Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

AKP'YE KAPATMA DAVASI AÇILDI


Misafir meraba

Önerilen İletiler

Şimdi halkın yüzde 47'sinin oyunu almış bir partiyi kapatmak halkına saygı duymamaktır

 

Bu zamana kadar Türkiye Cumhuriyeti'ne ve ilkelerine yeteri kadar saygısızlık ve haksızlık yapıldı. Biraz da o % 47 ye saygısızlık ve haksızlık olsun... Bişicik olmaz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 364
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

1- Orda ben benim dedigim dogrudur demedimki dusuncemi soyledim elbetteki eksik bilgilerim olabilir hepimiz insaniz.

 

2- Ben Turkiyedeki gelismeleri fransiz basinindan alsaydim.. :), emin olun onlar cok mutlu bu son gelismelere...

Artik bir ulkenin gelismelerini takip etmek icin o ulkede bulunmak sart deil. (Herhalde)

 

3- Eger bu ulkedeki Cumhuriyeti gercekten tehlikeye atacak somut adim atmis olsalardi turk medyasi kacirmazdi diye dusunuyorum bu durumda ben yine kendimi suclayarak turk basinini yeterince takip edemedigimden kaynaklaniyor derim. (...)

 

4- Baskalarini bilme ama ben ortaliga bagirip cagirmiyorum...Ve dedigim gibi ben AKP CI deilim particilikten zaten nefret ederim bakarsiniz bugun AKP li yarin CHP li o gunki icraatlara bakarim, bos konuusyormu? baska partiye oy veririm o kadar. Ve yurt disindakileri de yabanci gormekten vazgecmesi gereken kisiler var cunki bizde sizin gibi oy kullanip her sene avrupadan turkiyeye calisipta kazandigimiz paralar ile yatirim yapiyoruz? Ve son olarak sizingibi de turk kimligim ve ozum var. tek farkimiz yabanci bir ulkede turkiyem icin okuyup ilerde Vatanima faydali olma pesindeyim.

Iyi aksamlar.

Türk medyasimi dediniz?Nerede Türk medyasi,ben göremiyorum böyle bir medya,Aydin Dogan medyasi,Fetulah Gülen medyasi,Naksibendi tarikati medyasi AKP medyasi, bunlari görüyorumda Türk medyasini göremiyorum sayin ZEHIR!!

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkiye'de bu kadar değerli senarist olduğunun kimse farkında değil yazık!O kadar kültürlüyüz, o kadar çok kitap okuyor, o kadar çok araştırma yapıyoruz,olayları bir o kadar doğru çözümlüyoruz ki zihnimiz durdurak bilmeyen bir hızla çalışıyor,üretiyor,üretiyor,üretiyor...

 

Zeka üstü kurguların şaşırtıcı bir şekilde bolca ortalıkta dolaştığı Türkiye'mizde yaptığımız filmler niye dört beş oskar almaz,helal olsun iyi film yapmışlar dedirtmez şaşmamak elde değil!Belki Oskar işine de el atmıştır AKP kim bilir!Ödülleri Müslüman olmayanlara reva görmüyordur kuvvetle muhtemel... :unsure:

 

Kendi kendini kapattıracak sonra mağdur oldum görüyorsunuz bizi ne hale düşürdüler diyecek...ilginç...

Sebep:Kriz kapıda ya,gidişat kötü ya...Bundan nasıl kurtulması lazım,bunun faktörü olduğunu nasıl unutturması lazım?Bakın bizi çalıştırmıyorlar,önümüze taş koyuyorlar, en sonunda da kapatmaya çalışıyorlar...

 

Eeee ne yapmak lazım...Yargıtayla,Anayasa mahkemesiyle oturup bir senaryo yazıp mağdur rolünde halkın karşısına çıkmak lazım ki tekrar iktidara gelelim...Çok büyük bütçeli bir film olacak Oscarları toplar bu film...

 

Bir partinin film işine girmesi ''laiklik''e aykırı mı acaba?Senaryo AKP'nin mi ve yönetmen AKP mi;yoksa sık sık film çeken devlet sinema yönetmenlerimizin ortaya koyduğu senaryo mu ve AKP' de kabakuvvetle oyunda öldürülmesi gereken başrol oyuncusu mu?

 

Bu arada devlet bir kıyak geçmiş film halka bedava gösterilecekmiş...

 

Allah devletimize zeval vermesin.Her zaman halkını düşünür.Ne düşünürse güzel düşünür babamız o bizim...

 

MUHABBETLE...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet gecmiste birsey olmadi ama artik birsey olmicak demek buyuk bir hatadir, goruruz...

 

bu konusmalarin ile kendini bir cumhuriyet yanlisi gibi gostermen inanilir gibi deil ikinci iktidarin temsilcisimisin yoksa ....

 

 

hangi açıdan inanılır gibi değil?

 

Ha ayrıca inanıp inanmama özgürlüğüne sahipsin bu arada...

 

Ne var ki dediğimde kapatılsın AKP, nasılsa arkasından bir tane daha kurulur merak etme o % 47 partisiz kalmaz... Bulur onlar başka parti kendilerine...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Iste bu bakis aciyla turkiyenin yararina harekette bulunuyoruz diyenlere cok uzuluyorum. haklarimi biliyorum cok tsk ederim gloria:)

Siyaset oyun muda bir partiyi nasil olsa arkasinda destek var diye kapatilsin, cok yazik.

 

Bak hala soruma net bir cevap vermedin... Neden diye soruyorum, nedenleriyle birlikte soylesene, neden soylemiyorsun ki...

 

Sen söyleyemiyorsan, bunları bi oku o halde...

 

AKP, Türkiye Cumhuriyeti ve ilkelerini hiçe saymış, hükümeti ele geçirdim diye devlete de ele geçirebileceğini sanarak devlete ve yasalarına resmen ve alenen defalarca ihanet etmiştir... Söylemleri bellidir, değişmiş, ılımış gibi gösterilmiştir ama yavaş yavaş özüne dönmeye başlamıştır... Bu durumda AKP, Cumhuriyet için bir tehdit unsurudur... Demokrasi için bir tehdit unsurudur... Kapatılmalıdır...

 

Mustafa Kemal Atatürk, "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" demiştir evet ama; "Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır." da demiştir. Dikkatini çekerim...

 

 

Bu ulkeye bu kadar yarar olur zaten ,saygilarim ile.

