Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

EURO 2008 Haberleri


Önerilen İletiler

230620080936313293397.jpg

Müslüman dünyanın gururu

Gazze'de maçı anlatan Arap spiker, mağlup duruma düştüğümüzde "tarih boyunca bu aslanların ne mağlubiyetleri aşıp başları dimdik çıktıklarını gördük. Haydi, Allah Türklar'in ayağına kuvvet versin diye dua edelim" diyor..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Milli Takım’ın geniş coğrafyası ve derin tarihi

 

 

Üç maçta yaklaşık 400 dakika oynayıp sadece 9 dakikalık bir galibiyet serisiyle yarı finaldeyiz.

Bir gürültüdür gidiyor.

Kimisi “pes etmeyenlerin zaferi” diyor. Ama neden pes etmediğimizi anlatamıyor...

Kimisi “ne denirse densin, ballıyız” diyor. Ama bu kadar “bal”ın da tesadüfi olamayacağı noktasını sorgulamaya yanaşmıyor...

Kimisi işi derininden tutmak için değil, sırf kendi tahminleri boşa çıktığı için zevzekliğe vuran bir üslupla “okunmuş çocuklar” diye tarif ediyor bizimkileri...

İşi Fatih Terim’in karakter analizine ve “hangimiz Terim’den daha çok nefret ediyoruz” yarışmasına döken medyacılar var.

Olup bitenleri oturup uslu uslu, pür futbol mantığıyla anlatmaya çalışanlara gelince, Milli Takım değil ama onlar çoktan pes etti! “Futbol bu! Futbolu bunun için seviyoruz” deyip geçiyorlar.

Doğrusu ben de en azından şu an için bu “sakat top”lara girmeyi hiç düşünmüyorum.

Bugün başka bir şey anlatmak istiyorum.

Milli Takımımız’ın sadece ve basitçe futbol oynamadığını, aslında bambaşka bir “kavga” verdiğini anlatmak...

İşin ilginç yanı, bu gerçeği futbolcularımız biliyor, daha doğrusu bunu hissederek oynuyorlar da futbol yorumcularımızın bu taraklarda hiç bezi olmadığı için onlar “anlayamıyor!”

Anlamak için Hamburg’tan Gazze’ye; Üsküp’ten Tebriz’e çok geniş bir coğrafya’da dolaşmak gerek!

 

***

 

 

Geçen akşam 22. Dönem Sakarya Milletvekili, Sınır Tanımayan Hekimler örgütü üyesi Dr. Süleyman Gündüz’le karşılaştım.

Sohbet ederken gözleri yaşardı ve sonra açıkladı: “Çek Cumhuriyeti maçı sırasında Gazze’deydim, orada seyrettim.”

Bir süredir yedeklerini de askere çağıran İsrail ordusu Gazze’yi kuşatma altında tutuyor. On binlerce Filistinli mülteci çok zor koşullar altında; yiyecek, içecek, elektrik, su ve ilaç sıkıntısı yaşıyor.

Bizim maç başlarken bütün Gazze sokaklarını gezmiş Dr. Gündüz.

Herkesin evlerine çekildiğini, bizim maç için ekran başında toplandıklarını görmüş. Kazanmamız için bir ağızdan dualar ediliyormuş; heyecan inanılmaz yüksekmiş.

İki gol yiyip mağlup duruma düştüğümüzde Arap spiker şiirsel bir dille “tarih boyunca bu aslanların ne mağlubiyetleri aşıp başları dimdik çıktıklarını gördük, bu çocuklar döndürecek maçı” diyormuş. Ardından da ekran başındakileri tek yürek olmaya çağırmış: “haydi, Allah Türklerin ayağına kuvvet versin diye dua edelim!”

“Nihat’ın galibiyet golünden sonra bütün Gazze’nin nasıl sevinç seline dönüştüğünü görseydiniz, Türkiye’nin maçlarının oralarda sadece futbol olarak algılanmadığını hemen anlardınız” diye anlattı Dr. Gündüz.

Daha ilginci de şu...

Dr. Gündüz ve arkadaşları İsrail tarafına geçerken sınır kapısındaki İsrailli komutan da tezahürat yapmış: “Bravo Türklere, biz bu turnuvada milli takımınızı destekliyoruz”

 

***

 

 

Hırvatistan maçı sırasında Ülke TV’de Meksika Sınırı programı vardı.

Böyle bir maç oynanırken akıllı, uslu bir kültürel-düşünsel sohbet programını sürdürmek ne zordur, yaşayan bilir.

Sevgili İsmail, Selahattin ve Tarık da çok zorlanıyordu; hep “ah şu canlı yayın olmasaydı da, maça baksaydık” havasındaydılar.

Nihayet maç bitince Saraybosna ve Üsküp’deki arkadaşlarına bağlandılar.

Ama konuşmak ne mümkün!

Hem Saraybosna’da hem de Üsküp’de yer yerinden oynuyordu, telefondaki konuşmaları anlamak imkânsızdı. Galibiyetimizin sevinciyle Bosna ve Makedonya sokaklarına dökülen coşkulu kalabalıkların gürültüsü her şeyin önüne geçmişti.

 

***

 

 

Milli Takım kazandığında tarihsel-kültürel izlerimizin varlığını sürdürdüğü bütün coğrafyalarda bir başka rüzgâr esmeye başlıyor!

Bu galibiyetlerin futbol dışında bir “ruh”u var.

Bunu da bilelim artık.

Bu galibiyetler “çevre”ye itilip horlananların kibirli “merkez”e vurduğu darbeler olarak algılanıyor o coğrafyalarda.

Avrupa Şampiyonası’nda pes etmeyen Türk Millli Takımı, dünya coğrafyasında pes etmeye zorlanan ama direnen Müslümanların sesi artık...

Bundan hakikatten hoşlanmayanlar olabilir.

Bunun lafının edilmesini spor kültürüne ve siyasi kabullerine ters bulanlar olabilir.

Ama hakikat, hakikattir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

9625720atuerkischprovoknt9.jpg

Dostluk kazansın!

Dostluk kazansın!

 

Sonunda beklenen oldu. Türkiye Almanya yarı finalde karşı karşıya geliyor. Türk Milli Takımı Avrupa Futbol Şampiyonasında futbolun heyecanını yeniden yazıp tarihe geçti. 2006 Dünya Şampiyonası’nda izleyemediğimiz Ayyıldızlı ekip bu kez Avrupa’nın en iyi dört takımı içinde. Dünyanın en önemli futbol ülkelerinden birisi olan Almanya ile bütün iyi dilekleriyle güzel bir futbol maçı izlemeye hazırlanıyoruz.

