Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

DARBELERLE/DARBECİLERLE HESAPLAŞMAK VEYA


Misafir karabekir

Önerilen İletiler

Zihnimin hangi gizli köşesinde nasıl bir plan dahilinde bu konuyu açtım acaba. ;)

bir müslüman olarak acmaniz gayet normal ASIL darbenin nerden geldigini ögenmek icin ;)

 

Tayyip Erdoğan yazgısını ABD'yle birleştirmiş, ABD'nin BOP'unun eş başkanı olduğunu defalarca açıklamış, "Amerikan askerlerinin Irak'tan ülkelerine sağ salim dönmeleri için dua ediyorum" diyen kişi. Her sıkıştığında Amerikalı ve Avrupalı yetkililere başvuran Erdoğan, Türkiye'de rejime karşı faaliyetlerin odağı haline geldiği için kapatılması istenen partinin lideri...

 

 

:shuriken:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 188
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Hangi belgelerle maskeleri düşecek acaba?

Onu merak ediyorum...

Üzüm, zamani gelince sarap olurmus,bekleyin ve görün hangi belgelerle maske düsecek diye,veya Tarafa danisin bir, belki bir bildikleri vardir yardimci olurlar sizede.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir daha düşünülmesi gereken bir cümle...

 

Darbeler ve darbecilerle hesaplaşmak derken, Ergenekon birinci hedefim değildi. Birinci hedefim konunun alt başlığında da belirtildiği üzere meşru darbe martavalıydı.

.

.

.

Insanlar ne kadarda darbeye merakliymislar gercekten ilginc,hep asker denince darbe,asker bizimdir orduyu yipratmayin denince darbe,sinirlar degistirilemez denince darbe,satilik topragimiz yok denildiginde darbe ve darbeci olup cikiyor insanlar,satalim arkadaslar yikalim arkadaslar,ödeyelim arkadaslar bölelim arkadaslar denmesi ise DEMOKRASI anlamina gelirmis megersem,bize demokrasiyi yanlis ögretmisler simdiye kadar.

Hakimler Cumhuriyetin hakimleridirler tabiiki AKP nin savcisi olurda hakimi olmazmi olur tabiiki.Heralde siz bu cümleye takildiniz,Hitlerin hakimleride vardi din adamlarida vardi Hitlerde demokrasi ile isbasina gelmisti,onada darbeler düzenlediler ama basaramadilar hepside kursuna dizildi.************.Heralde Ufuk Aras bunada bir cift laf eder.Hitlerin sucu soykirimdi,AKP ninki ise ülkeyi pazarlamak ve bölünme noktasina tasimak.Sizce sanirim ayni agirlikta bir suc sayilmaz ülke satmakla soykirim.Yani karsi mücadeleyi mesru kilmaz ülkeyi peskes cekmek.

 

 

saygilarla

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

CIA'nın böyle bir planı bulunduğunu, CIA nın bir raporuna dayanarak Perinçek açıklıyordu...

 

Evet , kim bunu diyor , yalanciligi kesin delillerle sabit olan dezenformasyon merkezi ...

Cinayet ve yalanlarla milleti birbirine düsürmeyi hedef edinmis bir terrör örgütü mensubu ...

 

Tessekkür ederim bizi Cine satmis olan IP ulusal,ergenekoncu,marksist,"atatürkcü",leninci,pkkci,apocu lideri hatirlatdiniz ya ...

 

Bu siparis naylon makaleyi de artik kara mizahdan öte bir sey olarak göremiyorum.

 

Ve bu "amerikanci" suclamasi yok mu? Elbette bir tercih yapacaksin. Tam istiklal bu halimizle hayal.

Bunu "tam istiklalciler" de biliyor. Onun icin Rusya,Cin ,haliyle Irana yanasmakdan yana idiler.

Yani ulusalci terimle , bizi Rusya ve Cine satacaklardi ...

 

12Eylülde "our boys did it" ne demek , haberin var mi? Gladio,dolayisiyla Ergenekonda aslinda amerikanci ...

Bu islerin bu kadar ileri gitmesi , yani dogudaki binlerce! faili mechul cinayetler, PKKya satilan yine binlerce silah,

bizzat ulusalci,darbeci vatan hainleri tarafindan organize edildirken,batida siyasi cinayetler,toplumu geren seri cinayetler,

askeri cinayetler, yargic cinayetleri bizzat isleterek , bunu da toplumu bir daha bölmek icin , müslümanlara fatura edilmesi

Amerikanin haberi disinda mi oldugunu saniyorsun?

Simdi Amerikanin isine geliyor ve bu "türkish neocon sahinleri" tasfiye ediliyor.

 

En azindan bunu I.Karagül bugünkü makalesinde ileri sürüyor.

 

Evet su son günlerdeki "zigzag"lari böyle de okunabilinir :

 

Türk neoconlar, Hizbullah ve PKK ile bağlantıları, PKK-Hizbullah çatışmaları, mezar evler, domuz bağı ile öldürülen dindar insanlar, cinayetler sonrası İran'ı hedef alan rejim tartışmaları, binlerce insanın sokaklarda “Kahrolsun Şeriat” sloganları ile yürütülmesi, ABD'li neoconlardan çok daha önce “İslamcı terör”ü keşfetmeleri, İsrail aşırı sağı ile “İslam tehdidi”ne karşı ortak savaş ve post modern darbe, güvenlikten ekonomiye ve dış politikaya kadar koca Türkiye'nin dar bir ideolojik grubun oyun alanı haline gelmesi, bölgesel çatışma senaryolarında dar ve ufuksuz çevrenin ihtiraslarına kurban gidişimiz ve şimdi; Türkiye'nin, bütün bu kirli, karanlık örtülü yapıdan kurtulma yönünde büyük mücadelesi…

 

Bugünlerde en çok tartıştığımız İran meselesinde bile benzer bir durum söz konusu. Nasıl mı? Önce genel bir değerlendirme yapalım:

 

Bu hafta itibariyle ABD ve İsrail'in İran'a saldırma ihtimali ortadan kalktı mı yoksa savaş çok mu daha yakınlaştı? Aynı soruyu İran açısından da sormak lazım. Tahran, meydan okuyan tutumundan geri adımı atıyor, varoluş meselesi olarak gördüğü nükleer politikasında değişikliğe mi gidiyor yoksa diplomasinin son oyunlarını mı oynuyor?

 

Peki bütün bölgeyi sarmasından korkulan, bölgesel savaş olarak nitelenen çatışma ihtimalinin zayıflatılmasında Türkiye nasıl bir rol oynuyor? Ankara, tıpkı İsrail-Suriye görüşmelerindeki rolü gibi, arabuluculuk rolü oynarken barış sağlamaya mı yoksa savaşı engellemeye mi çalışıyor. Belki de kriz tehlikeli noktalara ulaştığı için, tıpkı Irak işgali öncesi dönemi andırdığı için Türkiye konuya bu kadar önem veriyor. Bu sorular çok önemli. Tabii cevapları da. Çünkü İran-ABD arasında diyalog kapıları hiçbir zaman bu kadar açılamamıştı. Çünkü iki ülke arasında savaş tehdidi hiç bu kadar yakınlaşmamıştı.

