Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

gloria

Önerilen İletiler

Türk Telekom'da 16 Ekim'de başlayan grev hala sürüyor... Fakat çoğu kimsenin bu grevden haberi bile yok... Haberi olanların çoğu da iletişim ağlarında bir sorun olduğunda bunu öğreniyor.

 

Normalde bu kadar ciddi ve büyük bir grev, televizyonlardan, radyolardan birinci haber olarak duyurulur ve gerekirse hergün bununla ilgili gelişmeler, yine haber kanallarının gündeminin bir parçasını oluştururdu değil mi? Ama yok!!! Ben mi görmüyorum acaba? Peki aranızda gören var mı? Bu yazıyı yazmadan önce google'ı da şöyle bir taradım... Konuyla ilgili en son haberler neredeyse yok denecek kadar az... Herkes grevin başladığını bildiriyor bildirmesine ama grev devam ederken neler oluyor bitiyor bundan bahseden bir Telekom'un kendi web sitesi, bir de bir haber sitesi var o kadar.

 

Telekom'un kendi web sitesinde grevle ilgili gelişmeler yazıyor dedim ama bu gelişmelere yapılan bakış açısı ise tabii ki yöneticilerin kendi bakış açısı yani grev yapanın degil...

 

"biz herşeyi yaptık, elimizden geleni arkamıza koymadık, eee daha daha ne yapsaydık, onlar da kabul etmiyorlar ki, bütçemizi bile zorladık" vs. vs. tarzında duygu sömürücü, ajite edici haberlerle, bir yerde bizleri, haklarını almaya çalışan, hakları için mücadele eden insanlara karşı cephe aldırmaya çalışıyorlar...

 

Zaten sağolsun medya alemi de büyükveönemlireklamvereniturktelekom'u daha fazla zor durumda bırakmak istemiyorlar... haber yapmıyorlar ki, biz de öğrendiğimiz gerçeklerle (!!!) ajite olalım, sömürülelim... Ee kimden oğreniyoruz gerçekleri?

 

tabikii; http://www.turktelekom.com.tr 'den;

 

Grev ve Hizmetlerimiz Hakkında Bilgilendirme

 

"7. Dönem Toplu İş Sözleşmesi sürecinde, tüm iyi niyetli ve yapıcı tutumumuza rağmen......Türk Telekom yönetimi olarak, şartları zorlayarak ve elimizdeki bütün imkanları kullanarak.....maddelerin birçoğunda önemli iyileştirmeler öngören ve bütçemizin imkanı çerçevesinde mümkün olabilecek en iyi nihai teklifi sunmuş......Haber-İş Sendikası Yönetimi, ciddi iyileştirmeler içeren son paketimizi de reddetmiştir. Bu durumda Türk Telekom Yönetimi olarak yapılacak başkaca bir yaklaşımın kalmadığından hareketle, gelinen noktayı sizlerle paylaşma ihtiyacı duymuş bulunuyoruz........"

 

Vahhh ki ne vahhh bir durum anlayacağınız....

 

Yine Türk Telekom, kendi web sitesinde 25 Ekim tarihinde yapmış olduğu açıklamasında haberleşme hizmetinin sorunsuz sağlandığını ifade ediyordu... Ama dün, yani bu haberden tam 5 gün sonra yapmış olduğu yeni duyurusuyla şirketlerinin fiber optik kablolarına ve saha dolaplarına yapılan sabotaj sayısının 400'ü aştığını, zararın yüz milyonlarca YTL olduğunu bildirdi... ve hatta bununla yetinmeyip, şu alttakileri de sözlerine ekledi;

 

"16 Ekim 2007 tarihi saat 03.00’te tarafların anlaşamayarak görüşmelere son vermelerinin hemen akabinde, neredeyse dakikalar sonrasında, ülkemizin güvenlik, asayiş, sağlık ve ekonomik çıkarları açısından hayati önemi haiz olan kritik noktalardaki telekomünikasyon altyapısına karşı faili meçhul sabotaj eylemleri gerçekleştirilmiştir

............

Bugüne kadar 237 bin adet ev ve iş telefon abonesi bu kesintilerden etkilenmiş ve bu arızaların 152 bin adeti giderilmiştir. ADSL hatlarında oluşan arıza sayısı 53 bin olurken bu sayının 44 bin adetlik kısmı onarılmıştır. Grevde olmayan kapsam dışı personelimizin üstün çalışmaları sonucunda bu arızalar mümkün olan en hızlı şekilde giderilmeye devam edilmektedir. "

 

Belli ki Telekom yönetimi kendi çelişkileriyle uğraşmakta... Sanki o güne kadar Tirkiye'de hiç ama hiç böyler şeyler olmuyor, telekom görevlerini aksatmadan müthiş bir şekilde yerine getiriyordu da hemen grev kararının arkasından kesintiler olmaya başladı :ohmy: Enteresannn!!!!!

 

gelelim Haber-İş Sendikası'nın konu hakkındaki yorumlarına... (Haber-İş Sendikası

 

"İşveren, işler karışınca ajitasyon yapmaya başladı. Türk Telekom'a yönelik sabotaj iddialarıyla grevimiz sabote ediliyor. İşveren, asılsız açıklamalar yaparak grevi baltalamaya çalışıyor. "Bir tel kopsa işveren bizden biliyor, artık biz bu durumdan bıktık. İlerleyen zamanlarda hava şartları değişecek ve kesintiler hızla artacak. Arızalar çoğalınca bunun nedenini yine bizde arayacaklar. 20 bin tane insan şebekedeki arızaları onarıyordu. Şimdi 20 bin kişinin çekilmesiyle çıkan arızalar çok normal"

 

aslında daha fazla yoruma gerek yok... Son olarak yine iki alıntı gondereceğim, biri Telekom yönetiminden, diğeri de Haber-İş sendikasından... Buyurun bir de siz bakın bakalım...

 

Telekom'dan;

 

"Çalışanlarımız yasal haklarına ve kararlarına saygı duyuyoruz. Kamuoyunun önemle üzerinde durduğu bir konunun grev süresinde yaşanabilecek aksaklıklar olduğunun bilincindeyiz. Önemle belirtmek isteriz ki, şirketimiz, özellikle kamu sağlığı ve güvenliği konularında üzerine düşen hassas görevini, bugüne kadar olduğu gibi layıkıyla yerine getirebilmek için çalışmalarını tamamlamıştır. Hizmetlerimizin kesintisiz bir şekilde devam etmesi için gerekli tedbirlerin alındığını ve haberleşmenin sürdürülebilmesi için tüm hazırlıkların yapıldığının altını bu vesileyle önemle çizmek isteriz.

 

Grev süresi boyunca, hizmetlerimizin devamı için belirli sayıda personelimiz işinin başında olmaya devam edecektir. Telefon hizmetlerinizde her hangi bir arıza yaşamanız durumunda, her zaman olduğu gibi çağrı merkezimiz 444 1 444 ve arıza bildirme hattı 121’i arayarak bildirebilirsiniz. "

 

"Haber-İş Sendikasından;

 

"Türk Telekom'dan grevin bitirilmesi ve uzlaşmaya yönelik hiç teklif gelmediği gibi, işveren uzlaşma teklifi yerine arızaları bildirmek için sendikayı arıyor. "İşveren sabotajların arkasına sığınarak, grevde olan ve yerine başka hiç kimsenin çalışmaması gereken konumlarda işçi çalıştırıyor. Bizim en büyük sıkıntımız burada. Grev ve lokavt kararı dışında kalan personel zorla çalıştırılıyor, bu yasal değil"

 

"Telekom Çalışanları Grevi Neden Yapmıştır Anlamış Değilim" (Ulaştırma Bakanı Yıldırım) :w00t:

(Sanırım o anlamıyorsa, bizim de anlamamız gerekmez... Anlamayalım madem!!!!! Kapatalım bu konuyu :biggrin:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 125
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Aslına bakarsan çalışanlarda pek masum değiller sevgili Gloria.Benim takip ettiğim gazetede ve bir kaç haber bülteninde bununla ilgili haberleri gördüm ve izledim.Ok,telekom talep edilenleri çalışanlarına sunmuyor ama çalışanlardan bazı kendini bilmezlerde işi grev boyutundan çıkararak sabotaj şekline sokmaya başlamışlar.Görünüşte Telekom zarara uğruyor ama telefonu,kablolu tv si çalışmayan vatandaş zor durumda kalıyor aslında.Öyle ki;Şikayetinizi ileteceğiniz ilgili telekom telefonlarına çıkanlar dahi işi sadece yapıyor görünmek için yapıyor..

 

Nasıl yapılır onların bileceği iş,ama ben biran önce bu problemin halledilmesini istiyorum.Telefonumun arıza kaydını verdiğim günden bugüne neredeyse 2 hafta oluyor.Bunun sıkıntısını ben çekmek zorunda değilim..

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Gloria,

Telekom ve grev,tabiiki dikkatimizi cekiyor vede cok önemli ama sayin gloria,bu ülke bölünme tehlikesi altinda iken Telekomu tartismak saniyorumki günden degistirmek disinda birsey olamaz.Türk Telekom ülkeyi bugünkü aciz duruma düsüREN akp yönetimince satildi,bunun nekadar aci bir sey oldugunu biliyor ve tabiiki bütün kalbimlede grevdeki calisanlari savunuyor onlara basarilar diliyorum.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aklımdan geçenlerin aynısını sayın politika söylemiş. Tasdik etmekten öteye geçemeyeceğim...

Ancak şunu belirtmek isterim: sayın "taurusmutis" tarafından belirtildiği gibi bir hadise söz konus olsa bu olay medyada gündemden inmezdi.

Demek ki farklı düşünmek gerekiyor...

Yİnede gündeme taşıdığın için teşekkürler...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Telekom gibi bir kurulusun devlet kontrolunden cıkarılmıs olması bile baslı basına bir hatadır. Devlet en cok kar sagladıgı bir işletmeyi iki yıllık karı karsılıgından sattı. Eger bir özelleştirme, mevcut sektörde rekabet ortamı yaratıp, son kullanıcı yani hizmet alan bizlerin alacagı hizmetin kalitesini arttıracaksa buna eyvallah diyebiliriz. Ama siz bir tekeli alıp tek bir firmaya verirseniz o firmada bunu diledigi gibi kullanır. Telekomun satıldıgından beri kac milyar dolar kar ettigni biraz arastıran her arkadasımız ogrenebilir. Ne kadar satıldıgnıda ogrenebilir, hatta forum sitemizde benim acmıs oldugum konu baslıklarında bu ayrıntıları defalarca verdim. Size birsey sormak istiyorum. Hanginiz ev telefonunuz icin sabit ucret odedignizin farkında?

Ev telefonunuzu hic kullanmasanız bile yaklasık 10 ytl civarı sabit ucret oduyorsunuz. Telekom satılmadan oncede sabit ucret vardı ama bu yaptıgınız konusma tutarından dusuluyordu. Ama satıldıktan sonra aynı cep telefonunda alındıgı gibi sabit ucret alınmaya basladı. İşin ilginc yanı mesela turkcellde faturalı hatlarda artık sabit ucret alınmıyor. Düşünün butun Türkiye'de yaklasık 50 milyon musteriniz var ve siz hepsinden 10 ytl sabit ucret alıyorsunuz.. Biz bu kurumu neden sattık?

 

Tum bu karlılıga ve kazanca ragmen, dunyanın en yavas internetini en pahalıya satan bir firma, dunyanın en pahalı iletişim hizmetini veren bir firma, grevden once bile yasadıgı sorunları cozmekte aciz kalan ve zor durumda oldugunuzda aradgınız musteri hizmetleri numarasında size tek bir mantıklı acıklama yapamayacak kadar beceriksiz elemanları kullanan(elemanların da bir sucu yok, onlar ne ogretilirse onu soyluyorlar)bir firmanın buyuk özveriyle calısan elemanları kalkıp zam isteyince bu sorun yaratıyor...

 

telekom özellestiginden beri ödediginiz telefon ve internet ucretleri kac kat arttırıldı hic dusundunuz mu?

Peki bu karlılıktan neden calısanları yararlanmasın?

 

Devletin asli görevi milletinin en temel ihtiyaclarını karsılamk ve bunu yaparken karlılık gözetmemektir. CUnku bu devlete vatandaslık bagıyla baglanan her insan vergi olarak ve diger cesitli hizmetler olarak bunun bedilini öduyor.

Saglık, egitim, ulasım,altyapı,iletişim gibi gibi hizmetleri devlet milletinin her bir ferdi icin yerine getirmek durumundadır. Cunku gelişmiş butun ulkelerde bunlar artık yasam standartı haline getirilmiştir. Bizim amacımız muasır medeniyetler seviyesine ulasmaksa eğer, neden bu devletin en temel gorevlerini özellestirme adı altında hukumete yakın insanlara peşkeş cekeriz, bunları paralı yapar, sektörde tekel konumuna getirir, cıkardıgınız yasalarla da bu durumu guvence altına alırız?

 

Vatana ihanet kavramı belkide artık yeniden tanımlanmalıdır.. Eline silah alıp, dağa cıkıp terör yapmakla, devletin en önemli kurumunu yok pahasına satıp halkı zor durumda bırakmak, hayatı zorlaştırmak cokta farklı değil bence...

 

Medyada neden yer almıyor diyorsunuz ya... Son altı yılda bahsettigniz medya neleri haber yaptı, neleri yapmadı biraz dusunurseniz simdi bu grevin neden haber yapılmadıgını sanırım anlarsınız...

 

Grevdeki işcileri sonuna kadar destekliyorum. Nasıl olsa bir müşteri olarak ben öyle veya böyle bu sirket tarafından sonuna kadar sömürülecegim... Bari calısanları yani bizim insanımızda aynı oranda kazansınlar istiyorum..

 

Özellestirmeden once internet ve telefon ucretleri artsada devletimize gidiyor derdim. Ama simdi bu ödedigimiz fahiş ücretler nereye gidiyor bir fikriniz varmı?

 

Neden grev haberleri medyada yer almıyor diye soruyorsunuz ya... cevabı da baska bir soru aslında..:

-Biz bu telekomu neden sattık?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aslına bakarsan çalışanlarda pek masum değiller sevgili Gloria.Benim takip ettiğim gazetede ve bir kaç haber bülteninde bununla ilgili haberleri gördüm ve izledim.Ok,telekom talep edilenleri çalışanlarına sunmuyor ama çalışanlardan bazı kendini bilmezlerde işi grev boyutundan çıkararak sabotaj şekline sokmaya başlamışlar.Görünüşte Telekom zarara uğruyor ama telefonu,kablolu tv si çalışmayan vatandaş zor durumda kalıyor aslında.Öyle ki;Şikayetinizi ileteceğiniz ilgili telekom telefonlarına çıkanlar dahi işi sadece yapıyor görünmek için yapıyor..

