Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

TURKiYE ve Nukleer Enerji


YuceL

Önerilen İletiler

Merhaba.

 

Turkiye, nukleer santrale sahip, yanibasindaki Bulgaristan ve Ermenistan'dan elektrik enerjisi ithal etmek yerine neden kendi nukleer santralini yada santrallerini kurup enerji sorununu cozemiyor?

 

Konu hakkinda yapici fikirleri olanlari tartismaya bekliyorum.

 

Saygilar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu arada Nukleer Enerji konusunda bilgi edinmek isteyen arkadaslar icin, Tubitak'in hazirlamis oldugu cok guzel, her yil yenilenen kitaplari var. Size en yakin kitapcidan, saniyorum, Tubitak yayinlarindan Nukleer Enerji ile ilgili, analizler, istatistikler, ve daha bircok detayli bilgi iceren kitaplar bulabilirsiniz. Gidip bir bakin, arkasini bir okuyun derim. Bence begenecek, alacak, 2 gunde bitireceksiniz.

 

Saygilar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Merhaba.

 

Nukleer Enerji'nin cok atesli bir savunucusu oldugumdan dolayi kendimi tutamadim, ve sizden henuz ses cikmadan bu konuya bayagi bir gireyim dedim.  ;D

 

Arkadaslar, bir kere, bir nukleer santral asla bir atom bombasi gibi patlamaz. Dunya uzerinde simdiye kadar kurulan yuzlerce nukleer santral, ve uretilen buyuk enerjiye karsin sadece bir elin parmaklari kadar sayida "cok ciddi" nukleer kazalar olmustur. Akla ilk gelen Chernobil Nukleer kazasidir. Bu santral yillar oncenin teknolojisi ile uretilmistir. Ayrica kazaya sebebiyet veren etken de, santral calisanlarinin reaktor sicaklik degerlerini gosteren sistemleri yalnis calistirmalarindan kaynaklanmistir. Yani egitimli bir kadro ile boyle faktorleri ortadan kaldirabilirsiniz.

 

Turkiye su andaki enerji uretiminin yaklasik yuzde 70 ini fosil yakitlarin yanmasindan saglamaktadir. Bu da hava kirliligi gibi cok temel bir sorunu beraberinde getirmektedir. Ayrica fosil yakitlar havadaki CO2 miktarini da arttirmakta ve buda sera etkisine ve global isinmaya yol acmaktadir. Global isinma sonucu da kutuplar erimekte ve okyanuslardaki su seviyesi artmaktadir. Bu da yakin gelecekte bazi alcak kesimlerin su altinda kalmasi anlamina gelebilir. Bu nedenle, elektrik uretimi icin fosil yakitlar kullanilmamalidir.

 

Hirdoelektrik santreller ise heryere insa edilemez. Uygun bir cografi yapida araziye ihtiyaciniz olacaktir. Ayrica sabit ve bol akis rejimli birde nehir gereklidir. Kurak gecen yaz aylarinda barajlardaki su seviyesi dusmekte ve bu da elektrik uretimini olumsuz yonde etkilemektedir.

 

Gunes enerjisi de malesef gunumuzun modern sehirlerinin elektrik ihtiyacini gidermeye kesinlikle yeterli degildir. Ayrica bu enerji turunden bulutlu havalarda ve geceleri faydalanamazsiniz.

 

Sonucta geriye kalan tek alternatif cozum, gunumuzun en temiz enerji turlerinden olan Nukleer enerjidir! Bircok ulke nukleer enerjiyi siklikla kullanmakta, hatta Fransa toplam enerjisinin %80'e yakinini Nukleer enerjiden elde etmektedir. (Kaynak: www.cia.gov - the world fact book, france)

 

Gunumuz teknolojisi ve modern teknikleri kullanilarak cok guvenli santraller insa edilebilmektedir.

 

Kisacasi turkiye'nin enerji sorununun tek ve kesin bir cozumu vardir. O da bir degil, birkac Nukleer santral dir.

 

Bunu bugun toplum olarak hala tartistigimiza inanamiyorum. Eeh bize be!

 

Saygilar.

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 Turkiye'nin Nukleer santrale sahip olmasi sadece bol miktarda elektrik uretiyor olmasi anlamina da gelmiyor ayrica. Nukleer santral'le birlikte Turkiye'de Dunyada hizla yayilan atomalti parcacik teknolojilerini yakalamayi basaracaktir. Ancak bunun icin gunumuzdeki bilgi duzeyine uygun, modern bir arastirma laboratuvari ve arastirmalari Turkiye genelindeki universitelerle paylasacan saglam bir veri tabani mekanizmasi kurmaliyiz.

 Su anda Istanbul'da bulunan Nukleer Arastirma merkezi ben kendimi bildim bileli orada ve ne isle ugrasiyorlar bilmiyorum. Bu konuda kamuoyunu egitici, ogretici yayinlar da cikmiyor ayrica. Cok yazik cok. Zaman kaybediyoruz. Bilimsel konulara deger yeterince vermiyoruz. Nukleer enerji, ve nukleer teknolojiler ulusumuz icin gerekli. Bu teknikleri ogrenmek zorundayiz. Yoksa bir gun gelir dunyanin geri kalanina yem oluruz. gelin el ele verelim, nukleer enerji konusunda kitaplar okuyalim, fikirlerimizi daha buyuk kitlelere aktarmaya calisalim, bu konuda genis, bilgili, duzeyli bir kamuoyu destegi olusturalim.

 

 Iyi gunler dilerim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Misafir Kemalistyol

Sayın Yücel,

 

1-Bu zamanda pek kimsenin kitaba verecek parası yoktur,

olanın da "zaman" problemi vardır. Bu konuda, kitaplarla

ilgili tartışma bölümünde gerçekçi yazıları bulabilirsin.

 

2-Bir elin parmakları kadar az sayıda bile olsa, o kazalar

o bölge ve etkilediği kilometrelerce ilerdeki bölgelerde

"parmaksız hatta elsiz" çocuklar doğmasına sebep olmadı mı?

Bir çocuğa bile zarar verecek olsa, nükleer santraldan vazgeçmek

için yeterli... Doğacak olanın kendi çocuğun olduğunu düşün...

 

3-Çernobil olayının "insan faktöründen" kaynaklandığını yazmış ve

eklemişsin, "iyi eğitilmiş"... Ne kadar eğitirsen eğit, insanlar

bir gün "hata" yapacaklardır...

 

4-Fosil yakıtlar deyiminin içine doğal gaz dahil mi? (öğrenmek

için sormak zorundayım, kusura bakma, ben doğalgaz fosil

yakıt değildir diye tahmin ediyorum ama emin olmak istedim)

 

5-Hidroelektrik santraller için nehir gereklidir demişsin, önce bir

araştırmaları gerek, belki de yeterli nehir vardır ülkemizde, olmadığını

nereden bilecez?

 

6-Nükleer santrallerin "zararını" yazmamışsın? Tek zararı "patladığında" mı

oluşuyor?

 

7-"ehh bize be!" ünlemi çok güzeldi:))

 

8-Saygılarımla:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin kemalistyol,

 

I. Insanlari ne kadar iyi egitirseniz egitin hata yapacaktir. Dogrudur. Ancak iyi egitilmis insan, kotu egitilmis insandan daha az hata yapar ve bugunku yuksek teknoloji ile bu ufak hatalari kolaylikla onarabilirsiniz.