 

İki ülke insanı arasında geçmişten bu güne uzanan tarihi dostluğun bir kez daha kazanacağı bir müsabaka olması herkesin ortak dileği. Bundan yola çıkan Türk ve Alman ünlüler de her türlü sonuçta kaybedenin olmayacağı mesajlarını verdi. Biz de aman dikkat diyoruz ve bu tarihi maçın bir futbol şölenine havasında izlenmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Maç öncesi verilen mesajlar ise şöyle :

Wolfgang Schäuble

 

Wolfgang Schäuble

 

Wolfgang Schäuble (Almanya İçişleri ve Spordan sorumlu Bakanı): Türk ve Alman dostluğunun bir kez daha pekişmesi için çok önemli bir karşılaşma. Almaya ile Türkiye’yi, çok uzun bir geçmişi olan bir futbol geleneği de birleştiriyor. Alman Antrenörler Türk futbolunun gelişmesinde çok büyük katkı sağlarken, Almanya da yetişen Altıntop kardeşler ve Yıldıray Baştürk gibi Türk kökenli futbolcular da Bundesligaya renk katıyor. Futbol bize önyargıları ortadan kaldıran güzel bir olanak sunuyor. Futbol uyumu ve birlikte yaşamı destekleyen çok önemli bir etkinlik. Beraberce şenlik gibi kutlanması gereken bir maç olacak. Bu noktada karşılaşmanın skorunun hiç bir önemi yok. Sadece iyi olan Değil Türk-Alman dostluğu da kazansın.

 

Frank-Walter Steinmeier (Almanya Dışişler Bakanı): Umarım tüm taraftarlar benim gibi dostça bir yarı final görür. Hiç kimse kalkıpta bu bu futbol şenlliğini rahatsız etmesin.

Ali Babacan ve Frank-Walter Steinmeier

 

Ali Babacan ve Frank-Walter Steinmeier

 

Ali Babacan (Türkiye Dış İşleri Bakanı): Bu maç pek çok açıdan tarihi nitelikler taşıyor. Öncelikle Türkiye ilk defa Avrupa kupasında yarı finale yükselmiş ve ilk dörde girmiş bulunuyor. Bütün dünyanın takdirle izlediği, Türkiye’yi ve Türk futbolunu çok olumlu bir şekilde yeniden değerlendirdiği bir süreci yaşıyoruz. Bizi başarıyla temsil eden ve ilk dörde giren milli takımıza da bu vesile ile ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Türkiye ve Türk futbolunu dünyaya tanımak adına olağanüstü bir performans sergilediler. Bu karşılaşma,Türk-Alman dostluğunun perçinleneceği başka bir yakınlaşma olsun.

 

Bizim Almanya’da yaşayan vatandaşlarımız ve Türkiye’de yaşayan yaklaşık 70 bin civarındaki Alman vatandaşlarımız da heyecanla bu maçı takip edecekler. Bu maçın öncesinde ve sonrasında göreceğimiz tablo, Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızın belli bir olgunluk seviyesine ulaştıklarını ve Alman toplumunun sorumlu birer parçası olduklarının da kanıtı olacaktır. Kuşkusuz aynı olgunluk ve sorumlu yaklaşım, Almanlar içinde son derece büyük önem taşıyor. Dolayısıyla bu maçın sonucu ne olursa olsun, kazanan Türk-Alman dostluğu olsun istiyoruz. Taraftarlara da çağrımız olası provakasyonlara gelmemeleri, duyarlı ve ölçülü olmalarıdır. Futbolda yenmekte var, yenilmekte. Her iki sonuçta da, coşkulu duygularla yaşamak kuşkusuz herkesin hakkı. Ama bu davranış ve tepkilerde, sorumluluğu üzerimizde hissetmeliyiz.

Klaus Wowereit

 

Klaus Wowereit

 

Klaus Wowereit (Berlin Eyalet Başbakanı): Almanya Türkiye maçı Berlin için çok önemli bir olay. Çünkü Almanya’nın Başkenti’nde çok Türk insanımız yaşıyor. Bu nedenle bizim kentimiz hiç bir zaman kaybetmez. Dileğim sevinç dolu ve dostça bir futbol bayramı yaşayalım. Bütün futbol severlere sesleniyorum. Maç esnasında ve maçtan sonra iki tarafta birbirine saygılı olsun.

 

Joachim Löw (Alman Milli Takım Teknik Direktörü): Almanya’da Türkler ve Almanlar arasında çok güzel bir dostluk ilişkisi var. Maçı izleyen seyirciler birbilerini desteklesinler ve takımlarına tezahürat yapsınlar. Dileğim Provakasyon olmasın.

 

Kenan Kolat (Almanya Türk Toplum Başkanı): Biz şimdiden finaldeyiz. Ya Türkiye ya Almanya bu iki milli ekip de bizim mtakımız. Bizi dostça bir futbol bayramı bekliyor. Bu maçın sonucu ne olursa olsun hem Alman, hem de Türkler kazanacak.

 

Gül Keskinler (DFB Uyumdan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi): Türk ve Alman Milli takımlarının büyük mücadeleler vererek yarı finalde birbirlerine rakip olmaları, sportif müsabakaların en keyifli anları olsa gerek. Sporun birleştirici, sağlıklı, barışçıl, heyecan verici, coşturan tüm etkilerini yaşayıp, kazanan takımla sevineceğiz, kaybedene de mutlaka üzüleceğiz. Çünki kaybeden de bizim bir yarımız olacak, kazanan da. Özellikle bu maçta sahaya çıkacak futbolcu ve teknik adamlara büyük görev düşüyor. Sahadan ekranlara yansıyacak olumsuz görüntüler, toplumsal etkisi çok daha geniş olabiliyor. Türk yada Alman tüm anne ve babalar çocuklarıyla konuşmalı ve taşkınlıklardan kaçınmalı, güzel bir ortamda en güzel şekilde maçı izlemeliyiz. Bu bir müsabaka ve sonuçlarını şimdiden kestirmek mümkün değil. Bu nedenle bunun bir futbol müsabakası olduğunu unutmamalı.

 

Mehmet Matur (Berlin Eyalet Futbol Federasyonu Yöneticisi): Almanya Türkiye yarı final karşþılaþmasında, 47 yıllık dostluğun devam edeceği, güzel bir müsabaka olmasını arzu ediyorum. Aynı zamanda Başkent Berlin’de kurulacak olan Fan Meile de Türk ve Alman 2 futbolcuyu, yada süpriz bir teknik direktörü çağırarak, maç öncesinde roportajlarla yarı final heyecanını desteklemeyi planlıyoruz. Almanya bu maç için favori gösteriliyor, ancak Türk Milli takımı da þu ana dek verdiği mücadele ile, ne denli iyi bir turnuva takımı olduğunu kanıtlamıştır. Türk yada Alman kazanan kim olursa olsun, finalde de o takım bizi temsil edecek.

