Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Ülkemizdeki okullarda ana dilde Kürtçe eğitime izin verilmeli mi?


yazgan

Önerilen İletiler

Öncelikle şu kalınlaştırdığım cümlelerde yazana bir değinelim. Biz kimiz ? Sen kimsin ? Ne stadyumdasın, ne kahvehanede.

 

...

 

Ve sanırsınız ki, cumhuriyet kurulduğundan beri kürt vatandaşlarımızda böyle bir talep, böyle bir istek var, ama devlet şiddetle karşı çıkıyordu.

 

 

Bu konu bir hak ve özgürlük konusu olarak çıkmamıştır ortaya. "aşamalı devrim" stratejisine sahip bir terör örgütünün propaganda argümanı olarak ortaya çıkmıştır. Tabi ki devletin bu noktada yaklaşımı, normal bir gündemde, sivil toplum kuruluşları, çözümü terörde değil, demokrasi de gören siyasi partiler tarafından dile getirilseydi. Yaklaşım farklı olurdu.

 

[/b]

 

kalınlatırdığınız sözlerime açıklık getireyim zira anlaşılabileceğini düşünmüştüm..

"siz"den kastım kesinlikle biz ve karşı görüşlüler değildir..

bu zamana kadar yazdığım yorumlarda asla böyle faşizanca hareketlere girişmediğimi birçok arkadaş görmştür ve bilmektedirler..söz konusu yorumumumda baştan beridir devlet politikalarını daha doğrusu almadığı önlemler yaratmadığı çözümlerden ötürü politikasızlığını eleştirdim..ve "siz" diye hitap ettiğim de tamamen devletin bugüne kadar olan geçmiş dönemki ve şu anki yöneticileridir...

bana aynı cevapları vermişsiniz ancak ben defalarca tekrarladığım gibi yineliyorum..

hiçbir hak bir terör örgütü varlığından ötürü sınırlandırılamaz...

çerkezce, lazca vs. den bahsetmişsiniz..

kaldı ki bir sanatçı lazca şarkı yaptığı zaman hiçbir engelle karşılaşmıyor ancak bir sanatçı da çıkıp kürtçe klip çekeceğim deyince çatal bıçak yiyor, ülkeden kaçmaya zorlanıyor..

evet diğer dillerde de radyolar açılsın televizyonlar yayına başlasınlar..

ancak göz ardı ettiğiniz birşey var ki bu biraz da taleple alakalı..

bu ülkede binlerle ölçülen farklı etnik kökenli yurttaşlarımızın aksine milyonlarca kürt yaşamaktadır...

ve siz onlara "terör var sana bunu yasaklıyorum" diyorsunuz...bu kabul edilemez...

pkk dayatmış olduğu için değil, devlet bunun olması gerektiği için tanıyacak bu hakkı yurttaşlarına..

ancak biz ab emretti, abd söyledi diye yapılan şeylere alışmışız, adım atmak için dayatma bekliyoruz..

sürekli pkknın dayatması olduğu söylenen kürtçe yayına bu sebeple karşı çıktıklarını söylyorlar...

ancak ermenice radyoda da aynı şekilde hareket edildi..orada ne diyeceksiniz asala dayattı mı ??

bu tip yaklaşımlar inandırıcı değil..bu biraz özgür düşünce ve demokrasi bilinciyle alakalı..

bu ülkede kürt sorununa gerçekten demokratik yollarla çözüm arayan herkes pkklı ilan edilmiştir ve hala daha edilmeye devam ediliyor..örnek mi istiyorsunuz ?? en yakın örnek ufuk uras...o kürt sorununa herkes kulağını tıkamışken ve sorunu sadece silahta arayarak, arada bir şehit versek de arada bir terörist öldürsek de yuvarlanıp gidiyoruz diyerek bu sorunu göz ardı edenlere isyan ederek dtp'yi sahiplenmiştir...ne yapacaktı ?? akpye mi gidecekti, chpye mi ?? yoksa mhpye mi ?? bir tanesi sorunu örtbas etmeye çalışıyor, bir tanesi hepsinden bir kurtulsak diyor, bir tanesi de sosyal demokrat kimliğinden tamamen uzaklaşmış, mhp'yle yarışıyor..bu ortamda dtp'ye yönelen ufuk uras da pkkl ilan edildi..o yüzden demokratik çözüm mü diyorsunuz, bu zihniyetle biraz zor..

bir de diyorsunuz ki, kürtçe talebi pkk ile ortaya çıktı...

bu tamamen bir yanlıştır..

cumhuriyetin ilk yıllarındaki dersim ayaklanmaları ise en güzel örnektir...

...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bence olayin tek adi "KORKU SIYASETI"dir...

ABD bunu tam 8 yil boyunca Bush baskanligi altinda yasadi... Herkes fislendi...Su terorist bu terorist derken, ve hatta ortada "icten oyun" sanilari bile varken, adamlar 8 yil boyunca asil sorunlari kamuoyundan gizlediler! Sonuc ne oldu: Ulke bataklik haline geldi, hurda haline geldi! Sucsuz insanlar hayvanlar gibi kafesledndiler ve iskencelere maruz kaldilar! Ve buna neye sebep oldu? Yeni bir sekillenmeye yoneldi ABD halki, zenci bir baskan secildi! Ama maalesef 8 yil boyu suren korku siyasetinin urunlerini hala tum Dunya insanlari hissedebiliyor!

 

Bizim Turkiye'miz de PKK piyonuyla oynanan bir KORKU SIYASETi var! Neden mi?

- Her sorun, her kotuluk PKK'ya mal ediliyor. Ulke'de ekonomik kriz var, fatura PKK'ya kesiliyor. Insan Haklari Dernegi baskani Akin Birdal DTP'den aday oluyor, PKKli ilan ediliyor, Ufuk Uras... Hakeza! Hos su PKK'nin kimler tarafindan yaratilmis oldugu hakkinda da bir suru "icten oyun" soylentileri de var ama neyse...

- PKK PKK denile denile ulkedeki hangi kurumun onemliligi artmistir? Nato'nun ikinci en buyuk ordusu ve Dunya'nin en modern Musluman ordusu TSK'nin! Sanirim Dunya'da 3. ya da 4. siradayiz ordumuzla!

- Boylesine buyuk bir TSK nasil oldu da "uc bes bin" diye nitelendirdikleri PKK'lilari yok edemedi? Neden yok ETMEDI?

- PKK olayi cozulseydi TSK'nin ulkede ve bolgede ne onemi ve islerligi kalirdi? ABD'nin isine yararmiydi?

