Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

said nursinin hataları


kursatotcu

Önerilen İletiler

dedi: yokluğun başı yine bir yokluk değil midir?

 

cevap: bu soruyla hasmı: "yokluk durumu sonlu süre sürdü" demeye mecbur ettim ve şahıs bunu deyince sonlu sürenin başı ve sonunun olması gerekeceğinden dolayı bu yokluk durumunun bir başlangıcını kabul edecek ve çaresiz, bu başlangıç durumuna allahın zatı diyecek ve allahın varlığının başlangıcını savunduğunu görecek, yani kafir olduğunu.

 

B: yokluk bir "şey" değildir ki zamana konu olsun..yokluk tanımlanabilir mi? hayır..

 

cevap: yokluk zamana tabi değil diyorsun madem, o halde neden allah alemi yoktan, sonradan yarattı diyorsun?

 

dedi: madde ezelde varsa Allah yaratıcı değil, sadece musavvirdir öyle mi?

 

cevap: aristonun dediği gibi demiyorum ben. bilmesiyle olaylar olur diyorum. var eden yine allah, ama alem allahın zatından zaman olarak sonra meydana gelmiş değildir. alem allahtan zat olarak sonradır, zaman olarak değil,

 

mesela biri yürür aynı anda gölgesi de hareket eder, burda zamansal birliktelik vardır. ama şerefçe ve zat olarak insanın harekereti gölgesinden öncedir denebilir; bu da bölyedir. allahın aleme önceliği de böyledir.

 

B: alemin ezeli olmasını savunuyorsan yaratmayı nereye koyuyorsun ki sana göre bu sudurdur ve sudur yaratma değildir..allahın bilmesi onun yaratması demek değildir..

 

cevap: işte böyle anlatıyorum ve açıklıyorum neyi kasdettiğimi yaratmayla

 

dedi: peki alem sana göre bilkuvve mi sonsuz, bilfiil mi

cevap: soruyu anlamadım

B: yani potansiyelinde sonsuzluk mu var yoksa kendi zatı dolayısıyla mı sonsuz..ya da bu alemin sonsuzluğuna bir şey eklenip çıkarılabilir mi? geçmişe doğru ezeli olduğu gibi geleceğe doğruda ebedi mi?

cevap: geleceğe doğruda ebedidir

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 186
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

B: yani potansiyelinde sonsuzluk mu var yoksa kendi zatı dolayısıyla mı sonsuz..ya da bu alemin sonsuzluğuna bir şey eklenip çıkarılabilir mi? geçmişe doğru ezeli olduğu gibi geleceğe doğruda ebedi mi?

cevap: geleceğe doğruda ebedidir

 

B: o zaman alem sana göre bilfiil sonsuzdur, Allah da bilfiil sonsuzdur ve bilfiil sonsuzluğa bir şey eklenmez, o zaman bizim bugünden bahsetmemiz olanaksız..ve gezegen örneğini tekrarlamak istemiyorum sen biliyorsun..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kursat dedi: "Allah alemi yoktan mı yarattı? "evet" derse, soru: Bu yokluk durumu sonlu bir süre mi yoksa sonsuz bir süremiydi? "Sonlu bir süre" derse, derim ki: Bu yokluk durumunun sonu alemin varlığa gelişiydi değil mi? "evet" der, derim ki: Peki başı neydi?

_ Not: Bu soruya, "yokluk durumu sonsuz süre sürdü" diyemeyeceğini ve "yokluk durumu sonlu süre sürdü" dediğinde de, bunun Allah'ın varlığının başlangıcını savunma demek olduğunun geniş izahları daha evvelden geçmişti"

dedi: yokluğun başı yine bir yokluk değil midir?

 

cevap: bu soruyla hasmı: "yokluk durumu sonlu süre sürdü" demeye mecbur ettim ve şahıs bunu deyince sonlu sürenin başı ve sonunun olması gerekeceğinden dolayı bu yokluk durumunun bir başlangıcını kabul edecek ve çaresiz, bu başlangıç durumuna allahın zatı diyecek ve allahın varlığının başlangıcını savunduğunu görecek, yani kafir olduğunu.

 

dedi: madde ezelde varsa Allah yaratıcı değil, sadece musavvirdir öyle mi?

 

cevap: aristonun dediği gibi demiyorum ben. bilmesiyle olaylar olur diyorum. var eden yine allah, ama alem allahın zatından zaman olarak sonra meydana gelmiş değildir. alem allahtan zat olarak sonradır, zaman olarak değil,

 

mesela biri yürür aynı anda gölgesi de hareket eder, burda zamansal birliktelik vardır. ama şerefçe ve zat olarak insanın harekereti gölgesinden öncedir denebilir; bu da bölyedir. allahın aleme önceliği de böyledir.

 

dedi: peki alem sana göre bilkuvve mi sonsuz, bilfiil mi

cevap: soruyu anlamadım

 

yokluğun başlangıcının olmadığını sonunun olduğunu söylersem...!!! ne olur???

yani yokluğun başlangıcı yine bir yokluk, geriye doğru sonsuz....Yokluğun sonu da varlık, ileriye doğru sonlu..Ki senin "yokluk durumu sonsuz süre sürdü diyemeyeceği" görüşünü kabul etmiyorum!!

