Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2012 .. Bu iki satırı okumak için size gerekli olan birkaç saniye içinde: *Yeryüzünde 40 insan ve 700 milyon karınca doğmaktadır. *Yeryüzünde 30 insan ve 500 milyon karınca doğmaktadır. İNSAN : Boy: 1 ile 2 metre arasında değişen memeli. Ağırlık: 30 ile 100 kilo arasında. Dişilerin gebelik süresi: 9 ay. Beslenme biçimi: Her şey yiyen. Tahmini nüfus: 5 milyar kişinin üstünde. KARINCA : Boy: 0.01 ile 3 santimetre arasında değişen böcek. Ağırlık: 1 ile 150 miligram arası. Yumurtlama: Sperm hücreleri stokuna bağlı olarak dilediğince. Beslenme biçimi: Her şey yiyen. Tahmini nüfus: Milyarlar ötesinde yaşayan. Bernard Werber .. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2012 .. İnsanlar karıncalarla çok ilgilenirler, çünkü onların başarılı bir totaliter sistem kurduklarına inanırlar. Dışarıdan bakıldığı zaman, karınca yuvalarında, herkesin çalıştığı, itaat ettiği, özveride bulunmaya hazır olduğu, aynı düzeyde olduğu izlenimi alınır. Ve bugün, insanlarda totaliter sistemlerin, tümü başarısızlığa uğramıştır. O zaman; böcek toplumunun taklit edilmesi düşünülmüştür. (Napolyon'un amblemi "arı" değil miydi?) Genel bir iletişim için karınca yuvasını saran feromonlar (iletişimi sağlayan sıvı cümle ya da sözcük) günümüzde uydu kanalıyla yapılan televizyon yayınlarıdır. İnsan, herkes için en iyisini sunduğu kanısına kapılmakta, böylece mükemmel bir insan topluluğu yarattığını zannetmektedir. Olayların mantığı ise böyle değildir. Doğa, Darwin'in hoşuna gitmese de, en iyilerin üstünlüğüne doğru gelişmemektedir. (Esasen hangi kritere dayanarak böyle düşünülüyor?) Doğa, gücünü çeşitlilikten almaktadır. Ona, iyiler, kötüler, deliler, ümitsizler, sportmenler, yatalaklar, kamburlar, tavşandudaklılar, neşeliler, kederliler, akıllılar, siyahîler, sarı tenliler, kızıl derililer, betazlar..gereklidir. Onun her dinden, her felsefi düşünüşten, her fanatik görüşten aklı başında insanlara ihtiyacı vardır. Yegâne tehlike bu türlerden herhangi birinin diğer bir tür tarafından ortadan kaldırılmasıdır. Suni tohumlama yoluyla en iyi cins mısır koçanı tanelerinden alınan tohumla (an az suya ihtiyaç gösteren, don olayına dayanıklı, çok taneli koçan veren) ekilen tarlaların salgın hastalıklardan kolaylıkla sıyrılabildiği görülmüştür. Doğa tekdüzelikten nefret etmekte ve çeşitliliği benimsemektedir. Dehasının yüceliği belki de bundandır. E. Wells .. 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2012 .. FEDAKÂRLIK: Karınca incelendiği zaman, ancak dışarıdan özbenliğine uygulanan tutkuların etkisi altında hareket ettiği duygusu uyanabilir. Kopmuş bir kafa; düşmanın ayaklarını ısırarak veya bir tohum kopararak hâlâ yararlı olmayı deneyecektir; kopmuş bir göğüs; çıkış yolunu düşman tarafa yıkmak için, sürüne sürüne oraya gidecektir. Bu bir fedakârlık mı? Siteye körü körüne bağlılık mı? Kolektivizmin getirdiği bir aptallaşma mı? Hayır, karınca yalnız başına da yaşamasını bilir. Onun güruha ihtiyacı yoktur, isyan dahi edebilir. O halde niçin fedakârlık yapıyor? Çalışmalarımın eriştiği aşamada söyliyebileceğim şudur: alçak gönüllülükten, tevazudan.. Görülüyor ki ölüm onun için birkaç saniye öncesine kadar yükümlü olduğu çalışmasını sekteye uğratacak kadar önemli değildir. E. Wells .. 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2012 .. Doğa, Darwin'in hoşuna gitmese de, en iyilerin üstünlüğüne doğru gelişmemektedir. (Esasen hangi kritere dayanarak böyle düşünülüyor?) Doğa, gücünü çeşitlilikten almaktadır. Ona, iyiler, kötüler, deliler, ümitsizler, sportmenler, yatalaklar, kamburlar, tavşandudaklılar, neşeliler, kederliler, akıllılar, siyahîler, sarı tenliler, kızıl derililer, betazlar..gereklidir. Onun her dinden, her felsefi düşünüşten, her fanatik görüşten aklı başında insanlara ihtiyacı vardır. Yegâne tehlike bu türlerden herhangi birinin diğer bir tür tarafından ortadan kaldırılmasıdır. Suni tohumlama yoluyla en iyi cins mısır koçanı tanelerinden alınan tohumla (an az suya ihtiyaç gösteren, don olayına dayanıklı, çok taneli koçan veren) ekilen tarlaların salgın hastalıklardan kolaylıkla sıyrılabildiği görülmüştür. Doğa tekdüzelikten nefret etmekte ve çeşitliliği benimsemektedir. Dehasının yüceliği belki de bundandır. E. Wells .. ------------------------------ Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 4 Temmuz , 2012 .. FEDAKÂRLIK: Karınca incelendiği zaman, ancak dışarıdan özbenliğine uygulanan tutkuların etkisi altında hareket ettiği duygusu uyanabilir. Kopmuş bir kafa; düşmanın ayaklarını ısırarak veya bir tohum kopararak hâlâ yararlı olmayı deneyecektir; kopmuş bir göğüs; çıkış yolunu düşman tarafa yıkmak için, sürüne sürüne oraya gidecektir. Bu bir fedakârlık mı? Siteye körü körüne bağlılık mı? Kolektivizmin getirdiği bir aptallaşma mı? Hayır, karınca yalnız başına da yaşamasını bilir. Onun güruha ihtiyacı yoktur, isyan dahi edebilir. O halde niçin fedakârlık yapıyor? Çalışmalarımın eriştiği aşamada söyliyebileceğim şudur: alçak gönüllülükten, tevazudan.. Görülüyor ki ölüm onun için birkaç saniye öncesine kadar yükümlü olduğu çalışmasını sekteye uğratacak kadar önemli değildir. E. Wells .. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2012 .. EVREN: Evren karmaşıklığa doğru gidiyor. Hidrojenden helyuma, helyumdan karbona. Her gün daha karmaşık, her gün daha yanıltıcı, eşyaların değişim yönü bu oluyor. Bilinen bütün gezegenler içinde, yeryüzü en karmaşık olanıdır. Isısının değişken olabileceği bir bölge içinde bulunmaktadır. Okyanuslar ve dağlarla kaplıdır. Pratikte, yaşam tarzının yelpazesi ne kadar tükenmez olarak düşünülse de, zekâlarıyla hepsinin üstünde olarak değerlendirilmesi gereken iki grup vardır: karıncalar ve insanlar. Tanrının dünyayı bir deney için yarattığı söylenebilir. Bilinçlenme yolunda, hangisinin daha çabuk ilerleyebileceğini görmek için, tamamen çatışan iki felsefeye bağlı iki soy ortaya çıkmıştır. Amaç, muhtemelen gezegende toplumsal bir bilince varmak. Bütün türlerin beyinlerinin kaynaşması. Bana göre, bilinç yolunun gelecekteki evresi bu olacaktır. Karmaşanın bir sonraki düzeyi.. Bununla beraber iki lider tür de, paralel bir gelişme yolunu seçtiler. -İnsan, akıllı olmak için beynini koskocaman bir boyuta ulaştırıncaya kadar şişirmiştir. Bir nevi pembemsi büyük bir karnıbahar. -Aynı sonucu elde etmek için, karıncalar çok etkin iletişim sistemlerine bağlı binlerce küçük beyin kullanmayı tercih etmişlerdir. Mutlak değer itibariyle karıncaların küçük parçalardan karnıbahar bileşiğinin içinde, insan karnıbaharının içinde olduğu kadar konu veya akıl mevcuttur. Fakat bu iki akıl biçimi paralel olarak gideceği yerde birlikte hareket ederse acaba ne olur? E. Wells .. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2012 DOGON'LAR: Mali'de Dogon'lar Gökyüzü ile Yeryüzünün birleşmesi sırasında Yeryüzünün cinsel organının bir karınca yuvası olduğunu düşünürler. Bu birleşmenin sonucu olarak dünya oluştuğu zaman dişilik organı bir ağıza dönüşmüş ve oradan da söz söyleme yeteneği ile maddî destek veren dokuma tekniği çıkmıştır. Karıncalar bu tekniği, sonra insanlarada aktarmışlardır. Günümüzde hâlâ doğurganlık ayinleri karıncaya bağlı olarak yapılmaktadır. Kısır kadınlar, Tanrı Amma'nın kendisini döllemesi için bir karınca yuvası üzerine otururlar. Fakat karıncalar insanlar için yaptıklarında bu kadarla da kalmayıp onlara, evlerini nasıl inşa edeceklerini de göstermişlerdir. Ve nihayet onlara suyun kaynaklarını bile belirtmişlerdir. Çünkü Dogonlar su bulmak için karınca yuvalarının alt kısmını kazmak gerektiğini anlamışlardır. BEN KÜÇÜK İKEN: Ben küçük iken toprağın üzerine uzanır, saatlerce karınca yuvalarını seyrederdim. Bu, bana televizyondan daha "gerçek" görünürdü. Karınca yuvasının dikkatimi çeken gizlerinden biri de şu oldu: hoyratlıklarımdan birinde istemeden yaraladığım karıncalardan niçin bazılarını alıp götürüyorlardı da, bazılarını ölüme terk ediyorlardı? Halbuki hepsi de aynı büyüklükte idi.. Hangi seçim kriterine dayanarak bir birey önemli veya önemsiz olarak düşünülebiliyordu? .. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ LaRsiE_ Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2012 karınca yuvasına 10 ton çimento döküyorlar ve sonrası http://youtu.be/BpRzyJb0v5Y 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ sevdaninzillisi Gönderi tarihi: 10 Nisan , 2016 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Nisan , 2016 lütfen karıncaları öldürmeyin, eğer evinizde varsa ucuzluk mağazalarında 1tlye diş macunları var alın onlardan ve gezdikleri yerlere sıkıın. diş macunundan nefret ederler ve bir daha o bölgeye kesinlikle girmezler sizde bir canlıyı öldürmeden evinizden uzaklaştırırsınız Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.