 

Ama yandigim bir nokta var: Turkleriyle, Kurtleriyle, Ermenileriyle, Rumlariyla bir medeniyetler eseri olan bir Turkiye insani nasil olurda ABD'nin aksine, 8 yil yerine neredeyse 30-40 yildir ayni korku siyasetine kanar? Nasil hala kaniyoruz bu hikayelere?

 

Sorulmasi gereken sorularim bunlar... Cevaplarinizi bekliyorum...

 

Ha! Bu arada Ilker Basbug'u da "Turkiye halki" acilimindan dolayi kutluyorum...Onemli bir degisim! Degisime yoneliyoruz Millet! Gozumuz aydin! :)

 

Diyarbakirli...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kalınlatırdığınız sözlerime açıklık getireyim zira anlaşılabileceğini düşünmüştüm..

"siz"den kastım kesinlikle biz ve karşı görüşlüler değildir..

bu zamana kadar yazdığım yorumlarda asla böyle faşizanca hareketlere girişmediğimi birçok arkadaş görmştür ve bilmektedirler..söz konusu yorumumumda baştan beridir devlet politikalarını daha doğrusu almadığı önlemler yaratmadığı çözümlerden ötürü politikasızlığını eleştirdim..ve "siz" diye hitap ettiğim de tamamen devletin bugüne kadar olan geçmiş dönemki ve şu anki yöneticileridir...

 

Devletin bugüne kadar olan geçmiş dönem ki ve şu an ki yöneticileriyle yazışmıyorsun bu forumda. Bu forumda iletdi yazdığın kimseler arasında böyle biri olduğunu da sanmıyorum.

 

bana aynı cevapları vermişsiniz ancak ben defalarca tekrarladığım gibi yineliyorum..

hiçbir hak bir terör örgütü varlığından ötürü sınırlandırılamaz...

 

"İnsanırkının marstan gelmiş olabileceği" ile ilgili başlıkta olduğu gibi, arkadaşım sen cevap verdiğin yazıları cevap verdikten sonra mı okuyorsun ?

 

Yazımın neresinde "terör örgütünün varlığından ötürü haklar sınırlandırılabilir" gibi bir ifade, ya da onu ima eden bir ifade var. Yani benim yerime bana ait düşünceler yazıp onlara cevap vereceksen bunu kendi kendine yap. Benim iletilerimi karıştırma.

 

 

çerkezce, lazca vs. den bahsetmişsiniz..

kaldı ki bir sanatçı lazca şarkı yaptığı zaman hiçbir engelle karşılaşmıyor ancak bir sanatçı da çıkıp kürtçe klip çekeceğim deyince çatal bıçak yiyor, ülkeden kaçmaya zorlanıyor..

evet diğer dillerde de radyolar açılsın televizyonlar yayına başlasınlar..

ancak göz ardı ettiğiniz birşey var ki bu biraz da taleple alakalı..

bu ülkede binlerle ölçülen farklı etnik kökenli yurttaşlarımızın aksine milyonlarca kürt yaşamaktadır...

ve siz onlara "terör var sana bunu yasaklıyorum" diyorsunuz...bu kabul edilemez...

 

Kalınlaştırdığım ifadeyi nerede söylüyorum göster bakalım ? Ya da nerede böyle bir gerekçe koyuyorum ortaya ?

 

bir ikincisi tekrar soruyorum sadece DTP'ye oy verenler mi kürt sayılıyor ? DTP değil de kürtçe eğitim gibi bir talebi olmayan siyasi partilere oy veren geriye kalan %80 kürt seçmen kürt sayılmıyor mu ?

 

 

 

pkk dayatmış olduğu için değil, devlet bunun olması gerektiği için tanıyacak bu hakkı yurttaşlarına..

ancak biz ab emretti, abd söyledi diye yapılan şeylere alışmışız, adım atmak için dayatma bekliyoruz..

sürekli pkknın dayatması olduğu söylenen kürtçe yayına bu sebeple karşı çıktıklarını söylyorlar...

ancak ermenice radyoda da aynı şekilde hareket edildi..orada ne diyeceksiniz asala dayattı mı ??

bu tip yaklaşımlar inandırıcı değil.

 

"Terör ortamında sorunların çözümü kolay değildir" ,"terörün olduğu bir ülkede, vatandaşlar arasında etnik ayrımlar dolayısıyla gerilim potansiyeli varken, etnik ayrımlara daha fazla vurgu yapacak uygulamalar yanlıştır, tehlikeli sonuçları vardır"

 

şeklinde ki yaklaşımı mı neden çarpıtma ihtiyacı hissediyorsunuz ? Yani önce "eleştirilebilir" hale getirip sonra eleştirmek için mi ?

 

Soruyorum, siz bu ülkede kürt kökenli çocukların başka okullara, türk kökenli çocukların başka okullara gittiği bir ortamı tahayyül edebiliyor musunuz ? Nasıl bir yabancılaşma yaratacağını, etnik gerilimleri nasıl körükleyeceğini ?

 

Devlet bunu gözetmek zorundadır, slogandan ibaret yaklaşımlardan farklı olarak.

 

bir de diyorsunuz ki, kürtçe talebi pkk ile ortaya çıktı...

bu tamamen bir yanlıştır..

cumhuriyetin ilk yıllarındaki dersim ayaklanmaları ise en güzel örnektir...

...

 

Şimdi bana "dersim isyanı"nda öne sürülen talepler arasında "kürtçe eğitim" ,"kürtçe hizmet" vs ile ilgili herhangi bir talep göstersene.

 

Ya da "dersim isyanı"nda herhangi bir "kültürel talep" göstersene

 

Ben sana dersim isyanı" nın lideri Seyid Rıza'nın taleplerini tek tek yazarım. Ancak örneği veren sen olduğun için bana birtanesini göster bakalım

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

...

Açıkçası siz bu demokrasi anlayışı ve tanımını nereden duydunuz ve nerede şahit oldunuz bizle paylaşın bunu.

 

...

Çünkü demokrasi, Demokrasi'nin en büyük düşmanı olan terörü desteklemek için demokrasinin nimetlerini demokrasiye karşı kullanmaya izin veren bir sistem değildir. Zira İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin son maddesi ne der ?

 

Bu sözleşmede ki maddelerin hiçbiri, sözleşme maddelerinin ihlal edilmesi için kullanılamaz.