Diĝer Konular

 

Cumali Kangal (Berlin Türk Spor Birliği Başkanı):

 

Turnuvanın en heyacanlı maçlarını çıkararak çeyrek finale yükselen Türk Milli Takımı son saniyelere kadar verdiği inançlı mücadele ile skoru lehine çevirebildiğini tekrar tekrar ispatladı. Diğer bir grupta ise ikinci vatanımız olan Alman Milli Takımı bir turnuva takımı olma özelliğini korudu ve çeyrek finale yükseldi. Bu kez kader her iki takımımızı yarı finalde karþşı karşıya getirdi. Bu karşılaþma sonrası takımlardan birisi turnuvaya veda edecek. Sonuç ne olursa olsun kazanan takımımızın sevincini yaþayacak ve daha sonraki yapacağıı maçlarda başarılı olması için destekleyeceğiz.

 

Cihan Selçuk (Türkiyemspor Futbolcusu): Ben TeBe ve Hertha Berlin’de futbol eğitimi aldım. Almanya ile Türkiye’nin yarı finalde karşılaşması benim için çok büyük bir heyecan. Her iki takımın maçlarının ardından, Türk ve Alman bayrakları sallayarak Kudamm’a koştuk. Burada yetişmiş bir genç olarak, taraf tutmakta zorlansam da, yüreğimin % 60 Türkiye’den yana. Ancak Türk Milli takımında sakatlıklar ve cazalar nedeniyle kadro eksiğimiz çok. Alman Milli Takımıda bizim takımımız. İyi olan kazanmalı ve sportmence bir yarı final olmalı. Seyirci desteğimizi de centilmence göstermeli ve iyi olanı alkışlayarak yolumuza devam etmeliyiz. Final heyecanımızı kazanan takımızla sürdüreceğiz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

9588885portugal20v20gerpt6.jpg

Alman Kalecİsİ Jens Lehmann „Hayatımı vereceğim!“

 

Alman Milli takım kalecisi Lens Lehmann Euro 2008’in yarı finalinde Türkiye ile yapacakları zorlu maç öncesinde BILD Gazetesi redaktörü Walter M. Straten’in sorularını yanıtladı.

 

BILD: Eşiniz nasıl? Portekiz maçından sonra yarı final için kendine gelebildi mi?

Lehmann: Bütün gün boyunca az su içmişti. Ve maçın son dakiklaları onun için çok heyecanlı geçmiş. Heyecan onu çok etkilemiş. Ama Çarşamba günü yine çok heyecanlı bir şekilde tribünde oturacak.

 

BILD: Portekiz maçında size çok iyi notlar verildi. Bu performans yükselişi nereden kaynaklanıyor?

Lehmann: Bütün turnuva boyunca kendimi iyi hissetim. Ve ilk maçlarda da kötü hislerim yoktu. Baskı gittikçe yükseldi. Ama ben nakavt oyunlarını severim. Bu maçlarda kendimi daha iyi hissediyorum.

 

BILD: Çarşamba günü yine zehir yeşili renkli formayla mı çıkacaksınız?

Lehmann: Seçeneğim olursa siyah ve zehir yeşili arasında yeşili seçerim. Çünkü bize şans getirdi ve göze çok batıyor. Bu karşımdaki forvet oyuncularını da etkileyebilir.

 

BILD: Türkiye bizim rakibimiz. Bizim için iyimi?

Lehmann: Ben Türklere karşı oynamayı çok seviyorum. Sadece spordan değil, Alman ve Türklerin ilişkisi çok olduğundan dolayı Türklere karşı oynamayı seviyorum. Türkiye büyük bir ülke ve çok saygı duyulacak insanlar var.

 

BILD: Bu söyledikleriniz sanki Türkiye’ye bir aşk ifadesi!

Lehmann: Türkiye’nin büyük bir geçmişi ve tarihi var ve Türkler, 2.Dünya savasından sonra Almanya’yı ekonomik olarak kalkındırmak için büyük katkıları oldu. Gençliğim de Essen’de bir çok Türk arkadaşım genç ve çocuklarla birlikte oynadım. Başka ülkelerin içinde Türkiye’ye karşı çok sıcak bir ilişkim var.[/b]

 

BILD: Avrupa şampiyonasında öncesinde oynanan futbol topu çok eleştirildi. Siz de bu topu kritize etmiştiniz. Kaleciler bu toptan çok mu korkuyor?

Lehmann: Bu top kaleciler için çok büyük bir herausforderung. Şut antrenmanda kaleye şut atılırken futbolcular gülüyorlar. Sanki bu top garip yollar seçiyor. Futbolcular şaşırıyor ben mi vurdum diye. Çünkü top acayip bir şekilde kavis çiziyor. Kaleciler için böyle topları tutmak çok zor. Ancak son saniyede topu nasıl tutacağına karar veriyorsun. Umarım ki top çok güzel bir şekilde ellerime gelir.

 

BILD: Löw’ün yeni taktiği 4-2-3-1 ile kendinizi emin hissediyormusunuz?

Lehmann: Deplasmanda her takım 4-5-1 sistemi ile defanta emin oynayabilir. Portekiz’e kaşı bunu iyi yaptık. Ben herkesin söylediği gibi herşey fevkaladeydi bu sistmle diye söyleyemiyorum. Çok hatalar yaptık. Örneğin bunlardan biris de oyun kurmada. Bu hataları tekrarlamamamız lazım.

 

BILD: Yarı finalede elenirseniz yada finalden sonra Oliver Kahn gibi 2006’da ki gibi milli takımı bırakacakmısınız?

Lehmann: Ben sadece Çarşamba günü maçına konsantre oluyorum. Viyanaya gitmiş bile olsak, bu konuda bir şey söyleyebileceğimi şu an sanmıyorum. Acelem de yok.

BILD: Jogi Löw daha önce yarı finale ve finale çıkacağını söz vermişti. Sizde bu kadar yüreklimisiniz?

Lehmann: Türkiyeye karşı yarı finaldeki maç benim için en önemli maç. Bir daha yarı finalden elenmek istemiyorum. Oyuncu olarak gallibiyete söz veremem Ama sadece bunu söylemek istiyorum. Elimden geleni yapacağım ve hayatımı verceğim.

 

BILD: Hayatınızı mı? Bundan daha fazklası olmaz ki!

Lehmann: Ne dediğimi anlıyorsunuz. Spor hayatımı kastettim. Özel hayatım aileme ait.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Fatih Terim’e anlamlı hediye

Ender Ertan'dan milli takIm şarkIsI

 

Türkiyemspor eski Başkanı Ender Ertan Milli Takım için „Kupayı öperek gel” şeklinde şarkı besteledi. Ertan, Fatih Terim’in babalar gününü de kutlayan bir mektup gönderdi.