 

Ancak; bugün diyalog sağlanabiliyorsa, çatışma ertelenebiliyorsa bu ABD'nin kendi içinde yaşadığı ikilemden kaynaklanıyor. İran'ın hemen her hafta yeni bir füze denemesi yapması, hemen her hafta yani bir askeri tatbikat başlatması, ABD ve İsrail'den aldığı tehdit sinyallerinin fazla yükseldiğine işaret ediyor. Mesela ünlü neocon John Bolton, The Wal Street Journal'da, “İsrail ile çok yoğun işbirliği sağlamak zorundayız. ABD, saldırıdan önce, saldırı sırasında ve saldırı sonrasında İsrail'le birlikte olacak. Saldırı yüzünden suçlanacağız, negatif sonuçlarına katlanacağız ancak bizim için ne kadar başarılı olacağımız önemli” diyebiliyor.

 

Bolton bunları söylerken, Bush yönetimi tam tersi bir tavır alıp, 1979'dan bu yana ilk kez İran'la diyalog kuruyor. Neoconların savaş çağrılarının tersine bir yaklaşım sergiliyor. Geçtiğimiz hafta tanık olduğumuz gibi, Tahran'la yüksek düzeyde diplomatik ilişkine zemin hazırlıyor. Türkiye'de olduğu gibi ABD'de de bir kesimin azgınlığının önüne geçme çabası bu. Çünkü asıl kriz Washington'da yaşanıyor. Bir taraf hemen saldıralım çağrısı yaparken, sonuçlarını hiç de düşünmezken ve bu niyetinden vazgeçme eğilimi göstermezken diğer taraf saldırının sonuçlarını az çok görüyor olacak ki, tedirgin, temkinli ve sabırlı hareket etmekten yana.

 

İran-ABD-İsrail krizinde iki keskin hat aynı anda kendini gösteriyor. Hem ABD içinde, hem İsrail'de hem de İran'da bu iki cephe önce kendi içinde çatışıyor. Kimler galip gelecek, bilmiyoruz ama çatışmanın sonuçları hem Türkiye üzerinden derin izler bırakacak hem de bölgeyi kendi istikametinde dönüştürecek.

 

Mesela Tahran, ateşli meydan okumalar arasında ABD'ye sempatik mesajlar da gönderiyor. Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, ABD'nin Tahran'da “menfaat ofisi” açmasına yeşil ışık yaktı. Bu mesajda, Tahran'ın; “Bush ya da Obama'nın masaya koyduğu her hangi bir öneriyi tartışmayı istekli olduğu” belirtiliyor.

 

Öyleyse durum şu: ABD içinde sertlik yanlılarıyla ılımlılar çatışıyor. İran politikasını bu çatışmanın sonucu belirleyecek. Aynı çatışma İsrail'de de var. Bir kesim bir yıl içinde saldırının gerçekleşmesi gerektiğini, aksi takdirde İran'ın nükleer silaha ulaşacağını söylerken diğer kesim olası bir müdahalenin bölgenin bütününde derin sarsıntılara yol açacağına ve bunun üstesinden gelinemeyeceğine inanıyor. İran'da da aynı çatışmayı görüyoruz. İsrail'i haritadan silme, ABD'yi bile vuracak füzeler yapma, Basra Körfezi'ni kapatma, bölgedeki 58 ABD üssünü vurma tehditleriyle pazarlık açıklamaları aynı anda yapılıyor. Ağustos-Aralık aylarında saldırı olacağına dair son iddiaları bu açıdan ele almak lazım.

 

Not etmek istediğim şey, Türkiye'nin pozisyonu. Lübnan barışına katkıda bulunan, İsrail-Suriye görüşmelerinin mimarlığını yapan, Irak'taki iç çatışmaya müdahil olan, Bağdat'la her alanda “entegrasyon” anlaşmaları imzalayıp bir çok alanda “tek devlet” gibi hareket etme niyeti olan Türkiye, bölgenin en karmaşık ve zor konusu olan ABD-İran krizinde de arabuluculuk yapıyor. PKK'ya karşı operasyonlarda İran ve ABD ile aynı anda işbirliğini sağlamayı başaran Türkiye'nin rolünü iki taraf da kabullenmiş görünüyor. Ankara'ya gelen Stephan Hadley ile İran Dışişleri Bakanı Manucehr Mutteki'nin temasları, Cenevre'de ABD'nin de katıldığı pazarlıktan dönen İran Güvenlik Konseyi Sekreteri Said Celili'nin Tahran'a dönmeden önce Türkiye'ye uğrayıp bilgi vermesi bunun kanıtı.

 

Türkiye'nin bölgesel ölçekli oluşumlara yelken açtığı ve bütün krizlere müdahil olduğu, geleneksel ölçeğinin çok ötesinde projelere yöneldiği bir dönemde içeride Cumhuriyet tarihinin en keskin hesaplaşmalarından biriyle yüzleşiyor oluşu bir rastlantı olabilir mi? Bence hayır!

 

Kesinlikle rastlantı değil. Bu bir güvenlik operasyonu da değil. Bu bir çetenin tasfiyesiyle sınırlı da değil. Aynı dönemde bir çok ülkede benzer iç çekişmelerin yaşanmasının rastlantı olmadığı gibi. Soğuk Savaş'ın son kalıntıları tasfiye ediliyor. Zihinsel bir tasfiye bu. Türkiye'nin neoconları tasfiye ediliyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkiye'deki çürümüşlük şuradaki tartışmada daha da ortaya çıkmıştır...

 

Hakimlerin kimliği "yargıç kimliği"nin önünde görülüp her zaman için hakimlerin görüşüne göre verebileceği kararı ortaya koyan toplumda "adalet madalet yoktur"!!!

 

Resmen anayasayı da ihlal edecek bir biçimde buradan birileri hakime diyor ki:"Sen Cumhuriyetçiysen aklarsın; cemaatçi ya da ajansan cezalandırırsın"!!!

 

Bir utanç tablosu oluşmuştur burada; sayın Karabekir bence bu başlık kendi içinde "HAK VE ADALET"ten yoksunluğu barındırmaktadır ve bu başlıktan ne darbelerle hesaplaşılır ne de bir başka baskı unsuruyla!!!

 

:online2long:

Laf kalabaligindan öte birsey degil yazdiklariniz,TSK yi darbeci göstermek ugruna ülkenin tüm degerlerine saldirmak sizce ne anlam tasiyor.Hangi belgeler isiginda bu admlari darbeyapmakla sucluyorsunuz,TARAF gazetesinin yalanlari ile hareket eden bir savcimidir sizce Cumhuriyet savcisi.Neden bahsediyorsunuz,yani bu admlar yarin sucsuz olduklari ortaya<cikipta serbest birakildiginda bu seferde kimbilir hangi medoda basvurulacak bunlari camurlamak icin,asil camurlu olanlar gazete köselerinde tarikatlardan soroz vakiflarindan nemalanan ********,Atatürkcüler degil,asil onlarin iceri tikilmasi gerekir,85 yildir bu Cumhuriyete saldiri vardir icerden ve disardan,ERMENISI DINCISI TARIKATI VAKFI ABsi ABD si KÜRTCÜSÜ VE MARKSISTI.Hala doymadilar,bugün bu ülkede tefrika var ise bunun sebebi bastaki REFAHIN uzantisi AKP ve onun sirtindan gecinen kesimlerdir.Türkiyeyi bir Irak yapma sevdalari suya düstükce iftiralrin dozu artmaktadir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

...."ABD,PKK, ve KÜRT liderligi arasindaki pazarliklar,anlasmalar seklinde uygulaniyor.Özellikle Türkiyeyi,PKK ile masaya oturtma konusunda israrli adimlar atiliyor ve kismen BASARILI sonuclar aliniyor.Türkiyedeki etkin lobinin katilimiyla medya ve aydin imzalariyla beslenen,ama aslinda ABD tarafindan dizayn edilen bir sürec bu.Talabaninin son sözleri,bu sürecin önemli ayrintilarini ortaya dökmekten baska bir anlam icermiyor.