 

Bak bakalım yararlı olduğunu düşündüğün kişi ve kişilerin düşünceleri de seninkiyle aynımıymış;

 

 

1980’li yıllarda Recep Tayyip Erdoğan’ın Atatürk ve Cumhuriyet rejimine karşı etmiş olduğu yemin:

 

“Ben Muhammed Müslüman ümmetindenim. Türkiye dinsiz, laik bir memleket haline gelmiştir. Hayatımı Mustafa Kemal dinsizliği ile savaşa adayacağıma, Türkiye’yi bir din ve şeriat devleti haline getirmek için mücadele edeceğime, Kemal Paşa zamanında çıkarılan dinsiz kanunların tatbikini önleyeceğime, kısa zamanda ümmet esasına dayanan, şeriat devletinin kurulması için çalışacağıma, dinim, Allahım ve bütün mukaddesatım üzerine yemin ve kasem ederim.” Recep Tayyib ERDOĞAN

 

ve 1994'ten bu yana

 

“Elhamdülillah şeriatçıyız” (21.11.1994 Milliyet)

“Yılbaşına karşıyım” (19.12.1994 Sabah)

“Ben tekkeye değil dergaha gittim” (22.1.1997 Gözcü)

“Ata’ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok” (12.5.1994 Hürriyet)

“Her 10 Kasım’da yaygara kopartılıyor” (14.11.1994 Hürriyet)

“İçki yasaklansın” (1.5.1996 Hürriyet)

“İstanbul’u Medine yapacağız” (Akis)

“Bütün okullar İmam Hatip yapılacak” (17.9.1994 Cumhuriyet)

“Sarık operasyonu çok komik” (15.5.1995 Sabah)

“Yeşil (kaldırım rengi) medeniyettir” (25.6.1994)

“Sadece imamlar resmi nikah kıysın” (9.5.1995 Milliyet)

“Ben Millet Meclisi’nin de dua ile açılmasından yanayım” (8.1.1996 Milliyet)(Belediye Başkanlığı döneminde Belediye meclisinin her açılışı İstiklal Marşı yerine Kuran okunarak yapılmıştır. Yine böylebir dualı açılıştan sonra bunu söylüyor.)

“Ben İstanbul’un imamıyım” (8.1.1995 Hürriyet)

“Mayo reklamı şehvet sömürüsüdür” (6.3.1996 Hürriyet)

“Milli Piyango zulümdür” (29.9.1994 Hürriyet)

"Taksim’deki caminin temelini inşallah atacağız” (1.7.1994)

“Cumhurbaşkanı’nın imam hatipli olacağı günler yakındır” (5.2.1996 Akit)

“Türkiye kendine din olarak Kemalizmi almış ve başka hiçbir dine hayat hakkı tanımayarak kitlelere zorla dikte ettirmiştir…”

“Türkiye’nin yarınında artık Kemalizme ve Kemalizm benzeri rejimlere, sistemlere yer yoktur. Kemalizmin yeniden kendini üretmesi söz konusu değildir. Bizim için en üst belirleyici, İslam’ın etkileridir. Her şey ona göre belirlenir.”

“Camiler kışla, minareler süngü, kubbeler miğfer,müminler askerimizdir.”

"Demokrasi bizim için bir amaç değil, araçtır. Amacımıza ulaşana kadar demokrasiye bağlıyız.”

“Demokrasi bizim için bir tramvaydır. İstediğimiz durağa gelince ineriz.”

“Yolumuzun ortasında inek oturmuş, yolumuzu kapatıyor, menzile ulaşmamızı engelliyor. İneği yolumuzdan önce lafla, usul usul, sonra evvelallah sizlerin yardımıyla, artık nasıl olursa, nasıl denk gelirse kaldıracağız.” (İnek olarak Laik Cumhuriyeti ve Atatürk devrimlerini kastediyor.)

“Türkiye’yi eyaletlere bölmek lazım. Merkezi yönetimin bir takım yetkileri bunlara verilmelidir. Belediye Başkanları da bu konuda en yetkili olmalıdırlar. O bölgelerdeki her türlü eğitimde bunlara bırakılmalıdır.” (PKK gibi bölücülerle aynı söylem)

“Hem laik, hem müslüman olunmaz. Ya müslüman olacaksın, ya laik. İkisi birarada olunca ters mıknatıslanma yapar. Mümkün değil, ikisi birarada olamaz.”

“Referansımız islamdır. Tek hedefimiz islam devletidir.”

“Sen “Ne mutlu Türküm diyene” dersen, onun da “Ne mutlu Kürdüm” deme hakkı vardır.”

Oğlunun nikah davetiyesindeki tarih: “29 Zilkade 1421” (Nikah tarihi olarak Arap takvimindeki tarihi kullanıyor)

“1.5 milyarlık islam alemi, müslüman milletimizin ayağa kalkmasını sabırsızlıkla bekliyor. Kalkacağız, bu ayaklanma başlayacak.”

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir lafı koskoca bir yalan, Egemenlik kayıtsız şartsız Allah’ındır.”

“Türkiye’yi pazarlıyorum. Bizim için verilecek para önemlidir. Herşeyi pazarlar satarız, parayı veren düdüğü çalar.”

“Bir tutturmuşlar laiklik elden gidiyor diye, millet isterse tabii ki gidecek be.”

“Kadın nereye isterse oturur, Sana ne yaa! Ayıp yaa!” (Kars’ta AKP toplantısında kadınlarla erkeklerin ayrı yerlerde oturtulmasını eleştiren gazeteciye)

“Bana verilen maaş çok düşük, yetmiyor. Sen ne kadar maaş alıyorsun?” (Almanya Başbakanı’na)

“Türkiye’de kürt sorunu vardır. Bunu Türkiyelilik kavramıyla çözmeliyiz. Türkiyeli kimliği her vatandaşın üst kimliği olmalı, Türk kavramı da alt kimlik olarak değerlendirilmelidir. İsteyen isterse yine ben Türküm derse desin.”

PKK’nın cenaze töreninde bayrağını açması da, F-16’ların alçaktan uçuş yapması da yanlış. İki tarafında yaptığı yanlış” (PKK terör örgütü ile Türk Silahlı Kuvvetleri’ni aynı kefeye koyuyor, kendince her iki tarafa da eşit yaklaşıyor.)

“Suriye’yi Lübnan’dan çıkardıkları gibi, bizi de Kıbrıs’tan çıkartırlar. Birileri bize çık der, kuzu kuzu çıkarız.”

“Ben müslümanım diyenin aynı zamanda laikim demesi mümkün değil”

“Fazla içmedin değil mi? Ağzın içki kokuyor.” (Avusturya’nın Ankara Büyükelçisi’ne)

“Dur dinle be!.. Dur dinle!.. 9 ay 10 gün be!..” (Seçim konuşmaları sırasında vatandaşa)

“Yahu, bu millet yatıp kalkıp size mi çalışacak.” (Erzurum’da çiftçilere sesleniyor)

“Sana mı kaldı türban konusunda karar vermek, bu ulemanın işidir. Ulema ne diyorsa o olur.” (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne)

(Danıştay’ın türban kararı konusunda) “Efendi sen kim oluyorsun, buna mecelle (şeriat hukuku) karar verir” (Bir kaç hafta sonra işareti alan şeriatçı bir terörist Danıştay’ı bastı ve türban kararı veren Danıştay üyelerini silahla taradı, Danıştay üyesi bir hakimi öldürdü.)

“Sallamaa.., elini kolunu sallamaa.., her yerin oynuyor be!” (Muhalefet milletvekiline)

ABD’de özgürlük anlayışı var ama benim ülkemde yok” (Benim ülkem özgür değil diye, ABD gezisinde ülkesini Amerikalılara şikayet ediyor.)

“Ulan terbiyesizlik yapma! Artistlik yapma ulan! Hadi ananı da al git burdan” (Mersin’de bir vatandaşa)

Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmayan yüzlerce atamanın vekaletlerle yürütülmesi konusunda: “Biz hukuka aykırı bir şey yapmıyoruz. Mecelle’de (şeriat hukuku) böyle bir kaide var.”

