Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

SIMPLE FUTURE TENSE (WILL / BE GOING TO)


Freyja

Önerilen İletiler

  • Admin--

SIMPLE FUTURE TENSE (Gelecek Zaman)

Simple Future Tense, gelecekte olacak eylemleri anlatmak için kullanılır. Simple Future Tense'in WILL ve BE GOING TO olmak üzere iki yardımcı fiili vardır. BE GOING TO önceden tasarlanmış ve yapılmasına karar verilmiş olayları; WILL ise önceden tasarlanmadan yapılan işleri anlatmakta kullanılır.

simple_future_tense.png



AFFIRMATIVE: OLUMLU CÜMLE
(WILL)


Subject (Özne) + WILL + Verb 1 (Fiilin 1. hali)

Kısaltılması: I WILL = I'LL - YOU WILL = YOU'LL - HE WILL = HE'LL........

I will finish my work in a few hours. (Ödevimi bir kaç saat içinde bitireceğim.)
You will go to Istanbul tomorrow. (Sen/Siz yarın İstanbul'a gideceksin.)
The train will leave the station at 11:00. (Tren saat 11'de istasyondan ayrılacak) (The train = IT)
Jim will eat lunch at 12:00. (Jim öğle yemeğini saat 12'de yiyecek.) (Jim = HE)
Dont worry, everything will be all right. (Merak etme, herşey iyi olacak / düzelecek.)
We'll be successful. (Biz başarılı olacağız.)
They'll be there at 6 o'clock. (Onlar saat 6'da orada olacaklar.)


AFFIRMATIVE: OLUMLU CÜMLE
(BE GOING TO)


Subject (Özne) + AM / IS / ARE GOING TO + Verb 1 (Fiilin 1. hali)

Kısaltılması: I AM GOING TO= I'M GOING TO - YOU ARE GOING TO= YOU'RE GOING TO - HE IS GOING TO= HE'S........

I am going to write the letter. (Mektup yazacağım.]
You are going to go to Paris next summer. (Gelecek yaz Paris'e gideceksin / gideceksiniz.)
He is going to wash the car. (Arabayı yıkayacak)
She's going to meet her boss. (Patronuyla görüşecek.)
We're going to be friends. (Arkadaş olacağız.)
They're going to make a meeting. (Toplantı yapacaklar.)



INTERROGATIVE: OLUMSUZ CÜMLE
(WILL)


Subject (Özne) + WILL NOT (WON'T) + Verb 1 (Fiilin 1. hali)
Özellikle konuşma dilinde WON'T kullanılması önerilir.

I will not see Tom this morning. (Bu sabah Tom'u görmeyeceğim.)
He won't come to work today. (Bugün işe gelmeyecek.)
They will not go to the cinema this weekend. (Bu hafta sonu sinemaya gitmeyecekler.)
Jane won't play basketball tomorrow. (Jane Yarın basketbol oynamayacak)
We will not come to their party. (Biz onların partisine gitmeyeceğiz.)


INTERROGATIVE: OLUMSUZ CÜMLE
(BE GOING TO)


Subject (Özne) + AM / IS / ARE + NOT + GOING TO + Verb 1 (Fiilin 1. hali)

I am not going to learn Japanese next year. (Gelecek yıl Japonca öğrenmeyeceğim.]
You aren't going to meet Jane tonight. (Bu gece Jane ile buluşmayacaksın / buluşmayacaksınız.)
He isn't going to spend his vacation in Hawaii. (Tatilini Hawaii'de geçirmeyecek.)
We aren't going to go to school tomorrow. (Yarın okula gitmeyeceğiz.)
They're going to mary next winter (Onlar gelecek kış evlenecekler.)



QUESTION: SORU CÜMLESİ

OLUMLU SORU CÜMLESİ
(WILL)


WILL + Subject (Özne) + Verb 1 (Fiilin 1. hali)

Will I see you again? (Seni tekrar görecek miyim?)
Will You get up early tomorrow morning? (Yarın sabah erken kalkacak mısın?]
Will the dinner be ready in a few minutes? (Yemek bir kaç dakikaya hazır olacak mı?)
Will she be at home tomorrow night? (Yarın gece evde olacak mı?)
Will they buy a birthday gift for Sally. (Onlar Sally için bir doğum günü hediyesi alacaklar mı?)