 

Demokrasi, bir yandan demokrasi düşmanı terörü destekleyip öbür yandan demokrasinin arkasına saklanabileceğiniz bir rejim değildir. Demokrasinin nimetlerinden faydalanmak için, demokrasi amacında olmanız gerekir.

 

...

 

Özgün bir yazısında şöyle der;

 

"6-7 yaşlarında iki çocuk düşünün. Evcilik oynuyorlar. Bu yaşlardaki çocuklarda büyükleri taklit etme kabiliyeti zaman zaman inanılmaz olabiliyor. Evcilik oynayan bu iki çocuğun aralarındaki konuşmaları bir kâğıda dökün. Ve bu metni, çocuklar tarafından üretildiğini gizleyerek okumaları için insanlara sunun. İnsanlar iki yetişkin evli insanın gayet anlamlı bir diyaloguyla karşı karşıya kaldığını zannedebilir. Ve bu metin üzerinden evlilik ile ilgili bir tartışma başlatabilirler. Canları çıkana kadar bu tartışmayı uzatabilirler.

 

Türkiye’deki ‘demokratik tartışma ortamını’ buna benzetiyorum. Demokrasimiz güdük mü güdük, cüce mi cüce. Ama demokrasimize büyümüş de küçülmüş sözlerle yetişkin bir hava veriyoruz. Ağızdan çıkan laflara, siyasi önceliklerimize, hele hele edamıza, aframıza taframıza bakarsanız sanırsınız dünyanın en gelişmiş demokrasisinde yaşıyoruz..." (Gökhan Özgün,Saına Kadar Türk Demokrasisi)

 

Sevgili forumdaşım,

 

Kavramlara olan bakışım,tanımlardan değil;zaman,mekan ve bakışlarda saklı.Demokrasi anlayışımda "halkın iradesi" var,bu genel geçer tanımıyla halkın iktidarlığı.

 

Benim burada yanıt aradığım,demokrasinin kendisi değil,biz de ki demokrasi.

 

Bakınız,yazdıklarınızı çoğu zaman hak vererek bazen de "ama,bu böyle değil" diyerek okudum.Siz haklı cümlelerle "halkın iradesinde ki doğruluk ve yanlışlığı" sorgulamışsınız.Yalnız dostum,gerçek anlamda demokrasinin olmadığı bir yerde demokrasinin amaç ve araçlarını konuşmak ne kadar doğru bir yaklaşım olabilir ki?

 

Özgün "Sapına Kadar Türk Demokrasi" başlıklı köşe yazısında bizde ki o inanılmaz demokrasi anlayışını çok güzel açıklamış.

 

Dostum,

 

Siz bu ülke de demokrasinin işlediğini düşünüyor musunuz?

 

Temsiliyetin,siyasi teori ve iletişimin,siyasi partilerin....demokrasiyi demokrasi yapan bu ölçütlerin ülkemizde ki yerini olması gereken yerde görüyor musunuz?

 

Ben görmüyorum;bizler demokrasi özrü bir toplumuz!Biz de demokrasi işlemez,vesayet işler.

 

..........

 

Siyasi partiler tüzüğünde,"etnik kimlik üzerinden siyaset yapılamaz diyor."DTP,etnik kimliğin partisi.MHP'de öyle.Hatta terör diyecekseniz,ben DTP nasıl PKK ile açıklanacksa,MHP de derin devletin çeteleri ile açıklanır derim.

 

Yanlışa yanlış.Ama yanlışı konuşmak için göstereceğiniz bir doğru var mı?

 

Bana deyin ki,ama bu etnik kimliklerin temsiliyet sorunu yok.O zaman derim,kapatın bu partileri.

 

yani dostum,parçaları eleşitirmeden önce bütünü konuşalım ki;parçalar yerli yerine otursun.

 

........

 

Tahammül demiştim,tahammülün sınırlarını gerçekten belirlemek erdemdir.Benim,DTP söz konusu oldu mu,PKK'dan farkı yok diyen çok arkadaşım var.Onlarda ki erdem tahammül oldu mu;şu sözlerle kendini gösterir:

 

"Ama bu DTP'nin irade olduğu gerçeğini değiştiremez, temsil ettiği tabanı yok saymak için bir gerekçe olamaz."

 

saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öncelikle basit gerekçeler ? Teröre destek vermek, terör örgütünün sözcülüğüne yasal alanda ki temsilciliği görevini üstlenmek. Gençlik örgütlerini terör örgütünün propaganda ve insan kaynağı için havuz olarak kullanmak. Bunlar basit gerekçeler mi ?

 

"...............

 

Bir parti tabanını kendisi yaratır. Neyin politikasını yapıyorsa tabanı da öyle olur.

 

 

 

Basit olan ne ? Gerçek mi ? Siz bizden terörü mü kabullenmemizi bekliyorsunuz ? Teröre destek verilmesini mi ?

 

.......

Çözülemeyen sorun diyorsunuz. Sorunun çözülememesinin ana sebebi terör ve teröre destekdir. Eğer DTP kürt sorununu çözme amacında olan bir parti olsaydı, çözümü terörde değil demokasi de arardı. Ve teröre karşı olurdu. Siz bana teröre karşı olmayan, terörü destekleyen bir demokrasi anlayışı tarif edebilir misiniz ? DTP'nin demokrasi anlayışı, demokrasiyi kendi silahlarıyla vurmaya çalışmak. Demokratik araçları kullanarak, demokrasi dışı yolları meşrulaştırmak.

 

Bu parti kendisini bile çözümün muhatabı olarak görmüyor. Ve çözümün muhatabı olarak PKK'yı ve Öcalan'ı gösteriyor. Sorunu çözmek için bizimle değil, Öcalan'la muhatap olmalısınız diyor. Dolasıyıla biz burada bir siyasi iradeyle falan da karşı karşıya değiliz. Basit bir sözcülük durumuyla karşı karşıyayız.

 

.......

 

Ben sizden gerekçe istemedim,gerekçelerinizi çok iyi biliyorum.Bu gerekçeleri sıralamak sizce de basit değil mi?Çoğumuzun farkında oldukları yazıp çizmek,efendim bundan dolayı kes kanayan kolu demek...

 

Bunların herkes farkında,asıl sorun farkındalıklarımız da değil.Sorun,farkındalıklarımıza ekleyemediğimiz tarafsız bakışlar ve üretemediğimiz çözüm.

 

Sizden terörü kabullenmenizi istemiyorum;böyle bir cümlemi kullandım.

 

Sizden istediğim gerçeklerinize tüm gerçekleri eklemek.Sadece kendi gerçeğinizi değil,benim gerçeğimi de görebilmeniz.