 

alemin ezeliliğini kabul ediyorsan, tanrı ezelde alemi nasıl yarattı?? senin dediğin görüşe binaen mutlaka tanrı ile alem arasında yaratmanın vuku bulduğu bir an olması lazım..yaratma tanrının fiiliyse bu fiili yapması için bir an geçer..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

dedi: yokluğun başlangıcının olmadığını sonunun olduğunu söylersem...!!! ne olur???

yani yokluğun başlangıcı yine bir yokluk, geriye doğru sonsuz....Yokluğun sonu da varlık, ileriye doğru sonlu..Ki senin "yokluk durumu sonsuz süre sürdü diyemeyeceği" görüşünü kabul etmiyorum!!

cevap: yokluk yoktur zaten, ondan bahsederken sanki varlıktan bahsediyorsun, başlangıçsız ve sonlu derken

ve böle dersen şu soruya cevap vermen gerekir: başlangıçsız bir yokluktan sona doğru gidildiğinde sonu var diyorsun, şu sorulur: yokluğu başlangıçsız kabul ettiğin için bu sonlu dediğin ana varışı sonsuz süre olmuyor mu? oluyor dersen, sonsuz süre nasıl geçildi ve bu son ana gelindi? buna ne dersin?

 

 

dedi: alemin ezeliliğini kabul ediyorsan, tanrı ezelde alemi nasıl yarattı?? senin dediğin görüşe binaen mutlaka tanrı ile alem arasında yaratmanın vuku bulduğu bir an olması lazım..yaratma tanrının fiiliyse bu fiili yapması için bir an geçer..

cevap: biz allahın sıfatlarını inkar ettik ve oluşlar allahın bilmesiyle mecvut bulur dedik ve allahın ilmi de ki biz ilmi kendisidir deriz, ezeli olduğundan, bilmesi de ezeli yani başlangıçsızdır. dolayısıyla bilmesiyle oluşan şeylerde yani madderde başlangıçsızdır diyoruz.

yani maddenin oluşumu için bir "ilk" değil "ilksizlikten" bahsediyoruz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

nasıl bir tanrı?

1- yaratıcı değil

2- İradesi yok

3- Fiileri yok

4- Zalim

5- hem fiiler ondan zorunlu olarak sadır oluyo hem de zalim!!!

6- Aciz

7-İlmi var, bu ilmi insanları fiilerinde zorunlu kılıyor, tanrı ilmi sayesinde zalim! tanrının ilmi sadece zalim olmasına yarıyor.

8- alem ezeli. ezelde yaratılmamış, tanrıdan sudur etmiş.

 

tanrının sıfatlarını inkar ettiğin söylüyorsun..Sıfatları olmayan bir tanrı, böyle bir tanrı mı?

tanrının kudreti=onun ilmi değil ya da başka sıfatları onun ilmiyle açıklanamaz.

 

alemi tanrının dışında her şey olarak tarif ediyorsun, aynı zamanda suduru savunuyorsun..en azından sudur eden varlık sudur ettiği varlığın özelliklerini almıştır. yani alem tanrının doğasından çıktığı için hem ezeli hem sonsuzdur. hatta alem bu anlayışa göre zorunlu olmuş oluyor, zira alem tanrının tabiatından zorunlu olarak çıkmıştır, bunu tersi imkansızdır, çıkmak zorundaydı, zira iradesi yok tanrının..o zaman alem kadim ve zorunlu oluyor..Bu iki nitelik bizim sadece tanrıya atfettiğimiz nitelikler..O zaman senin alemi tanrının dışındaki her şey olarak tanımlaman yanlıış, tanrı=alem demelisin..Zamansal açıdan fark yok, ontolojik açıdan farklı desen de, sudur eden bir varlık, sudur ettiğinin doğasına sahiptir..sudur eden ve edilen arasında öncelik-sonralık da olmadığına göre??

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

dedi:

nasıl bir tanrı?

1- yaratıcı değil

 

cevap:yani yapıcı diyelim

 

dedi: 2- İradesi yok

cevap: şaşıryorsunuz ama bunu yüzyıllardır felsefede çok kişi bulmuştu, ibn sina gibi, ve batıda da bunu anlayanlar az da olsa vardı. ben de aldandım bu konuda ama bulur bulmaz sizle paylaştım.

 

dedi: 3- Fiileri yok

cevap: var, olan olaylar onun fiilidir (yaptıklarıdır)

 

dedi: 4- Zalim

cevap: ya zulümleri allah yapmıyo mu, yaratmıyor mu? hayır şer allahtan değil mi? ve siz allahın dilmesinin dışında bir şey olmaz demiyonuz mu? "evet öle" dersen, peki bu zulümler "şey" değil mi?

 

dedi: 5- hem fiiler ondan zorunlu olarak sadır oluyo hem de zalim!!!

cevap: evet

 

dedi: 6- Aciz

cevap: öle bişe demedim

 

dedi: 7-İlmi var, bu ilmi insanları fiilerinde zorunlu kılıyor,

cevap: öle

 

dedi: tanrı ilmi sayesinde zalim!

cevap: evet

 

dedi: tanrının ilmi sadece zalim olmasına yarıyor.

cevap: sadece zalim olmasına değil iyiliklerde allahtan zorunlu olarak gelir

 

dedi: 8- alem ezeli. ezelde yaratılmamış, tanrıdan sudur etmiş.

 

cevap: sudur etme ifadesi aslında mecazdır. zira sudur etme ifadesinden normalde şu anlaşılır: çıkma, taşma. ancak bu çıkmanın hep bir başlangıcı olduğunu görürüz. ancak bu çıkmada başlangıç yok başlangıçsızlık var. mecaz aslında bu tabir de.

 

dedi: tanrının sıfatlarını inkar ettiğin söylüyorsun..

cevap: evet

 

dedi: Sıfatları olmayan bir tanrı, böyle bir tanrı mı?