OLUMLU SORU CÜMLESİ
(BE GOING TO)


AM / IS / ARE + Subject (Özne) + GOING TO + Verb 1 (Fiilin 1. hali)

Am I going to study English? (Bugün İngilizce çalışacak mıyım?)
Are you going to call me later? (Beni sonra arayacak mısın?)
Is the teacher going to give a test next lesson? (Öğretmen gelecek ders için bir test verecek mi?)
Are we going to stay at home this weekend? (Bu hafta sonu evde kalacak mıyız?)
Is the teacher going to give a test next lesson? (Öğretmen gelecek ders için bir test verecek mi?)
Are they going to play tennis this year? (Bu yıl tennis oynayacaklar mı?)



OLUMSUZ SORU CÜMLESİ
(WILL)


WON'T + Subject (Özne) + Verb 1 (Fiilin 1. hali)


OLUMSUZ SORU CÜMLESİ
(BE GOING TO)


AM NOT / ISN'T / AREN'T + Subject (Özne) + GOING TO + Verb 1 (Fiilin 1. hali)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Admin--

FUTURE TENSE NERELERDE VE NASIL KULLANILIR?

 

İngilizce’nin basit gelecek zaman( Simple FutureTense) anlatımlarında “will” ve “ be going to olmak üzere iki farklı yapı vardır. Bu yapılar bazen biribirlerini yerine kullanılabilmelerine rağmen, çoğu zaman oldukça farklı anlamlar da verebilirler. Bu anlam farklılıkları önceleri çok soyut ve anlaşılmaz gibi gözükseler de, zaman içinde yapılacak çalışmalar ile bu ayrım oldukça basit gelir. "will" and "be going to" yapılarının her ikisi de gelecekte belirli bir zamanı gösterirler.

 

 

1- Using “will” to express a voluntary action / willingness

(Gönüllü olunan bir eylemi anlatmak için "will" kullanılması / Gönüllülük)

 

Kişilerin bir eylemi başkası için gönüllü olarak, kendi istekleri ile yapmaları, bir yardım isteğine ya da ihtiyacına karşılık vermeleri üzerine olan durumlar “will” ile ifade edilir. Bu amlamda “be going to” yapısı kullanılmaz. Aşağıdaki cümlelerdeki eylemler planlanmış gelecek zaman eylemleri değillerdir.

 

A: I'm really hungry. (Gerçekten çok açım.)

B: I'll make some sandwiches. (Sana biraz sandviç hazırlıyım.)

 

A: I'm so tired. I'm about to fall asleep. (Çok yorgunum. Uyumak üzereyim.)

B: I'll get you some coffee. (Sana biraz kahve getiriyim.)

 

A: The phone is ringing. (Telefon çalıyor.)

B: I'll get it. (Ben bakarım.)

 

 

2- Using “will” in promises.

(Söz vermek için "will" kullanılması)

 

"Will" genellikle söz verirken kullanılır.

 

I will call you when I arrive. (Varınca seni ararım.)

I promise I will not tell him about the surprise party. (Söz veriyorum. Ona sürpriz parti hakkında hiçbirşey söylemeyeceğim.)

 

 

3- Decisions taken at the moment of speaking - on the spot decisions

(Konuşma anında alınan karaları anlatmak için)

 

I'm hungry. I will cook something to eat. (Acıktım, Yemek için birşeyler pişireceğim.)

 

 

4-Actions / Predictions which may(not) happen in the future or actions which we cannot control and will inevitably happen

(Kontrolümüz dışında gelişecek, sonlanacak olumlu veya olumsuz eylem ve durumlar anlatmak için)

 

He will probably pass his exams. (O, sınavlarından büyük olasılıkla geçecek.)