“Ne konuşacam ben o kadınla yahu!” (Şehit annesine)

“Askerlik yan gelip yatma yeri değil” ( Şehit yakınlarına)

“Söyleyin şu sahtekâra ne istiyormuş” (Almanya’da bir gurbetçi için söylüyor - Bu lafı söylediği toplantıda salondaki vatandaşlara Türkiye Cumhuriyeti’nin Büyükelçisi’ni yuhalatıyor.)

“Burası (kafasını göstererek) basmıyor. Hayatında iki koyun gütmediği için bunu kavrayamıyor.” (YÖK Başkanı Prof.Dr. Erdoğan Teziç’e)

“Kendisine kefilim, babam gibi güvenirim, Ona kendime inandığım gibi inanıyorum.” (Birleşmiş Milletler tarafından tüm dünyada terörist ilan edilen ve aranan El Kadı hakkında)

“Onları hoplatacağım.” (Terörist El Kadı’yı eleştiren muhalefet üyeleri ve gazetecilere)

PKK ateşkes kararı verince: “Biz de durduk yerde onlara operasyon yapmayız” (PKK’yı muhatap alıyor ve ateşkes kararlarına jest yaparak karşılık veriyor.)

“Neyseki, yaşına başına saygı duyuyorum. Ağzı olan konuşuyor be!” (Kıbrıs davasının 50 yıllık lideri Rauf Denktaş’a)

“Ulusalmış, milliyetçiymiş, Ne milliyetçisi yahu, Bunlardan olsa olsa saman milliyetçisi olur.”

“Sanki maçta gibi bağırıp çağırıyorlar, (Türkiye laiktir, laik kalacak) diye, bunlar hoş şeyler değil.” (AKP Genel Kongresinde)

Kes ulan sesini

Sana üç nokta koyarım

Otur ulan oturduğun yerde, herşeye burnunu sokma

 

“Ben gelişerek değiştim.” 4 yıl sonra;

"Ben hiçbir zaman değişmedim. İslami fikirler değişmez.”

 

[Alıntıdır]

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bak bakalım yararlı olduğunu düşündüğün kişi ve kişilerin düşünceleri de seninkiyle aynımıymış;

 

Eline sağlık gloria,

ben de tam bunun gibi bir şeyler arıyordum...

Hala demokrasi diyen şuursuz yazılara cevap olsun!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Boşuna uğraşma gloriacım bu ülkede yaşayıp, bunları gözleri ile görenler anlamıyor ,yaşamayanlara bunu nasıl anlatacaksın.Yargı gereken kararı verecektir nasılsa.Bekleyip görelim.Burdaki tartışmaların çoğu bir gelişme kaydetmek için değil, sadece tartışmış olmak için yapılıyor ne yazık ki.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Genç Siviller: AKP'yi kapatmak için bizim gerekçelerimiz daha sahici

 

AK Parti'nin kapatılma istemiyle açılan davanın gerekçelerini eleştiren Genç Siviller, kendi parti kapatma iddialarını açıkladı. Genç Siviller'in birbirinden ilginç bazı gerekçeleri şöyle:

 

AKP'nin gizli anlamı: AKP harflerinin gerçek anlamı ortaya çıktı. AKP'nin kuruluşunda görev almış bir yetkili, elimizde bulunan ses kayıtlarında; harflerin Adalet ve Kalkınma Partisi'ni değil; Allah ve Kuran Partisi kelimelerini ifade ettiği, ancak şartlar olgunlaşmadığı için gerçeğin açıklanamadığını itiraf etti.

 

Bağcılar Lisesi'nde namaz skandalından sonra hac skandalı: Namaz skandalı yaşanan Bağcılar Lisesi'nde yapılan incelemelerde kamuoyunu dehşete düşürecek yeni bilgilere ulaşıldı. Bodrum katının da altında olan bir dehlizde, öğrencilerin Kabe maketi etrafında hac farizalarına yerine getirdikleri öğrenildi.

 

Lisede gerici ayaklanma: Avcılar Selami Yetişgil İlköğretim Okulu'nun bazı öğrencilerinin, okulun bodrum katında 'ALLAH' olarak isimlendirdikleri görünmez bir varlığa ibadet ettikleri tespit edildi. Bir öğrenci babasının kızını ispiyonlaması üzerine ortaya çıkan habere göre; çocukların son zamanlarda davranışlarının değiştiği, bazı öğrencilerin kanatlarının çıkmaya başladığı, duvarlardan geçebildikleri ve hatta gözlerinden ateş çıkarabilenlerin bile olduğu öğrenildi.

 

Havadan konularla bile laikliğin altı oyuluyor: Meteoroloji Meslek Liseleri öğrencilerine 4 adet yağmur duası ezberleme zorunluluğu getirildiği iddia edildi.

 

İnsanları inanan ve inanmayan şeklinde kamplara ayırıyorlar: AKP'li bakan tarafından atanan Mamak Milli Eğitim Müdürü, ÖSS sınavına girecek öğrencilere yaptığı konuşmada "Allah hepinize sınavda zihin açıklığı versin." diyerek sadece Allah'ın sevdiği dini bütün öğrencilerin başarılı olmasını istediği, dinle daha limoni bir ilişkisi olan gençlerin ise yerle yeksan olmasını dilediği anlaşıldı.

 

AKP'li seçmen davranışlarında artan irtica eğilimi: 14 Nisan 2006 günü, AKP seçmeni olduğu tespit edilen 67 yaşındaki Hatice Benli, Gaziosmanpaşa-Bakırköy hattında çalışan belediye otobüsüne sağ ayağıyla bindi ve ayağını atarken içten içe 'bissmillahirrahmanirrahimm' dedi.

 

THY'nin başörtülü-açık ayrımı yaptığı belgelendi: 25 Şubat 2004 tarihinde Ankara-Urfa uçağında başı açık bir kadına cam kenarı koltuk kalmadığı söylenmişken, daha sonra gelen türbanlı kadına cam kenarından yer verildiği belgelendi. Yolcuların biniş kartları da ekte delil olarak sunulmuştur.

 

İçki yasağında son perde: AKP, içki yasağı politikasını uygulamak için pilot bölge olarak Samsun Devlet Hastanesi'ni seçti. AKP yönetimi tarafından başhekim yapılan imam hatip kökenli, Samsun Devlet Hastanesi başhekimi Kamil çoban, siroz hastası 59 yaşındaki B.T. isimli hastasına, içki içmeye devam etmesi durumunda tedaviye devam etmesinin bir anlamı kalmayacağını söyleyerek içki içmemesi konusunda baskı yaptı.

 

AKP Belediyeleri'nin yeşil takıntısı: AKP'li belediyelerin geçmiş dönemlere göre iki kat fazla yeşillendirme çalışması yaptığı belgelendi. Şeriatı temsil eden yeşil ile rejim değişikliğine park, bahçe ve refüjlerden başladıkları açıkça görülmektedir.

 

Halka okunmuş su içiriliyor: AKP'li İstanbul Belediyesi, Terkos ve Ömerli barajları kıyısında her cuma günü 41 imama 41 yasin okutuyor. Okunmuş sular şebekeye veriliyor, bu sayede insanların dini duyguları coşturularak amaçlanan şeriat devleti için taban oluşturuluyor.