 

cevap: anlattım

 

dedi: tanrının kudreti=onun ilmi değil

cevap: değil doğru, o bakımdan kudeti yok dedik

 

dedi: ya da başka sıfatları onun ilmiyle açıklanamaz.

cevap: Onun ilmi ezeli olduğu için fiili ve etkin bir ilimdir. Onun bildiği olayların olması zorunlu olamaması imkansızdır, bu bakımdan zorunlu kılan bir ilimdir.

 

dedi: alemi tanrının dışında her şey olarak tarif ediyorsun, aynı zamanda suduru savunuyorsun..en azından sudur eden varlık sudur ettiği varlığın özelliklerini almıştır.

cevap: neden almış olsun? "ilmi böyledir" deriz çıkarız işin içinden.

 

dedi: yani alem tanrının doğasından çıktığı için hem ezeli hem sonsuzdur. hatta alem bu anlayışa göre zorunlu olmuş oluyor, zira alem tanrının tabiatından zorunlu olarak çıkmıştır, bunu tersi imkansızdır, çıkmak zorundaydı, zira iradesi yok tanrının..o zaman alem kadim ve zorunlu oluyor

cevap: baya anlamışsın işte.

 

dedi: Bu iki nitelik bizim sadece tanrıya atfettiğimiz nitelikler..

cevap: o senin görüşün biz böle düşünüyoruz

 

dedi: O zaman senin alemi tanrının dışındaki her şey olarak tanımlaman yanlıış, tanrı=alem demelisin..

cevap: alemin tanımı budur: "allah dışında herşey"

 

dedi: Zamansal açıdan fark yok, ontolojik açıdan farklı desen de, sudur eden bir varlık, sudur ettiğinin doğasına sahiptir..sudur eden ve edilen arasında öncelik-sonralık da olmadığına göre??

cevap: neden sudur ettiğinin doğasına sahip olsun? ilmi böleymiş deriz olay biter

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

şu "ilmi böyleymiş" ifadesini anlamadım!!!

 

Bi de sayın Kürşat Otçu, tanrıyı -haşa- (teşbihte hata olsa da) ameliyat masasına yatırıp tüm niteliklerini ondan aldın, öyleyse tanrı öldü!!

Şunu da söyleyim senin ifade ettiğin varlık, tanrı olamaz..

 

sen aslında panteistsin, sadece alem tanımınız tutmuyo!!

aslında o kadar derine daldık ki bazen hakkında konuştuğumuz varlığın Allah olduğunu unutuyoruz..

 

nerden merak sardınız teolojiye??

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

dedi: sana soruyorum

 

bu miktar neye göre belirlenmiş Kürşat????

 

bu (kadr) miktar kudret taktir mukadderat taktirin belirleyicisi olan allah bir ölcü belirlemiştir ve bu ölcünün sınırlarınıda belirlemiştir

 

aksi halde kuran da gecen (mukaddaret kadr miktar kudret taktir) kelimelerinin anlamsız bir kelime boş yere kullanıldığını savunmak zorundasın he ne diyorsun

 

allah birşeyi taktir etmişşe birşeyi taktir etmeyede bilir değilmi mübah kılmış olduğu

 

ölcüleri (taktir) etmiştir

 

_cevap: aslında allah hiçbir şeyi takdir etmedi. çünkü takdir etmek ölçmek, biçmek demektir. yani irade gerektirir, ama ezeli ilim de buna yer bırakmaz, kurandaki bu ifadeler de antropomoforfik2tir (insan biçimcidir) yukardaki yazıdan bir örnek vereyim, şahıs diyor ki: "allah birşeyi taktir etmişşe birşeyi taktir etmeyede bilir değilmi "

dikkat ediniz allahın hür iradesi olduğunu anlatmak için ne diyor: allah birşeyi takdir ettiyse bunu etmeyebilirdi ya da başka bir şeyi takdir edebilirdi diyor değil mi. işte hata şuradadır: böyle birşey olamaz çünkü ezeli limde hangi olayın gerçekleşeceği başlangıçsız olarak ve değişmez bir şekilde bellidir. ve olayarl bu ilme muhalif olarak gerçekleşemez. bu yönüyle takdire ve iradeye, seçime yer kalmaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

dedi:"nerden merak sardınız teolojiye??"

