Misafir birce Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2008 Gıdalardaki inanılmaz hileler Tükettiğimiz gıda maddelerinde yapılan inanılmaz hileler, dudak uçuklatıyor. Gıdalardaki hileler, denetimsizlik insanların her gün biraz daha zehirlenmesine yol açıyor. Neler yapılmıyor ki; Fıstık yerine bezelye, taze tavuk yerine kireç, kıyma yerine bulgur, biber yerine boya yiyiyoruz. Gıda Yüksek Mühendisi Filiz Çalıştıran, gıdadaki hilelerin genel amacının maliyeti düşürmek, daha fazla kar olduğu belirtiyor ve uyarıyor: "Bu hileler sadece ucuz gıdalarda değil, pahalı gıdalarda da çok sık uygulanıyor." Hileli gıda maddelerinde birçok kanserojen ürün katıldığına dikkat çeken Çalıştıran'ın anlattığı hileleri okuyunca çok şaşıracaksınız. Zeynep GÜÇLÜCAN ~~~ ...1.Zeytinyağına pamuk yağı karıstırılıyor. ...2. Küf tutmuş ve bayatlamış peynirler, eritilerek eritme paynir haline getiriliyor. ...3. Bayat tavuklar camaşır suyu ile beyazlatılarak piyasaya sunuluyor. ...4. Tereyağına patates ve margarin karıştırıliyor. ...5.Leblebi tozuna tuz, fıstık tozuna ise bezelye ve boya karıştırılıyor. ...6. Salam ve sosise tavuk derisi, bağırsağı ve taslik karıştırılıyor. ...7. Yoğurdu daha katı hale getirmek icin büyük baş hayvanların yağından elde edilen toz halindeki jelatin ku- laniliyor. Halka bu yoğurt köy yoğurdu diye satılıyor. ...8.Dönerin icine tavuk sakatatı ve öğütülmüş tavuk bacağı katılıyor. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2008 ..9. Sütün öz yağı alınarak, katıyağ ile karıitırilıyor. Böylece, yağlı süt imaji veriliyor. ..10 . Son kullanma tarihi gecmiş sucuklar, yeni yapılan sucukların icine karıştırılarak yeniden imal ediliyor. ..11. Sucuğn icine cöpe atılması gereken akciğer parcaları konuluyor. ..12. Kırımızı bibere kiremit tozu karıştırılıyor ..13. Karabibere renk alması icin kanserojen boya katılıyor. ..14.Ufalanmış peynir birleştirilip yeniden kalip peynir yapılıyor. ...15. Ekmege karbonat katılarak beyazlastırılıyor. ..16. Beyaz peynire kirec katılarak parlak beyaz olması sağlınıyor. Bence heryer de bu sekil de yazildigi gibi degil dir... en azindan umut ediyorum ben kahvemi iceyim... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ bursercan Gönderi tarihi: 13 Nisan , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 13 Nisan , 2008 bu ne ya ıgrencler. ama bırceye katılıyorum her yerde boyle degıldır. bende gıdıp nohut leblebımı yıyeyım Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ godzilla Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2008 17-tavuk döner diye martı döner yıllar önce olmuştu. martıyı nasıl yakalıyosa abiler vapurda simit atarken simdin içine kancamı takıyorlar acaba?(yaparlar hiç şaşırmayın) Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ sedelina Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2008 evet gıda üzerıne eğitim almış kardeşimde o kadar şey anlattıki,sayesınde sadece sebze ile beslenır oldum..sosıs ve sucuğun en kalıtelı markalarında bıle tavuk ayağının öğütülmüşü bılmem neler var demişdi..