tatbik etmek isterler.

Böylece şahsiyet bulduklarını ve patronlarının yanında büründükleri ezik kişilikten kurtulduklarını düşünürler.

 

 

Bu iki karakter arasındaki zıtlık işyerinin tüm çalışanları ve cahiliye toplumu tarafından oldukça olağan karşılanır Çünkü sistem böyledir; şirketin sahibi müdürlere, müdürler sekreterlere, sekreterler de temizlikçilere ya da odacılara istedikleri tavırları göstermekte serbesttirler.

 

Bu sıralama tersten ele alındığında ise herkes bir üstünün yüzüne karşı elinden gelen en iyi davranışları gösterir ve istenilenleri en titiz şekilde yerine getirir.

Ancak birbirlerinin gıyabında nefretlerini dile getirmekten çekinmezler ve duydukları saygı da hiçbir zaman gerçek bir saygı olmaz.

 

Açıkça görüldüğü gibi bu, son derece çarpık bir sistemdir. Çünkü bu insanlar güzel davranmayı bildikleri halde sırf birbirlerinden menfaatleri olmadığı için bu tavırları birbirlerine göstermeye gerek duymaz ve ancak çıkarları söz konusu olduğunda kullanırlar.

 

ALLAH IM BIZI GÜZEL AHLAKA ERDIR VE BIZI GÜZEL AHLAKTAN UZAK KILINMISLARDAN EYLEME ; AMIN

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.