 

Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim’e bir mektup yazarak, Babalar Gününü kutlayan ve Ay Yıldızlı ekip için bestelediği „Kupayı Öperek Gel“ şarkısını gönderen müzik sanatçısı ve Berlin Türkiyemspor’un eski Ender Ertan’ın bu girişimi, Terim tarafından Çek Maçına davetiye ile cevaplandırıldı.

 

Hazırladığı klibi ve mektubu özel bir kurye ile Fatih Terim ve oyuncularının İsviçre’de kamp yaptığı otele gönderen Ender Ertan, ardından gelen bir telefonla çok mutlu olduğunu söyledi. Fatih Terim’in postayı aldıktan sonra şarkıyı dinlediğini ve mektubu okuyunca çok duygulanarak kendisini aradığını belirten Ender Ertan, „Fatih Hocamla görüştüm ve bana hayatında aldığı en anlamlı babalar günü hediyelerinden biri olan bu mektup ve şarkıyla çok mutlu olduğunu, moral verdiğimizi söyledi” dedi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

<H1 hasbox="2">emeğin için teşekkürler Efendi Türkler

nette kaldığım sürede pek çok kere arda,nihat ve semihin göllerini izliyorum. onlarla grur duyuyorum ve almanya karşısında galip geleceklerini umuyorum.

NİHAT'IN GOLÜ ARAP SPİKERİ BÖYLE COŞTURDU!,,</H1>

ertrtr_copy.jpg

 

Coşkulu anlatımlarıya Türk sporseverlerin büyük beğenisini kazanan Arap spiker Çek Cumhuriyeti maçında Arda ve özellikle Nihat'ın son golünde yine coştu. 19 Haziran 2008 Perşembe 05:34Mısırlı spiker, Nihat'ın üçüncü golünü kendine özgü sunumuyla coşku içinde anlattı.

 

Coşkulu anlatımlarıya Türk sporseverlerin büyük beğenisini kazanan Arap spiker Çek Cumhuriyeti maçında Arda ve özellikle Nihat'ın son golünde yine coştu.

 

EURO 2008 A Grubu son maçında Çek Cumhuriyeti'ni 2-0'dan son 15 dakikada 3-2 mağlup eden Milli Takımımızın maçını anlatan Arap spiker yine kendine özgü sunumuyla büyük bir coşku içinde anlattı.

 

 

 

Ve tercümesi:

 

 

 

İşte bu futbol, işte gerçek bu...

 

Bir Çek atağı başlamak üzere, hayır hayır yeni bir Türk atağı oldu, bu....

 

Çok büyük bir fırsat, çok büyük bir fırsat...

 

Gol GOl...

 

Akıl dışı, sıra dışı birrr gol...

 

3 goll attılar, yaptılarrrrrrrrr bitirdiler...

 

İşte Türkler, ewetttttt türkler kazandılar

 

Erkeksi duruşları ile mi söylersin, söyle, veya bireysel savaşçıları ile mi söylersin söyle...

 

3 goll attılar ki, şekli şemali belli değil, işte bu ısrarlı mücadele, bu azizim.

 

Ey futbol ve tüm sürprizleri

 

Ey futboll ve tatlı durumları

 

İşte üzüntü ve keder Çekler'in üzerine

 

İftihar etmek ve övünmek Türklere

 

Kesinlikle teslim olmadılar

 

İşte şu pozisyonun hazırlanışındaki güzelliğe bak

 

Güzelliğe bak

 

Topu Nihat'ın sağına koydu, teslim almaya bak

 

Allah üzerinde olsun

 

Allah Gözlerine sağlık versin

 

Allah ayaklarına, ellerine sağlık versin

 

Bak şu Türklerin yaptığına

 

İşte top, pas olarak hareket ettiğinde, ofsayta düşmemek için bekliyor. Teslim alınca da öyle bir yol tutuyor ki, tüm hislerini yansıtarak, tam bir sanatçı edasında okestra şefi gibi yönetiyor ve golünü atıyorrr.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

9629131atuerkischallesgyu0.jpg

Yolunuz açık olsun çocuklar!

Yolunuz açık olsun çocuklar!

Hepimiz nefeslerimizi tuttuk. Türkiye Almanya maçına kilitlenip, adeta soluk alıp vermelerimizi bile unutuk. Gayet tabiidir ki zor bir gün olacak. Kazananla sevineceğiz, kaybedenle de üzüleceğiz.

 

ALMANYADA HAYAT DURDU

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Birlikte kutlamak!

 

Hürriyet-Başyazar Ertuğrul Özkök ve BILD-Başyazar Kai Diekmann yazıyorlar:

 

Ülkelerimizin milli takmları bu akşam Avrupa Futbol Sampiyonasın'da yarı finali oynuyor. Efsane takımlar çoktan elendi, biz yarı finaldeyiz. Hem Türkiye hem Almanya için büyük bir gurur kaynağı. Ama bizi başka şeyler de birbirine bağlıyor.

 

2.5 milyon Türk kökenli insan Almanya'da yaşıyor, çalışıyor, ekmeğini sağlıyor. Türk bilimadamları, siyasetçileri, sanatçılar, sporcular Almanya'nın hayatına zenginlik katıyor. 3 milyondan fazla Alman, her yıl Türkiye'ye gidiyor. Binlerce Alman, Türkiye'nin çesitli sehirlerine yerleşmis, hayatın orada geçiriyor ve onlar mutlular.

 

Milli takımlarımız tarihlerinde ilk defa Avrupa Kupası yarı finalinde karşı karşıya geliyor. Hepimiz biliyoruz ki, bu maçın bir galibi olacak ve Avrupa finalini oynayacak. Ama bu Yarı Final maç, bir kader maçının da ötesindedir. Bu, Avrupa için de önemli olan birlikteliğimiz için çok büyük bir sanstır.

 

Maç kimin kazanacağını bilmiyoruz. Ama biz BILD ve Hürriyet gazetelerinin genel yayın yönetmenleri, maç kimin kazanması gerektiğini simdiden biliyoruz. Dostluk ve beraberlik. Bu günkü maçtan, finale kim kalırsa kalsın, Alman-Türk dostluğu galip ayrlmalı. Galip gelen takım birlikte kutlayalım ve finalde birlikte destekleyelim.

 

Almanya'da 2006 yılnda yapılan son Dünya Kupası, hatıralarmızda çok güzel sahneler bırakt. Türkler ellerinde Türk ve Alman bayrakları ile Almanya'nın galibiyetini kutladı. Bugün de aynı sahneleri yasamayı arzu ediyoruz: Birlikte sevinen Almanlar ve Türkler. Biz işte bu duygularla bu ortak yazıyı kaleme aldık.

 

Takımlarımız basarılı oldu.

 

Yasasın Türk milli takm.

 

Yasasın Alman milli takm.

 

Bu metin, Türkiye'nin en büyük gazetesi Hürriyet ile Almanya'nn en büyük gazetesi BILD’de ayn anda yayınlanıyor.