Büyük pazarlik ABD/INGILTERE tarafindan hazirlandi.Kuzey Irakta pisiriliyor.Türkiyede ise SIYASET-MEDYA-VE SERMAYE ile destekleniyor.Ama sanildigi gibi bir baris projesi degil.Keske öyle olsaydi.Keske bölgedeki sorunlar bu sonuclari istismar eden gücler devre disi birakilarak konusulabilseydi.Ama izledigimiz sonuc ABD nin bölgesel dizayninin bir parcasi.Bir cesit"DEVRIM"provasi.YENI TÜRKIYE PLANLAMASI.Buda ürkütüyor gercekten.

Hal böyle iken Türkiyede bambaska bir reaksiyon saldirgan bir uslupla kendini hissettiriyor.

Bir tarafta ABD ile birlikte hareket eden Türkiyeyi büyük pazarliga hazirlayan SIYASET-AYDIN-SERMAYE destegine sahip garip bir uzlasma yada "BARIS"süreci,diger tarafta asiri hassas,sert,ve sorunu catisma ve gücle cözmeye dayanan güclerden olusan bir direnc.

Iki taraf arasindaki gerilimin ne kadar tirmanacagini kestirmek zor.Ama bir taraf,baris adina IMRALIDAKI ABDULLAH ÖCALANLA pazarlik sürecini baslatirken,diger taraf,ABD ye ragemen bölgeye müdahalenin yollarini aramaktadir.

Bu kamplasma cok tehlikeli!..."

 

IBRAHIM KARAGÜL

 

Yukardaki yazi bir arastirmadir ve siyahla beyazi anlatmaktadir.Ergenekonun nmasil ve kimler tarafndan hazirlandigi ülkenin gündemine neden ve nicin yerlestiruildigini ve asil gerceklrin ne oldugunu anlatmaya yarayan bir bölümdür.PKK ile anlasmayi isteyenlerle istemyenler arasndaki gerilimin ülkeyi nerelre tasidigini yukaridaki yazi anlatacak güctedir,tabiiki bu yaziyi herkes kendine göre yorumlayabilir ama neresinden yorumlanirsa yorumlansin görünen gercek Ergenekonun PKK yanlisi güclerce olusturulan bir komplo oldugudur.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkiye yazgisini ABD ile birlestirirken , Erdogan daha dogmamisti ...

 

Gerisi öcü hikayesi ... asil mesele cikarlar,hortumlar ...

Dün mandacilik yokmuydu?

 

Ama ABD dogdugunda,, Yunan Ordusuna Hilafetin Ordusu Diyenler hatiralarda, ingiliz mandasini dün isteyenleri hatirlayamaya biliriz,, onun uzantisi Türkiyeyi babalar gibi pazarlayanlari gözümüz görmüyorsa??? Ama bugün bellekten silinmeyecek olan... askini televizyondan Hümeyniye ilan edip üstüne ingiliz mandasini istemesi? sormak lazim bu genc bayanin kafasina nerden yerlesmis..

 

Irtica iste. Evrim sürecinde takilip kalmislar.........

 

:shuriken:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bunu söylemek yetmez. Delillendirmek gerekir ...

Herkes hersey söyleyebilir ...

.

.

....

Neyin delilini ariyorsunuz,TARAF yazinca delil baskasi yazinca delil isteriz derken seriat isterük der gibisiniz.Sizin hangi delilleriniz var icerdekiolerle ilgili,gösterin elle tutulacak bir delil bakalim.ideolojik inadla illede birilerini suclu görme fobisi özellike askeri kanada karsi yürütülen bu yipratma operasyonlari en sonunda kimsenin lehine olmayacaktir.Amaclar ortadadir,amac darbe marbe degildir cünkü ortada öyle bir sey yok bu tamamen hayal ürünü belirli kesimlerin kazimsizliginin bir disa vurusudur.Halki ordusundan sogutmak ordusuna düsman etmek ve parsayi götürmek iste bütün amac budur.

Danistay saldirisinin bu iddianemeye eklenmesi bile bir komplo ile karsi karsiya olundugunun belgesidir.Tutuklamalardan bassavcinin haberdar edilmemesi bilebassavciyi hayrete düsürmüs ve bunu arastiracagini söylemistir,bu bir hukuk skandaliydi foyalarinin meydana cikacagini gören kesimler bassavcinin kulagini hemen cekerek onuda hizaya getirdiler,kimler acaba?ERGENEKONCULAR OLMADIGI KESIN.

Hrant Dink davasinda Clelettin Cerrahin ifade vermesi mahkeme tarafindan engellendi,acaba mahkeme tarafindanmi engellendi yoksa engellettirildimi???Ama Trabzonda görevli Albay hemen sorguya alindi neden acaba?Asker oldugu icinmi??

Eregenekon travmasina yakalanmis olan malum kesimler(onlar kendilerini bilir)icin hicbirsey önemli degildir,onlar icin önemli olan sadece hayallerinde yasattiklari ideolojilerdir,yani Türkiyeli ideolojisi.Türk vatandasligi onlarri acmiyor,maksat Türkiyedde bircok kimlik olsun Türkiye bir federasyon olsun yani kisacasi bölünsün.

Lazlar,Cerkeszler,Bosnaklar bunlarin hicbirisi asimile olmamistir,dillerini kültürlerini babalar gibi yasar ve yasatirlar,onlar bu ülkeye minnettardirlar,onlar nankör degildirler.Onlarin bu ülke ile hicbir sorunlari olmadi ve olmazda cünkü bu ülke varsa onlarda vardir,bu bayrakla onlar gurur duyarlar,yüzyili askin bir zamandir dis güclerin taseronlugunu üslenmis olan ayrilikci Kürtler Türkiyede huzur ortamini bozan tek unsurdur.Türkiyenin kalkinmasini engelleyen,Türk ulusunun refahini kiskanan bu toplum elinden gelen her bölücü gayreti sergilemekten geri kalmamaktadir.Taürkiyenin Dogu sinirini tanimayan Ermenilerleomuz om,uza Türkiyeye karsi calisan bu ayrilikcilar Türkiyede gözü olan herkesle dostturlar.Bu onlara veri.lmis bir görevdir.Bu ayrilikci güclere karsi olan herkes bunlarin gözünde darbecidir,bu nedenle bu anlamda yazilan heryaziyida darbe yanlisi olarak görmek gibi bir aliskanliklari vardir.

Türkiyede cogunluk Türk kökenlilerdedir ve yapilan en son istatistikler gösterirki Türkiyenin yüzde 92 si Türk kökenlidir,geriye kalan yüzde 8 baska etnik kökenleri ihtiva eder bunlarin icersinde en kalabalik nüfüs Kürt toplumunundur istatistikler Kürtlerin oranini yüzde 5 olarak gösterirler yani CEMSIT BENDER'IN ütopyasinda yasattigi 20-30 milyon diye bir Kürt toplumu yoktur Türkiyede.Tabiki ZAZALARIve baska etnik kökenleride Kürt diye yutturmaya kalkarsaniz 20-30 degil 100 milyonuda bulursunuz kolaylikla.Resmi tarihlerde buznlr yoktur bunlar tarafsiz yerli ve yabanci gözlemcilerin arastirmalaridir.Kürt ayrilikcilarin hamisi AB bile Kürt nüfüsunu 20-30milyon olarak vermiyor.Kisacasi Türkiyede hwerkes özgürdür,diliyle kültürüyle herkes kendi kültürünü yasar,Türkiyenin dili Türkcedir(RESMI DILI)Bayragi ayyildizlidir,Türk vatandasi olanlarin bunlari kabul etmesi asimile olmak degildir,kabul etmemesi ise bölücülüktür.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Üc kisi mi?Benim bildigim 60-80 civari bir sey ...

ve daha dur bakalim , nerelere ulusilacak ya da ulasilmiyacak.

