Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

AYKIRI SORULAR


GeceKuşu

Önerilen İletiler

Şimdi birinci aykırı soruya değinmek istiyorum.

Acaba ülkemizde "amerikan karşıtlığı" diye adlandırdığımız tutum gerçekten "amerikan karşıtlığı" mı, yoksa "Bush karşıtlığı" mı?

Bence Bush karşıtlığı, iktidarı boyunca müslüman ülkelere karşı istilacı ve emperyalist bir tutum sergileyen Bush ülkemizde çok tepki toplamıştır, sonucunda da ABD karşıtlığı tavan yapmıştır.

Halbuki Bush dünyayı askeri yollardan değil, ekonomik yollarla sömürmeye devam etseydi, ABd karşıtlığı bu kadar yüksek olmayacaktı.

Nitekim Clinton dönemini hatırlarsak, deprem sonrası Türkiye'ye geldiğinde ne kadar çok sevilmişti.

Toplumdaki ABD karşıtlığını, "bush karşıtlığı" değil de "ABD karşıtlığı" olarak değerlendirsek bile bu karşıtlığın çok yüzeysel olduğunu görürüz.

Nitekim, insanlarımızn çoğu Coca-Cola içmemeyi, hamburger yememeyi ABD karşıtlığından ibaret görselerde,

Gerçek ABD karşıtlığının, ABD'nin ana gücü olan küresel sermayenin yurdumuzda da egemen olmasını önlemek olduğunu bilmiyorlar.

Yani can damarlarımız Türk Telekoma, Tüpraşa sahip çıkmıyorlar, bunların özelleştirmesini olumlu birer liberal adım olrak değerlendiriyorlar.

Değinmek istediğim diğer nokta, ülkemizde "yahudi karşıtlığı" kısmen olsa da, "amerikan karşıtlığı" yoktur.

Mesela hatırlıyorumda, Sivassporun yahudi futbolcusu Balili sırf dini bayramını kutlayacak olmasından dolayı bir maç oynamayacağı için ne tepkiler almıştı.

Öte yandan ülkemizde oynayan ABD li basketbolcular Christmas ları için ülkelerine gidince hiç tepki almazlar.

kısacası, görüşüm şöyledir, toplumumuzdaki ABD karşıtlığı genel olarak "bush karşıtlığına" dayanmaktadır, bu faktörün dışında kalan ABD karşıtlığı ise bilinçsiz ve yüzeyseldir.

Ülkemizde Amerikan halkına yönelik bir karşıtlık ise hemen hemen yoktur.

Saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

Atatürk'ün, mucize olarak şeriat bataklığından kurtarıp akılcılığa,

Olumlu ahlâka, benlik duygusuna ve çağdaş uygarlığa ulaştırdığı Türk toplumu bugün,

Saygınlığını yitirmiş çıkarlar uğruna işbirliği yapan ve her şeyi din açısından ölçüye vuran Şer temsilcileri'nin pençesinde.

 

Yerine göre kendilerine demokrasi havarisi, özgürlüklerin savunucusu,

Milliyetçi muhafazakâr, görüntüsü veren İslamcı Şeriatçılar,

Görülmemiş bir azgınlık içerisinde ve en sinsi ve hileli usullerle devlet yönetiminin kilit noktalarını

Ve bu arada Laikliğin silahlı teminatı olan orduyu ele geçirme hevesindeler.

 

İnsanlarımız, tıpkı Cumhuriyet döneminden önce olduğu gibi, şeriat?ın insan beynini kemirici,

Aklı ve mantığı yok edici, düşünme gücünü yitirici, yaratıcı zekâ?yı körletici,

Kadınları küçültücü ve insan varlığını "kul" derecesine indirici verileriyle şekillendirilme yoluna sokulmuşlardır.

 

 

AYKIRI SORU 1:

 

Bu felâketli gidişi önlemenin tek yolu, akılcılığın sesini yükseltip,

Laikliğe ve Atatürk devrimlerine sarılı olarak şeriatçının sahte saltanatına

ve şeriatın aydınlığa başkaldıran başıboş saldırılarına karşı savaşım vermek.

Biz Laik,Demokrat Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına düşen kutsal bir görev değil midir?

 

AYKIRI SORU 2:

 

Bazı İslamcı şeriatçılar neden bunun bilincinde olan kişilere kapıyı, pencereyi, mağaraları gösterip,

Çevir kazı yanmasın, diğer tavşanlar akılcılığın sesini duyup uyanmasın,

"İnanç" yanlısı ile "Akılcı düşün" yanlısı bir araya gelemesin,

uzlaşmalar ortadan kalksın amacıyla yazılar yazıp,

İslamcı şeriatçıların içyüzünü sergileyip, uyaranları tehlikeci, darbeci gibi sıfatlar yakıştırıp,

kışkırtma yazılarla yandaşlarından aferin, bravo hocam gibi yaklaşımlar beklerler?

 

AYKIRI YANIT:

 

Çünkü İslamcının düşlediği Şeriat'ın içyüzünün ifade edilmesini, akla ve mantığa ters yönlerini,

Alaycı, tahrik ve kışkırtmaya yönelik üsluplarıyla konuların içini boşaltıp sulandırarak,

Çağ dışılıklarını öğrenilmesini önlemek isterler?