 

II. Dogalgaz fosil bir yakittir. Yine dogrudur. Ancak Turkiye'nin sadece enerji uretimi icin Rusya'ya, Azerbaycan'a,Ukrayna'ya,yada digerlerine verecek parasi yoktur. Biz su anda dogal gazi Rusyadan alicaz. Mavi akim projesi ile bu dogalgaz akisi daha da hizlanacak. Su ise bakiniz ki, Rusya elektrik enerjisi uretiminin %66 sini Fosil yakitlardan saglamaktadir. Ancak bu yakitlara para vermemektedir, cunki yeterince yeralti rezervleri vardir. Ancak bu rezervlere sahip Rusya, nukleer elektrik uretiminden de geri kalmamistir ve elektrik enerjisinin %14 unu Nukleer santrallerden elde etmektedir. Bizim bu ulkeden o kadar para verip dogal almaktansa, Nukleer santraller kurup Turkiyeyi elektrik cennetine donusturmek daha ucuza gelecektir.

Kaynak: www.cia.gov ,The world Fact Book, Russia

 

III. Tekrar etmek istiyorum. Turkiye'nin nukleer santral kurmasi, zaten cok geriden takip ettigi atomik ilimleri bir miktar yakalamasi demektir. Bu, Turkiye'nin ulkeler arasindaki sayginligini arttiracak ve bilimsel ve global konularda daha fazla soz sahibi olmasini saglayacaktir.

 

IV. Bir nukleer santral ASLA PATLAMAZ. Cunku Uranyum yogunlugu hicbir zaman zincirleme bir reaksiyon olusturacak yogunluga erisemez. En buyuk kazalar sizinti kazalari olabilir. Ancak yeni dizayn satraller buna neredeyse imkan tanimamaktadir. Kaza ihtimali yoktur demiyorum. Herzaman olacaktir. 3010 yilinda dahi olacaktir. Ancak gelisen teknoloji bu tip riskleri teorik sifirlara indirger. Gunumuzde bircok ulkede bu tip teknolojilerle yeni santraller insa edilmektedir.

 

V. Yani basimizdaki ulkelerden Bulgaristan, Ukrayna ve Gurcistan'da bundan 15 yil oncesinin teknolojisi ile uretilmis nukleer santraller hala aktif bir sekilde calismaktadir. Herhangi bir sizintida Turkiye zaten nasibini alacaktir. Turkiye zaten 15-20 yildir nukleer risk altindadir. Bizim insa edecegimiz santraller bu ulkelerdekilerden teknoloji olarak cok daha ustun olacaktir.

 

VI. Hayatimiz boyunca Rusya, Azerbaycan gibi ulkelerden dogalgaz alamayiz. Cunku, eger bu ulkelerle aramizda herhangi bir catisma durumu olursa ilk yapacaklari seylerden biri dogalgazimizi kesmek olacaktir. O zaman ne yapacagiz? Guclu bir enerji uretim sistemi olmadan bu kadar nufusu nasil isitacak, bu sehirleri nasil aydinlatacagiz?

 

VII. Tekrar ediyorum. Gunes enerjisi, Ruzgar enerjisi gibi alternatifler aslinda alternatif dahi degildir. Gunes isinlari hicbir zaman yeterli olmayacaktir. Ayrica gece ve bulutlu havalarda ise yaramamasi gibi sorunlar vardir. Ruzgar enerjisi ise dunyada vazgecileye baslanmis bir yontemdir. Her mevsim ve her yerde ise yaramaz ve hicbir zaman bir santral kadar enerji uretemez.

 

VIII. Turkiye'nin enerji alaninda dunyanin geri kalanina bagimli olmamasi icin tek cozumu Nukleer Santraller'dir. Ve bu durum cok ciddidir, daha fazla beklenmemesi ve ilgili kisilerin akillarini baslarina toplamasi gerekmektedir.

 

IX. Turkiye'ye ne olduysa kitap okuma eksikliginden olmustur. Insanlarimizin kitap okuyacak yeterince parasi ve zamani tabi ki vardir! Hergun kahvehanelerde bos bos oturan, sigaraya, alkole, at yarisina, lotoya para harcayan milyonlarca kisilik bir kitle vardir. Bu guc pekala kitap okuyarak degerlendirilebilir.

 

Yeni dusuncelerinizi sabirsizlikla bekliyorum.

 

Saygilar.      

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Yücel,

 

1-Hata olabileceğini kabul etmişsiniz, bu bir ihtimaldir.

Diyorsunuz ki, teknolojiyle bu ufak hataları engelleriz, bu da bir ihtimaldir!

Hata olma ve engellenememe ihtimali de var...

 

Yani, mantıksal olarak; çevre zararı oluşturma riski var...

 

2-Türkiye'nin parası yoktur sözü yanlış ama. Türkiye'de devletin gelirleri

yeterli gelmemektedir demek daha doğru. İkisi arasında fark var...

Nükleer enerjiyi düşünebilen iktidarlar önce o farkı gidermeyi

düşünmeliler.

 

3-Nükleer santral kurmakla bilmi yakalamak arasında doğrudan ne bağlantı

var anlayamadım. Teknolojik bir gelişmeyi aldık, tamam, biz bu konuda

araştırmalar yapıp, ilerletmeyi nasıl başaracağız?

 

4-Sayın Yücel demiş ki;

 

"Bir nukleer santral ASLA PATLAMAZ."

 

Çernobil olayı ne oluyo? Patlamaktan bizim kastımız zaten sızıntı olayıdır, çevreye

zarar veren her şeyi biz patlama olarak görürüz.

 

Demişsiniz ki;

 

"Kaza ihtimali yoktur demiyorum. 3010 yilinda dahi olacaktir.Ancak gelisen teknoloji

bu tip riskleri teorik sifirlara indirger. "

 

Burada bir mantık hatası yada düşüncelerde tam kararı verilemeyen bir konunun

savunulmasını tespit ettim. Yani, benim kavede tv seyreden bir vatandaş olarak

sorum şu; tehlikeli mi değil mi?

 

Kaza olup olmayacağından siz bile emin değilsiniz. Beni nasıl ikna

edeceksiniz?

 

5-Doğrudur, nükleer risk vardır diğer ülkelerden, çernobil gibi!!!

Ancak, siz kendiniz bu teknolojiye dalarsanız, diğer ülkelere

"abi, bunu kullanmayalım, bak üç kuruş için dünyayı mahvedebiliriz"

diyebilirmisiniz?

 

6-Doğalgaz acaba Türkiye'de yok mu? Bu konuda verilerim yok.

Ayrıca daha çevresel enerji kaynakları bulunamaz mı? Güneş enerjisi

rüzgar enerjisi gibi...

 

Madde yedi de cevap vermişsiniz bir parça gerçi ama, o gelişeceğini

söylediğiniz teknoloji sayesinde belki de bunların sorunlarına da

çare bulunacak.

 

8-Aslında nüfus artış hızının durdurulması, hatta tek çocuk olayıyla

geriye döndürülmesiyle bu sorun dahil tüm sorunlarımız para harcamadan

çözülmüş olur diye düşünüyorum.

 

9-Şu an siyasi partiler kurmayı düşünen binlerce insanla aynı hatayı

yaptınız! İnsanlar tabi ki para bulabilirler ve zaman da...Söylediğiniz

gibi...

 

Ama bunu isteyen adamı nereden bulacaksınız?

 

İnsanlar bilgi almazlar, adı üzerinde bilgisizdirler çünkü.

 

Bilgi düzeyleri yüksek olsa, almaları, istemeleri gerektiğinin bilincinde

olacaklardır zaten.

 

İnsanlara bilgiyi vermek için koşturmak, çaba harcamak, ricacı olmak, vb.

gerekir.

 

Bunu da yapmak bir iktidarın işidir.