 

Ampul Gavur icadı: CHP'nin amblemi bir Türk savaş aleti olan OK, DP'nin amblemi yine bir Türk taşıma aracı olan AT iken AKP'nin sembol olarak Amerikalı Edison tarafından icat edilmiş AMPÜL'ü seçmiş olması Türkiye'yi batıya peşkeş çekeceğinin en güzel kanıtıdır.

 

Erdoğan neden Fenerbahçeli?: Fenerbahçe'nin bayrağı sarı-laciverttir. Bayrak 15 dakika kezzaplı suda bekletildiğinde iki rengin karışmasından yeşil renk ortaya çıkmaktadır. Erdoğan'ın şeriat özlemi takım tercihinde bile kendini ele vermektedir.

 

Menderes'in köpek davasından sonra Erdoğan'ın kedi davası: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Van ziyareti sırasında hediye edilen(!) ve adını CANSU koyduğu kedisi yine Başbakan'ın inisiyatifiyle başbakanlık konutuna yerleştirilmiş ve konutun tüm imkanları kedi Cansu'ya seferber edilmiştir. Halkımız sefaletle boğuşurken bununla da yetinilmemiş, bir yabancı misyon şefinin getirdiği pahalı mama 'hill's' ve altın işlemeli tasma memnuniyetle kabul edilmiştir!!

 

AKP iktidarı dini futbola bile alet etmiştir: AKP döneminde eşi türbanlı olan Ertuğrul Sağlam, Beşiktaş teknik direktörü olurken; namaz kıldığı bilinen futbolcular sürekli ilk onbirlerde takımda yer bulmaya başlamışlardır. AKP iktidarı döneminde Anelka ve Aurelio'nun Müslüman olmaya zorlanması ve aynı iktidar döneminde İlhan Mansız'ın (İ.Mansız) ise futbolu bırakmak zorunda kalması da dikkat çekmiştir.

 

:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Genç Siviller: AKP'yi kapatmak için bizim gerekçelerimiz daha sahici

 

AK Parti'nin kapatılma istemiyle açılan davanın gerekçelerini eleştiren Genç Siviller, kendi parti kapatma iddialarını açıkladı. Genç Siviller'in birbirinden ilginç bazı gerekçeleri şöyle:

.

.

.

AKP iktidarı dini futbola bile alet etmiştir: AKP döneminde eşi türbanlı olan Ertuğrul Sağlam, Beşiktaş teknik direktörü olurken; namaz kıldığı bilinen futbolcular sürekli ilk onbirlerde takımda yer bulmaya başlamışlardır. AKP iktidarı döneminde Anelka ve Aurelio'nun Müslüman olmaya zorlanması ve aynı iktidar döneminde İlhan Mansız'ın (İ.Mansız) ise futbolu bırakmak zorunda kalması da dikkat çekmiştir.

 

:)

 

....

Bu ulkeye bu kadar yarar olur zaten ,saygilarim ile.

 

:) :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

akp ye atılan bir can simidi daha.ekonomideki çöküşü ve geri gidişi örtücek,belkide gerekçe uydurulacak,son derce profesyonelce mağduriyet edebiyatı yaptırtıcak zamansız bir girişim

 

Son zamanlarda iyice güç kaybeden AKP ye müthiş bir güç kazandırmaktan başka hiç bir işe yaramayacak olan bir girişim..

Özellikle yerel seçimler öncesinde..

 

büyük ihtimalle böyle olacak ve %55 gibi bir oranla ve PAK parti adıyla (dalga geçmiyorum son zamanlarda ki en ciddi sözümdür)

 

böyle olmamalıydı... (içimden bir ses bunun AKP nin bir planı olduğunu söylüyor ama ben o sesin deli olduğunu biliyorum :D aha da sizeee kompleee teori :D )

 

aslında mücadele ediyorduk ne güzel, bunlara gerek yoktu...bakalım zaman kimi haklı gösterecek.

 

:clover::clover::clover:

 

Akp çıkarmayı planladığı SSGSS yasasıyla kitleleri karşısına almış, saflar netleşmişken yüzbinler sokağa dökülmüş iş bırakmışken açılan bu dava hakkında yukarıdaki sözler komplo teorisi değil son derece gerçekçi fikirlerdir. Pazartesi ekonomik kriz patlarsa hiç şaşmayın. Bahane hazır. Şimdi ne olacak? Akp: “Biz mazlumuz” demeyecek mi? Diyecek oylarını katlamayacak mı? Daha üç beş ay önce yaşanan e-muhtıra olayı akpnin ekmeğine yağ sürmekten başka ne işe yaradı.

 

Şimdi sayın godzillanın içindeki ses deli midir? Yoksa aklı selimin ta kendisi midir? Sanki bir tiyatrodayız ve eğlenip duruyoruz. “Bu şundan oldu, şöyle olur, böyle olur.”diye avutuyoruz kendimizi. Kıl oldum abi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Azınlık bazen yanılabilir, çoğunluk herzaman yanılır. H.İbsen

Bir adam kopru kurar, bin adam gecer OZBEK ATASOZU

Bir rejim, halkın adalete inanmaz bir hale geldiği noktaya gelince o rejim mahkum olmuştur. Montesquieu

Bir taşla duvar yapılmaz….Atasözü

Bir yargıç, iyi niyetle dinlemeli, akıllıca karşılık vermeli, sağlıklı düşünmeli, tarafsızca karar vermelidir. Sokrates

Bir zamanlar gelecegi goremeyenler, aradan yillar gectikten sonra,yasadiklari gunu kurtarmanin telasina duserler. (a.y)

Bircok insanin kabul etmesi, birseyin gercek olduguna delil sayilmaz. S.MAUGHAM

Bu kitabın kaç dakikada okunduğunu bırak. Kkaç senede yazıldığını düşün !….A.Nihat Asya

Duymak istemeyen kadar kotu sagir yoktur. ITALYAN ATASOZU

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şu soruyu kendime sordum daha önce refah vede fazilet partilerini kapatan cumhuriyet başsavcıları önce DSP'ye sonra digeri CHP'ye girip politikacı olmuştur acaba bizim yargımız gerçekten dürüstmü ? yoksa bu tür kararları verip siyasi partilerde emekliliklerini siyasetci olarak geçirmek mi kazanmak mı dertleri yapmazlar demeyin her türlü yolsuzluk oluyor... cumhuriyet, din, atatürk adı altında... merak ediyorum acaba bu başsavcıda bunu yaparmı bunu ilerde görebiliriz...

 

 

Saygılar :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

A'RAF Suresi 179. ayet;

Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. ...................

 

Başbakan'dan kapatılma davasıyla ilgili açıklamalardan alıntılar (Siirt-Batman):

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kapatma davasıyla ilgili olarak, “Demokrasi bu kadar ucuz mu? dedi. Erdoğan, “Bu millete böyle bir haksızlığı kimse reva göremez. Millet iradesini hiçe sayarak hukuk tesis edilemez. Bu talihsiz girişimin hukuki zemini olmadığı gibi millet vicdanında hiçbir meşruiyeti de yoktur. Milletimiz, hiç layık olmadığı halde böyle bir garabetle böyle bir ayıpla karşı karşıya bırakanlar bunun utancını yaşamaktan kurtulamayacaklardır” diye konuştu.