SoloManset467372.jpg

Gemeinsam feiern!

 

Heute spielen die Nationalmannschaften unserer Länder im EM-Halbfinale gegeneinander. Legendäre Mannschaften sind längst ausgeschieden, wir sind dabei. Das ist für die Türkei und für Deutschland ein Grund, stolz zu sein. Aber uns verbinden noch andere Gemeinsamkeiten.

 

2,5 Millionen türkischstämmige Menschen leben und arbeiten in Deutschland. Türkische Wissenschaftler, Politiker, Künstler, Sportler bereichern die deutsche Gesellschaft. Mehr als drei Millionen Deutsche fahren jedes Jahr in die Türkei, Tausende leben dort und sind dort glücklich.

 

Zum allerersten Mal stehen wir uns jetzt in einem Halbfinale gegenüber. Nur eine Mannschaft kann das Endspiel erreichen, es geht um Sieg oder Niederlage. Aber dieses Halbfinale ist viel mehr als ein Entscheidungsspiel: Es ist eine Riesenchance für unser Miteinander, das so elementar ist für Europa.

 

Wir wissen nicht, welche Mannschaft heute gewinnt. Aber wir, die Chefredakteure von Hürriyet und BILD, wir wissen schon jetzt, wie die Sieger heißen müssen: Freundschaft und Miteinander! Die deutsch-türkische Freundschaft muss heute als Gewinnerin vom Platz gehen, egal, wer das Endspiel erreicht. Lasst uns die siegreiche Mannschaft feiern und sie auch im Finale unterstützen!

 

Die WM 2006 hat uns wunderbare Szenen aus Deutschland geschenkt: Türken, die mit deutschen und türkischen Fahnen die deutsche Mannschaft bejubelten. Wir wünschen uns, dass wir heute wieder solche Bilder sehen werden: Deutsche und Türken, die gemeinsam feiern! Mit diesen Gefühlen haben wir diesen Text gemeinsam geschrieben.

 

Unsere Mannschaften haben es geschafft!

 

Es lebe die türkische Nationalmannschaft!

 

Es lebe die deutsche Nationalmannschaft!

 

Dieser Kommentar erscheint gleichzeitig in Hürriyet, der größten Zeitung in der Türkei, und in BILD, der größten Zeitung Deutschlands.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

9636182atuerkcemacadogrea4.jpg

 

Almanya - Türkiye Maça doğru

Son dakika gelİşmeler

 

+++ Volkan cezalı olduğu için kaleyi koruyacak olan Rüştü Reçber 118. milli maçına çıkıyor +++

 

+++ Türkiye ile Almanya arasında oynanacak tarihi maça saatler kala Başkenti Berlin'de kurulan ve Almanya’nın en büyük taraftar alanında heyecanlı bekleyiş başladı. 500 ila 700 bin futbol severin gelmesi beklenen taraftar alanında Muhabbet ve Ender Ertan sahne alacak +++

 

+++ Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler Almanya Türkiye karşılaşmasında kendi milli takımlarının kazanacağına inandığını söyledi ve skor tahminini 2-1 Almanya lehine yaptı +++

 

+++ Başbakanlar buluşamıyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın maçı birlikte izleyemeyeceği açıklandı. Karşılaşmayı Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Basel de izleyecek +++

Diĝer Konular

 

+++ Son açıklamalar - Terim: Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, Türkiye'nin tarihinde ilk kez Avrupa Futbol Şampiyonası'nda yarı final oynadığını ancak kendisi için hedeflerin bitmeyeceğini söyledi. Fatih Terim, yarı finale kadar inanç ve azimle geldiklerini belirterek, mucize diyenlere güldüğünü söyledi Terim: "Almanya karşısında da terimizin son damlasına kadar mücadele edeceğiz" dedi. Löw: Alman Milli Takımı Teknik Direktörü Joachim Löw, Türk oyuncuların mücadele ruhundan takdirle söz ederek, ''Türkler 15 yıl önce maçların seyrini değiştirebilecek güçte değildiler. Bu yeni bir durum'' dedi. Alman Milli Takımı'nda sakat oyuncunun bulunmadığını belirten Löw, ''Heyecanlı ve yoğun tempolu bir maç olmasını bekliyorum. 'Türkler hırslı ama biz de bu maça hazırız '' diye konuştu +++

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

9635643euro2020082020faxp7.jpg

 

Almanlar gercekten bizden cekiniyorlar yüzde ellisi garanti Türkiyenin maci alacagi düsüncesinde, ve Almanya Tarihinde belki ilk defa is hayati tamamen durdu herkes maci meydanda veya evde biryerlerde beklemeye basladi heyacan dorukta birazdan meydana aticam kendimi!!! bu mac bircok kalbi cimlere gömer.. mactan sonra neler olur onu kestirmesi zor ;)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çıktık açık alınla!

efenditrklerinzafferiwt9.jpg

 

Çıktık açık alınla!

 

Eksiktik.

Sakattık.

Cezalıydık.

Ancak hocamızla, tek yürek olmuş 11 gencimizle aslanlar gibi sahadaydık.

Ürkmedik, korkmadık, dimdik ayaktaydık.

Futbol oynadık.

İnanılmazdık.

Harikaydık.

Dünyaya futbolu yeniden sevdiren dersler verdik.

Ama kaybettik.

Linecker’in Futbol 22 kişi arasında oynanır ama 90 dakika sonunda hep Almanlar kazanır sözünü bir kez hatırladık.

Kazımımızla direkler takıldık.

Ayhanımızla, Hakanımızla, Sabrimizle yoklukları aramadık.

Hamitimizle Avrupalı, Aureliomuzla Avrupa’nın Brezilyasıydık.

Uğurumuzla, Semihimizle goller atıp, önce hakemleri, sonra rakipleri, tabi bir de şeref tribününde oturan Platini ve diğer dostları üzdük.

İlkleri başardık.

İsyanı, başkaldırıyı, mücadeleyi biz başlattık.

Futbol güzelliklerini yansıttık.

Futbolun yürek istediğini, inanç istediğini hatırlattık.

Dünyanın susadığı, tekniği, taktiği, pası, şutu, hücumu, golü, sevgiyi, saygıyı, kısacası su katılmamış değerleri, bu maçın doksan dakikası sonunda, santranın orta yerine futbol topuyla birlikte bıraktık.

Artık bizden bukadar deyip, dünyaya hafızalardan silinmeyecek yepyeni bir futbol kültürünün mirasını, geleceğe yolladık.

Almanya'ya 3-2 yenilerek bizden bukadar deyip, çok yakıştığımız finale el salladık.

Utanmadık, utandırmadık.

Onurumuzla, gururumuzla, övüncümüzle şampiyonaya veda ettik.

Başımız dik. Alnımız açık. Oynadık ama kaybettik.

