Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Bir yıldızın son ışığı


Misafir birce

Önerilen İletiler

1115271smallpictureys2.jpg...Bir yıldızın son ışığı

 

 

Bilimadamları, kendi içine çökmüş ve patlamak üzere olan bir ölü yıldızdan çıkan ilk parlamayı, ilk kez gözlemledi.

 

Bu gözlem, kendi içine çökerek çok küçük boyutlara düşmüş ve yüksek bir yoğunluğa erişmiş ölü bir yıldızın, patlayarak

 

bir süpernovaya dönüşmesi sürecine ilişkin, eşsiz bilgiler sağladı.

 

Science dergisinde yayımlanan araştırmaya katılan astronomlar, ölü yıldızı bir süpernovaya dönüştürecek olan ve yıldızın

 

derinliklerinden gelen ilk şok dalgasını yakaladıklarını, bugüne kadar hep, patlamış haldeki yıldızları gözlemlediklerini

 

belirttiler.

 

Patlamak üzere olan yıldızın 1 milyar ışık yılı mesafede olduğu, patlamanın ilk şokunu gösteren bu ilk parlamanın 7 saat

 

sürdüğü kaydedildi.

 

Hawai'deki teleskopla yapılan gözlem konusunda bilgi veren, Oxford Üniversitesi astronomlarından Stephen Justham, ilk

 

şok dalgasından sonra teleskobun tekrar aynı koordinatlara odaklandığını ve burada patlamayı belirlediklerini, patlama ile

 

oluşmuş süpernovayı gözlemlediklerini belirtti. Justham, ''ilk parıltı, ilk şok dalgası, yıldız parçalanmadan bir kaç saat

 

önce çıktı.

 

Bu şok dalgasının, yıldız içerisindeki yolculuğu izlendi'' dedi.

 

Bir ölü yıldız patladığında, yıldızın derininden başlayan şok dalgası saatte 32 milyon kilometre hızla yüzeye doğru çıkıyor

 

ve patlama, güneşten bir milyar kez daha parlak bir ışık topu oluşturuyor.

 

Bu patlamayla evrene, yıldız içerisinde oluşmuş nikel, altın, demir dahil çeşitli elementler dağılıyor.

 

Oxford Üniversitesi astronomlarından Kevin Schawinski, ''Dünyamızdaki ağır elementler, yıldızların içerisinde oluştu.

 

Eğer süpernovalar olmasaydı, çok uzun bir geçmişte, bizim güneşimizin oluşmasından da önce bu ağır elementler

 

oluşmasaydı, dünyamızı oluşturan maddeler de olmazdı'' dedi.

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

Gökyüzünde 'Yıldız Yağmuru' Şöleni

Gökyüzü, yarın, "yıldız kayması" olarak da bilinen meteor yağmurlarına sahne olacak.

 

Gökyüzü meraklıları, perseid meteor yağmurlarını Ankara Üniversitesi (AÜ) Ahlatlıbel Rasathanesi'nde düzenlenen

 

etkinliklerle de izleyebilecek. Yarınki gökyüzü şöleninde, saatte ortalama 80 meteorun gözlenebileceği tahmin ediliyor.

 

AÜ Rasathanesi yetkililerinden alınan bilgiye göre, halk arasında "kayan yıldızlar" ya da "akan yıldızlar" olarak bilinen

 

gök taşları, gök bilimin en çok ilgi çeken konularından birini oluşturuyor.

 

"Gök taşı yağmuru" da denilen bu gökyüzü şöleni, gökyüzü meraklıları için keyifli anlar yaşatırken, Dünya için bir tehdit

 

oluşturmuyor.

 

Perseid gök taşı yağmuru, Swift-Tuttle kuyruklu yıldızı tarafından bırakılan kalıntıların içinden Dünya’nın geçmesi sonucu

 

oluşuyor. Atmosfere çok büyük hızlarla çarpan parçacıklar yanarak, yıldız kayması denilen meteor yağmuru olayının

 

gerçekleşmesine neden oluyor.

 

Atmosferde yanan meteorun bıraktığı izler, gökyüzünde tek bir bölgeden geliyormuş gibi görüldüğünden, meteor

 

yağmurları, saçılma noktaları denilen bu bölgede bulunan takım yıldızlara göre adlandırılıyor.

 

Perseid yağmurunda, radyant noktası Kahraman (Perseus) takımyıldızı doğrultusuna denk geldiğinden eğer bir kayma

 

olayı başından sonuna kadar izlenmek istenirse bu doğrultuya bakılması gerekiyor. Uygun koşullarda, saatte 80’e varan

 

sayılarda gözlem yapılması mümkün oluyor.