 

Bizim yapabildiğimiz sadece, buralarda zamanımızı vererek, okuma ihtimali

olan internet cafelerden bağlanan ufak çocuklara bir şeyler verebilmektir.

 

Bu anda seni kutlamak zorunda hissettim kendimi Sevgili Yücel,

gerçekten delikanlı bi adamsın, tabi ben de:)

 

Baksana, ülke insanlarının bilgi düzeylerine katkı da bulunma yolunda

girişimler yapan iki kişiyiz, aferin bize:)

 

 

Acayip derecede önemli bi madde:

 

YENİ DÜŞÜNCE İSTEMİŞSİN...TABİ EFENDİM...HEMEN...

AKLIMA ŞİMDİ GELDİ...SENİNLE ORTAK BİR BİLGİ SİTESİ KURALIM MI? NE DERSİN?

SİTENİN ADI; www.durustluk.com

 

Her tür bilgiyi bulabileceğiniz bir site, darata taaaaam,

hatta yolsuzluk haberleri bile var, tabi hepsi belgeli.

 

Ve her tür karşıt görüşe yer verebilen bir site.

 

Örneğin; nükleer enerjinin hem yararı hem de zararı var bu sitede

beğenen alır.

 

Saygılarımla,

 

Çavvv

 

Not: Reklam geliri bile elde edip hayır işlerinde kullanabiliriz.

Tamam, biliyorum, aşırı iyimserim, ama ya olursa?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin kemalistyol,

 

Sizi 40 yildir taniyor gibi hissediyorum nedense! :)

 

Su sozunu ettiginiz www.durustluk.com cok iyi fikir. Turkiye'nin oyle bir siteye ihtiyaci vardir. Eger bahsettiginiz performansi sergilerse diger butun gazete ve TV sitelerinin rating'i dusecektir. Neyse bu konudan yazinin son bolumunde soz edecegim.

 

Simdi, Nukleer Enerji ile ilgili suregelen tartismamiza devam edelim...

 

I. Birincisi, bildiginiz gibi, Matematikte olasiliklar adinda bir konu vardir. Buna "ihtimaller" de diyebiliriz. Bu arkadas der ki, "Eger bir torba icersinde 29 tane kirmizi, 1 tane mavi bilye var ise, bir cekiliste torbadan mavi bilye cikmasi ihtimali 30'da 1'dir." Gercekten gayet mantiksal ve anlasilir bir tanim, degil mi? Simdi, bu mavi bilyeye "Nukleer Sizinti" diyelim. Cernobil Nukleer Santralinde kullanilan teknoloji ile torbadan mavi bilye cikma ihtimali 1/30 'di ise, bugunun teknolojisi ile ayni ihtimal yanizca 1/3000'dir.

     Ikincisi, (eger bana email adresinizi verirseniz size yazinin orjinalini gonderirim) Amerika'daki "Popular Mechanics" adindaki bir dergi (ki bu arkadas fizik alanindaki son teknolojik gelismelera agirlik verir) bundan iki onceki sayisinda ozel bir reaktor tipinden bahsediyordu. Hatta cizili semalarini falan da verdiler. Diyordu ki, "Boyle bir reaktorde fazla isinma ve sizinti ihtimali yoktur." Semayi bende inceledim, gercekten mantikli. Adamlar reaktor korunda ozel, sicaklikla genlesen bir madde kullanmislar. Reaktor fazla isininca bu madde genlesiyor ve uranyumun reaktor koruna gitmesini engelliyor. Bu da asiri isinmayi engelliyor ve reaktor uygun isiya gelinceye kadar sogumaya devam ediyor, boylece sizinti olayi da olmadan engelleniyor.

 

Ozetleyecek olursak, teknoloji bu gune kadar kaza riskini cok cok dusuk sayilara indirgemistir, ve bugun de kaza riski, -ozel metodlar kullanilarak- sifirdir. Belki Turkiye olarak bu son reaktor tipini insa etmede teknik sikintilar cekebiliriz, ama hala, son teknoloji santral tipleri yeterince givencelidir.

 

II. Bence bu Nukleer Enerjiler konusunu politiklestirmeyelim. Eger bir ulusun bir seye ihtiyaci varsa, o yapilir. A iktidari, B iktidari fark etmez, etmemelidir.

    Turkiye'nin parisi yoktur sozu neden yalnis olsun? Burada "Para" 'dan kastimiz kisi basina dusen milli gelirdir. Lutfen, rica ediyorum, diger ulkelerle kiyas ediniz... Ne hale dusmusuz gorunuz.

    Siz kemalist partiden soz ederken, bir bilim kurulu olacagini soylemistiniz. Bende birden bire heyecenlanmistim, Tamam demistim, iste gidiyoruz simdi! Ama goruyorum ki bilimsel konular ve ozellikle Atom Enerjisinin kullanimi, iktidarlari ilgilendiren, tek basina iktidarlarin cozebilecegi seyler gibi goruluyor. Politikaci bilim adami degildir, bunu unutmayalim.

 

IV. Nukleer santral kurmak Atomalti Tanecik Bilimini tamamen yakalam demek degildir. Tabiki! Ancak sizce bir nukleer santralin kurulumu universitelerde daha fazla Nukleer Enerji Muhendisligi bolumunun acilmasinave bu konuda daha fazla bilim adami yetistirilmesine yardim etmez mi? Sonra bu bilim adamlari, kendi ulkemizdeki laboratuvarlarda calisarak dunyanin geri kalanindaki meslektaslarina rakib olmazlar mi? Olurlar...

 

     Birde sorum olacak:

 

     Bunca senedir ulkemizde Nukleer Enerji Muhendisligi okuyup mezun olan, sonra bakkalda, manavda calisan genclerimiz icin bir umut isigi olmaz mi bu?

VI. Sayin kemalistyol, umarim bu forumu iki tek attiktan sonra okuyup cevaplandirmiyorsunuzdur. :)

     Turkiye su anda nukleer santrali yok ta, sanki bu komsu ulkelere "Aman hoca bu sizin teknoloji eskidi artik, bu olay tehlikelidir, baska bir enerji cozumu bulun" diyebiliyor mu? Diyemiyor. O biraz yumruk kuvveti ister.

     Madem diyemiyor ve o ulkelerden gelebilecek bir sizintinin riski altinda yasiyor, neden kendi santrallerini yapmasin be guzel kardesim?

 

VII. Nufus artis hizinin durdurulmasi ile ilgili sozlerinizin tartismasina burada girmek istemiyorum. Ancak, dunyanin geri kalaninin nufusu artarsa ve bizim nufusumuz azalirsa, bu durum ileride ne gibi zeminler dogurur tahmin edersiniz herhalde.

 

Son Madde:

 

Insanlarin harbiden daha fazla bilgili olmasini istiyorsaniz, Turkiye'nin, ulu onderin dedigi gibi, uygarlik seviyesinin uzerine cikmasini istiyorsaniz su asagida saydigim, aklima gelen birkac maddeyi yerine getirmelisiniz.

 

1. 11 yillik zorunlu, temel egitim.

2. Kahvehanelerin ve benzeri yerlerin, asamali olarak, kumarhaneler gibi kapatilmasi.

3. Ozellikle buyuk sehirlerde, kahvehaneler yerine, en az her iki mahalleye bir tane dusecek sekilde, ozel kitap okuma evleri kurulmasi. Buralardan internete de baglanilabilmesi ve cay/kahve icilebilmesi. Sigaraya ve alkole kesinlikle izin verilmemesi.

4. Insanlar evlerinde de ibadet edbilirler ancak ogrenciler evlerinde ders ogrenemezler. O yuzden once okul, sonra cami olayinin benimsenmesi ve devlet tarafindan okulu olmayan koye cami yapimina izin verilmemesi.