 

Nasıl yapılır onların bileceği iş,ama ben biran önce bu problemin halledilmesini istiyorum.Telefonumun arıza kaydını verdiğim günden bugüne neredeyse 2 hafta oluyor.Bunun sıkıntısını ben çekmek zorunda değilim...

 

Sevgili Taurus,

Bu söylediklerinin öyle olmadığını anlatmıştım yazımda ama sanırım senin gözünden kaçtı, ben ilgili yeri sana tekrar yolluyorum...

 

gelelim Haber-İş Sendikası'nın konu hakkındaki yorumlarına...

 

"İşveren, işler karışınca ajitasyon yapmaya başladı. Türk Telekom'a yönelik sabotaj iddialarıyla grevimiz sabote ediliyor. İşveren, asılsız açıklamalar yaparak grevi baltalamaya çalışıyor. "Bir tel kopsa işveren bizden biliyor, artık biz bu durumdan bıktık. İlerleyen zamanlarda hava şartları değişecek ve kesintiler hızla artacak. Arızalar çoğalınca bunun nedenini yine bizde arayacaklar. 20 bin tane insan şebekedeki arızaları onarıyordu. Şimdi 20 bin kişinin çekilmesiyle çıkan arızalar çok normal"

Bu grevin daha ne kadar süreceği belli degil ama bunun sürüp sürmemesi işçilerin değil şirketin bileceği iştir. Bu insanların toplu grev en doğal hakları ve sendikalı oldukları müddetçe bunu yerine getiriyor olmalarına lokavt kararı hariç hiçbirşey engel olamaz... Bir an önce şirket birşeyler yapmalı, sendika ile ortak bir noktada buluşmalıdır, aksi olursa olacakları ben size söyleyeyim;

 

Grev personelinin çoğunluğu, arıza ile ilgili teknik elemanlar... Grevin devamı boyunca çıkacak olan arızalar, grevdeki elemanların yerini takviye edenler tarafından giderilmeye çalışılacak ama bu bir çözüm olmayacak... Arızalar arttıkça eleman sayısı yetersiz kalacak ve artık bu noktada iletişimde ciddi sorunlar yaşanmaya başlayacak, hatlarında arıza olanların telefonları çok geç tamir edilecek veya edilemeyecek... Bu durum nitekim şu an yavaş yavaş gerçekleşmeye başladı yani hat sorunlarının sabotajla herhangi bir ilgisi yok... BU 20 bin insanın greve gitmesiyle ilgilidir. Kimse grevi kötüye kullanmıyor. Bu grevin mantığına uygun bir sonuç zaten bu...

 

sadece sabit hatlar ve
adsl
degil, cep telefonu hizmeti de bundan zarar görmeye başlayacak çünklü
GSM
operatörlerinin Türk Telekom Altyapısı üzerinden kullandıkları sistemlerinde de arızalar oluşabilecek ve yine müdahala gecikecek böylece bazı operatörlerin baz istasyonlarından vereceği hizmet etkilenecek.

 

İnternette ve telefonda meydana gelebilecek bu arızalar hayatın bir çok alanını (ulaşım, sağlık, emniyet, gümrük, bankacılık, borsa işlemleri gibi) etkileyecek

düşünün yani bunun gibi neler olabilir ki ki ben aklıma gelenleri yazdım sadece... Yani bu durumda;

 

bu ülke bölünme tehlikesi altinda iken Telekomu tartismak saniyorumki günden degistirmek disinda birsey olamaz

şeklindeki bir yorum (ki sayın politika sadece yazınızı alıntıladım... sözlerim direk size degildir, bunu boyle dusunen herkese soyluyorum) çok ama çok ilgisiz ve alakasız kalmaktadır. ve de gereksiz bence...

 

Gündem değiştirmek ne demek biliyorum... Eger ortada ciddi veya üstü kapatılması gereken bir durum varsa bunu daha basit başka bir mevzuyu gündem konusu ya da maddesi yaparak, kapatmaya çalışmak veya asıl konuyu saptırmaktır... Ama Telekomdaki grev ne yapay gündem yapılacak kadar basit ne de uydurulmuş bir haberdir... Şu aşamada telekomdaki grev, oldukça önemli bir sorun haline doğru gitmekte, tüm insanları etkileyecek ve zorda bırakacak bir durum haline dönüşmektedir.... Sanırım sizlerin bunu gündem değiştirmek için kullanılan bir haber gibi düşünüyor olmanız, sorunun üzerinde fazlaca düşünmemiş olmanızla ilgili... :huh:

 

Bu grev, kişiler haklarını alıncaya kadar devam edecektir... Etmelidir... Sonucu ne olursa olsun... Kararı onlar almış olabilir ama bunu sonuçlandıracak olan Türk Telekom yönetimidir. Bu nedenle tavır konulması gereken kişiler, işçiler değil yöneticilerdir. Ben grev personeline sonuna kadar desteğim...

 

Neden grev haberleri medyada yer almıyor diye soruyorsunuz ya... cevabı da baska bir soru aslında..:

-Biz bu telekomu neden sattık?

 

Sayın LostSoul, bu bir soru değil, bir bakış açısı sanırım :) Değişik bir bakış açısı oldu aslında konu için... Ben de yazdığınız tüm herşeye bir iki birşey eklemek isterim aslında;

 

Devletin bir pantolonu vardır ve bu pantolon devlete artık kısa gelmektedir. Devlet isterse pantolonun paçalarını uzatmak için çeşitli yöntemler arayıp bulabilir buna rağmen devlet seçimini pantolonun paçasını uzatmak yerine kendi bacaklarını kesmekten yana yapmıştır... Nereye kadar peki?... Kesilecek bacak kalmayıncaya kadar... Sizlerin deyiminizle yani, durmak yok yola devam...

 

Hala desteğim, sonuna kadar desteğim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Okumuştum ama zahmet edip tekrar gösterdiğin için teşekkürler..

 

Bugün de bir haber vardı konuyla ilgili.Bir üst düzey Telekom yöneticisi evinden çıkarken yakalanıp dövülmüş..

 

Elbette sizin dediğiniz gibi yalan haber olabilir.Ama ya değilse..

 

NOT: Bu arada benim telefon sorunum hala çözülmedi..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Haber yalan değil ben de okudum bunu gazetede... ama bunu telekom çalışanlarının yaptığı doğru olmayabilir... nitekim, okudugun yazının devamında bir de şu haber vardı, sen de okumuşsundur mutlaka;

 

Haber-İş: Dayakla bizim ilgimiz yok

 

"TELEKOM’DA grev kararı alan Türk-İş’e bağlı Türkiye Haber-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Akcan, dayak olayının sorumlusunun sendika olmadığını belirtti. Akcan, Hürriyet’e şunları söyledi: "Olayın muhatabı ben değilim. Bu devletin polisi, savcısı, güvenliği var. Her olumsuz olayı sendikaya ve işçiye mal ederek, işçileri anarşiye sevketmek istiyorlar. Olayı çirkefleştirmeye çalışıyorlar. Aynı konuda, Telekom’un İnsan Kaynakları’ndan sorumlu başkanı aradı, ona da aynı şeyleri söyledim. Bana ne, benim 26 bin üyem var. Sendikayı kötüleyecek bir yan bulsalar, onu da kullanacaklar. Bu dayak olayını işçi de patron da yapmış olabilir. Telekom yöneticilerini yapmadığını nereden bileyim."

 

alıntıdır.

 

Ayrıca yukarıda da dedigim gibi telefon sorunun biraz geç çözüleceğe benzer, ne de olsa teknik ekip grevde.... İşte bu nedenle bu olay, gündeme gelmeli diyorum ben de zaten...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Anlatamadım sanırım..Hangisi doğru nereden bileceğiz demek istiyorum..

 

Şöyle bir tavır içinde oluyoruz genelde.Güçlü olan haksız,güçsüz olansa devamlı mağdur..

 

Umarım yakın zamanda heriki taraf içinde orta yol bulunup çözüme ulaşırlar..

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bırakın abuk sabuk bölünme hikayelerini,ekmeğimizi bölüyorlar,yüreğimizi bölüyorlar,greve destek çıkalım,aksaklıklardan grev değil,telekom,yönetimi,sorumludur bilinciyle,yaşasın,iş,ekmek,özgürlük.yaşasın halkların kardeşliği.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Telekom çalışanları tarihinde ilk defa bir grev yapıyor ve grev başladığı an Haber iş Sendikası İzmir Şube Başkanı Kemal İlçioğlu grevle ilgili şunları söylemişti

 

"Bizim hizmetimizlerimiz depolanamıyor. Halkımızın sağduyusuna güveniyoruz. Her kesimin etkileneceği bu haklı grevimize anlayış gösterilmesini bekliyoruz. "

 

Hala ortada bir anlaşılamamazlık durumu var, Sendika, Telekom yönetiminde ne istiyor, Telekom çalışanları neden bu greve gitti? Bunun anlaşılamaz olması tabi ki yeterli bilgilendirmenin uygun kanallarla bir türlü yapılamıyor olması... Bizler, bu konu hakkında tam olarak bilgilendirilemedik çünkü medya bu konuyu bir türlü gundemine almıyor.... Amaç tabii ki gündem değiştirmeMEye çalışmak değil... Türkiye'de başka diger konularının çok önemli olması da değil... Amaç tamamen çıkar meselesi... En başında da dediğim gibi Telekom'un medyaya yapmış olduğu yatırım... reklam geliri... medya bu konuyu haber ederek, telekom reklamlarından elde edilecek geliri engellemekten çekiniyor... Bunun baka hiçbir açıklaması olamaz... Onların ne hin olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz...

 

Evet sorumuza geri donelim.... Sendika, telekom yönetiminden ne istiyor, Telekom çalışanları neden bu greve gitti?

 

Bu sorunun cevabını Haber-İş Sendikası Başkanı Ali Akcan şu şekilde cevaplamıştı, takip etmişseniz eğer;

 

"İşverenden yüzdelik zam talebinde bulunmuyoruz, aynı statüde aynı işi yapan sendikalı ve sendikasız işçiler arasındaki farkın kapatılmasını talep ediyoruz. Telekom'da yaklaşık 13 bin çalışan kapsam dışı durumda bulunuyor ve onların ücretlerine yapılan iyileştirme sendikalı işçiler için de yapılmalıdır. Bu da ortalama yüzde 19’luk bir artış denk geliyor."

 

Evet istenilen aslında çok açık ve tartışılmaz, aynı statüde, aynı işi yapan kişilerin sendikalı, sendikasız diye ayrıldığını ama bu ayrımın artık yapılmaması ve herkesin hak ettiğini alması anlayışıyla yapılan bir grevdir bu.. Bu durumda haklı grevlerini saygıyla karşılıyor, anlayış gösteriyor ve destekliyorum... İnternetim de telefonum da herşeyim de bozulabilir... Önemli değil...

 

Telekom'un reklam sloganındaki "TATLIYA BAĞLAYALIM" mantıgı da gözüme iyice ticari gelmeye başladı... Halbuki ne kadar hoş bir sözdür aslında... Madem bu sloganı kullanıyorlar, anlayışlarını da bu şekilde geliştirseler ya...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Grev kırıcılığı

Yasal anlamda grevde olan bir işyerinde, başkalarının yine yasal olarak yasaklanmış eylemlerde bulunması, “grev kırıcılığı” olarak tanımlanıyor. Yapılmasına karar verilen veya yapılmakta olan bir grevin etkisini azaltmak ya da grevin engellenmesi için girişilen her türlü girişimi, eylemi de grev kırıcılığı olarak nitelendirmek mümkün.

İşçilerin greve katılmamaları için teşvik edilmesi, greve katılmayan işçilere işveren tarafından “prim” (rüşvet) verilmesi, işçilerin korkutularak greve katılmalarının engellenmesi, greve katılan işçilerin yerine başkalarının alınması ve çalıştırılması, grevci işçilere yönelik fiili saldırıda bulunulması ve grev karşıtı propaganda, grev kırıcılığının en yaygın görülen biçimleri. Grevdeki işçilerin yerine girip çalışan, kısacası yapılmaması gereken işleri yapanlar ise “grev kırıcıları” olarak adlandırılıyor.

Telekom grevi 81 ilde, 600 işyerinde yüksek katılımla devam ediyor. Türkiye’nin son yıllardaki en geniş katılımlı ve en yaygın grevi olan Telekom grevinin başından bu yana “sabotaj” iddiaları ve “grev kırıcılığı” haberleri eksik olmadı. Sermaye medyası, ilk günden itibaren, tek sesli bir şekilde sabotaj iddialarını ön plana çıkardı. Telekom yetkilileri, TV’lerin canlı yayınlarına katıldı, ellerinde somut kanıt yokken açıkça sendikayı ve greve giden işçileri suçlayan açıklamalar yaptı. Ancak ilginçtir; bugüne kadar gerçekleşen 500’e yakın grev kırıcılığı uygulamasından bahsetme gereğini hiç duymadılar.

Sermayenin yoğun propaganda eşliğinde grev kırıcılığı yapmasının ve bunun için kendi medyasını kullanmasının elbette şaşılacak bir tarafı yok. Medyanın, ellerinde somut deliller olmadan, yalan yanlış bilgiler vererek grev eylemini halkın gözünde karalaması, grev kırıcılığı girişimlerinin sadece Telekom yöneticileri ile sınırlı olmadığını gösteriyor. Hatta, medyanın bu konuda “kraldan çok kralcı” olması, grevdeki işçiler kadar gelişmeleri az çok takip edenlerin de dikkatlerinden kaçmıyor.

İşin daha da ilginç yanı, grev kırıcılığının pek çok yerde polis gözetiminde yapılıyor olması. Grev kırıcılarını engellemek isteyen grev gözcülerinin polis tarafından kelepçelenmesi, grev kırıcılarının çalışması bittikten sonra polisin “özür dileyerek” işçileri serbest bırakması gibi ilginç uygulamalar, her yönüyle tarihe geçecek cinsten.

Son günlerde, yazılı ve görsel basında sabotaj iddialarının yeniden gündeme getirilmesi, yavaş yavaş etkisini hissettiren ve kritik eşiğe doğru ilerleyen grevi etkisizleştirmek için işçileri psikolojik baskı altına almayı amaçlıyor. Greve yönelik kamuoyu tepkisi yaratmak amacıyla medya tarafından yaygarası koparılan “sabotaj” iddiaları ile işçilerin kendilerini suçlu hissetmeleri sağlanarak grevin etkisi azaltılmak isteniyor.

Grev karşıtı haber ve girişimlerde sermayenin vermek istediği mesaj son derece açık. Greve giden işçilere sürekli onlardan daha kötü durumda olan birilerinin olduğu hatırlatılıp hallerine şükretmeleri, Telekom gibi bir kurumda çalıştıkları için kendilerini şanslı saymaları gerektiği mesajı veriliyor. Bu yüzden, gazete ve TV’lere işçilerin örgütlülüğünü, aralarındaki birlik ve dayanışmayı hedef alan “haberler” servis ediliyor. Daha sonra bu haber, diğer pek çok konuda olduğu gibi, grev karşıtı propaganda eşliğinde yayınlanıyor.