 

Çünkü tartışabilmek için, şeriat'ın içyüzünü bilmesinin gerektiğini, akla ve mantığa ters yönlerini,

Çağ dışılıklarını öğrenilmesi gerektiğini ve biraz da medenî cesarete sahip olmak gerektiğini bildiği için

Bu tür konuların gündeme gelip tartışılmasını istemezler?

 

Böylece, İslam ve şeriat" konularında tam bir bilgisizliğe ve "medenî cesaret" alanında da ürkekliğe saplanılmasını,

Bilgisizlik ve cesaretsizlik içerisinde şeriatçıyı başıboş bırakılmasını,

Onunla tartışılamaz, onun yalanlarına karşı çıkılamaz şartlarının oluşmasını isterler.

 

Oysaki aksine, şeriatçı ile tartışmak gerekir,

Onu yola getirmek için değil (çünkü yola gelmez)

Doğru olmayan, gerçeğe uymayan sözlerini, akıl dışılıklarını,

Uygarlıkla bağdaşmazlıklarını ortaya vurmak için tartışmak gerekir.

1400 yıllık safsatalarla başkalarını da kendisi gibi gerici yapmasını önlemek için tartışmak gerekir.

 

*tna

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

AYKIRI SORU 1:

 

Bu felâketli gidişi önlemenin tek yolu, akılcılığın sesini yükseltip,

Laikliğe ve Atatürk devrimlerine sarılı olarak şeriatçının sahte saltanatına

ve şeriatın aydınlığa başkaldıran başıboş saldırılarına karşı savaşım vermek.

Biz Laik,Demokrat Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına düşen kutsal bir görev değil midir?

 

Sayin Gecekusu, Laiklik demek şeriata karsı olmak demektir.

 

Muhammed'in kitabinda 2/223 ayette, erkeklere hitaben "Kadınlarınız sizin ekinliğinizdir. Ekinliğinize dilediğiniz biçimde varın..." . Insanoglu bu kadar mi bencil de, kendi dileklerini "insanlik" duygularina üstün goruyorlar. Bu cesit güçlüge , erkeklerin bu kadar mi ihtiyaci var ki, bu Kitaba israr ediyorlar?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

		   Şeriatçılar tarikatlarında ve camilerinde,
		 Tv,video-Cd ve gazetelerinde,
		 Dini sohbetler adı altında çeşitli toplantılarında bizlere:
		"Yaşamlarımızı din kurallarına uydurmalıyız, aksi takdir  de Kuran’ı inkâr etmiş oluruz" diye dayatıyorlar…

 

AYKIRI SORU:

Şeriatçıların bu dayatmaları akla, mantığa ve çağdaşlığa uygun bir ifade ve yaklaşım mıdır?

 

AKILCI YANIT:

"Hayır, uymamız gereken şey din kuralları değil, Kur'ân değil,

her şeyden önce akıl kurallarıdır; yönelmemiz gereken şey akılcılıktır;

çünkü şeriat uygulamaları çağdaş yaşamlara, çağdaş özgürlüklere yer vermez"

 

*tna

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

AYKIRI YANIT:

 

Çünkü İslamcının düşlediği Şeriat'ın içyüzünün ifade edilmesini, akla ve mantığa ters yönlerini,

Alaycı, tahrik ve kışkırtmaya yönelik üsluplarıyla konuların içini boşaltıp sulandırarak,

Çağ dışılıklarını öğrenilmesini önlemek isterler?

 

Çünkü tartışabilmek için, şeriat'ın içyüzünü bilmesinin gerektiğini, akla ve mantığa ters yönlerini,

Çağ dışılıklarını öğrenilmesi gerektiğini ve biraz da medenî cesarete sahip olmak gerektiğini bildiği için

Bu tür konuların gündeme gelip tartışılmasını istemezler?

 

Böylece, İslam ve şeriat" konularında tam bir bilgisizliğe ve "medenî cesaret" alanında da ürkekliğe saplanılmasını,

Bilgisizlik ve cesaretsizlik içerisinde şeriatçıyı başıboş bırakılmasını,

Onunla tartışılamaz, onun yalanlarına karşı çıkılamaz şartlarının oluşmasını isterler.

 

Oysaki aksine, şeriatçı ile tartışmak gerekir,

Onu yola getirmek için değil (çünkü yola gelmez)

Doğru olmayan, gerçeğe uymayan sözlerini, akıl dışılıklarını,

Uygarlıkla bağdaşmazlıklarını ortaya vurmak için tartışmak gerekir.

1400 yıllık safsatalarla başkalarını da kendisi gibi gerici yapmasını önlemek için tartışmak gerekir.

 

*tna

 

 

Sevgili GeceKuşu bu aykırı yanıtınıza, Bekir Coşkun'un yazısından bir bölümü buraya ekleyerek cevap vermek istedim.Çünkü verdiğiniz yanıta çok iyi uyuyor.

 

Çünkü onlar toplumun gelişmemişlik, cehalet, kültürsüzlük çukurunda debelenmesinden yarar sağlarlar. Aydınlık, bilinçli, görgülü, gelişmiş bir toplumda yerleri asla olmaz, olamaz.

 

Onlar halkın görmesini, duymasını ve dilinin açılmasını istemezler.

