VAKIT YAZARI KÜCÜK KIZA TECAVÜZDEN GÖZALTINDA!

[Φ Efendi Türkler]

Vakit yazarı küçük kıza tecavüzden gözaltında

 

VAKİT Gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez, Bursa'nın Mudanya İlçesi'nde 14 yaşındaki L.Ç.'ye tecavüz ettiği iddiasıyla gözaltına alındı.

 

78 yaşındaki Hüseyin Üzmez'in bir saat içinde adliyeye çıkarılması bekleniyor.

 

ÜZMEZ KİMDİR?

 

Hüseyin Üzmez, ilk silahlı sağ eylemcisi. 22 Kasım 1952 tarihinde, lise son sınıf öğrencisiyken, ‘‘Allah düşmanı’’ dediği Vatan gazetesi sahibi ve başyazarı Ahmet Emin Yalman'a 6 el ateş etti, ‘öldü' diye bıraktı. ‘‘Öldürmeye teşebbüs’’ suçundan 10 yıl tutuklu kaldı. Cezaevinden çıktıktan sonra lise ve hukuk fakültesini bitirdi. Özal hükümetinde Sağlık Bakanı Mehmet Aydın'ın özel müşaviri oldu. Milliyetçi Çalışma Partisi'nin genel başkan adayı oldu. Can Pazarı adlı aşk romanının aynı zamanda kahramanı olan Hüseyin Üzmez, üniversite öğrencisi ile yaşadığı aşkı romanlaştırdı.MUDANYA (Bursa), (DHA)

[Φ Efendi Türkler]

Doğan Dede’nin söyledikleri

İşte Vakit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez'in bugünkü köşe yazısı..

 

 

Burada yazacaklarımın canlı şahitleri, çok şükür hâlâ hayattalar. Şayet Sayın hemşerim Prof. İzzettin Doğan şahitlerin kimler olduğunu sorarsa, kendilerine isimler verebilirim.

 

1950’de orta okulu birincilikle bitirmiştim. DP (Demokrat Parti) iktidara geçeli altı, yedi ay kadar olmuştu.

Prof. İzzettin Doğan’nın rahmetli babası, Doğan Dede, DP Milletvekili idi. Biz çavuşoğlu Mahallesinde, Rahmetli Osman dayımın evinde, kira vermeden oturuyorduk.

 

Fakir bir aile çocuğuydum. Rahmetli anam, Malatya Mensucat Fabrikasında işçi olarak çalışırdı. Beni okutacak güçte değildi.

O zaman da bugünkü gibi Alevî kardeşlerimiz CHP’ye oy verirlerdi. Alevîlerin en ileri gelenlerinden, bir Haçuvalı Abo Dayı vardı. çocukları Hasan’la Hüseyin Kapıkıran’lar orta okulda benim sınıf arkadaşlarımdı. Abo Dayı ve hanımı Emine hala, beni öz çocuklarından ayrı tutmazlardı. Kendi çocuklarına ne alırlarsa, bana da onu alırlardı. öz teyzem Zeynep’le Abo Dayı gilden başka kimse bize sahip çıkmazdı. çoğu geceler onlarda kalırdım.

Bir gün önemli bir misafir gelecek diye, harıl harıl hazırlık yapıyorlardı. Ben eve gitmek istedim. Abo Dayı ve hanımı Emine Halam müsaade etmiyorlardı. Abo Dayı: “Gitme oğlum. Seni kıymetli bir misafirimle tanıştıracağım” diyordu.

 

İriyarı, temiz yüzlü, (O zamanki deyimimizle) Lengerli Şapkalı bir adam geldi. Büyükler omzunu, küçükler ellerini öpüyordu. Ben de öptüm.

Misafir: “Bu delikanlı da mı oğlun?” diye Abo Dayıya sordu. Abo Dayı, öz evlatlarından daha yakını olduğumu söyledi. “İnşallah duanız bereketi ila bu çocuk, ilerde çok büyük bir adam olacaktır” dedi. Lengerli Şapkalı benimle çok ilgilendi. çok güzel ve etkili konuşuyordu. Rahmetli Menderes’i övmekten de geri durmuyordu.

 

Alevîlerin Demokrat Parti’ye oy vermeleri gerektiğini ısrarla belirtiyordu. Abo Dayı, Menderes Ezanı Arapçaya çevirerek, bütün Sünnîlerin oylarını aldığından bahsetti. “Bırakın, biz de CHP’ye rey verelim” dedi. Doğan Dede bana döndü. Ne düşündüğümü sordu. Sorusuna karşılık ben de kendilerine, Menderes’in namaz kılıp kılmadığını sordum. Kılmıyormuş. İlaveten kendisinin de kılmadığını söyledi.

 

“Bana söylendiğine göre siz Peygamber soyundan geliyormuşsunuz. Başta Hz. Ali olmak üzere, bütün Sahabe, Ehli Beyt, 12 İmam ve bütün Evlad-ı Resul Namaz kılmıyorlar mıydı?” dedim.

 

“Elbette ki kılıyorlardı. Zamanla insanlar gevşedi. Muhabbetten M. doğar dediler ve Allah'ın kesin emri olan namazı terk ettiler. Ve işi muhabbete döktüler. Muhabbetsiz namazdansa. Namazsız niyazı tercih ettiler.

 

Tabiî ki bu yanlıştı. Dinde ve ibadette aslolan Allah’ı bir an dahi unutmamaktır. Ruh daima Kıbleye dönük, gönül daima secdede olmalıdır. Gerçek bir mümin için, bütün yer yüzü mescit, alınan her nefes dua, atılan her adım cihat, rızayı bari için yapılan her hareket, ibadettir.