 

---

 

Simdi de su web sitesi isine gelelim. Olur hayhay. Bana bir email gonderin, birde email arkadasi olalim once.

 

[email protected]

 

Saygilar,

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir onceki mesaji gonderirken "Mesaj COk uzun, kisaltin" dedi. O yuzden bazi maddeleri silmek zorunda kaldim. O maddeleri bir sonraki turda bir koseye sikistiririm, simdi zamanim kalmadi.

 

Saygilar,

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 ay sonra...

???bütün enerji çeşitlerini saymışsınız ve bakıyorum nükleer enerjiyi yere göğe sığdıramışsınız peki yücel bey size sorularım var

1.insanlar bir torbadaki birer renkli boncuk değil :)

iriske attığınız şey insan hayatı hatta hayatları çürük dna ların kuşaklar boyu süreceğinin bilincinde olduğunuzu sanıyorum

2.peki ya atıklar onlarada çöxüm buldunuzmu nükleer atıkları ne yapacağız gömeceğiz mi yoksa denizemi atacağız ?????

3.dünyadaki kirlenmeden bahsetmişsiniz hakkınız var ama çevreye zara vermeyen yenilenebilir enejiler var .çaresiz olunca insan yaratıcı oluyor örneğin japonlar okyanus dalgalarından enerji üretiyor almanyada bir kaç yerde rüzgar enerjisi kullanılıyor güneş enerjisi şimdilik pahaliya mal oluyor ama bilimsel çalışmaların ne getireğini kim bilebilir

  kısaca insan değerlidir matematiksel hesaplamalar yaparken iki kere düşünmek gerekiyor

artı çok eğitimli insanlar da hata yapabilir burdan şu sonucamı ulaşacagız çernobildeki çalışanlarmı yetersizdi büyün olay bundanmı kaynaklandı dersiniz ?tarih hatalı kararlarla dolu ve hatalı kararlar devam ediyor...

insanlık adına kararlar verebiliyoruz onlar adına ve onlara rağmen dna'lar üstünlükmü katıyor dersiniz

                                                                       sevgiler

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin seyirdefteri,

 

Foruma katildiginiz icin cok tesekkur ediyorum. Nukleer enerji konusunda duydugunuz kaygilari hemen cevapliyorum...

 

1. Siz en son hangi tarihte bir teknoloji dergisi acip okudunuz bilmiyorum, ama gunumuz teknikleri ile uretilen Nukleer Santraller'le hicbir insan hayatini riske atmiyoruz. Nukleer teknolojilerin gelismesi ile ilgili en dogru statistikleri gormek istiyorsaniz TUBITAK in Nukleer enerji kitaplarini tavsiye ederim.

 

2. Atiklar konusunda su anda en yaygin olarak kullanilan teknik yere gomme. Nukleer santrallerde kullanilan yakitlarin (ki genellikle Uranyum 235/238 veya Plutonyum) yarilanma sureleri cesitli teknikler kullanilarak birkac yuzyila kadar indirilebiliyor. Yere gomulen 100 gram Uranyum hicbir insan yada canli ona ulasmadan coktan Kursuna donusmus oluyor. Son derece guvenli.

Yere gomme disinda bazi projelerde var. bunlarin basinda atigin kargo fuzeleri kullanilarak uzaya firlatilmasi ve gunesin cekim alanina sokularak yok edilmesi yada direkt Ay'in yorungesine oturtulmasi geliyor. Bu uygulamalara da Uzay teknolojilerinin hiz kazanmasi ile ucuzlasmasi ile baslanmasi planlaniyor.

Kisacasi gunumuzde sigaradan kaynaklanan problemler nukleer atiklardan binlerce kez daha fazla sorun olusturuyor.

 

3. Gunumuzde Nukleer enerjiye rarip olabilirmis gibi gosterilen alternatif enerji uretim teknikleri ile uretilen guc, nukleer enerjinin yanina bile yaklasamaz. Japonyadan ve Almanyadan bahsetmissiniz. Tamam alternatif enerji uretiyorlar kabul ediyorum, ancak cok kucuk bir yuzde ile. Japonya urettigi toplam enerjinin yuzde 30'unu Nukleer yontemlerle yaratirken, sadece yuzde 2'si bahsettiginiz "yenilenebilir enerjiler" le sagliyor. Almanya'ya gelince, Almanya'da sans eseri Japonya gibi %30 Nukleer'e %2 "alternatif" ile karsimiza cikiyor.

 

Kaynak:

http://www.cia.gov/cia/publications/factbo...book/index.html

"Bu sayfadan ulkeler hakkinda stratejik bilgiler edinebilir, erisimi olmayan insanlarimizi aydinlatabilirsiniz."

 

 

Birde klasik Cernobil ornegini vermissiniz... Cernobil gunumuzden 45 yil oncesinin teklojisi ile dizayn edilmis. Bu santrali tasarlayan muhendislerin zamaninda "386" bilgisayarlar dahi henuz hayal otesiydi.

Israrla "2002'ye hosgeldiniz" demek istiyorum.

 

Cok yanlis ve anlamsiz bir inanis var. Insanlar Atom bombasiyla Nukleer santrali birbirine karistiriyorlar. Santralin icerisinde atom bombasi patlaticaz ve ortaya cikacak muhtesem enerjiyle elektrik ureticez saniliyor. Bu ve benzer inanislar cok yanlis ve aptalca. Benzer kaygilari olan bireyleri, ve medya'nin bazi organlarini okumaya, arastirmaya davet ediyorum.

 

Nukleer enerji gunumuzde dunyanin en temiz, en guvenli, ve istikrarli elektrik uretim yontemi haline gelmistir.

 

 

Saygilar,  

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Daha once de uzerine basarak soylemeye calistim. Sabirla yine tekrar ediyorum: (1) BiR NUKLEER SANTRAL ASLA BiR ATOM BOMBASI GiBi PATLAMAZ. (2) AKILLININ BiRiNiN BiR BOMBA YAPIP ONU PATLATABiLECEK OLMASININ TEORiDE VE PRATiKTE TURKiYE'NiN ENERJi ACIGININ GiDERiLMESiYLE UZAKTAN-YAKINDAN HiCBiR MANTIKLI iLiSKiSi YOKTUR.

 

Umarim bu sefer fikri kaptirabilmisimdir.

 

Saygilar,

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben sizlere bu ortamı oluşturduğunuz için öncelikle teşekkür ederim.

1-ülkenin kalkınmışlığı elektrik tükemi ile doğru orantılıdır,bizde her işimizi elektrikle yapalım.elektrikle ısınalım elektrikle seyahat edlim elektrikle her yeri ışıl ışıl parlatalım.elektrikle fabrikalar sanayi kuruluşları kuralım.elektriğin pahalı olduğunu hepimiz biliyoruz ama hep pahalımı kalacak?hayır.dünyanın dört bir tarafında kullanılan nükleer santraller ülkemizede gelecek(EĞER VATAN HAİNLERİ ENGELLEMEZSE)green peace örgütü fransız menşeylidir ama ilginç olan fransada 27 tane nükleer santral var ama green peace bunlara hiç teğki göstermez sadece bize ve gelişmemiş ülkelere tepki gösterir.nükleer santralin sızıntı yapması ve insan sağlığını olumsuz yönde etkilemesi ihtimali yoktur çünkü kullanılan nükleer madde zayıflatılmış ayrıcada yaklaşık 39 tane yüksek güvenlik sistemi ve sensörleriyle donatılmıştır eğer olsa bile bu sistemin birinden kurtulsa diğeri hemen olayı durduracaktır.EĞER NÜKLEER SANTRAL TEHLİKELİYSE BİLE BUNU AVRUPADA OLAN BİR KAZA BULUTLARA TÜM DÜNYAYA YAYILABİLİR.