 

Türkiye'de ilk kez bu köşede topluma eleştiriler başladı.

 

Ve sürecek...

 

Çağdaş, uygar, saygın, dünyanın imrendiği, çocuklarının gurur duyduğu bir toplum sevdamız olduğu için...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

   
			Şeriatçılar  tarikatlarında ve camilerinde,
			Tv,video-Cd ve gazetelerinde,
			Dini  sohbetler adı altında çeşitli toplantılarına katılan insanları:
		   "İslâm  şeriat’ı özgürlük dinidir, hoşgörü dinidir; İslâm’da zorlama olmaz" diye yanıltıyorlar…

 

AYKIRI SORU:

Şeriatçıların, İlk bakışta çokta masum görünen bu söylemleri gerçekleri ifade eden bir yaklaşım mıdır?

 

AKILCI YANIT:

 

"Hayır, özgürlükçü, hoşgörülü” görünüp yalan söylüyorlar!

Çünkü şeriat özgürlükleri red eder, hoşgörüyü red eder;

şeriat: şiddet ve zorlama üzerine bina edilmiş olup İslâm’dan gayri gerçek din tanımaz;

 

*İslâm’dan başka dinlere rağbet edenleri sapıklık ve ziyan içerisinde sayarlar;

Müşriklerin (puta tapanların öldürülmelerini emreder;

"Kitap ehli" olanların (Yahudilerin ve Hıristiyanların) İslâmi kabul etmedikleri takdirde

(etmemenin cezası olarak) cizye (kafa parası) vermelerini

Ve eğer bu iki şeyden birini yapmadıkları takdirde yok edilmelerini emreder;

-'Her kim dinini (yani İslâm’ı) değiştirirse, onu hemen öldürünüz-' derler.

 

*İnsan olmak, hurafelere değil temel bilimlere inanmak,

İnsan sevgisinin her şeyden yüce olduğunu anlatmak yerine,

(Nisa suresinin 89’uncu ayetinin doğal sonucu olarak) din adına

“Namaz kılmadığına emin olduğunuz bir insana oğlunuz da olsa

bir bardak su vermeyiniz, evinize almayınız dayatmalarıyla.”

(Anne ve Baba-Oğula, Kardeş-Kardeşe düşman edilerek toplumsal barışın temel dayanağı olan

Aile içi saygı-sevgi ve barışı ortadan kaldıran bölücü yaklaşımları öğütlerler.

O oğul veya kız için anneleri, babaları ve kardeşleri,

Hiç bir şekilde vazgeçemeyecekleri birer değer olmalarına karşın

Aile içinde yapay gerilim yaratılmasına neden olurlar…

 

*tna

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

   
			Şeriatçılar  tarikatlarında ve camilerinde,
			Tv,video-Cd ve gazetelerinde,
			Dini  sohbetler adı altında çeşitli toplantılarına katılan insanları:
		   "İslâm  şeriat’ı özgürlük dinidir, hoşgörü dinidir; İslâm’da zorlama olmaz" diye yanıltıyorlar…

 

AYKIRI SORU:

Şeriatçıların, İlk bakışta çokta masum görünen bu söylemleri gerçekleri ifade eden bir yaklaşım mıdır?

 

Şeriatçıların sevdikleri toplumlara söz verdigi özgürlükten ornekler:

 

Taliban Afganistan'da uzun yıllar dolu savaşlardan sonra, "dul kalan" kadınların Çalışmaları yasaktı ve durumları felakettir. Islamcı yönetim, erkek doktorların, kadın hastalara bakmasını da yasaklamıştır. Oyuncaklar, saçlarını kısa kestirmek, renkli veya beyaz elbise giymek, mücevher takmak, topuklu ayakkabı, ve gülmek yasaktı.

 

Iran’da hicap ya da çarşafsız gezmenin cezası 12 ay hapis veya kırbaçlanmaktır. Eğer kırbaç cezası para cezasına çevrilirse ortalama 80 kırbaç cezasının karşılığı bir çalışanın 6 aylık kazancına eşittir.

 

Suudi Arabistan'ın Mekke Kenti'nde bir okulda çıkan yangından kaçmaya çalışan 15 kız öğrenci kıyafetleri sokağa çıkmaya uygun değildir diyerek, binadan çıkışına izin verilmedi ve başörtüsüz olduğu için kızlar, diri diri can verdi.

 

Pakistan'da tecavüze uğrayan kadın zina yapmış sayılır. Şikayet için karakola giderse "kötü ahlaklı kadın" damgası yer. Ayrıca polisler tarafından da tecavüze uğrama riski vardır. Şeriattan korktuklari icin tecavuz ugrayan kadinlar sessiz kalirlar.

 

Şeriatçılar "İslâm şeriat’ı özgürlük dinidir, hoşgörü dinidir; İslâm’da zorlama olmaz" diye devam ederler!