 

 

Partililere hitaben, “Biz yola çıkarken ne dedik hatırlayın” diye soran Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:

 

“Tıpkı aşık Veysel gibi ‘uzun ince bir yoldayız gidiyoruz gündüz gece’ dedik. Ondan bu yana yaklaşık 6.5 yıl geçti. Uzun ince bir yolda yürüdük. Önümüze engeller çıktı, çukurlar çıktı hepsini aştık. Bundan sonra da çıkacak yine aşacağız. Çünkü 16 milyon 500 bin seçmen 22 Temmuz’da Ak Partiye oy verdi. Bakın ben ailelerini konuşmuyorum. sadece seçmeni konuşuyorum 16 milyon 500 bin insanın iradesini hiçe saymak var mı ya var mı?”

 

Başbakan Erdoğan, “Demokrasi dediğimiz beş bu kadar ucuz mu?” diye sorduğu konuşmasına şöyle devam etti:

 

“Bu nasıl bir yaklaşımdır, bu nasıl bir anlayıştır? Sorumluluk duygusuyla hareket edemeyenlerin faturasını her seferinde bu millet ödemek zorunda bırakılamaz. Türkiye’nin demokratlık veya demokratik saygınlığına gölge düşürenler bunca emekten sonra siyasi ve ekonomik istikrarın gözü kapalı tehlikeye atanlar bunun vebalini de taşıyacaklardır. Bundan kaçamazlar. Bu millet ne badireler atlattı. Demokratik kazanımları için ne bedeller ödedi? Ekonomik krizlerin enkazı altından kalkarak bugünlere geldi. Bu millete böyle bir haksızlığı kimse reva göremez. Millet iradesini hiçe sayarak hukuk tesis edilemez. Bu talihsiz girişimin hukuki zemini olmadığı gibi millet vicdanında hiçbir meşruiyeti de yoktur. Milletimiz hiç layık olmadığı halde böyle bir garabetle böyle bir ayıpla karşı karşıya bırakanlar bunun utancını yaşamaktan kurtulamayacaklardır. 22 Temmuz’da sizler sandıkta verdiğiniz temsil yetkisine bizlerin nasıl sahip çıktığını görüyorsunuz. Sonuna kadar sahip çıkacağız.”

 

Erdoğan sözlerinin sloganlarla kesilmesi üzerine de, “Gerek yok. Bazı insanlar vardır kulakları vardır duymazlar, gözleri vardır görmezler, dilleri vardır gerçekleri konuşamazlar. Gerek yok” dedi.

 

Alıntıdır

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet bu aralar,hatta bundan önceki aralar belki bundan sonraki aralarda da dilimizden düşmeyen düşmeyecek kelimeler:Laiklik,şeriat,kaos,hukuk,türban,demokrasi vs. vs. ve de şimdiki ortamı anlamlandırmak için kullanılan takiyye,mağduriyet...

 

Mağduriyet kelimesine takıldı kafam,kafamdakinden ve de sözlükdekinden farklı zikredildiği için herhalde.

Halkımız mağduru korumayı severmiş,duygusalmış ondandır ki AKP bu silahı iyi kullanıp başa gelmiş ve şimdi kapatılma davasında da senaryo yazılmış ana fikir ''mağduriyet''vurgulanacakmış...

 

İki dönemdir AKP'nin başa gelmesini ince eleyip sık dokuduktan,mantık süzgecinden geçirdikten,derinlemesine düşündükten sonra ''mağduriyet''kelimesini bulup buna bağlamak diğer kavramları mağdur etmektir diye düşünüyorum.

 

Daha önceki örnekler bizim için hiçbir şey ifade etmiyor demekki.Bu tarz partiler kapatıldı arkasından daha güçlü bir şekilde aynı düşüncenin devamı partiler halk tarafından tekrar başa getirildi...Acaba halk seçip gönderdiği partinin kendi dışında bir güçle bu şekilde saf dışı bırakılmasına kırılıyor ve daha sonra tekrar aynısını seçerek cevap veriyor olmasın...Partiyi kapatıyoruz da zihinlere ne yapıyoruz.Seçimden yine aynı partilerin çıkmasına engel olamıyoruz seçim var...Ona da engel olmak bayağı bir cesaret ister herhalde...

 

Şimdi bu partiyi laikliğe,Atatürkçülüğe karşı diye kapattık halka da bunu anlattık...Bir sonraki seçimde veye seçimlerde yine aynı fikrin partilerini halk seçti diyelim ki böyle oluyor.Bu şu anlama mı geliyor:Halk Atatürkçülüğe,laikliğe karşı ya da bu sebepleri öne sürüp partiyi kapatan zihniyete inanmıyor.Yani asıl Atatürkçülüğü,laikliği savunup koruduğunu söyleyenlerin takiyye yaptığını mı düşünüyor?

Ya da sizin Atatürkçülüğünüz,laikliğiniz,demokrasiniz buysa üstü kalsın ben almayayım mı diyor, ne diyor ne demeye çalışıyor ne demiyor düşünsek mi acaba?

 

Şunu da söyleyen demokrat,kültürlü insanlarımız var:''Halkın ne dediği önemli değil, zaten ne dediğini bilmiyor söylediğinin kıymeti harbiyesi yok!''Dolayısıyla ne %47'nin, ne %80'nin, %90'nın bir değer hükmü var.Amaaa %21'lik bir kesim varki her sözü değerli,her sözü demokrasi kokuyor,her sözünde laiklik kelimesi geçer,Atatürk,demokrasi kelimesi geçer,her yaptığı iş savunduğu fikir sözü gibi değerlidir...

 

Nedense %47 iktidarda olsa bile gücü birçok şeye yetmez ama %21 iktidarda olmasa bile gücü her şeye yeter ona sorulmadan,ondan olur alınmadan hiçbir şey yapılmaz...Boşuna

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ee ne olmus sureden alinti yapmissa? Bunu kendi kulturunden saymak gerek simdi Sayin Basbakanimiz konusmasinda savunmasinda kendi kulturunden alinti yapamazmi burda devlete bagli bir acilim yokki? Bu alintiyi ne bir devlet projesine sokmustur nede bir yeni yasaya, sizin din ile probleminiz ney?

Gercekten de LAYIK kelimesinin anlamini iyi kavramaniz gerek cunki saniyorumki turkiyede bu kelime herkes tarafindan doru bir anlamda bilinmiyor, yada .... Herneyse kactane dil biliyorsaniz ozellik ile AB ulkelerinden gidin onlarin kilavuzundan orenin (bilmeyenler icin) iyi aksamlar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

AKP bugüne kadar yaptiklarinla tertipler icinde olan parti görünümünden uzaklasamamistir bugün kalkip türban dayatliyorsa bunun anlami demokrasiye cikmaz bunun anlami millet vicdaninda seriata giden yoldur.. bu ülkeye bununla verilecek zarari kimse karsilayamaz eyer sen kitleleri kemiklestirip o yolda yürütürsen sonunda varilacak hedef de onun disinda olamaz..bugün yapilanda odur!!! bugün yasaklari istenen kisilerin her yönden cok masum olmadiklari ortada..