2-tüm gelişmiş ülkelerde insan ve eşya taşımacığında en masrafsız en güvenli ve hızlı olan tercih edilirken(DEMİRYOLU VE DENİZYOLLARI)maalesef ülkemizde rant ve çıkar kavgaları yüzünden karayolları tercih edilmektedir(BÜYÜK ZENGİNLERİN GELİRLERİ KARAYOLLARINDAKİ ARAÇLAR VE YAN ÜRÜNLERİDİR)bu konunun bir an önce neştere tabii olması şarttır.ülkemizde maalesef Atatürk zamanından kalma demiryoları(kapananlar hariç)ve trenler bulunuyor.Gemi sektörü ise ise yine maalesef çok eski teknolojileri kullanıyor.ve çok çok zayıf.zayıflığını zaten sık sısk gemilerin arıza yaparak sürüklenmeri ve batma tehlikesiyle karşı karşıya olmaları göstermektedir.ayrıca İstanbul belediyesinin uyguladığı deniz otobüsü seferberliğinin ,üç bir tarafı denizle kaplı olan ülkemizde uygulanmasını bekliyoruz.zaten deniz ve demiryollarının hurda halinde bulunması memleketin parasının hainler tarafından çar çur edilmesinin göstergesidir.

3-eğitimin önemini hepimiz bilir ve sık sık dile getiririz ama ülkemizde eğitimsiz ve basiretsiz yöneticilerin bu sektörü maddi ve manevi olarak can damarından yaraladığı kesindir.her yıl genç nufusu artan ülkemizde ben okuyacağım diyen gençlerin sayısı azımsanmayacak kadar çoktur.ama imkan bulamadıklarından dolayı ne lise nede üniversite eğitimi alabiliyorlar.ben amerikadan örnek vermek istiyorum,amerikada bir öğrenciye ve ailesine okumanın önemini anlatmak ve onları ikna etmek zorundasınız çünkü her türü refah içinde olan ülke okumanın gerektiğine inanmıyor.ve okumak isteyenler ise çok yüksek imkanlarla ve nazlana nazlana okumaktadırlar.maalesef lise mezunu olupta okuma yazma bilmeyen insanlarla dolu bir ülke.orta öğretim ve ÜNİVERSİTE eğitimi olabildiğine düşük.AMA GELELİM YÜKSEK LİSANS VE DOKTORA KONUSUNA,BU KONUDADA DÜNYAYNIN BİLİM MERKEZİ.ülkemizde ise okumak isteyen milyonlar var ama üniversite sayıları sabit ama çok kaliteli bir ağitim veriliyor.bizim lise eğitimimizde ağırdır.okumak isteyen bu kadar çok insana devlet sahip çıkamıyorsa bunun daha kolay yollarıda var.mesela yurt dışında ve ekonomisi bizden daha düşük olan devletlerle kültür anlaşması çerçevesinde anlaşılarak öğrencilerimiz o ülkelere yollanabilir.mesela çin ve rusya bizden öğrenci istiyorlar ama maalesef bir organizasyon yok.dünyada üçüncü dünya ülkesi olarak bilinen ülkeler öğrencileri yollarsak hem o devletlerin dillerini öğrenerek ticari ve kültürel olarak onları türkiyeyle tanıştırırlar hemde üniversite diplomaları alarak türkiyeye hizmet ederler.yök dünyada eşi benzeri olmayan ve sadece diktatör bir iki ülkede olan yetkileri sınırsız ama demokratik olmayan bir kurumdur.hatta bu kurumu başkanlarının tezleri bile aşırma olup kendileri siyasi ve belirli çeterin emrindedirler.zaten ilahiyat fakültesinde başörtüsü yasağı bunun en belirgin kanıtıdır.siyasetle başörtüsünün ne alakası var olasa bile başörtüsünde bir partinin amblemimi taşınıyor.ama ben biliyorum ki yökün başkanıda dahil tüm yöneticileri sürekli sabit partililerle görüşmektedirler.bende üniversite mezunuyum ve öğrenci siyaset yapmaz densede ,öğrencilerden siyasi görüşü olmayan ve propagandasını yapmayan yok denecek kadar azdır buna bölücü hadepte dahil.

maalesef fikri hür vicdanı hür değiliz ve atatürkün kemikleri anıtkebirde sızım sızım sızlamaktadır.demokrasi bu değildir çağdaşlık bu değildir.çağdaşlık modernlik ve avrupa tarzı hayat bize hiç bir şey veremez.avrupa bazı konularını halletmiştir.biz örnek alacaksak onların hallettiği konuları örnek alalım.onların ilimini alalım onların yozlaşmış kültürlerini almayalım.zamanında osmanlı imparatorluğu avrupanın ilmini alması için yoladığı kişilerle avrupa özel olarak ilgilenmiş ve vatan haini olarak jöntürkleri bize geri yollamıştır.evet jöntürkler vatan hainidirler vatanı hipnozlandıkları avrupalılara satmışlardır.yazdıkları şiirlerde kimisi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

neredesin ey fransa gelde istanbul paris olsun diyerek fransızların işgaline destek vermiş,kimiside her defasında anadolunun modern olmasının avrupalıların emrine her şeyimizle girerek olacagını savunmuştur.

ama istenen olmamıştır ve milletimizin çok köklü bir geçmişi ve birikimi vardır.tüm dünyaya yayılan türkler orada üremekte ve bizi temsil etmektedir.avrupanın kısır ülkeleri orları bizim türklere bırakmaktadır.ama bunun bilincinde olan avrupa afrikadan göçmen almakta ama türkiyeden almamaktadır.tüm dünyada çin hariç çok çocuk sahibi olmak için kampanyalar yapılmakta ama bizde maddi sebepler gösterilerek bu engellenmektedir.koç gurubu yıllarca milleti kısırlaştırmak için uğraş verdi yurt dışından çok yüklü miktarlarda paralar aldı.hatta verem aşısı diye çiçek aşısı diye dışarıdan özel olarak getirilen kısırlık iğneleri milletimize vuruldu durdu.yazıklar olasun satılmışlara ve allah belalarını versin hepsinin.biraz coştum kusura bakmayın daha sonra devletimizin ayıbı med tv ve pkk arasındaki ilişkiyi sizlere anlatmak dileğiyle.pkk medtv ile gelişip büyüdü ama devletimiz yurt dışı uydularını vuramadı vurduramadı tüh.uydunun birini düşürse pkklı şerefsizler bir daha asla kiralık uydu bulamazdı.

pkk lılar kominist sistemden medet bekliyorlar ve türkiyenin kendilerini ezdiğini söylüyorlar.türkiyeyi şimdiye kadar yönetenler ve şimdikilerde koministlerdir.ve kürtler eğer ezildiyse onları ezen yine koministlerdir.Türkiyenin adı cumhuriyet olabilir ama maalesef düzen merkeziyetçi ve kominist düzendir.eğer inanmıyorsanız kominist ülkelerle karşılaştırım.

www.fizik.dosyasi.com a yazdığım yazı

saygılar

Toryum

 

http://www.ssm.gov.tr/guncel/toryum.htm

 

 

Toryum radyoaktif bir element ve dogal olarak nükleer enerji elde etmede kullaniliyor. Hem de alternatifleri içinde en temizi.

 

 

Dünyada en çok Toryum rezervine sahip ülke bilin bakalim? ---

 

Türkiye.