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

***

11 Haziran 2004, tarihinde İstanbul’da “Sivil Toplum ve İnsan Hakları Programı” “Müslüman Dünyada Demokrasi”

BATI TOPLUMLARINDA MÜSLÜMAN KADIN panelinde uluslar arası katılımcılar düşünce görüşlerini ortaya koydular…

 

 

Elbette ki, kendi öz düşüncelerinin oluşmasında okumaya önem veren duyarlı arkadaşlar

Buradaki BATI TOPLUMLARINDA MÜSLÜMAN KADIN linkinden konuşma metinlerini okuyup kendi araştırmalarını yapacaklardır…

 

Ben Panelin Soru-Cevap bölümünde dikkatimi çeken bir diyalogu buraya taşımak istiyorum

 

 

SORU: Ben Zaman gazetesinden Zafer Özcan. Hidayet Hanım'a bir soru sormak istiyorum. Siz ilk soruya verdiğiniz cevabınızda Müslüman erkekler arasında bir zenginleşme olduğundan; kapitalist, liberal ve piyasa ekonomisine bir eklemlenme olmasından dolayı sosyalist ve daha halkçı yaklaşımlara duyarsızlıklarının arttığından bahsettiniz. Bu durumda iki soru benim aklıma takılıyor. Müslümanlıkta-bir ilahiyat doktoru- olduğunuz için de buna tam muhatap olarak cevap verebilirsiniz

 

İslamiyet’te özellikle fıkıh olarak zenginleşmeye, iyi yaşamaya veya lükse karşı bir engel var mı;

varsa biz mi bilmiyoruz?

 

 

Dr.Hidayet Şefkatli Tuksal:

 

Geleneksel İslam fıkıhına göre siz zekatınızı veriyorsanız, istediğiniz kadar zengin olabilirsiniz.

 

Hatta fıkıhta zekat vermemek için öyle hileler bulunmuştur ki... Zekat düşmesi için bir malın üzerinden bir sene geçmesi gerekir. Tam 364 günde siz onu karınıza hibe edersiniz, zekat düşmüş olur. Bir 364 gün daha geçtiğinde karınız size hibe eder. Ondan da zekat düşer.

 

işte böyle yollar bulunmuş. Eğer amaç bu ise bir şeyin geleneksel İslam fıkıhında bulunmuş olması onun ahlaki olduğunu göstermiyor. Geçmişte de bence nikah ve başka konularda hile-i şeriye denilen, ortalama ahlakın dışına çıkan, bir sürü çözümün fıkıh olarak üretildiğini görüyoruz.

 

Dolayısıyla İslam fıkıhla eş değer bir şey değil ve bence İslam her dönem Müslüman’ın kendisinin yeniden okuması gereken bir şey. Ebu Hanifen çok büyük bir alim olabilir; ama ben onun İslam'ına teslim olmak zorunda değilim. Ebu Hanife bugün yaşasaydı bakalım nasıl bir Müslüman olacaktı?

 

Yani ben İslamı bir kitabı önüme alacağım, okuyacağım, onda ne varsa onu yapacağım, böyle bir şey olarak algılamıyorum. Buna Kuran-ı Kerim de dahil. Kuran-ı Kerim'i ayet ayet okuyup ayetlerde ne diyorsa motomot bugüne uygulamayı sorunlu buluyorum. Zaten Müslümanlar bunu yapamıyor, çünkü silahlanmayla ilgili ayetler, savaş taktikleri var. Bu ayetlerin hepsi bugün tartışılmayacak şekilde rafa kalkmış durumda.

 

Neyi tartışıyoruz? Kadın erkek ilişkilerini tartışıyoruz sadece. O da çok geleneksel olarak zaten var. Bir de Müslüman erkeklerinin işine geldiği için daha çok onlar tartışıyorlar. Aile içindeki hegemonyalarını, güçlerini kaybetmek istemiyorlar. Ondan dolayı böyle bir problem var. Ondan dolayı tartışıyoruz. Dolayısıyla geleneksel İslam fıkıhı zenginliğe karşı olmayabilir.

 

Diyorsun ki hem mazlum durumdan kurtulucaksın, hem de zengin olmayacaksın. Herşeyin ahlaklılığı tartışılmalı.

Bizim ilahiyatçıların şöyle bir tespiti var: Fıkıhi hükümlerin ahlaklılığı sorun edilmemiştir.

Mesala cariyelik müesesesi...

Müslüman erkek bir cariyeyi satın alırken onun her tarafına bakabilir, avdet mahalleri de dahil olmak üzere;

yumuşak mı sert mi diye etine dokunabilir. Mal alır gibi alabiliyorsunuz!

 

Bunun neresi ahlaki?

 

Mesala bunlar tartışılmıyor; kadının başörtüsü tartışılıyor; ama cariye bir kadının kendini örtme hakkı bile yok.

Bunlar İslam fıkıhında hiç tartışılmamış ki!

Müslümanlar olarak bizim ihmal etmememiz gereken çok ödevimiz var; bunu da yapmaya çalışıyoruz.

 

 

Bunları bizler ifade etmeye kalksak inançsızlar ne olacak deyip elinizin tersiyele itip, reddetme ihtiyacı duyarsınız...

Forumda, Dini inançların insanları ne kadarda ahlaklı olmalarını sağladığını savunan arkadaşların bilgisine sunmak istiyorum…

 

“Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hadis Ana Bilim Dalında Dr. Hidayet Şefkatli Tuksal ‘ın yanıtındaki bir bölüm dikkatimi çekti;

 

   ...

