Φ sardunyam Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2008 Çökünce artık kaşlarına bir kırk yılı kışın, Derin derin çukurlar açar o güzel çehre: Sonra gençken giydiklerine değişir bakışın, Günahın, sendeler tutunur soysuz bir değere. O zaman sorarlar: ‘Nerde o güzelliğin dupduru, El üstünde tutuğun günler nerede ışıldar?’ De ki:‘Kendi içine çöktü gözümün çukuru Lüzumsuzca bir övgüdür, duyduğum bütün ar; Güzel olabildiğincedir yapılan iltifat.’ Cevaplarsın:'Çocuğumdur adillerin adili, Bahanemi kabul görüp eder bana hep dikkat. ' Güzelliğini benden almasıdır buna delili! Yineler o her eskidiğinde dört yanını, Soğuğu duyunca görürsün o ılık kanını. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2008 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2008 Yagmuru seviyorum diyorsun, Yagmur yaginca semsiyeni açiyorsun. Günesi seviyorum diyorsun, Günes açinca gölgeye kaçiyorsun. Rüzgari seviyorum diyorsun, Rüzgar çikinca pencerini kapatiyorsun. Iste, bunun için korkuyorum, Beni de sevdigini söylüyorsun... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2008 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2008 Neden sevineceksiniz ki? Bir fetih mi kazandırdı yurduna bugün? Kimi vergiye bağlamış ta bir esiri zincire vurup getiriyor savaş arabasıyla? Sizi gidi taş kalpliden, kalın kafalıdan da beter rezil ahmaklar! Behey Roma’nın katı yürekli, gaddar insanları, Ne oldu yoksa unuttunuz mu Pompeius’u? Yüzlerce defa Nasıl da tırmanırdınız surlara, burç duvarlarına, Kulelerin, pencerelerin, bacaların diplerine yanaşır, Kucağınıza çoluk çocuğu alıp bir yere tüner, cümbür cemaat bütün gün sabırla bekler, Yüce Pompeius’un Roma sokaklarından geçişini görürdünüz. Savaş arabasını görür görmez meydanlara dökülürdünüz, Siz değil miydiniz tüm dünyayı inleten, Tiber nehrini ta diplerine dek zangır zangır titretip de, Kulaklarda müthiş bir yankı bırakan sesin sahibi? Şimdi en güzel kıyafetlerinizi giydiniz demek, Şimdi seçkin bir düğün bayram yapıyorsunuz demek, Ve işte çiçekler de saçıyorsunuz yolları üstüne demek, Pompeius’un kanı üzerinde zafer yürüyüşü yapan adamın? Defolun buradan! Evlerinize koşup da, diz çökün tanrılarınız önünde, Musibetlere uğramamak için dua edin onlara, Bu nankörlüğünüze ihsan etmeleri gerek siz yanmadan. Flavius: Var git, güzel hemşerim, bu ayıbı örtmek için, tüm fakir fukarayı bir araya getirip, hepbirlik olun da Onları Tiber kıyılarına götürün, ağlayıp sızlanın da, Irmağın yatağına, en derin yerine dek sel gibi aksın gözyaşları, Kıyılar gökleri öpecek kadar yükseklere çıksın. Nasıl da lapa oluyor bak hamurlarındaki soysuzluk, Günahkârlıklarından dilleri tutulup da buradan toz olmuşlar Sen şuradan Kaptitol’un aşağısına iniver, Ben de arkadan gelirim. Heykel meykel... İşte Ne bulursan dağıt üstlerini başlarını. Marcellius: Nasıl yapabiliriz bunu? Bildiğin gibi Luperkus bayramı da kutlanıyor. Flavius: Mesele değil; Sezar’dan hiç yadigâr kalmasın o heykellerde. Ben derhal sokaklardaki zorbaları kovacağım. Sen de böylece hepsinin yaptığı cahillikleri göreceksin. Sezar’ın gittikçe tüylenen kanatlarını yolalım, ansızın kanatlanıp enginlere süzülmeden. Olur da insanüstü bir gücü eline geçirirse, Bir köle korkaklığında yaşatır, alıkoyar bizi tez elden. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2008 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2008 "Olmak ya da olmamak, işte bütün sorun bu! Düşüncemizin katlanması mı güzel Zalim kaderin yumruklarına, oklarına Yoksa diretip bela denizlerine karşı Dur, yeter demesi mi? Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız Bitebilir bütün acıları yüreğin, Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun. Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü. Çünkü, o ölüm uykularında Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu. Bu düşüncedir felaketleri yaşanır yapan. Yoksa kim dayanabilir zamanın kırbacına? Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine Sevgisinin kepaze edilmesine Kanunların bu kadar yavaş Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine Kötülere kul olmasına iyi insanın Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken? Kim ister bütün bunlara katlanmak Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya Ürkütmese yüreğini? Bilmediğimiz belalara atılmaktansa Çektiklerine razı etmese insanları? Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi: Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor Yürekten gelenin doğal rengini. Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar Yollarını değiştirip bu yüzden Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar." -W. Shakesperare / Hamlet - Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2008 VAZGEÇTİM Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni, Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez. Değil mi ki, çiğnenmiş inancın en seçkini, Değil mi ki, yoksullar mutluluktan habersiz, Değil mi ki, ayaklar altında insan onuru, O kızoğlan kız erdem, dağlara kaldırılmış, Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru, Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş, Değil mi ki, korkudan dili bağlı sanatın, Değil mi ki, çılgınlık sahip çıkmış düzene, Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın, Değil mi ki, kötüler kadı olmuş Yemen' e Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama, Seni yalnız komak var ya, o koyuyor adama. William SHAKESPEARE Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.