 

 

5-things we are not yet sure about or we haven't decided to do yet

(Henüz karar verilmemiş , emin olunmayan bir konu hakkında konuşurken)

 

Perhaps I will move house. (Belki evi taşıyacağım)

 

 

6- Using “be going to” to express an future plan.

(Bir plandan bahsederken "be going to" kullanılması)

 

"Be going to" ile kulurulan gelecek zaman cümlelerinde birinin gelecekte, belirli bir zamanda, bir eylemi gerçekleştirmeye niyeti olduğu ya da bunu planladığı ifade edilir. Başka bir deyişle gelecekte yapmaya daha once karar verdiğimiz, planlanmış eylemlerden bahsederken "be going to" yapısı kullanılır.

"Be going to" yapılacak bir eylemin planlanmış olduğunu belirtir.

 

He is going to spend his vacation in Hawaii. (Tatilini Hawai'de geçirecek.) (Daha uzak zaman için planlanılan bir eylem)

We are going to meet each other tonight at 6:00 PM. (Bu gece 6'da buluşacağız.) (Yakın zaman için planlanılan bir eylem)

 

A: Who is going to make John's birthday cake. (John'un doğumgünü pastasını kim yapacak?)

B: Sue is going to make John's birthday cake. (John'un doğungünü pastasını Sue yapacak.)

 

 

7- Using “be going to” and “will” to express predictions.

(Tahmin yürütürken "Will" veya "Be going to")

 

"Will" ve "be going to" gelecekle ilgili tahminde bulunurken kullanılabilir. Eğen tahminimizi destekleyen çok açık bir kanıt varsa "be going to" kalıbı tercih edilir. Bazı durumlarda her iki kullanım da tercih edilebilir.

 

The year 2003 will be a very interesting year. (2003 yılı çok ilginç bir yıl olacak.)

The year 2003 is going to be a very interesting year. (2003 yılı çok ilginç bir yıl olacak.)

 

It will rain. (Yağmur yağacak)

It's going to rain. (Yağmur yağacak.)

Not: Eğer gökyüzü kara bulutlarla doluysa ve yağmurun yağacağı kesin gibiyse "going to" kullanılır.

 

 

ÖNEMLİ BİLGİ:

 

Yukarıda verilmiş örneklerden de anlaşılacağı üzere; özellikle "Will" Future Tense'li cümleleri Türkçeye farklı şekillerde çevirebiliriz. Bu değişim tamamıyla cümleyi kuran kişinin niyetine bağlıdır.

 

I will go to Italy. (İtalya'ya gideceğim.)

I will bring you an asprin. (Sana bir asprin getiriyim.)

I will open the door. (Kapıya ben bakarım.)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Admin--

SIMPLE FUTURE TENSE YERİNE KULLANILABİLEN DİĞER TENSE'LER

 

Future Tense yerine kullanılabilen iki zaman vardır. Bunlardan birisi Present Continuous Tense (Şimdiki Zaman), diğeri de Simple Present Tense (Geniş Zaman)' dir.

Present Continuous ve Simple Present ile yapılan gelecek zaman cümlelerinin normal kullanımlarından ayırt edilmesi için Zaman İfadeleri (Time Expressions) büyük önem taşımaktadır. Kullanılan zaman ifadelerden yola çıkarak cümlenin şimdiki bir zamandan mı, yoksa gelecekten mi bahsettiğini anlayabilir ya da geniş zamanlı bir cümle mi, gelecek zamanlı bir cümle mi olduğuna kolaylıkla karar verebiliriz.

