Φ bursercan Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2008 Burası çok soğuk üşüyorum Anne Her taraf beyaz her taraf kar Saçlarım ıslandı ayaklarım donuyor kanım çekiliyor Sar beni kollarına Anne Doğduğuma sevinip Basamadın bağrına Emzirip ak sütünden Doyurmadın beni Anne Geceleri uyanmadın hiçbir zaman uykundan Almadın minik bedenimi koynuna Öylesine hasretim ki Tenimde Anne kokusuna Bir tek gün diyemedim yüreğimden koparak Anne Sanki doğduğumda yasaklanmıştı o sözcük bana Oysa her bebek gibi, Benimde ilk sözcüğüm olsun isterdim Anne Ne görebildin yürüdüğümü Ne de düşe kalka büyüdüğümü Tek sevincim nedir bilir misin? Anne Ne ben gördüm, ne de sen görebileceksin öldüğümü Giydiğimde siyah önlüğümü ablamdan kalan Sen göremedin Anne Yakıştı mı bilmem, kimseler umursamadı Kimselerde saçımı taramadı Gözümde mutluluk parıltısı yerine İki damla yaş vardı Anne Okşanmak isterdi saclarım Öpülmek isterdi yanaklarım Ana şefkatiyle Ne çantam vardı. ne defterim,kalemim Ne de her gün yıkandı çorabım Bir tek gün giderken okuluma Yavrum deyip uğurlanmadım Ahh.. Anneciğim.. Ana yüreğiyle sarıp sarmalasaydın Geceleri uzanıp yanıma Masallar anlatsaydın Bir gün sadece bir gün tarasaydın saçlarımı Öyle gitseydim okuluma Biliyorum üzüleceksin Anne Genç kız olamayacağım Pamuk prensesim deyip sarılamayacaksın boynuma Düşlerimde olmayacak Beyaz atlı Prensim Umutlarım hep kalacak yarım Görmek isterdin sende her ana gibi Kara kızını gelinlikler içinde Gözlerinden dökülürken gururla karışık gözyaşın Kınalarla süslenmeliydi ellerim Şimdi kardan kına yaktım bembeyaz Oysa duvağımı sen takacaktın öpüp alnımdan Belime bağlayıp kuşağı Yolcu edecektin beni göz yaşlarınla Bu gelen, düğün alayı değil Anne Bir yanımda öğretmenim diğer yanda arkadaşlarım Uğurluyorlar beni Ölümün koynuna Geliyorum yanına beni al kollarına Anne Ölmek değil beni üzen, Hatta mutluyum geliyorum koynuna, Ama hep içimde bir sızı kaldı; Bir tek gün göremedim seni dünya gözüyle Anne Ahh..Anacığım.. Ana diyemedim, Üstelik olamayacağım ana da Senin bana sarılamadığın gibi Bende sarılamayacağım çocuklarıma Ve en kötüsü.. Hiç umudum olmadan Hiç hayal kurmadan Giriyorum toprağa Hiç unutmuyorum, Ablam hastalanmıştı bir gün Yanarken ateşler içinde Sayıklıyordu Anne diye Ne olur ayıplama beni Kıskandım onu Anne Ne mutlu ki ona, gördü seni Sarıldı boynuna, yattı koynunda Çekti anne kokusun yüreğine Doya doya Anne dedi sana Ben bir kez olsun kopup yüreğimden Anne diyemedim, Bana mı benzerdin, ablama mı? Ela mıydı gözlerin kara mı? Siyah mıydı yoksa sarı mı saçların? Bilemedim Ama güzelmiş sindir her ana gibi Anne diyen her çocuğa Annesine sarılan her bebeğe Giyip temiz önlüklerini, Saçları çift örgülü okula gelenlere İmrendim, Gözlerim nemli Hep izledim uzaktan Hadi Anne aç kollarını,al beni koynuna sarıl öp beni Kokunu istiyorum,üşüyorum ısıt beni Anne Ne olur bir tek gün, bir saat gel Anne Sonra gidersin.. Al beni yanına, Cennetine al beni, Burası çok karanlık korkuyorum Anne (Kardelenler, karları yararak çıkarlar güneşi görmeye Özlemleri güneştir, Bu kez Karlar aldı Kardeleni, Söküp yüreğinde umutları, Çocukluğunu, gençliğini ve yarını çaldılar... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.