 

Namazı terk etmenin hiçbir gerekçesi olamaz. İbadeti de ihlas ve samimiyetle yapmayan Allah’ın sonsuz rahmetine nail olamaz. Bizler günahkâr kullarız. Sadece Rabbimizin sonsuz rahmetinden ümitvarız” demişti.

 

Aradan 50 yıldan fazla zaman geçti. Söylediklerini aynen hatırlamam mümkün değil ama… Mealen böyle söylemişti. Sözleri beni son derece etkilemişti. O gece ve müteakip geceler büyük bir huzur içinde uyumuştum

 

çok değerli hemşerim, Prof. Sayın İzzettin Doğan, elini vicdanına koysun da söylesin. Kendi sözleri ile muhterem ve mübarek babasının söyledikleri zerre kadar örtüşüyor mu?

 

Derin saygılarımla…

[Φ FRAMBUAZ]

Tabiî ki bu yanlıştı. Dinde ve ibadette aslolan Allah?ı bir an dahi unutmamaktır. Ruh daima Kıbleye dönük, gönül daima secdede olmalıdır. Gerçek bir mümin için, bütün yer yüzü mescit, alınan her nefes dua, atılan her adım cihat, rızayı bari için yapılan her hareket, ibadettir.

 

Namazı terk etmenin hiçbir gerekçesi olamaz. İbadeti de ihlas ve samimiyetle yapmayan Allah?ın sonsuz rahmetine nail olamaz. Bizler günahkâr kullarız. Sadece Rabbimizin sonsuz rahmetinden ümitvarız? demişti.

 

 

Bu söylenenlerden iyi örnek çıkarmış .Tecavüzün altında yatan sebeb de olsa olsa ;allahın cennette vaddettiklerini , unutmamak adına yapılan bir uygulamadır.

[Φ Artropod]

Bu tür yayınları büyük bir şevk ile okuyup bu yazarları içine sindirenlere yazarsınız içinde ''Allah,din,iman,kafir,küffar,ezan,falan,filan'' vs. sözcükler serpilmiş basma kalıp cümleleri,takarsınız peşinize,boş bulduğunuz meydanda şımarır,dalganızı geçersiniz.

 

Bu ülkede herkes adam olmuş,köşeleri kapmış,oralardan bol bol ***** çıkarıyorlar ya,bu ülke sahipsiz ya hani(!),kimse Türklüğün ne demek olduğunu bilmez ya(!)Yazsınlar yazabildikleri kadar,cirit atsınlar ortalıklarda, araplaşmak herkesin hakkı.

 

Doğru mudur değil midir umarım ortaya çıkar,ama tecavüz etmek de o kadar kötü müdür yoluna yordamına uydurunca hani? Biliyoruz ki dinde bir tevbe eder Allah'a bağlılığınızı,kulluğunuzu ispatlarsınız,geçer bunlara göre.

 

Araplaşmadan önceki ve halen araplaşmamış olan Türklük anlayışı ile araplaşmış ve işin içinden çıkamayacak olan anlayış arasındaki ve yapılan yorumlardaki farklılıklar kimden yazar, kimden komedyen olabileceğine yönelik bir kriterdir.

[Misafir CYRANO]

Hüseyin Üzmez bu suçu işlemiş midir? İşlememiş midir? Bu yargı sürecinde açığa çıkacaktır.

 

Ancak Vakit gazetesinin konuya gösterdiği yaklaşım karşısında tiksintiyle karışık öfke duymamak mümkün değil.

 

Vakit gazetesi olayı Hüseyin Üzmez'e büyük komplo olarak duyurdu. Ve Hüseyin Üzmez'in tecavüz ettiği öne sürülen kız çocuğunu iftiraclıkla suçladı.

[Φ Efendi Türkler]

Hüseyin Üzmez bu suçu işlemiş midir? İşlememiş midir? Bu yargı sürecinde açığa çıkacaktır.

 

Ancak Vakit gazetesinin konuya gösterdiği yaklaşım karşısında tiksintiyle karışık öfke duymamak mümkün değil.

 

Vakit gazetesi olayı Hüseyin Üzmez'e büyük komplo olarak duyurdu. Ve Hüseyin Üzmez'in tecavüz ettiği öne sürülen kız çocuğunu iftiraclıkla suçladı.

sayin CYRANO' herseyden önce 14.yasindaki bir kisi iftira atmaz? atsada tutarliligi olmaz kisa zamanda aciga cikar! planli olsaydi herseyden önce herhalde 14.yasini secmezlerdi,, sonra vakit gazetesine karsi kimse böyle plan yapmaz bu plani yapacak var olan karakter onlarda.. vakit gazetesi tabiki telas icinde birseyler karalayacak özü dogrultusunda bu sekilde yazmasaydi zaten özüne ters düserdi bunlarin Ahlak anlayisi bu kadar..

 

saygilarimla

[Misafir CYRANO]

Herşeyden önce bir kişi bir suçlamayla hakim karşısına çıkarılmış ve tutuklanmış. Eğer suçlama doğru ise bir insanlık suçu. Olayın mağduru olduğu iddia edilen kız çocuğu için ise ömür boyu psikolojisini mahvedek bir olay. Ve bu kız çocuğu bir gazete tarafından iftiraclıkla suçlanıyor. Bir gazete tarafından küçük kız çocuğu komploya alet olmakla suçlanıyor. Vakit gazetesi mahkemeyi kuruyor, zanlıyı beraat ettiriyor, iddiacıyı ise iftiracı ilan ediveriyor.

[Φ Efendi Türkler]

Herşeyden önce bir kişi bir suçlamayla hakim karşısına çıkarılmış ve tutuklanmış. Eğer suçlama doğru ise bir insanlık suçu. Olayın mağduru olduğu iddia edilen kız çocuğu için ise ömür boyu psikolojisini mahvedek bir olay. Ve bu kız çocuğu bir gazete tarafından iftiraclıkla suçlanıyor. Bir gazete tarafından küçük kız çocuğu komploya alet olmakla suçlanıyor. Vakit gazetesi mahkemeyi kuruyor, zanlıyı beraat ettiriyor, iddiacıyı ise iftiracı ilan ediveriyor.