 

 

TIME EXPRESSIONS (FUTURE TENSE İLE KULLANILAN ZAMAN İFADELERİ)

 

Tomorrow: Yarın

Tonight: Bu gece

Next week / month / year: Gelecek hafta / ay / yıl

In two / three etc. days: İki / Üç hafta içinde

The day after tomorrow: Öbür gün, Yarından sonraki gün

Soon: Yakında

In a week / month etc.: Bir hafta / ay içinde

 

 

 

1- USING PRESENT CONTINUOUS FOR FUTURE (Gelecek için Şimdiki Zamanın Kullanılması)

 

Bazen gelecek zamandan bahsederken Present Continuous Tense kullanılır. Bu kullanımda anlam, “be going to “ yapısı ile tamamen aynıdır. Geleceğe yönelik kesin bir plan, karar ya da niyet belirten cümlelerde Present Continuous Tense kulanılabilir. "Go", "come", "arrive", "stay", "leave” fiileri Present Continuous Tense’in gelecek zaman ifadelerinde sıklıkla kullanılır. Bu fiiler kesin planlar ifade ederler. Gelecekte planlanmış seyahat ifadelerinde kullanılan, "fly", "walk", "ride", "drive", "take" ( a taxi, a bus etc.) gibi fiiller de Present Continuous Tense’de kullanılırlar.

 

SÖZLÜK

 

Go: Gitmek

Come: Gelmek

Arrive: Varmak, Ulaşmak, Yetişmek, Gelmek, Dönmek

Stay: Kalmak

Leave: Bırakmak, Terketmek

Fly: Uçmak

Walk: Yürümek

Ride: (Bisiklet, motosiklet vb.'ne) Binmek, ata binmek

Drive:(Araba) Sürmek / Kullanmak

Take a taxi / bus etc.: Taksi / Otobüs vb. ile gitmek.

 

Bill is coming to the meeting tomorrow. (Bill yarın toplantıya geliyor.)

Bill is going to come to the meeting tomorrow. (Bill yarın toplantıya gelecek.)

 

We are flying to Istanbul tonight. (Biz bu gece İstanbul'a uçuyoruz.)

We are going to fly to Istanbul tomorrow. (Biz bu gece İstanbul'a uçacağız.)

 

They are playing football this afternoon. (Bu öğleden sonra futbol oynuyoruz.)

They are going to play football this afternoon. (Bu öğleden sonra futbol oynayacağız.)

 

I am leaving home tomorrow morning. (Yarın sabah evden ayrılıyorum.)

I am going to leave home tomorrow morning. (Yarın sabah evden ayrılacağım.)

 

ÖNEMLİ BİLGİ:

 

İlk bakışta birinci cümlelerin ŞİMDİKİ ZAMAN (Present Continuous); ikinci cümlelerde ise GELECEK ZAMAN (Future Tense) olduğu sanılabilir. Fakat ŞİMDİKİ ZAMAN (Present Continuous) cümleleri içinde kullanılan "yarın" (tomorrow), "bu gece" (tonight), "yarın sabah" (tomorrow morning) gibi ZAMAN İFADELERİ'ne (Time Expressions) dikkat edilirse cümlenin gelecek zamanda yapılacak bir eylemden bahsettiği kolaylıkla anlaşılacaktır.

 

 

 

2- USING SIMPLE PRESENT FOR FUTURE (Gelecek için Geniş Zamanın Kullanılması)

 

Gelecek için kullanılan Simple Present (Geniş Zaman) kalıbı, gelecekte belirli bir takvim ya da zaman tablosuna bağlı olarak, düzenli bir şekilde yapılmakta olan eylemlerden bahasederken kullanılır. Simple Present ‘in gelecek zaman ifadelerinde oldukça sınırlı sayıda fiil kullanılmaktadır. "Arrive", "leave", "start", "begin", "end", "finish", "open", "close", "be".

 

SÖZLÜK

 

Start: Başlamak, Başlatmak

Begin: Başlamak, Başlatmak

End: Bitirmek, Sona ermek, Son vermek

Finish: Bitirmek, Sona erdirmek, Tamamlamak

Open: Açmak

Close: Kapamak

Be: Olmak

 

 

The bus leaves the station at 7:45 tomorrow morning. (Otobüs yarın sabah 7:45'te istasyondan ayrılacak)

The restaurant opens at 19.30 tonight.. (Restaurant bu gece saat 19:30'da açılacak)

His new job starts next Friday. (Onun yeni işi gelecek hafta başlayacak)