cevap: uzun hikaye ama şunu diyeyim ben 10 yıldır dini ilimlerin içindeyim önce temelden başladım kimseden ders almadım hep kendim okudum temelden fıkıh hadis tefsir gibi 3- 4 yıl böyle devam etti, ancak kader konusu hep ilgimi çeken bir konuydu lakin kitapları okumaya başlayınca içime kasvet çöktü zira çoğunlukla özgür irade savunuluyordu ben ise insanlar hayır şer allahtandır dediklerine bakıp çoğunun cebrci olduğunu zannediyordum sonra kitapları okuyunca dedim ki bunlar alim vardır bir bildikleri deyip gönülsüzde olsa onlara tabi oldum. neden gönülsüzdüm? birincisi, kader hadislerine baktığımda cebr itikadı savunuluyordu ama kitapların çoğu cebr sapıklık diyordu arada kaldım çıldıracak gibiydim ama ne var ki ilim olarak kudretim yoktu ve kitaplarda dönen dolaplara yanıt veremiyordum ve bu bunalımlı dönem 4 yıl civarı sürdü 20 yaşında başladım bu ilimlere sonra 24 yaşlarında artık kitaplarda ki kader anlatımlarını ezberlemiş hale geldim. yani özgür iradeyi nasıl savunduklarını gibi. işte o aralar elime razi adlı şahsın tefsiri kebir diya meşhur olan tefsiri elime geçti ve şok oldum zira bu tefsirle baştan başa insanın özgür iradesi olmadığı anlatılıyordu. 4 yılda 18 cildini ciddiyetle okudum, ondan çok şey öğrendim. ancak bir sorun vardı razi 1200 lü yıllarda yaşamıştı gazaliden 100 yıl sonra ve cebri anlatıyordu ama mutezileyi rakip olarak alıyor onlara yanıt veriyordu. yani günümüzdeki maturidilik düşüncesinin verdiği izahlara pekyanıt yoktu. bu aralar elime bir kitap daha geçti ve şok geçirdim, kitabın adı kaza ve kader yazarı muhammed ihsan oğuz idi ancak bu kitabın şöyle bir farkı vardı adam açıkça maturidiliğin kader konusunda aslında mutezile gibi olduğunu ima ediyordu şaşırdım ve bu konuların derinine inmem gerektiği anladım ve kelam kitaplarına başladım bu sefer bir kez daha şok oldum maturidi mezhebine göre yani hür iradeyi savunanlara göre cüzi iradeyi allah yaratmaz diyorlardı cüzi irade ise birşeyi yapma isteğiydi, yani bir anlamda düşüncemizdi, ben afalladım, dedim ki herşeyi allah yaratmıyormuydu? bir de baktım ki eşari mezhebi cüzi iradeyi allah yaratır diyordu. dedim ki zaten bu da ehli sünnet geçeyim buna, geçtim eşariliğe ama o zamanlar eşariliğin cebirci olduğunuda bilmiyordum yani böyle gitti, sonra çok inceliklere vakıf oldum. sonra allahın görülmesini inkar ettim ve eşarilikten çıktım sonra 10 ay kadar önce (2005 te) sıfatlar konusuyla ilgilenmeye başladım irade konusu çok önemliydi yıllardır içimde bir yaraydı yani allahın iradesi ve ilmini bir türlü uzlaştıramıyordum. kitaplardaki zayıflıkları görüyordum ama yanıt bulamıyordum o yanıtı da 10 ay önce buldum ve iardesini inkar etim ama bu konu kaderden daha derindi sonra bence en derin konu olan alemin ezeliliği meselesini anlamak için tehafüt kitaplarının bu bölümünü 6 ay inceledim. ve alemin ezeli olması gerektiğini anladım ama bir ara bir yerde tıkandım ve bu yüzden allahın varlığının başlangıcını bile savunmak durumunda kaldım 3 ay boyunca, sonra bunu aştım ama bu da zor oldu yani zor ama size cebri bile kabul ettiremiyorum ama şunu diyeyim kader konusunda yani özgür irademiz olmadığını anlamak aslında çok basittir. sıfatlar ve alemin ezeliliği konuları derindir.

yani bu kader konusunu 10 000 den fazla insanla tartıştım samsunda üniversite hocaları, tanınmış kişiler, çok kişiyle konuştum tek yaptıkları kaçmaktan başka olmadı. benle tartışamaz onlar, saniyede kaçarlar bu budur çareleri yok, onalrı ve sizi sizden iyi tanırım ben bu konuda ama bana güvenmiyorsunuz.

kader konusuna kitap yazan iki yazarla görüştüm geçende ismil mutlu ile tartıştım ayak üstü, nurcu kendisi iki dakika sonra konuşmayalım dedi, isa doğan vardı ilahiyatta kelamcı 2 yıl önce gittim tartıştık ve yanıt veremedi, gittiğimde benden bir şeyler öğren demişti yarım saat sonra senin yardıma ihtiyacın yok dedi. örnek vereyim: isa doğan kader konusunda kitap çevirmişti, Mustafa sabri’nin o kitapta özgür irademiz yok deniyordu. fakat isa doğana gittiğimde özgür iradeyi savunuyordu. Bu kitabı neden çevirdiniz öyleyse dedim, “öyle yaptık işte” dedi.

yani çok sahtekarlıklar dönüyor bu konuda ve üzüldüğüm konu şu ki: taassup var millette, birinin arkasına takılıp gidiyorlar, incelemiyorlar, bu adam acaba hatalımı demiyorlar.

bunu göstermek için 3 yıl uğraştım nursinin kitaplarını inceledim, size bunları göstermek için

şu an sanmunda bu konuyu benle kimse konuşmuyor tartışmıyor, ben hocaların odasına girsem sanki orada yokum, kalkıp gidiyorlar işim var diyoralar, yani sanki oraya gelmedim .

bilmiyorum bir de şu var aslında, intikam duygusu, çünkü ben bu acıları çektim, bu sahtekarlıklardan ötürü, yıllarım böyle geçti ve bunların iç yüzünü öğrendim, sizmisiniz bana bunu yapan diye ne var ne yok ortaya döküyorum yaptıklarını, bu da bir yönü galiba olayın

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Maturidi ekolü pek tanınmamış o zamanlar biliyorsun bunun çeşitli nedenleri var..Bir de Eşariler ve Maturidiler (uzaktan) genelde Mutezileyle uğraşmış, Mutezile ise inkarcı filozoflarla..

Maturidinin kafası özgür, ortam özgür, sakin sakin adam görüşlerini yazmış; ama eşari birileriyle uğraşıyordu, Mutezileden dönmüştü ve Mutezileyi çürütmeye çalışıyordu, Mutezile ne derse tam tersini savundu...

Mutezile ve eşariye iki uçsa ortası maturidilik..hatta belki Mutezileye daha yakın olduğundan biz Maturidiyiz..Ama mutezile aklı aşırı ön plana çıkardı ve insan için allahın sıfatlarını göreceleştirdi..Maturidi ise hem insana hem Allaha yer açtı..bence gayet makull

 

Rüyetullah meselesi: Bizim bundan başka yaşam amacımız mı var? ne cennet ne cehennem..Allahın cemalini göremeyeceksem, cennette olmamın ne anlamı var..neden inkar ediyorsun ki..