Cevik Bir, meshur 28.Subat "darbecilerden", ismi "Egenekonun"

cercevesinde duyulmaya basladi ...

.

.

.

30 lara dönemezsinizki keske 30 lara dönmüs olsaydik.o tarihler Türkiyeyi satanlarin ...... tekme yedikleri,yobazligin sakalindan asildigi tarihler oldugu icin dönmeyi bazi kesimler hic istemez.O günler unutuldugu icin bugün yobazlik yine had safhaya ulasti,müslümanlik adina cinayetler ayyuka cikti.Tarikatcilar artik cirit atmaya basladi,tabiiki o günlere dönmek birilerinin hicmi hic isine gelmez.

Eger savci gazetelere alinan ifadeleri sizdiriyorsa suc isliyordur,bir savcinin böyle alnen suc isleyemeyecgini düsünürsek o zaman gazetelerdeki haberlerin hepsi uydurmadir,asli yoktur gecersizdir,bunlara güvenip de dereyi görmeden pacalari siviyorsaniz oda sizi baglar.

Bakin Dogu Perincek kendisi hakkinda yalan haber düzen yüzbasi icin actigi tazminat davasini kazandi,yani Yüzbasinin gercekdisi beyanlarda bulunarak Dogu Perincegin kislik haklarina saldirdgina mahkeme karar vermistir,demekki hala Cumhuriyet hakimleri var Türkiyede.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir darbeyle veya darbeyi yapanlarla hesaplaşmak aynı zamanda o darbenin meşruiyeti ile de savaşmak anlamına gelmektedir. Zihinlerde, darbe meşru bir yere oturtulduğunda o darbe ve o darbeyi yapanlarla hesaplaşmak güçleşir belki de imkansızlaşır. Niye; gerek olduğu için adamlar yaptı, başka çare yoktu.

 

Darbeyi meşrulaştıran bir resmi tarih.Osmanlı geleneğinden devam bir ''kışla devleti''.Darbeyi anlamlı kılan gerekçeler özetlenir ve adına ''devleti kurtarma'' denir.İlginç olan ise devleti içten içe yıkan bu meşru gerekçeler,darbeden sonra daha bir yıkıcı olur.Düşünün 1960 darbesi...adı konulamamış bir Cumhuriyet'in sancıları,çok partili bir parlemantodaki çatışmalar,siyasi ve dini manevralar,darbe ve sonrası başka bir darbe...Darbe çözüm olarak sunulur,ama hemen sonrası başka darbeler ile çözüm tekrar çözümsüzlük olur.Tabi bu darbeler hiçbir zaman halk tarafından onaylanmamış,halka inmemeiştir.

 

 

12 Eylül'de yönetime el koyduktan sonra ordu bizim şiddet olayları, sağ-sol çatışmaları bir anda bıçak gibi kesiliyor. Niye; her iki tarafıda bir öldürürüz diyen bir yönetim işe el koyduğu için mi? Pekiyi, darbe yapılmasaydı da yurdun tamamında sıkıyönetim ilan edilerek bu olayların önüne geçilemez miydi? Belki de geçilemezdi zira geçilmek isteniyor muydu? Bunlar garip meseleler.

 

Çok garip bence de...darbe günlüklerindeki mantık böylesi bir garipliği anlamaya yeter mi?

 

Şimdi dönüp tekrar darbelere bakalım mı? Nasıl olmuş, niye olmuş, olmasaydı olmaz mıydı, başka yolu yok muydu, başka yolu tıkayan güçler var mıydı, kimin darbesi (............)

 

Değerli arkadaşım aslında sorduğun soruların cevabını vermişsin.Tabi bu bana göre olan,siz ne düşünüyorsunuz diyebilirsin.Evet darbelere bakalım.1960 daebesinden yola çıkıp bugüne uzanan darbeleri beraber anlamaya çalışalım.Darnbe meşrudur diyenler,emin olun ki ''ama''lar ile bunu savunacaklar.1960 darbesi yapıldı,yapılmalıydı...diyen birisine sonuçları gösterdiğiniz zaman amalar ile başlarlar meşruluklarına...ama bu ülkede çatışma vardı...ama DP herşeyi ile devleti ele geçirmişti...ama şeriat tehlikesi vardı...ama demokrasi için...

 

Bakın amalarla meşru oldu darbe.Başka çıkar yolu yok muydu?Sıkıyönetim dediniz,neden olmasın.İllah darbe mi olmalıydı.Neden illah darbe...hem bu şartlarda darbe olmalıydı demek de o şartlara hizmet etmek demek değil midir?Şarları var mıdır darbenin,hangi demokrasi darbede arar kurtuluşu.

 

Hal böyle olunca da; Ufuk Uras'ın dünkü bahsettiğim çabası buraya denk gelir. Darbeciler'e, yapılacak hangi darbe olursa olsun onun meşru olamayacağını ve Anayasal düzeni ortadan kaldırdıklarında kesinlikle hakim karşısına çıkacaklarını göstermek gerekir.

 

Ufuk Uras'ın görmemezlikten gelinen çabası ndesek?Solun yalnız bıraktığı bir mücadale desek.Avukatlığa ve savcılığa soyunanların suskunluğu desek,vekillerimizin işine gelmeyen bir darbe anatomisi desek.Geçen hafta Ufuk Uras'ı bir kanalda yakaladım.Kaç imzaya verdiği cevap hem çaresizlik hemde şaşkınlıktı.Sadece bağımsızlar!

 

HİÇBİR DARBE MEŞRU DEĞİLDİR!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

HİÇBİR DARBE MEŞRU DEĞİLDİR!

 

Hala 12 Eylül ü görmemiş olanlardan DARBE söylemleri dinlemek ne hoş :)

 

12 Eylül müydü suçlu olan yoksa olmasını sağlayanlarmıydı?

 

Darbe neden olur? Olması gereken şeyler vuku bulmuşsa koşa koşa darbe olur; ama bu ortamı sağlayanlar (ki çoğu gazeteci ve yazar sağdır) neden hiç gö önüne alınmaz? Neden bu milletin evlatlarını biri birine kırdırıp ardından da "vay darbe oldu" yaygarası yaparlar?

 

Hırsızın hiçmi suçu yok?

 

Her ne kadar görmezden gelsenizde, 12 Eylül lü aklı başında yaşamayanların (******) darbe eleştirmesi ne kadar doğru? :P

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Daha önce aynı cümleleri yazmıştım. Kimin dediği değil ne dediği önemlidir diye. Denir ki;bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir.

 

Bir darbeyi anlamak için doğrudan o darbenin yapıldığı zamanda yaşamak da yetmeyebilir. Hatta bir darbeyi anlamak için ileri bir tarihte geri dönüp ona bakmak doğru değerlendirmek için belki daha iyi fırsatlar sunar.

 

12 Eylül benimde başıma büyük işler açtı. Şu silah toplanma hadisesinden dolayı hapse dahi girdim. Bizim silahla dayım kendini vurunca anamın, nenemin yediği dayaklarla beraber hapishaneye adım atmıştım.