Telekom grevi karşısında tüm emek düşmanları, devleti, patronu, medyası ve polisiyle birlik olmuş, grevin başarısız olması için bütün imkanlarını seferber ederek kenetlenmiş durumda. Aynı birliği ve kenetlenmeyi sadece Telekom işçilerinin değil, tüm işçi sınıfı ve emekçilerin göstermesi bu yüzden gerekli. Bunun için sadece destek mesajlarıyla yetinmeyip, herkesin grevi sahiplenmesi, Telekom işçilerinin taleplerini ve grevlerini işyerlerinde, mahallelerinde tartışması/tartıştırması, karşı propagandanın kırılması açısından çok önemli.

Bugüne kadar yapılan tüm suçlama ve iftiralara karşı Telekom işçilerinin birliklerinin bozulmasına izin vermeyeceklerini göstermeleri, patronların direncini mutlaka kıracak; grevin daha fazla sahiplenilmesi, grevci işçilere ve ailelerine daha fazla cesaret verecek.

 

Erkan Aydoğanoğlu-Evrensel Gazetesi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Grev kırıcılığı

Yasal anlamda grevde olan bir işyerinde, başkalarının yine yasal olarak yasaklanmış eylemlerde bulunması, “grev kırıcılığı” olarak tanımlanıyor. Yapılmasına karar verilen veya yapılmakta olan bir grevin etkisini azaltmak ya da grevin engellenmesi için girişilen her türlü girişimi, eylemi de grev kırıcılığı olarak nitelendirmek mümkün.

.

.

.

 

Telekom grevi karşısında tüm emek düşmanları, devleti, patronu, medyası ve polisiyle birlik olmuş, grevin başarısız olması için bütün imkanlarını seferber ederek kenetlenmiş durumda. Aynı birliği ve kenetlenmeyi sadece Telekom işçilerinin değil, tüm işçi sınıfı ve emekçilerin göstermesi bu yüzden gerekli. Bunun için sadece destek mesajlarıyla yetinmeyip, herkesin grevi sahiplenmesi, Telekom işçilerinin taleplerini ve grevlerini işyerlerinde, mahallelerinde tartışması/tartıştırması, karşı propagandanın kırılması açısından çok önemli.

Bugüne kadar yapılan tüm suçlama ve iftiralara karşı Telekom işçilerinin birliklerinin bozulmasına izin vermeyeceklerini göstermeleri, patronların direncini mutlaka kıracak; grevin daha fazla sahiplenilmesi, grevci işçilere ve ailelerine daha fazla cesaret verecek.

 

Erkan Aydoğanoğlu-Evrensel Gazetesi

 

 

İşte bu iyi bir açıklama oldu... Teşekkürler :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

16.Ekim.2007 - Türk Telekom Grevi 1.Gününde

 

RADİKAL

Haber-İş Başkanı Ali Akcan, Türk Telekom'da 16 Ekim'de grev yapma kararı aldıklarını hatırlattı. Henüz resmi bir teklifin olmadığını söyleyen Akcan, 'Eşeğin canı yandığı zaman atı geçer' dedi

14/10/2007

Türk Telekom, Haber-İş'e ilk ve ikinci yıl ücretlerde ve sosyal yardımlarda yüzde 4 zam teklif etmiş, Haber-İş ise ilk yıl yüzde 19, üçüncü ve dördüncü altı aylar için de enflasyon artı yüzde 5 refah payı ödenmesini istemişti. İşverenin, stratejik öneme sahip olması nedeniyle bazı işyerlerinin sendika kapsamı dışına çıkarmak istemesi ve ücret adaletsizliği nedeniyle taraflar uzlaşamamışlardı.

Telekom grevi provokasyonla başladı

16 Ekim 2007 -

pixel.gifGeçen yıl Lübnanlı Oger tarafından satın alınan Türk Telekom’da grev 16 Ekim’de başladı. Türk Telekom tarihinde ilk defa yapılan greve Haber-İş sendikasına bağlı 25 bin 680 işçi katılıyor. Tüm Türkiye’de işyerlerine asılan “bu iş yerinde grev var” pankartlarıyla başlayan eylem daha ilk saatlerinden itibaren provokatif saldırılara uğruyor. Medya’yı bir anda dehşetengiz “sabotaj” haberleri ve grevin hayatımızı nasıl olumsuz etkileyeceği haberleri kapladı.

17.Ekim.2007 - Türk Telekom Grevi

2.Gününde

ürkiye Haber-iş Sendikası Genel Başkanı Ali Akcan, Sendikalarının ve Üyelerinin İşyerine Zarar Verecek Her Türlü Düşüncenin ve Eylemin Karşısında Olduğunu Söyledi.Türk Telekom yöneticileri Türk Telekom yöneticileri tarafından yapılan 'sabotaj' iddialarını değerlendirdi. Türk Telekom yönetiminin bugüne kadar izlediği tavır ile sendikayı grev kararı almaya ve uygulamaya zorladığını öne süren Akcan, Türk Telekom yönetiminin iki defa yargıdan dönen tarife örneğinde olduğu gibi Türk kamuoyunu ustaca yanıltma tavrını burada da sergilemeye çalıştığını savundu. fiber optik kabloların kesilmesi ile sabotaj düzenlendiği iddialarını değerlendirdi. Akcan, "Makas sadece Türk Telekom çalışanlarının elinde değil. Kurumda çalışan 38 bin kişi arasında greve giden 26 bin kişi var" dedi. Sabotaj iddialarıyla ilgili kamuoyuna sunulan görüntüleri hatırlatan Akcan, "Bu görüntülerden sonra arkadaşlarımız beni aradılar. Görüntülerin eğitim programlarında kendilerine gösterildiğini söylediler. Arkadaşlarımız görüntülerdeki kişilerden bazılarının emekli olduğunu bildirdiler" dedi. Greve çıkan işçinin yerine başkası görevlendirilemez, greve çıkan işçinin işi başkasına yaptırılamaz. Ama grevden bir gün önce Ankara'da 46 çalışan birimlerinden alınıp, greve çıkanların yerlerinde görevlendirildi. Şırnak'ta taşeron bir firmaya çalıştılar. Taşerona gerekçesini anlattığımızda bırakıp gitti" yanıtını verdi. (İhlas Haber Ajansı) 17.10.200717:25

18.Ekim.2007 - Türk Telekom Grevi 3.Gününde

 

Telekom grevine dünyadan destek

18 Ekim 2007 -

pixel.gif15 milyonun üzerinde üyesi bulunan Global Union, Erdoğan ve iki bakana mektup göndererek, çalışanların verdiği mücadeleyi desteklediklerini bildirdi. Mektupta, “İşçilerin uygun ücrete sahip olmalarını istiyoruz. Olumlu yanıt bekliyoruz” denildi.

Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, "Grev silahı amaç değil araçtır. En iyi zamanda kullanılması hem ülkeye, hem işletmeye hem de işçi için çok önemlidir" dedi.

Türk-İş Genel Merkezi’nde düzenlenen Türkiye Haber-İş Genişletilmiş Temsilciler Kurulu’nda konuşan Kılıç, Türk Telekom işçisinin kurumun özelleştirilmesine karşı "milli bir duruş" sergilediğini söyledi.

(İhlas Haber Ajansı) 18.10.200712:59

 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş Başkanlığındaki Bir Grup CHP Milletvekili, Grevdeki Türk Telekom İşçilerini Destek Amacıyla Ziyaret Ettiler.

ENSON HABER

18 Ekim 2007 / 17:29

DSP'den Telekom grevine destek

DSP heyeti, Gayrettepe'deki Türk Telekom'da grev yapan işçileri ziyaret etti. DSP Genel Sekreteri Masum Türker ve bazı milletvekilleri, Gayrettepe'deki Türk Telekom'da grev yapan işçileri ziyaret etti grev gömleğini giyen Türker, burada yaptığı konuşmada, ''Türkiye'de ilk defa grevin daha başlangıcında sendikaya ve işçi sınıfına haksızlık yapıldığını'' söyledi.

 

19.Ekim.2007 - Türk Telekom Grevi 4.Gününde

 

Telekom işçileri, patronun grevin ardından ?Kablo hırsızlığı? ve ?Sabotaj? iddialarını gündeme taşımasına tepkili. İşçiler, ?Bu işyeri bizim ve bizden buraya zarar gelmez. Bu hırsızlık dün de oluyordu. Niye o zaman çıkmadılar? dediler. Diğer işkollarındaki işçilerin ve halkın destek vermesini isteyen işçiler, ?Bugün biz yarın onlar. Artık birlik olma zamanıdır. Yakında TEKEL?i de satacaklar, bunu bizim mücadelemizle birleştirmek lazım? diye konuştular. Gazetelerde grevleri ile ilgili çıkan yazılara tepkilerini ifade eden Engin Öndeş, ?Telekom peşkeş çekilirken sustular ama işçi grev yaptığı zaman saldırıyorlar. Bizi halkla karşı karşıya getiriyorlar? dedi. Bu tür haberleri yapan gazetelerin yabancı tekellerin sözcülüğünü yaptığını dile getiren Öndeş, sendikalarına ve haklarına sahip çıkmak için bu tür saldırılara karşı duracaklarını vurguladı.

 

Telekom: 7 ilde oluşan hasarlar onarıldı

 

19.Ekim.2007

HÜRRİYET

A.A.

Türk Telekom, dün gece yarısından itibaren 7 ilde dış müdahaleler sonucu gerçekleşen hasarların onarıldığını bildirdi.

 

Telekom işçilerinden Halka bildiri

 

HALKIMIZA

 

GREVDEYİZ

 

 

Telekom da çalışan işçilerin üyesi bulunduğu T.Haber-iş Sendikası 16.10.2007 tarihi itibariyle Türkiye Genelinde 26 bin üyesiyle birlikte greve çıkmış bulunmaktayız.

Özelleştirilerek, % 55 yabancı sermayeye ait Oger ?e satılan işverenimizle, 1.mart 2007 tarihinde başlayan toplu iş sözleşmemiz, işverenin uzlaşmaz , toplu sözleşmeyi tanımayan , esnek çalışmayı ,sendikasızlaştırmayı dayatan taşoranlaştırmayı amaçlayan ve mevcut işçilerin % 100 ?nün üyesi bulunduğu T.Haber-iş Sendikası?nı muhatap almayan katı tutumu sebebiyle sendikamız greve çıkartılmak zorunda bırakılmıştır.

İş yerimizde ,kapsam içi ,kapsam dışı ayrımına tabi tutularak ,ücretler de aynı işi yapmamıza,aynı pozisyonda olmamıza rağmen 700 YTL? den başlayan 85 bin YTL arası büyük uçurumlar bulunmaktadır.İşverenimiz ise kamoyuna işçilerin 2600 YTL ?ye kadar maaş aldığını iddia etmektedir,bu maaşı kimin aldığını kamoyu önünde ispatlamalıdır.

Sendikamızın ücret talebi basına yansıtıldığı gibi yüksek oranlarda değil,işverenin karının % 6 kadarının işçiye verilmesini istemektedir.işverense bırakalım zam vermeyi mevcut kazanımlarımızı almak istemektedir.

Amacımız greve çıkarak, halkımıza sıkıntı vermek,ülkemize hatta işimize zarar vermek değildir.Ancak daha önceden de kopan kabloları işçiler sabotaj yapıyor diye bizi ,siz halkımıza sabotajcı olarak suçlamaktadırlar.Bu tür iftiralardan vazgeçilmesini doğruların anlatılmasını isteriz.

Amacımız üretim den gelen gücümüzü kullanarak bizleri kölece çalışma şartlarını dayatan toplu sözleşmeye yanaşmayan işvereni toplu sözleşmenin sonuçlandırılması için zorlamaktır.

Bu telekomu yaratan ve bu noktaya getiren Telekom işçileridir.Daha ileri götürecek olanlarda bizleriz,umarız grevimiz kısa sürede sonuçlanır ve sizlere hizmet vermeye devam ederiz. Siz Halkımız dan anlayış ve destek bekliyoruz.

 

TELEKOM İŞÇİLERİ

 

20.Ekim.2007 - Türk Telekom Grevi 5.Gününde

 

20.10.2007

 

Sendika suç duyurusunda bulundu

 

Bu arada, Türkiye Haber-İş Sendikası, ?grev kırıcılığı? olarak değerlendirdiği uygulamalar nedeniyle hukuk müşavirliği aracılığıyla girişimlerde bulunmaya başladı. Sendika, ?grevdeki işçilerin işlerinin Türk Telekom?da çalışan ve greve katılmayan personele yaptırıldığı? ve ?işlerin taşerona gördürüldüğü? için çeşitli illerde suç duyurularında bulundu. Sendika, ayrıca ?sabotaj? iddialarının ardından tüm teşkilatına genelge mahiyetinde bir yazı göndererek, grev gözcülerini, şüpheli bir olaya tanık olduklarında emniyet görevlilerine haber vermeleri konusunda uyardı.

 

Telekom işçilerinden Halka bildirİ

 

 

HALKIMIZA

 

GREVDEYİZ

 

 

Telekom da çalışan işçilerin üyesi bulunduğu T.Haber-iş Sendikası 16.10.2007 tarihi itibariyle Türkiye Genelinde 26 bin üyesiyle birlikte greve çıkmış bulunmaktayız.

Özelleştirilerek, % 55 yabancı sermayeye ait Oger ?e satılan işverenimizle, 1.mart 2007 tarihinde başlayan toplu iş sözleşmemiz, işverenin uzlaşmaz , toplu sözleşmeyi tanımayan , esnek çalışmayı ,sendikasızlaştırmayı dayatan taşoranlaştırmayı amaçlayan ve mevcut işçilerin % 100 ?nün üyesi bulunduğu T.Haber-iş Sendikası?nı muhatap almayan katı tutumu sebebiyle sendikamız greve çıkartılmak zorunda bırakılmıştır.

İş yerimizde ,kapsam içi ,kapsam dışı ayrımına tabi tutularak ,ücretler de aynı işi yapmamıza,aynı pozisyonda olmamıza rağmen 700 YTL? den başlayan 85 bin YTL arası büyük uçurumlar bulunmaktadır.İşverenimiz ise kamoyuna işçilerin 2600 YTL ?ye kadar maaş aldığını iddia etmektedir,bu maaşı kimin aldığını kamoyu önünde ispatlamalıdır.

Sendikamızın ücret talebi basına yansıtıldığı gibi yüksek oranlarda değil,işverenin karının % 6 kadarının işçiye verilmesini istemektedir.işverense bırakalım zam vermeyi mevcut kazanımlarımızı almak istemektedir.

Amacımız greve çıkarak, halkımıza sıkıntı vermek,ülkemize hatta işimize zarar vermek değildir.Ancak daha önceden de kopan kabloları işçiler sabotaj yapıyor diye bizi ,siz halkımıza sabotajcı olarak suçlamaktadırlar.Bu tür iftiralardan vazgeçilmesini doğruların anlatılmasını isteriz.