 

 

Mâturidi’ye göre O’nun görülmesi gereklidir, haktır, ancak bu rüyet idraksiz ve tefsirsiz olacaktır.

“Gözler O’nu göremez; fakat O gözleri görür ” şayet Allah prensip olarak görülemez olsaydı burada gözle idrakinin mefyedilmesinin bir hikmeti kalmazdı. Burada, O’nun dünya gözüyle algılanmasının nefyedilmesi durumunun başka bir manası yoktur.

Musa (A.S.) “ Rabbim! Bana kendini göster de seni göreyim ” demiştir. Eğer Allah’ın görülmesi mümkün olmasaydı Musa’nın bu talebi, bilmeyişinin bir ifadesi olacaktı. Allah’ı bilmeyen ise O’nun elçiliğine layık olamaz. Zira Allah da Musa’yı bu talebinden men etmemiş ve onu ümitsizliğe düşürmemiştir. Bilakis ümit vererek “Eğer dağ yerinde durabilirse sen de beni görebilirsin ” buyurmuştur. Şayet Allah’ın görülmesi caiz olmasaydı, Musa’nın talebi, küfre varırdı.

Allah “Yüzler vardır ki o gün ışıl ışıl parıldayacaktır, Rablerine bakacaklardır ” buyurmuştur.

Mâturidi: “Buradaki “ila” edatı “bir şeye bakmak “anlamındadır. “Yüzler vardır ki o gün ışıl ışıl parıldayacaktır” beyanı sevap ve mükafatın gerçekleşmesi demektir. “Rablerine bakacaklardır”a rüy’et manası vermek müjdeleme demek olur, bekleme manasına gelmez, zira ahiret bekleme yeri değildir ve mükafat gerçekleştikten sonra neden mükafat beklensin” der.

Allah’ın “güzel davrananlara daha güzel karşılık , bir de fazlası vardır ” beyanı. Birden fazla haberde “ziyade” ,“Allah’a bakmak” olarak tefsir edilmiştir.

Mâturidi’ye göre, cennet türünden va’d edilen mükafatınn güzelliği fıtridir, akli güzelliğin üstündedir. Bu sebeple rü’yetullahın varlığına hükmetmek gerekir.

Mâturidi’ye göre rü’yet müşahidî bir bilgidir, dünyada istidlalle bilinen Allah ahirette rü’yetle bilinecektir. (bak ne kadar güzel bir çıkarım)

Mâturidi’ye göre, Allah’ı istidlalle bilme hususunda inkarcı ile mü’min eşit durumdadır, rü’yetle müjdelenme ise mü’mine has olan bir husustur.

Mâturidi’ye göre Allah’ın idrak edileceğini ( hacimli bir varlık gibi her cephesiyle algılanacağını) söyleyemeyiz. Çünkü Allah “Gözler O’nu idrak edemez” buyurmuş ve rü’yeti değil, idraki nefyetmek suretiyle zatını övmüştür.

Mâturidi’ye göre rü’yetullah konusunda aslolan şudur: Nasta geldiği kadarıyla rü’yeti benimsemek, yaratılmışlık manalarının her birini nefyetmek ve yorum cihetine gitmemek.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

dedi:Rüyetullah meselesi: Bizim bundan başka yaşam amacımız mı var? ne cennet ne cehennem..Allahın cemalini göremeyeceksem, cennette olmamın ne anlamı var..neden inkar ediyorsun ki..

cevap: cisim olmadığına inandığım için

 

dedi: Musa (A.S.) “ Rabbim! Bana kendini göster de seni göreyim ” demiştir. Eğer Allah’ın görülmesi mümkün olmasaydı Musa’nın bu talebi, bilmeyişinin bir ifadesi olacaktı. Allah’ı bilmeyen ise O’nun elçiliğine layık olamaz. Zira Allah da Musa’yı bu talebinden men etmemiş ve onu ümitsizliğe düşürmemiştir. Bilakis ümit vererek “Eğer dağ yerinde durabilirse sen de beni görebilirsin ” buyurmuştur. Şayet Allah’ın görülmesi caiz olmasaydı, Musa’nın talebi, küfre varırdı.

cevap: zaten küfür oldu ve allah onu uyarmadı yine sapıklıkta bıraktı. ( allah saptırıcıdır)

 

dedi: Mâturidi’ye göre Allah’ın idrak edileceğini ( hacimli bir varlık gibi her cephesiyle algılanacağını) söyleyemeyiz. Çünkü Allah “Gözler O’nu idrak edemez” buyurmuş ve rü’yeti değil, idraki nefyetmek suretiyle zatını övmüştür.

Mâturidi’ye göre rü’yetullah konusunda aslolan şudur: Nasta geldiği kadarıyla rü’yeti benimsemek, yaratılmışlık manalarının her birini nefyetmek ve yorum cihetine gitmemek.

cevap: şunu bil ki senin imamının dedikleri çok değiştirildi onun mezhebinde ama ehli sünnete göre açıkaç şuna inandıklarını söylerler eşarilik ve maturidilik: "allahı ahirette müminler baş gözleriyle göreceklerdir"

 

bu ise allaha cisim demeye varır zira ancak cisim olan görülebilir.

not: ayetlerle ilgili yorumlara mutezile karşılık vermiştir. ancak musa peygamber olayında onlar benim dediğimi demedi, ehli sünnet onları bu soruyla sıkıştırdı, onlar da çok zorluk çektiler.