 

Her ne ise; bazen içinde bulunduğunuz zamanı ancak ondan çok sonraki yıllarda bazı bilgiler ortaya çıktığında kavrayabilirsiniz. Ama yine de içinde bulunduğunuz zamanın kötülüğünü ancak içinde bulunduğunuz zamanda hissedersiniz.

 

Şimal Yıldızı, bizim de asıl meselemiz bahsettiğiniz şeydir. Yani, bir darbe o kadar yapılmalı diyorsunuz ki ve o anda darbe yapılıyor. Tek yol darbe kaldı diye bir düşünce halkın gözüne, ağzına, beynine adeta zerk ediliyor.

 

İsmet Özel, Toparlanın Gitmiyoruz konulu konferanslarından birinde "Eskiden geyikleri avlamak için onları sürerlermiş. Belli bir geçite doğru, geçitin iki yanına asıl avcılar beklermiş. Geyikler tam kurtulduk derken geçitte kıstırılır ve...Size tek bir yol çıkış olarak gösteriliyorsa bilin ki bu bir tuzaktır" tamamlıyordu. Murat Menteş Üstadım da şuna benzer birşey söylüyordu. "Tuzağa konulan yem onu almak isteyenin en paha biçilmez ine mal olur".

 

Biz bu yemi yutarsak başımız derttedir. 12 Eylül'de hemen herkes kendisinin darbe ile kurtulacağını düşünüyordu. Pekiyi ordunun yönetime el koyması ile sıkıyönetim arasında ne gibi bir fark vardır. Sıkıyönetim durumunda iktidar hala halkın seçtikleri elindeyken büyük bir güç askeriyenin eline geçer ve sıkıyönetim bunun çaresi olabilirdi. Asker, iktidardan sıkıyönetim ilan edilmesini isteyemez miydi? MGK niye yapılıyordu. Ya, bazıları bu darbenin yapılması için özel bir çaba sarf ediyorsaydı. Yani, iki tarafın birbirini vurduğu silahların aynı olduğunu filan düşünürsek.

 

Bir devir ne kadar kötü olursa olsun darbe çözüm olamaz. Zira, darbe o devirden her zaman daha kötü sonuçları doğurur. Zira, darbe döneminde herkesin söz hakkı belirli (acaba gerçekten belirli mi) bir dönem yok olur ve daha bir sürü şey. Ama bir darbeye karşı çıkmak için darbe sonrasına bakmak değildir önemli olan darbe öncesine bakmak da gerekir.

 

Eğer başka çıkar yol derseniz bazıları darbeden başka çıkar yol bırakmayacak durumu yaratmakta çekinmeyecektirler. Paradoksal bu cümle her şeyin temelidir aslında. Darbeyi ilk önce asker (bütün askerler değil) kendi gözünde meşrulaştırır. Kendi gözünde meşrulaştırabilmesi için en azından halkın önemli bir kesiminde darbe beklentisi olduğunu görmesi gerekir. Bu meşrulaştırma ise bazen durumun kendisinden (ben henüz öyle bir darbe görmedim) veya darbeyi olumlulaştıracak şiddet hareketlerinin başgöstermesiyle olabilir. Şiddet hareketleri nasıl başgösterir sorusu darbe öncesiyle hesaplaşmak için enteresan bir sorudur.

 

Hem de deli bir sorudur...

 

 

NOT:Dün bir cümle yazmıştım niye silindiğine anlam veremedim.

Darbecilere söverim demek tamamen beni bağlar. Darbecilere söverim demek ise bir hakaret değil, küfür değildir. Pekiyi niye siliniyor biri bana açıklayabilir mi? Bu bir tehdit değil ve forumdaki darbecilere denilen birşey de değil. Forumda darbeci var mı onu da bilmiyorum ya. Ben 60-71-73-80-97'de darbe yapanlara sövmekten bahsediyorum. Onlara da sövemeyeceksem kime söveceğim.

 

Fıkra: Osmanlı döneminde bir adam çok fazla küfür ediyor diye "Kadı"nın karşısına çıkarılır. Kadı sorar. "Oğlum sen çok fazla küfür ediyormuşsun". Adam tam cevap verecekken, bir kişi paldır-küldür içeri dalar. "Kadı Efendi birşey soracaktım"der. Kadı da, sor der. Adam sorar. "Babam öldü, üvey annemi alabilir miyim". Herkes dumur vaziyette duruken küfürbaz cevap verir. "İşte Sayın Kadı, ben bunun gibi ***** lere sövüyorum" der.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Karabekir,

 

Haklısınız, darbeye değil öncesine bakmak gereklidir....

 

Ancak, Türkiye de darbe(lere) bakmak için geri gitmemiz gereken tarih daha eskidir. 1944.... ABD nin, Türkiye yi, kuzey ülkelerden koparmak ve kendi eksenine sokmak için attığı ilk adım ve ilk süikast....

 

Hoş, sanki Türkiye kuzey ülkeler ile yakınlaşsa başı göğe erecekti ya neyse bu başka bir tartışma konusu.

 

Bizim için asıl önemli konu, birilerinin ipinde KUKLA olmadan nasıl yaşayabilirizi bulmaktır. Darbe, mevcudiyeti itibariyle kurunun yanında yaşında yandığı, kendi enerjisi ile zaten oldukça zarar veren birşeydir. Ama kardeşim sende düşme darbe oluşacak tuzaklara.

 

Şuan iktidar ve diğer partiler (muhalefet), Türkiye de darbe olsun diye hala canla başla çalışmakta.

 

Biz burada darbenin zararlarından bahsederken, birileri, çaldığı çırptığı ne varsa bunun üzerine "darbe külü" ile örtme gayretinde. Ve her zaman olduğu gibi günah keçiside TSK olmakta.....

 

Neden diğer ülkelerde zart-zurt darbe olmaz?

 

Çünkü, onların halkı başlarına hırsızı, soysuzu, satılmışı geçirmezler! Hatta faşist düzeyinde milliyuetçileri cımbızla çekim yönetime koyarlar...

 

Ben bu millete OH OLSUN diyorum. Aynı zokayı yıllardır yutuyor ve hala da o zokanın etrafında pervane oluyor!

 

Adnan Menderesi n varisi Demirel, sonraı Çiller, sonra Ağar.....

 

İsmet inönü nün varisi Ecevit, sonrası Erdal İnönü, sonrası Deniz Baykal, Murat Karayalçın ve belkide çok kısa bir zaman içinde de "hocama laf ettirmem" diyen Mustafa Sarıgül....

 

Türkeş in varisi Bahçeli...

 

Erbakanın varisi Erdoğan....

 

Sizce bunlar farklı kutupların yada farklı fikirlerin partilerimi? Bence hayır! Hepside aynı görüşün aynı yolun ve sistemin partileri...

 

Düşünün, Milli Nizam Partisi kapanacak, kurucularına siyasi yasak gelecek ki kesin gözüyle bakılıyor, sonra herne oluyorsa parti kapanıyor ama siyasi yasaktan ses yok. Adamlar hemen Milli Selamet Partisi ni kuruyor ve "nerede kalmıştık" diyor... Konu partilerin kapanması değil arkadaşlar. Konu, Pembe Köşk ün bahçesine (kesin kez yasak olmasına rağmen) yapılan konutlar, bu konutlardan Rahmetli Erdal İnönü ye ve ailesine verilen 200 konut ve mütahidininde MNP partisinin kurucularından olması....