Amacımız üretim den gelen gücümüzü kullanarak bizleri kölece çalışma şartlarını dayatan toplu sözleşmeye yanaşmayan işvereni toplu sözleşmenin sonuçlandırılması için zorlamaktır.

Bu telekomu yaratan ve bu noktaya getiren Telekom işçileridir.Daha ileri götürecek olanlarda bizleriz,umarız grevimiz kısa sürede sonuçlanır ve sizlere hizmet vermeye devam ederiz. Siz Halkımız dan anlayış ve destek bekliyoruz.

 

TELEKOM İŞÇİLERİ

 

21.Ekim.2007 - Türk Telekom Grevi 6.Gününde

 

21/10/2007

Grevi sabote ediyorlar ama kıramayacaklar

Sultan Özer

Haber-İş Genel Başkanı Ali Akcan, grevlerine yönelik saldırıların kendilerini yıldırmadığını söyledi

 

Türk Telekom’da işverenin ketum, uzlaşmaz ve sendikayı bitirme yaklaşımı karşısında Türkiye Haber-İş üyesi işçiler, işkolunda bir ilki yaratarak greve çıktılar. Grevin ilk gününden itibaren sendika merkezi sabaha kadar çalıştı, yöneticiler ve çalışanlar sendikada sabahladı, telefonlar bilgi almak, destek vermek isteyenler nedeniyle susmadı. Grevin üçüncü günü gece saatlerinde odasında görüştüğümüz Genel Başkan Ali Akcan, greve neden çıktıklarını, işçilerin yaklaşımını ve grevlerine yönelik sabotajları anlattı.

 

Siz hep ‘Masa başında çözmekten yanayım’ derken, greve nasıl geldiniz?

Açık söyleyeyim, benim sendikal anlayışımda şu var; işyerinin kâr etmesi çok önemli. Dünyada geçerli kural bu. Biz bu gerçekleri görmezden gelemeyiz. İşyeri kâr ediyorsa, sizin kazanımlarınız o kadar artar, güçlü bir sendikal yapınız varsa... Yoksa işveren sizi köle gibi çalıştırır. Ama kâr etmiyorsa ne yeterince istihdamı sağlayabilirsiniz, ne de haklarınızın geliştirilmesi için talepte bulunabilirsiniz. Onun için işyerinin kârlılığını sadece işveren değil, bizim de düşünmemiz lazım.

İşverenin katı, ketum tutumu, ‘Hayır, biz hiçbir şey vermeden esnek çalışmayı getirelim’ oldu. 29 Mayıs’ta başladık görüşmelere, bir hafta öncesinden teklifimizi vermemize rağmen 59’uncu günde karşı teklif verdiler. Senin bunu yetkili kurullarında değerlendirme fırsatın bile yok, öbür gün uyuşmazlık tutanağı tutmuşsun. Sıkıntı bu. TİS’e başladık, masa başında bitirilmeyeceğini anladım, sık sık ‘Masa başında bitirilsin’ dememin nedeni de buydu. Bugün haklılığımız ortada.

Grev kararını aldığımızda da ‘Üzülerek grev kararı almak mecburiyetinde kaldık’ dedik. Çünkü o kararı almazsak sendikanın yetkisi düşüyordu. Bunu yapmak hainlik olurdu. Bugün grevlerimize yüzde 99.9 oranında katılım varsa, bunun temelinde, hazırlanışından tutun da geldiği süreçlere kadar toplusözleşmenin tüm evrelerini üyelerimizle açık yüreklilikle paylaşmamız yatıyor.

 

Bu dayatma ve ketum tutumlarında, şimdiye kadar işkolunda grev olmaması, sizin greve çıkacağınıza inanmamaları da var mı?

Tabii ki, mutlaka var. Bu sadece Türk Telekom’u alan yabancı sermaye değil. Dünyadaki emperyalist güçlerin çok uluslu şirketlerinin izlemiş olduğu bir politika. Bunların, bizim gibi ülkelere gelip de devletin elindeki kuruluşları aldıkları anda, sendikal örgütlenmeyi ortadan kaldırabilmek için izledikleri yollar var. Gelmeden önce bu ülkelerde bir araştırma yapıyor; kültürü, inançları, kurumlarda çalışanların neleri sevdiği, neleri sevmediği, bu ülkelerde kimleri satın alabilecekleri, değerleri, toplumun nelere saygı duyduğu... Tüm bunları tespit ediyor, ona göre de strateji belirliyorlar. İlk yaptıkları da sendikal örgütlenmeyi ortadan kaldırmak.

Şu anda Türk Telekom bir kampanya başlattı; okul kampanyası. 200 milyon YTL’lik bütçe ayırdı. Telekom adı altında okullar açıyor. Bu paralar Türk Telekom’un ya da yabancı sermayenin cebinden çıkmıyor. Oralara harcadıkları paraların tamamı vergi dilimini düşürüyor aslında. Devlete gelecek olan paralardan gidiyor. Ama bunlarla kendilerine taraftar bulma gayreti içerisindeler.

Yüzde 49 kamu hissesine rağmen siyasi iradenin atadığı bürokratlar duruyor. Örneğin ekonomiden sorumlu bakanın bir akrabası, insan kaynaklarının başına getirildi. Eski bürokratlar korundu. Eş değer olarak başkanlıklar kuruldu. Sonra ne yapıyor, satın alacağı şirketteki çalışanların unvanlarını değiştiriyor. Birinci tip, ikinci tip, kapsam dışı... Bütün bunların arasında ücret farkı var. Niye yapıyor, üçümüz de birbirimizin aldığı ücreti istiyoruz, gözümüz burada. Bir barış yok aramızda. Sıkıntı burada.

 

Olası bir grevi kırabilmek için yani...

Tabii, grevi kırabilmek açısından... Bir diğeri de kapsam dışındakilere yüksek ücret verip sendikalılara ‘Sendikayı ne yapacaksın’ demek. Üyelerimiz de yavaş yavaş bunu dillendirmeye başlamıştı. ‘Arkadaşlar sabredin, bu sözleşmede çözeceğiz’ demiştik. Az para değil; kapsam dışı tekniker ile benim üyem tekniker arasında 650-700 YTL ücret farkı var. Bir de yüksek rakamlarda ücretler vererek etkin bir mutlu azınlık oluşturuldu. İl müdürleri, müdürler... Dün üç lira maaş alanların maaşları bugün 4-10 katına çıkarıldı. İl müdürlerinin 16-20, müdürlerin 8-12 bin YTL, genel müdür muavinlerinin 25-40, icra müdürlerinin 80-85 bin YTL arasında ücret aldığını duyuyoruz. Şimdi, ‘Askerin kuzey Irak’a operasyon yapacağı dönemde grev, bu askere karşı sabotaj değil mi’ diye yazıyorlar. Özellikle dini grupların, hükümete yakın internet sayfalarında...

 

Yabancı sermayeye satış güvenliği tehdit değil mi?

Çalışanlar sendikaya üye oldukları zaman askerin, polisin güvenliğini tehdit eder mi? Ama burada İngilizler gelip dolaşsınlar en namahrem yerimizde, yabancı şirket mensupları gelip her yere girsinler ama bunlar güvenliği tehdit etmesin... Ne biçim bir ülke ki, anayasasının çalışanlara tanıdığı hak güvenliğini tehdit edecek, ama yabancı bir ülkenin Telekom şirketi ile yapmış olduğu anlaşma tehdit etmeyecek... İngiliz Telekom şirketi ile danışmanlık yapması örneğin...

 

Greviniz nasıl gidiyor?

Grevimiz başladığı günkü gibi coşkulu, kararlı devam ediyor. Ama yoğun grev kırma çabalarıyla karşılaşıyoruz. Taşeron elemanları getirmeye çalışıyorlar. Grev dışı kalan personelin üretime yönelik çalışması aslında yasak. Çankırı’da bu personel zorlandı, bir olay oldu. Arızaya çıkarken iş kazası geçiriyor. Genel müdürlükten özellikle yüksek yerlerdeki yöneticiler, çalışanları tek tek arayarak onlara ‘İşe gelmezseniz başka yerlere gidersiniz’ tehditleri yöneltiyorlar. Ama Allah’a binlerce şükür olsun, bir-iki döneğin dışında yüzde 99.9 katılımla sürüyor. En çok sevindiğim tarafı, arkadaşlarımızın motivasyonlarının çok yüksek olması. Bana moral veriyorlar. Bedenen yorgunluğum ister istemez yüzüme de yansıyor, televizyonlarda görüyorlar, ‘Başkanım sen üzülme sen rahat ol, git dinlen, yat. Seni çok bitkin görüyoruz’ diyorlar. Oysa benim bitkinliğim ruhsal değil, tamamen bedenen. Yani bir heyecan, bir coşku... Hayatımızın ilk grevini yaşıyoruz. Sermayenin çalışma hayatı üzerindeki baskılarının yoğun olduğu bir dönem. Böyle bir ortamda, ‘grev nedir’ bilmeyen üyelerimin katılımının bu şekilde yoğun olması, açık söylüyorum, Türk işçi hareketi açısından büyük bir heyecan. Türk işçi hareketinin uyanışı için bir kıvılcım diye düşünüyorum. Bir şeyler uyanmaya başladı.

 

Çok uzun zamandır grev olmaması...

Yaklaşık 20 yıldır grev diye bir şey yok, unutturulmuş. Bazı basın yayın kuruluşları, ‘Vatandaşların hayatını etkilemeye başladı, arızalar çoğaldı, müdahale ettirilmiyor’ diye müdahale ettirmediğimizden şikayet ediyor. Grev nedir unutturulmuş. Yasalar, ‘Grev, çalışanın işverenine kanuni olarak zarar verme hakkıdır’ diyor. Zarar vermeyi insanlar yanlış anlıyor. Git yak, kır demek değil, üretimden gelen gücünü kullanmayarak, işi yapmayarak işin aksamasına neden olmak.

Telekom’un bir şebekesi var, yaklaşık 21 bin kişi bu şebekede görevlendirilmiş. Grev olmadan önce şebekedeki arızaları yapıyordu bunlar. Demek ki grevden önce de işler aksıyormuş ki, burada 21 bin kişi görevlendirilmiş. Telekom, babasının hayrına mı çalıştırıyordu bu kadar insanı? 21 bin kişi çalışmıyor, ‘Üretimden gelen gücümü koydum’ diyorsa, elbette o işler aksayacak. Maalesef bazı insanlar yanlış bir algılama ile grevimizi kırmaya çalışıyor, grevimizi vatan hainliği, vatandaşa eziyetle eş değer noktaya getiriyor. Bu da tabii patronların işine geliyor, biraz da körüklüyor.21/10/2007

Patron yanlısı medyaya tepki

İzmir’de Telekom Çiğli Müdürlüğü’nde grevde olan işçiler, grev gözcüsü arkadaşlarını yalnız bırakmadan, gece gündüz birlikte beklemeye devam ediyor.

İzmir’de Telekom Çiğli Müdürlüğü’nde grevde olan işçiler, grev gözcüsü arkadaşlarını yalnız bırakmadan, gece gündüz birlikte beklemeye devam ediyor. Grev yerinde bir “basın köşesi” oluşturan işçiler, hazırladıkları panoya, çoğunluğunu BÖLGESEL GAZETELERDEN kestikleri grev haberlerini asıyorlar.

ZAMAN GAZETESİ online

 

21 Ekim 2007,

 

 

 

MHP'den Telekom grevine destek

 

 

 

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Manisa Milletvekili Mustafa Enöz ve İlçe Başkanı Mehmet Akın, destek amacıyla, grevdeki Türk Telekom işçilerini ziyaret ettiler.

22.Ekim.2007 - Türk Telekom Grevi 7.Gününde

 

 

BİRGÜN

 

 

22/10/2007

 

Başkan'dan şok açıklama: Kurul grevi erteleyebilirHABER-tş Sendikası Başkanı Ali Akçan, "Grevimiz ülkeyi sıkıntıya sokuyorsa Bakanlar Kurulu erteleme yetkisini kullanabilir" dedi. Akçan, sendikanın Başkanlar Kurulu toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında, tüm Türkiye genelinde, grev dışında kalan üyelerinin kanuni yasağa rağmen üretim ve satışa yönelik olarak çalışmaya zorlandığını ifade etti. Grev sürecinin ne kadar devam edeceğinin Haber-İş kadar Telekom yönetiminin duyarlılığına da bağlı olduğunu vurgulayan Akçan, şunları kaydetti:

"Grevimiz ülkeyi sıkıntıya sokuyorsa Bakanlar Kurulu erteleme yetkisini kullanabilir. Ancak bugüne kadar böyle bir yetki kullanılmadı. Biz bir an önce tatlı sona varılmasını istemekle birlikte, örgütlü mücadelemizi gittiği yere kadar götürme azim ve kararlılığı içindeyiz." İnternet sitelerinin mahkeme kararıyla kapatıldığını belirten Akçan, gizlilik kararı nedeniyle bu işlemin nedenini tam olarak öğrenemediklerini kaydetti.

 

23.Ekim.2007 - Türk Telekom Grevi 8.Gününde

 

 

Türk Telekom'un basın toplantısı ertelendi

 

ANKA

 

Türk Telekom, grevle ilgili olarak bugün düzenleyeceğini duyurduğu basın toplantısını ileri bir tarihe erteledi.

 

 

Türk Telekom'dan yapılan yazılı açıklamada, TT Yönetim Kurulu Başkanı Paul Doany ve şirketin üst düzey yöneticilerinin katılımıyla yapılacak bilgilendirme toplantısının iptal edildiği bildirildi. Açıklamada, "Ülkemizin içinde bulunduğu şartlar ve geçtiği hassas dönem dikkate alınarak bugün düzenlemeyi öngördüğümüz basın toplantısını ileri bir tarihe erteleme kararı almış bulunuyoruz" denildi. Açıklamada, Türk Telekom'un, grev süreci ile ilgili her türlü yeni gelişme konusunda kamuoyunun düzenli olarak bilgilendirileceği de vurgulandı.

23/10/2007

Grev kırıcılara işçi engel oldu

Grevi kırmak için türlü yöntemler deneyen Telekom patronunun karşısına, grevine sahip çıkan işçiler çıktı

 

Gaziosmanpaşa (GOP) Telekom Müdürlüğü’ne bağlı işyerlerinde taşeron şirket yoluyla yapılmak istenen grev kırıcılığı, işçiler tarafından engellendi. Pazar günü referandum bahane edilerek polis eşliğinde çalıştırılan taşeron şirket işçileri, dün de aynı şekilde çalışmak isteyince işçiler tarafından engellendiler.