 

o gazete ne mahkemeler kurmadiiki? burdada kurmasin!

 

sonra kiz cocuklari dedik o gazete ezelden beri ufak kizlari kafayi takmistir??? öyle degilmi sayin CYRANO',, sonra o insanlık suçunu ezelden beri islemiyorlarmi..

 

 

Öğrencilere 19 Mayıs sansürü 20 Mayıs 2007 Pazar 10:04

Vakit gazetesi, 7-9 yaşları arasındaki balerin kızın etek altını da fotograflarini cekip göstermedimi daha ilgincleri bunlarin evlerinde dahi olabilir??? . yukardada 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarında öğrencilerin gösteri icin giydigi kıyafetleri "yarı cıplak" bularak, ögrencileri bu sekilde yayinlamadimi bunlarin Ahlaki nerde... nerde etek o etegin altina girmeye calismak... yukardaki vakit haberinde ufacik ögrencileri kendi dogrultusunda fotograflayip cıplak ögrenciler diye nara atmisti megerse nefsileri kabarmis kendilerine güvenleri yokmus.. kisacasi

 

Kücük kizlardan sehvetlenen ve bir badi giyen kizin fotografin pornomus gibi mosaiklestiren bu yobaz subyancilarin kimden yüz aldiklarini cok merak ediyordum??? bunlarin amaci şeriat devletine kavuşmak! herhalde hayranlik duyduklari sadece bu fotograflarla yetinmek le kalmayacaklarini? bunu 78 yaşındaki Hüseyin Üzmez' cok güzel ortaya koymustur.. evini didik etsinler neler cikacaktir!

 

 

saygilarimla

[Φ ftoyd]

Bu söylenenlerden iyi örnek çıkarmış .Tecavüzün altında yatan sebeb de olsa olsa ;allahın cennette vaddettiklerini , unutmamak adına yapılan bir uygulamadır.

Dinin kendi ile insanları karıştırdığınız sürece,dua edin de (pardon dua edecek ilahınız da yok) Atatürkçü ya da falanca ateist suç işlemesin.Tutar sizin gibi düşünür,ben de onlarla ilgili alakasız konulara bağ kurarım belki,desemde inanmayın yapmam,yapımda yok..

Bunun dışında,bu tarz bir gazete bu tarz bir yayını nasıl sunuyor,baştakiler buna nasıl göz yumuyor..Asıl sorunumuz bu..******* ve insanları bölmektir,başka adı yok bunun..

[Φ deniz_kizi]

sevgili floyd

sorun sucu kimin işlemesi degil yani sonucta vakit gazetesinin yada herhangi bir gazetenin yazarı da olabilir . sorun şu: bir insan böyle bir şeyi nasıl yapabilir?

"dua edin de (pardon dua edecek ilahınız da yok) Atatürkçü ya da falanca ateist suç işlemesin??" bu cümleni birkez daha okun lütfen! söylemek istedigimi belki anlayabilirsin

saygılar

[Φ LostsouL]

Bu olay bir haber değeri tasıyormu merak ediyorum... Bu konuyla ilgili tek bir satır yazmayan gazeteler var.. Tek bir dakika olsun yayın yapmayan tv ve radyolar var... Tahmin edin bu medya kime yakın duran medyadır?

 

vakit gazetesinin nasıl bir gazete oldugu herkezce malumdur. bu konuya verdikleri tepkide gayet dogal bence... bu adam sucluda bulunsa, cezada alsa ki ( sanırım akp hukumeti bu adam icinde bir yasal duzenleme yapıp cezasını yazlıgında tatil yaparak cekmesini saglayacaktır. cunku bunca zamandır hizmetini almıslardır bu adamın) bu gazete ve malum medya mutlaka iftira ve karalama kampanyasına bir sure devam edecektir. Taki zaman gecip unutulana kadar..

 

yargıya tasınmıs bir konu... suclumudur sucsuzmudur buna yargı karar verecek. bu bir komplomudur değilmidir bunada yargı karar verecek... ama yargıdan sonuc almadan once vakit gazetesi ve yandas medyanın yaklasımına bakarak sanırım sonucu kestirmek mumkun....

 

 

yargı tarafından aklandıkları halde bir cok kişiye camur atmaktan geri durmayanları takip eden dostlarımızın surekli olarak tekrarladıkları bir atasözümüz vardır.. BU haberi okuyunca aklıma birden o geldi.. ONlardan bu kadar sık duymasaydım onlar gibi dusunemezdim belki ama yinede paylasmak istiryorum..:)

 

' Ateş olmayan yerden duman çıkmaz..!!!!!'

 

 

Durmak Yok YOla Devam...!!!!!

[Misafir huseyinn]

Gazete haberlerine göre kızın annesi de kızını ilişkiye zorlamak suçundan tutuklanmış. Baba ve kızın şikayetiyle ortaya çıkıyor olay.

İnsanın hayvandan türediğine bir kanıt daha. Mide bulandırıyor. 77 yaşında bir adam, 14 yaşında bir kız anne zorlaması, psikolojik travma...

[Φ ftoyd]

sevgili floyd

sorun sucu kimin işlemesi degil yani sonucta vakit gazetesinin yada herhangi bir gazetenin yazarı da olabilir . sorun şu: bir insan böyle bir şeyi nasıl yapabilir?

