Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

SEVEREK OKUDUĞUM KİTAPLARDAN NOTLAR


Önerilen İletiler

Hayatımıza farklı anlamlar katar kitaplar. Aslında her yazı bizi biraz daha değiştirir. İyi veya kötü. Ama burada bunların felsefesine girmeyeceğim ve okuduğum bazı kitaplardan bazı cümleleri buraya aktaracağım. Yeri gelecek bir roman olacak, yeri gelecek siyasi bir yazı olacak yeri gelecek felsefi bir metin ve yeri gelecek belki de bir şiir olacak.

 

Tabi nasipse...

 

Zihnimde o muhteşem tadı bırakan ve şimdi ne kadar oldu hatırlayamadığım bir kitaptan cümleler var önce...

 

Dublörün dilemması...

 

Yazar Murat Menteş...

 

Okunmazsa hayatınız eksik olacaktır. Roman okuyacak kim varsa okusun. Borgesten hoşlanır mısınız sorusuna verilebilecek daha güzel bir cevabı bulamazsınız.

 

Hele de bir erkeğin ses etmeyip pes ettiği anlardan bir tanesine tanıklık etmek inanılmaz bir tecrübe olacak. Yazar başında uyarıyor ve gerçi bu genellikle kadınların başvurduğu bir yoldur diyor...

 

İyi arkadaşlığın yaz sıcağında kucaklaşacak kadar etkili olduğunu, Orhan Gencebay çalarken arabadan inilmeyeceğini öğrenebiliyorsunuz. İnanılmaz meslekleri görüp, bir itle iki herif vurmanın yolunu ve yöntemini öğrenebiliyorsunuz.

 

Bir albinodan nasıl böyle inanılmaz bir kahraman yaratılacağını da öğreniyorsunuz. Haşat bir kalbin çarpma seslerine tanıklık ediyorsunuz. Yahu ne diyeyim. Alın okuyun hiçbir şey kaybetmeyeceksiniz dersem yalan. Biraz para biraz zaman ama kitabı okurken kendinizi sırıtarak yakalayacaksınız. Eminim. Sözlere mi değinecektim.

 

Hele de düz ova ile ilgili bir cümle var ki...Hayatı bazen olacak olanlar size rağmen olur düsturuyla nasıl da anlamanızı kolaylaştırıyor.

 

Eh biraz yazayım. Düz ovada yağmurdan kaçılmaz diye başlıyor.

 

Hiçbir aşkta umuda yer, sebebe lüzum yoktur...Bunu unutmuştum.

 

maskemin ardındaki uçsuz bucaksız boşlukta tek başımdaydım. aşıktım ve aşkımın her kelimesi yalandı. çünkü dilimi rehin bırakmıştım. yaptığım her şey sahteydi. ruhumu da bedenimi de kiraya vermiştim. kendime borçlanmıştım. ve galiba ölünceye kadar bu borcun faizini ödeyecektim. her gülücük bir fiyasko, her iltifat bir asparagas, her hediye bir skandaldı... yine de idare ediyordum. yalnızsan yalanlar sana ilaç gibi gelir, iftiralar senin için terapidir. dilara dilemma ile aramızdaki aşk karşılıklı bir iftiradan ibaretti

 

Kitap hakkında internetten araştırmalar yaparken bir de yukardaki iki metne rastladım.

 

Laf aramızda kitabı bir arkadaşa hediye ettim ve yukardan beridir yazdığım tüm şeyler hafızamda olanlar sadece hemen üstteki iki tanesi bir sözlükteki sözler...Birkaç tane de aşağıya alsam ayıp olmaz değil mi?

 

albino olan nuh'un saçına lise yillarinda bir kiz dayanamaz ve dokunur. nuh kiza bir bakış fırlatır ve kız der ki; kusura bakma kendimi tutamadim. nuh cevap verir; bence baban kendini tutamamiş.

 

Ve son olarak Bir Erkeğin Hayatındaki Anlar'ı aktaralım. Sağolsun sözlük yazarları.

 

bir erkeğin hayatında, yenilgiyi kabul eder gibi yaparak zafere ulaştığı anlar vardır.

 

bir erkeğin hayatında, beyninin ve kalbinin çevresinde ördüğü uygarlık duvarının tuğlalarını patlatan bir şok yaşadığı belli bir an vardır

 

bir erkeğin hayatında, ömrü billah minnettar kalacağı bir ustası vardır.

 

bir erkeğin hayatında, suça hileyle karşılık verdiği anlar vardır.

 

bir erkeğin hayatında, anılarının zihnini zaptettiği vakitler vardır.