 

Resme bir adım geriden bakın!

 

Biz, bizi gerçekten müreffeh yarınlara taşıyacak adam gibi adamları başımıza getirmediğimiz sürece, darbeler-darbeliler daha çoooook olur..

 

Lider seçerken neye bakıyoruz? Paparazi mantığıyla şöven yapısına bakıyoruz!

 

Allah aşkına söyleyin, meclisimizde kaç HUKUK ADAMI var? Hukukçu prof. var? Ben sayılarını tam bilmiyorum ama sanırım 30 civarındalar. Geri kalanlar kimler? Tüccar yada sanayici adam ne anlar hukuktan???

 

En başta hukukçu olmayan adamlar vekil seçilmezse, en azından Hukuk Devleti adına gerçekten doğru bir adım atmış oluruz... Her neyse! Biz kaşındık, bizim başımıza geliyor.

 

Eğitim şart!

 

 

 

Unutmadan....

 

Bugün yaşanan AB-D ve soros menşelili darbeyide sanırım bi 15 yıl sonra tartışırız; enine boyuna :lol:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Darbe, yanlış insanlar seçildi diye yapılan birşey değildir. Hırsızın, arsızın seçilmiş olması darbe için bir gerekçe olamaz. Darbe için gerekçe de olamaz.

Kim, kimin varisidir mesele bu değildir. Bunları söylediğinizde darbeyi meşru görüyorsunuz demektir.

 

Başından beridir tekrarladığım üzere darbenin hiçbir gerekçesi yoktur. Her zaman darbeden başka yollar vardır. Darbe bütün yolları ortadan kaldıran bir yoldur. Aklın bittiği yolda başlayan şiddetin adıdır darbe.

 

Seçilen kim olursa olsun darbe doğru değildir. Seçilen kimi seçerse seçsin. Oy hakkı kişilere sadece belli insanları seçsinler diye verilmemiştir veya kazanılmamıştır. Öyle olsaydı Platon'un erdemliler yönetimine geçmeye çalışmamız gerekirdi ki, imkansız olduğu çok önceden bilinmektedir bu yönetimin...

 

Seçilenlerin sadece hukukçu olması bir çözüm değildir. Bir halkı sadece hukukçular temsil etmez, edemez. Ancak, ben de liste ile seçilen milletvekili olgusuna karşıyım. Halk, kendisini kimin temsil etmesini istiyorsa onu seçebilmelidir. Merkezin, aday seçiminde rolü olmamalıdır. Ancak, bunlar tartışmamızın mevzuu dışında. Kim, kimi istiyorsa onu seçmelidir.

 

Bu noktada Mühendis Başbakanlar enteresan bir tecrübedir. Hasılı, sanırım sizinle bir iki noktada farklılığımız var.

 

Ben asla ve asla meclisin çok büyük bir çoğunluğunun hukukçu olmasını istemezdim. Hukuk en girift alandır ve her kanun kafa sayısı kadar farklı yorumlanabilir. Bu sebeple, hukukçuların yaptığı bir kanun ancak parmak sayısıyla anlam kazanır. Salt çoğunluk sağlandı mı. He...tamam o zaman...Türkiye'de başımıza en büyük felaketleri hukukçu (herkese hukukçu demem ama şimdilik böyle bir faraziye ile yazayım) lar açmaktadır onu da hatırlatalım.

 

Başka birşeyi daha hatırlatalım. Darbe, iktidarın pisliğinin üstünü örtmez. Hatta; darbeciler iktidarın tüm pisliğini ortaya dökmek ister ki, yaptıkları darbenin meşruiyetine meşruiyet katsınlar. Ama darbeciler başka şeylerin üstünü örtmek isteyebilirler. Bu noktada 28 Şubat süreci çok manidar bir süreçtir. -_-

 

Bir çok ülkede yolsuzluk vardır hatta gelişmiş birçok ülkede de vardır ama yolsuzlukla darbe arasında bir kolerasyon kurmak da enteresan bir tespittir...Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Heralde DARBE taniminda bir sorun var veya darbe sözcügü asil hastaligi örtbas etmeye yarayan bir sihirli sözcük veya kolayina geldigi icin her kipirdanmaya darbe teshisi koyma aliskanligidir.Agriyi gidermek icin agri kesiciler olur hastaligi tedavi etmek icinde özel ilaclar vardir.bunlari birbirine karistirirsak iste Ergenekon ve benzeri senaryolar üretilir.Örnegin Celalettin Cerrah'in sorusturmadan yirtmasi bu Eregenekon senaryosunda bazi bityenikleri oldugunu gösteriyor,Celalettin Cerrahin sorusturmaya alinmasini Istanbul valiligi engelledi,bence acilen bu adamin sorgulanmasi gerekirdi ama maalesef bu olmadi.Vali kimden emir alarak bunu önledi neden önledi,cinayete bir katkisi olacaktiysa sorgulamanin engellenmesi cinayetle ilgili bazi detaylarin aciga cikartilmasi engellenmis olmuyormu?

Bence darbe korkularimizi iki pasanin iki yazarin tutuklanmalari ile yenemeyiz,insanlarin özgürce yasamlarina sinirlama getirmek darbe korkularini gidermez arttirir.70 milyon insani meclisteki partiler ayaklandiramiyorken 50-100 kisinin bunu yapabilecegi vehminekapilmak ise iktidar sahiplerinin ne denlio korkular icersinde olduklari görülür halbuki vicdani rahat olan siyasetcilerin böyle ivir zivir senaryolarla ülkede bir kabus havasi estirme haklari olamaz.Helede bu siyasete bagli medyanin bu kabusu körüklemeleri affedilemez.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Efendim yandas medyadan Samil Tayyar denilen ve hatta piyasada Ergenekon senaryosu ile ilgili kitabi bile olan bir yazar STAR'in yazari,hani bundan bir süre önce Cem Uzan'in kuyrugunda olan STAR'in yazari,TOBB Baskani Sayin Hisarciklioglu'nun Sinan Aygün'ü savunarak Savciyi agir birdille elestirmesine icerlemis hatta bozulmus,ve kösesinde sunlari yazmis;

.."Aksam saatlerinde aradim kendini.Dedim ki:Operasyon size inandirici gelmeyebilir,kirgin ,kizgin olabilirsiniz,tepki gösterme ihtiyaci hissedebilirsiniz ama savcilik karari icin "KINIYORUM"diyemezsiniz.TOBB Baskanina bu uslüp yakismadi."

SAMIL TAYYAR-STAR YAZARI

 

Yandas dedinmi tam olmalidir,Samil Tayyar gibi,adamlarin bütün korkulari icerdekilerin serbest kalmalaridir cünkü bütün sevicleri kursaklarinda kalacak bayramlari zehir olacaktir,koro halinde nakarat yapiyorlar.

Sormak gerekir sen gazetecimisin yoksa akil hocasi veya avukatmi.Savcilik karari kinanmaz diye bir yasami var yoksa,yoksa AKP yandasi medya birseylerdenmi korkuyor.Savci suclanidigi zaman avukata ihitiyac olur savcilik mevkiinde oturuyorsa ona avukat gerekmez.Dedim ya batiyorlar *****.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

;)

 

:P

 

Bu smileler içerisinde niye öpücük atan bir tane yok... :angry:

 

...

Bir ülkenin istikbali demokrasiyi kullanarak iktidar olanlarin kisisel ve ideolojik cikarlarina feda edilemez.