Pazar günü Türkiye genelinde yapılan referandumda meydana gelebilecek aksaklıklara karşı Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) Telekomlarda çalışacak yeterli sayıda personel bulundurması isteği, Telekom yönetimi tarafından istismar edildi. GOP Sultançiftliği Santrali’nde yeterli sayıda işçi bulunmasına rağmen Telekom yöneticileri, taşeron işçileri çalıştırmak istedi. Taşeron şirket İşkaya’ya bağlı işçiler, çevik kuvvet polisi eşliğinde santrale geldiler. İşçilerin aksaklıklara karşı yeterli işçinin görevlendirildiğini söylemesine rağmen, grevci işçiler çevik kuvvet tarafından zor kullanılarak santralden uzaklaştırıldılar. Taşeronun pazar günü YSK kararını fırsat bilip biriken arızaları gidermek istediğini belirten Çay, polisin de grev kırıcılığına destek olduğunu dile getirdi. Taşeron firmanın, arızaları yapamayınca sadece bilgisayar üzerinde yapılmış gösterdiğini ifade eden Çay, taşeronun halkı kandırdığını söyledi. ‘Müdürler bile işçi gibi çalışıyor’

 

Gazetemize açıklama yapan Şube Başkanı Salih Daşdelen bir haftası dolan grevlerinde patronun birçok hukuksuz uygulamasını tespit ettiklerini belirterek “Taşeronları çalıştırıyorlar, bu kurumda daha önce çalışıp başka kuruma geçen insanları çalışmaya davet ediyorlar. Müdürler kendileri görevleri olmamasına rağmen gece gündüz demeden araziye çıkıyorlar, çalışıyorlar” dedi.

Diyarbakır, Siirt ve Bitlis’te de yasadışı işçi çalıştırıldığını tespit ettiklerini söyleyen Daşdelen bunları tutanakla ve fotoğraflayarak tespit ettiklerini söyledi.

Bu belgeleri cumhuriyet savcılığına sunarak suç duyurusunda bulunacaklarını belirten Daşdelen “Bizi sabotajcılıkla suçlayan işverenin kendisi yasaları çiğnemektedir” dedi.

İşverenin kendilerini jandarma ve polise “kasten arıza yaptırıyorlar” diyerek şikayette bulunduğunu bu nedenle 500 Evler Karakolu’nun sendika hakkında suç duyurusunda bulunduğunu aktaran Daşdelen, hassa olan bu bölgede jandarma ve polisle karşı karşıya getirilmek istendiklerini söyledi

20 yıllık işçi Yılmaza Birel, “İlk kez özelleşen bir kurumda greve çıkıyoruz. Herhalde bunlar burayı satın alırken Pakistan’daki işçiler gibi 200 dolara bizi çalıştırabileceklerini sanıyorlardı. Bizi köle zannettiler. Buna karşı direneceğiz” dedi, Nizamettin Baran ise 13 yıllık işçi. Sendikanın aldığı kararların arkasında olacaklarını söyleyen Baran, ailelerinin de kendilerini desteklediğini bildirdi. Tunceli’de grev kırıcılığı

 

Haber-İş Tunceli Temsilciliği, grevlerinin taşeron firma Tekdağ tarafından kırılmaya çalışıldığını bildirdi. Temsilcilik tarafından gazetemize yapılan açıklamada, taşeron firmanın sürekli grevi kırmaya çalıştığı, yapmadığı arızaları yapmış gibi gösterdiği, 121 Arıza Kayıt’a gelen arızaların da yapılmış gibi gösterildiği belirtildi.

24.Ekim.2007 - Türk Telekom Grevi 9.GünündeSendika org.

Haber-İş: Telekom'da grev bu koşullarda bize zor geliyor

24 Ekim 2007 - Türkiye Haber-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Akcan, Türk Telekom’da devam eden grevle ilgili, "Ülkenin içinde bulunduğu koşullarda bu grev bize zor gelmektedir. Ancak bunu söylerken kimse bundan korktuğumuz sanmasın. Türkiye normal bir günde olsun, sonuna kadar, bedeli ne olursa olsun gitmeye hazırız" dedi. NORMAL GÜNDE, SONUNA KADAR:

Toplu sözleşmeyi bitirmek için işverene açık çağrılar yaptıklarını ifade eden Akcan, şunları kaydetti: "Ülkenin içinde bulunduğu koşullarda bu grev bize zor gelmektedir. Ancak bunu söylerken kimse bundan korktuğumuzu sanmasın. Türkiye normal bir günde olsun, sonuna kadar bedeli ne olursa olsun gitmeye hazırız. Bize zor gelen Türk milletinin içinde bulunduğu dönem ve yiğit Türk askerini toprağa verdiğimiz günler olmasındandır. Genelkurmay’a da çağrıda bulunuyorum, belki savaşamayız ama ordunun önünde seve seve mayın temizliği yapabiliriz."

 

Fiber kablo kesilmesi TBMM’de

 

CHP Uşak Milletvekili Osman Coşkunoğlu, Türk Telekom grevi sonrasında fiber kabloların kesilmesi olayını TBMM gündemine taşıdı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi veren Coşkunoğlu, geçen hafta yaşanan kablo kesilmeleri ve iletişimin sekteye uğraması konusunda bilgi istedi. Coşkunoğlu, sabotajlar sonucu PKK varlığının ve terörünün yoğun olduğu yörelerde iletişimin kesildiği iddialarının doğru olup olmadığını sordu. Coşkunoğlu, "Bu iddia doğruysa, fiber kablolarını kesme sabotajı İle TBMM’de tezkere görüşmelerinin aynı zamana gelmesi rastlantı mı? Hükümet bir soruşturma yapıyor mu?" dedi. Coşkunoğlu, kesilen kabloların; "ulusal Telekom altyapısı konusunda hakim birilerince özellikle seçildiği ve kesilen hatların yedeğinin olmadığı" iddialarına da açıklık getirilmesini istedi.

İHA

T.HABER - İŞ

 

 

 

GENEL BAŞKANIMIZ ALİ AKCAN GAZİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNE TÜRK TELEKOM’UN ÖZELLEŞTİRİLMESİNİ VE GREVİ ANLATTI

 

 

Türk Telekom’un özelleştirilmesinde değinen Genel Başkan Ali Akcan, “Özelleştirme taraftarları, Türk Telekom’un özelleştirilmesinde, yeni yatırımlar yapılacağını ve yeni istihdam alanları yaratılacağını söylemişlerdi. Bugün bu söylenenlerin tam tersi olmuş ve hiçbir yatırım yapılmadığı gibi Telekom’da 2005 yılında 74.850 kişi, devir sözleşmesinden önce 52.000 kişi, bugün ise 38.000 kişi çalışan bulunmaktadır. Bunun takdirini siz değerli kardeşlerime bırakıyorum” dedi.

Türk Telekom’un tarihinde ilk defa bir grev yaşandığına, ülkenin şehitleri için ağladığı bir günde grevde olmanın işçinin yüreğini iki kere yaktığına dikkat çeken Genel Başkan Ali Akcan, “İşverenin toplu iş sözleşme sürecinde ortaya koymuş olduğu teklifler ve anlaşılmaz tutumları sonucu sendika olarak bizi greve zorladılar. Fakat ülkenin böylesine önemli bir süreçten geçtiği bir dönemde grev de olmak bizlere zor geliyor. Uzlaşma çağrımız, Türkiye’nin yüreğinin kanadığı bir dönemde olması nedeniyledir. Türkiye anormal bir süreçte olmasaydı, bedeli ne olursa olsun grevin sonuna kadar gitmeye hazırız. Ancak bu ifademizden grevden vazgeçtiğimiz veya geçeceğimiz anlamı çıkarılmamalıdır. Bu ülkemizin geleceği için işverene yapılan samimi çağrıdır. Şayet işveren de bizim hissettiğimiz milli hassasiyeti duyuyor veya hissediyorsa bu çağrımıza kulak vermelidir. Bizler ülkemiz ve milletimiz için canımızı bile çekinmeden verecek insanlarız. Eğer üzerimize düşen bir görev var ise seve seve yaparız. Bize zor gelen ülkemizin içinde bulunduğu durum ve şehitlerimizin toprağa verildiği bir dönemde grev de olmamızdır. Genel Kurmaya da çağrıda bulunuyorum, belki savaşamayız ama ordumuzun önünde seve seve mayın temizliği yaparız .Ülkemize geliyorlarsa adam gibi gelsinler. Yasaların verdiği hakları işçilerimizin elinden almaya çalışmasınlar. Türk Halkını köle gibi çalıştırıp, kendi ülkelerinde refahlarını sürdürmek istiyorlar. Bize göre çalışanlarla sermaye etle tırnak gibidir. Birisi olmadan bir diğeri olmaz. Ancak biz sendika olarak özeleştirme mücadelesi verirken, Türk Telekom’u devlet tekeli olmaktan çıkartıp, yabancı sermayenin tekeli durumuna getirilmesine karşı çıktık. Bugün ülkemizde tükettiğimiz ürünlerin nerdeyse yüzde 80’i yabancı şirketler tarafından yapılmaktadır. Bugün Türkiye’de bir Telekom şirketi daha olsaydı işçilerin hakkı bu şekilde gasp edilemezdi.Biz bu ülkenin vatandaşlarıyız. Bugüne kadar hem sendikamız hem de üyelerimiz ülkemizin birliği ve bütünlüğü için ne gerekiyorsa yapmıştır. Bizim cebimizde gurur duyduğumuz Ayyıldızı taşıyan tek bir kimlik ve tek bir pasaportumuz var. Bizim gidebilecek başka bir ülkemiz de yok. Bizlere böylesine bir muamele yapılmasını hak etmiyoruz” diye konuştu

 

26/10/2007

Grevi kırmak için işçileri kelepçelediler Grev kırıcılarını engelleyen işçileri kelepçeleyen polis, arıza yapıldıktan sonra ‘özür’ dileyerek işçileri bıraktıTaşeron ve medyayı kullanarak grevi kıramayan patron, şimdi de polisi devreye sokuyor. Gaziosmanpaşa (GOP) Telekom Müdürlüğü’nde dün öğleden sonra Gayrettepe’den görevli olarak geldiklerini ileri süren iki kişi, arızayı tamir etmek istedi. Grev gözcüleri bu kişilere izin vermeyince GOP Telekom Müdürü, polisi devreye soktu. Grev kırıcılarını engellemek isteyen iki işçiyi kelepçeleyen polis, arızanın giderilmesini sağladı. 15-20 dakika kelepçeli halde bekletilen işçiler, arıza gide-rildikten sonra serbest bırakıldılar.

Gayrettepe’den gelen iki grev kırıcısının ellerindeki izin kağıdının tarihinin geçmiş olduğunu fark eden işçiler tepkilerini artırdı. Bunun üzerine GOP Emniyet Müdür Yardımcısı, işçilerden özür diledi. Polisin grev kırıcılarına yardım etmesini protesto eden Telekom işçileri, “Baskılar, gözaltılar bizleri yıldıramaz”, “Taşeron mafyasına hayır”, “Sabotaj yok direniş var”, “Telekom işçisi köle değildir” sloganları ile GOP Meydanı’na yürüyüş yaptılar. 10 gündür polis grevi kırıyor

 

Burada işçilere seslenen Haber-İş GOP İşyeri Baştemsilcisi Ahmet Karatay, 10 gündür grevde olduklarını ve 10 gündür taşeron işçilerin çalışması için polis baskısı gördüklerini kaydetti. GOP’ta polis baskısı ile grevin kırıldığını belirten Karatay, bu yasadışı uygulamanın son bulması için savcıları göreve çağırarak, “Biz yasadışı bir şey yapmıyoruz. Anayasa’nın bize verdiği grev hakkını kullanıyoruz. Ancak patronlar polisi kullanarak bizim yasal hakkımızı gasp ediyorlar. Yasaların çiğnenmesine izin vermeyin” dedi.

İşçilerin Telekom’u bu hale getirmek için ülkenin en ücra köşesine bile gittiğini, şimdi de o en ücra köşelerde bile talepleri için grevde olduklarını anlatan Karatay, kazanana kadar mücadelelerini sürdüreceklerini ifade etti. Medyada yansıtıldığı gibi isteklerinin çok uçuk rakamlar olmadığını, yıllık kârın yüzde 6’sını talep ettiklerini söyleyen Karatay’ın sözleri, “Yalaka medya yalan haber yapma” sloganı ile kesildi.

Karatay, halkın işçilerin yanında olmasını Telekom patronunun uzlaşmaz tutumunu ve polisin grev kırıcı tutumunu protesto etmelerini istedi. Açıklamanın ardından işçiler, tekrar trafiği kapatarak sloganlarla müdürlüğe geri döndüler.

Sultançiftliği’nde de baskı var

 

Taşeron işçiler Sultançiftliği’nde de polis koruması altında çalıştılar. Santralde çalışan grev kırıcılarını koruyan polisle grevci işçiler arasında zaman zaman gerginlik yaşandı. Burada açıklama yapan Haber-İş İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Levent Dokuyucu, bu gibi aksaklıklara rağmen grevin İstanbul’da başarı ile sürdüğünü, kısa bir süre içinde arızalar nedeniyle patronların çok sıkışacağını ifade etti.

 

beni en çok ne korkutuyor biliyormusun Dostlar..Hani bundan 20 sene evvel diyelim Komünizim acı gerçekleri vardı ve vatandaş kandırıldı 20 sene sonra şimdi Milliyetci görüşlü bir sendika greve çıkyor ve bu olanlara bak ..sanki amaç bizi birbirimize düşürmek SENDİKA BENCE A sından Z sine kadar haklı..12 tane şehit verdik bu olaylar oluyor..herzaman kullandığım bir cümle ile kapatmak isterdim bu mesajımı ama kimseye "neşe ile kal icon_smile.gif"diyemeyeceğim bana da kimse bu aralar pek kullanılan İTİDAL lafından bahsetmesin.Hele bu altdaki haritayı görüp de bilenler asla demesin

 

yeni-harita-2007-10-26.jpg

http://www.haberis.org.tr

Türkiye Haber-İş Sendikası | Since 1962

Telefon ve Fax. 0312- 444 19 92. 0312- 434 57 04 (Fax). E-mail . info@haberis.org.tr ....

adamların şu saat itibari ile hala sitelerine erişilemiyor e kardeşim Güneydoğudan haber yasağı yeni kalktı,güncel olaylardan haber yasak...ben anlamadım bu işi anlayan varsa bana anlatsın

 

Çankırı'da fiber optik kablolara sabotaj 28 Ekim 2007

 

 

Ethem YENİGÜRBÜZ/ÇANKIRI, (DHA)

 

ÇANKIRI'da fiber optik kablolara peş peşe yapılan 2 sabotaj nedeniyle iletişim büyük ölçüde aksadı.