"dua edin de (pardon dua edecek ilahınız da yok) Atatürkçü ya da falanca ateist suç işlemesin??" bu cümleni birkez daha okun lütfen! söylemek istedigimi belki anlayabilirsin

saygılar

Sevgili Deniz kızı,elbette sorun insan,ben de bunu vurgulamaya çalıştım,sanırım yanlış oldu ifadem ya da anlatamadım.Bir arkadaşımızın "Tecavüzün altında yatan sebeb de olsa olsa ;allahın cennette vaddettiklerini , unutmamak adına yapılan bir uygulamadır." sözü üzerine o cümleleri yazdım.Yani elbette bir insan Atatürkçü olup suç işlese bu Atatürkçülüğe asla leke getiremez,yine bir dindar suç işledi diye din suçlu olmaz..Sadece bunu vurgulamak istedim.Arkadaşımız tutup bu olaydan cennette vadedilene bağlama yaparsa ,ben bunu biraz sorgularım..Ne yani,şimdi huri vadediliyor diye ben de erkelere mi bişeyler yapayım.Bu tarz bir düşünce uygun olur mu sizce?

[Φ ftoyd]

Bu arada yine mesajımda eksik ve anlaşılmaz bıraktığım bir hususta;

"Bunun dışında,bu tarz bir gazete bu tarz bir yayını nasıl sunuyor"

sözüm...

Bu sözümü Efendi Türkler kardeşimin alıntıladığı 19 Mayıs için çıkan haber için kullandım,yoksa başlıktaki olay için değil..

Saygılar..

[Φ Artropod]

Mevzu konusu olan kişinin ne derece Kuran bilgisine sahip olduğu,psikolojik durumu,hurilerle ilgili ayetlerin onu motive edip etmediği pek çözülebilecek şeyler gibi görünmüyor,ancak bu kişinin katıldığı her programda demokrasiye inanmadığını,kadın-erkek ilişkilerinde eşitlik diye birşeyin saçma olduğunu üstüne basa basa ve pek de psikolojik açıdan normal olmayan davranışlar içerisinde anlattığını o programları izleyenler iyi bilir.

 

İnanıyorum ki kültürsüzlüğü kültür zanneden,ilgi çekmek için ne yapacağını şaşırmış,her aklına geleni söylemeyi erkeklik zanneden,kolay yönlendirilen,ayrıca kendisi gibileri de kolay yönlendirebilen birinin nezdinde tüm müslümanları itham etmek de bu kişiyi savunmak da bu forumdaki kimsenin niyeti dahilinde değil.Ama din itham edilemez,inananların genel anlamda yaptıkları hiçbir şekilde dini bağlamaz savı da doğrusu pek inandırıcı değil.

 

Biliyoruz ki asırlardır dindeki tevbe,kadın-erkek ilişkileri,hatta kölelik uygulaması gibi pek çok kavram tam bir açıklığa kavuşamamıştır.Özellikle tevbenin değeri ve hangi şartlarda anlamlı olacağı gibi hususlar bu konuda güçlü bilgi sahibi forumdaşlarımız tarafından açıklanırsa üzerine daha sağlıklı tartışmalar yapılabilir.Kuran'da hırsızın elleri kesilsin denip tevbe edenlerin Allah tarafından affedileceği,ama ellerinin akıbetinin ne olacağı gibi hususlar da bununla doğrudan bağlantılı.

 

Müslümanım diyen birinin güvenilirliği diğer müslümanlarca neye göre ölçülür?

 

Bir müslüman için kendisine hiçbir zararı olmayan bir dinsiz mi,yoksa kızına tecavüz etmiş ama cezasını çekip tevbe etmiş bir müslüman mı nispeten daha çok güvene layıktır?

 

Ayrıca,müslüman bayanların huriler hakkındaki samimi düşünceleri açıkça ortaya konulması gereken birşeydir bana göre.

Vakıa 35-37. ayetler,Nebe 33.ayet gibi hurilerle ilgili anlatımlara bakışları,yorumları nedir?

Bu bakire huriler müslüman bayanların hiç mi aklını karıştırmaz?

 

Belki bu tür konularda,savunma yapma güdüsü baskın çıkmasa en azından şeffaflık sağlanabilir diye düşünüyorum.

[Misafir Evren.]

Vakit yazarı küçük kıza tecavüzden gözaltında

 

VAKİT Gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez, Bursa'nın Mudanya İlçesi'nde 14 yaşındaki L.Ç.'ye tecavüz ettiği iddiasıyla gözaltına alındı.

 

78 yaşındaki Hüseyin Üzmez'in bir saat içinde adliyeye çıkarılması bekleniyor.

 

ÜZMEZ KİMDİR?

 

Hüseyin Üzmez, ilk silahlı sağ eylemcisi. 22 Kasım 1952 tarihinde, lise son sınıf öğrencisiyken, ‘‘Allah düşmanı’’ dediği Vatan gazetesi sahibi ve başyazarı Ahmet Emin Yalman'a 6 el ateş etti, ‘öldü' diye bıraktı. ‘‘Öldürmeye teşebbüs’’ suçundan 10 yıl tutuklu kaldı. Cezaevinden çıktıktan sonra lise ve hukuk fakültesini bitirdi. Özal hükümetinde Sağlık Bakanı Mehmet Aydın'ın özel müşaviri oldu. Milliyetçi Çalışma Partisi'nin genel başkan adayı oldu. Can Pazarı adlı aşk romanının aynı zamanda kahramanı olan Hüseyin Üzmez, üniversite öğrencisi ile yaşadığı aşkı romanlaştırdı.MUDANYA (Bursa), (DHA)

[024.011] [E1] Haberiniz olsun ki, o iftirada bulunanlar, sizden bir takımdır. Onu hakkınızda bir şer sanmayın! Bilakis o, sizin için bir hayırdır. Onlardan her kişiye kazandığı günah nisbetinde ceza vardır. Günahın büyüğünü yüklenene de büyük bir azap vardır.

