Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Kemalizm'e felsefi bir yaklaşım...


Altinay

Önerilen İletiler

Kemalizm'e felsefi bir yaklaşım...

Kemalizm akıl ve bilim'i temel alan o günlerdeki etkin felsefi akım olan pozitivist felsefeyle temellenmiştir.

Günümüzde felsefi akımlar, akıl ve bilim'i değil. "İnsan Felsefesi"ni temel almaktadırlar. Akıl ve bilim'le bakış açısının dar olduğu ve İnsanı temel alan felsefelerle eklektik yaklaşımlar oluşmuştur.

Bu yaklaşımların merkezinde Humanizm vardır. Pozitivizmi temel alan yaklaşımdan "Türk Humanizmi"ni(Suat Sinanoğlu) temel alan felsefeler üretmeliyiz. Atatürk Milliyetçiliğine dayalı yeni Kemalist yaklaşım oluşmaktadır.

İnsana bilimle değil değerleriyle yaklaşan yeni "İnsan Felsefesi" Türk'ün en yüksek değeri olan vatan sevgisi ve binlerce yılda temel değeri haline gelmiş ordu-millet felsefesiyle giriş yaparak diğer değerlerimizi de yapılandırarak yeni insan felsefesinde açılımlar sağlayabiliriz...

İnsan felsefesinin kurucusu Max Scheler'dir ve Nietzche gibi önemli bir temsilcisi dünyadaki yeni felsefenin oluşumunda öncü rolü oynamaktadırlar...

Bizde ise rahmetli Takiyettin Mengüşoğlu, "İnsan Felsefesi" adlı kitabında ve sağlığında yetiştirdiği öğrencileri ile bir özgün bir ekol oluşturmaktadır...

Türk Humanizmini temel alan felsefesiyle Türk milleti bölgesel ve küresel, Avrupa Birliği tarzı oluşumlarla insanlığa hizmette ırkçı olmayan öncü rolünü üstleneceğine inanıyorum...

İnancımızı felsefeyle temelendirirsek, binlerce yıl sonrasına kalıcı Türk varlığını devletlerin yıkılması ve kurulmasıyla kesintiye uğratmadan devam ettirebiliriz...

saygılar hürmetler....

Mustafa Altınay

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

''Kökü mazide olan ati'' ne maziyi tamamıyla bugüne taşıyacağız ne de maziyi dışlayıp mazisiz bir ati oluşturmaya çalışacağız.Önce biz kimiz onun farkına varacağız,kim olduğumuzu kabul ettikten sonra kendimizden hareketle ati oluşturacağız ama bunu ilkesel bağlamda dahi bugün kabul etmiyor bir kısmımız ati oluşturalım derken hep başka bir maziyi yaşıyoruz.

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

''Kökü mazide olan ati'' ne maziyi tamamıyla bugüne taşıyacağız ne de maziyi dışlayıp mazisiz bir ati oluşturmaya çalışacağız.Önce biz kimiz onun farkına varacağız,kim olduğumuzu kabul ettikten sonra kendimizden hareketle ati oluşturacağız ama bunu ilkesel bağlamda dahi bugün kabul etmiyor bir kısmımız ati oluşturalım derken hep başka bir maziyi yaşıyoruz.

 

MUHABBETLE...

 

Size öyle geliyordur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 yıl sonra...
  • 1 yıl sonra...
  • 1 ay sonra...

Peki Türk'ün hangi değerlerine yaklaşılacak bu öngördüğünüz girişin ardından; yine öztürkçü bir yaklaşım mı sergilenecek yoksa Müslüman kimliğiyle barışılacak mı???