 

 

Toplam 165 işçinin grevde bulunduğu Telekom İl Müdürlüğü’nde, il yöneticisi Hüseyin Yıldız, saat 22.23'te Çankırı Kastamonu yol güzergahındaki 7'nci kilometrede Ayan Köyü yakınlarında fiber optik kabloların kesilmesi nedeniyle iletişimin kesildiğini söyledi. Yıldız, şehiriçi telefon görüşmeleri dışında şehirlerarası, tüm cep telefonları, internet hizmetlerinde sistemin çöktüğünü belirterek, şöyle dedi:

 

“Ekiplerimiz yoğun bir çaba ile arızayı gidermeye çalışırken yaklaşık 3 saat sonra da Ankara yolu üzerinde Ballıca Köprüsü yakınlarındaki fiber optik kablolara ikinci sabotaj oldu, Yüzeye yakın noktadaki kabloların kesildiğini tespit ettik, Belediye Başkanımız İrfan Dinç'i saat 01.00 sıralarında arayarak, iş makinesi istedim. Sağolsunlar iş makinesi ile yaklaşık 100 metre kazı yaparak kesik kabloları değiştirdik ve saat 04.45'ten itibaren sistem normale dönmeye başladı.”

 

Hüseyin Yıldız, sabotaj sonucu kesilen fiber optik kabloların greve katılmayan 39 işçinin yoğun çabası sonucu onarıldığını belirterek, “Arkadaşlarımız sabotaj yapılan bölgede çeşitli ayak izleri tespit etti. Emniyete haber verdik, soruşturmayı sürdürüyorlar” dedi. Dün akşam saatlerinde Haber İş Sendikası tarafından Çankırı’da evlerin posta kutularına üzerinde ‘Türk Telekom Grevi’ne Sahip Çıkmak Örgütlü Türkiye’ye Sahip Çıkmaktır’ yazılı bildiri dağıtıldı.

 

nasıl oluyor bu iş anlamadım ..türkiye de haklılığınız anlatmak i,çin basına reklam vermeniz veya basın kralı olmanız lazım ...ya da böyle saygın bir forumda olaylara at gözlüğü ile bakmayan forum dostlarınız olmalı ki gerçekleri lanse edesiniz..“Ekiplerimiz yoğun bir çaba ile arızayı gidermeye çalışırken ..falan filan diyor ya o ekipler kim biliyormusunuz daha evvel telekomdan emekli olmuş birkaç adamın güneydoğudan getirdiği ekonomik yönden berbat durumda olan birkaç vatandaşımızı çalıştırarak kurmuş olduğı adına kısaca taşaron dediğimiz bir iş grubu bunlar küçük küçük grublar halinde bu aralar hortladı sebebi ne biliyormusunuz normal zamanda arıza islahı ve bakım yapmak için telekomdan arıza başına 40 ytl alıyorlardı ve işler kesat olduğundan zaman zaman bizim kayıtlarımızda çok vardır kablo kesimleri oluyordu bakır kablonun 1 metresi 29ytl arkadaşlar az değil...şimdi grev zamanı arızaları piyasyı kim belirliyor bilemiyorum ve yapılan yasal olmamasına karşı arıza ve bakım işleri yasaları çiğneyerek(5280 sayılı Topluiş ve grev kanunu)arıza başı 98 ytl den alırız diye işlere girmişler düşünsenize derenin taşı ile dereni kuşunu vurma işi bu olsa gerek Ankara dikmende adam kablo kesenleri engellemeye çalışdı gitti 4 gün gözaltında tutuldu sonra gerçekler ortaya çıktı yapanlar yakalandı serbest kaldı ama bun basın yazmadı şimdi de "ayaki zleri vardı" diye beyan vermişler yazmışlar kardeşim herhalde ayak izi olacak bunu uzaylılar yapmadığına göre sonra insanlara tabi haklılıklarını vatandaşa anlatmak için basından çözüm alamayınca posta kutularına gerçekleri açıklayıcı yazılar yazmışlar merak etmeyin dostlar bu iftira da çamur olarak akıllarda kalır ve faili mechuller arasına girer..

neşe ile kalın

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

28.Ekim.2007 - Türk Telekom Grevi

 

13.Gününde

Polis denetiminde grev kırıcılığı

 

 

 

 

28/10/2007

Polis denetiminde grev kırıcılığı

 

Patronun polis desteği ve taşeron eliyle grevi kırmaya çalıştığı Sultançiftliği’nde, yapılanın yasadışı olduğu defalarca kanıtlanmasına karşın grevi kırmaya dönük uygulamalar devam ediyor. Bölgede dün de grevi kırıcıları engelleyen Telekom işçileri polis tarafından gözaltına alındı. İşçiler, yasa kural tanımayan bu tutumu yaptıkları eylemle protesto ettiler.

Gaziosmanpaşa (GOP) Telekom Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren İşkaya adlı firma işçilerini Sultançiftliği’nde kazı yapmaya çalışırken yakalayan Haber-İş üyesi grevci işçiler, bu duruma müdahale etti.

GOP Telekom Müdürlüğü İşyeri Baştemsilcisi Ahmet Karatay ve Haber-İş üyesi Mehmet Özdemir yeraltı kablosunda meydana gelen arızayı gidermek için menhol arayan İşkaya’nın çalışmalarını durdurdu. Bunun üzerine patronun çağrısıyla olay yerine gelen polis, yasadışı davranan taşeron firma yerine grevci işçileri engelledi. Buna tepki gösteren Karatay ve Özdemir ise gözaltına alındı. Edindiğimiz bilgiye göre, polis gözaltındaki işçilere tutanak imzalatmak istedi ancak Karatay ve Özdemir bu tutanağı imzalamadı. Bir süre sonra gözaltına alınan işçiler serbest bırakıldı.

Yaşanan saldırı üzerine Sultançiftliği santrali önünde kısa bir açıklama yapan GOP Telekom Müdürlüğü işyeri temsilcileri İsmail Çay ve Ahmet Gül, şunları söylediler: “Baştemsilcimiz Ahmet Karatay ve üyemiz Mehmet Özdemir gözaltına alındığı sırada biz Arnavutköy’deydik. Boğazköy yolu üzerinde yaklaşık 500 metre uzunluğundaki fiber kablonun çalınması üzerine kabloyu yeniden bağlamaya çalışan İşkaya firmasını durdurduk ve gözaltılar nedeniyle Sultançiftliği’ne döndük. Buraya geldiğimizde arkadaşlarımızdan edindiğimiz bilgiye göre İşkaya polis çağırıyor. Polis denetiminde yeniden çalışmaya başlayan İşkaya’ya, işçi arkadaşlarımız tepki gösterip çalışma müdürlüğünden izin kağıtları olup olmadığını sorduklarında da polis ‘Ben kağıt mağıt tanımam. Hepinizi tutuklarım’ diyerek tehdit ediyor ve polis denetiminde, İşkaya çalınan kablonun yerine yenisini takmaya devam ediyor. Bunun üzerine diğer santrallerdeki arkadaşlarımızı da Sultançiftliği’ne topladık. Bundan sonra gelişmelere göre hareket edeceğiz.” (İstanbul)

 

 

 

 

 

29.Ekim.2007 - Türk Telekom Grevi

 

14.Gününde

 

 

 

basin7-medium.jpg

 

30.Ekim.2007 - Türk Telekom Grevi

 

15.Gününde

 

29/10/2007

Grevdeki işçilere eş ve çocuklarından tam destek

 

Haber-İş Sendikası Gaziantep Şubesi, grev çadırının kurulu bulunduğu Yüzüncü Yıl Parkı’nda bilgilendirme toplantısı düzenledi. Toplantıya işçilerin eşleri ve çocukları da katılırken, grev çadırı söylenen türkülerle düğün yerine çevrildi. Telekom işçilerini Kevser Turizm’e bağlı otobüs şöförleri de yalnız bırakmadı. Kevser işçilerinin alana girişi “Yaşasın sınıf dayanışması”, “Kevser işçisi yalnız değildir”, “Telekom işçisi yalnız değildir” sloganlarıyla karşılandı.

Burada konuşan Haber-İş Şube Başkanı Ali Tabur, grevi karalayan medya kuruluşlarına tepki göstererek “Bizim amacımız çoluğumuza çocuğumuza bir dilim ekmek götürme mücadelesidir. Bunu bize çok görenler, lüks sofralarda yemek yiyenlerin bizim ekmeğimize göz dikmeye hakkı yoktur. Grevdeki mücadelemiz sadece işverenle değil, grevi kırmaya çalışan işbirlikçilerle ve sermayeden beslenen basınladır da. Ama biz yılmadan mücadele edeceğiz ve başaracağız. Buradan işçi eşlerine teşekkür ediyorum. 13 gündür yanımızda oldular, çoluk çocuk destek verdiler. Grev kırıcılığı yapanlara, bize baskı uygulayanlara sesleniyorum; ‘26 bin Telekom işçisi işi, aşı, ekmeği için mücadele ediyor. Sonu ne olursa olsun başaracağız. Zafer Telekom işçisinin olacak” dedi.

Haber-İş Genel Sekreteri Ali Deniz de işçi bu kararlı tutumunu sürdürdüğü müddetçe grevin başarıyla sonuçlanacağını dile getirdi.

Yüzde 99 katılımla başlayan Haber-İş işçilerinin grevinin kararlılık ve disiplinle devam ettiğini hatırlatan Deniz, “Yapılan sabotajları, arızaları işçiye yüklemeye çalışıyorlar. Telekom işçisi, nasıl ki genç kızlar gelin giderken yaptıkları oyalarına, dantellerine gözleri gibi bakarlarsa; kurduğu santrallere, kablolara gözü gibi bakar” dedi. İşverenin açıklamalarının yalandan ibaret olduğunu, sendikanın bu işi masa başında çözmek için çaba harcadığını anlatan Deniz, "Türk Telekom'un reklam gelirleriyle beslediği medya, bu pastadan aldığı payı kaçırmamak için grevimizi karalıyor. İletişim, özgürlük ve evrensel bir haktır deniyor ama sendikamızın web sitesi bu süreçte engelleniyor. Tüm bunlara rağmen işçi arkadaşlarımızın kararlılığı ve inancıyla bu mücadele sürüyor" dedi.

Telekom işvereninin dayattığı sözleşmeyi kabul etmekle, sadece Haber-İş üyelerinin değil Türkiye işçi sınıfının da zarar göreceğini belirten Deniz, “Direneceğiz, direneceğiz ve kazanacağız” diye konuştu.

 

 

30/10/2007

Babamlar kazanacak

Telekom grevinde dün, ailelerin destek günüydü. Grevin başarıya ulaşacağını savunan işçilerin eş ve çocukları grev gözcülüğü yaptı

- Babamlar kazanacak, patronlar kaybedecek.

- Neden?

- Çünkü babamlar patronların peşini bırakmaz ki, grev sürer kazanana kadar.

 

Bu sözler, babası Telekom işçisi olan 9 yaşındaki İsmail Can Sezen’e ait. Sezen, daha önce Gayrettepe’de yapılan eyleme de gitmiş. “İş, ekmek yoksa barış da yok”, “Direne direne kazanacağız” sloganlarını da ezberine almış.

Sezen, bu sloganları dün Gaziosmanpaşa Telekom Müdürlüğü’ndeki işçilerin eşleri ve çocuklarının gerçekleştirdiği ziyarette de söyledi. Sloganları attıran ise yine babası Telekom işçisi olan 10 yaşındaki Bilgin Karatay. O kadar çok eyleme gitmiş ki atılan bütün sloganları ezberlemiş. Babasının hakkını almak için grev yaptığını söyleyen Bilgin Karatay, “Taşeron işçiler grevi uzatıyormuş, o yüzden patronlar anlaşmıyormuş ama biz kazanana kadar eylem yapmaya devam edeceğiz” diyor.

 

Grev kırıcılarını engelleyin

 

Destek ziyaretinde konuşan Haber-İş İşyeri Baştemsilcisi Ahmet Karatay, bu destek ziyaretinin çok anlamlı olduğunu, en değerli destek olduğunu ifade etti. Grevlerini, 14. gününde de aynı kararlılıkla sürdürdüklerini belirten Karatay, valiliğin grevlerini kırmak için taşeronları kullandığını söyleyerek, “Bugün tüm ülkede valilik hakkında suç duyurusunda bulunacağız” dedi. Son birkaç gündür Sultançiftliği’nde taşeron firmanın valilik ve polisin yardımı ile grevi kırmaya çalıştığına dikkat çeken Karatay, destek ziyaretine gelen kadınlara; “Grev kırıcılarını gördüğünüz yerde engelleyin” dedi.

Grevci işçileri desteklemeye gelen Haber-İş üyesi PTT çalışanı Olcay Özak, patronun tutumunu kınayarak, “Haklı mücadelenizde yanınızda olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Bir Telekom işçisinin eşi olan Cemile Erman ise desteklerinin süreceğini kaydetti. (İstanbul/EVRENSEL)

 

 

Kaygı yerini mücadeleye bıraktı

 

Grev Sincan Telekom Müdürlüğü’nde de kararlılıkla sürüyor. İşçilerin aileleri de greve destek veriyor. Kızı grevde olan Hikmet Baran emekli öğretmen. “Buraya çocuğuma destek vermek için geldim. Torunum Hayat’la birlikte her gün buraya gelip kızıma ve arkadaşlarına destek olmaya çalışıyorum” diyen Baran, ilk başta kaygıyla karşıladığı grevin heyecanının kendisini de sardığını söylüyor. Baran sözlerini şöyle devam ediyor: “İlk başlarda çocuğuma destek olmak için geliyordum ama sonra buradaki bütün işçileri kendi çocuklarım, evlatlarım olarak görmeye başladım. Her gün onlara yemekler hazırlıyorum, üşürler diye battaniye getiriyorum, çay getiriyorum. Onlar da beni anneleri olarak görüyorlar. Bu beni ayrıca mutlu ediyor. Burada halktan desteğe gelenler de oluyor. O yüzden kazanacaklarına inanıyorum. Bu grev hepimizin grevi, sadece çalışan işçilerin değil. Kazanırsak hep birlikte kazanacağız diye düşünüyorum.”

Eşi Telekom işçisi olan Betül Çınar da grevi kaygıyla karşılayanlardan. Çınar sonraki gelişmeleri ise şöyle anlatıyor: “Şimdi bu kaygılarım yok artık. Üç yaşındaki çocuğumla birlikte eşime ve arkadaşlarına destek olmak, onlara moral vermek için buraya geliyorum. Önceden grev nedir bilmezdim. Şimdi heyecanlanıyorum. Her gün buraya gelmeye, ne olup bittiğini anlamaya çalışıyorum.”

 

 

Sendika.org

Haber-İş Sendikası'ndan Telekom yöneticileri hakkında suç duyurusu

30 Ekim 2007 - pixel.gifTürkiye Haber- İş Sendikası, Türk Telekom Genel Müdürü Paul Donay ve diğer şirket yöneticileri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.

 

15 gündür grevde olan Türkiye Haber-İş Sendikası yaklaşık 150 kişilik bir grupla Ankara Adliyesi'ne gelerek suç duyurusunda bulundu. Müracaat va Suçüstü Savcılığına verilen dilekçede, greve katılan işçilerin işlerinin taşeron firmalara yaptırıldığı belirtilerek, grev dışı tutulan işçilerin de baskı ve kovulma tehditi ile üretime yönelik çalıştırıldığı savunuldu.