 

bir erkeğin hayatında, burnunun dibindeki birşeyi bunca zaman nasıl göremediğine şaşırdığı anlar vardır.

 

bir erkeğin hayatında, küçücük bir şakanın büyük bir olaya dönüştüğü anlar vardır.

 

bir erkeğin hayatında, en zor sorular için hazırladığı zor cevaplar vardır.

 

bir erkeğin hayatında, ilkel duygularla modern silahlara yöneldiği anlar vardır.

 

bir erkeğin hayatında, teselliyi martavalda bulduğu anlar vardır.

 

bir erkeğin hayatında, sigortaların attığı anlar vardır.

 

bir erkeğin hayatında, tesadüflerin toplamından başka birşey yoktur.

 

bir erkeğin hayatında, bir çok kapıya uyan anahtar kelimeler vardır:"anneciğim"

 

bir erkeğin hayatında, ses etmeyip pes ettiği anlar vardır.

 

DUBLÖRÜN DİLEMMASI İLE BAŞLADIK.

 

Niye mi? 2000'li yılların hemen başında evlenmeyi düşünürken doğacak muhtemel oğlumun adını "Nuh" koyacağım diyordum. Soy adımla mükemmel bir uyum planlıyordum. Yalnız, dengesini bir durakta yitirmiş olan Murat Menteş kitabını yazdığında başıma büyük bir bela açtı. Bir albinoya muhtemel oğlumun ismini koyarak beni derde soktu. Oğlan pekala albino da doğabilir (şu an yolda) ama yarın birgün ulan okuduğun bir kitaptaki kahramanın adını koymuşun oğluna dediklerinde ne cevap vereceğimi bilemiyorum. İsmin mucidinin ben olduğumu ispatlamam da mümkün değil...Offf ne yapacağım...

 

 

Yukarda bir tonuna değindim.

 

kiletisim0119.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Aşağıda yazılı olanlar dikkate alınarak politik bir mevzuyu tartışmaya açtığım sanılmasın. Sadece daha önce okumuş olduğum bir kitaptan altını çizdiğim bazı yerleri alıntılamak niyetindeyim. Biraz aralıklı olacak bu aktardıklarım ama Allah nasip ederse kesilmeden devam edecek...

 

 

İsmet ÖZEL

 

İrtica Elden Gidiyor...

 

 

Dünyadaki bütün ülkelerde ister metropol, isterse müstemleke ülke nitelliği taşısınlar, siyasi farklılaşma gerçekte iktisadi farklılaşmanın bir yansıması şeklinde belirir. bu ülkelerde sağ ve sol ayrımlarının da böyle bir muhtevaya sahip olduğu gözlerden uzak tutulamaz. Müstemlekeler, ülke ve halk menfaatini savunanlar ile metropolün çıkarına aracılık edenler arasındaki mücadeleye sahne olurlar. Elbette bu mücadele sarih sınırlar gözetilerek yürütülemez, ama bütün savaş böyle bir ikili bölünmeye son çözümde indirgenebilir. Metropol ülkelerde de asıl efendilerle sofra artıklarından istifade edenler arasında bir ayrım vardır

 

ABD'de görülen "zenciler giremez" levhası Türkiye'de "Müslümanlar giremez" şekline dönüşmüş olarak görülmüyorsa bunun sebebi Müslümanların o yerlere zaten girmeye talip olmayışındandır.

 

Biz biraz mürekkep yalamış Türkler kolaylıka kendi milletimiz hakkında keyfimize uygun fikirler üretip bunların doğruluğunda ısrar hususunda; kenti milletimiz adına ahkam kesip tersi vuku bulduğu zaman halk çoğunluğunu kabahatli sayma hususunda bütün öteki milletlerin okumuşlarından epey ileriyizdir.

 

Halk dediğimiz şekilsiz kitle kendinin veya bir yakınının bira içmesinde, toplumdaki alkol bağımlılığında tedirgin olacak bir taraf bulmaz, ama yolu üzerinde alkol komasına girmiş bir adam yatıyorsa alkole karşı nefreti kabarır ve onu hastaneye yetiştirmekten kaçarken kendine ahlaki bir mazeret bulur. Aynı halk, nikahsız insanların bir şehir içinde sarmaş dolaş yaşamalarına şaşmaz ama uygunsuz meslekten olan kadınla aynı dolmuşa binmekten tedirgin olur. Halkın kendi kendine koyup uyguladığı kuralların tuhaflığı saymakta tükenmez.