 

YARIN GECE DİLEK TUTUN

 

Bilim insanları, gök taşlarından özellikle bir asteroid (küçük gezegen) ya da bir kuyruklu yıldız ile ilişkili olanların

 

yörüngelerini, büyüklüklerini ve atmosfere giriş hızlarını çok iyi hesapladıklarından,

 

bu gök taşları bulundukları bölgeden her yıl geçiyor.

 

Bu nedenle her yıl aynı zamanlarda bir kuyruklu yıldız ya da küçük gezegen kalıntısından kaynaklanan bir gök taşı

 

yağmuru izlenebiliyor.

 

Dünyanın yörüngesinin kalıntı olan bir bölgesinden her geçişinde buradaki kalıntı daha da azalıyor ve büyük gök taşlarının

 

sayısı iyice düşüyor. Yarın gece gerçekleşecek gök taşı yağmurunda da Dünya’nın atmosferine büyük bir gök taşının

 

çarpması beklenmiyor.

 

Yıldız kaymasında, çok küçük çakıl taşları büyüklüğündeki gök taşları, atmosfere girip yandıklarında bıraktıkları izler

 

olarak görülüyor. Bu izleri izlemek ve her izden sonra belki de bir dilek tutmak bir yaz gecesinin keyfini de katlıyor.

 

RASATHANEDEN ŞÖLENE DAVET VAR

 

AÜ Ahlatlıbel Rasathanesi, Perseid meteor yağmuru gözlemi için yarın bir etkinlik düzenliyor. TÜBİTAK’ın desteğiyle

 

düzenlenen ve katılımın ücretsiz olduğu etkinlikte, teleskoplarla ve çıplak gözle gökyüzü gözlemleri ve konu hakkında

 

sunular yer alıyor.

 

Çıplak gözle her yerden izlenebilecek bu gök olayını Rasathane’den izleyecekler, şehir ışıklarından uzakta daha fazla

 

sayıda akan yıldız görmek, uzman astronomlarla gök bilim konularında sohbet etmek ve gökyüzüne bir de teleskoplarla

 

bakmak ayrıcalığına sahip olacaklar.

 

Havanın açık ya da kapalı olmasına göre iki ayrı programın yapılacağı etkinlik, 19.00 - 02.00 saatleri arasında

 

gerçekleştirilecek.

 

Etkinlikle ilgili detaylı bilgiye -http://rasathane.ankara.edu.tr- adresinden ulaşılabiliyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

289855we9.jpg...Gökyüzünde ‘yıldız yağmuru’ şöleni

Gökyüzü, bu gece "yıldız kayması" olarak da bilinen meteor yağmurlarına sahne oldu. Başkentliler, perseid meteor

 

yağmurlarını Ankara Üniversitesi (AÜ) Ahlatlıbel Rasathanesinde düzenlenen etkinliklerle izledi.

 

ANKARA - TÜBİTAK’ın desteğiyle düzenlenen ve katılımın ücretsiz olduğu etkinlikte, teleskoplarla ve çıplak gözle

 

gökyüzü gözlemleri ve yıldız kaymasına ilişkin sunular yapıldı.

 

Çıplak gözle de izlenebilen bu gök olayını Rasathanede izleyenler, uzman astronomlarla gök bilim konularında sohbet etti

ve gökyüzüne teleskoplarla baktı.

 

 

YILDIZ KAYMASI

"Kayan yıldızlar" ya da "akan yıldızlar" olarak da bilinen Perseid gök taşı yağmuru, Swift-Tuttle kuyruklu yıldızı tarafından

 

bırakılan kalıntıların içinden Dünya’nın geçmesi sonucu oluşuyor.

 

Atmosfere çok büyük hızlarla çarpan parçacıklar yanarak, yıldız kayması denilen meteor yağmuru olayının

 

gerçekleşmesine neden oluyor.

 

Atmosferde yanan meteorun bıraktığı izler, gökyüzünde tek bir bölgeden geliyormuş gibi görüldüğünden, meteor

 

yağmurları, "saçılma noktaları" denilen bu bölgede bulunan takım yıldızlara göre adlandırılıyor.

 

Perseid yağmurunda, radyant noktası Kahraman (Perseus) Takımyıldızı doğrultusuna denk geldiğinden, eğer bir kayma

 

olayı başından sonuna kadar izlenmek istenirse bu doğrultuya bakılması gerekiyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...

devyildizlarinolumsurecph0.png....Dev yıldızların ölüm süreciyle ilgili ayrıntılar

 

Gökbilimcilerin yüzyıllardır gözlemlediği bir yıldızın, 19. yüzyılın ortalarında aniden sönünceye dek yoğun bir şekilde

 

parlaması, süper kütleye sahip dev yıldızların ölüm süreciyle ilgili ayrıntıları ortaya çıkarıyor.