There is an English exam at 14.00 next thursday. (Gelecek perşembe saat 14:00'da sınav olacak)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 yıl sonra...
  • 1 yıl sonra...

neresi komik bunların

 

tongue.png

 

yani gulme beklentini dilbilgisi platformunda mi tatmin etmeyi umuyodun

 

SIMPLE FUTURE TENSE İLE GÜLELİM

 

dendi diye biggrin.png

 

belli ki karikaturize edilmis olarak orneklendirilmis cumlelerle tebessum ettirme kasti var : ::

 

 

 

komiklik icin ; ben guldum siz de gulun basligina gir ; )

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...
  • 2 hafta sonra...

arkadaşlar paylaşım için teşekkürler. Gayet açıklayıcı ve güzel fakat boyle kendi başımıza olacak gibi değil. Sürekli birşeyleri atlıyormuşum gibi hissediyorum. :) Son çare yurtdışı da olmayınca eğitim şart dedik evdekilerle kursa yazdırılmama karar verdik. Araştırma derken Dilko English ile görüştüm ve sundukları kampanya ve eğitim sistemleri okadar cazip ve eğlenceliydi görüşmek için gittiğimde çoktan kayıt olmuştum :D şimdi intermediate seviyesindeyım kısmet diğer aşamalara :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...

Ingilizce de ayni zaman bunyesinde iki farkli kullanim vardir.

 

Birincisi birinci tekil sahis I ile ilgili kullanimdir.

 

Ikincisi "going to" kullanimidir.

 

Bilindigi gibi zaman olarak yardimci filler shall ve will olarak belirlenmistir.

 

Bu acidan shall kullanimi dilbilgisi kurali olarak birinci tekil sahis, I ve birinci cogul sahil we de gecerlidir.

 

Yalniz shall yardimci fiili kullaniminin baska bir icerigi daha vardir.

 

Ornekleyelim.

 

I will go

 

I shall go

 

Buradaki ana fark; bir yerde will kullaniminin, gitme fiiline kattigi bir iceriktir.

 

I shall go da ise gitme fiiline katilmis bir icerik yoktur ve gitme fiili olumlu bir icerigi direk algi olarak icermemektedir.

 

Bir cesit "I may go" icerigindedir.

 

Diger sekilde "going to" kalibi; kalip olarak zamansal temelde present continuous tense i cagristirsa da gelecek zaman icin kullanilir.

 

Burada dikkat edilmesi gereken cumle yapisinin gelecek degil de simdiki zaman gibi algilanmasi ve de "going to" daki "going" kullaniminin, bir fiil olmamasi ve cumlenin kendi fiilinin olmasidir.

 

Yani bir cesit, going to=will/shall icerigindedir.

 

Simdicumlemizi yazalim.

 

I am going to go.

 

Goruldugu gibi, simdiki zamani iceren yardimci fiil am kullanilmis ve fiil olarak ta go kullanilmistir.

 

Anlam farki ise gelecek olmanin kesinligidir.

 

Yani bir cesit " I must go" icerigindedir.

 

Yani gitmek eylemi kisinin kendi keyfi karari degil; onun gitmesini gerektiren bir durum mevcuttur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...
  • 1 ay sonra...
  • 1 ay sonra...
  • 2 hafta sonra...
  • 2 hafta sonra...
 

Going to ve will future tense İngilizce öğrenen herkesin sıklıkla karıştırdığı iki zamandır. Aslında her ikisi de gelecek zaman için kullanılır, fakat iki zaman arasında belirgin farklar vardır.

Kısaca, going to önceden kararlaştırılmış veya olmasına kesin gözüyle bakılan işler için kullanılır.
Will ise konuşma anında, o anda karar verilen işleri anlatmada kullanılır. Bunu bir örnekle açıklayalım.

Adam televizyon izlerken oğlu geliyor ve şöyle diyor;

- Dad, can you help me with my homework? (Baba, ödevime yardım edebilir misin?)
- No, I can't. I am busy now. I will help you later. (Hayır edemem. Şimdi meşgulüm. Sana sonra yardım ederim.)