 

kitleleri kendi etrafinda kemiklestirme hedefinden bir adim bile sapmayan basbakan bugün siirte vede batmanda yaptigi konusma hicde masum degildir..

 

Erdoğan'dan A'raf Suresi ile cevap

Başbakan Erdoğan Batman'da yaptığı konuşmasında Araf suresi'nden alıntı sözler kullandı.

 

Başbakan Erdoğan konuşmasında; "Kulakları vardır duymazlar, gözleri vardır görmezler, dilleri vardır gerçekleri söyleyemezler" dedi.

 

İşte Başbakan Erdoğan'ın alıntı yaptığı A'raf Suresi;

A'RAF Suresi 179. ayet;

Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte

onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır...

 

simdi sormak lazim vurgulanmak istenen asil gafiller kim!!! binbir inatla sectikleri cumhurbaskani bir düsünelim N. Erbakan ın ceza aldıgı hazine yardımlarının usulsüz harcanması davasında Abdullah Gülün de sanık olması ... Abdullah Gül, dokunulmazlıgı dolayısıyla bugüne kadar bu dava icin yargı önüne cıkartilamamasi Almanya da gecmis yıllarda İslamcı sermayenin karıstıgı dolandırıcılık suclarının ucu Tayyip Erdogan ve AKP ye de uzanmış bir parti ne kadar masumdur .. bu zamanda bu kadar masumiyeti hangi ülke kaldirir... varmidir avrupada bir örnegi..

 

Efendi Türkler

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

-http://atheisme.free.fr/Contributions/Definition_laicite.htm-

 

Après le tribalisme des temps préhistoriques, quand l'homme se sédentarise et commence à fonder des sociétés, apparaît la nécessité de les organiser.

 

Ou bien on continue selon le principe tribal où tel groupe va imposer sa loi aux autres (le plus fort); ou bien on essaie d'harmoniser en respectant les différences sans que la diversité compromette l'unité.

 

C'est le principe de laïcité (le mot n'apparaissant que récemment dans notre histoire). Il vient du grec "laos", qui veut dire peuple.

 

La laïcité est donc une conquête de la civilisation, au même titre que la justice, l'égalité devant la loi, plus généralement l'Etat de droit.

 

Une communauté de droit ne peut être que laïque. L'histoire en effet nous apprend que la domination politique et institutionnelle des religions est incompatible avec la liberté de conscience comme avec l'égalité de droits; d'ailleurs, cela tombe sous le sens. Par définition, religion égale contraire de liberté puisqu'elle soumet l'homme à la divinité, en utilisant le principe de la révélation, elle-même, encore par définition, indémontrable : une chose à accepter sans discussion et surtout sans vérification de sa véracité.

 

Quel est donc le rôle de la laïcité lorsqu'elle devient institutionnelle ? Elle est là pour garantir la liberté de conscience, qui a une valeur plus générale, remarquons-le, que la liberté de religion (laquelle bien sûr est comprise dans la liberté de conscience) puisqu'elle se réfère au libre choix entre toutes les options spirituelles, y-compris l'absence de religion. A ce titre, la laïcité institutionnelle signifie que l'Etat ne peut pas imposer une religion, pas plus qu'il ne peut l'interdire. Le Stalinisme est à cet égard autant antilaïque que le Franquisme.

 

La laïcité n'est pas antireligieuse, elle est neutre. Anticlérical ne veut pas dire antireligieux, mais opposé au projet de domination temporelle des religieux. Pour la même raison, la laïcité n'est pas non plus antiathéisme. Les athées comme les croyants ont un droit égal à l'existence dans une société laïque. La laïcité transcende les options spirituelles en définissant les conditions de leur libre affirmation et de leur coexistence pacifique. A ce titre, elle est un facteur essentiel et indispensable de la paix civile.

 

tercume: Eski cagdan sonra insanoglu toplumlasmaya baslayinca onlari duzenleme ihtiyaci ile karsilasir. Ya eski cagda ki gibi en guclu taraf kendi kurallarini empoze eder yada ortak bir nokta bulmak farkliliklar uniter yapiyi tehlikeye sokmama sarti ile.

Iste layik prensibi (layisizm), (latin den gelen "laos" kelimesi "millet" demek), bir farkliliklar armonilesmesidir (duzenlemesidir), tipki yargi gibi, yasa onunde esitlik, yani bir hukuk devleti.

Bir hukuk toplumu layik olmak zorundadir. Tarih gostermektedir ki dini kurum ve siyaset dusunce ozgurlugu ile uyusmamaktadir tipki kanun onundeki esitlik gibi. Yani, Din, ozgurlugun karsitidir cunki insani Yaraticiya yakinlastiriyor, bir seyi ispatlanmadan kabullenmek.

 

Layisizmin devlet kurumlarindaki rolu nedir o zaman? Dusunce ozgurlugun bekcisidir, bu ozgurluk din ozgurlugunden daha onemlidir cunki esasen din ozgurlugu dusunce ozgurlugunden dogar, tipki dinsizlik gibi ( atheisme). Dolayisiyle, devlet kurumlarindaki layisizmin geregi devlet kimseye bir din empoze edemez, yasaklayamadigi gibi. Buna bakarak stalinizm , franqizm kadara anti layiktir (layik karsiti) .

 

layisizm ( layik prensibi) din karsiti bir unsuru deildir, empoze edilen din karsitidir. Ayni nedenden dolayi layisizm antheizm karsiti da olamaz. Atheistler (dinsiz) ve dine bagli olan kisiler layik bir toplumda ayni yasama ozgurlugune sahiptir ( sokakta yurumek kafeye gitmek okula gitmek......). Layisizm ruhi dusuncelerden onemli olarak , dusunce ve yasama ozgurluklerin bicimini ayarlar pasifik bir toplulukta (toplumda yani).

Bu nedenden dolayi layisizm refah baris ve huzurlu bir toplum icin olmazsa olmazidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Cyrano, sanırım bazı şeyler var yanlış anlaşılmış öncelikle onları düzeltelim arkadaşım...

 

Öncelikle, Cumhurbaşkanının parti kapatma yoluyla koltugundan indirilmeye çalışılması diye bir şey söz konusu değildir. Bu sanırım cogu kişi tarafından su anda boyle anlaşılıyor ama bu dava Cumhurbaşkanına değil, Abdullah Gül'e açılır ve bu onun Cumhurbaşkanlığı görevine zarar vermez. Çünkü Anayasaya göre bir Cumhurbaşkanının görevi ancak ve ancak şu şartlardan birisi oluşursa sonlandırılabilir:

 

Görevden Çekilme (istifa)

Ölüm,

Görev süresinin dolması,

Görevini yerine getirmesini sürekli olarak engelleyecek herhangi bir neden (akıl hastalıgı vb.)

Vatana İhanet ile Suçlandırılma

 

Hani diyelim ki yargıtay Cumhurbaşkanını Vatana ihanetle suçlayacak ama böyle birşey de mümkün olamaz çünkü Anayasanın 105’inci maddesinin son fıkrasına göre “Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır” yani yargıtayın vereceği kararla değil....