 

Paris - Amerikalı astronomların Nature dergisinde bugün yayımladıkları makaleye göre, 7 bin ışıkyılı uzakta ve Carina

 

yıldız kümesinde bulunan Eta Carinae yıldızı, Samanyolu’nda Güneş’ten sonra gözlemlenen en büyük ve en parlak

 

gökcismi olarak dikkati çekiyordu.

 

Britanyalı astronom Edmond Halley tarafından 1677’de keşfedilen ve yaklaşık çeyrek yüzyıl sonra gökbilimcilerin giderek

 

daha fazla parladığını tespit ettikleri Eta Carinae, aniden ışığının azalmaya başladığı 1843’e dek bu ışıldamasını sürdürdü.

 

California’daki Berkeley Üniversitesinden bir astronom ekibi, bir gaz ve toz nebulasının yıldızdan saatte 2,4 milyon km

 

hızla uzaklaştığını tespit ederken, ince gaz filamentlerinin de dev yıldızdan nebulanın hızının 5 katı hızla ayrıldığını

 

hesapladılar.

 

 

Nathan Smith ve meslektaşları, Eta Carinae’nin çıkarttığı enerji ve bunun hızının, yıldızın sadece yüzeyindeki materyalin

 

püskürmesinden değil, aynı zamanda içindeki patlamadan da kaynaklandığını belirterek, "Bu patlama, yıldızın içinde

 

başladı ve hidrojenden oluşan tüm dış katmanlarını püskürttü" ifadesini kullandı.

 

Smith, Eta Cranae’nin, süper kütleli dev yıldızların, kendi öz kütlelerini patlatıp tüketerek sonunda süpernovaya nasıl

 

dönüştüğünü gözlemleme olanağı sağladığını belirtti.

 

Yıldızlar, sonra yerini çevresindeki her şeyi yutan bir karadeliğe bırakmak üzere sönüyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

20080202104843stars203vn8.jpg...Yıldızların Sesi Kaydedildi

 

Bilim adamları, Güneş'e benzer yapıda üç yıldızın seslerini kaydetti. Fransa'nın Corot uzay teleskopu kullanılarak yapılan kayıtlar ve elde edilen bilgiler Science adlı dergide yayınlandı.

 

Bilim adamları bu yöntem sayesinde ilk kez, 100 ışık yılı uzaklıktaki yıldızların doğasına ilişkin bilgilerin elde edildiğini

 

belirtiyor.

 

Dikkatle dinlendiğinde bu sesler, düzenli bir nabız atışını andırıyor.

 

Ayrıca yıldızlardan birinin sesinin diğerlerinden farklı olduğu dikkati çekiyor.

 

Ses farklılığı, yıldızın yaşı, büyüklüğü ve kimyasal yapısına dayandırılıyor.

 

Yıldız sismolojisi adı verilen ses kayıt tekniği, uzay bilimcilerin giderek daha çok ilgilendikleri

 

bir araştırma yöntemine dönüşüyor.

 

Zira fotoğraflar sadece yıldızların yüzeyine ilişkin bilgiler sunarken, ses kaydı yıldızların içinde nasıl bir yapı ve dönüşüm

 

olduğuna ilişkin de bilgiler sunabiliyor.

 

Ancak bu hiç de kolay bir süreç değil.

 

Londra'daki Queen Mary College'dan Profesör Ian Roxburgh bunu,

 

"daha önce hiç görmediğiniz bir enstrümanın sesini duyup

 

neye benzediğini tahmin etmeye çalışmak gibi" sözleriyle tanımlıyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

neutrsternfh5.jpg

 

 

EVRENİN EN DONUK YILDIZLARI KEŞFEDİLDİ

 

 

 

Amerikalı astronomlar, evrenin yıldız benzeri bilinen en donuk cisimlerini keşfettiler.

 

Amerikan Havacılık ve Uzay Kurumu’ndan (NASA) yapılan açıklamada, Spitzer Uzay Teleskobu ile yapılan gözlemde

 

keşfedilen ikiz "kahverengi cüce" veya "ölü yıldız" adı verilen gök cisimlerinin her birinin,

 

Güneş’in sadece milyonda biri kadar ışık verdiği belirtildi.

 

Cismin önce zayıf ışığından ötürü tek bir kahverengi cüce olduğunu düşünen astronomlar,

 

daha sonra Spitzer Uzay Teleskobu ile kızıl ötesi konumunda yaptıkları gözlemde, bu aşırı donuk ışığı ve düşük sıcaklığı

 

ölçebilme imkanı elde ettiler.