 

Diyorsunuz ki,PKK terörü bitmemişse ana sebebi,terör ve terör destekçileridir.Dostum,bu neden değil;sorunun kendisi.Sorunun kendisinde ki çözüm bunların varlığının yanında,bunların varlığına ortam sağlayan koşuldur.Yanlış ve eksik sitem,uygulamalardır.Hukuksuzluktur.

 

Bakınız,altını çizdiğim düşünceleriniz benim de en çok dile getirdiğim eleştiriler.Ben bir Kürt olarak PKK'yı temsilcim olarak görmüyorum;DTP de gördüğü için doğru yerde bulmuyorum.

 

....

 

İster kabul edin ister etmeyin;

 

PKK bu ülkenin gerçeği.Halkın ve siyasi iradesinin bu gerçeği çok kolay bertaraf edemeyeceği de ortada.Çözüm bu gerçeğe yöneltilecek eleştirilerin yanında atılacak adımlarda.

 

Halkın iradesi dedim,yine derim.

 

Size dikte edilen bir düşünce varsa,tabanı olduğunuz parti bile bu dikte edilen düşüncenin yanında masum kalır.Elinde olmadan o rüzgara kapılır...yine halk,yine irade...saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

............

%20'sinin talebi demelisiniz o zaman. Geriye kalan %80'lik kürt seçmen bunu bir insan hakları ihlali olarak görmüyor ki, bunu talep etmeyen siyasi partilere veriyor oyunu.

 

Tekrar soruyorum ve anlıyamadım hala. Yalnızca DTP'ye oy verenler mi kürt sayılıyor ?

 

Ben DTP'ye oy vermedim.Ama Kürdüm.

 

DTP'ye oy vermememin nedeni insani hak ve talepleri gerekilik olarak görmediğimden değil,politikasını tasvip etmediğimdendir.

 

Babam DTP'ye oy verdi.O da bir Kürt.

 

DTP'ye oy vermesinin nedeni,siyasi arenada ona ihtiyaç duymasıydı,yoksa DTP'yi tümüyle onaylaması değil.

 

Nitekim ana haber bültenlerinde "Demokratik Özeklik" diyen Ahmet Türk'e en büyük tepkiyi gösterenlerden biri de ona oy verenlerden biri olan benim babamdı.

 

Yani sakın oranlar sizin için ölçüt olmasın.

 

KÜRT OLMANIN ÖLÇÜTÜ DTP DEĞİL AMA TEMSİLİYET SORUNUN OLDUĞU BİR ÜLKEDE KÜRTLERİ TEMSİL EDEN SADECE DTP!

 

Çözüm yine TEMSİLİYET.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 ay sonra...

KÜRT OLMANIN ÖLÇÜTÜ DTP DEĞİL AMA TEMSİLİYET SORUNUN OLDUĞU BİR ÜLKEDE KÜRTLERİ TEMSİL EDEN SADECE DTP!

 

Çözüm yine TEMSİLİYET.

 

 

Sayın Mavi, bu ülkede temsiliyet sorunu var demişsiniz doğrudur ancak galiba sizin anladığınız ''temsiliyet''; etnik temelli... Bakın, diğer başlıkta bunun ne kadar yanlış bir bakış olduğunu anlatmaya çalışmıştım :

 

ülkemizde, demokrasinin tüm kural, kurum ve araçları ile yerleşmesini sağlamanın tek yolu, '' Katılımcı Demokrasi '' nin geliştirilmesinin olduğunu da vurgulamak gerekir. Yani; tüm partilerde var olan '' Lider Sultası ''nın ve '' Delege Sistemi ''nin, tabanlarından gelen baskılarla kırılması konusu her şeyden önemlidir. Demokrasi için verilmesi gereken asıl mücadele alanı burada olmalıdır.

 

Bu yolla yani partilere üye olmanın kolaylaştırılması ve her üyenin parti yönetim ve kararlarına direk müdahalesinin mümkün olması ile, her parti, üyelerinin istekleri doğrultusunda politika üretebilir. Bu da, sağlıklı bir demokrasinin yolunu açar ve hiçbir dini ve etnik grubun -şiddet yoluyla demokrasinin ve laikliğin ortadan kaldırılması dışında- isteklerinin demokrasi çerçevesinde dile getirilememesi ve mutabakat durumunda uygulanamaması gibi durumların kendiliğinden ortadan kaldırılması anlamına gelir ki bu yolla herkes eşit bireysel hak ve özgürlüklere sahip olabilir. Tüm dünyada geçerli olan sistem budur. Ve bu şekilde, bence asıl odaklanılması gereken gerçeklik olan ''ekmek ve emek kavgası''nın daha etkin bir biçimde yapılması emek sömürüsünün önüne geçilebilmesi mümkün olur.

 

Sonuç olarak, tüm kurum, kural ve araçları ile işletilebilen sağlıklı bir demokrasi içerisinde insanların bireysel/kültürel özgürleşmeleri ile birlikte ekonomik yönden de özgürleşmelerinin, kısaca insanca yaşayabilmelerinin yolu açılır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir yıldır yaşadığım,beş yıldır tanıdığım bir kent Diyarbakır.Ben de bilirim yapmaz bunu.

Bende iyi bilirim .Yapmazlar demeyelimde, yapacak olanlar var fakat yapamazlar.

 

Sanırım siz, hak arayan ortalığı yağmalayan gurubun içerisine düşmüş olan bir sivil polisi nasıl linç ettiklerini adamı resmen çiğ-çiğ yediklerini görmediniz.

 

Ayrıca sizin çocukluğunuz döneminde üzerinizden mermiler geçmişti bu dönem diyarbakırdamı yoksa ığdırdamı olmuştu ?

 

Daha önceki iletide yazmıştım cevap vermemiştiniz,bende merak ettim hala bekliyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Mavi, bu ülkede temsiliyet sorunu var demişsiniz doğrudur ancak galiba sizin anladığınız ''temsiliyet''; etnik temelli... Bakın, diğer başlıkta bunun ne kadar yanlış bir bakış olduğunu anlatmaya çalışmıştım :

 

etnik bir temsiliyeti değil;tökezleyen bir demokraside yok sayılan bir etniğin temsiliyeti;çözüm basit.

 

"

Sonuç olarak, tüm kurum, kural ve araçları ile işletilebilen sağlıklı bir demokrasi içerisinde insanların bireysel/kültürel özgürleşmeleri ile birlikte ekonomik yönden de özgürleşmelerinin, kısaca insanca yaşayabilmelerinin yolu açılır."