Gönüllerde şampiyonluğu biz kucakladık.

Galiptir bu yolda mağlup, teşekkürler Fatih Terim, teşekkürler çocuklar, teşekkürler Türkiye.

Almanya şimdi sıra sende!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Terim Hun komutan gibi"

 

Terim Hun komutan gibi

Cumhuriyet gazetesinden Arif Kızılyalın, Türkiye-Almanya maçını bir Çinli gazeteci ile birlikte Milli Takım yedek kulübesinin hemen arkasından izledi. Terim'in 12. bir oyuncu gibi nasıl çaba harcadığına 1-2 metreden şahit oldu. Maçın sonunda Çinli gazeteci kendi gazetesi için yazacağı yorumdan bir bölüm okudu. O bölüm, Türkler'i, futbolumuzu ve özellikle de Fatih Terim'i müthiş anlatıyordu.

 

 

 

"Sabri kademeye gir... Kazım iyi vur gol olsun... Ayhan niçin basmıyorsun Ballack'a... Marco, ileri oyna..."

 

Almanya-Türkiye Avrupa Şampiyonası 29. yarıfinal maçının en kritik anlarında Türkiye'ye ayrılan yedek kulübesinin önündeki beyaz gömlekli teknik direktör aynen böyle bağırıyordu. Kimi zaman kızıp kenara, Müfit Erkasap'ın yanına dönüyor, kimi zaman yardımcı hakeme isyan ediyor, kimi zaman ters bir kararda bile hakemi alkışlıyordu.

 

Peki nasıl duyabildik Fatih Terim'in 90 dakika boyunca söylediklerini? Nasıl izleyebildik tüm maç boyu sergilediği görüntüleri?

 

Biz bir grup gazeteci yer krizi nedeniyle monitörlü, internet bağlantılı medya tribünü yerine saha kenarına, hemen takımların arkasındaki koltuklara gönderilmiştik... UEFA'nın azizliği aslında Çinli meslektaşımızla birlikte bizi, Fatih Terim ve Joachim Löw'ün görüş açısından maç izlemek zorunda bırakmıştı...

 

Ve böyle bir tarihi maçta, gerçekten büyük bir şans sunmuştu UEFA'nın medya kurulu bizim gibi 'son dakika' stada gelenlere... Maç öncesi kendinden son derece emin tavırlarla onca sıcağa karşın sırtından çıkarmadığı lacivert ceketiyle kulübeye gelen Fatih Terim, büyük bir coşkuyla okuduğu İstiklal Marşı sonrası maçı 12. oyuncu gibi yaşayacağının sinyallerini veriyordu.

 

İLK CİDDİ UYARI SABRİ'YE

 

Başlama düdüğünü kulübesinde oturup bekleyen ünlü çalıştırıcı, Hamit'in Lehmann'da kalan ilk önemli şutu sonrası ise artık bir oyuncu gibi kendisine ayrılan 30 metrekarelik alanı parsellemeye başladı. Ayhan'ın çizgiye kadar inip Kazım'a verdiği, F.Bahçeli oyuncunun da direğe nişanladığı şutla birlikte ceketini çıkaran Terim, ilk uyarısını kenarı boş bırakan Sabri'ye yapacaktı.

 

Ardından Ayhan'ın Ballack'la giriştiği kora kor mücadelede "Aferin" diye bağırdığını duyduğumuz Terim, İsviçreli hakem Massimo Busacca'nın ikili mücadelelerdeki tercihini Almanya'dan yana kullanması üzerine ise sinirlerine hakim olamayacaktı. Sanki kenarda bir volkan patlıyor, Musacca ile 4. hakem bu tepkilere hedef olmamak için sırtlarını dönüyorlardı. 4. hakemle burun buruna gelip "Benzeri pozisyona devam, bizimki yapınca faul" diye öfkesini dile getiren ünlü çalıştırıcı, siniri geçtikten sonra özellikle yardımcı hakem Mathias Arnet'le Busacca'yı da verdikleri kararlar sonrası alkışlayıp gönül alıyordu.

 

Kuşkusuz atılan gol sonrası en çok sevinenlerden biri oydu. Uğur'a sarılışı, Metin Tekin ve Müfit Hoca ile sarmaş dolaş oluşu yaşımın en duygu yüklü enstantanelerindendi. Yenen goldeki "babacan" tavrı ise bu takımın marol-motivasyon gücüyle nasıl buralara geldiğinin kanıtıydı: "Ne oldu? Attınız da yediniz de... Haydi siz nerelerden maç çevirdiniz..."

 

1-1 biten devrenin ardından 2. yarıda da maçı hücrelerinde yaşayan Fatih Terim kah sevindi, kah üzüldü. En çok da Sabri'nin şutunun gol olmayışına içerledi. Sanki o an, "Galiba bu kez zor" der gibi kulübeye dönerken Almanların Klose ile bulduğu gol ise küllerinden yeniden yaratıyordu Terim'i.

 

Kulübedeki Gökdeniz'i hazırlayan ve yeniden takımla birlikte atağa kalkıp, takımla birlikte kendisine ayrılan alanın uzak ucuna giden deneyimli çalıştırıcı sanki Sabri'ye ortayı yaptıran, Semih'e de iğne deliğinden topu geçirten "gizli güç"tü. 2-2'nin tabelaya yansıdığı an için çok şeyler söylenebilir ama sakat Servet'in arkadaşlarını kucaklayışı, kenar yönetiminin birbirine sarılıp "Ölmedik dahaaa" diye bağırışlarını anlatacak cümleler kurmak güç. Galiba, Nazım Hikmet'in Abidin Dino'ya "Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin" deyişi St. Jakop Park Stadı'ndaki bu an için söylenmişti.

 

ALMANYA KADAR BÜYÜKSÜNÜZ

 

2-2'nin ardından Hamit'in bir şut girişimi ve yumuşak karnımız sağdan gelişen bir atakta sağ ayaklı Philip Lahm'ın golü... Uzatmalara yakın golü yemiştik ama yine de teslim olmak yoktu. Bu kez Tümer'i sürdü sahaya ve maç bitti denirken kazanılan bir frikik. Hamit mi, Tümer mi derken tribünlere giden serbest atış ve Türkiye için yolun sonu...

 

Bitiş düdüğü ile birlikte yere yığılan futbolcularını da teselli etmek Fatih Terim'e kalmıştı, yüreğindeki acıyı yaşayamadan. Sonra Löw ve ekibinin teker teker elini sıkıp soyunma odasına giderken eğdiği başı, en çok bizimle birlikte bir oturup bir kalkan Çinli gazeteci Zan Lhni'ye dokunmuş olmalıydı ki, "Gazetemde (Tianijin Evening) yayımlayacağım" dediği satırları biz bir grup Türk'le paylaştı:

 

"Maçı yaşayan bir adam... Biz Çinliler Türklerin ne denli inatçı olduğunu tarihten biliriz. Hun komutanları andırıyor. Ordusunun başında... Sahadaki futbolcu onu kenarda gördüğünde koşuyor. Futbolcularla da iletişimi müthiş. Sahadaki onun ne demek istediğini anlıyor. 19 numaralı oyuncunuza (Ayhan) 'pres' dediği anda o sarışın Türk, 'Ballack'a mı' diye soruyorsa bu kişi maçı kanında hissediyordur..."