		 “Geleneksel İslam fıkıhına göre siz zekatınızı veriyorsanız, istediğiniz kadar  zengin olabilirsiniz. 
				 Hatta fıkıhta zekat  vermemek için öyle hileler bulunmuştur ki... 
				 Zekat düşmesi için bir  malın üzerinden bir sene geçmesi gerekir. 
				 Tam 364 günde siz onu  karınıza hibe edersiniz, zekat düşmüş olur. 
				 Bir 364 gün daha  geçtiğinde karınız size hibe eder. Ondan da zekat düşer.”
  ...

 

AYKIRI SORU:

Hepimiz biliyoruz ki; bir çok vergi mükellefi çeşitli yöntemlerle vergi kaçırıyorlar…

 

Bayan Hidayet’in "zekat vermemek için öyle hileler bulunmuştur ki" derken ifade ettikleri...

Dindarların Allah’tan ve Kullarından... -vergi- kaçırma yöntemlerinden biri midir?

 

***

*tna

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ben özür dileyerek haddimi aşmak istemiyorum ama bütün herkesin yorumlarını okuduktan sonra şöyle bir kanıya vardım.

Bu tartışmanın boyutlarını düşünce dünyamda hep ikiye ayırdım. 1. yaşamda olup bitenleri gözlem ve uygulama yapmış insanların kaynaklarından algılayıp özümsemek 2. ne kadar karşı çıkarsak çıkalım her şey önce içimizle başlıyor bu sorulara cevap yetiştirmek hemen hemen imkansız çünkü insan helak olur. İnancımız ve Dinimiz bize madem bu kadar yasaklar koymuş yüzyıllar boyu insan oğlu inansada inanmasada yaşam ilerlemiş ve her olumsuzluk bir anda bir sürü güzelliği ve çirkinliği yaratıvermiş acaba bu şeriati yada benzeri kavramları düşünen insanlar yada bütün bunlara karşı çıkan insan diğer taraftaki insanlar acaba hangisi başarılı olmuş buna görede Allah inancını ve Mucizeleri sorgulamayı ben küçücük beynime sıkıştıramam onun için bir insan olarak bilirimki yaşamdaki yapabileceğim herşeyi insana daha yaralı kılmak için çabalarım ve Kainat üzerinde "HİÇ BİR VARLIK YOKTUR Kİ ALLAH ADINI ANMAYA DURSUN" insan oğlu bilsede bilmesede kabul etsede etmesede bunu her an her saniye yapıyor. bir tek bunun farkında olalım yeter. birde bizim en büyük düşünürümüz MEVLANA ne güzel yerinde koymuş "GEL NE OLURSAN OL YİNE GEL" bu iki söylediğim sözle sadece şunu sağlayabilirim kişisel benliklerimizdeki taraf ve dayatmaları yumuşatabilirim bu bile insanı mutlu ediyor.

yine özür diliyorum belki bu yazdıklarımla zihinlerde yine bir sürü olumsuzluk yaratabilirim ama amacım bu değil KALP ve BEYİN dengesini kurmalı o zaman bütün yazdıklarınızın cevaplarını kolayca verebiliriz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben kisa ve öz olarak bir yere deginmek istiyorum,birseyleri yanlis algiliyor veya yorumluyoruz.

Dogru olmak,yolsuzluk yapmamak,adil olmak,insanlara sevgi dolu olmak inananlar icin Allah'in istedigi vasiflardir inanmayanlar icinde insan olmanin sartlaridir.

O zaman ben diyorum ki,her müslümanim diyenin Allah'in istedigi vasiflari tasiyor olmasi nasil ki gercek olamazsa,her inanmayaninda insanlik vasfi tasimadigini iddia etmek bir okadar yanlistir.Insan olabilmek inancla degil yapiyla mümkündür.Inancin fonksiyonlari farkli seylerdir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yönetimin karşıt olması ile halkın karşıt olması farklı şeyler, siz hükümeti seçersiniz ama bu durum hükümetin, halkın tüm değerlerini inançlarını bire bir yansıtacak anlamına gelmiyor...Halk vergilere de karşı, ama hükümet açısından bu vergiler çok önemli bir gelir kalemi, yani demem o ki, hükümetler her konuda halkın aynası değildirler, siyaset arenası farklıdır...Sizn bu kadar dış borcunuz varken, nasıl olacak da tamamen bağımsız davranacaksınız, kaldı ki, ben artık globalleşme hikayesi nedeniyle tüm ülkelerin de karar alımlarında giderek bağımlı hale gelmeye başladıklarını düşünüyorum :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Küresellesme,birey demektir.dolayisiyle Küresellesme ile bireyler milli olma sinirindan kurtulmus olmaktadirlar.Yani daha belirgin yazmak gerekirse Küresellesme ulusal devletleri ortadan kaldirma ve daha kolay sömürme düzenidir.Isin asil ilginc yönü ise,Amerika ve Avrupa ülkeleri ulus devlete yapismisken Türkiye gibi disa bagimli ülkelere küresel sistemi yeglemektedirler.Son 5 yilda Türkiye'nin cari aciginin dis borclarinin katlanmasinin perde arkasini inceledigimizde Türkiye'yi yönetenlerin ve Türkiye'yi yönetenleri kullananlarin gayet bilincli olarak Türk devletini borclandirdiklarini görürüz.1950 dönemi ile baslatilan sistemli disa baglilik ve borclandirma Gümrük birligi ile en son hedefine varmis,Türk ciftcisi,Türk köylüsü fakirlestirilirken yabanci ürünler gümrük birligi kapsaminda Türkiye'ye akarken Türkiye'nin ürettigi ürünler ancak AB nin iznine bagli olarak ve onlarin bize öngördügü kotalar cercevesinde üretilip satilmaktadir.Bu kapsamda,*findik,Misir,soya,tütün,bugday vb.*ürünleri disardan yani AB ülkelerinden satin alma sartina karsilik bizim ürünlerimiz sinirlandirilmistir,bu anlamda yani Gümrük birligi ile Türkiye cok büyük zarar etmektedir.Küresellesmenin ulus devletlere karsi olmasi,sömürü düzeninin farkli bir versiyonu olmasi bizdeki küresellesme yandaslarini pek ilgilendirmemektedir.Onlar icin milli olan hersey, Refik Halid Karay'in deyimiyle sacmaliktir.Refik Halit bir dönmeydi ayni zamanda.