 

işte çözüm bu yazdıklarınızın içselleştirilmesinden geçer.Devlet ve halk olarak.

 

 

Bende iyi bilirim .Yapmazlar demeyelimde, yapacak olanlar var fakat yapamazlar.

 

Sanırım siz, hak arayan ortalığı yağmalayan gurubun içerisine düşmüş olan bir sivil polisi nasıl linç ettiklerini adamı resmen çiğ-çiğ yediklerini görmediniz.

 

Ayrıca sizin çocukluğunuz döneminde üzerinizden mermiler geçmişti bu dönem diyarbakırdamı yoksa ığdırdamı olmuştu ?

 

Daha önceki iletide yazmıştım cevap vermemiştiniz,bende merak ettim hala bekliyorum.

 

Özür dilerim,zamanım olmadığından yazılanları takip edemiyorum.Sorunuzun cevabını vereyim öncelikle...

 

Ben on onbir yaşına kadar şiddettin hemen içindeydim.Dediğiniz olayı Iğdır'da yaşadım.2004 yılında Diyarbakır'a gittim.

 

Iğdır'da yaşadıklarım şiddet ile sınırlıyken,Diyarbakır'da gördüklerim şiddettin yanına bir de sistemleşen yok saymaları gösterdi bana.

 

Ve Kaplan,

 

Polis,asker...linç edenin ben mantığını aramam,linç edilenin kimliğini sorgulamam(kimliğe bireye ait değer ve düşünceleri de katabilirsiniz).

 

Başka cevaplamadığım soru varsa :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

etnik bir temsiliyeti değil;tökezleyen bir demokraside yok sayılan bir etniğin temsiliyeti;çözüm basit.

 

"

Sonuç olarak, tüm kurum, kural ve araçları ile işletilebilen sağlıklı bir demokrasi içerisinde insanların bireysel/kültürel özgürleşmeleri ile birlikte ekonomik yönden de özgürleşmelerinin, kısaca insanca yaşayabilmelerinin yolu açılır."

 

işte çözüm bu yazdıklarınızın içselleştirilmesinden geçer.Devlet ve halk olarak.

 

 

 

 

Özür dilerim,zamanım olmadığından yazılanları takip edemiyorum.Sorunuzun cevabını vereyim öncelikle...

 

Ben on onbir yaşına kadar şiddettin hemen içindeydim.Dediğiniz olayı Iğdır'da yaşadım.2004 yılında Diyarbakır'a gittim.

 

Iğdır'da yaşadıklarım şiddet ile sınırlıyken,Diyarbakır'da gördüklerim şiddettin yanına bir de sistemleşen yok saymaları gösterdi bana.

 

Ve Kaplan,

 

Polis,asker...linç edenin ben mantığını aramam,linç edilenin kimliğini sorgulamam(kimliğe bireye ait değer ve düşünceleri de katabilirsiniz).

 

Başka cevaplamadığım soru varsa :)

 

siz 11 yaşına kadarken ığdırda çatışmalar ve köy baskınları vardı hergün bombalar patlıyordu öylemi?

 

Ben ığdırı çok iyi bilirim,size ığdırda böyle olayların olmadığını söylediğimde siz,diyarbakırdan bahsediyorum dediniz.Oysa şimdi 11 yaşına kadar ığdırda çatışmaların olduğunu söylüyorsun.

 

http://www.turkish-media.com/forum/topic/172451-acilim-ve-sonrasi/page__st__75

 

Bakın yukarıdaki adrese sizin yazınız.

 

''Yazınızı okuyanda ığdırda hergün çatışma var cinayet var,köy sürgünü var sanacak.''dediğimde verdiğiniz cevap

 

 

Diyarbakır'da yaşanan olaylardan bahsediyorum.Bağlar'da evler basılıyordu,pencereden dışarıya bakanlara gelişigüzel silah sıkılıyordu.Çocuklar öldürülüyordu.

 

Mardin'de kalkan edilen çocuk! sırtından vuruldu.11 yaşında ki çocuğa 13 kurşun sıkıldı.Ve onu öldürenler şimdi masum!

 

Hukuk buydu işte...

 

PKK tarafından insanlar ölrürüldü,öldürülen PKK'lılar vardı...doğru,doğru,doğru...Buyrun size bir doğru daha;orada insanlar sadece orada olduğu için öldürüldü.

 

Güvenlik için boşaltılan köylerin ahalisi;şimdi çoğunluğu Diyarbakır'ın Seyrantepe bölgesinde devlet eliyle gelen yıkımından aldığı nasiple,birer canlı bombaya dönüşüyor.Evini yakanlar,şimdi nerde?

 

Iğdır'dan bahsetmiyorum ben,ki Iğdır bu tür şiddet olayların en az yaşandığı yer(şiddetin en azı hala dün gibi hafızamda)Kişi ve basit hesapları da yazmıyorum;gelenekselleşen hukusuzluklar ve yanlış olan politikalar benim konum.

 

Senaryo değil bunlar,bizim varlığımız kadar gerçek...Yasaklanan ve ayıplanan dili yazmıyorum zaten;sağduyunun egemen olduğu bir yarında konuşulacak yine tüm bunlar.

 

Ayrıca ben son dört yıldır Gündem gazetesini elime dahi almadım,ama yarın sizin için özellikle bakacağım.

 

Bunu yazanda sizsiniz...

 

Şimdi ise ''Ben on onbir yaşına kadar şiddettin hemen içindeydim.Dediğiniz olayı Iğdır'da yaşadım.'' diyorsunuz.

 

Ben hala birşey anlamadım...iftarımıda yaptım ama yine anlamadım.Kusura bakmayın.

 

Haa birde diyarbakırda 2004 yolında güvenlik güçlerinin 14 çocuğu öldürdüğünü idda ettğiniz olayı biraz açarmısınız ,nerede ne hangi ne sebeple öldürüldü ben böyle 14 gencin öldürüldüğünü duymadım,hiçbir heberede rastlamadım.

 

Lütfen politik cevap olmasın.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

...

Haa birde diyarbakırda 2004 yolında güvenlik güçlerinin 14 çocuğu öldürdüğünü idda ettğiniz olayı biraz açarmısınız ,nerede ne hangi ne sebeple öldürüldü ben böyle 14 gencin öldürüldüğünü duymadım,hiçbir heberede rastlamadım.

 

Lütfen politik cevap olmasın.