 

Rezerv ne kadar --- 800.000 Ton.

 

Sonra hangi ülke geliyor? --- Hindistan.

 

Rezervi ne kadar --- 300.000 Ton.

 

 

Peki sahip oldu?umuz Toryum'un degeri ne kadar?

 

Siki durun.

 

Türkiyenin,

 

Iç borcu --- 85 milyar $.

 

Dis Borcu --- 125 milyar $.

 

Toplam --- 220 milyar $.

 

 

Elimizdeki Toryum'un degeri --- 120 TRILYON $.

 

Yani toplam borcumuzu 545 kere ödüyor.

 

Önce Bor simdi de Toryum.

 

Daha bilmedigimiz neler var kimbilir.

 

Bilginize...

 

||

..

()

--

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Thorium (Toryum.<tr>)

Symbol: Th

Atomic number: 90

Atomic weight: 232.038

Grey radioactive metallic element. Belongs to actinoids. Found in monazite sand

in Brazil, India and the US. Thorium-232 has a half-life of 1.39x10^10 years.

Can be used as a nuclear fuel for breeder reactors. Thorium-232 captures slow

neutrons and breeds uranium-233. Discovered by Jons J. Berzelius in

1829.

 

___________________________________________

 

A radioactive silvery-white metallic element that is recovered commercially from monazite. Its longest-lived isotope, the only one that occurs naturally, is Th 232 with a half-life of 1.41 × 1010 years. It is used in magnesium alloys, and isotope 232 is a source of nuclear energy. Atomic number 90; atomic weight 232.038; approximate melting point 1,750°C; approximate boiling point 4,500°C; approximate specific gravity 11.7; valence 4.

 

________________________________________

 

*Yukaridaki bilgi Britanica'nin Internet sitesinden edinilebilir. Birde T.C. Enrji ve Tabi Kaynaklar Bakanligi'nin web sitesindeki (http://www.enerji.gov.tr/dogal/potansiyel.htm)

bir tabloda Turkiye'nin sahip oldugu Toryum rezervleri ile ilgili resmi bilgiler sunulmustur. Sozu edilen rakam 800,000 ton degil 380,000 tondur. Bunun yaninda ulkemizin sahip oldugu tabii Uranyumun miktarinin da 9,129 ton oldugu gorulebilir.

 

Sayin alibal'a foruma katilimindan ve Toryum konusunu  sunmasindan dolayi tesekkur ediyorum. Nukleer yakit bakimindan bu kadar zengin olan, ve ulu onder Ataturk'un cagdas medeniyetlerin de ustune cikacak dedigi vatanimizin neden hala modern nukleer elektrik santrallerine sahip olup da vatandaslarina ucuz elektrik dagatmadigini bu forum araciligiyla tum okuyuculara soruyor, cevap bekliyorum...?... Yani dunyanin geri kalani bu kadar da "Geriden" takip edilmezki be!

 

Saygilar,

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Nukleer Enerji ile ilgili dunyadaki son durum, Turkiyenin nukleer zemindeki konumu, ve Nukleer Enerji konusunda kafanizi karistiran her turlu problemin, her turlu sorunun cevabi icin lutfen Turkiye Atom Enrjisi Kurumu'nun (TAEK) hazirlamis oldugu kisa-ve-oz, olumlu-olumsuz formatinda yazilan sayfaya bakiniz. Asagida TAEK'in linkini ekledim. Adimlari takip ederek bahsettigim sayfaya ulasabilirsiniz.

 

 http://www.taek.gov.tr/

 

I. Ana sayfadan (Nukleer Enerji)'yi secin.

II.Nukleer Enerji ile ilgili Gorusler'e tiklayin.

 

Siteyi kesfetmeye devam edin. Cok aydinlatici bilgiler var.

 

Saygilar, iyi eglenceler...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...

Sayin erdogan, oncelikle cesitli kaynaklardan kopyalamis oldugunuz ingilizce ansiklopedi seti icin tesekkurler. Keske butun bu bilgilerin tamamini kisa bir surede okuyup, nukleer fizik konusunda Ph.D.'mizi alabilecek zamanimiz olsaydi.. Maalesef bu forumda konulari kisa ve oz bir sekilde ele alip, kisisel goruslerimizi dile getirmeye calisiyoruz. Eger baska bir arkadasin bir onceki mesajda yazdiklari yazilardaki datanin dogrulugundan suphemiz varsa, o zaman o konudaki derin arastirmayi kendimize saklayip, arastirmanin sonucundaki dogru bilgiyi sokaktaki vatandasin anlayabilecegi bir dilde ve mumkun oldugunca kisa bir sekilde kendi mesajimizin arasina sikistiriyoruz...

 

Size Turkiye ve Nukleer Enerji gercegini birkac adimda kisaca aciklamak istiyorum..

 

1. Turkiye'nin elektrik enerjisi acigi vardir.

2. Turkiye bu acigini, nukleer santrallerle temiz ve guvenli olarak elektrik ureten ulkelerden elektrik ithal ederek gidermeye calismakta ve bu ulkelere odenen paralar senin-benim cebimden cikmaktadir.

3. Turkiye, cevresi tarafindan pek sevilmedigini de goz onunde bulunduracak olursak, elektrik ihtiyacini sonsuza kadar komsularindan elektrik ithal ederek karsilayamaz.

4. Gunumuzde insanoglunun elindeki en "iyi" elektrik uretim metodu Nukleer Santraller kullanmaktir.

5. Turkiye'nin teknolojisi ve bilgi birikimi Nukleer Santral insa edecek ve guvenle isletebilecek durumdadir.

6. Dunya uzerindeki gelismis ulkelerin tamamina yakini milli elektrik uretimlerinin buyuk yuzdelerini Nukleer tekniklerle saglamaktadir. Oyleki, Fransada bu oran %80 leri bulmaktadir. Fransa, bu teknolojiyi onyillardir kullanmaktadir ve henuz herhangi bir ciddi kaza yasanmamistir.

7. Fransa gibi daha onlarca ulke ornek verilebilir.

8. Turkiye'nin yanibasindaki Bulgaristan, Turkiye'den ekonomik ve teknik acidan geride oldugu halde Turkiye'ye elektrik enerjisi satmaktadir. Bu enerjinin bir kismi Bulgaristandaki eski Rus teknolojisi ile uretilmis nukleer santrallerde uretilmektedir. Ve yine Bulgaristanda hicbir ciddi nukleer kaza yasanmamistir.

9. Turkiyede kurulacak bir santral suphesiz Bulgaristanda, ve daha bircok ulkede bugun kullanilan Nukleer santral teknolojilerinin ilerisinde olacaktir.

10. Ulkemizde kurulacak bir nukleer santral vatandasa cok daha ucuza elektrik dagitimina olanak sagliyacak ve Turkiye'nin enerji acigini tamamen kapatacaktir.

11. Nukleer santral, Turkiye'nin nukleer teknolojiler konusundaki bilgi birikimini arttirip, dunyanin geri kalanina bu konuda akademik duzeyde de yaklasma olanagi verecektir.

12. Nukleer santralle enerji potensiyeli 3'e, 4'e katlanacak olan Turkiye, Avrupali yatirimcilar icin cazip bir yatirim cografyasi haline gelecek, ve boylece Turkiye'nin Avrupa Birligi'ne girmesi kolaylasacagi gibi, Avrupadan bol miktarda teknoloji transferi de alacaktir. Yeni is sektorlerinin acilmasiyla, issiz gezen insanlarimizin sayisi azalacaktir.

13. ... Baska sayiym mi?

 

Saygilar, sevgiler..

