Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Oğuz Aral Kimdir?


Tengeriin boşig

Önerilen İletiler

oguzaral.jpg

Wikipedi:

 

Oğuz Aral (1936-2004) dünyaca ünlü Türk karikatüristtir. Gırgır degisinin kurucusudur. Davutpaşa Lisesi mezunudur.

 

Oğuz Aral, İstanbul Silivri'de 1936 yılında doğmuştur. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin üçüncü sınıfından ayrılmıştır. 1950'den sonra çeşitli dergi ve gazetelerde karikatür çizmeye başlamıştır.

 

Güncel, halkın anlayabileceği basite indirgenmiş bir karikatür anlayışına önem veren Aral, kendi mizahi görüşü ve doğrultusunda birçok karikatürcü yetiştirmiştir.

 

Gırgır mizah dergisinin kurucusu ve yöneticisi olan Aral, daha sonra Avni dergisini çıkardı. Aral, Gırgır dergisinin tirajını 500 bin adedin üzerine çıkararak, dünyanın'nın üçüncü büyük güldürü dergisi durumuna getirmiştir.

 

Avanak Avni tiplemesinin yaratıcısı olan Oğuz Aral, Hayk Mammer, Köstebek Hüsnü, Utanmaz Adam ve Vites Mahmut gibi tiplemeleriyle de tanınıyordu.

 

Karikatürleri ve 'Huysuz İhtiyar' başlığı altında yazıları ölümüne kadar Hürriyet gazetesinde yayınlanan Aral'ın, tiyatro, müzik ve sinema konularında da çalışmaları bulunmaktadır.

 

Anadolu'nun çeşitli yerlerinde pandomim gösterileri sergileyen Aral, Koca Yusuf (1966), Direkler Arası (1967), Bu Şehri İstanbul (1968), Ağustos Böceği ile Karınca (1971) adında çizgi filmleriyle de Türk çizgi film sektöründe önemli bir yere sahiptir.

 

Oğuz Aral, karikatürist Tekin Aral'ın ağabeyidir.

 

26 Temmuz 2004'te Bodrum'da vefat etti. Ölümünün 1. yıldönümünde anısına (26 Temmuz 2005) İstanbul Cihangir parkına heykeli dikildi.

 

 

 

oguzaral.jpg

*** *** *** *** *** ***

Avanak Avni:

Avanak Avni, karikatürist Oğuz Aral?ın Gırgır sayfalarında yarattığı ünlü bir çizgi-kahramandır. Oğuz Aral, ofis-boy olarak çalışan Rıza Külegeç adlı çocuktan esinlenerek bu karikatürü yaratmıştır.

 

Avni tipik bir gecekondu mahallesi çocuğudur. Hep ezilir ama hiç boyun eğmez. Bazen hileyle, bazen kurnazlıkla, bazen boyun eğer görünerek hakkını korumaya çalışır. 70?li yıllarda Gırgır dergisinin büyük satış rakamlarına ulaşması ile popüler olmuştur.

 

Avni?nin ünü, Türkiye sınırlarını aşmış; Güney Afrika?daki ırkçı olaylara karşı, Meksika?da ise ABD emperyalizmi karşıtı gurupların sembolü olmuştur. Fransa?da AB anayasasına karşı çıkan guruplar da Avanak Avni tipini kullanmışlardır. Avni ODTÜ?de Troçkist guruplar tarafından da siyasal bir eylemde kullanılmıştı.

 

Oğuz Aral efsane dergi Gırgır'ın zorla el değiştirmesi olayından sonra 1990 yılında Avni mizah dergisini çıkarmaya başladı. Avni 1996 ya kadar yayınını sürdürdü.

 

Temmuz 2006'dan itibaren Penguen dergisi çizerleri Oğuz Aral'ın anısına Avni'nin karikatürlerinin aynısını kendi kalemlerinden çizmişlerdir.

1226.JPEG

*** *** *** *** *** ***

Dostları Oğuz Aral için ne dedi?

Türk Karikatürü?nün üstadı Oğuz Aral?ın kaybından sonra, mizah yazarı Gani Müjde, oyuncu Müşfik Kenter ve çizer Mehmet Çağçağ, NTV?den Ahmet Yeşiltepe ve Esra Sert?e, Aral?ı anlattılar.

 

Ahmet Yeşiltepe: Oğuz Aral?ın ardından duygu ve düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?

