Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

sedat sencan

Önerilen İletiler

Aynı ortam içinde büyümüş,aynı çevre ile ilişkide bulunmuş ve aynı kaynaklardan bilgi edinmiş iki kişinin dünya görüşü niçin farklıdır?

Dünya görüşü,dış dünyaya ait kavramlar ve görüşler sistemidir.Çevremizdeki dünya hakkında birtakım fikirlerimiz veya görüşlerimiz vardır.Bu fikir veya görüşlerimiz felsefe,sosyal hayat,politika,ahlak,sanat,bilim ve bunlar gibi konular hakkındadır,hepsinin toplamı dünya görüşümüzü oluşturur.Ancak dünya görüşümüzün asıl omurgasını felsefi görüşlerimiz kapsar.

Dünya görüşü,insanların bilgisinin belli bir tarihsel aşamadaki düzeyine ve sosyal sisteme dayanır.Çevresindeki realite karşısında insanın tavrını tayin eder.Her türlü eylemine yol gösterir.

Dünya görüşümüzü belirleyen bir diğer olgu ise ‘algı’dır.Algıyı,dış dünyanın bilinçteki yansısı olarak tanımlayabiliriz.

Algıyı tanımlarken objektif dünyayı ele alırız ve bu dünyanın duyu organlarımız üzerinde yaptığı etkiyle nesnenin bilincimizde beliren yansımasını belirtiriz.

Algılar,hepimizin çevremizle olan ilişkilerimizdeki tecrübelerimizle edindiğimiz duyumlardan meydana gelir.

Objektif dünyanın doğru şekilde algılanması,dış objenin yapısı ile bu objenin zihinde meydana gelen imajının yapısı arasında uygunluk bulunması demektir.

Algının bilme sürecindeki ilk görevi,objelerin içeriğini ortaya koymamakla beraber genel kavramların temelini oluşturmasıdır.Örneğin insan,hayvan veya bitki derken,bu nesnelerin içeriğini tam tarif etmeden onları genel bir kavram olarak düşünürüz.

Algının bilme sürecindeki ikinci görevi,bilimsel kavramların oluşumunda ana malzemeyi sağlamasıdır.

Aynı kentte doğup büyümüş,aynı sosyal sınıfta,dolayısı ile aynı ekonomik seviyede olan,aynı eğitimi alan iki kişinin dış dünyayı algılamalarına veya dünya görüşlerindeki farklılıklara giden yoldaki kavşağı oluşturan özellikler nelerdir?

Aynı ortam içinde büyümüş,aynı çevre ile ilişkide bulunmuş ve aynı kaynaklardan bilgi edinmiş iki kişinin mutlaka farklı algılama etkenleri vardır.

Her şeyden önce bilgi edindikleri kaynakların farklı yorumlarını okumuşlardır.

İlişkide bulundukları kişilerin değişik fikirlerini dinlemişlerdir.

Birisinin okuduğu kaynak veya kişilerden edindiği fikirlerin gösterdiği gerçek ile diğerinin okuduğu kaynak veya kişilerden edindiği fikirlerin gösterdiği gerçek edindikleri dünya görüşünün farklılığını oluşturur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

İnsanların seçebildiği ve seçemediği unsurlar ve bunların bir bütün olarak o kişinin belirleyicileri olmaları hayatın kendisinin en temel özelliklerindendir.Göreceli her kavram için 'Kime göre,neye göre,kriteri nedir?' soruları sorulabilir.

 

Dünya görüşü ve bu temeldeki ahlak anlayışı her zaman yapmacıktır ve öyle olmak zorundadır.Kişilerin çevresel etkenlere karşı oluşturdukları içsel tepkiler kendi nihai menfaatiyle bir çatışmaya girer.Bu durum,yani işin içinde bir şekilde menfaatsel tepkilerin de yer alıyor olması genetik,bireysel,ailesel,soysal,toplumsal,ulusal,inançsal aşamalarda kendisini gösterir.Menfaat arayışı,çevrenin baskısı ve ayrıca da yarattığı fırsatlar,şartlanmalar ve alışkanlıklar görüşlerin,kanaatlerin oluşmasında birbiri içine geçmiş unsurlardır.