 

[024.012] [DI] Onu işittiğiniz zaman, erkek kadın müminlerin, kendiliklerinden hüsnü zanda bulunup da: «Bu apaçık bir iftiradır» demeleri gerekmez miydi?

 

[024.013] [E1] Ona dört şahit getirselerdi ya, madem ki şahit getiremediler, o halde onlar Allah katında yalancılardan ibarettirler.

[024.014] [DI] Allah'ın dünya ve ahirette size lütuf ve merhameti olmasaydı, o kötü sözü yaymanızdan ötürü büyük bir azaba uğrardınız.

[024.015] [DI] Onu dilinize dolamıştınız. Bilmediğiniz şeyleri ağzınıza alıyordunuz. Onu önemsiz bir şey sanıyordunuz, oysa Allah katında önemi büyüktü.

[024.016] [DI] O'nu işittiğinizde: «Bu konuda konuşmamız yakışık almaz; haşa, bu büyük bir iftiradır» demeniz gerekmez miydi?

 

Evet arkadaşlar,

Bırakın müslüman bir camiadan olmasını,meseleye dini açıdan bakmasak dahi,

yinede bu bir iftiradır dememiz gerekir,

Nedenine gelince,78. yaşında bir insan, cinsel bir gücü olmazki tecavüz ede bilme,

özelliğine sahip olsun.

ilerde atılan bu iftiralar ortaya çıkacak,

ama çamur at izi kalsın, mentalitesiyle hareket edenler,

bu zaman diliminde amaçlarına ulaşmış olacaklardır.

Sonra gazetede küçük köşede ufak bir özür dileriz yanlış duymuşuz, haberin detayına inememişiz, gibi, özür yazısına rastlarız,

Yıllar önce, Hasan Celal Güzelede, buna benzer iftira atılmıştı.

Hemde Anap,tan ayrılıp yeni parti kuracağı sırada,

Gazetelerde,sekreteriyle ilişkisi var diye, oysa sonra aklandı.

Ben şahsen, bu ihtiyar bir insana yapılan iftiradir, diye düşünüyorum.

Beni bu düşünceye iten en büyük etken,

ihtiyar insanın, tanınmış bir yazar olması, müslüman dindar kimliğine sahip olması değil,

ihtiyar bir insan olmasıdır.

 

saygılar.

Evren.

[Misafir karabekir]

İlk duyduğumda bir Fadime Şahin-Ali Kalkancı-Müslüm Gündüz vakıası mı dedim.

 

Sonra 28'lik başka bir kadın girdi konuya. 5 yıllık evlilik. 23 yaşındaymış yani Hüseyin Üzmez ile evlendiğinde. Kimi televizyonlar 76 dedi kimileri 78. Ama ne derseler desinler 23 yaşında bir kadınla 70'in üzerinde bir adam evlenmişti. Bu, durum bir karine oluşturabilirdi. Neye karine, tecavüze değilse bile bu adamın genç kızlardan hoşlandığına ve "işinin bitmemiş" olduğuna.

 

O zaman bekleyebilirdik. Ben o kızın yaşı 18 olsaydı ve kendi rızasıyla Hüseyin Üzmez'le birlikte olsaydı dahi Hüseyin Üzmez'den nefret edebilecektim.

 

Öyle bir camianın içerisindesiniz, öyle bir noktadan öncülük yapmaya çalışıyorsunuz ve yaptığınız her şey hem öncülük yaptığınız camiaya hem de düşüncelerinize etki ediyor. Yani yaptıklarınızla söyledikleriniz arasında bir kolerasyon olmak zorunda. Kişilerden hareketle dine bakıldığı bir zamanda; bu adam kendinden çok islama ve ona müntesiplere zarar vermiştir.

 

Her zaman suçluluğu sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz demiştim. Her zaman tutukluluk'un suçluluk için bir karine olmadığını belirtirim. Çok fazla iftirayı da gördüm. Ama, bir mahkemenin pat diye böyle bir mevzuuda Hüseyin Üzmez'i tutuklayacağını sanmıyorum.

 

14 yaşında olması durumunda bu kız çocuğunun kendi rızasıyla dahi birlikte olması suçu ortadan kaldırmıyor.

 

2-3 tane kitabını okudum bu adamın. 14 yaşındaki kızla ilişki yaşamadığını ve 28 yaşında bir karısı olmadığını ispatlarsa belki affıma mazhar olabilir ama ispatlayamazsa en fazla ben nefret ederim...

 

İnsan eşref-i mahlukat ile esfel-i safilin arasında bir yeri işgal edermiş. Allah ıslah etsin...

[Misafir karabekir]

Ben, yukardaki yazımı yazdığımda Yenişafak Gazetesindeki aşağıdaki yazıyı görmemiştim. Gazete derken internet sitesi diyeyim. Onlarda benzer bir yaklaşımda bulunmuşlar ve hiç şık olmamış...Yani aman...

 

Yazı şu...

 

Hüseyin Üzmez tek kişilik koğuşta

 

14 yaşındaki kız çocuğuna 'taciz' iddiasıyla tutuklanan yazar Hüseyin Üzmez, can güvenliği için tek kişilik koğuşa konuldu. Olay, 28 Şubat sürecindeki Müslüm Gündüz vakasını çağrıştırdı

 

Hüseyin Üzmez tek kişilik koğuşta

İSTANBUL

 

Yazar Hüseyin Üzmez, Bursa Emniyet Müdürlüğü'nün Mudanya'da yaptığı operasyonla tutuklanmasının ardından Bursa E Tipi Kapalı Cezaevi'ne konuldu. Üzmez, burada da başka hükümlülerin saldırısına uğrayabilir gerekçesiyle tek kişilik bir koğuşa yerleştirildi. Yapılanları komplo olarak nitelendiren Üzmez'in, 'Susma hakkımı kullanacağım' diyerek ifade vermediği kaydedildi.