özellıkle de hazır çorba ve bulyon tarzı şeylerın çok zararlı olduğundan bahsetmışdı..resmen kazık yıyoruz,sonuçda kireç atılıyomuş oda bır nevı kazık Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 3 Kasım , 2008 ..9. Sütün öz yağı alınarak, katıyağ ile karıitırilıyor. Böylece, yağlı süt imaji veriliyor. Süt ve süt ürünlerinde ölümcül hile! Süte, un ve nişasta katılarak daha yağlı görünmesi sağlanıyor. Sütte yapılan bu akıl almaz hileler ölüme götürüyor. İşte temel besin sütün bilinmeyenleri... Gözümüzü açar açmaz tanıştığımız süt ve süt ürünleri, 7'den 70'e herkesin vücudu için gerekli olan bütün besinleri barındırıyor. Büyüme ve gelişmenin temel yapı taşını oluşturuyor, içerisinde kalsiyumun yanı sıra, potasyum, fosfor ve protein bulunuyor. Ancak, yapılan akıl almaz hilelerle, büyümenin temeli süt ve süt ürünleri öldürücü bile olabiliyor. Süte un ve nişasta karıştırıldığını söyleyen Medical Park Göztepe Hastanesi Diyetisyeni Hülya Çağatay, süt ve süt ürünlerinde yapılan hilelerin, besin zehirlenmelerinin en önemli nedeni olduğunu, yapılan hilelerin ölümlerle sonuçlanan rahatsızlıklara bile sebep olduğunu söyledi. BAKTERİLER YOK OLUYOR Diyetisyen Hülya Çağatay, akıl almaz hileleri ise şöyle sıraladı: * Sütü daha yağlı kıvamda göstermek için un ve nişasta katılıyor. * Bakteriyel faaliyeti önlemek için formaldehit, borik asit, hidrojen peroksit gibi bakteri öldürücü özellikte maddeler katılıyor. Bu maddeler zararlı bakterileri yok ederken yararlı olanları da yok ediyor. * Ayrıca sütün uzun süre kesilmeden kalabilmesini sağlamak amacıyla bir diğer başvurulan hile yöntemi ise çoğunlukla sütün pişirilmesi oluyor. RENGİNE DİKKAT EDİN * Eğer sütün renginde morarma varsa ya da kokusu keskinse muhakkak bozuktur. * Sütün hileli olup olmadığını vatandaşın anlaması oldukça zor. Fakat sütün içine su karıştırıldığında rengi açılır, kokusu ve tadı değişir. Tüm bunlardan üründe hile olup olmadığını, ayırt etmeye çalışabiliriz. Ancak her ne olursa olsun tam olarak emin olabilmeniz mümkün değildir. Uzun ömürlü süt almayın Dr. Hülya Çağatay: Pastörize günlük süt tüketin. Uht sütleri yani kutudaki uzun ömürlü sütleri ve pazarlarda satılanları önermiyoruz. Çünkü, cam şişedeki günlük sütte insan vücudu için yararlı olan bakteriler bulunmakta. Bu bakteriler uht sisteminde yaşamaz. Günlük sütten yoğurdunuzu, hatta yine aynı sütten çok sağlıklı olan ve kalsiyum içeriği yüksek olan çökeleğinizi de kendiniz yapabilirsiniz. Kapaklara dikkat! Paketli ürün alacaksanız, en çok dikkat edilmesi gereken husus, ürünün kapağının bombe yapmış olmaması ve kutuların hava yapıp şişmiş olmaması. Şişme, koku gibi durumlar mikroorganizma üremiş olduğunu gösterir. Yılda 12 litre tüketiyoruz Peynir ve süt pazarı hakkında bilgi veren Türkiye, Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Erdal Bahçıvan, şunları kaydetti: 3 Türkiye'de kişi başı ambalajlı süt tüketimi 6 yılda 2'ye katlandı. 3 Ambalajlı süt pazarı yıllık yüzde 9 büyüyor. 