Tabi ki rastlayamısın sevgili Kaplan,pkk terör Örgütü yanlısı yayın organlarının yaptığı palavra haberlerden biri daha.Ne beklyordunuz ki?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kaplan,

 

Anlayamadığınız olay ne,inanın ki şimdi de ben sizi anlayamıyorum.Ben Iğdır'da o şiddetin içindeydim.Diyarbakır'da ise gördüklerim kendi yaşadıklarıma "şükür" dedirtti..Orada yaşananlar çok daha ciddiydi.

 

Diyarbakır'da herkesle yaşananları konuştum.Ne siyasilerden nede kitaplardan kalkıp ahkam kesmedim.Orda ki insanlara sordum.Yaşayanlar anlattı bana."Lice'de üstüme panzerler geldi,sokakta üstümüze silahlar doğruldu,Hakkari'den Diyarbakır'a helikoptere bağlanarak geldim..."

 

2004 demişim,üzgünüm tarihi karıştırdım.2006 yılından bahsediyorum.Mersin'de yakılan bayrağın çok daha öncesinde Diyarbakır'da yaşanacaklara ön ayaklık ediyordu.28 Mart günü Diyarbakır'da çocuklar öldürüldü.

 

İstanbul'dan Diyarbakır'a gittiğim günün hemen ertesinde yaşandı bunlar.Öğrenciler,memurlar adeta kentten kaçtı.İşin aslı ben de yaşananlaradn korktum;ama özel nedenlerden dolayı orada kalmak zorunda kaldım.

 

Diyarbakır'ı o zaman çok iyi anladım.O zamana kadar,hep tepkisiz ve slogan olmakla suçladığım Diyarbakır'ın neden korktuğunu,neden sloganlarla kendisini ifade etttiğini çok iyi anladım.

 

Politik cevap olmasın,hay hay.Adım başı panzer,asker,polis.Bağlar tarafından sönmeyen ateşler.Balkona gelen çocukların kafasına kurşuyn sıkabilecek kadar güvenli bir prtam için çalışan güvenlik görevlileri.

 

Arkadaşlarımızla,o günlerde esnaflarla,mahalle sakinleri ile konuştuk;herkes yeter diyordu.

 

Ve Dicle Üniversitesi,Tıp Fakültesinin morgunda bekletilen küçük çocukları için ağlamaktan bile korkan,çaresiz babaların şaşkınlığını,onların gözünde okudum.

 

Sayın İlker,dediğiniz gibi terör yanlısı medya bu çocuklarının acısı ile prim yaptı,ülkemin güzel medyası ise bu çocukları yazmadı bile.Çünkü o çocuklar birer teröristti!

 

Kaplan,ben görmediğime gördüm demedim.Yaşadım diye birşeyler sallamadım.

 

Siz,anlayamadığınız noktaları yazarsanız,ben de daha açık olurum.İftar sonrası okuyun o zaman,bakın ben de çok açım.Aklıma gelenler,eksik kalanlar çoğu zaman.

 

Allah kabul etsin.

 

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kaplan,

 

Anlayamadığınız olay ne,inanın ki şimdi de ben sizi anlayamıyorum.Ben Iğdır'da o şiddetin içindeydim.Diyarbakır'da ise gördüklerim kendi yaşadıklarıma "şükür" dedirtti..Orada yaşananlar çok daha ciddiydi.

 

Diyarbakır'da herkesle yaşananları konuştum.Ne siyasilerden nede kitaplardan kalkıp ahkam kesmedim.Orda ki insanlara sordum.Yaşayanlar anlattı bana."Lice'de üstüme panzerler geldi,sokakta üstümüze silahlar doğruldu,Hakkari'den Diyarbakır'a helikoptere bağlanarak geldim..."

 

2004 demişim,üzgünüm tarihi karıştırdım.2006 yılından bahsediyorum.Mersin'de yakılan bayrağın çok daha öncesinde Diyarbakır'da yaşanacaklara ön ayaklık ediyordu.28 Mart günü Diyarbakır'da çocuklar öldürüldü.

 

İstanbul'dan Diyarbakır'a gittiğim günün hemen ertesinde yaşandı bunlar.Öğrenciler,memurlar adeta kentten kaçtı.İşin aslı ben de yaşananlaradn korktum;ama özel nedenlerden dolayı orada kalmak zorunda kaldım.

 

Diyarbakır'ı o zaman çok iyi anladım.O zamana kadar,hep tepkisiz ve slogan olmakla suçladığım Diyarbakır'ın neden korktuğunu,neden sloganlarla kendisini ifade etttiğini çok iyi anladım.

 

Politik cevap olmasın,hay hay.Adım başı panzer,asker,polis.Bağlar tarafından sönmeyen ateşler.Balkona gelen çocukların kafasına kurşuyn sıkabilecek kadar güvenli bir prtam için çalışan güvenlik görevlileri.

 

Arkadaşlarımızla,o günlerde esnaflarla,mahalle sakinleri ile konuştuk;herkes yeter diyordu.

 

Ve Dicle Üniversitesi,Tıp Fakültesinin morgunda bekletilen küçük çocukları için ağlamaktan bile korkan,çaresiz babaların şaşkınlığını,onların gözünde okudum.

 

Sayın İlker,dediğiniz gibi terör yanlısı medya bu çocuklarının acısı ile prim yaptı,ülkemin güzel medyası ise bu çocukları yazmadı bile.Çünkü o çocuklar birer teröristti!

 

Kaplan,ben görmediğime gördüm demedim.Yaşadım diye birşeyler sallamadım.

 

Siz,anlayamadığınız noktaları yazarsanız,ben de daha açık olurum.İftar sonrası okuyun o zaman,bakın ben de çok açım.Aklıma gelenler,eksik kalanlar çoğu zaman.

 

Allah kabul etsin.

Sevgili mavi,Politika bölümünde;

''Yahu ben 1985 doğumluyum,çok da büyük değilim.Üzerimize sıkılan kurşunları,sabaha kadar süren çatışmaları,dakka başı patlayan silahları çok iyi hatırlıyorum;ben buna zulüm derim''

 

Diyen siz değilmisiniz sevgili mavi.Bu cümlerein ardından bende size ''Bende o bölgenin insanıyım'' ığdırda çatışmaların dakka başı patlayan mermilerin olmadığını söyledim ve Yazınızı okuyanda ığdırda hergün çatışma var cinayet var,köy sürgünü var sanacak. Diye yazdım.

 

Sizde bu yazıma karşılık.