 

İKİ AYLIK TAKİP

 

Polisin önceki gün Mudanya'da düzenlediği operasyonda tutuklanan yazar Hüseyin Üzmez'in 'cinsel istismarda' bulunduğu iddia edilen 14 yaşındaki kız çocuğunun annesinin de iki aydır polis takibinde olduğu öğrenildi.

 

Üzmez ile birlikte tutuklanan anne L.Ç.'yi takibe alan ekipler, önceki gün kadını Mudanya ilçesi Hasanbey Mahallesi'nde yazar Hüseyin Üzmez'in evinden çıkarken farketti. Polis, L.Ç.'nin gözaltına alınmadan önce Mudanya'da bir banka ATM'sinden Üzmez'in kartıyla 350 YTL para çektiğini belirledi.

 

Mudanya İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen kadın, verdiği ifadesinde Mudanya'ya 14 yaşındaki ilköğretim okulu 8. sınıf öğrencisi olan kızı B.Ç ile birlikte geldiği ve yazar Hüseyin Üzmez'in evine gittiklerini söylediği bildirildi.

 

B.Ç.: ANNEM 'UYARIRIM' DEDİ

 

Yazar Hüseyin Üzmez tarafından cinsel istismara uğradığını söyleyen B.Ç adlı kız ifadesinde, “Hüseyin Üzmez'i uzun süredir tanıyordum. Annem daha önce onun yanında çalışmıştı. Bana yakın davranıyordu. Bu sırada bana defalarca cinsel yaklaşımda bulundu. İkaz etmesi için anneme söyledim. Annem de 'uyarırım' dedi. Ama değişen bir şey olmadı' dediği öğrenildi. Anne L.Ç.'nin de, ifadesinde “Zarar veremeyeceğini bildiğim için yalnız bırakmakta sakınca görmedim' dediği ileri sürüldü.

 

ÜZMEZ: KOMPLO

 

Bu arada küçük kızın babası B.Ç.'nin ise, olayla ilgili hiçbir bilgisinin olmadığını fakat yazar Üzmez'i uzun süredir tanıdığını söylediği belirtildi. Hüseyin Üzmez, cezaevine götürülürken olayın büyük bir komplo olduğunu söyledi.

 

Yeni bir Gündüz-Şahin vakası mı?

 

Yazar Hüseyin Üzmez'e yönelik taciz suçlamaları, akıllara 28 Şubat döneminde ardarda gelen Müslüm Gündüz, Fadime Şahin, Ali Kalkancı vakalarını getirdi. O yıllarda, Gündüz ile Şahin'in yakalandığı evin Üzmez'e ait olduğu tespit edilmişti. Son bir haftada önce Topkapı Sarayı'ndaki bir hafızın tecavüz iddiasıyla tutuklanması, ardından Tekbir Giyim'in sahibi Mustafa Karaduman'ın çok eşli olmasının gündeme getirilmesi ve son olarak ********* iddialarla dolu Hüseyin Üzmez olayı yeni bir kampanyanın başlatıldığı kuşkusunu gündeme getirdi.

 

Bakalım bakalım başka şeyler de olacak mı?

[Misafir CYRANO]

Yenişafak gazetesinin neyin kavgasını verdiğini anlamak gerçekten mümkün değil. Akdeniz üniversitesi olayında olduğu gibi bir tavır göstermiş. "Sakalı Takmaymış" şeklindeki uydurma haberle kimsenin maletmediği bir camiayı aklama derdine düşmüştü. Yani üniversitede silah patlaması, saldırıya uğrayan gençler, üniversitelerde gerilimin yükselmesi falan değilde saldırganın sakallı olması idi yenişafak için sorun olan.

 

Bu vakaya bakıyoruz. Cinsel tacize uğradığı iddia edilen kız çocuğu üzerinden komplo teorileri üretmekte Yenişafak gazetesi. Yahu bu nasıl bir mantık. Topkapı sarayında hafızlık yapan bir adam erkek çocuklarına tecavüz suçuyla tutuklanıyor. Hüseyin Üzmez küçük bir kız çocuğuna tecavüz suçuyla tutuklanıyor. Yenişafak gazetesi bunu "müslümanlara yönelik kampanya, komplo" şeklinde sunmaya çalışıyor. Açık olarak bu gazete faillerin kimliğine göre suçları değerlendiriyor. X kişisi böyle bir iddia ile tutuklansa belki bu gazete olayı "insanlık suçu" vs tarzı başlıklarla verirdi. Vakit gazeteside her zamanki gibi "bakın laik toplumda neler neler oluyor" a getirirdi. Ama zanlılar Hüseyin Üzmez ya da topkapı sarayı hafızı olunca "müslümanlara yönelik komplo" oluyor. Yahu ayıptır doğru olduğu ortaya çıkarsa hiç utanmıyacak mısınız? Ömürleri boyunca bu yüzden psikolojik travma yaşıyacak çocuklar var ortada. Onu geçtim sizin çocuğunuz olsa böyle mi davranırdınız?

 

Vakit'i boşver. Yenişafak yandaşlığı ve ideolojisinin ötesinde kaliteli yazarları barındıran bir gazete. Bu kadar çirkin bir tavrı nasıl gösteriyor.

 

Artı bilen vardır bilmeyen vardır. Çocuklara cinsel taciz, tecavüz iddiaları olunca çocukları bu konuda uzman polisler psikolog nezaretinde sorgular. zanlının vucuduyla ilgili sorular sorarlar. Veyahut zanlı hakkında mağdurun ancak taciz fiili gerçekleştiyse bilebileceği şeyleri sorarlar. Bunuda bırakalım, uzmanlar çocuğun yalan söyleyip söylemediğini bile kısa sürede anlarlar.