 

Demokrasinin teminatı bizzat halkın kendisi değildir, mesela demokrasilerde halkın demokrasiyi reddetme talebinde bulunmaya hakkı olduğu söylenemiyor

 

Anarşizm doğrudan doğruya otoritenin mevcudiyetini tartışma alanına soktuğu için son iki yüzyıldır hiç toleranstan yararlanamamıştır. Siyasi tercihleri bakımından Tolstoy da, Bakunin de mağlubiyete uğramışlar, izleyicisiz bırakılmışlardır.

 

Zayıf olanın kuvvetliyi hoşgörmesi ya komik veya manasızdır

 

Galiplerin mağlupları köle yaptıkları dönem geride kaldığına göre, bugün galiplerin mağlupları dolap beygiri yerine koştuklarını söylememiz mümkün.

 

İktidarı cazip kılan onun yerinde ve isabetli kullanımı değil, onun kötüye kullanımı, kötüye kullanılabilir oluşudur...

Muktedir kişinin övüneceği husus, şu kadar zaman şu makamda oturdum hiç suiistimal yapmadım değil, (bana göre olması gereken budur.Bekir) ben bu makamda oturtuğum sürece şu kadar yanlışı düzelttim, şu kadar doğruyu ihya ettim olmalıdır...

 

Neyi başardığımız kadar neyi başarmaya niyet ettiğimiz bizim karakterimizin bir parçası olacaktır

 

İnsanlara her istedikleri azar azar ama sürekli olarak verilmelidir. Böylece hem insanların maddi refah alanında istekleri bitmeyecek, hem de bütün ufukları maddi refah çerçevesi içinde kalabilecektir. (Ali Şeriati Kapitalizm adlı kitabında Marks'ın yanılma noktası olarak kapitalizmin akıllanması neticesinde taksitli satış olgusunu ihdas ettiğini ve insanlara her istediklerini elde edebilecekleri ancak onun için azar azar para ödemeleri gerektiğini belirtiyordu. Bu iki mesele birbirine ne kadar yakın geldi bana. Bekir)

 

Yeter bu kadar uzunluk...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 10 ay sonra...

p9090421.jpg

 

6. aya kadar erkek beklediğimiz çocuk kız olunca isim konusunda tam bir muammanın içine düştük. Nuh Tufan ismini nasıl edip de bir kıza uyarlayacağız sorusu ve sorunu karşısında Yağmur koyduk kızın ismini.

 

Mükemmele yakın bir isim-soyisim uyumunu gerçekleştirdiğimizi düşünmeye başlarken kız için "damla" erkek için Nuh'un yanına "Bulut" gibi isimlerin de olabileceği gerçeğinden hareketle çocuk sayısını en az 4'e çıkarmak gerektiğine kanaat getirdik.

 

Başbakan en az üç dedi ama benim açımdan en az 4 olması gerekiyor gibi. 2 kız 2 erkek...Hadi hayırlısı, kızlardan ilki tamam. Kitaplara da Allah nasip ederse devam edeceğiz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İsmide kendide çok güzel maşallah..:)

 

 

maviboncuk.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İsmide kendide çok güzel maşallah..:)

 

 

 

:wub: cok tatli bir kiziniz var :) Masallah !

 

Çok teşekkürler...

 

Allah, hepimizin çocuklarına sağlık, mutluluk, güzellik ve güzel bir kader nasip eylesin...

Çocuğu olmayanlara da çocuk nasip eylesin derken; bekarlara da evlenmek veya dikkat nasip eylesin diyelim...

 

 

Buradan olarak başka bir kitaba atlarken şu iki sözü yazmadan geçmeyeyim.

 

"Kötülük, hazırlıklı olana hayır getirebiliyor"

 

"Devletler bir milletin sahip veya dahil olduğu medeniyetin ve o medeniyetle münasebeti tesis eden zihniyetin tabii bir sonucu olarak şekillenir. Kendilerini demokratik olarak tanımlayan toplumların devletlerin, o tanımlamaya uygun bir süreç geçirdiğini göz ardı etmek, benzer süreçleri yaşamayan toplumlarda demokrasinin bir garabete dönüşmesini de beraberinde getirir"

 

Neyse, bu iki sözün de söyleyenini bilmiyorum. Gelelim bugünkü (sanki hergün bir kitaptan bahsediyorum da) kitabımıza...

 

Yazar Prof. Muhammed Kutub.Çağdaş Fikir Akımları 1. Demokrasi...Kitap üç cilt. Yazar bilindiği üzere Seyyid Kutub'un kardeşi. Kitabın mahiyeti bazı kavramlar ve içeriğine bakıp, islama uygunluğunu veya islama verdiği zararları tespit etmek üzere yazılmış. Darwin'in teorisine dahi değinmiş...