 

Şu anda anda Cumhurbaşkanı Gül'ün kesinlikle Cumhurbaşkanlığı görevinden alınması gibi bir durum söz konusu değildir. Söz konusu olan; Cumhurbaşkanlığı öncesi yapmış olduğu Dışişleri Bakanlığı görevi sırasındaki söylem ve davranışlarından kaynaklanacak 5 yıllık siyasi yasaktır...

 

Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası'na göre, "Siyasi yasaklı olan kişi sadece siyasi partilere üye olamaz."

 

Yine anayasaya göre "Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeliği sona erer." hükmü gereği zaten Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı olurken parti ile ilişiği kesilmiş, parti üyeliği sona ermiş, parti içindeki tüm başka görevleri ve ayrıca TBMM içi ve TBMM dışı tüm görevleri sona erdirilmiştir."

 

Sonuç;

Cumhurbaşkanlığı görevi, hiçbir partiyle ilgili değildir. Cumhurbaşkanı herhangi bir partinin siyasi üyesi olamaz. Bu nedenle kendisine getirilecek 5 yıllık siyasi yasak Cumhurbaşkanlığı görevine hiçbir şekilde engel olamaz. Ancak Görev süresi tamamlandığında hala kendisine verilmiş olan siyasi yasak süresi dolmamışsa, bu süre dolana kadar herhangi bir partiye üye olamaz.

 

Gloria sanırım seninde yanlış anladığın siyasetin yasalardan ibaret olduğu.

 

Gloria yasalara göre bir hayat kadınıyla basılan Bakan'da koltuğundan indirilemez. Transfer pazarlığı yaptığı gizli kamera kaydıyla tespit edilen bakanda görevden alınamaz. Ya da hazırladığı bütçe meclis tarafından onaylanmayan hükümette yasal olarak istifa etmek zorunda değildir. Ama hepsinin siyasi neticesi istifadır. Ne hayat kadınıyla basılan nede transfer pazarlığı yaptığı ortaya çıkan bakan koltuğunda oturabilir. Ne de bütçe si onaylanmayan hükümet.

 

Hakkında siyaset yasağı koyulan Cumhurbaşkanı'nın görevde kalması imkansızdır. Laiklik karşıtı harekette bulunmak suçlamasıyla özellikle. Gerek devletin işleyişi açısından gerekse hakkında siyaset yasağı konulan koltuk sahibi açısından.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ee ne olmus sureden alinti yapmissa? Bunu kendi kulturunden saymak gerek simdi Sayin Basbakanimiz konusmasinda savunmasinda kendi kulturunden alinti yapamazmi burda devlete bagli bir acilim yokki? Bu alintiyi ne bir devlet projesine sokmustur nede bir yeni yasaya, sizin din ile probleminiz ney?

Gercekten de LAYIK kelimesinin anlamini iyi kavramaniz gerek cunki saniyorumki turkiyede bu kelime herkes tarafindan doru bir anlamda bilinmiyor, yada .... Herneyse kactane dil biliyorsaniz ozellik ile AB ulkelerinden gidin onlarin kilavuzundan orenin (bilmeyenler icin) iyi aksamlar

 

Zehir arkadaşım istersen öncelikle AB ülkelerinin klavuzundan daha bilimsel kaynaklar sunabiliriz değil mi? Yoksa koyu katolik olduğu için AB'nin kürtaj serbestisesini kabul etmeyen İrlanda gibi ülkelerin klavuzları pek bilimsel olmaz.

 

Birde "gidin öğrenin" tarzı söylemler kullanırsan biriside sana "dostum sende önce tartışabilecek kadar türkçe öğren" diyebilir. O yüzden "gidin şunu okuyun, bunu öğrenin" tarzı söylemleri bir kenara bırakalım.

 

Laiklik vurgusu yapan insanlara "sizin dinle probleminiz ne?" gibi yakıştırmalar yapmakta, laiklik karşıtlarının en sık kullandığı argümanlardan birisidir.

 

Herşeyden önce Laisizmin kelime kökeninde "din dışı" , "din adamı olmayan", "din dışında kalanların" tamamı gibi anlamlarda kullanılan laicustan gelir. Laisizmin doğuşundaki anlamını bilelimki. Modern laisizmi anlıyabilelim.

 

Laisizm devleti ilgilendiren boyutuyla devletin dinsel belirlenim, referans içinde olmaması. Kurum olarak kendisini oluşturan yöneticilerinin hiçbir şartta dinsel öğretiler veya emirlere göre değil, bilim, hukuk gibi değerlere göre hareket etmesini öngörür (özel yaşamlarında değil, görevlerinde).

 

Yani bir ülkenin başbakanı kalkıp "Türban konusunda ulema oluşturulsun o karar versin" gibi bir şey söylerse (bkz R. Tayyip Erdoğan) ya da siyasi rakipleri için o dinin günahkar ve cehennemlik olarak tasfir ettiği kimseler olarak sunup siyasi propaganda yaparsa onlara karşı "ne var bunda laiklik karşıtı" diyemezsin (bkz a.g.k.)

 

Başbakan kalkıp tamamı ;

A'RAF Suresi 179. ayet;

Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte

onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır..

 

olan süreden "Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler" diyerek alıntı yapıp siyasi rakiplerine karşı propaganda yaparsa bunu söyliyemezsin.

 

Dini siyasete alet etmek. Siyasi propaganda için dini emirleri, ayetleri, sureleri kullanmak laisizmle bağdaşmayacağı gibi. Laisizmin doğmasına sebep olan yegane unsurdur.

 

Bunu belirten insanları "siz laikliği bilmiyorsunuz" vs diye suçlamak ya işine gelmemektedir. Ya da utangaç savunuculuk yapmaktır.

 

Tabiki istediğin kaynaktan alıntı yap. Bir başbakanın siyasi rakiplerine karşı propaganda yapmak için böyle argümanlar kullanmasını laiklikle bağdaştıracak bir unsur bulabilirsen.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ee ne olmus sureden alinti yapmissa? Bunu kendi kulturunden saymak gerek simdi Sayin Basbakanimiz konusmasinda savunmasinda kendi kulturunden alinti yapamazmi burda devlete bagli bir acilim yokki? Bu alintiyi ne bir devlet projesine sokmustur nede bir yeni yasaya, sizin din ile probleminiz ney?

Gercekten de LAYIK kelimesinin anlamini iyi kavramaniz gerek cunki saniyorumki turkiyede bu kelime herkes tarafindan doru bir anlamda bilinmiyor, yada .... Herneyse kactane dil biliyorsaniz ozellik ile AB ulkelerinden gidin onlarin kilavuzundan orenin (bilmeyenler icin) iyi aksamlar

 

 

Bizim dinle bir problemimiz yok, dini siyasete bulaştıranlarla bir problemimiz var... Bu sureden yapılmış alıntıyı bir yasaya ya da devlet projesine sokmamış olabilir ama yasaya sokmaya çalıştığı türban meselesi vardır... Laik kelimesinin anlamını biliyoruz sanırım asıl senin onu daha iyi kavraman lazımdır ya da kavramışsan da o halde AKP hükümetinin icraatlarınden bihabersin demektir...