3 Yıl sonunda toplam ambalajlı süt pazarının 978 milyon litre olacağı öngörülüyor. Bir bu kadar daha açıkta süt satıldığı tahmin ediliyor. 3 Türkiye'de yıllık süt tüketimi yaklaşık 12 litreyken, Avrupa'da bu rakam 3 katı civarında. Ambalaj açılmazsa 4 ay taze kalıyor Ülker Gıda ve İçecek Grubu Başkanı Mehmet Tütüncü, günlük 2 bin 100 ton üretim kapasitesi ile Türkiye'nin ve komşu coğrafyanın en büyük süt ve sütlü ürünler üreticisi olduklarını söyledi. Tütüncü, ambalajlı ürün tercih edilmesini ve paketlenen sütün, ambalajı açılmazsa 4 ay tazeliğini koruduğunu kaydetti. Ülker Gıda ve İçecek Grubu Başkanı Mehmet Tütüncü, günlük 2 bin 100 ton üretim kapasitesi ile Türkiye'nin ve komşu coğrafyanın en büyük süt ve sütlü ürünler üreticisi olduklarını söyledi. Tütüncü, ambalajlı ürün tercih edilmesini ve paketlenen sütün, ambalajı açılmazsa 4 ay tazeliğini koruduğunu kaydetti. Aklınızda bulunsun... Kaynayınca besinler ölüyor * Diyet sütlerin besin değeri daha mı azdır? Gıda Güvenliği Derneği (GGD): Hayır, değildir. Diyet sütlerde yağ miktarı azaltıldığı için daha düşük kalorilidir. * Hayvanların aldığı hormonlu yemler sütü etkiler mi? GGD: Evet, etkiler. Fakat Türkiye ve AB'de hormon kullanımı yasaktır. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Kalıntı İzleme Sistemi kapsamında düzenli olarak numuneler alıp analizler yaparak hayvan yemlerinde hormon kullanılıp kullanılmadığını tespit eder. * Laktik asit insan sağlığına zararlı mıdır? GGD: Hayır değildir, süt asiti olarak da bilinir. Her insanın vücudunda oluşan tabii bir organik bileşiktir. * Sokak sütü ne kadar süre kaynatılmalıdır? GGD: Kaynatma yöntemiyle sütün içindeki tüm bakteriler yok edilemediği için kesin bir süre vermek mümkün değildir. Aksine kaynatma yöntemi sütün besin değerinin azalmasına da neden olmakta. (Takvim) Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 26 Ocak , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 26 Ocak , 2009 ...15. Ekmege karbonat katılarak beyazlastırılıyor. Ekmekteki katkı maddeleri Bunlar migrenden, alerjiye hatta kansere kadar birçok rahatsızlıklar oluşturabilen maddelerdir. GİMDES Genel Başkanı Dr.Müh. Hüseyin Kami BÜYÜKÖZER ekmekte bulunan katkı maddelerini internet sitesinde açıkladı. Büyüközer'e göre ekmeğe katkı maddelerinin konulma sebebi şöyle; "Hamurun asidini arttırmak, Bayatlamayı geciktirmek, Ekmek hatalarını ve hastalıklarını düzeltmek, Su kaldırma oranını yükseltmek, Hacim artışı sağlamak, un rekoltesini yükseltmek vs gibi amaçlar için katkı maddeleri kullanılmaktadır." Bugünkü Katkılı Ekmek Ürünlerinde Kullanılabilen Katkı Maddeleri: Enzimler, E 300 Askorbik Asit(C vitamini), Bitkisel Yağlar, Emülgatörler(E 471-E477 Mono- ve digliseridler ve modifiye edilmiş formları), E 282 kalsiyum propiyonat, E 281 sodyum propiyonat, E 262 Sodyum diasetat, sirke, E 260 asetik asit, E 280 propiyonik asit, E 202 potasyum sorbat, E 200 sorbik asit, E 202 potasyum sorbat ve E 203 kalsiyum sorbat, E 283 potasyum sorbat, Şekerler (Sakaroz,Maltoz,Fruktoz,glukoz), E170 kalsiyum karbonat, E332 Potasyum