Gani Müjde: Vallahi biyolojik olarak varlığımı tabiki kendi babama borçluyum, ama ben insan olarak varlığımın çok büyük bir bölümünü Oğuz Aral?a borçluyum, zaten biliyorsunuz bunu, defalarca da yazdım; insan böyle bir ölüme kendisini alıştırıyor aslında. Sağlığıyla ilgili haberleri aldıkça bir gün bunun olacağını düşünüyordum. Ama yine de demek yeterince alıştıramamışım. Gerçekten çok etkilendim. Oğuz Aral, çünkü, siz de bahsettiniz haberinizde, bugün Türk mizah tarihinde bir devrim yarattı; çok önemli bir devrim, dünyada belki çok az ülkede rastlanan bir devrimi Türk mizahçılarına yapmıştı. İşte benim gibi, yani bir kenar mahalle varoşunda belki de heba olup gidecek bir insanken benden bir yazar, bir mizahçı yaratmayı başardı Oğuz Aral. Çoğumuz da öyleydik zaten; GırGır?daki Oğuz Aral?ın bizim açımızdan önemi çok büyük ama tabiki Türk mizah tarihi açısından da önemi çok büyük Oğuz ağabeyin.

 

Ahmet Yeşiltepe: Gani Müjde, Oğuz Aral?ı kimileri bir kuşağın mizah ustası, kimileri de en büyükler arasında sayılması gereken bir isim olarak niteliyor. Sizce Oğuz Aral gerçekten nereye ait, bir kuşağa mı, yoksa gerçekten tüm zamanların en iyileri arasında mı? Ve diğer mizah ustalarından onu ayıran, farklı kılan özellikleri neler?

Gani Müjde: Bir kere, bir zamanla bağlamamak lazım, yani Nasrettin Hoca?yı nasıl bir zamanla tarif edemiyorsak, bence Oğuz Aral?ı da bir zamanla tarif etmek çok zor. Oğuz Aral?ı belki daha geniş bir biçimde, dediğim gibi bir mizah devrimcisi bence ve diğerlerinden ayıran bence en büyük özelliği Türkiye?de çok güzel iyi mizahçılar yetişti ama Oğuz Aral bir okul olmayı başardı, yani meşru olmayan, Milli Eğitim Bakanlığı?nda kaydı kuydu olmayan bir mizah okuluydu. Bu bence başlattığı en büyük devrimdi, kendi kadrosunu kendi eğitti, kendi büyüttü ve şimdi ben oraya gittiğimde 18 yaşındaydım yani daha henüz, oradan bir mizahçı çıkarmayı başardı.. Bence en büyük özelliği kendi mizah ustalığı, bu kendi tarzı, yarattığı eserler dışında bence devrimci tavrı buradan geliyor. Türkiye?de mizahçılığı bir meslek haline getirdi, bence o çok önemliydi kendi çizgisi içerisinde. Türkiye?ye ait bir değer diyorum, asla ve asla bir döneme ait değil, yani eminim ki bundan 50 yıl sonra, 60 yıl sonra da Oğuz Aral?ın Türk mizahına yaptıklarıyla konuşulacaktır Türkiye?de.

 

Ahmet Yeşiltepe: Gani Müjde yayınımıza katıldığınız için size tekrar teşekkür ederiz..

Gani Müjde: Ben teşekkür ediyorum sağolun...

 

*******************************************

Esra Sert: Oğuz Aral?la ilgili duygu ve düşünceleriniz ...

Müşfik Kenter: Yani o kadar yalvardım yakardım, biraz şey oldu, kendi kendine artık gitmek istedi herhalde, bilmiyorum ki, çok üzülüyorum yani, çok fena oldum.

 

Esra Sert: Arkasından çok büyük bir miras bıraktı Oğuz Aral kuşkusuz herkes için, ve mizah ustası Oğuz Aral?ı aslında herkes az çok yakından tanırdı. Ama dostu olarak herhalde siz çok özel anılar paylaştınız. Hiç bizimle paylaşabileceğiniz bir anınız var mı şu noktada, biliyorum çok üzgünsünüz ama...

Müşfik Kenter: Anı çok tabi, anı o kadar çok ki; boyuna beni azarlardı bir kere. Çok kızardı bana, çok sevdiği halde azarlardı çok beni. Ona ben Orhan Veli?yi götürdüğüm zaman, nereden çıkarttın bunu başıma diye başladı söylenmeye hemen. Ondan sonra da tamamen değiştirdi o huyunu, baştan başa birşey gibi, böyle sihirbaz gibi bambaşka bir Orhan Veli oldu. Beni hep azarlardı, hep kızardı bana yani şakacıktan tabi o huysuzluğunu yapacak her zaman tabi, kızardı bana çok, ondan sonra söylene söylene, ben de hiç aldırmazdım ona, bilirdim ki o beni çok severdi, onun için hiç aldırmazdım ne kadar bağırsa da çağırsa da...

Her zaman güzel anılarımız oldu. Mesela Fadik Kız?ı koyuyordum sahneye ben, işte beraber çalışıyorduk. Gece sabaha kadar Beyoğlu?nda o zaman Ses Tiyatrosu?nda oynuyorduk, Beyoğlu?nda böyle tur atıyoruz, Taksim-Galatasaray, nasıl yapacağız, nereyi nereye koyalım, nereye ne yapalım diye. Sabahlara kadar dolaşmıştık öyle Beyoğlu?nda, nasıl yapacağız nasıl yapacağız diye. Yani böyle konuştukça geliyor ama tabi şu anda bir şey gelmiyor başka...