 

Veriler bunun bir ikiz kahverengi cüce olduğunu ortaya koyuyordu.

 

Massachusetts Institute of Technology’den (MIT) gök bilimci Adam Burgasser, bu iki gök cisminin evrende Güneş’in

 

yaydığı ışınların milyonda biri kadar ışık verdiği tespit edilen ilk cisimler olduğunu belirtti.

 

Kahverengi cüceler, ilk kez 1995 yılında keşfedilen, ne yıldız ne de gezegen kategorisine konabilen gök cisimleridir.

 

Ancak son yıllarda bazı gök bilimciler kütlelerinin büyüklüğüne ve buna bağlı olarak sıcaklıklarına ve

 

buna da bağlı olarak renklerine göre bunları sınıflandırmayı tercih ediyorlar.

 

Kahverengi cüceler yıldızlar arası gaz bulutlarının çökmesiyle oluşurlar, fakat gök cismini yıldız yapacak nükleer

 

tepkimelerin başlayamayacağı kadar hafiftirler.

 

"80 Jüpiter kütlelik" sınıra ulaşamadıkları için yeteri kadar ısınamayıp sönerler.

 

Spitzer Uzay teleskobu ile yapılan gözlem, Astrophysical Journal Letters dergisinde de yayımlandı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Schawinski, ''Dünyamızdaki ağır elementler, yıldızların içerisinde oluştu.

Nedenselliğin evreni ince bir dantel gibi dokuyan olağanüstü örüntüsünde muhteşem bir tanıklık...

 

Hubble'dan sonra dünya yörüngesi yerine güneş yörüngesinde bir uzay teleskobu planlanıyor. Bu başarılırsa asıl o zaman gelecek uzayın derinliklerinden elmas, pırlanta, yakut, safir gibi muhteşem bilgiler...

 

Basit de olsa bir teleskopla, mümkünse temiz bir gökyüzünden yıldızlara mutlaka bakın. Yıldızların bazısının sarı, bazısının beyaz, bazısının kırmızı, bazısının mavi, hatta bazısının yeşil, mücevherler gibi ışıdığını görmek bile çok muhteşemdir...

 

Bir tutkudur uzay, iç yakan, susuzluk gibi, ne yapsanız dinmeyen...

 

Not: NASA şu ana kadar dört yörünge teleskopu kullandı: Hubble, Chandra,Spitzer,Compton. Hubble’ın görünür dalga boyunda, Chandra’nın X-ışını, Spitzer’in kızıl ötesi, Compton gamma ışını tayfında gözlem yaptı. Sırada GLAST var. Glast geniş tayflı komple bir teleskop. Hepsi yörünge teleskopları. Amaç, atmosfer perdesinden sıyrılıp net gözlem yapmak. Güneş yörüngesinde teleskop ise daha uzun vadeli bir düşünce...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...
Nedenselliğin evreni ince bir dantel gibi dokuyan olağanüstü örüntüsünde muhteşem bir tanıklık...

 

Hubble'dan sonra dünya yörüngesi yerine güneş yörüngesinde bir uzay teleskobu planlanıyor. Bu başarılırsa asıl o zaman gelecek uzayın derinliklerinden elmas, pırlanta, yakut, safir gibi muhteşem bilgiler...

 

Basit de olsa bir teleskopla, mümkünse temiz bir gökyüzünden yıldızlara mutlaka bakın. Yıldızların bazısının sarı, bazısının beyaz, bazısının kırmızı, bazısının mavi, hatta bazısının yeşil, mücevherler gibi ışıdığını görmek bile çok muhteşemdir...

.

.

 

Evet haklisiniz gercekten de öyle, lakin bugün ben tek bir tanesini bile göremiyorum :)

 

 

764071sv4.jpg

 

 

 

Güneş Sistemi Dışında Yeni Gezegen

Yeni bir GSD Gezegen daha bulundu.

 

Böylece Güneş Sistemi dışında bulunan gezegen sayısı 334'e, en az bir gezegeni bulunan yıldız sayısı da 283'e yükseldi.

 

Harvard -Smithsonian Astrofizik Merkezi astronomları tarafından bulunan gezegen HAT-P-11 yıldızına ait.

 

HAT-P-11 yıldızı Dünya'dan 124 ışık yılı uzaklıkta yer alıyor.

 

K tipi ve taç sıcaklığı 4780 K derece. Yıldız Güneş'ten biraz küçük:0,81 Güneş kütleli.

 

Çapı ise Güneş çapının dörtte üçü kadar.

 

Gezegen 6 Ocak 2009 tarihinde onaylandı.

 

Buna göre HAT-P-11 b gezegeni 0,081 Jüpiter veya 25 Dünya kütleli.