sitrat, E481 Sodyum stearol-2-laktilat,E422 Gliserol (gliserin) "Ayrıca, Daha beyaz görünen un elde etmek için, E928 benzoil peroksit ve E924 potasyum bromat gibi kanserojen ve alerjik maddeler beyazlatıcı olarak, E920 Sistain gibi insan saçından ve domuz kılından üretilen ve hacım artırıcı olarak kullanılan katkı maddeleri de söz konusudur." Bu Katkı Maddelerinin açılımı ise şöyle: E170 kalsiyum karbonat: Hem renklendirici hem mineral tuz; kaya minerali veya kemikten elde edilir; diş macunu, beyaz boya, temizleme tozları, bisküvi, ekmek, kek, dondurma, dondurulmuş konserve sebze ve meyvede ve ilaçlarda kullanılır; yüksek dozlarda zehirlidir; safra, böbrek taşı, hemoroid, kabızlık ve fistül kanamalarına sebep olabilir. Ayrıca kemikten elde edilmesi ihtimali bu katkı maddesini en azından şüpheli hale getirir. E 471-E477 Mono- ve digliseridler ve modifiye edilmiş formları: Homojenleştirici . Bitkisel ve hayvani kökenli olabilir.Bitkisel kökenden türetilirse, helâldir. Hayvani unsurlardan türetilirse, şüphe arzeder. Eğer, eti helâl ve kesimi islâmi usulle yapılmış hayvani yağlardan türetilmiş ise helâl kabul edilir. E 280 propiyonik asit, E 281 sodyum propiyonat, E 282 kalsiyum propiyonat, E 283 potasyum sorbat: Koruyucu olarak kullanılır. Migren ağrılarına sebep olabilir; doğal olarak mayalanmış gıdalarda, insan teri ve geviş getirenlerin sindirim organlarında bulunur, ayrıca suni olarak etilen, karbon monoksit, propiyonaldehit, doğal gaz, mayalanmış kağıt hamuru veya çürümüş lif bakterisinden elde edilir; yaygın olarak ekmek ve un mamullerinde kullanılır. E 200 sorbik asit, E 202 potasyum sorbat: Koruyucu olarak kullanılır. Bitkisel kökenlidir. Ciltte kaşıntıya sebep olabilir E420 sorbitol: Kıvam artırıcı,suni tatlandırıcı ve nem tutucu; etli ve zarlı kabuksuz meyvelerden veya sentetik olarak glukozdan elde edilir; gıda,ilaç ve kozmetiklerde kullanılır.Bebek ve küçük çocuk gıdalarında kullanmak yasaktır. E422 Gliserol (gliserin): Kıvam artırıcı,tatlandırıcı ve nem tutucu, yağlı renksiz alkol;hayvansal veya bitkisel yağların alkalilerle ayrışması sonucu elde edilir; petrol ürünlerinden ve bazen propilenden sentetik olarak veya şekerden mayalanarak da elde edilir; büyük miktarlar baş ağrısı, susuzluk, bulantı ve yüksek kan şekerine sebep olabilir. Hayvan kökenli olması ihtimali göz önünde tutulmalıdır. E920 Sistain: Un işleme ajanı. İnsan saçı, başta domuz olmak üzere hayvan kılı ve tavuk tüyünden elde edilir E924 potasyum bromat: Un işleme ajanı.Büyük miktarlarda bulantı, kusma, diyare ve sancılara neden olabilir. E928 benzoil peroksit: Un işleme ajanı. unun beyazlaması için kullanılır. Alerjik geçmişi olanlar sakınmalıdır. Büyüközer, " Bunlar migrenden, alerjiye hatta kansere kadar birçok rahatsızlıklar oluşturabilen maddelerdir. Uygulamada ise bu katkı maddeleri bu isimleri ile değil ticari isimleri ile alınır satılır ve kullanılır. Örnek vermek gerekirse, S500, Soft'r, Acti-Plus, Hydra, Joker, Pantera vs gibi ticari isimlerle satılan bu ürünlerin içerikleri