Hükümetler ancak kendi ideolojileri icin yönetime tabi ourlar ve secilirler,onlarin amaci halka hizmet degildir,bakin 1950 den bugüne kadar hangi hükümet halk icin calismistir,hicbiri.Yillardir AB kapilarinda dilenci gibi onurumuzu kaybettigimiz bir yana birde AB nin bize öngördügü sartlari yerine getirmek gibi bir mükellefiyet altina girmisiz.Hükümetler milletin aynasi tabiiki olamazlar.Halkin aynasi olabilmek halki anlamakla mümkündür.Patronlari Okyanusun ötesinde olanlar halkin aynasi olamazlar.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Vatandaş "Türk Osman" Osman bey,sabah saat 7 de CASİO masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı.PUFFY yorganını çekti.HUGO BOSS pijamalarını çıkarıp ADİDAS terliklerini giydi.WC'ye uğradıktan sonra banyoya geçti.CLEAR şampuan ve PROTEX sabunla yıkandı,COLGATE ile dişlerini fırçalayıp,ROWENTA ile saçlarını kurutttu.BİLL'S gömleğini ve PİERRA CARDİN takımını giydi.LİPTON çayını içti.SONY televizyonundan FLASH haberleri izledi.CITIZEN kol saatine baktı.HYUNDAİ otomobiline bindi.Ağzına bir POLO şeker attı.Şehrin göbeğindeki MEGA CENTER' deki ofisine varınca ,CASPER bilgisayarını açtı.MİCROSOFT EXCEL'i açtı ve çaycıya bir NESCAFE söyledi.Saat 10 a doğru açlığını yatıştırmak için GRİSSİNİ yedi.Öğlen MCDONALD'S a gitti ve ayaküstü COCACOLA içip HAMBURGER yedi.Üstüne CAMEL sigarasını yakıp, star gazetesini karıştırdı.Akşam üzeri iş çıkışı İMAGE BAR'a uğrayıp ,JB sini yudumladı.Sonra köşedeki SHOPPİNG CENTER'e uğradı.Eşinin sipariş verdiği,PERSİL SUPRA deterjan,ACE çamaşır suyu,PALMOLİVE şampuan,GALA tuvalet kağıdı,SPRİTE gazoz ve JOHNSON kolonyayı alarak kasaya yanaştı ve aldıklarını BONUS kart ile ödedi.Haftasonu eşi ile GALLERİA' ya giden Osman bey,SHOWROOM 'lar dolaşıp,KINETIX ayakkabı ve LEE COOPER BLUE JEAN aldı.Akşam evde bir gazetenin vardiği TV GUİDE 'a göz atan Osman bey,kanallar arasında ZAPPİNG yaparak,FİRST CLASS,TOP SECRET,PAPARAZZİ gibi programlar izledi.Aynı anda OUTDOOR dergisini karıştırdı.Saat 22 ye doğru SHOW'da Türk dili üzerine panel başladı.Uykusu gelen Osman bey,televizyonu kapatıp yatak odasına geçerken,kendini mutlu hissetti.

 

Küreselleşmenin vermiş olduğu rahatlıkla olsa gerek, "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE" diyerek gerindi ve uyudu.