 

Başka bir deyişle Neptün büyüklüğünde.

 

Yıldızına uzaklığı 0,053 AB kadar (1 AB=150 milyon km).

 

Bu uzaklığıyla adeta yıldızına uzaklığı, Merkür'ün Güneş'e uzaklığından daha yakın.

 

HAT-P-11 b gezegeninin yıldızının çevresinde dolanım süresi 4,88 gün olarak hesaplandı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 hafta sonra...

7408869c.jpg

 

 

Dünyaya hızla yaklaşıyor

 

Çok zehirli gazlar taşıyor, evrendeki diğer cisimlerin aksi yönünde hareket ediyor.

 

Çinli gök bilimciler tarafından 11 Ağustos 2007'de keşfedilen C/2007 N3 (Lulin) kuyruklu yıldızı hızla dünyaya yaklaşmaya devam ediyor.

 

24 ŞUBAT'TA GÖKYÜZÜNDE NET OLARAK BELİRECEK

Rus medyasına göre, Lulin kuyruklu yıldızının yörüngesi güneşin merkezine en yakın noktadan 10 Ocak 2009'da geçti.

 

Dünyaya en yakın noktadan ise 24 Şubat'ta geçecek.

 

ÇOK FARKLI BİR KUYRUKLU YILDIZ

Lulin kuyruklu yıldızının çok farklı özellikleri de var.

 

Evrende, gezegen ve kuyruklu yıldızlar dahil pek çok cisim, saat yönünün aksi yönünde hareket ederken, Lulin saat yönünde hareket ediyor.

 

Ona bakıldığında optik bir yanılgı oluşuyor ve kuyruğu önden gidiyormuş hissi yaratıyor.

 

Bilim adamları, renk değişimi, yoğunluk ve boyutlarına bakarak, Lulin'in kuyruğununun son derece zehirli gazlar taşıdığını belirtiyor

 

ve "Şimdiye kadar Dünya'nın yakınından geçen diğer kuyruklu yıldızlardan çok farklı" diyor.

 

BİLİM ADAMLARINI HEYECANLANDIRIYOR

Ayrıca NASA'nın "Swift Gamma-ray Explorer" uydusu sayesinde, ilk kez bir kuyruklu yıldızın, morötesi ve X-ışınları görüntüleri simültane (aynı anda)

 

olarak gözlemleniyor.

 

Bu nedenle bilim adamları Lulin'i daha da büyük heyecanla izliyor.

 

Lulin kuyruklu yıldızı, Dünya'ya yaklaştıkça parlaklığı, bir yıldızın 6 katı parlaklığı kadar olacak ve çıplak gözle rahatlıkla görülebilecek.

 

Kuyruklu yıldızın, bugün bile bazı bölgelerden çıplak gözle görüldüğü bildiriliyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Neyse komet sessiz sedasız geçti kimsenin umurunda deyil gözümüz aydın.

 

Sayin Lena

 

Bu sozunuzle basbakan Erdogani aratmadiniz acikcasi, oda kriz Turkiyeyi teget gecti hamdolsun diyip duruyordu ama krizin sonucu ortada fabrika kapatan kapatana ..:) Simdi sizde komet bizi teget gecti eski tas eski hamam kaldigimiz yerden yagmalamaya devam diyoruz yani... :))

Saygilar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 ay sonra...

76475.jpg

 

 

Kuyruklu yıldızda yaşam izi...

 

 

Bilim insanları, Stardust uzay aracının Wild 2 kuyruklu yıldızından getirdiği örneklerde,

 

yaşamın temel yapı taşlarından glisin amino asiti buldu.

 

 

Bilim insanları, bu bulgunun yaşamı sağlayan unsurların Dünya'ya uzaydan geldiği teorisini desteklediğini belirtti.

 

 

Kuyruklu yıldızda bulunan glisin yaşayan organizmalar tarafından protein üretmekte kullanılan bir amino asit türevi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

41616.jpg

 

İngiliz bilim adamları, Evren'in başlangıcı olarak kabul edilen ve Dünya'ya yaklaşık

 

13 milyar ışık yılı ötede meydana gelmiş olan bir yıldızlar kümesinin patlamasını tespit etti.

 

 

İngiliz "Nature" adlı bilim dergisinde çıkan habere göre, patlamadan yaklaşık 13 milyar yıl sonra geçen nisan ayında tespit edilebilen

 

ve "GRB 090423" adı verilen gama ışınları, "karanlık çağ" adı verilen dönemde meydana geldiği için bilim adamları

 

arasında büyük heyecan yarattı.