incelendiği zaman bir çok katkı maddesini kombine ettiği görülür. Kullanıcı firma bu maddelerin içerikleri ile de pek ilgilenmez. Ayrıca fırınlarda bu katkı maddelerini hamura katacak eğitilmiş elemanların yetersizliği sebebi ile ekseriya limit aşımı tehlikesi de söz konusu olmaktadır. Bugün üretici ve satıcı istekleri, gıdanın ilk günkü tazeliğini koruyacak şekilde, gıdaların raf ömrünün artırılması yönünde olmaktadır. Buna karşılık gıdanın raf ömrünü artırmak amacıyla ürünlere ilave edilen katkı maddelerine karşı ise kimi tüketicilerin gittikçe artan haklı çekinceleri bulunmaktadır. Ancak ister paketli olsun, ister paketsiz satılsın çoğu ekmeklerde kullanılan katkı maddelerinin detay bilgileri yer almamaktadır. Bu da tüketiciyi zor durumda bırakmaktadır. Halbuki etiket bilgileri hem yasal olarak, hem etik olarak tüketicinin en tabii hakkı olmak zorundadır. Ancak, bu sonuçta tüketicinin bilinçsizliği ve ilgisizliği, üreticinin bencilliği ve resmi kurumların denetimsizliği müştereken rol oynamaktadır. " şeklinde konuştu. Peki ne yapacağız? Güvendiğimiz Market veya Fırından Katkısız Ekmek İsteyelim "Tarım ve Köyişleri Bakanlığının yeni tebliğinde Ekmeğe, herhangi bir katkı maddesi katılmaz ise etiket üzerinde ekmek adı ile birlikte "katkısız" ifadesi kullanılır." şeklinde bir düzenleme getirmiştir. O halde öncelikle çevremizde katkısız ekmek üreten fırınları araştırmalıyız. Bulduktan sonra iyice sorgulamalıyız. Çünki maalesef ülkemizde üreticilerden doğru bilgi almak ekseriya zor olmaktadır. İyice emin olduktan sonra katkısız ekmek tüketmeliyiz." Sofralarımızdan beyaz ekmeği kaldırıp, yerine kepekli ekmeği ikame edelim. Kepek ekmeğin neden tercih edilmesi gerektiğini, uzmanlar şöyle açıklamaktadır: "Buğday, sağlık açısından yararlı olan B2 ve B6 vitaminleri ile niyasin, folik asit, demir ve çinko içeriyor. Bu maddelerin daha çok yoğunlaştığı kısım olan buğdayın dış kabuğu, un yapımı sırasında ayrıştırılıyor ve bu yüzden ekmeğin besin değeri düşüyor. Bu nedenle, beyaz ekmek yerine kepek ekmeğinin tercih edilmesi daha sağlıklıdır" Şeker hastaları, kilo sorunu olanlar, mide ve bağırsak rahatsızlığı çekenler tarafından daha çok tercih edilen kepek ekmeğin herkes tarafından tüketilmesini öneriyoruz. gıdaraporu. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 31 Mart , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 31 Mart , 2009 ..10 . Son kullanma tarihi gecmiş sucuklar, yeni yapılan sucukların icine karıştırılarak yeniden imal ediliyor. ..11. Sucuğn icine cöpe atılması gereken akciğer parcaları konuluyor. Ucuz sucuğun etiketinde 'dana eti' yazıyor ama... Son dönemde tavuk-hindi eti karışımlı sucuk, salam ve sosis gibi et ürünlerine ilgi artıyor. Bu ürünler, tümüyle dana etinden üretilenlere göre yüzde 50-60 daha ucuza satılıyor. Karışım ürünlerin üzerinde genellikle 'Yüzde 80 dana, yüzde 20 tavuk etinden imal edilmiştir' ibaresi bulunuyor. Merdivenaltı (kaçak) üretim yapan firmaların ise etikette yazılanların aksine tavuk-hindi eti oranını çok daha