Hala da uyuyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Vatandaş "Türk Osman" Osman bey,sabah saat 7 de CASİO masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı.PUFFY yorganını çekti.HUGO BOSS pijamalarını çıkarıp ADİDAS terliklerini giydi.WC'ye uğradıktan sonra banyoya geçti.CLEAR şampuan ve PROTEX sabunla yıkandı,COLGATE ile dişlerini fırçalayıp,ROWENTA ile saçlarını kurutttu.BİLL'S gömleğini ve PİERRA CARDİN takımını giydi.LİPTON çayını içti.SONY televizyonundan FLASH haberleri izledi.CITIZEN kol saatine baktı.HYUNDAİ otomobiline bindi.Ağzına bir POLO şeker attı.Şehrin göbeğindeki MEGA CENTER' deki ofisine varınca ,CASPER bilgisayarını açtı.MİCROSOFT EXCEL'i açtı ve çaycıya bir NESCAFE söyledi.Saat 10 a doğru açlığını yatıştırmak için GRİSSİNİ yedi.Öğlen MCDONALD'S a gitti ve ayaküstü COCACOLA içip HAMBURGER yedi.Üstüne CAMEL sigarasını yakıp, star gazetesini karıştırdı.Akşam üzeri iş çıkışı İMAGE BAR'a uğrayıp ,JB sini yudumladı.Sonra köşedeki SHOPPİNG CENTER'e uğradı.Eşinin sipariş verdiği,PERSİL SUPRA deterjan,ACE çamaşır suyu,PALMOLİVE şampuan,GALA tuvalet kağıdı,SPRİTE gazoz ve JOHNSON kolonyayı alarak kasaya yanaştı ve aldıklarını BONUS kart ile ödedi.Haftasonu eşi ile GALLERİA' ya giden Osman bey,SHOWROOM 'lar dolaşıp,KINETIX ayakkabı ve LEE COOPER BLUE JEAN aldı.Akşam evde bir gazetenin vardiği TV GUİDE 'a göz atan Osman bey,kanallar arasında ZAPPİNG yaparak,FİRST CLASS,TOP SECRET,PAPARAZZİ gibi programlar izledi.Aynı anda OUTDOOR dergisini karıştırdı.Saat 22 ye doğru SHOW'da Türk dili üzerine panel başladı.Uykusu gelen Osman bey,televizyonu kapatıp yatak odasına geçerken,kendini mutlu hissetti.

 

Küreselleşmenin vermiş olduğu rahatlıkla olsa gerek, "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE" diyerek gerindi ve uyudu.

Hala da uyuyor.

 

mükemmel, :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

4846288.gif

 

AYKIRI SORU:

 

Kendi ulusuna çağdaşlık yolunu açmak yerine,

Ortaçağdan kalma Arap kültürüne yol açmak...

Bu nasıl milliyetçiliktir; ?..

 

Söyler misiniz;

Yeryüzünün en güzel coğrafyası üzerinde yaşanan,

yeryüzünün en güzel kültürünü Arabistan’a çevirmek "milliyetçilik" olabilir mi?..

Yoksa bir milletin çağın dışına savrulmasını savunmak mıdır milliyetçilik?..

AYKIRI YORUM :

 

Me Ha Peh peh peh... Devamını TIKLAYIP Okuyun...

 

*tna

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir aykırı yorum da benden bu konuya.

 

Geçen gün gazeteler de, Hrant Dink 'in öldürülmesinin üstünden geçen bir yıl ve gelinen noktayla ilgili,yazıları okuyordum.Bir yazı da bu cinayetlerin aydınlatılması ile ilgili olarak şöyle bir korkunun olduğunu gördüm.Katilin yakalanmasına gereken önem verilmemesi ile ilgili şöyle deniyordu:

 

-Yükselen milliyetçilik rüzgarının tersine kürek çekmek oy kaybı demektir.

 

 

Yeni yükselen değer "ılımlı islam" olduğuna göre , aksine davranış oy kaybıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

4846288.gif

 

Keşke en büyük derdimiz türban olsaydı...

 

AYKIRI SORULAR:

 

1- Ülkemizde "kadın sorunlarını" en önemliden önemsize doğru sıralayacak olsak..

...."Acaba türban kaçıncı sırada gelir?"

 

2- Ülkemizde "kadınların eğitimiyle ilgili sorunları" sıralasak,

...."Kadınların eğitiminin önündeki engeller arasında türban kaçıncı sırada yer alır?"

 

*tna

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

AYKIRI CEVAP

 

İki soruya da şöyle denebilir.TÜRBAN ilk sıradadır.Çünkü türbanı çözersen her sorun hallolur.

 

Doğu da kadına yönelik töre cinayetleri son bulur,kadına şiddet ve aile içi şiddet son bulur,kız çocukları okutulur.Çocuk yaşta babası yaşındaki adamlarla evlendirilmezle,başlık parası uğruna satılmazlar.

 

Bütün mesele TÜRBAN ,bu mesele halloldu mu her şey süt liman .

 

Bazı arkadaşlarımız diyorlar ya çok hoşuma gidiyor o cümle. "Durmak yok yola devam"

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

4846288.gif

 

Keşke en büyük derdimiz türban olsaydı...

______________________________________________________________________________

 

AYKIRIYORUM :

 

Türbana serbestlik konusunda MHP ve Ak Parti anlaştılar.

Anlaşmanın formülüne bir de isim takıldı: GATA formülü.

 

Başörtüsünü türban formunda değil de, çene altından fiyonkla bağlarsan sorun yok.

Tamamdır. Rejim tehlikesi artık bertaraf edilmiştir.

 

Meğer bütün mesele kafanın içinde ne olduğunda değil,

Bazılarının başlarını siyasi bir mesaj amacıyla örtmeleri falan değilmiş...

 

Sorun fiyonktaymış.

 

Örtünün ucunu alttan çevirip, arkaya doğru atmadığın zaman...

Atatürk Devrimleri'ne bağlı, laikliğe inanmış, dini siyasallaştırmayansın.

 

Yok eğer çene altından fiyonk atmamakta direniyorsan tehlikelisin.

Ne basitmiş Atatürk Devrimleri'ne karşı çıkanları ortadan kaldırmak.