 

Bu Yenişafak gazetesinin ikinci "sakalı takmaymış" vakası.

 

olayın gösterdiği eğer mahkeme tutuklamaya yetecek kadar bulguya rastlamışsa ve ortada hata yoksa. Çocuğun ailesi Hüseyin Üzmez'den para alıyor ve bunun karşılığın çocuklarının tacize uğramasına sessiz kalıyorlar. Görünen bu.

[Φ suheda]

Bundan yıllar önce bir arkadaşım bana bir kitap tavsiye etti,"bir çeşit biyografi,yazar kendi Necip Fazıl,ve Osman Yüksel Serdengeçti ile olan hapishane anılarını anlatmış"dedi bir Necip Fazıl fanatiği olarak kitabı hiç düşünmeden aldım okudum müthiş bir kitabtı yer,yer gülerek ve bazende gözlerim dolarak,o büyük şairlerin insani yönlerini ve zaaflarını..yazarın adını ilk kez o zaman duymuştum Hüseyin Üzmez..

Sonrasında bir iki kitabını daha okudum,arkasından bir döneme damgasını vuran aczimendi şeyhi ve güzel müridinin aşk hikayesinde ev sahibi olarak karşımıza çıktı..

Şimdide bu af edilmez çirkin ötesi olayla,basından takip ettiğim kadarı ile (günahı vebali yazanın boynuna) işin içerisinde küçük kızında annesinin olduğu,beni olay içerisinde en çok etkileyen kısım bu..

Bir anne maddi çıkar için çocuğunu gözden çıkartabilirmi?

Aklım almıyor karşındaki insanın sapık eğilimleri olduğunu bile,bile zamanı ve mekanı ayarlayarak çocuğunu ona teslim etmek ve durumdan rahatsız olan çocuğuna "sabret"diye tembihte bulunmak,kendini savunmak içinde (bugünkü milliyette)"Üzmez ile cinsel birliktelik yaşadığımda erkekliğinin uyanmadığını, kızıma bir zarar veremeyeceğini bildiğimden Üzmez’in kızım ile birlikte kalıp kendini tatmin etmesine bir nevi göz yumdum"..diye açıklamada bulunmak..Özrü kabahatinden büyük peki ne için?Para için,bu mazeretmi?

Para nasıl birşey ki insan kendi çocuğunu bu uğurda feda edebiliyor?

Bülent Ersoy'la evlenen genç delikanlının(adı Armağandı yanılmıyorsam) anneside böyle birşeyler söylemişti tam olarak hatırlamıyorum ama yaklaşık şöyleydi"aralarında karı koca ilişkisi yok ama ben asla ayrılmalarından taraf değilim"26 yaşlarında genç bir delikanlı 60 yaşlarında erkektende dönme bir kadın!!! ve bu evliliğe aralarında hiç birşey olmadığını söyleyip destek veren bir anne ne için?Para..

1,5 yaşındaki bebek olayına girmeyeceğim bile hepiniz biliyorsunuz zaten,peki ya onun annesi?

Ben onu bunu bilmem bu insanların işlediği suçların ceza yaptırımı az,cezaların ağırlaştırılıp olayın içerisinde ki anne ve babalarından suçu işleyenle aynı şekilde yargılanmaları sağlanmalıdır..

Türkiyede zaten tecavüz suçunun çok büyük bir caydırıcılığı yok,buda sapıkların işine yarıyor maalesef..

Özellikle söz konusu olan çocuklarsa ya müebbet hücre cezası yada idamdan başka bir şey tanımıyorum...

[Φ ftoyd]

Ayrıca,müslüman bayanların huriler hakkındaki samimi düşünceleri açıkça ortaya konulması gereken birşeydir bana göre.

Vakıa 35-37. ayetler,Nebe 33.ayet gibi hurilerle ilgili anlatımlara bakışları,yorumları nedir?

Bu bakire huriler müslüman bayanların hiç mi aklını karıştırmaz?

Bakire el değmedik anlamına gelir ve erkeğinde bakiri olur,onun dışında Huri adı üstünde Huridir.Daha önce defalarca foruma taşıdığım gibi,arapçada bayan,kız,kadın anlamlarına gelen bir çok kelime mevcuttur.Ama Hurinin kadın ya da erkek olduğuna dair en ufak bir kanıt yoktur,tıpkı meleklerinin cinsiyeti ya da yaratışılışı hakkında şahitliğimiz yani bilgimiz olmadığı gibi.Dönüp dolaşıp mevzuyu bir de tomurcuk göğüs olayına getirirseniz ,şimdiden söyleyim,ordaki kelimenin de Arapça dil bilimcileri tarafından(meallerde kullanılan halk arası çeviri değil),bir sıfat olarak göz alıcı ,muhteşem anlamında karşımıza çıktığı görülür.Aynı kelime tepe anlamında da kullanılıyor,bu yüzden zamanla kız çocuklarının göğsü yeni oluşmaya başlayıp tepe gibi göründüğünde ,halk arasında bu ismi almıştır ya da bunun gibi bişey işte..

Müslüman bir bayanım ve dilerim evleneceğim insan beni İslamda ileri taşıyabilecek,Kuran ve Kutsal Kitaptaki kuralları hayatına yansıtabilmiş bir mümin olur..Öyle ki bayan olarak hakkım olan yani dinle bana tanınan o güzel kolaylıkları yaşayabileyim..

Saygılar...

[Φ politika]

Bir insanin dinci ateist yazar veya sanatci olmasi o insanin suc isleyemiyecegi anlamina gelmez,her insanin zayif bir yani vardir ve o zayif yani ilk firsatta ortaya cikar ve sahibini zor durumlarda birakir bazilarinida suca iter.