 

dedi:""ehli sünnete göre ALLAHIN iradesinin dışında hiçbir şey olmaz." onların burada bahsettkleri irade şudur benim anladığım:İnsanda belli bir özgür irade vardır.Zaten bunu inkar etmek saçma olur çünkü madem herşeyi bize ALLAH yaptırıyor neden cehennem var oyun mu bu?Tabiki hayır.Burdaki irade ALLAH'ın herşeyi bilmesi ve izin verme seçimidir..O istemeden birşey olmaz dedikleri: eğer küfretmemi istemiyorsa bunu engelleyebilir,engellememesi o'nun küfretmemi istediğini değil bir bildği olduğunu ve buyüzden izin verdiğini gösterir.sahabelerin salihlerin"Allah'ın iradesinin dışında bişey olmaz"dedklerinde bunu kastetmediklerinden ne kadar eminsin"

cevap: adımdan daha eminim

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

dememe gerek yok herşeyin varedicisi zaten allahtır

 

dedi: iyilikleri düşünmeyenler var, allahın istemediği bir şey mi oldu yani?

 

cevap: evet Allah'ın istemediği, sevmediği, hoşlanmadığı bir şey olmuş oldu..

 

dedi:"insanın düşünmesi için beynini yaratır...Evet düşünceleri de yaratır.. Ama hangi düşünceyi seçeceğini insana bırakır.."

 

cevap: peki neyi seçeceğini de ( yani bu seçim düşüncesini de) yaratır mı?

örnek: iki yol var karşımda sol ve sağ ben diyelim sol tarafı seçtim, benim sol tarafı seçme düşüncemide mi allah yarattı? evet dersen, soruyorum allah ben de sol tarafı seçme düşüncesi yarattığı an da ben sağ tarafı seçebilir miydim seçemez miydim?

 

iki önceki mesajda yanlışlık oldu, orada cevap veren başkası ben değilim

 

dedi:""İşte bu, ellerinizin önden gönderdiği şeyler yüzündendir. Allah, kullara asla zulmetmez." [ENFAL SURESİ : 51]

 

"Allah, insanlara hiçbir şekilde zulmetmez. Ama insanlar öz benliklerine zulmediyorlar." [YÛNUS SURESİ: 44]

 

"Kim hayra ve barışa yönelik bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin, kullara asla zulmetmez." [FUSSİLET SURESI: 46]"

 

cevap: ben size çok kereler kuranın nasıl bir kitap olduğundan bahsettim. imtihan olmadığı halde imtihandan bahsediyor. (mülk 2) mantıken sonucu önceden belli olan şey için (kullarının ne yapacağını önceden de biliyor ya) imtihan denemez. burada da böyledir. zulmü yaratan ve kulların kötü, küfür fiillerini allah yarattığı halde böyle ayetler de var kuran da. kararınızı verin! aklen allahın zalim olduğu ortadadır. ama ayetler böyle.. Şunu diyorum: allah bu ayetlerle insanları saptırıyor. aslında zalimdir ama bu ayetlerle insanları saptırıyor. kafalarını karıştırıyor. allahın zaten saptırıcı olduğu kuran'da var. "nahl 93" bakın ben kurana inanıyorum ama dediğim gibi. aksi halde siz bu şekilde yola devam ederseniz, değil çıkış yolunu bulmak, çıkış yolunun ışığını bile göremezsiniz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...

Oncelikle "Cevab-ul ahmakut sükut" kaidesini benimsemishim...

 

yazdığım ileti bu malayani konunun icheriğinden chok, kursatotcu nick nameli sanal arkadashın karakteristik ozellikleri ile ilgili olacaktır... zira kendisi sanal alemlerde gezinen, minicik beynine Allah-u tealanın kemal-i nizam ve intizam ile yerleshtirdiği sinek anteni ucu chaplı omurilik soğanında, varlığı sanal alemlerde tastik edilen enaniyet-i taamma vakıf, egosu icherisinde kaybolmush kuchuk shey, insan, insancık, sozde varlık olarak nitelendirilebilir... bakınız national geography documentary & discovery channel

 

Kendisini internette bir forumda (ki her forumda yazmısh) farketmemden bir kach salise icherisinde beynimde tamer sahin shimshekleri charpmısh, bu varlığın tamer sahin'in new release'i olduğuna tam kanaatim gelmishtir. oyleki bunu ilk farkedenlerden biri ben olmamıshım.. bakınız hakkında yorumlar...

 

kursatotcu ya yeni nickler bulmak istiorum. kendisini kaynattıktan sonra, soğumaya bırakıp, suyu ile bahche sulamak, kopeğimin mamasına katık yapmak istiorum. kursatotcu nun shahsımda bıraktığı intibah ile, bin kaplan kuvvetinde hissettiğim enaniyet-i mutlaktan, yine kendisinin bana vereceği, zuhur edeceği bir nebzecik, katrecik, kuchucuk, bi kach kelimelik cevap ile selamet-i mutlaka inkilab edeceğimi bilin istiorumm..

....................................

araya ishler girdi kafamdakileri dokemedim.. nasipse sonra defam ederim artık..

 

AdgU_

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bu zatın entrylerini okudukcha nazarımda kuchukmekte, kuchukdukche kaybolmakta, ademe inkilab etmektedir. Kendisinde mevcut kırmızı ve mavi kablolardan birini bulup kesmek suretiyle yok olmasını engellemeyi arzu ettim. fakat maattessuf bu zatın varlığından da shuphe eder olduğumdan, bu his dahi gitti.