yüksek tuttuğu öne sürülüyor. Tüketicinin bu yolla kandırıldığını iddia eden bazı sektör temsilcileri, karışımlı sucuğun yasaklanmasını, bunun yerine ya tümüyle dana ya da tümüyle beyaz etli üretime izin verilmesini istiyor. Bazı şirketler ise düşük gelirli kesimlerin de sucuk-salam yiyebilmesi için karışımlı ürünlere ihtiyaç duyulduğunu ifade ediyor. Karışım etli ürünlerin sağlık açısından herhangi bir zararı yok. Türkiye'de resmi verilere göre yılda yaklaşık 70 bin ton sucuk satılıyor. Merdivenaltı üretim yapan firmalarla birlikte aslında sucuk tüketiminin çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Tüketilen sucuğun yüzde 40'ını dana etli, yüzde 60'ını ise karışım ürünler oluşturuyor. Altınkaya Et ve Et Mamulleri Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cahit Altınkaya, karışım etli sucuğa sıcak bakmıyor. Altınkaya'ya göre sucuk ya yüzde 100 dana ya da yüzde 100 tavuk-hindi etinden üretilmeli. Cahit Altınkaya, merdivenaltı firmaların 3 liraya salam, sucuk, sosis sattığına dikkat çekerek, "Tüketicinin, kırmızı et 16 lira iken 3 liraya satılan sucuğu sorgulaması lazım." diyor. Kayarlar Grup Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Kayar ise Tarım Bakanlığı'nı karışım et ürünleriyle ilgili yeterli denetim yapmamakla eleştiriyor. "5 bin 500 gıda denetmeniyle bu işin çok sağlıklı yürümeyeceği ortada." diyen Kayar, Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) olarak karışımlı ürünlerdeki oranlar konusunda tüketiciyi aldatan firmalara müsaade etmeyeceklerini aktarıyor. Tüketicinin sucuk alırken içerik bilgilerine dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan Danet Et ve Et Ürünleri Genel Müdürü Said Uluçay da şu uyarıda bulunuyor: "Mukayese yapıldığı zaman piyasada bazen şaşırtıcı fiyatlar görülüyor. Üzerinde yüzde 90 dana eti yazan sucuğun fiyatı 5 lira. Tüketicinin, alırken bunu göz önünde bulundurması lazım." Polonez Satış ve Pazarlama Müdürü Andaç Günsoy da karışımlı sucukların kaldırılmasından yana. Sucuk ve sosisin tek tip etten üretilmesi gerektiğini vurgulayan Günsoy, "Üretim yaparken daha az dana, daha fazla tavuk kullanabilir. Bunun belli bir düzene oturtulması lazım." eleştirisini yapıyor. 'Karışıma da ihtiyaç var' Aytaç Gıda Yatırım San. ve Tic. AŞ Genel Müdürü Murat Erdem ise karışımlı ürünlerin üretilmesinde herhangi bir sıkıntı olmadığını belirterek, "Önemli olan, bir ürünün hangi şartlarda üretildiğidir. Etiket bilgilerinin içeriğine uygun olup olmadığına bakılmalı." açıklamasını yapıyor. Kendi beyaz et üretim tesislerindeki hammaddeyi kullandıklarını söyleyen Erdem, "Büyük ve kamuoyunda tanınan entegre tesislerde herhangi bir sorun yok. Problem, ne olduğu belli olmayan merdivenaltı üretimde." uyarısında bulunuyor. Erdem, ülkenin ekonomik yapısı gereği daha ucuza satılabilen karışımlı sucuğa da ihtiyaç duyulduğunu kaydediyor. Laboratuvarda bile anlaşılamıyor 'Merdivenaltı' yöntemle çalışan bazı sucuk-salam üreticilerinin etiketlerine 'yüzde 80 dana eti kullanılmıştır' yazmasına rağmen kırmızı