DARBE ZAMANI GELMISSE OLUR.Maharet bu olasiligi yaratan nedenlerin önüne gecebilmektir,tutuklamalar darbeyi degil darbe nedenlerini yaratanlari korur sadece,bugünkü durumuyla AKP nin kurtulusu icin Ergenekon senaryosu yazilmistir ama darbeyi gerektircek nedenler hala mevcuttur.Darbe icin hicbir neden gecerli olmayabilir,ama insanlari kontrol edemezsiniz.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir ülkenin istikbali demokrasiyi kullanarak iktidar olanlarin kisisel ve ideolojik cikarlarina feda edilemez.

DARBE ZAMANI GELMISSE OLUR.Maharet bu olasiligi yaratan nedenlerin önüne gecebilmektir,tutuklamalar darbeyi degil darbe nedenlerini yaratanlari korur sadece,bugünkü durumuyla AKP nin kurtulusu icin Ergenekon senaryosu yazilmistir ama darbeyi gerektircek nedenler hala mevcuttur.Darbe icin hicbir neden gecerli olmayabilir,ama insanlari kontrol edemezsiniz.

 

Sayın politika günlerdir bakıyorum "darbe olacak mı?" ve "kimler darbeci?" tartışmaları yapılıyor. Bir kişi de çıkıp acaba neden böyle bir şey var demiyor... Ergenekon uydurmacasının ne olduğu ortada iken, ülkenin ekonomik durumu ortada iken, suçsuz insanlar gözaltında ölürken, ülke karış karış satılır iken, PKK sorunu almış başını gitmiş iken, bunlara ek olarak yapay türban sorunları ile halk bölünür iken bir kişi de çıkıp "acaba darbe gerekli miydi?" demiyor... Evet darbe olmasın, ama darbeyi gerektirecek şartların olgunlaşmasını da tartışın derim. "Neden darbe?" mesela? "Bu insanlar neden darbeden bu kadar korkuyorlar?" Ee demek ki bir haltlar karıştırmış olacaklar ki bu denli korkuluyor ve bu olayın üstüne gidiliyor. Kimse de kalkıp bana 12 Eylül'ü hatırlatmasın. Ben biliyorum neyin ne olduğunu. Darbeyi değil, bu buhrandan nasıl kurtulacağımızı anlatın bana...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Neyin delilini ariyorsunuz,TARAF yazinca delil baskasi yazinca delil isteriz derken seriat isterük der gibisiniz.Sizin hangi delilleriniz var icerdekiolerle ilgili,gösterin elle tutulacak bir delil bakalim.

 

Iddia ettiginiz seylerin delilini tabi ki.

Diger konuda tam lakabiniza uygun davrandiniz ...

Kendiniz delil getireceginize , ki yokdur demekdir,

mevcut olan delilleri "düzmeci" oldugunu ima ediyorsunuz ...

ideolojik inadla illede birilerini suclu görme fobisi özellike askeri kanada karsi yürütülen bu yipratma operasyonlari en sonunda kimsenin lehine olmayacaktir.

 

Simdi bamteline bastiniz. "ideolojik inadla illede birilerini suclu görme fobisi" ulusalcilarin sayesinde son yillarin yogun olarak gündemi isgal etti ve etmeye devam ediyor. "Tehlikenin farkinda misiniz" kampanyasi , kin ve nefret dolu uygulama ve aciklamalar,pes pese kimler tarafindan yapilarak , parlamentoyu yipratmaya yöneldi? Herseye ragmen AKP su an orduyu koruyor. Farkinda olun , olmayin ...

 

Amaclar ortadadir,amac darbe marbe degildir cünkü ortada öyle bir sey yok bu tamamen hayal ürünü belirli kesimlerin kazimsizliginin bir disa vurusudur.Halki ordusundan sogutmak ordusuna düsman etmek ve parsayi götürmek iste bütün amac budur.

 

Hic de öyle görünmüyor acikcasi ... Iki,emekli de olsalar, generalin tutuklanmasi "milat" oldugu konusunda ittifak var. Yani aslinda askerin dokunulmazligi var ve simdiye kadar bu "tikir tikir" isledi. Hapisde olan Veli Kücük Susurluk meclis komisyonuna ifade vermedi ve bu meclis komisyonu ifadesini alamadi. Yani meclisi "takmadi" ... Saglam deliller olmasa bu yapilanlar imkansiz ... Mahkeme delil olmadan tutuklama karari cikartmasini düsünmek abes ...

 

Danistay saldirisinin bu iddianemeye eklenmesi bile bir komplo ile karsi karsiya olundugunun belgesidir.Tutuklamalardan bassavcinin haberdar edilmemesi bilebassavciyi hayrete düsürmüs ve bunu arastiracagini söylemistir,bu bir hukuk skandaliydi foyalarinin meydana cikacagini gören kesimler bassavcinin kulagini hemen cekerek onuda hizaya getirdiler,kimler acaba?ERGENEKONCULAR OLMADIGI KESIN.

 

Haberdar edilse ne olur , edilmemisse ne olur? Usulsüzlük olmus olsaydi yeni AB patentli CMUK sayesinde serbest kalabilirdi. Savci Öz gecenlerde "yetkilerimi sonuna kadar kullanirim" dedi , demek bu yetkisi dahilinde bir sey ... Ergeneconcular degil de kim? A.Arslan tekbir getirebilmis oldugunu söyledi,Cölasan suikastdan hemen sonra katilin "tekbir" getirdigini söyledi,ama diger taniklar böyle bir sey yok dediler. A.Arslanin cebine koydugu Vakit gazetesi de,verdigi ifade de elde edilen bulgularla hic bir ilgisi yok. Cinayetden hemen sonra ailesi onun dindar olmadigi, tersini "aksamci ve kumarbaz" oldugu,borclarin bulundugu ifade edildi. Arabasindan cikan 2. Glock marka silah da,ki ayni silah tipi Santoros cinayetinde kullanildi, bu isin arkasinda baska seyler oldugunu kanitliyor!

15-20.000 Liralik silahlar borca batmis bir kumarbazda ne gezer?

 

Ayrica ayni sahis Cumhuriyet Gazetesini bombalamakla suclaniyor ...

Geldik elbombalarina. MKEK cikisli evrak ile bu el bombalarin askeri bir depodan oldugunu belgeledi.

 

 

Hrant Dink davasinda Clelettin Cerrahin ifade vermesi mahkeme tarafindan engellendi,acaba mahkeme tarafindanmi engellendi yoksa engellettirildimi???Ama Trabzonda görevli Albay hemen sorguya alindi neden acaba?Asker oldugu icinmi??

 

7 Şubat Hayal yeni ifadesinde azmettiricinin Erhan Tuncel olduğunu ve planı MİT mensubu İlhan Güler ile beraber yaptığını söyledi. Mc Donalds eylemini de Tuncelin yaptığını ifadesine ekledi. Dink cinayetini soruşturma komisyonu, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrahın soruşturulması için içişleri bakanlığından izin aldı.

 

Eregenekon travmasina yakalanmis olan malum kesimler(onlar kendilerini bilir)icin hicbirsey önemli degildir,onlar icin önemli olan sadece hayallerinde yasattiklari ideolojilerdir,yani Türkiyeli ideolojisi.Türk vatandasligi onlarri acmiyor,maksat Türkiyedde bircok kimlik olsun Türkiye bir federasyon olsun yani kisacasi bölünsün.

 

 

Bu ayri bir tartisma konusu olabilir ama bölünecegimizi hic sanmiyorum.

Bölünsek de ancak icimizdeki ulusalcilar yüzündendir.