 

Diyarbakır'da yaşanan olaylardan bahsediyorum.Bağlar'da evler basılıyordu,pencereden dışarıya bakanlara gelişigüzel silah sıkılıyordu.Çocuklar öldürülüyordu. Diye yazdınız.

 

YDaha sonra yine başka bir yazınızda ''Bir yıldır yaşadığım,beş yıldır tanıdığım bir kent Diyarbakır''dediniz.

 

 

Şimdi ise ığdırda bu zulmü gördüm diyorsunuz.

 

özetle: anlayamadığım, önce ığdır dediniz ben ığdırda böyle şeyler olmadı dediğimde ise diyarbakırdan söz ediyorum dediniz.. şimdi yine ığdırdan bahsettiğinizi söylediniz.

 

Son olarak ığdır dediğiniz için ığdırı dikkate alarak,bende diyorumki ığdırda ne üzerimize kurşunlar sıkılıdı ne sabaha kadar çatışmalar sürdü nede dakka başı patlayan silahlarla sürülen köyler olmuştur.

 

 

Doğru söylemiyorsunuz sevgili mavi çünkü bende o bölgenin insanıyım güvenlik güçleri tarafından kars-ardahan-ığdır illerinde hiç bir zaman ne şiddet nede zulüm yapılmıştır.

 

İnsaf demekten başka diyemeyeceğim..

 

Umarım anlatabildim...Eğer anlatamadıysam anlayan yada anlamayn arkadaşlardan yardım bekliyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben DTP'ye oy vermedim.Ama Kürdüm.

 

DTP'ye oy vermememin nedeni insani hak ve talepleri gerekilik olarak görmediğimden değil,politikasını tasvip etmediğimdendir.

 

 

 

KÜRT OLMANIN ÖLÇÜTÜ DTP DEĞİL AMA TEMSİLİYET SORUNUN OLDUĞU BİR ÜLKEDE KÜRTLERİ TEMSİL EDEN SADECE DTP!

 

Çözüm yine TEMSİLİYET.

 

Aynı ileti içerisinde birbiriyle son derece çelişik ifadeler.

 

Bir kürt olarak kürtleri temsil eden tek parti DTP ise neden oy vermiyorsun? Yok politikasını tasvip etmiyorsan politikasını tasvip etmediğin bir parti nasıl senin tek temsilcin olabilir? Şeklinde sorulur ama;

 

"Yaşanmışlıklar, küçük bir çocuğun gözlerinde gördüğüm, serin bir sabah esintisinde duyduklarım" gibi romantik edebiyat dışında bir şey duyamayacağımızı bildiğimiz için gerek yok.

 

Bu yüzden ilk alıntıladığım kısmı boşveriyorum. Zaten forumumuzun en büyük özelliklerinden birisi DTP ve AKP'ye oy veren hiçkimsenin olmayışıdır:) Zinhar hiç yoktur bu iki partiye oy veren kimse.

 

"ÜLKEDE KÜRTLERİ TEMSİL EDEN SADECE DTP" kısmına değineyim. Diğer partilere oy veren geriye kalan kürtlerin %80'i kendilerini temsil etmeyen partilere oy veriyormuş. Etnik siyaset dışında hiçbir açılımı programı çözümü olmayan bir partiyi tek temsilci olarak göstermek, herkesin derdinin etnik olduğunu sanmak olur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili forumdaşlarım,şimdiye kadar beni anlamayanlara "önyargı" deyip, iyi niyetli yaklaşan ben,bu sıralar anladım ki,sorun önyargı değil;tahammül edememek.Ben burada edebiyat falan yapmadım,siz ya edebiyatın ne olduğunu bilmiyorsunuz yada işinize gelen bir savunma ile "edebiyattttttt" diye yazıyorsunuz.

 

Edebiyat,benim yazdıklarım değil!

 

Ve gelelim çelişki diye ifade edilen cümlelerime;efendim çelişki değil.Hemen bir daha yazayım;

 

Ben bir Kürt'tüm ama DTP'ye oy vermedim.

 

Oy vermememin nedeni DTP'nin politikasını tasvip etmememdir.

 

Kürt olmanın ölçütü DTP'ye vereceğiniz oy ile ölçülemez,DTP'ye oy veren herkes de izlenen politikayı tasvip etmiyor.

 

ANCAK;DEMOKRASİNİN SÖZDE KALDIĞI CUMHURİYET'TE GERÇEK MANADA "KÜRT" İSMİNİ TELAFUZ EDEN YİNE DTP VE ÖNCESİNDE KAPATILAN PARTİLER OLDU!

 

TEMSİLİYET SORUNU DEDİM;EVET TEMSİLİYET SORUNU!KÜRT'LERİN OLDUĞU,AMA UYGULANAN YANLIŞ POLİTİKALARA RAĞMEN KÜRT İSMİNİN GEÇMEDİĞİ BİR MECLİSTE,DTP2NİN VARLIĞI SİZE NEYİ ANLATIR?

 

AZ ÖNCE İZLEDİĞİM BİR PROGRAM DA UFUK URAS ŞUNU DEDİ;"ŞEMDİNLİ'DE İŞLEYEN HUKUKSUZLUK,11 YAŞINDA Kİ ÇOCUĞA İŞLEYEN 13 KURŞUN...BUNUN İÇİN SİZ NE YAPTINIZ;YAPMANIZ GEREKENLERİ YAPMADAN HESAP SORMAYIN..."

 

EVET,SAYIN CYRANO...SİZ ÖNCE O VİCDANLARI SORGULAYIN,SONRA BANA ÇELİŞKİLERİMİ YAZIN!

 

Ve...

 

Özür dilerim ama iyi niyet göstermeden,benden iyi niyet beklemeyin.DTP'ye oy vermedim,ama kimse beni temsil etmeye cesaret etmemişken,sadece DTP temsiliyet olarak görülür.

 

Ha,diğer partilere oy veren Kürtler de dediniz değil mi;yok efendim onlar "feodalizmin kendisi";onların verdiği oylara aldanmayalım mı desem...?

 

Hayır,herkes ne demek istediğimi çok iyi anladı.

 

Teşekkürler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili mavi,Politika bölümünde;

''Yahu ben 1985 doğumluyum,çok da büyük değilim.Üzerimize sıkılan kurşunları,sabaha kadar süren çatışmaları,dakka başı patlayan silahları çok iyi hatırlıyorum;ben buna zulüm derim''

 

Diyen siz değilmisiniz sevgili mavi.Bu cümlerein ardından bende size ''Bende o bölgenin insanıyım'' ığdırda çatışmaların dakka başı patlayan mermilerin olmadığını söyledim ve Yazınızı okuyanda ığdırda hergün çatışma var cinayet var,köy sürgünü var sanacak. Diye yazdım.