Simdi yapilan yorumlara baktigimda araya ayetler sokulmus ve Hüseyin Üzmez'in sucsuzlugunu ayetlerle ispat etme yolu secilmis,veya birileride komplo diyip cikmis isin icinden,Fadime Sahin olayina inilmis,yani kisacasi yarginin sonucunu beklemeden Hüseyin Üzmez hakkinda beraat karari cikarilmis.Yeni Safak Vakit,Zaman Milli Gazete ,Bugün bunlar ayni tencereye oturan gazetelerdir bu nedenle adamlarina sahip cikmalari gayet dogaldir.Ayni durum bir Atatürkcünün basina gelseydi görürdünüz koparilacak kiyameti,herneyse,Hüseyin Üzmezde sonucta bir insandir,yasli olmasi ona iftira atildigi anlamina gelmez ve insanlar yasli oldugunda taciz edemez diye bir kaidenin oldugunuda ilk defa duyuyorum yasli insanin parmagi ve eli vardir heralde?,iftira atildi demekle komplo demenin bir farki yoktur,ikiside birseylerin inkari demektir.Bizim böyle durumlarda akliselim olarak düsünüp yazmamiz gerekirken,ya direk olarak sucluyor yada Kuran'i, ya Üzmez'in ait oldugu siyasi görüsü kullanip komplodur diye temize cikarmaya calisiyoruz.Bekleyelim görelim,Yargi sadece Ergenekon icin yoktur,böyle olaylari aydinlatmakta yarginin görevidir.

 

saygilarla

[Misafir aslan34]

***********

keşke fazıl say denen arkadaş bu ülkeyi daha ciddi nedenlerle terk etmek isteseydi, mesela ilk aklıma gelen insan malzemesi açısından gördügümüz ucuzluk, hatta bedavalık...

 

saygılar

 

not; bu ülkeyi yönetmek o kadar basit ki....

[Φ Artropod]

Evet arkadaşlar,

Bırakın müslüman bir camiadan olmasını,meseleye dini açıdan bakmasak dahi,

yinede bu bir iftiradır dememiz gerekir,

Nedenine gelince,78. yaşında bir insan, cinsel bir gücü olmazki tecavüz ede bilme,

özelliğine sahip olsun.

saygılar.

Evren.

 

 

Sayın Evren,biliyorsunuz ki,verdiğiniz ayetlerdeki olay Muhammed'in bir mucize gösterip çözememiş olduğu,kendi ailevi sorunuyla ilgili olan,hanımına yapılan zina iddiasıdır.Bunu herşeyi bilen Allah da bir türlü çözemediğinden,Muhammed çareyi hüsn-ü zanı tavsiye etmekte bulmuş,bir yandan da muhtemeldir ki içi içini yemeye devam etmiştir.

Bu olayı sayın tonton ihtiyar yazarımıza getirmek,ola ki tecavüz etmediği ispatlansa bile,sanırım müslümanların dahi kolay kolay kabullenemeyeceği birşeydir.

78 yaşında birisinin tıp bu kadar ilerlemişken tecavüze yeltenecek kadar cinsel gücü olamayacağı iddiası da büyük ihtimalle bu yazara dahi tebessüm ettirir.

[Φ Artropod]

Bakire el değmedik anlamına gelir ve erkeğinde bakiri olur,onun dışında Huri adı üstünde Huridir.Daha önce defalarca foruma taşıdığım gibi,arapçada bayan,kız,kadın anlamlarına gelen bir çok kelime mevcuttur.Ama Hurinin kadın ya da erkek olduğuna dair en ufak bir kanıt yoktur,tıpkı meleklerinin cinsiyeti ya da yaratışılışı hakkında şahitliğimiz yani bilgimiz olmadığı gibi.Dönüp dolaşıp mevzuyu bir de tomurcuk göğüs olayına getirirseniz ,şimdiden söyleyim,ordaki kelimenin de Arapça dil bilimcileri tarafından(meallerde kullanılan halk arası çeviri değil),bir sıfat olarak göz alıcı ,muhteşem anlamında karşımıza çıktığı görülür.Aynı kelime tepe anlamında da kullanılıyor,bu yüzden zamanla kız çocuklarının göğsü yeni oluşmaya başlayıp tepe gibi göründüğünde ,halk arasında bu ismi almıştır ya da bunun gibi bişey işte..

 

 

Sayın Ftoyd,özgün islami yorumlarınız her zamanki gibi ilgi uyandırıcı.

 

Ama düşünmeden edemiyorum,

diyelim ki bir Avustralyalı müslüman olmaya karar verdi,Kuran'ın ingilizcesini aldı,hurilerle ilgili ayetlerdeki tomurcuk gibi göğüsleri okuyunca islam hakkındaki düşünceleri hafiften sarsılıverdi.Siz de hemen koşup dediniz ki: ''Hayır kardeşim,arapçada şu şu sözler bu manaya da bu manaya da çekilebilir.Bakire aynı zamanda bakirdir,tomurcuk göğüslü de muhteşem demektir.''

Bu durumda o Avustralyalı aklı başında biri ise size demeyecek midir: ''Hani bu kitap evrenseldi?Anlayabilmek için yanımda Arapça Deyimler Sözlüğü mü taşıyayım,yoksa okurken yanımda sizi mi bulundurayım?''

 

Ayrıca merakımı tazelemek istiyorum:

 

Müslümanım diyen birinin güvenilirliği diğer müslümanlarca neye göre ölçülür?

 

Bir müslüman için kendisine hiçbir zararı olmayan bir dinsiz mi,yoksa kızına tecavüz etmiş ama cezasını çekip tevbe etmiş bir müslüman mı nispeten daha çok güvene layıktır?