 

Esra Sert: Tabiki acınız büyük olsa da, kuşkusuz Oğuz Aral?ı yine gülümseyerek anıyorsunuz anılarınızda.

Müşfik Kenter: Tabî güleceğiz, ne yapalım, o hep herkesi güldürdü, düşündürdü. Yani her zaman herkesin yüreğinde yaşayacak, kalbinde yaşayacak, birçok kimsenin sanıyorum.

 

Esra Sert: Müşfik Kenter çok teşekkürler efendim duygularınızı bizlerle paylaştınız ve Oğuz Aral hakkında söyleşiyi bizlerle yaptığınız için.

Müşfik Kenter: Ben teşekkür ederim.

 

*******************************************

Esra Sert: Oğuz Aral sadece kendi içinde yaşadığı dönemi de etkilemedi, onlarca mizah ustasının yetişmesinde büyük katkı sağlayarak ustalığını diğer nesillere de aktardı. Öncelikle sizin de başınız sağolsun efendim..

Mehmet Çağçağ: Çok teşekkür ederim, çok sağolun. Bütün ailesine, yakınlarına, sevenlerine ve karikatür okurlarının hepsi başı sağolsun diyorum. Şu anda çok uzakta bir noktadayım İstanbul dışında, Şebinkarahisar?da, doğduğum kasabada.. 12 yaşımdan beri ayrılmış olduğum kasabada. 33 yıl sonra ilk defa dönüyorum ve bunun sebebi de Oğuz ağabeydir. Başımıza mizah dergiciliğini, mizah karikatür sanatı gibi bir sanatı bize de aktardı. Ve ben 33 yıldır ilk defa kendi doğduğum noktada, memleketimdeyim. Ve burada ilk şaşırdığım şey şu oldu; insanlar bana Oğuz Aral?ın öldüğünü sabahleyin insanlar söyledi, kasabadaki insanlar. Ve bulunduğum süre içerisinde Oğuz Aral?la ilgili konuşmanın olmadığı bir gün olmadı, çok enteresan geldi bana, bir haftadır buradayım. Beni çok şaşırttı, çünkü bu bir popüler sanatçı değil, sinema sanatçısı, televizyon sanatçısı değil. Nasıl olur da bir sanatçı bu kadar insanların gönlünde yer edebilir, çok şaşırdım ve çok gerçekten duygulandım ve şu anda çok duyguluyum.

 

Esra Sert: Geniş kitlelere ulaşabilmişti, geniş kitleler tarafından sevilebilmişti, özellikle Gırgır Dergisi zamanında 1970?li yıllarda kuşkusuz Türk mizahına hatta dünya mizahına çok büyük katkıları vardı. Öncelikle genç bir çizer olarak siz Oğuz Aral?ın size bıraktığı mirasla ilgili, sizin üzerinizdeki etkileriyle ilgili neler düşünüyorsunuz? Ve özellikle Türk mizahı için ne anlama geldiğini düşünüyorsunuz?

Mehmet Çağçağ: O bir Türk mizahı çok geniş, Türkiye?de mizah zaten büyük bir gelenek. Yani Nasrettin Hoca?dan bugüne devam eden bir gelenek. Oğuz Aral kendi döneminde ışığıyla bu geleneği en iyi temsil eden ve bu geleneği kendi zamanı içerisinde kendi zamanının medyumlarını kullanarak.. Matbaa var artık dergicilik var.. Mizah bu gelenek başka nasıl olur da bu kadar yaygın olabilir.. bunu çok iyi analiz etmiş, bütünlüklü kavrama yeteneği sayesinde bunu çok iyi analiz etmiş ve bunu bir atölye disiplini şeklinde bütün bu bilgisini, becerisini ve aşkını biz çalışanlara aktararak, çok iyi bir şekilde aktararak bu çalışmayı bu kollektif çalışmayı ve bu çalışma disiplinini, o bize her zaman söylerdi sizi Alman gibi çalıştırdım, yani sizin gibi tembel bir milleti Alman gibi çalıştırdım, böyle bir çalışma sistemi..

 

Esra Sert: Dostlarının aktardığı kadar herhalde tatlı sert bir kişiliği vardı öyle değil mi efendim?

Mehmet Çağçağ: Biz onu çok severdik. Yani keşke herkes bütün sertliği öyle olsaydı, benim için o babamın sertliğinden çok daha güzel bir sertlikti. Çünkü arkasından gelen şey büyük bir öğretiydi, yani o sıkıştırmış karikatür sanatı gibi...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.