et oranını yüzde 20-30'a kadar düşürdüğü belirtiliyor. Söz konusu ürünlerin tadı ise fazla katılan baharatla dengeleniyor. Tek tip etten üretilmeyen sucuktaki karışım oranı tam olarak tespit edilemiyor. Türkiye'deki laboratuvarlarda karışım olduğu belirleniyor, fakat oranı ölçülemiyor. Bu yüzden tüketicilere et ürünlerini güvenilir markalardan ve mağazalardan almaları tavsiye ediliyor. Tavuk üreticisinin umudu piknikçide Uzun süredir maliyetinin altında satış yapan beyaz et sektörü, piknik mevsiminin gelmesiyle rahat nefes almaya başladı. Beyaz et kesimhane fiyatları, geçen ocak ayından beri yaklaşık 1 lira arttı. Bütün tavuğun marketteki fiyatı 7,5, budun 9,5, kanadın kilosu da 9 liraya çıktı. Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçılar Birliği Genel Sekreteri Yüce Canoler, 2007 Kasım ayından beri zararına çalışan sektörün son bir iki haftadır kâr etmeye başladığını söyledi. Canoler, "Kilosunu 3 lira 10 kuruşa mal ettiğimiz bir tavuğu 2 liraya sattığımız dönemler oldu. Nihayet fiyatlar şimdi 4 liranın üzerine çıktı." dedi. Öte yandan kanatlı eti alanında entegre üretim yapan 7 firma, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Sağlık ve Tüketici Genel Müdürlüğü'nden işlenmiş kanatlı eti ihracatı için gerekli izinleri aldı. Bu firmalar 29 Mart tarihinden itibaren Avrupa ülkelerine ihracata başlayacak. AB'ye açılan ihracat kapısının sektörü hareketlendirmesi bekleniyor. Ayrıca önümüzdeki günlerde Rusya'dan bir heyet de Türkiye'ye gelecek 'tavuk ihracatı' konusunda görüşmelerde bulunacak. Eğer anlaşma sağlanırsa bu ülkeye de kanatlı eti ihracatı yapılacak. Türkiye, tavuk eti üretiminde dünya on yedincisi. Sektör, 2008 yılında 87 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2009 . . ...15. Ekmege karbonat katılarak beyazlastırılıyor. Ekmekteki katkı maddeleri . . Ekmekle ilgili o iddia doğru çıktı "Ekmek insanı akılsız yapar" lafı bilimsel olarak kanıtlandı. Karbonhidrata dayalı Atkins diyetinin beyni küçülttüğü ortaya çıktı. Ayrıca bu diyete devam edenlerin Alzheimer hastalığına yakalanma riskleri de artıyor. Amerikalı bilim adamları yüksek karbonhidrat tüketimine dayalı Atkins diyetinin beyni küçülttüğünü ortaya çıkardı. New York'ta bulunan Mount Sinai Tıp Merkezi'nde yapılan araştırmaya göre zengin karbonhidrat diyeti yapanların beyninde diğer diyet yapan insanlara göre yüzde 5 civarında bir daralma gerçekleşiyor. Yüksek karbonhidrat beynin hafıza bölümünün gelişmesini engelliyor. Bu daralmanın sonucunda Alzheimer gibi hastalıklar başgösterebiliyor. Uzmanlar Alzheimer hastalığına yakalanma riskini azaltmak isteyenlere Akdeniz diyetini öneriyor. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Aries Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 21 Ekim , 2009 Ne yiyeceğimizi şaşırdık..hangisi katkısız, hangi markaya güvenebiliriz düşünür olduk.. Bazı gıda maddelerini yemediğim için seviniyorum..zeytinede siyah görünmesi için katkı maddesi ekleniyor bunu yeni duydum.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.