Bu basit çözümü yıllardır bulamayıp, ülkeyi gerim gerim gerenler utansın.

Tamamdır. Rejim tehlikesi artık bertaraf edilmiştir.

 

Çene altından atılan bir fiyonkla, Üniversiteye gidecek genç kızlarımızı laik Cumhuriyet'e bağladık.

*tna

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aykırı çözüm:

 

Neyseki türban sorunu halledildi, artık bunu tartışmanın anlamı kalmadı zaten...

 

Bu forumdakiTÜRBAN SORUNU başlığını da bence artık değiştirelim ve ETEK SORUNU yapalım. Artık yavaş yavaş bu etek boyuyla da ilgilenmek lazım değil mi efenimmmm...

 

Ha bir de unutmadan;

İmam Hatipten mezun olanlar varya onların içinden de en başarılı olanlarını şeriat polisi yapalım artık...

Hem sloganlarını da hazırladım ben boşuna bunun için kafa yormalarına da gerek kalmadı; DENETİM ŞART

 

Asayiş berkemal!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aykırı çözüm:

 

Neyseki türban sorunu halledildi, artık bunu tartışmanın anlamı kalmadı zaten...

 

Bu forumdakiTÜRBAN SORUNU başlığını da bence artık değiştirelim ve ETEK SORUNU yapalım. Artık yavaş yavaş bu etek boyuyla da ilgilenmek lazım değil mi efenimmmm...

 

Ha bir de unutmadan;

İmam Hatipten mezun olanlar varya onların içinden de en başarılı olanlarını şeriat polisi yapalım artık...

Hem sloganlarını da hazırladım ben boşuna bunun için kafa yormalarına da gerek kalmadı; DENETİM ŞART

 

Asayiş berkemal!!!

 

 

Sevgili gloria ne de sabırsızsınız.Fiyonkla laik cumhuriyete bağlanma sorunu çözüldüğüne göre,sırada" etek sorunu "var.Herşey sırayla acele işe şeytan karışır. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir aykirilikta benden olsun; :lol:

 

Kizlarin türbanlarina baktikca,renkleri bir yana motifleride baya bir iddiali,helede fidan boylu güzel gözlü ceylan gibi hareketli kizlar,basi acik hemcinslerinden daha belirgin hareket etmekteler yani gülmeleri etrafa göz atmalari gözlerini süzmeleri cilveli hareketleri...

Hani diyorum,acaba böyle yaparak bulunduklari ortamda erkeklerin türbanli kizlara daha cok ilgi göstermelerini saglayip varsa türbana karsi antipatilerini gidermeyemi calisiyorlar.

Olurmu ya demeyin,biliyorsunuz savaslarda taktik cok önemlidir. :sorcerer:

 

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili gloria ne de sabırsızsınız.Fiyonkla laik cumhuriyete bağlanma sorunu çözüldüğüne göre,sırada" etek sorunu "var.Herşey sırayla acele işe şeytan karışır. :)

 

 

ÇOK ÖNEMLİ SORUNLARIMIZ (VIP=Very Important Problems) birden böyle hallediliverilince ben de işte böyle birden heyecanlanıverdim işte :blushing::P Aslında haklısınız aceleye hiç gerek yok, şimdi sevgili Erdoğan hazretleri ve halifelerini durduk yere şeytanla uğraştırmamak lazım tabii... Ne de olsa HER TÜRLÜ ÖNEMLİ SORUNUMUZU güzel yollardan ŞIPPP diye hallediveriyolar :wub::hug: Hatta aslında ne heyecana ne de telaşa gerek var, pozitif olmak lazım, hallolucakk diye düşünmek lazım, bu hem bizi rahatlatır, hem de onlara sakin sakin düşünme fırsatı verir :D endişeye mahal yok, sakinim :shifty:-_-:sleeping:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

medyanın büyük cabası sayesinde insanlar abd'ye düşmanca bakmıyor aslında

bush tayyibin kulağını cekiyor ve medyana söyle abd karsıtlığı istemiyorum bu ülkede diyor tayyipte emredersiniz efendim diyor ( eller bağlı baş eğik sekilde )

kültürel emperyalizmi ülkemizde basarıya uğramıstır buda baska bir neden conversler ,mc donalsddslar , coca colalar vs. uzar gider

işte sorun bu özenti genclik

kac tane tğrkce isimle cafe gördünbüz

artık insnalar köpeklerine bile yabancı isimler takıyor en acısı rambo raki gibi isimler cokca takıldı zamanında biz onalrın yapmacık kahramanlarına hayranlık duyduk

ahhh işte aziz nesi bosuna dememis bu halkın % 80 *******

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ülkemizde Amerikan halkına yönelik bir karşıtlık ise hemen hemen yoktur.

Saygılar

 

Dünya çapındaki Anketlerde, Amerikaya karşı tutum, davranış, tavırlar hakkında, Müslüman ülkeleri arasinda, en fazla anti-Amerikan gelen halk Turkiye/Turkler oluyor.

 

Aykırı Soru: ABD Kongreside, Anti-Türkiye tutum ile 'soykırım yasa tasarısı'nı ilerletmek isterse, niye en fazla anti-Amerikan olan Türklerin tansiyonu yükseliyor?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.