 

"Diğer taraftan Darwin'in dediği gibi tabiatın belirli bir maksat olmaksızın yaratması söz konusu ise, nasıl olmuş da maksat gözetme niteliğine sahip olan insanı yaratabilmiştir. Başka bir ifade ile "yaratıcı" nasıl olur da kendisinden daha üstün, daha mükemmel ve daha büyük inceliklere sahip varlığı yaratabilir"

 

Sakın cevap vermeyin bu metne...

 

psikolojik olarak insan tekrar tekrar gördüğü şeye alışır ve sonunda her türlü duyarlığını kaybeder.

 

Bizler demokrasi dediğimiz zaman, gerçekte baskı altında bulunan mazlum sınıfın haklarını elde etmek için giriştiği mücadeleyi kastediyioruz. Demokrasinin, isteyen herkese kendiliğinden cömertçe haklarını verdiğini kast etmiyoruz. Çünkü parlamenter düzen, - ki demokrasilerdeki yönetimin aracadır- yapısı itibariyle fakirlerin haklarını ancak baskı ve zor altında kaldığı için tanımak durumunda olmuştur...

Eğer günümüzde bu haklar, demokrasinin belirgin özelliklerinden görülüyor ise bu, demokrasinin kendiliğinden bu şekilde doğmuş olmasından veya herhangi bir ülkede doğrudan doğruya bu şekilde ortaya çıkacağından değildir. Onun bu niteliğe sahip olması meydana gelen keskin mücadelelerden kaynaklanmaktadır. ...Mücadeleler olmasaydı, demokrasi fakirleri dışlayan ve sadece zenginlerin lehine çalışan bir yönetim şekli olarak kalmaya devam ederdi.

 

Politikayı şekillendiren ekonomi olmadığı gibi, ekonomiyi şekillendiren de politika değildir. Aksine bunların ikisini -onlarla birlikte hayatın diğer yönleri de dahil olmak üzere- şekillendiren, sapmanın türüne uygun etki altındaki insanın kendisidir.

 

Siyasi bir şekil olarak demokrasiyi almaktan söz eden fakan "Onunla birlikte sınıf tanımayan kapitalizmi almak mecburi değildir" diyen kimseler, aslında bu düzenin iki ayrı yüzünü birbirinden ayrı tutmaya çalışmakla hataya düşüyorlar...Yahut da, liberal demokrasinin dışında kalan ve bizim şeklini kesin olarak bilemediğimiz birşeyden söz ediyorlar...

 

Aslında halkın uyanışı, demokrasiyi düzen olarak kabul etmesiyle değil, feodalizme karşı ayaklanışıyla başlamıştır. Bilakis demokrasi halkın ayaklanmasının, devriminin meyvesi olarak bir sebep değil, sonuçtur.

 

Kapitalist-liberal demokraside politikayı yönlendiren gerçek "kamuoyu" nerededir? Aslında bu, kapital sahipleridir...Politikayı yönlendiren, basın ve diğer haberleşme araçlarıyla kamuoyu'nu şekillendiren, istedikleri gibi oluşturan onlardır...

 

28 Şubat esnasında bu oyunu ne kadar açık gördük değil mi?B.Tufan

 

Seçim mücadelesi ancak zengin kimselerin altından kalkabileceği pek çok masrafları gerektirmektedir. Bu mücadeleye girişen bir kimse eğer zenginler sınıfında ise, yoksullar sınıfının durumunu ne diye düşünsün?

 

İlahi düzeni cahili düzene nispet etmek suretiyle onu destekleme kalkışmak veya cahili bir düzen ile birleşme noktaları taşıdığını ileri sürerek ilahi düzeni övdüğümüzü düşünmek büsbütün olmaması gereken bir durumdur.

 

Bazı yönlerden İslam'la benzeşen noktaları taşıyan demokrasinin kendisidir. Yoksa demokrasiye benzer noktalar taşıyan islam değildir...Çünkü tarih geleneğinde sonradan gelen önce gelene bağlı olarak ele alınır ve değerlendirilir.

 

Demokrasi de, yapısı içerisinde bir takım teminatlar taşıyan ve kendiliğinden bunları uygulamaya geçiren mekanik bir düzen değildir. O da diğer bütün düzenler gibi kendisini uygulamaya koyan insanlara dayalı ve bağlı bir düzendir.

 

İSLAMI YİTİREN ÜMMET DEMOKRASİYİ Mİ KORUYA (BİLECEK-B.TUFAN)CAKTI?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.