 

Görmediniz mi Apoyla Perincekin kol kola girislerini,Yalcin Kücükün Apoyla olan samimiyetini,

Veli Kücük ve Cevik Bir´in Pkkya silah sattiklarini,görün artik kapatma davalarla GDyu

Ankarayla olan baglarin zayiflatilmasi,üretilen kin ve nefret ile bölünmenin esigine getirildigimizi?

 

Lazlar,Cerkeszler,Bosnaklar bunlarin hicbirisi asimile olmamistir,dillerini kültürlerini babalar gibi yasar ve yasatirlar,onlar bu ülkeye minnettardirlar,onlar nankör degildirler.

 

Hayal bunlar ... Nice arnavut,cerkes kökenli tanirim ... annemde lazdir ... Bir hayal dünyasinda yasiyorsun ...

Onlarin bu ülke ile hicbir sorunlari olmadi ve olmazda cünkü bu ülke varsa onlarda vardir,bu bayrakla onlar gurur duyarlar,yüzyili askin bir zamandir dis güclerin taseronlugunu üslenmis olan ayrilikci Kürtler Türkiyede huzur ortamini bozan tek unsurdur.

 

Türkiyenin huzurunu bozan bu tutumdur ...

Ve Türkiyenin huzurunu bozan bu tutumun gercek ile bagdasmasi icin ulusalcilar Pkkya silah satar ...

 

Türkiyenin kalkinmasini engelleyen,Türk ulusunun refahini kiskanan bu toplum elinden gelen her bölücü gayreti sergilemekten geri kalmamaktadir.Taürkiyenin Dogu sinirini tanimayan Ermenilerleomuz om,uza Türkiyeye karsi calisan bu ayrilikcilar Türkiyede gözü olan herkesle dostturlar.Bu onlara veri.lmis bir görevdir.Bu ayrilikci güclere karsi olan herkes bunlarin gözünde darbecidir,bu nedenle bu anlamda yazilan heryaziyida darbe yanlisi olarak görmek gibi bir aliskanliklari vardir.

 

Sizin kahramanlariniz da "maasallah" Pkk ile isbirliginde Ermenilerden,yani Tasnaklardan da cok geri kalmiyor.

Diyorum ya ... Asil hedefleri bizi bölmek bu "derin ulusalcilarin".

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Bu insanlar neden darbeden bu kadar korkuyorlar?"

Ee demek ki bir haltlar karıştırmış olacaklar ki bu denli korkuluyor ve bu olayın üstüne gidiliyor.

 

Hayret bir sey ... Aynisi seriat icin de gecerli dedi biri gecenlerde .

Seriat istemeyen,ondan korkan "bir haltlar karıştırmış olacaklar ki bu denli korkuluyor "

 

Darbeden kim korkar mantigi yürütmek yanlis.

 

Bu buhrandan kapatma davasi sonra kurtuluruz.

Kapansin , kapanmasin fark etmez ...

 

Ulusalcilarin "kaos" planlari bosa cikti ,

ve aymsinde ulusal tellalar isbasinda olsa da

kaos yasanacak kehanet cigliklari bosuna.

 

Kapatma davasi acilmis olmasi ,

Türkiyeyi duraklatti bir nebze.

 

O kadar ....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Darbe nedir sorusuna yanıtlar ararken çok ilginç geliyor tüm yazılanlar.Ergenekon diyen var,darbeci diye bizi mi hedef alyorsunuz diyen var,var da var!

 

Öncelikle arkadaşlar zaten bu başlık darbe niye meşrudur,değildir;darbeler olmalı mı,olmamalı mı sorularına verilecek cevaplar için var.Bu konuda gerçekten bilgilendirici yazan sadece Sayın Karabekir.

 

Darbe tanımı kişinin düşüncelerine göre değişir.En azında ben burada bunu gördüm.Ben DARBE HİÇBİR ZAMAN MEŞRULAŞTIRLAMAZ diyorum,bu benim kişisel fikrim.Size göre meşru mu, o zaman neden?

 

Darbe her zaman yıkım getirmiştir bu coğrafyalara.Bunun aksini iddia eden varsa,yazsın.Öncesinde yaşananları bana gerekçe olarak sunabilirsiniz,ama ben sonrasıyla bu gerekçeleri nasıl da doğruluktan uzak olduğunu daha iyi sunarım.Bu bir iddia değil,sadece apaçık ortada olanlar!

 

Darbeyi yaşamadan nasıl kalkıp darbe hakkında yorum yapılır?Nasıl ki ölümü yaşamadan ölüm kötü birşey diyorsanız ben de darbeyi yaşamadan darbe kötüdür derim.Sizi ikna etmadi mi?Bakın Karabekir yaşadığını söyledi.Yine mi ikna etmedi?O zaman şunu yazarım; işkenceler,faili meçhullar,idamlar,gözaltılar,sürgünler benim darbe tarihimde yazılanlar,tanıkları hala var.ve ben insansam ve insana ait acılara yabancı değilsem,burada darbeyi yaşamadan darbeyi,sokakta yaşamadan sokağı,açlığı yaşamadan açlığı hiç sorgulamasız yargılarım.

 

Ve 1960'dan başlayan,kesintisiz devam eden bu darbeler serisi eksik bir demokrasi,eksik bir Cumhuriyet'i kader olarak sunmuşsa bana,ben aten o darbeden ve o tarihten kendimi sorgulayamam.

 

Sayın Yarasa sormuş,neden darbe?ve eklemiş darbelerde kim suçlu!Neden darbe,gereklimiydi?Sanmıyorum.Darbeler tek çıkış yolu olamaz.Darbeyi yapabilecek kuvvet darbesiz de çözüm yolları arayabilirdi.Suçlu kim mi?Ben suçu sadece darbecilerde arama yanılgısnda değilim.Suçlu kim mi?

 

Darbeyi bir halkın kaderi olarak görenler,gece yarısı darbecileri,bu darbeleri meşrulaştıran siyasiler,farklı düşünenleri aynı çatıda buluşturması gerekirken,zıtlaştıran partiler ve inadına susan halkımız.

 

Sayın Politika nedense darbeciliği üstüne alınmış.Ulusalcı olan darbecidir diyen mi var?Yok eğer Ergenekondan rahatsız iseniz o başka.Şunu da ekleyeyim,ben sözde değil özde olan ulusalcıları zaten asla darbeci kisvesi altına sokmam.

 

Sayın Sardunyam,çok ilginç bir çıkış.Zaten Ufuk Urası kabul etmiyoruz demişsiniz.Benim söylemek istediğimn edip etmediğiniz değil,benim söylemek istediğim neden,bakın özellikle neden;Ergenekon bir savsatadıır,ulusalcılara,Atatürkçülüğe karşı yapılmıştır diyen CHP ve Ergenakon bizim davamızdır diyen bir AKP,neden onlar ve onlara ait olanlar,neden halkın seçtiği vekiller böylesi bir önergeyi yok saymışlardır.İnanın ki sizden bunun cevabını bekliyorum.

 

Ve Sayın Karabekir;

 

Seçilen kim olursa olsun darbe doğru değildir. Seçilen kimi seçerse seçsin. Oy hakkı kişilere sadece belli insanları seçsinler diye verilmemiştir veya kazanılmamıştır. Öyle olsaydı Platon'un erdemliler yönetimine geçmeye çalışmamız gerekirdi ki, imkansız olduğu çok önceden bilinmektedir bu yönetimin...

 

bunu acaba kaç kişi anlayarak okumuştur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.