 

:zorro:

 

Türklerin müslümanlaşması Türk tarihinin bir dönüm noktasıdır. Buna felsefeci gözüyle bakarsam ki alanım o, herkes kendi alanında konuşmalı bence, Türk medeniyeti, medeniyet tarihinde müslümanlıkla felsefileşmiş medeniyet olmuştur. Felsefileşmiş medeniyet nedir. Bir medeniyetin binlerce yıl sonrasına bir düşünce geleneğiyle  akmasıdır. Türkler tarih boyunca yüzlerce devlet kurmuşlardır. Dünyada en çok devlet kuran millet olmuşuz, hala da devletler kurmaya devam ediyoruz. Medeniyetin felsefileşmesi demek onun elastikiyeleşmesidir. Yani bir cetceli düşünün biraz zorlanınca kırılıyor ama kauçuk bir cetvele üç düğümde atsanız kırılmaz. Duruma ve ortama göre yaşamını devam ettirebilme. Mutasyona uğrayabilme. Felsefe her şey gibi devrederek tarihte yol almıştır. Sümerlerden başlıyarak günümüze gelmiştir. Bu makale yeni bir mutasyona uğramamız gerektiğini söylüyor. Cumhuriyet kurulurken ki Türk tarihinin yeni bir mutasyonudur. Üç ilke üzerine kuruldu hatta Osmanlı yıkılırken dört ilke vardı, Osmanlıcılık, Türkçülük, İslamcılık ve Batıcılık. Osmanlı yıkılınca Osmanlıcılık da gitti, şimdi yeni Osmanlı diyorlar ama ne derece olur bilemem.Geriye üç ilke kaldı. Bu da tarih boyunca Türklerin edindikleri iki felsefeye ek olarak batıcılığın eklenmesidir yani Önce Türk felsefesi vardı sonra Türk ve İslam felsefesi oldu ki yeterli olmadığı için osmanlı yıkıldı. Türk, İslam ve batı felsefelerinin üçlü sentezi cumhuriyetimizin felsefesidir. Önce Türklük lokomotifti, sonra müslümanlık lokomotif oldu, şimdi ise batı felsefesi yani laiklik lokomotif... sorun nasıl laiklik.... laiklik

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Nasıl laiklik diye bir soru olmaz. Horoz deyince herkes ne dendiğini bilir. Kedi deyince kimse bir sürüngen türü zannetmez. Belli olan şeylerin tanımını istemeye gerek yoktur.

 

Laiklik en geniş anlamıyla hiç bir dogmatik veriyi baz almamak, yalnızca ve yalnızca bilimin ışığında yürümektir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

laiklik halk arasındaki anlamıyla felsefi anlamı karıştırılıyor. Kelime sığ kalıyor. Laiklik bir medeniyet dairesidir. Batı medeniyeti dairesidir. Batı medeniyeti dairesi nedir, akıl medeniyeti dairesidir. Tarih aklını kullananlar ve kullanamıyanlar arasında akmıştır. Akli olandan uzaklaşanlar medeniyet meşalesini bırakmışlardır. Müslümanlar Farabi ve İbni Sina döneminde akli bir felsefe yürüttükleri için müslümanların dünya egemenliğinin yolunu açmışlardır ama Gazali Farabi ve İbni Sinayı kafir ilan edince duyguları aklın önüne geçirince aklını kullanan batı medeniyeti dünya egemenliğni geri almıştır. Laik geniş anlamıyla akıl medeniyeti dairesidir. Bu tarihsel süreç bin senesinde olmuştur ama Osmanlı bindokuzyüzde yıkılmıştır yani felsefi süreç bin yılı bulabilmektedir. Cumhuriyet ya da devletimiz laik medeniyetimiz bin yıl sonrasına kalabilirse hatta bu bin yıl içindeki yeni akli yaklaşımları görebilir yeni mutasyonları öngörebilirse ancak var olabiliriz. Felsefi söylemlerin geçerliliği bin yıl sonra belli oluyor. Bu gün Farabi, İbni Sina ve Gazaliyi niye konuşuyoruz, onlar felsefi söylemin kavşağındalardı. 1786 tanzimatla başlayan aklileşme serüvenimiz cumhuriyetle somutlaştı. Aradan 200 yıl geçmiş, Tarih boyunca aklını kullananlar ve kullanamıyanlar vardı, Felsefi olarak eğer aklınızı kullanıyorsanız egemen sizsiniz, rakibinizi yenersiniz. Müslümanlıkla aklını kullananlarla egemen oldu. Aklını kullanmayı ikinci plana aldı battı ama bin yılda battı. Biz müslümanız elhamdurullah ama aklımızı cebimize gener koyarsak gene geri döneriz sorun burada...Şimdi şu anda realist müslümanlar dünyada egemen olmaya başladı bu iyidir. Gene müslüman egemenliği olacak demektir ama bu yeni icat değil bin sene önce arabamızın kaldığı yerden tekrar hareket etmemizdir. Yeni realist islama yaklaşım felsefemiz farabi ve İbni Sinadan olacaktır. Burada rehber akıl..... 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