 

 

Derginin haberinde, Evren'de yaklaşık 13,7 milyar yıl önce meydana gelen büyük patlamadan

400 bin yıl sonra oluşan "karanlık çağ"da elektronların

ve protonların atomları eksi veya artı elektrik yüküyle doldurduğu, bu nedenle yıldız ışıklarının neredeyse tümüyle izole edildiği

ve Evren'in karanlık olduğu belirtildi. Evren'in, büyük patlamadan ancak 800 ila 900 milyon yıl sonra atom

ve moleküllerin mor ötesi ışınlarla iyonize edilmesinden, yani elektriklenmesinden sonra ışıklı hale geldiği kaydedildi.

 

Bilim adamları, bugüne kadar tespit edilebilen en eski yıldız patlamasının "GRB 090423"ten en az 150 milyon yıl

daha sonra meydana geldiğine işaret etti.

 

Warwick Üniversitesi araştırmacılarından Andrew Levan,

"Yıldızların ilk kez ortaya çıkmaya başladığı bir zamana bakabilmek çok heyecan verici" derken,

Leicester Üniversitesinden Niel Tanvier, yeni tespitin kendilerine Evren'in başlangıcına bakma olanağı sunduğunu söyledi.

 

13milyaryillikpatlamate.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

rosetta.jpg

 

 

 

 

 

 

Rosetta uzay aracı, dünyayı tramplen olarak kullandı !

 

 

Kuyruklu yıldıza inmek üzere 5,5 yıl önce uzaya gönderilen Avrupa'nın uzay çalışmalarının amiral gemisi Rosetta uzay aracı,

2014'te kuyruklu yıldızla randevusunda uzayda daha hızlı ve uzağa gidebilmek için dün gece Dünya'nın yakınından geçerek gezegenin çekim gücünü

bir tramplen gibi kullandı.

 

Avrupa Uzay Ajansı'ndan yapılan açıklamada (ESA), Rosetta'nın bugün TSİ 09.45'te Hint Okyanusu üzerinde Endonezya'nın Java adasının güneyinden yaklaşık 2500 km irtifadan ve saatte 48 bin km hızla Dünya'ya en yakın mesafeden geçtiği belirtildi.

 

2 Mart 2004'te uzaya gönderilen Rosetta, Güneş çevresindeki seyahatinde şimdiye dek yaklaşık 4,5 milyar km yol katetti ve hızını artırmak, aynı zamanda rotasını değiştirmek için iki kez Dünya'nın (Mart 2005 ve Kasım 2007) ve bir kez de Şubat 2007'de Mars'ın yakınından geçerek gezegenlerin çekim gücünü kullandı.

 

Bu kozmik bilardonun son etabında, Rosetta uzay aracı, Dünya'nın çekim gücü sayesinde hızını saniyede 3,6 km (yaklaşık saatte 13 bin km)

 

artırarak, yolculuğunu daha hızlı ve daha uzağa gidebilecek şekilde sürdürecek.

 

Geçen yıl Mars ile Jüpiter'in yörüngelerinin arasında bulunan "2867 Steins" gök taşına yaklaştıktan sonra Haziran 2010'da da Lutecia adlı bir

 

başka asteroidin yanından geçecek Rosetta uzay aracı, 2014'te Dünya'ya 675 milyon km uzaktaki 67/P Churyumov-Gerasimenko kuyruklu

yıldızına toplam 6,5 milyar km yol katettikten sonra yaklaşacak.

 

Bu gök cisminin yörüngesine girerek yan yana hareket edecek ve ayrıntılı görüntülerini Dünya'ya geçecek Rosetta, daha sonra kuyruklu yıldızın

yüzeyine kimyasal analiz yapması için buzdolabı büyüklüğünde bir robotu Kasım 2014'te indirecek.

 

 

Kuyruklu yıldızın yörüngesine girerek, Philae modülünü bırakması planlanan Rosetta'nın, Amerikalıların kullanımına tahsis edilmesi öngörülüyor.

 

 

İNİŞ SEYİR YÖNÜNÜN TERSİNE OLACAK

 

Oluşumlarından bu yana çok az kimyasal değişikliğe uğrayan kuyruklu yıldızların keşfi, Güneş Sistemi ve evrenin gerçeklerinin anlaşılması açısından

 

önemli bulunuyor. Uzay aracının asıl hedefi olan Wirtanen kuyruklu yıldızı çoktan Güneş Sistemi'nin dışına çıkmış bulunuyor.

Yaklaşık bir milyar avroya mal olan Rosetta uzay mekiği Avrupa'nın uzay çalışmalarının amiral gemisi niteliği taşıyor.

 

Uzmanlar, kuyruklu yıldıza inen aracın ayaklarının çok sağlam olması gerektiğini belirterek, inişin yıldızın seyir yönünün tersine

 

olması nedeniyle bu operasyonun zorluğuna dikkat çekiyor.