Bu ilk diyalogda adam yardım etmeye konuşma anında karar verdiği için will kullanıyor.

Şimdi de aşağıdaki biraz daha farklı diyaloğu okuyun.

- Dad, can you repair my bicycle? (Baba, bisikletimi tamir edebilir misin?)
- No, I can't. I am going to help Mary this afternoon. I'll repair your bicycle tomorrom. 
  (Hayır edemem. Öğleden sonra Mary'ye yardım edeceğim. Bisikletini yarın tamir ederim.)

Bu diyalogda ise ilk cümlede konuşmacı going to kullanıyor. Biz de Mary'ye yardım etme sözünü daha önce verdiğini anlıyoruz. İkinci cümlede will kullanıyor çünkü oğluna yardım etme kararını o anda veriyor.

Will ve Going To Future Tense Kullanımındaki farklar aşağıda detaylı olarak açıklanmıştır.

► Bir iş gönüllü olarak yapılacağı zaman "will" kullanılır. Bu gönüllü eylem konuşan kişinin karşısındakine yaptığı tekliftir.

A: I'm really hungry.  (Gerçekten çok açım.)
B: I'll make some sandwiches. (Sana biraz sandviç hazırlıyım.)

A: I'm so tired. I'm about to fall asleep.  (Çok yorgunum. Uyumak üzereyim.)
B: I'll get you some coffee. (Sana biraz kahve getiriyim.)

A: The phone is ringing.  (Telefon çalıyor.)
B: I'll get it.  (Ben bakarım.)

 "Will" genellikle söz verirken kullanılır.

- I will call you when I arrive. (Varınca seni ararım.)

- I promise I will not tell him about the surprise party. (Söz veriyorum. Ona sürpriz parti hakkında hiçbirşey söylemeyeceğim.)

► Going to Future Tense bahsedilen eylemin daha önceden planlanmış olduğunu belirtir.      

- He is going to spend his vacation in Hawaii. (Tatilini Hawai'de geçirecek.)

- We are going to meet each other tonight at 6:00 PM. (Bu gece 6'da buluşacağız.)

A: Who is going to make John's birthday cake. (John'un doğumgünü pastasını kim yapacak?)
B: Sue is going to make John's birthday cake. (John'un doğungünü pastasını Sue yapacak.)

► "Will" ve "Going to" gelecekle ilgili tahminde bulunurken kullanılabilir. Eğen tahminimizi destekleyen çok açık bir kanıt varsa "be going to" kalıbı, yoksa "will" kalıbı tercih edilir. Bazı durumlarda her iki kullanım da tercih edilebilir.

- The year 2009 will be a very interesting year. (2009 yılı çok ilginç bir yıl olacak.)
- The year 2009 is going to be a very interesting year. (2009 yılı çok ilginç bir yıl olacak.)

- It will rain. (Yağmur yağacak)
- It's going to rain. (Yağmur yağacak. Eğer gökyüzü kara bulutlarla doluysa ve yağmurun yağacağı kesin gibiyse "going to" kullanılır.)

DİKKAT!

Özellikle "Will" Future Tense'li cümleleri Türkçeye farklı şekillerde çevrilebilir. Aşağıdaki örneklere bakınız.

- I will go to Italy. (İtalya'ya gideceğim.)
- I will bring you an asprin. (Sana bir asprin getiriyim.)
- I will open the door. (Kapıya ben bakarım.)

Kısaca söyleyen kişinin niyetine bağlı olarak anlam da değişir. 
  
TIME EXPRESSIONS IN FUTURE TENSES 

Time expressions zaman belirten ifadelerdir ve İngilizce'de her zaman için farklı ifadeler kullanılır. Özellikle sınavlarda cümlenin hangi tense olduğunu anlamak için time expression'ların bilinmesi çok önemlidir. 
 
- next year/month/week/saturday (gelecek yıl/ay/hafta/Cumartesi)
- tomorrow (yarın)
- soon (yakında)
- in two minutes/four weeks (iki dakika/dört hafta içinde) 
- 5 minutes later (5 dakika sonra)

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.