 

Madem bize bir laiklik tanımı yapıyorsun ve üstelik de bunu yapmadan önce AB kılavuzlarından öğrenmemizi tavsiye ediyorsun o halde neden bize AB kılavuzlarından bir alıntı çevirmedin de ateizmle ilgili bir sayfadan bulduğun çeviriyi yaptın, bunun için ugraşmak gereksizdi gerçekten, buna benzer birçok kaynak var, üstelik de türkçeye çevrilmiş... Ama uğraşmışsın sağol diyelim madem... çevirine bi göz atalım bakalım...

 

-http://atheisme.free.fr/Contributions/Definition_laicite.htm-

 

tercume: Eski cagdan sonra insanoglu toplumlasmaya baslayinca onlari duzenleme ihtiyaci ile karsilasir. Ya eski cagda ki gibi en guclu taraf kendi kurallarini empoze eder yada ortak bir nokta bulmak farkliliklar uniter yapiyi tehlikeye sokmama sarti ile.

Iste layik prensibi (layisizm), (latin den gelen "laos" kelimesi "millet" demek), bir farkliliklar armonilesmesidir (duzenlemesidir), tipki yargi gibi, yasa onunde esitlik, yani bir hukuk devleti...

Bir hukuk toplumu layik olmak zorundadir. Tarih gostermektedir ki dini kurum ve siyaset dusunce ozgurlugu ile uyusmamaktadir tipki kanun onundeki esitlik gibi. Yani, Din, ozgurlugun karsitidir cunki insani Yaraticiya yakinlastiriyor, bir seyi ispatlanmadan kabullenmek.

 

Layisizmin devlet kurumlarindaki rolu nedir o zaman? Dusunce ozgurlugun bekcisidir, bu ozgurluk din ozgurlugunden daha onemlidir cunki esasen din ozgurlugu dusunce ozgurlugunden dogar, tipki dinsizlik gibi ( atheisme). Dolayisiyle, devlet kurumlarindaki layisizmin geregi devlet kimseye bir din empoze edemez, yasaklayamadigi gibi. Buna bakarak stalinizm , franqizm kadara anti layiktir (layik karsiti) .

 

layisizm ( layik prensibi) din karsiti bir unsuru deildir, empoze edilen din karsitidir. Ayni nedenden dolayi layisizm antheizm karsiti da olamaz. Atheistler (dinsiz) ve dine bagli olan kisiler layik bir toplumda ayni yasama ozgurlugune sahiptir ( sokakta yurumek kafeye gitmek okula gitmek......). Layisizm ruhi dusuncelerden onemli olarak , dusunce ve yasama ozgurluklerin bicimini ayarlar pasifik bir toplulukta (toplumda yani).

Bu nedenden dolayi layisizm refah baris ve huzurlu bir toplum icin olmazsa olmazidir.

 

 

Laik bir ülkenin başbakanından:

 

Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmayan yüzlerce atamanın vekaletlerle yürütülmesi konusunda: ?Biz hukuka aykırı bir şey yapmıyoruz. Mecelle?de (şeriat hukuku) böyle bir kaide var.?

 

?Sana mı kaldı türban konusunda karar vermek, bu ulemanın işidir. Ulema (din alimlerine denir) ne diyorsa o olur.? (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi?ne)

 

(Danıştay?ın türban kararı konusunda) ?Efendi sen kim oluyorsun, buna mecelle (şeriat hukuku) karar verir? (Bir kaç hafta sonra işareti alan şeriatçı bir terörist Danıştay?ı bastı ve türban kararı veren Danıştay üyelerini silahla taradı, Danıştay üyesi bir hakimi öldürdü.)

 

?Ben müslümanım diyenin aynı zamanda laikim demesi mümkün değil?

 

?Bir tutturmuşlar laiklik elden gidiyor diye, millet isterse tabii ki gidecek be.?

 

?Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir lafı koskoca bir yalan, Egemenlik kayıtsız şartsız Allah?ındır.?

 

Düşünce Özgürlüğünün varolduğu demokratik bir ülkenin başbakanından:

 

?Ulan terbiyesizlik yapma! Artistlik yapma ulan! Hadi ananı da al git burdan? (Mersin?de bir vatandaşa)

 

?Söyleyin şu sahtekâra ne istiyormuş? (Almanya?da bir gurbetçi için söylüyor - Bu lafı söylediği toplantıda salondaki vatandaşlara Türkiye Cumhuriyeti?nin Büyükelçisi?ni yuhalatıyor.)

 

?Onları hoplatacağım.? (Terörist El Kadı?yı eleştiren muhalefet üyeleri ve gazetecilere)

 

?Neyseki, yaşına başına saygı duyuyorum. Ağzı olan konuşuyor be!? (Kıbrıs davasının 50 yıllık lideri Rauf Denktaş?a)

 

?Sanki maçta gibi bağırıp çağırıyorlar, (Türkiye laiktir, laik kalacak) diye, bunlar hoş şeyler değil.? (AKP Genel Kongresinde)

 

"Kes ulan sesini"

 

"Sana üç nokta koyarım"

 

"Otur ulan oturduğun yerde, herşeye burnunu sokma"

 

ve diğerleri

 

"Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz" (AKP milletvekili, eski TBMM başkanı, Bülent Arınç)

 

"Laiklik yeniden tanımlanmalıdır" (AKP milletvekili, eski TBMM başkanı, Bülent Arınç)

 

"Başörtüsü meselesi bizim namus meselemizdir. Bu sorunu çözmek bizim namus borcumuzdur. Bizim görevimiz bunları çözmektir" (AKP milletvekili, eski TBMM başkanı, Bülent Arınç)

 

"Meclis, cuma günleri tatil edilsin" (AKP milletvekili, eski TBMM başkanı, Bülent Arınç)

 

"neymis efendim, "anitkabir'e gitmek 70 milyon'un hakki"ymis. nasil yani? bu nasil bir mantiktir?" ( Bülent Arınç / Anıtkabir-Türban Protestosu hakındaki sözleri)

 

"kes sesini terbiyesiz" (Bülent Arınç - Manisa'da bir çiftçiye)

 

"Devrim ya kırmızıdır, ya yeşildir. Ben yeşilden yanayım" Abdullah Çalışkan

 

vs. vs. vs.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gloria sanırım seninde yanlış anladığın siyasetin yasalardan ibaret olduğu.

 

Gloria yasalara göre bir hayat kadınıyla basılan Bakan'da koltuğundan indirilemez. Transfer pazarlığı yaptığı gizli kamera kaydıyla tespit edilen bakanda görevden alınamaz. Ya da hazırladığı bütçe meclis tarafından onaylanmayan hükümette yasal olarak istifa etmek zorunda değildir. Ama hepsinin siyasi neticesi istifadır. Ne hayat kadınıyla basılan nede transfer pazarlığı yaptığı ortaya çıkan bakan koltuğunda oturabilir. Ne de bütçe si onaylanmayan hükümet.

 

Hakkında siyaset yasağı koyulan Cumhurbaşkanı'nın görevde kalması imkansızdır. Laiklik karşıtı harekette bulunmak suçlamasıyla özellikle. Gerek devletin işleyişi açısından gerekse hakkında siyaset yasağı konulan koltuk sahibi açısından.

 

Benimkisi tamamıyla teknik ya da diyelim ki teorik bir açıklamadır...

Sizinkisi ise etik olarak ya da pratikte uygulanabilir bir açıklamadır...

 

İkisi de yanlış değil... Ben bir yanlışlık görmüyorum

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.