 

Kuyruklu yıldız projesine ve ilk kez bir kuyruklu yıldıza iniş yapacak uyduya, 1799'da Mısır'ın Reşit (Rosetta) kenti civarında bulunan, üzerinde Yunanca

ve hiyeroglif yazılar ve hiyeroglifin çözülmesini sağlayan bazalt tabletten ''Rosetta'' adını veren bilim adamları, hedef olarak ilk başta,

 

Dünya'yı sık sık ziyaret eden Wirtanen kuyruklu yıldızını seçmişlerdi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

goktasi.jpg

 

 

Yarın gece göktaşı yağmuru olacak

 

 

 

İzlenebilecek göktaşı sayısı yaklaşık saatte 200-300 civarında olacak

 

İZMİR - Yarın gece yoğun bir göktaşı yağmuru izlenebilecek.

 

 

Ege Üniversitesi (EÜ) Gözlemevi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Zeynel Tunca, yaptığı yazılı açıklamada,

yarın gece izlenecek olan Leonid adı verilen göktaşı yağmurunun Leo-Aslan takım yıldızı bölgesinden her yöne dağılıyormuş gibi

 

görüleceğini belirtti. Tunca, şu bilgileri verdi:

 

 

"Bu yıl içindeki leonidler, 33 yılda bir Güneş etrafında dolanan Tempel-Tuttle kuyruklu yıldızının 1466 ve 1533 yıllarında

geçtiği sırada ardında bıraktığı kalıntılar ile oluşmaktadır.

 

Bu yılki Leonid göktaşı yağmuru 17 Kasım Salı günü en büyük sayıya ulaşacak.

 

Öngörülen izlenebilecek göktaşı sayısı yaklaşık saatte 200 - 300 civarında olacaktır.

 

 

Göktaşı sayısı tahminlerin yarısı kadar olsa bile bu senenin en iyi göktaşı yağmuru olacaktır.

 

Göktaşı izlerinin görülebilmesi, onların yeterince parlak iz bırakmasına bağlıdır."

 

Yarın gece ayın yeniay evresinde olacağını ve gece boyu görülmeyeceğini kaydeden Tunca, şöyle devam etti:

 

"Bu nedenle de görebileceğimiz göktaşı sayısı da daha fazla olacaktır.

 

Sayının en fazla olacağı akşamın ilk saatlerinde bulunduğumuz boylamlarda Aslan takım yıldızı henüz doğmamış olacaktır,

 

ancak Kuzey - Doğu yönünde ufkumuza yakın gökyüzünde bu yağmurun izlerini görebileceğiz.

 

İlerleyen saatlerde ise sayı azalmaya başlayacak.

 

 

Leonidler şiddetli göktaşı yağmurlarıyla ünlüdür.

1999 - 2002 yılları arasındaki geçişlerde saatte 1000 göktaşına kadar yoğunluklara erişen göktaşı yağmurları oluşmuştur.

Bu seneki yağmur bu kadar görkemli olmayacak, ancak Mars'ın yakınından, ardında iz bırakarak geçecek parlak bir göktaşı,

 

gece boyunca harcanan emeğin karşılığını verebilir."

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

uzayq.jpg

 

 

 

Uluslararası bir araştırma ekibi uzaydaki iyonlaşma başlangıcını kesin olarak tarihlendirdi. ( ? )

 

İlk patlamadan sekiz yüz milyon yıl sonra nötr evren, iyonlaşmış bir plazmaya dönüşmüş ve galaksilerin gelişimi başlamış.

 

 

Bu sürecin iki yüz milyon yıl daha önce başladığı sanılıyordu.

 

Astronomlar geniş kapsamlı araştırma sırasında büyük patlamadan 800 milyon yıl sonra (13,7 milyar yıl önce) oluşan 22 galaksi saptamışlar. Analizlerden edinilen sonuçlara göre iyonlaşma oranı ve oluşmakta olan yıldız sayısı bu tarihten önce çok düşük.

 

 

Galaksiler gözlemciden uzaklaştıkça galaksiden kaynaklanan ışığın dalgaboyu uzar.

 

Buna “kırmızı kayma” denir. Amerikalı

 

ve Japon bilim insanları yüksek kırmızı kaymalı galaksiler bulabilmek için

 

Mauna Kea’daki (Hawaii) Subaru teleskopuna özel geliştirilmiş kırmızı filtresi yerleştirmişler.

 

 

Bu şekilde bulunan galaksilerin spesifik dalgaboyları sayesinde mesafeleri ve yaşları hesaplanmış.