 

shahsı manevi suretinde kendisini var olan varlıklar arasında nitelendiremediğimden, rabbimin kendisine bir varlık bahshetmesini, bu varlığın insan olarak tecelli etmesini, ve bu insana hidayet nasib ederek tam terbiye olmasını errhamurrahimimden niyaz ederim. amin.

 

AdgU_

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ARKADAŞIM BENİM ANLAMADIĞIM SENİN BAŞKA İŞİN YOKMU RİSALE İ NUR U BU KADAR İNCELİYORSUN .

RİSALE-İ NUR BUGÜN AVRUPANIN ÇEŞİTLİ ÜLKELERİNDE REHBERLİK DERSİ OLARAK OKUTULURKEN SENİN BU YANLIŞ YORUMLARINI ANLAMAYADIM.BİZ SENİN GİBİ ÇOOOK İNSAN GÖRDÜK ( SALMAN RÜŞTÜ)..........

ONDAN SONRA HERŞEYLERİNİ PARAYA SATARSINIZ.BEDÜİZAMAN I YORUMLAMAK SENİN HAKKIN DEĞİLDİR.SEN VE SENİN GİBİLERİ NE YAPARSA YAPSIN NUR TALEBELERİ ÇIĞ GİBİ BÜYÜYOR.VE RİSALE İ NUR KALEMİ KESKIN BİR HANÇER GİBİGİR.İMANSIZLARIN KALBİNİ GÜN GEÇTİKÇE FETH EDİYOR.SEN RİSALEYİ TAM OLARAK OKUMALISIN AMA ANLAYARAK.İLEDE DİNLE UĞRAŞIRSINIZ YADA MİLLETİN GİYİM TARZIYLA NEDİR BU HALINIZ.SEN KENDİNİ ŞARTLAMIŞSIN Bİ KERE NE DESEK BOŞ GİT KENDİNE İŞ ARA YAVRUM .........................HERKESİN DÜŞÜNCESİ KENDİNE........HAAA UNUTMADAN HESAP GÜNÜ YAKIN İNŞALLAH HİDAYETE ERESİNİZ.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ismini anmak istemiyorum çünkü senin gibi küçülürüm.sen müslüman alime ugraşacağına git yahudilerle uğraş.senin yaşadıgın dünya sonunda müslümanların olacak sende firavun gibi ağzını açacaksın.ama çok geç olacak.yorum yapacak başka şeyler bul git kendine iş ara ....bosna herseki konuş;çeçenistanı konuş;ırakı;filistin ve ürdün ü;keşmiri;somaliyi konuş ne gelmişsin internet koşelerinde bir iki ornek vererek kendini bişe sanıyorsun;erkeksen onlara zülüm yapanları belgeler halınde kına................

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...

dedi: birader anlayamadIgIm sey su neden bukadar din düsmanlarI varken durupda böyle ömrünü küfür ile mucadeleyle geçiren bir insan ile ugrasIyorsun!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

cevap: ahhhhhhhhhhhhhhhhhh ahhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh

.

.

.

o bakımdan böyle yaptım ve uyardım sizi kötü mü ettim?

 

 

SEN BURDA T.DURSUNU açık bir dinsizlik yaparak pek tehlikeli değil ama bedüzzeman haşa gizli bir tehlikedir insanlar ona güveniyor demekle ....

hiç düşündünmü acaba sen t.dursunu kötüleyerek sözde ona karşı olduğunu gösterip saman altından kendi zararlı fikirlerini dayattığını.yani ASRIN MEDARI İFTİHARI olan bir zata ki ( eserleri çok itibar görmüştür ) isnat etmeye çalıştığın çirkefi kendin bizzat yapıyorsun...

senin şukadar yorulmana ve gayretine şaşırıyorum ve aklıma bakiül gargadda geçen olay geliyor burada herkesle paylaşalım

 

 

4798 - Hz. Ali (R.a) anlatıyor: "Biz bir cenaze vesilesiyle Baki'u'l-Ğarkad'da idik. Derken yanımıza Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm çıkageldi ve oturdu. Biz de etrafında (halka yapıp) oturduk. Elinde bir çubuk vardı. Çubuğuyla yere birşeyler çizmeye başladı. Sonra:

 

"Sizden kimse yok ki, şu anda cennet veya cehennemdeki yeri yazılmamış olsun!" buyurdular. Cemaat:

 

"Ey Allah'ın Resûlü, dedi. Öyleyse hakkımızda yazılana itimad edip ona dayanmayalım mı?"

 

"Çalışın, buyurdular. Herkes kendisi için yaratılmış olana erecektir. Cennetlik olanlar, saadet(e götüren) amelde (muvaffak) olacaktır. Şekâvet ehli olanlar da şekâvet(e götüren) amelde (muvaffak) olacaktır!"

 

Sonra şu ayeti tilavet buyurdular. (Mealen): "Kim bağışta bulunur, günahtan kaçınır ve dinin en güzelini tasdik ederse, biz de ona hayır ve kolaylık yolunu kolaylaştırırız" (Leyl 5-7).

 

bazı kaynaklarda şu ilavelerde vardır.