 

- Yucel

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Birde verdigimiz bilgiler eger bir yerden kopya edilmis ise, bilgileri aldigimiz kaynagi (internet, gazete-dergi, kitap, vs.) belirtsek super olucak! Internet sitesinden aldigimiz datalarin kaynagina bir link koyarsak forumu okuyan herkes icin hersey daha anlasilir olur.

 

Saygilar, sevgiler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 6 ay sonra...

Evet bircok milli madenimiz yabanci sirketler tarafindan calistiriliyor. Cok ucuza servetler degerinde madenlerimiz elimizden cikartiliyor. Gercekten cok aci bir durum.

 

Uzun zamandir forumda seyirdefteri, sara1, erdogan, avrupaninsesi, kemalistyol, vs. nin seslerini duymuyoruz. Nerdesiniz arkadaslar? Sagmisiniz?

 

Sevgiler, saygilar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili erdogan, soylediklerin cok dogru, aynen destekliyorum.

Sevgili barakuda, sonunda seni tekrar forumcular ailesinde gormek cok guzel.

 

Kapitalizmin taa teoride aslinda cikmaz bir yol oldugu zaten malum. Emperyalist anlayisi besleyen, guclu ulkeleri guclendiren, zayif ulkeleri daha da zayiflastiran bir sistem. Halk bazinda da ayni sekilde. Zengin parasina para katarken, fakir daha da somuruluyor. Kapitalist sistemde carklar kar anlayisi ile dondugunden ureticiler, daha fazla kar edebilmek icin elinin altindaki iscilere en az parayi odeyerek onlari en uzun sure ve en etkili calistirmak pesindedirler. Bu kapitalizmin 1 numarali kuralidir. Kapitalist dunyada sosyal sinifin cevindeki para miktari ile dogru orantilidir. Insan dogal olarak daha iyi yasamak istediginden, kapitalist sistem altinda somuruculuk, ve gunumuzdeki versiyonu Emperyalizm (gizli somuruculuk) eksik olmayacaktir.

 

Ancak baska bir husus da var. Utopik, mukemmel bir toplumu soz veren Sosyalizm de, Sovyet erasinda test edilmistir. Ve kendisini Kapitalist akimlara karsi koruyamamistir. Dunyanin geri kalaninda da Kuba, Cin, vs. gibi ulkeler hala sistemi kismen uygulamaktadirlar. Ancak basini ABD'nin cektigi Emperyalizm anlayisi, beslendigi sistem olan Kapitalizmi her kosulda sovunmak zorundadir. Yoksa dunyanin geri kalanini somuremez. Sonucta demek istedigim sey, acligin, huzursuzlugun, savasin global duzeyde durdurulabilmesinin ve utopik duzenin kurulabilmesinin tek yolu kuresel sosyalist devrim olabilir. Ancak uygulamada -pratikte- ve baslangic evresinde "imkansiz" denecek bir zorluk gorulecektir.

 

Tekrar Nukleer enerji konusuna donecek olursak, Turkiye'nin enerji acigi oldugu bir gercektir. Bu yuzden Turkiye'nin cevresindeki komsu (ve nukleer enerjiyi kullanan) ulkelerden elektrik enerjisi aldigi da bir gercektir. Turkiye'de enerji sorununun dogal gazli termik santrallarle giderilmeye calistigi da bir gercektir. Ancak bu dogal gazli termik santraller, ulusumuzu dogal gaz satan ulkelere (Rusya, Iran, vs.) daha fazla bagimli yapmak gaytretlerinin bir parcasidir. Yarin obur gun, Rusya ile Turkiye arasinda sert bir gerginlik olsa, Mavi Akim dogalgaz aktarma sistemi Ruslarin elinde cok buyuk bir koz olarak var olacaktir. Enerji ihtiyacinin temiz, uzun vadede, ve kesintisiz olarak cozulmesinin tek yolu nukleer santrallerin kurulmasi, ve ongurulen disiplinle isletilmesidir. Temmuz ayinda TUBiTAK-ODTU konsorsiyumu ve Turk dizayni BiLTEN goruntuleme uydusunu uzaydaki yorungesine yerlestirmeye hazirlanan ulkemiz, benim kanaatimce bir yada birkac nukleer santrali kurabilecek/kurdurabilecek, bakimini yapabilecek, ve sorumlulugunu alabilecek alt yapiya ve birikime fazlasiyla sahiptir.

 

Saygilar, sevgiler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...
  • 1 yıl sonra...

Sevgili arkadaşım Yucel neden yapamıyor desin sen . Dur ben söyleyeim çünkü yeterli personel ve araç gereç yok . Ha diceksin ki nasıl olmaz ama işte yeterli gayreti göstermiyorlar... :(

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...

NÜKLEER ENERJİ ALDATMACASI:

 

2004 yılı içerisinde ETKB, Türkiye'de enerji çeşitliliği adı altında, yeniden nükleer enerji santrallarını gündeme getirdi. Hem de bir değil, tam üç adet yapacaklarını söyleyerek. İktidar, daha da ileri giderek, AB üyeliği hayali için, başta en büyük çatlak seslerden Fransa'yı susturmak için nükleer enerji konusunda çeşitli ön anlaşmalar da imzaladı. Aynı olay, Rusyada da tekrarlandı. Ağanın eli tutulmaz!

 

Nükleer santrallar konusunda söylenecek çok şey var. Ben bunlardan bazılarını sıralayacağım:

 

1. Ölü Teknoloji: Nükleer enerji, Fransa hariç gelişmiş tüm batı ülkelerinde artık "ölü teknoloji" olarak anılmaya başlandı. Sözkonusu ülkeler, özellikle Çernobil felaketinden sonra, mevcut santrallarının güvenlik sistemlerini yeniden gözden geçirdiklerinde, inanılmaz sorunların yaşandığını, sıksık meydana gelen kazaların gizlendiğini ve tüm mevcut reaktörlerin bir şekilde yeni Çernobil'ler olmaya aday olduğunu gördüler. Birçoğunda alınması gerekli tedbirlerin çok masraflı olması nedeni ile bu santrallar teker teker kapanmaya başlandı.

 

2. Çekirdek Erime Olasılığı: Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) tarafından geçen yıl açıklandığına göre, dünyada her 2,5 yılda bir reaktör çekirdeği erimesi olayı gerçekleşme olasılığı var. Kanada'da Ontario Devlet Elektrik Planlama Komisyonu (ORCEPP), Kanada'da bir CANDU reaktöründe çekirdek erimesi olasılığının 15'de 1 olduğunu ilan ediyor. Bu oran, zarda düşeş atma ihtimalinden çok yüksek! Kanada Ontario'da birçok CANDU tipi reaktör kapatılmakta.

 

3. Kapatılan Santrallar: Son yıllarda, ABD'de birçok nükleer enerji santralı, emniyet tedbirleri ve yaşanan kritik sorunlar nedeni ile, ya geçici süre ile durduruldu, ya da tümüyle kapatıldı. Örneğin, kısa bir süre önce, yapımı tamamlanmış olmasına rağmen Shoreham reaktörü, işletim masraflarının çok yüksek olacağı görüşü ile kapatıldı. İtalya'da referandumla faal haldeki üç reaktör kapandı. Avusturya'da inşaatı tamamlanan ve çalışmaya hazır nükleer enerji santralı, halkın isteği ile faaliyete geçemeden kapanmak zorunda kaldı. Kanada'da birçok reaktör, yine emniyet gerekçesi ile kapandı, kapanıyor. Fransa hariç 14 OECD ülkesi nükleer programını durdurdu. Buna karşın 10 Doğu Avrupa ülkesi, Slovenya hariç, eski nükleer enerji programlarına -paraları ve batılı destekçileri yettiğince- aynen devam ediyorlar ve yenileri için de seferberler.