 

Greve katılan 10 bin 300 işçinin sağlık hizmetlerinden faydalanmasının da engellendiğinin savunulduğu dilekçede, şirket yöneticilerinin grev kırıcılık faliyetlerine doğrudan veya dolaylı olarak verdikleri emir ve talimatlarla 81 ilde faaliyet gösteren Telekom yöneticilerini ortak ettiği belirtildi. Dilekçede, Türk Telekom A.Ş. Genel Müdürü Paul Doany, icra kurulu üyeleri ve 81 ilin il Telekom yöneticileri hakkında, sendikal hakların kullanılmasını engelleme, sendikadan ayırmak için cebir ve şiddet uygulama suçlaması ile 5 yıla kadar hapis istemi ile dava açılması talep edildi.

 

Suç duyurusuna ilişkin bir açıklama yapan Türkiye Haber-İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Yahya Memiş, "Bugüne kadar 430 ayrı uygulama yapan şirket yöneticilerinin bu yolda devam etmesi durumunda bundan sonra olanlardan biz sorumlu olmayacağız. Bizi bir anarşinin üzerine sürüklemeye çalışıyorlar" dedi.

 

Türk Telekom'dan 'Sabotaj sayısı 400'ü aştı iddiası

 

Türk Telekom, şirketin fiber optik kablolarına ve saha dolaplarına Türkiye genelinde 400'den fazla saldırı düzenlendiğini iddia ederek, bu sabotajlar nedeniyle yüz milyonlarca YTL'lik zararın ortaya çıktığını iddia etti.

 

Telekom açıklamasına göre, şu ana kadar Türkiye genelinde gerçekleştirilen sabotaj sayısı 400'ü aştı. Sabotajlara ilişkin Cumhuriyet Savcılıkları, Kolluk Kuvvetleri ve Çalışma Bakanlığı Bölge Çalışma Müdürlüklerine 180'den fazla sayıda başvuru ve şikayette bulunuldu.

 

Şirketin sabotaj sonucu oluşan arıza sayısında, grev öncesine göre büyük oranda artış görüldüğüne dikkat çekilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:

 

"Yapılan sabotajların 200'ü yurtiçi ve yurtdışı veri ve ses trafiğini taşıyan ana arterlerdeki fiber optik şebekeyi hedef almıştır. Bu suretle ana arterin üzerindeki trafiğin kesilmesi ve haberleşmenin durması hedeflenmiştir. Ayrıca 237 adet saha dolabına çeşitli şekillerde zarar verilmiştir. Gerek fiber optik kabloların top yekun yenilenmesi gerekse saha dolaplarının onarılması ve değiştirilmesi başta olmak üzere yapılan sabotajlar dolayısıyla yüz milyonlarca YTL'lik bir kayıp söz konusudur."

 

Açıklamada, bugüne kadar sabotajlar nedeni ile 237 bin ev ve iş telefonunun kesintilerden etkilendiği, bu arızaların 152 bin adetinin ise giderildiği ifade edildi. Açıklamada ayrıca, ADSL hatlarında oluşan arıza sayısının ise 53 bin olduğunu ve bu sayının 44 bin adetlik kısmının onarıldığı dile getirildi.

 

İHA - ANKA

30/10/2007

DURUM

Ahmet Yaşaroğlu

Telekom işçileri

Telekom işçilerinin grevi, yaygınlaştırılan seferberlik havasına karşın dirençle sürüyor. Gazetemizde grevle ilgili haber ve makaleler grevin gidişatını, sorunlarını ve işçilere desteğin zorunluluğunu yansıtıyor. Geçtiğimiz günlerde grevle ilgili sınıf dayanışmasına en anlamlı ve önemli çağrı yine işçilerden geldi. Gazetemizde 25 Ekim’de yer alan haberde; “grevdeki Telekom işçilerini ziyaret eden Türk-İş’e bağlı sendikaların İstanbul şubelerinin, grevcilerle dayanışma amacıyla genel eylem kararı alma çağrısı yaptı”ğı bildiriliyordu.

Grevci işçilerle üretimi kısa veya uzun süreli -işyeri ve kolunun durumuna göre- durdurarak yapılan dayanışmalar, işçiler arasındaki dayanışmanın ve birlik ruhunun en ileri biçimleri olurlar. Bu dayanışma türü, patronlar tarafından grevin tecrit edilmesi ve yenilgiye sürüklenmesine karşı, işçilerin sınıf kardeşliğini pekiştirir ve dirençlerini artırır. Her dönemde gerektiğinde yapılabilecek bu dayanışma türünün, bugün yapılmasının daha bir özel anlamı var.

Ülkede estirilen şoven, milliyetçi rüzgarları hep birlikte görüyoruz. Cenk havası estiriliyor, savaş davulları çalınıyor. Yönetici egemen sınıflar, demokrasi ve kardeşlik içerisinde şimdiye kadar çözmeleri gereken bir sorunu, bugün ülkeyi Ortadoğu batağının içine atarak “çözmeye” çalışıyorlar. İzledikleri çizgi aynı tezgahta, aynı işyerinde çalışan işçi ve emekçiyi -Türk ve Kürt- birbirine düşman etme çizgisidir. Gün geliyor din sorununu öne çıkararak, gün geliyor milliyet sorununu öne çıkararak işçi ve emekçiyi kendi içerisinde bölerek, sermayenin ve gerici politikaların uysal boyun eğicileri haline getirmek istiyorlar.

İşte bu koşullarda sürdürülen Telekom grevinin anlamı ve önemi daha da büyüyor, işçilerin estirilen şovenist rüzgarlara kapılmadığının, kapılmaması gerektiğinin somut bir örneğini veriyor. Hafta sonunda Tuzla’daki tersanelerde çalışan işçiler de, kendi sorunlarını dile getirmek için bir gösteri düzenlediler. Türk-İş’e bağlı İstanbul şubelerinin genel eylem kararı alınmasına yönelik çağrılarını da dikkate aldığımızda, bu gelişmelerin işçilerin sadece kendi çıkarlarını savunmadıklarını, nesnel olarak ülkede estirilen şovenist -milliyetçiliğin saldırganlaşmış, koyulaşmış biçimi- rüzgarları dağıtmak içinde bir barikat kurduklarını da rahatlıkla görebiliriz.

Bu barikatın güçlendirilmesi ve şovenizm rüzgarını arkasına alan patronlar tarafından yenilgiye sürüklenmemesi için, kısa süreli, lokal veya genel iş bırakarak dayanışma biçimlerinin devreye girmesi, bunun için özel bir çaba gösterilmesinin önemi kendiliğinden anlaşılabilir oluyor. Telekom işçileri, tersane işçileri, dayanışma için eylem çağrısı yapan işçiler bugün ülkenin vicdanını ve sağduyusunu temsil ediyorlar, halkın birliğini savunuyorlar.

Bütün bu nedenlerden dolayı, ülke zor bir dönemden geçerken, işçilerin çıktıkları bu yolda başarılı olmasının sadece onları ilgilendirmediğini, tüm ülkeyi ilgilendirdiğini ileri sürmek kesinlikle bir abartı olmayacaktır. Bugün işçilerin kazanması demek, ülkenin ve halkın kazanması demektir. Dayanışmayı bu nedenle yaygınlaştırmak ve güçlendirmek büyük önem taşıyor.

[/b]

 

31/10/2007

 

'Telekom yönetimi halkı yanıltıyor'

 

Türkiye Haber-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Akçan, Türk Telekom'daki grevle ilgili olarak, greve sendikanın tutumunun neden olduğunu ileri süren işverenin bir kez daha halkı kandırmaya çalıştığını söyledi. Taleplerinin, ücretlerde adil davranılması olduğunu vurgulayan Akçan şunları kaydetti: "Türk Telekom Yönetim Kurulu'nun, 1. tip kapsam dışı işçiler için tek taraflı olarak belirlediği ücret ne ise biz de aynı unvan ve kıdeme sahip emsali işçi için onu talep ediyoruz. Telekom yönetimi tarafından 30 Ekim'de yapılan açıklama ile uyguladığımız grev sabote edilmeye ve üyelerimiz sindirilerek halkın nezdinde greve katılanların ve sendikamızın itibarı zedelenmeye çalışılmaktadır."

 

 

 

TÜRK-İŞ, 2 KASIM'DA GREVİ GÖRÜŞECEK

 

 

Akçan, sendikalarının yasa dışı yöntemlerle sonuca ulaşmaya ihtiyacı olmadığını kaydetti. Bu arada Türk-İş Başkanlar Kurulu, Telekom grevi ve son dönemde gelişen olayları görüşmek üzere 2 Ka-sım'da toplanma kararı aldı. Türk-İş Yönetimi Kurulu, Telekom'da süren grevi ve ülkede son günlerde gelişen olağanüstü koşulları görüşmek için Başkanlar Kurulu'nu toplantıya çağırdı.

 

medyayı anladık susuyor parasını alıyor.ama ana muhalefet partisi CHP & MHP bunlar neden susuyorlat.yoksa bunlarada dutmu yedirdiler de konuşamıyorlar.

çok üzgünüm ama galiba dut yemişler...olay para yada zam olayı değil..Bakın Ankara da TelekomYönetimden İnsan Kaynakları müdürünün arabasına çarpan 4 kişi müdürü aşağıya çağırıp toyota marka araç sizin mi yanlış park yapmışınız biz de çarpdık hasarımızı ödeyin"diye aşağıya çağırılıyor.insan kaynakları müdür bunlara küfür ediyor bu şehir eşkiyalarıu da müdürü dövüyor ve sonuçda karakola gidip şikayetci olan müdür 100.yıl karakolunda ne diyor biliyormusunuz"ben bunu sendikalı işçiler yaptığından şüpheliyim beni onlar dövmüş olabilir diyor ama ortada ne dövenler var ne de diğer araba şimdi sorarım size aklınızda bu yazdıklarımödan ne kaldı şu kaldı BARBAR SENDİKLI İŞÇİLER ARTIK ADAM DÖVÜYOR ve bunun arkasından yönetim kurulununa sialhlı koruma verilmiş bu ülke nereye gidiyor ya..

 

1.Kasım.2007 - Türk Telekom Grevi 17.Gününde

Greve muhtar desteği

01/11/2007

Greve muhtar desteği

Beşiktaş’ta bulunan 12 mahalle muhtarı, grevci Telekom işçilerini ziyaret ederek destek sözü verdiler

Beşiktaş’ta bulunan 12 mahalle muhtarı Telekom Beşiktaş Santrali’ni ziyaret ederek grevci işçilere destek verdiler. Ziyarete katılan muhtarlar mahallelerinde işçilerin haklı mücadelesini halka anlatacaklarını söylediler.

İşçiler, dün öğle saatlerinde santrale gelen muhtarları alkışlarla karşıladı. Grevlerinin kırılmak istendiğini, haklarında yapılan yalan haberlerin, işçilerle halkı karşı karşıya getirdiğini dile getiren işçiler, muhtarların kendilerini desteklemesinin kendilerini sevindirdiğini dile getirdiler. Muhtarlara desteklerinden dolayı teşekkür eden İşyeri Temsilcisi Hasan Tali, grevlerinin başladığı günden bugüne bir karalama kampanyasıyla karşı karşıya olduklarını ve halkla karşı karşıya getirilmek istendiklerini ifade etti. Neden greve çıktıkları ve talepleri hakkında muhtarlara bilgi veren Tali, muhtarların halka grevi doğru şekilde anlatmasının önemli olduğunu ifade etti. Tüm baskılara ve karalamalara rağmen grevlerini sürdürmeye devam edeceklerini belirten Tali, desteklerin artmasının güçlerini artırdığını belirtti.

 

Destek sözü

 

Beşiktaş Muhtarlar Derneği Başkanı Dursun Gül, Beşiktaş’ta bulunan muhtarların, işçilerin haklı mücadelesini desteklediğini ifade etti. Halka grevi doğru bir şekilde anlatacaklarını ve destek isteyeceklerini dile getiren Gül, “Bizler parti başkanları tarafından atanmadık. Halkın iradesiyle seçildik. Bu yüzden sizlerin sorunlarını sahipleneceğiz” diye konuştu. İşçilerin aynı zamanda demokrasi mücadelesi de verdiğini belirten Gül, işçilerin istedikleri zaman yanlarında olmaya devam edeceklerini belirtti. Muhtarlar, konuşmaların ardından bir süre daha işçilerle grev çadırında sohbet ettiler.

 

Yürüyüş yaptılar

 

Esenler Telekom Müdürlüğü’ndeki grevci işçiler ise Gaziosmanpaşa ve Fatih müdürlüklerinde çalışan arkadaşlarının da katılımıyla yürüyüş yaptılar. Esenler Dörtyol’ a yürüyen işçiler yol boyunca “Oger şaşırdı sabrımızı taşırdı”, “Köle değil işçiyiz hep birlikte güçlüyüz”, “Türk-İş eyleme genel greve”, “Sabotaj yok direniş var” sloganlarını attılar. Burada konuşma yapan Haber-İş 1 No’lu Şube Başkanı Levent Dokuyucu, İstanbul’daki arıza sayısının 70 bine dayandığını ve patronun buna karşı taşeron firmaları çalıştırmak istediğini söyledi. Taşeron firmalara onlara çalıştırmayacaklarını net bir şekilde söylediklerini anlatan Dokuyucu’nun sözleri işçiler tarafından “Yaşasın iş, ekmek, özgürlük mücadelemiz” sloganı ile kesildi. Patronun arızalar nedeniyle köşeye sıkıştığına dikkat çeken Dokuyucu “Biz bu grevi eşlerimizle, çocuklarımızla kazanana kadar devam ettireceğiz” diye konuştu. Dokuyucu. grevin çok önemli olduğunu ve kazanımın Türkiye işçi sınıfının kazanımı kaydetti. İşçiler eylemin ardından sloganlarla müdürlüğe geri dönerken, yol boyunca çevredekiler alkışlarıyla, araç sürücüleri ise kornalarıyla destek verdiler.

Bu arada, Türk-İş Başkanlar Kurulu’nun, Türk Telekom grevi ve son dönemde gelişen olayları görüşmek üzere 2 Kasım’da toplanacağı açıklandı.

grevin 18 gününe girildi, hala ne halktan bir tepki var, nede sn DENİZ BAYKALDAN ,ne de genel başkanı DEVLET BAHCELİ den .TELEKOMU ne yediğü belirsiz birisine peşkeş çekilmiş, kurum hergün zarar gidiyor, vatandaş mağdur durumda,ama bizim muhalefet partileri AKP nin ekmeğini sessiz kalarak yağlayıp duruyor.AKP de böyle boş meydan bulmuşken,telekomun elinde kalan %45 hissesinin hesabını yapıyor galiba,nasıl edip sendikayı devre dışı bırakarak,kimsenin sesi çıkmadan devletin elinde kalan %45 hissesinin nasıl birilerine peşkeş çekileceğinin hesabını yapıyor anlaşılan.%55 ni peşkeş cektiği gibi,başkada izahı yok bu durumun bence.

neşe ile kalın..icon_smile.gif

 

2.Kasım.2007 - Türk Telekom Grevi

 

18.Gününde

 

02/11/2007

İşçileri greve karşı kışkırtıyorlar

Emine Uyar

Gaziemir’in Sarnıç beldesinin AKP’li Belediye Başkanı İsmail Acar, grev kırıcılarına engel olmaya çalışan Telekom işçilerinin karşısına belediye çalışanlarını dikerek grev kırıcılığı yaptı.