 

Lhni'nin gözleri yaşlı Türk meslektaşlarına da bir iki söz etti: "Bakın, Almanya dünya devidir futbolda. Nasıl seviniyorlar. Demek ki bu kadar kıymetli bir galibiyet bu onlar için. Artık sizler de onlar kadar büyüksünüz..."

 

İşte o andan itibaren üzüntü yerini "gurura" bırakmıştı Basel'de. Çinli gazetecinin dediği gibi bu dik başla kabullenilecek bir yenilgiydi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Almanya-İspanya Hangisi daha iyi? efendiup2.jpg

 

Avrupa Şampiyonası finalinin adı Almanya-İspanya – BILD Gazetesi iki takım futbolcuları arasında adam adama kıyaslama yaptı. Hangisi kendi oynadığı yerde daha güçlü?

 

İspanya çok teknik ve formda. Ama zımba gibi golcü Villa (4 gol) bir sakatlık nedeniyle bu maçta yok. Ayrıca İspanya önemli maçlarda başarılı olamadı. Son Avrupa şampiyonluğunu da 1964 yılında aldılar!

Diĝer Konular

 

Almanya 3 kere Avrupa ve 3 kez de Dünya Şampiyonu olarak, göğüslerini gere gere bu final maçına çıkıyor. Adam adama kıyaslamada BILD gazetesi, Almanya’nın çok az farkla finali kazanacağına inanıyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Franz Beckenbauer özel Tarih yazın!

efendial1.jpg

 

Sevgili Milli Takım oyuncuları,

 

Finale yükseldiniz ve hepimiz buna çok sevindik. Dış basının yorumlarına bakarsak, onlar da sizin bu finale kadar çıkmanızı takdir ediyorlar. Şimdi Avrupa şampiyonu olma şansınızı değerlendirin. Bazı oyuncular için bu son bir olanak olabilir.

Almanya İspanya'ya karşı.

 

Umarım'ki çok keyifli bir maç olur ve çok gol görürüz.

 

Ama ben bir sabır oyunu bekliyorum. Bu önemli maçta körü körüne, öne doğru bir hucüm beklemiyorum.

 

İspanya bu finali gerçekten hak etti. Grup maçında Rusya'yı 4-1 mağlup ederek kupayı almak için aday olduğunu ortaya koydu. Çok şahane oyuncuları var, örneğin Fabregas. Ama sahada gerçek bir patronları yok. Yani gerçek bir kaptanları yok.

 

Michael Ballack bunu durumu bize gösterebilir. Portekize karşı ilk dakikadan vucut dilini göstermeli: Patron burada benim. Ben burdayım! Almanya'yı yenmek isteyen, ilk önce beni mağlup etmesi gerekiyor.

 

Bu kadar final mağlubiyetinden sonra Ballack adına çok sevinirim. Viyana'nın Ernst-Happel-Stadında kupayı alırsak bu Ballack'ın kariyerini daha çok süsleyecek.

Diĝer Konular

 

Bütün Alman oyuncuları bu yüzden çorapları ateş gibi yanana kadar koşması lazım. Podolski olsun, Schweinsteiger olsun veya Lahm olsun. Hepsi iyi bir Euro 2008 oynadılar. Şimdiye kadar hiç bir oyuncu beni mahcup etmedi. Ama Tarih daima şampiyonlukla yazılır. 1996'dan sonra Almanya bir kupayı bekliyor.

 

Benim tahminim: Berabere, uzatma ve Almanya maçı penaltılardan kazanıyor. Ama şimdiye kadar verdiğim tahminler sonuçta daima yanlış cıktı. Belki bizim için 90 dakika'da yeterli olur!

 

 

ANLASILDI ALMANYA BU MACTAN KORKUYOR TÜRKLERE KARSI OLAN SANSLARI BU SEFER YANLARINDA OLMAYACAK Tabiiki temennimiz bu maci ikinci vatanimiz olan Almanyanin kazanmasindan yana :lol:;)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hürrİyet Genel YayIn Yönetmenİ Erdoğan Özkök Finalde Almanya taraftarıyım

efenditrklerhn5.jpg

 

Türkiye'nin en büyük gazetesi Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök (60), Euro 2008'in finalinde Viyana’da Alman Milli Takımı’na destek verecek.

 

Ertuğrul Özkök Türkiye'nin Avrupa Şampiyonasından elenmesinden bir gün sonra Perşembe günü Berlin'e geldi. Özkök, BILD gazetesinin şef redaktörü Kai Diekmann ile BILD ve BILD am SONNTAG'ın yaz resepsiyonuna konuk oldu.

Diĝer Konular

 

Yaz resepsiyonunda En önemli konulardan biri hiç kuşku yokki futboldu. Ve tabiki de bir gün önce Türkiye ve Almanya arasında oynanan yarı final maçıydı.

 

„Hürriyet“ gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni BILD.de'ye yaptığı açıklamada, „Türkiye-Almanya maçı fevkaladeydi. Sonuçta kazanan sadece bir takım olabilir. Ama Almanlar ve Türkler maçtan sonra olağan üstü ve zamana uygun davranış gösterdi“ dedi.

 

Final maçını izlemek için Viyana’ya gideceğini de ifade eden Ertuğrul Özkök bu konu da da şunları söyledi: „Kai Diekmann ve ben aramızda karşılıklı bir söz verdik. Almanya veya Türkiye, hangisi finale çıkarsa, birbirimize destek olacağız. O nednele de Pazar günü Viyana'ya gidip maçı izleyeceğim ve Alman takımını destekleyeceğim.“

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

efenditrklersa0.jpg

 

+++ Son dakİka gelİşmeler +++ Almanya - İspanya: Finale doğru!