 

4800 - İbnu Mes'ud (R.a) anlatıyor: "Sâdık ve Masdûk olan Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

 

"Sizden birinin yaratılışı, annesinin karnında kırk günde cem olur. Sonra bu kadar müddetle "alaka" olur. Sonra bu kadar müddette "mudga" olur. Sonra Allah bir meleği dört kelimeyle gönderir: (Bu melek) rızkını, ecelini, amelini, şaki veya said olacağını yazar, sonra ona ruh üflenir. Kendinden başka ilah olmayan zâta yemin olsun, sizden biri, (hayatı boyunca) cennet ehlinin ameliyle amel eder. Öyle ki, kendisiyle cennet arasında bir zirâlık mesafe kaldığı zaman ona yazısı galebe çalar ve cehennem ehlinin ameliyle amel ederek cehenneme girer. Aynı şekilde sizden biri (hayatı boyunca) cehennem ehlinin amelini işler. Kendisiyle cehennem arasında bir ziralık mesafe kalınca yazısı ona galebe çalar ve cennet ehlinin amelini işleyerek cennete girer."

 

Buhari, Kader 1, Bed'ü'l-Halk 6, Enbiya 1, Tevhid 28; Müslim, Kader 1, (2643); Ebu Davud, Sünnet 17, (4708); Tirmizi, Kader 4, (2138).

 

burda YAZISI ONA GALEBE çalar ifadesine DİKKAT EDİN . ÇOĞU BUNA ŞAŞIYOR. BAĞIRARAK İFADE EDİYORUM:

YAZISI ONA GALEBE ÇALARDAN MURAD , ALLAH HERŞEYİ BİLİR VE YAZILMIŞTIR HERŞEY. AMA BİZİM ANLADIĞIMIZ MANADA YAZI MIDIR DEĞİLMİDİR VASFINI ANCAK ALLAH BİLİR.DOLAYISIYLA BİR KULUN NE YAPACAĞINI HANGİ YOLU SEÇECEĞİNİ YALNIZ ALLAH BİLİR .ZİRA İLAHTIR.VE KUL ZAHİREN ÇOK İYİ BİR YOL TUTMUŞ VE CENNETE KOŞUYOR OLSADA SONUNDA NE YAPACAĞINI ALLAH BİLİR VE ONUN YAPACAĞI İŞİ EVVELDEN BİLDİĞİ İÇİNDE ONUN YAZDIĞI YAZI GALEBE ÇALAR . BURDA GALEBE ÇALAR DEMEK KULU CEHENNEME ZORLA GÖNDERİR MANASINDA DEĞİLDİR.KULUN SONUNU ALLAHIN MUTLAK OLARAK BİLDİĞİNİ İFADE EDER.VE BU BİLGİYLE YAZDIĞI YAZIDA SONUNDA ALLAHIN DEDİĞİ GİBİ ÇIKAR ANLAMINA GELİR.

 

neden bu kadar körü körüne gidiliyor bu mevzulara anlamakta güçlük çekiyorum zannımca kafa almıyor veya kafa fenerinin ışığı yetmiyor. üstad hz. nin bedüzzemanın hakkında yazıp çizdiğin şeyler senin ıq seviyeni zaten ortaya koymaya yetmiş.şunu samimiyetle ifade ediyorum zamanı oldukça az olan bir insanım hatta bazan günlerce nete giremiyorum yoksa şu yazıp çizdiklerine karşılık çok fazlaca cevap alırdın benden ya neyse. B)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

cevap olarak hangi birini anlatayım sana bilmiyorum. ancak senin bu naklettiklerini okuyan arkadaşlarıma tavsiyem şu; alıntılara kanmasınlar zira mevzular tamamen ******* irdelenmiş, hatta ilmin '' i'' si bile yok.sana ne diyeceğimi şaşırdım doğrusu azmine hayranım meydanı boş bulup sallamanada hayran kaldım ne diyeyim...

vesselam...

 

kafama bişe dank etti: ben bu hür irade inancını araştırdım ama son dönemde şunu anladım ki : bu ateistlere bu delili kullanıp onları şaşırtıp dumura uğratma olayı. bunu yapcacağım:

iyi bi delil size; hem allaha inandığını söyleyen hem de ataeist olduğunu söyleyenlere karşı bir dumura uğratma delili bu yani özgür iradesi olduğunu savunuyor ya çoğunluğu, onlara dumur yapcam!

*** ateistlere karşı bu :

soru: tercih ettiricisiz tercih olur mu, olmaz mı? "olur" derse, o halde sebepsiz bir olay kabul etmiş olmadın mı? "evet oldum" derse, halbuki ateizm bunu kabul etmez. ateizme göre her olayın mutlaka meydana getirici bir sebebi vardır.

_eğer "olmaz" derse, bir ile bin arasında seçtiğin üç rakam hususunda sana bu tercihleri yaptıran nedir o halde? "geçmişteki olaylar" demesi gerekecek ki, bu da sonra anlatacağım "determinizm" olur ve ilzam yani susturulur.

.

.

.

okun atılması mı seni zorladı heeeeeeeeeeeeeeee

buna mı inanacan yaaaaaaaaaaaaaaa

fıttırcan işte , ya allaha inancan ya fıttırcan

 

 

her telde oynamada üzerine yok be!!!

az nefes al kardeşim ne buya... :D az sakin ol sağ yap topla gel...

neyin cevabını almak istiyorsan sorunu sadece onunla ilgili sorda herkes anlasın ve sorularına cevap verilebilsin demi ama...on soruyu iç içe sorma .bi tane sor cevabını al sonra yine Allah izin verirse ( ki sen bu cümleye itiraz edersin şimdi) bizde cevap verelim sana ... B)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

dedi:bi tane sor cevabını al sonra yine Allah izin verirse ( ki sen bu cümleye itiraz edersin şimdi bizde cevap verelim sana ...

cevap: izin vermezse cevap veremeyecen mi? veremeyecem dersen zina edenlere izin mi verdi yani? evet dersen peki zina etmek isteyenlere izin vermediği oluyo mu? oluyo dersen. eeeeee bu yine ayrımcılık olmuyomu

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.