.

.

 

 

Bu yazdığım anlaşıldımı acaba ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sovyet meclisi degildir.Üniter bir yapiya sahip olan Türkiye Cumhuriyetinin meclisinde Kürt isminin gecmiyor olmasini Kürtleri inkar olarak gören zihniyet bence dagda Kürdistan diye carpisan terör örgütünün zihniyetinden farksizdir.Bunu acik acik dile getirmis olmakta aslinda Demokrasi paravanasinin arkasinda neler döndürülmeye calisildigini gösterir.

Ittihat ve Terakki'nin yapmak istedigi ABDÜLHAMID'in engelledigi sinsi plan AKP sayasinde gerceklestirilmeye calisiliyor.Tarihi bir parca bilenler bu sinsi oyunun dünde oynanmak istendigini ve kimlerin bina alet oldugunu cok iyi bilir.AKP su anda bugünün Ittihat ve Terakkisidir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şaka yapmıyorum,çok ciddiyim.Ne demek istediğinizi,ne sorduğunuzu anlamadım.Beni yalancılıkla suçlayacaksanız,önce açık bi şekilde nasıl suçlayacağınızı yazın.

 

Ya hemşo vallahi pes artık .Yazdıklarımı okumadınmı?

Yine anlamazadan gelipte konuya politik yaklaşıp konuyu parçalara ayırarak başka yön vermeye çalışmayın.Yazdıklarım gayet açık şimdi tekrar yazacağım kalın harfleri okuyun yeterli.

 

 

Sevgili mavi,Politika bölümünde;

''Yahu ben 1985 doğumluyum,çok da büyük değilim.Üzerimize sıkılan kurşunları,sabaha kadar süren çatışmaları,dakka başı patlayan silahları çok iyi hatırlıyorum;ben buna zulüm derim''

 

Diyen siz değilmisiniz sevgili mavi.

Bu cümlerin ardından bende size ''Bende o bölgenin insanıyım'' ığdırda çatışmaların dakka başı patlayan mermilerin olmadığını söyledim ve Yazınızı okuyanda ığdırda hergün çatışma var cinayet var,köy sürgünü var sanacak.

 

Diye yazdım.

 

Sizde bu yazıma karşılık.

 

Diyarbakır'da yaşanan olaylardan bahsediyorum.Bağlar'da evler basılıyordu,pencereden dışarıya bakanlara gelişigüzel silah sıkılıyordu.Çocuklar öldürülüyordu.

 

Diye yazdınız.

 

Daha sonra yine başka bir yazınızda ''Bir yıldır yaşadığım,beş yıldır tanıdığım bir kent Diyarbakır''

 

dediniz.

 

Şimdi ise ığdırda bu zulmü gördüm diyorsunuz.

 

Özetle:

Anlayamadığım, önce ığdır dediniz ben ığdırda böyle şeyler olmadı dediğimde ise diyarbakırdan söz ediyorum dediniz.. fakat

 

şimdi yine ığdırdan bahsettiğinizi söylediniz.

 

Son olarak ığdır dediğiniz için ığdırı dikkate alarak,bende diyorumki ığdırda ne üzerimize kurşunlar sıkılıdı ne sabaha kadar çatışmalar sürdü nede dakka başı patlayan silahlarla sürülen köyler olmuştur.

 

Bu yazıyı okuyup bize yardımcı olacak başka arkadaş yokmu ?yardım lütfen.Anladıysanız siz anlatmaya çalışın eğer sizde anlamadıysanız nereyi anlamadığınızı söyleyin farklı şekilde anlatmaya çalışayım.

 

Yani kendimden şüphelenir oldum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu diller ve diğer bütün diller ülkemiz okullarında isteyen herkese öğretilsin, hem de her bireye mümkünse en az iki yabancı dil iyi derecede öğretilsin.

 

Türkiye'de eğitim dili sadece Türkçe olmalı.

 

İmazmı atarım. Çok doğru. Zaten dikkat ederseniz ne çerkezlerde ne lazlarda ne gürcülerde böyle bir dert yok. Ne hikmetse kürt kökenli vatandaşlarımızın bitmez tükenmez dertleri arasındadır bu. Çerkez dili dışında dil bilmeyen bir çok yaşlı akrabalarım var. Hiç birisi kalkıp anadilimizde eğitim demiyor, Türkçeyi öğrenmek istiyor. İnsan bir durup düşünmeli!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tartışmalarda cevap veremedği yerde çakma Cezmi Ersöz edebiyatına sarılmanın anlamsızlığı üzerine uzun uzun yazdım zaten.

 

"yaşanmışlıklar, sabah serinliğinde esen umut rüzgarı, bir çocuğun gözlerinde ki...." çok duygulanıyoruz, hüngür hüngür ağlıyoruz :)

 

Kürtleri temsil eden tek parti DTP, deyip ardından ben DTP'ye oy vermedim söylemi hiç inandırıcı değil. Forumumuzda AKP'ye ve DTP'ye oy veren hiçkimsenin bulunmamasıyla aynı zeminde değerlendiriyorum bunu. Demiştim ya, zinhar hiç yoktur bu iki partiye oy veren. Hem bir partinin politikasını onaylamayacaksın hemde onu kendinin tek temsilcisi olarak göreceksin. Böyle bir söylemin mantıklı ve inandırıcı bir yanı var mı ?

 

"Kürtleri temsil eden tek parti DTP" söylemine referans olarak ortaya konan aynı zamanda mantığı ortaya koyuyor. Sanırsın ki mecliste tek kürt milletvekilleri DTP milletvekilleri, ve DTP meclise girene kadar kürt milltvekilleri yoktu. Temsil edilmeyi mecliste kürtçe yemin etmek veya konuşma yapmak olarak görüyorsan bu senin görüşündür. Hangi kamuoyu araştırması sana bütün kürtlerin bu şekilde düşündüğünü söyledi. Temsil edilmenin bu olduğunu kim söyledi ? Ve bütün kürtlerin temsil edilmekten bunu anladığını kim söyledi ?

 

Ondan sonra " ben etnik milliyetçilik yapmıyorum"

 

Temsiliyeti etnik siyasetle sınırlı gören bir anlayış. Sen bunu savunabilirsin ama bunu tüm kürtlere maletmeye çalışman komik olur. Zira öyle olsaydı kürtlerin sadece %20'si değil hepsi DTP'ye oy verirdi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.