 

 

İlk patlama kozmolojisine göre evren Bing Bang’den 380.000 yıl sonra soğuyor, iyonlaşmış ilk plazmadaysa elektronlar, protonlar

ve hidrojen atomları oluşmakta. Bugüne kadar hidrojenin ne zaman yeniden iyonlaştığı bilinmiyordu.

NASA’nın WMAP (Wilkinson Microwave Anistropy Probe) uydusuna ait görüntüleriyle yıldızların ilk patlamadan

 

600 milyon yıl sonra oluşmaya başladıkları hesaplanmıştı.

 

Son araştırma bu tahmini çürütmekte. Eğer söz konusu gelişme 200 yıl daha önce başlamış olsaydı,

ilk patlamadan 800 milyon-1 milyar sonraki yıldız oluşum oranı

 

ve iyonlaşma daha yüksek olurdu diyor uzmanlar

 

Astrophysical Journal dergisinde.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Biraz zor konu bu, milyon seneyle ölçüm yapılması uygun görmüyorum sebebi ise patlamanın ısısı ve ışığı bir kaç ışık yılı sürmesi gerekli ışık oldukça tüm evreni kaplıyan manyatik alanın mevcut olduğudur,karanlık başlamasınla ve ısının azalmasınla parçalanmış manyatik kalınımlar galeksilerin oluşmasına elverişli olmuştur.

 

Unutmayalım evrenin bulunduğu boşlukda big bang dan daha yaşlı galeksileri hublo keşfetmiştir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

 

evrendeikidunyadahavar.png

 

İki süper dünya keşfedildi

 

Yaşanabilir yeni bir dünyaya doğru heyecan veren keşif...

 

Gezegen avcıları, Güneş’e benzer yıldızların yörüngesinde iki "süper Dünya" keşfettiler. Amerikalı astronomlar, bu kayalık gezegenlerin Dünya’dan büyük, buz devleri Uranüs

 

ve Neptün’den küçük olduğunu belirterek, keşiflerinin Dünya ölçülerine benzer exoplanetlerin (dış gezegen) ve potansiyel yaşanabilir gezegenlerin bulunmasında

 

önemli bir adım olduğunu kaydettiler.

 

Uluslararası bir ekibe bağlı çalışan Washington’daki Carnegie Enstitüsü Karasal Manyetizma Bölümünden Paul Butler ve Santa Cruz’daki California Üniversitesinden Steven Vogt,

 

Astrophysical Journal dergisinde yayımladıkları makalelerinde, yörüngedeki gezegenlerin çekim güçlerinin neden olduğu yıldızlardaki çok ince salınımları tespit ederek,

 

her gezegenin büyüklük ve yörüngelerini hesapladıklarını belirttiler.

 

Havai’deki W M Keck Gözlemevi ile Avustralya’nın New South Wales bölgesindeki Anglo-Australian teleskobuyla yıllardır yapılan gözlemlerin verileri derlenerek yapılan keşifte

 

bulunan küçük kütleli 3 gezegenin, Dünya’dan sadece 28 ışık yılı uzakta ve Virgo takımyıldızında çıplak gözle seçilebilen 61 Virginis yıldızının yörüngesinde döndükleri kaydedildi.

 

Bilim adamları, bu gezegenlerden en küçüğünün kütlesinin Dünya’nın beş katı olduğunu ve yıldızın çevresinde dönüşünü dört günde tamamladığını tespit ettiler.

 

 

 

Diğer kayalık gezegenin de Dünya’dan 76 ışık yılı uzaktaki HD 1461 yıldızının yörüngesinde keşfedildiğini belirten araştırmacılar, bu gezegenin kütlesinin

 

Dünya’nınkinin 7,5 katı olduğunu kaydettiler.

 

İki yıldızın da Güneş’e büyüklük ve yaş bakımından benzer olduğuna dikkat çekildi.

 

Gezegenlerin yörüngesinin yıldızlarına çok yakın olduğu için, yaşam veya su olmadığını söyleyen bilim adamları, ancak bu gezegenlerin

 

Güneş’in kütlesinin yarısından küçük "M-cüce" yıldızlarının yörüngesindeki diğer gezegenlere işaret ettiklerini kaydettiler.

 

"M-cüce" yıldızlarının çevresindeki gezegenlerin genellikle "su bölgesinde" bulunduklarını söyleyen araştırmacılar, bunun da yaşanabilir gezegen arayışlarında doğru yolda olduklarını

 

gösterdiğini belirttiler.

 

Profesör Vogt, potansiyel yaşanabilir gezegenin keşfinin sadece birkaç yıl içinde yapılabileceğini söyledi.

 

 

 

 

182442.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...
  • 2 hafta sonra...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.