 

İlk aşamada içgüdüleri ile hareket eden,yönlenen insan,sonrasında ailesinin ya da onu yetiştiren kişilerin ona neyin iyi neyin kötü olduğunu kendi değerlendirmeleri kapsamında aşılamasıyla yoğun bir şekilde belirlenmeye başlar.Biraz daha büyüyüp ailenin dışındaki hayatı tatmaya başladığında ise bazı şeylerin sandığından daha değişik olduğu gerçeğiyle karşılaşması onu bir şekilde güdüsel olarak destek aramaya iter.Bu noktada,hissetmese dahi,ilişkiler artık menfaat ve güç ilişkileri şeklinde kendisini göstermeye başlamıştır hayatında.Diş geçirebildikleri ile gücünü ve tahakkümünü istese de istemese de kabul etmek zorunda kaldıklarını ayırt etmeye başlar bilinçaltı.Bu ise belirlenmenin yoğun biçimidir.Bu anlamda herhangi iki kişi tamamen aynı olaylara maruz kalamayacağından,en küçük farklı detaylar dahi dünya görüşü ve ahlak anlayışlarını bambaşka yerlere sürükleyebilir.

 

Aslında kişiler görüşlerin,kuralların ve ahlak anlayışlarının,güç ilişkilerinin zorlamalarıyla ve arada uzlaşılan birbirine muhtaçlık dereceleriyle belirlendiğini kabul etmeye yanaşmaz.Herşeyden önce açık açık iddia etmese dahi herkes kendisini her olayda içten içe haklı hisseder.Bir eylemi gerçekleştirmiş olması,bir kanaate varmış olması kendisinde onu yapmak için mutlak bir hak görmüş olması demektir.Menfaat,tüm olayları her an denetler.Önemli olan bu menfaatin ölçeğidir.Bu menfaatin ölçekleri de yine oluşan baskı ve fırsatların alanıdır.Bence algının da özü burada yatar.

 

Öte yandan,bence önemli olan,kişinin ne söylediğinden,görüşlerinin ne olduğunu açıklamasından çok herhangi bir zor durumda,zorluk derecesine göre nasıl davranacağıdır.Yani gerçeğin kendisini nasıl açığa vuracağı.Bu tür durumlarda görüşlerin ve o yüceleştirilen sözde ahlakların yerle bir olup olmayacağı,düşünce farklılıklarının eriyip menfaat birlikleri haline dönüşüp dönüşmeyeceği,insanların ne derecede sağlam karakter oluşturabilmiş oldukları daha gerçekçi biçimde izlenebilir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 6 ay sonra...

Eğitim kuramlarında "iyi birey" olarak nitelenecek bireylerin yetiştirilmesi konusunda da özellikle farklı düşünme süreci oldukça düşündürür.

 

Kimi filozoflar,bireyi daha doğduğu günden itibaren günahkar ilan eder,kimi boş bir levhaya benzetir.Kimi ise doğuştan gelen tüm özellikler ile eğilimi değişecek bolan bireyi yargılar.

 

Sefiller romanını okumayanınız yoktur,orada ki psikolojik çözümlemeler gerçekten muhteşemdir.Yine Gorki'nin İnsanlarımız adlı kitabı...

 

Eğitim bilimlerinde,bize öğretilen herşeyden önce şuydu;

 

Birey,fiziksel/psikoljik olarak çok farklı özelliklere sahiptir.Kimse,kimseye benzemek zorunda değildir.Eğitim de ölçüt,farklılığın farkındalığıdır.

 

Doğarsanız,tercihleriniz dışında bir kimlik ile merhaba dersiniz.

 

Ailenizin değerleri,yakın çevrenizin değerleri...

 

Gittikçe farklılaşan ortamlar...tanışılan farklı insanlar...

 

Her şehrin bile verdiği düşünsel yolculuk vardır,her okunan kitabın verdiği bir değişim,her dizinin sunduğu dışımdaki dünya ayrılığı...

 

Bireyin farklı düşünmesi kaçınılmazdır;farklı düşünce süreci kendiliğinden işler.

 

Kendi kanunları vardır;bizlere düşen...bu farklılıkları yadsımak değil,bu farkılılıklara gerçeğe ulaşmak...

 

tabi,hangi gerçek...bu da başlı başına bir bilmece.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.