 

4. Batının Nükleer Çifte Standardı: Kendi ülkelerinde nükleer enerji santrallarını kapatan, programlarını durduran batılı ülkelerin işsiz kalan şirketleri, hükümetlerinin de maddi, politik destekleri ile, gelişmekte olan ülkelere tezgâh açtılar. Halâ, özellikle halkın görüşlerine önem vermeyen antidemokratik iktidarların yerleştiği ülkelerde kendilerine pazar bulabiliyorlar. Gerek Kanada (CANDU), gerek Amerika (Westinghouse) ve gerekse AB ülkeleri, bu alçakça ikiyüzlülüğün ve cinayetin baş aktörleri olmaktan hiç utanç duymuyorlar. AB'nin PHARE ve TACIS gibi komiteleri, nükleer emniyet adı altında, gerikalmış antidemokratik yönetimli ülkelerde nükleer enerjiyi teşvik ediyor; Pakistan ve Hindistan'da bozuk sistemleri geçici tedbirlerle bir süre daha idare edebilir hale getiriyor. Çin Halk Cumhuriyeti'ni Ortadoğu petrol pazarından uzaklaştırmak için o ülkede nükleer santral yapımına büyük paralar ayırıyorlar. Alman Siemens, Fransız Electricite de France aracılığı ile, halklara rağmen Rusya'da yeni yeni kötü teknolojili nükleer santralların yapımında bayraktarlık yapıyorlar. Yine şirketleri aracılığı ile Italyan, Fransız, Alman, Isveç, İngiliz, Kanada, ABD hükümetleri, Iran'da reaktör inşa ediyor; Türkiye'yi mahvedecek nükleer santral ihalelerine giriyor.

 

5. Cevherden Santrala: Uranyumun cevherden yakıt çubuklarına ya da elemanlarına dönüşmesi için geçen tüm safhalarda kullanılan teknoloji, müthiş bir enerji harcaması ve büyük maliyetleri içeriyor. Tüm bu operasyonlar sırasında da çevre inanılmaz ölçüde kirletiliyor; daha cevherin doğadan elde edilmesinden başlamak üzere insan ve çevre sağlığı riske sokuluyor. Nükleerin "temiz enerji" olduğunu savunanlar, tabii ki bu safhalardan hiç söz etmiyorlar.

 

1.000 MW elektrik üretmek için kurulu bir nükleer santral, ortalama 200 adet yakıt çubuğuna ya da elemanına gereksinim duyuyor. Her yıl bunların üçtebiri yenilenmek zorunda. Yani, 67 adedi yüksek seviyeli radyoaktif atık olarak, bugüne dek bunları doğaya ve insanlara zarar vermeden, binlerce hatta milyonlarca sene saklayabilmek için kalıcı hiçbir yöntem bulunamadığından, başa belâ oluyor.

 

6. Pahalı Teknoloji: En önemli nükleer reaktör yapımcısı Amerikan Westinghouse bugüne dek ABD'de toplam 54 reaktör kurdu. Bunlar, ortalama %432 oranında bütçelerini aştılar ve yine ortalama 5,3 yıl gecikme ile tamamlanabildiler. Westinghouse bu konuda bir de rekorun sahibi: sonuncu reaktörleri olan Watts Bar I, tam 23 yıl gecikme ve %1.100 bütçe aşımı (toplam 7 milyar dolar) ile sonuçlandı! Avrupa'nın nükleer devi Electricite de France şu anda dünyanın en büyük borçlu şirketi. Firmanın 1999 yılı borç toplamı tam 30 milyar dolar. Bu rakam tek bir firmanın yapabileceği en büyük borç olarak tarihe geçti. Bunun oluşmasında, hem nükleer santralların kuruluşunda yaşanan bütçe aşmaları ve süre aşımları, hem de üretilen enerjinin kolay satılamayacak kadar pahalı olması.

 

Kuruluşu problemli olan nükleer enerji santrallarının sökümü çok daha problemli. Yıllar alan bu işlemlerin maliyeti, en azından kuruluş masrafı kadar oluyor. Dünya ortalaması olarak, sökülen bir santralın maliyetinin en az 3 milyar dolar olduğu hesaplanıyor.

 

7. Elektrik Fiyatları: Üretim masrafları açısından da nükleer santrallar, hiç de palavrası yapıldığı gibi ucuz değil! Doğal gaz çevirim santrallarındaki 3,4 cent/kW.saat'lik üretim masrafına karşılık (biz bunu da 12-16 cent'e çıkartmayı başardık!), rüzgar enerjisinin kW.saat'i 5 cent'i, nükleer reaktörünkü ise 9 cent'i buluyor!

 

8. Atık Sorunu: Diğer bir safsata da, nehirlere, göllere, denizlere boşaltılan soğutma sularının sadece birkaç saniye radyoaktif kalabildiği ve akabinde tümüyle arınmış, tehlikesiz olduğu masalı! Sözkonusu soğutma suları, doğal alanlara boşalmadan önce, reaktör ve yüzlerce metrelik borulardan geçiyor. Bu sular, tüm bunlardan geçerken, ister-istemez reaktörden ve boruların kendisinden radyoaktif kurşun, krom, kobalt parçacıkları da alıyor içine. Bunların radyoaktifliği de tabii yıllarca sürüyor! Yani suların birlikte getirdiği radyoaktif toz, bu suların boşaldığı nehir, göl ve denizleri, hiç de söylendiği gibi tertemiz bırakmıyor; tam aksine, insanlara düşük radyoaktiviteyi uzun zaman alma fırsatı veriyor! Uranyum atıklarını taşıyan treni koruyan Alman polisi, bu trende sadece 50 kilometre seyahat edebiliyor; bu süre içerisinde bir insanın kaldırabileceği maksimum radyasyona maruz kaldıkları saptanıyor! Ve tüm bunlar "zararsız"(!!) santralların etkileri. Patlayanlarınkini ise Ukrayna ve Karadeniz halklarına sormakta fayda var!

 

9. Köhne Teknoloji: Nükleer teknoloji ve nükleer enerji santralları her nekadar yüksek teknoloji ürünü gibi gösterilirlerse de, aslında, son 50-55 yıldır hiçbir ciddi gelişim olmamış. Atomu parçalama yöntemi, 1945'te uygulanandan hiç farklı değil. Çok sık yinelenen aynı tür kazalara karşı bile yeterli teknoloji üretmekten uzak bir teknolojinin bugüne dek ayakta kalabilmiş olması bile tüyler ürpertici!

 

10. Stronsiyum, Sezyum, İyodin: Nükleer lobicilere göre, nükleer enerji dışında tüm enerji kaynakları radyoaktif atık çıkartıyor; insanları öldürüyor. Ancak, atom enerjisinin insan sağlığına musallat edildiği 1945 yılından günümüze değin, özellikle nükleer enerji santrallarının kurulu oldukları alanlarda:

 

 

-Çocukların diş ve kemiklerinde, asla bulunmaması gereken Stronsiyum-90, kaslarında Sezyum-137 ve tiroidlerinde ise İyodin-131 bulunmaya başlandı.

 

-50 yaş altı kadınlarda meme kanseri miktarı kontroldan çıkacak kadar arttı.

 

-Bağışıklık sistemini doğrudan etkileyen Stronsiyum yüzünden AIDS vakaları patladı.

 

Aslında sıralanacak daha çok şey var ancak bu kadarı bile yeterli diye düşünüyorum.TABİİKİ HAYIR

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.