akli olan nasıl dogmatikleşiyor. Zaman içinde akli düşünceler geçerliliğini yitiriyor. Felsefenin görevi burada başlıyor sürekli fikirleri sorgulamak. "Sorgulanmamış yaşam yaşamaya değmez" felsefesiyle hareket etmek düşünceleri güncelleyebilmek. Mevlananın deyişiyle yeni günde yeni şeyler söylemek lazım cancazım. Ben çocuğumu babamın beni yetiştirdiği yetiştiremem. Babamo günkü akli şartlarla beni yetiştirdi. Bende çocuğumu bu günkü akli şartlarla yetiştireceğim. Farabi zamanındaki akli şartlarla bu günkü akli şartlarda farklıdır. Ben hem günlük yaşantımın akli şartlarını bileceğim hem de düşünce hayatının güncel akli şartlarını bileceğim. Aslında bir bütün nasıl uzaydan bulunduğum noktaya ulaşıyor, bulunduğum noktadanda uzaydaki başka bir noktaya gidebiliyorsam. güncel ve tarihsel düşünce hayatımda böyle.... düşünce hayatının bu dinamikliğini yakalıyamazsan dünkü düşüncende ısrar edersen dogmatikleşirsin. Çocuğum beni niye anlamıyor diye dert yanarsın, aslında sen değişime ayak uyduramamış dogmatikleşmişsin, felsefe budur işte her gün kendini sorgulamak, yaşamı yaşanır kılmak.... Her gün ilk düşünen insandan bu güne düşünce hayatını yeniden yeniden sorgulamak... bir adım önde olabilmenin sırrı budur. Felsefi öngörüdür. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bütün dinler gibi İslam da felsefe ile bağdaşmaz. Felsefe zaten dogmatik açıklamalara karşı bir tepki olarak akılcı açıklamalar yolunu tutarak din ile yolunu ayırmıştır. Dine göre nedenlerin hiçbir işlevi yoktur, tanrı nedenleri kendini gizlemek için yaratmıştır. Nedenlere bir işlev atamak esbabperestlik ve küfür, şirk olarak görülür. Gazali de bu düşünceye dayanarak Farabi’yi kafir ilan etmiştir. Ve maalesef kabul görmüştür. Farabi’nin İbn Sina dışında pek kimseye bir etkisi olamamıştır.

 

Müslümanların dünyada etkili olmalarının nedeni ise karşılarında güç kalmamış olmasıdır. İki büyük güç olan Roma ve Pers imparatorlukları birbirlerini yiyerek zayıf düşmüşler, Avrupa derin bir ortaçağ karanlığına, koyu din hurafelerine gömülmüştür. Müslümanların karşılarında belli başlı bir güç olmadığı için yayıldıkları, Moğollar karşısında darmadağın olmalarından belli. Savaşkan bir orduyla karşılaşınca bir şey yapamıyorlar. Nerde din karanlıklarında kaybolmuş halklar var, onları yenebiliyorlar. Moğollar İslam dünyasını kağıttan kale gibi paramparça etti. Ne zaman Moğollar da zayıfladı, Osmanlılar yine rakipsiz kaldı. Ne zaman Avrupa karanlık din kuyusundan kurtuldu, Osmanlının da işi bitti.