 

+++ BILD Gazetesinin aldığı bilgiye göre Alman Teknik Direktörü Joachim Löw, kaptan Michael Ballack’dan vazgeçmiyor. Ballack’ın oynayacağından yola çıkan Löw, kafasındaki gecici ilk on birde şu ana kadar hep Ballack’a da yer verdi. Ballack, Cuma sabahından beri sağ baldırındaki ağrılardan şikayetci +++

 

+++ BILD am Sonntag'ın yaptığı özel bir ankete göre Almanların yüzde 72'si Alman Milli Takımı’nın Avrupa şampiyonu olacağına inanıyor +++

+++ Alman hükümetinde kabinede yer alan bütün bakanları Alman Milli Takımı’nın dev finalde İspanya’yı yeneceklerinden şüphe duymuyor. Sadece SPD'li Maliye Bakanı Peer Steinbrück İspanya'nın galip geleceğinden emin. Onun tahmini de: „Boğalar macı 3-1 alacak +++

 

+++ Başkent Berlin'de kurulan Almanya’nın en büyük taraftar alanında 500.000 futbol sever bekleniyor. Akın akın taraftar alanına koşan ve dev ekrandan maçı izlemeyi düşünen Alman futbolseverlerin ilgis nedeniyle kapıların bir saat içinde kapatılacağı gelen habereler arasında +++

 

+++ Almanya ve İspanya arasındaki son karşılaşma, 2003 yılında oynanandı. Beş yıl önceki hazırlık maçında İspanya 3-1'lik skorla gülen taraf olmuştu +++

 

+++ Almanya ile İspanya, bugüne kadar toplam 19 kez karşı karşıya gelirken, bu maçlardan 8’ini Almanlar kazanırken. Beş kez de sahadan gülerek ayrılan İspanyollar oldu. 5 müsabakada da iki taraf yenişemedi +++

 

+++ Futbol da ulusal bazda Avrupa'nın en büyüğü belli oluyor. 13. Avrupa Futbol Şampiyonası'nın Viyana'daki finalinin adı Almanya-İspanya. 50 bin kişi kapasiteli Ernst Happel Stadyumu'nda oynanacak maç saat 20.45'de başlayacak. Bu dev müsabakayı, İtalyan Roberto Rosetti yönetecek +++

Diĝer Konular

 

+++ Bir tarafta tam 21 maçtır yenilgi yüzü görmeyen İspanya, Avrupa şampiyonaları tarihinde 3 kez şampiyonluk sevincini yaşayan Almanya. Sadece 1964 yılında şampiyon olan İspanya 1984 yılında ise Franmsa’ya mağlup olarak kupaya uzanamamıştı. Almanya ise 1972, 1976, 1980, 1992 ve 1996'dan sonra 6. kez finale kalarak büyük bir final tecrübesine sahip +++

 

 

Almanya'da şok efenditrkler1nr8.jpg

Michael

Ballack sakatlandı

Alman Milli Takımı’nda Ballack şoku yaşanıyor. Sağ baldırındakli sakatlığı nükseden yıldız futbolcunun final maçına yetiştirilmesine çalışılıyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

„Matadorlar“ Şampiyonluğu hak etti!

efenditrkler2ot2.jpg

 

Futbolda Avrupa’nın en büyüğü İspanya oldu. İspanyollar 44 yıllık önce makuz talihini ardından da Dünya futbolunda turnuva takımı olarak bilinen Almanya’yı en yaşlı teknik adamın genç ama klas ayaklarıyla mağlup etti.

 

Karşılaşmanın her iki yarısının ilk 15 dakikası hariç İspanyolların orta sahadaki sihirli ayakları saman alevi gibi parlayan Alman üstünlüğünü önce pozisyon vermeden durdurdu. Ardından da özellikle ikinci yarıda pas organizasyonu ile Almanların adeta başını döndürdü. Bunun sonucu da üst üste pozisyonlar buldu.

 

İspanyollar Marchena ile geriden iyi oyun kurdular. Kısa paslaşmalarla Alman ortasahasını geçtiler. Ardından da araya atılan toplarla Friedrich, Metzelder, Mertesacker ve Lahm dörtlüsüne çok zor anlar yaşattılar.

 

Finalde skor 1-0 ise bunda Torres’in kafa şutunun direkten dönmesi ve şampiyonanın en yaşlı futbolcusu olan kaleci Lehmann’ın turnuva boyunca en eyi maçını çıkarmasından kaynaklandı. Lehman 33 de gelen golde „El Nino“ lakaplı Torres’in vuruşunda yapacağı fazla da bir şey yoktu.

3D Animasyon

Torres'in

golü

İspanya şampiyon

Euro 2008'In

Şampİyonu

İspanya

 

Top kullanma becerisi eksik, pas trafiğinde rakipleri kadar yetenekli olmayan Alman ön liberolar Frings ve Hitzlsperger, önlerindeki, dörtlü hucum hattını yeterince besleyemedi. Bu nedenle de Schweinsteiger ve Podolski İspanyol kalesinde pozisyon bile bulamazken, Klose’ de kaybolup gitti.

 

Löw’ün yenilginin faturasını kestiği ve ikinci yarıda oyundan aldığı Lahm, tıpkı Türkiye maçında olduğu gibi defansta çok aksadı. Podolski’den de yardım alamayan Lahm sonunda Torres’in golüne engel olamadı.

 

Ballack 10.kez ikinci oldu

Michael Ballack

 

Michael Ballack

 

Maçtan çok kısa süre öncesine kadar oynayıp oynayamayacağı belli olmayan Ballack 10. kez ikinci olmanın üzüntüsünü yaşadı. Müsabaka boyunca son derece gergin olduğu gözlenen Ballack, oyun içinde insiyatif alamadı. Yaratıcı oyuncularının azlığı nedeniyle de Almanlar duran toplarla etkili olmaya çalıştı. Ancak ya İspanyol defansına ya kaleci Casillas’a takıldılar.

 

İkinci yarıda Almanya'da Teknik Direktör Joachim Löw risk alıp önce Kuranyi'yi ardından da saha içinde varlığı ile yokluğu belli olmayan Klose’nin yerine Mario Gomez'i oyuna sürdü. Ancak bu kumar kalesinde daha fazla gol tehlikesi yaşamasına neden oldu. 67 de Ramos, 68 de İniesta, 81 de Senna son vuruşlarda biraz daha dikkatli olsalar tarihi bir fark olurdu.

Diĝer Konular

 

Sonunda Almanya futbol oynamadan kaybetti. İspanyollar ise sergilediği oyunun karşılığını hak ederek aldı. Dünya futbolunun iki devinin maçında şeref tribününde bulunan Cumhurbaşkanı Horst Köhler ve Şansölye Angela Merkel üzüldü. İspanya Kralı Juan Carlos ve Başbakan José Luis Rodríguez Zapatero belki sevindi. Ama asıl kazanan futbol ve onun 23 günde yaşanan müthiş heyecanı oldu. Tabi bir de futbol oynamayı seven ve son düdüğe kadar mücadele eden Türkiyeli bir final sanırız daha keyifli olurdu.

 

Son söz hakeme

İtalyan hakem Roberto Rosetti, vatandaşı Pierluigi Collina’nın bıraktığı mirası, finalde iyi kullanamadı. En sonunda Torres’e gösterdiği kartın ardından İspanyol futbolcunun dev ekranda tekrara bak şeklindeki uyarısıyla komik duruma düştü.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.