 

Müslümanlarda bir bilimsel yaklaşım dönemi vardır. Bu da Emevi halifesi Me’mun zamanıdır. Me’mun tüm Yunan kitaplarını Arapçaya tercüme ettirdi. Ebu Hanefi bu işe çok öfkelenip saraya geldi ve Me’mun’a bu gavur kitaplarını Kuran’dan üstün mü tutuyorsun diye sordu. Me’mun kararlı bir tavırla Arapları bu Kuran’dan kurtarmayı görev bildiğini söyledi. Hatta Kuran’ı yere fırlattığı söylenir. Ebu Hanefi hışımla sarayı terk etti ve Me’mun’un kafir olduğunu tüm vaazlarında söylemeye başladı. Bunun üzerine Me’mun onu hapse attırdı. Fakat Hanefi’nin talebeleri Me’mun’u zehirleyip öldürdüler.  

 

Ancak Me’mun’un başlattığı bilim hareketi durmadı. Endülüs yoluyla Avrupa’ya kadar ulaştı. Me’mun kendisi dogmayı yıkmayı başaramadı ama Avrupa başardı. Me’mun öldürülmese ve izinden gidilse, Avrupa Rönesans ve reformu İslam dünyasında olabilirdi. Yobazlık izin vermedi.  

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Siz olaya tarihsel açıdan bakıyorsunuz, bense felsefi açıdan. Ama aynı sonuca gidiyoruz. Endülüslü İbni rüşd Gazaliye cevap versede islam dünyasında taraftar bulamamıştır. Gazali mantığı kırılmadıkça islam dünyası huzur bulamıyacaktır. Bu da bir kaç yüzyıl daha sürecek gibi.....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Avrupa rönesansı islam dünyasında olsaydı şimdi dünyada müslümanlar egemendi. Aslında Fatih Sultan Mehmet'te yanlış yaptı. Hocası Akşemseddin soruyor İstanbul 1453 filminde, Akıl mı? İman mı? diye Akşemseddin İman diyor, Fatih de sizinle aynı fikirdeyim diyor. O zaman Akılcılar Farabi ve İbni sinacılar İmancılar ise Gazaliciler. Fatih akıl deseydi, felsefi öngörüsü olsaydı. İstanbuldaki ataistleri tutabilseydi ki onlar Roma'ya gidip erken rönesansı başlatmışlardır. Din penceresinden çıkamamış, felsefi altyapısı zayıfmış. Ama Akşemseddinle tartışmalarında, Akşemseddin evliyalarla İstanbulu aldık deyince Fatih kılıcını ucunu Akşemseddinin karnına dayıyarak bu kılıcın hiç hakkı yok mu diye sormuş. Akşemseddini sürgüne gönderdiği rivayet edilir. Birde Fatih "Barbar Greklerden Truvalıların intikamını aldık" demiş. Burada grekler batılı, Truvalılar doğuludur. Grekler bizim topraklarımızı işgal etmişlerdi Truva savaşında... Fatih geri aldı.... Fatih'in derin bir tarih bilgisi olsa da İslam skolastiğini aşamadığından, Laikliği o günkü zındıklarla başlatamamıştır. Zındıklar yani Ataistler aklın önüne hiç bir şey koymuyarak laikliği başlatmışlar ve dünyaya egemen olmuşlardır. egemenlik gene zındıklardadır,  ataistlerdedir. Din taraftır, Laiklik inançların hepsine aynı mesafede durur. bunu ancak cumhuriyetten sonra başardık ama şeklen, fiiliyatta gene sıkıntılar var..... Laiklikte tarafım çünkü Türkiye Cumhuriyeti ilelebet varolacaksa ancak laik hukuk ve laik ahlakla olur... Bu da cumhuriyetimizin bel kemiğidir. Fatih'in anlayamadığını ki felsefi altyapısı zayıftı biz 500 yıl sonra zorla resmileştirdik. Ayakta tutarsak varız tutamazsak yokuz.....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ataturk'un yaptigi ya da uyguladigi politikanin felsefi adi; pragmatisizm, yani yararcilik.

 

Buradaki yararcilik donem donem hem bir yapilana digeri ters duser, hem de Ataturk'un kendi insiyatifi olarak, ulke ve toplum adina neyi yararci goruyorsa odur. 

 

Bu yararcilik politik/diplomatik "kullanmayi" da icerir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Pragmatizm doğruları pratikte aramaktır. Teoride değil. İşe yarayanı tercih etmedir. Mühendisler Pragmatiktirler mesela.

 

Buna mukabil nihai hedef Pragmatizm değildir. Pragmatiklik Nihai hedefe varmada bir metod ( yöntem )dir.

 

Eleştiri eğer yöntem açısından ise, bütün başarılı Liderler Pragmatisttir. Çünkü öyle olmak zorundadırlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Pragmatisizmin dogrular ile degil yararlar ile bagi vardir. Zaten bu dusunulen yararlariun da pratikte saglanilmasi icin harekete gecilir.

 

Ayrica her bir pragmatisizmin bir ....e gore temelinde yararciligi vardir. Yani birinin yararciligi baskasinin zararinas olabilir. Bu da zaten liberalizmin temelidir. Cunku liberalizmdeki yararcilik sadece liberal cikarlar tasir ve yararcilik sadece bu cikarlardan yararlananlar icindir. 

 

Burada hedef bu pragmatisizmin sagladigi ya da saglayacagi cikardir. Kisisel sinifsal politik ekonomik v.s. olabilir.

 

Kimse pragmatist olmak zorunda degildir. Cunku yararcilik ayrimci ve bolucudur. Bir tarafa yarar saglarken baska bir tarafa zarar verir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Pragmatistlik çıkar / yarar sağlama olmadığı gibi, yalnızca Bireysel Hedonizm değildir.

 

Toplum yararını gözeten Hedonizm temelli Pragmatizm, nihai hedef ne ise, ona varmada bir yoldur, yöntemdir.

 

Teorik yaklaşımın tersine Pratik olanın tercih edilmesi ile ayırd edilir.

 

Buna göre, amaca varmada ( amaç her ne ise ) faydalı / yararlı / kullanışlı / pratik / sonuç alıcı / işe yarayan her şey doğrudur.

 

Pragmatizm, " Amaca giden her yol mübahtır " diyen Makyavelizm ile de karıştırılmamalıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Peki Ataturk'un ve BOP prajesi pesindeki saldirisina hak ve ozgurluk kilifi alan ve her yolu mesru mubah kilan emperyalizmin pragmatisizmini nasil acikliyorsun.

 

Ataturk zaten birey bilincli olmadigindan, kendince pragmatisizmi toplum icindi. Bu da emperyalizm ile ortusuyordu.

 

Bugun O.Dogu'yu kendi cikari icin kan golune donduren herhalde Bush ya da Obama'nin kisisel istemi degil.

 

Kapitalizm de cikarlar sinifsaldir.

 

Dolayisi ile her bir pragmatisizmin bir hedinizm ve makyevalizm tabani vardir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hedef ile yöntemi karıştırmamak gerekir.

 

Mesela, Demokrasi hedefine varmak için pratik yararı olan, denenmiş yöntemler Pragmatik yöntemlerdir. Bu hedefe daha uzun çetrefilli, dolambaçlı, teorik yöntemlerle ulaşmaya da çalışabilirsiniz, başarılı olup olunmadığı yolun sonunda pratiğe döküldüğünde / denendiğinde anlaşılır.

 

Mesela, bir Mühendis veya Doktor ile bir Bilim Adamının yaklaşımı farklıdır.

 

Makyavelizm de ise Ahlak /Etik yoktur. Pragmatizmden ayrılan yönü budur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ataturk zaten birey bilincli olmadigindan, kendince pragmatisizmi toplum icindi. Bu da emperyalizm ile ortusuyordu.

Tam tersine birey bilinci olmadan Millet olma bilinci olmaz. Emperyalizm için birey bilincini geliştirme yönünde kurumsallaşma devrimleri yapan biri bir tehdittir. Emperyalizm sürüleri yönetmeyi sever. Çünkü bu daha kolaydır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.