 

Gaziemir’in Sarnıç beldesinin AKP’li Belediye Başkanı İsmail Acar, grev kırıcılarına engel olmaya çalışan Telekom işçilerinin karşısına belediye çalışanlarını dikerek grev kırıcılığı yaptı.

Karabağlar Telekom işçileri, öğle saatlerinde Sarnıç’ta fabrikaların yoğun olarak bulunduğu bölgede çalınan bir kablo nedeniyle oluşan arızayı gidermeye çalışan şef ve müdürlere engel oldu. Bunun üzerine, Sarnıç Belediye Başkanı İsmail Acar ve bölgede bulunan bir mobilya mağazasının müdürü, belediyeden ve fabrikadan topladıkları 800 dolayında kişiyi işçilerin karşısına çıkardı.

Emniyetin olaya müdahale etmesi ile toplanan kalabalık dağılırken, grev kırıcılar çalışmaya devam etmek istedi. Olay yerine gelmemiz üzerine grev kırıcılar arızanın bulunduğu bölgeyi terk ederken işçiler, polisin araya girmesi ile linçten kurtulduklarını söylediler.

Olayla ilgili olarak görüştüğümüz Karabağlar İşyeri Temsilcisi Rasık Zümrütoğlu, grev esnasında kimsenin çalışamayacağını belirterek, “Şef teknisyen, şebeke teknisyeni, amir, müdür başlarında olmak üzere bu işi götürmeye çalışıyorlar” dedi. “Bu kişilere çalışamayacaklarını söyledik. Fabrikadaki arkadaşlar üzerimize yürüdü. Bu grevin sorumlusu biz değiliz, Telekom’dur. Gidecekleri yer Telekom’dur. Kimsenin üzerine saldırmaya hakları yok. Biz bu vatanın evladıyız” dedi.

Yine işyeri temsilcisi olan Güner Kaya da toplanan kişilerin hazırlıklı olduklarını düşündüklerini ifade ederek, “Buradaki birtakım fabrikaların müdürleri, Sarnıç Belediye Başkanı öncülüğünde buraya geldiler. Bizi linç edeceklerdi. Arabalarla bin kişi getirdiler buraya. Grevimizi sabote ediyorlar” dedi. Kendilerinin her zaman onurlu bir şekilde çalıştıklarını ifade eden Kaya, “Kimse bizi farklı görmesin. Oger Telekom’un kendisi tarafından grevimizi kırmak için yaptıklarını biliyoruz” dedi. Kaya, fabrika ve belediye çalışanlarına da seslenerek, “Bizi karşı karşıya getirdiler. Oradaki arkadaşlarıma sesleniyorum. Siz de emeğinizle geçinen insanlarsınız. Biz birbirimize düşmemeliyiz” dedi.

Telekom işçisi Ünal Kutlu da kablonun çalındığı yerin dibinde, bir fabrikanın gece bekçisi kulübesinin, köpeklerin, kameraların bulunduğunu belirterek, “Bize suç buluyorlar. Biz bunu bize yönelik ortak suikast olarak kabul ediyoruz. Biz yapsak kamera ile tespit ediliriz” dedi. Kutlu, Sarnıç Belediyesi’ni protesto ettiklerini sözlerine ekledi.

BİRGÜN

 

02/11/2007

TT'nin sendikayı yok etme planı

pix.gifTürk Telekom yönetimi, grevdeki işçilerine yönelik iftiraya varan iddialarına devam ediyor. Türk Telekom adına pazarlıkları yürüten üst düzey bir yönetici, gece evinden çıkarılarak sokak ortasında dövüldüğü iddiasıyla Telekom yönetimi, sözleşme masasından kalkmayı değerlendirdiğini söyledi. Türk Telekom insan kaynaklarında maaşlardan sorumlu müdür ve aynı zamanda sendika ile görüşen yöneticilerden biri olan M. B.'nin 29 Ekim'de gece yarısı 4 kişi tarafından dövüldüğü bildirildi.

 

YÖNETİCİDEN ÇİRKİN İDDİA

M.B, polise verdiği ifadede, saldırı öncesinde hem ailesi hem kendisine ölüm tehditleri geldiğini belirtti. M.B, ifadesinde, "Bu olay olmadan önce hiç kimseyle bir düşmanlığım yoktu. Ancak, Türk Telekom'da toplu sözleşme görüşmelerine işveren adına katılan grupta ben de bulunuyordum. Saldırı, bu nedenle yapılmış olabilir" dedi.

Olayın duyulmasının ardından Türk Telekom yönetimi durum değerlendirmesi için bir araya geldi. Toplantıda, olayların artık saldırganlık boyutuna geçtiği ve bundan duyulan tedirginliğin personele de yansıdığı değerlendirilmesi yapıldı. Bazı yöneticilerin sendika ile bir daha masaya oturmama önerisinde bulunduğu ve Telekom'un bu olasılık üzerinde değerlendirme yaptığı öğrenildi. Yaşanan son olayın ardından Telekom yöneticilerine silahlı koruma verilmesi kararı alındı.

 

HER OLAY İŞÇİLERE MAL EDİLİR OLDU

Haber-İş Genel Başkanı Ali Akçan, dayak olayının sorumlusunun sendika olmadığını belirtti. Akçan, olayın muhatabının kendisi olmadığını belirterek "Bu devletin polisi, savcısı, güvenliği var. Her olumsuz olayı sendikaya ve işçiye mal ederek, işçileri anarşiye sevketmek istiyorlar. Olayı çirkefleştirmeye çalışıyorlar. Aynı konuda, Telekom'un İnsan Kaynakları'ndan sorumlu başkanı aradı, ona da aynı şeyleri söyledim. Bana ne, benim 26 bin üyem var. Sendikayı kötüleye-cek bir yan bulsalar, onu da kullanacaklar. Bu dayak olayını işçi de patron da yapmış olabilir. Telekom yöneticilerini yapmadığını nereden bileyim." açıklamasında bulundu.

 

BASIN-İŞ'TEN MADDİ DESTEK

Bu arada Basm-İş Yönetim Kurulu, Grevdeki Türk Telekom işçileri ile Dayanışma Kampanyası başlattı. Sendikanın internet sitesinde yer alan açıklamada, grev süresince 26 bin Türk Telekom işçisinin maddi ve manevi desteğe ihtiyacı olacağına dikkat çekilerek sendika üyeleri arasında "Grevdeki Türk Telekom İşçileri İle Dayanışma Kampanyası" başlatıldığı duyuruldu. Birgün

 

51.jpg

02/11/2007

Belediye işçileri grevcilerle aşını ekmeğini paylaşıyor

Belediye işçileri, haftalık yoğurt haklarına kadar Telekom işçilerine maddi manevi destek veriyor

Grevci Telekom işçilerine belediyelerde çalışan sınıf kardeşlerinden destek geliyor. Grevcileri ziyaret eden belediye işçileri, grev başarıya ulaşana kadar maddi manevi Telekom işçilerinin yanında olacaklarını dile getirdiler.

İzmir’de Çiğli Belediyesi’nde çalışan sendikasız işçiler, yemek molasında belediye şantiyesinde toplanarak slogan ve alkışlarla Çiğli Telekom Müdürlüğü’ne yürüdü. Ziyarete Genel-İş 5 No’lu Şube Başkanı Mehmet Çınar, Mali Sekreter Cenan Ünal ve Haber-Sen Şube Yöneticisi Hüseyin Özdem katıldı.

Belediye işçileri, haftada bir kendilerine verilen yoğurtları da grevdeki Telekom işçilerine getirdiler. Belediye işçileri, sendikasız işçiler olarak grevdeki sendikalı işçilere destek olmaya geldiklerini ifade ederek, kendilerinin de sendikalı olmak istediklerini belirttiler.

Genel-İş İzmir 5 No’lu Şube Başkanı Mehmet Çınar ise “Bütün sendika konfederasyon yöneticileri, yüzlerini Telekom grevine dönmelidir” çağrısında bulundu. Haber-Sen İzmir Şube Yöneticisi Hüseyin Özdem de “Özelleştirmecilerin oyununu bozmalı ve Telekom işçilerinin onurlu grevini başarıya ulaştırmalıyız” dedi.

Telekom İşyeri Baştemsilcisi Cengiz Karlık da en büyük sıkıntılarının grev kırıcıları olduğunu ifade ederek, “Grev kırıcılarına ve taşeronlara sesleniyoruz; gelin bu işten vazgeçin, ekmeğimize kan doğramayın” dedi. “Kadrolu çalışanlarla taşeron işçilerini birbirine kırdırtmaya çalışıyorlar” diye ekledi.

Daha sonra işçileri Çiğli Belediye Başkanı Ensari Bulut, CHP Çiğli Yönetimi ve Kadın Kolları ile Tüm-Bel Sen Çiğli Belediye Temsilciği ziyaret etti. Karşıyaka Belediyesi’ne bağlı Kent AŞ işçileri de Karşıyaka Telekom işçilerini ziyaret ederek dayanışma duygularını illettiler. EMEP Çiğli İlçe Örgütü de Telekom işçilerini ziyaret etti. Ziyarete, Evka-2 Kadın Kültür Evi (ÇEKEV) Başkanı Kızbes Aydın ile Harmandalı Yerel Sorunları Çözme Komitesi ve Evka-2 Baz İstasyonuna Hayır Platformu’ndan birer temsilci de katıldı. EMEP Çiğli İlçe Başkanı Rafet Aksoy, “Greviniz hepimizin grevidir” diyerek üzerlerine düşen her türlü görevi yerine getireceklerini ifade etti.

Türk-İş’e eylem çağrısı

 

Belediye-İş İstanbul 2 No’lu Şube üyesi Bakırköy Belediyesi işçileri ve Tüm Bel-Sen üyeleri, grevdeki Bakırköy Telekom Müdürlüğü işçilerini ziyaret etti. Belediye-İş 2 No’lu Şube Başkanı Hasan Gülüm, “Sizlere destek vermek zorundayız. Çünkü 2008 yılında biz de toplusözleşme görüşmelerine başlayacağız. Sizin esnek çalışmayı sözleşmeye sokmamanız, bizim için büyük bir dayanak olacak” dedi. Gülüm, Türk-İş Başkanlar Kurulu’nda ortak mücadele kararı çıkmasını istedi. Tüm Bel-Sen 1 No’lu Şube Başkanı ise işçilerin ve memurların, sermayenin küresel saldırısı karşısında birlikte mücadele etmek zorunda olduğunu söyledi.

Haber-İş 1 No’lu Şube Başkanı Levent Dokuyucu da Türk-İş’in tarihinde ilk kez bir grev gündemi ile toplandığını belirterek şu çağrıyı yaptı: “Maddi destek yapacaksanız yapın ama biz asıl olarak eylemle dayanışma göstermenizi istiyoruz. Telekom işçileri için Türkiye genelinde iş bırakma kararı alın.” Ziyarete Tiyatro Zeytindalı, Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nedim Köroğlu ve il yöneticileri de katıldı.

 

Güçlü destek talebi

 

Gebze’deki belediye işçileri de Gebze Telekom Müdürlüğü’nde grevcilerle bir araya geldi. Belediye işçilerine seslenen Haber-İş Baştemsilcisi Musa Demir, “Gönül isterdi ki emek kenti Gebze’de sadece belediye işçilerinden değil, diğer sendikalardan da daha güçlü destekler gelsin. Maalesef 16. günümüzde Gebze Sendikalar Birliği hâlâ güçlü bir destek sunmadı. Bizim dileğimiz, sadece başkanların değil işçilerin de bizimle dayanışma içinde olması” dedi. Grevi karalayan medyaya tepki gösteren Demir, gazetemiz Evrensel’e ise teşekkür ederek “Bizim sesimiz soluğumuz oldu” dedi. Belediye-İş 1 No’lu Şube Yöneticisi Durmuş Çelik de Telekom grevinin emek hareketinin sesi soluğu olduğunu belirterek, “Telekom işçisinin eşit işe eşit ücret talebi, tüm işçilerin talebidir” dedi. Grevi, Gebze Sendikalar Birliği’nin gündemine taşıyacaklarını ifade eden Çelik, en kısa zamanda güçlü bir eylem örgütlenmesi için çaba harcayacaklarını dile getirdi.

 

Tayvan’dan geldiler

 

Greve, Tayvan Posta İşçileri Sendikası yöneticilerinden de destek geldi. Türk Telekom Ankara İl Müdürlüğü’nde gerçekleştirilen ziyarette konuşan Sendika Başkanı Tzu-Chen Chiang, “Her zaman arkanızdayız, başarınızı kalbimizle istiyoruz” dedi. Chiang, yumruğunu ve ellerini havaya kaldırarak işçilerin sloganına katıldı. Haber-İş Genel Başkan Yardımcısı Yahya Memiş de grevlerine dünyanın öbür ucundan destek geldiğini söyledi. Memiş, hukuk dışılığını sürdüren işveren aleyhine 438 adet suç duyurusunda bulunduklarını, bu sayının 500’ü geçtiğini söyledi.

 

Yılgınlık yok

 

İstanbul’da Pendik Güzelyalı Telekom Müdürlüğü’nde grev kararlı bir şekilde sürüyor. İşçiler patronun asılsız sabotaj iddialarının basında manşete çıkartılmasına öfkeli. İşçilerden İlhan Gülbudak emekli sandığına personel olduğunu, greve katıldığından dolayı haklarının dondurulduğunu ve sağlık hakkından yararlanamadığını söyledi. Günde 5-6 kablo hasarı çıktığını söyleyen Gülbudak, bunların çoğalacağını anlattı. Süleyman Doğan ise şehit cenazeleri ile birlikte grevlerine saldırının da arttığına dikkat çekti. Müdürlükte çalışan güvenlik görevlisi ve yanımızda bulunan taşeron işçi de grevin haklı olduğunu söylediler. İşçiler gerekirse evdeki eşyalarını satacaklarını ama taleplerinden vazgeçmeyeceklerini dile getirdiler.

Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç da Selüloz-İş Genel Başkanı Ergin Alşan ile grevde olan Telekom Kocaeli İl Müdürlüğü işçilerini ziyaret etti. (İŞÇİ SENDİKA SERVİSİ)

 

T Ü R K-İ ŞBAŞKANLAR KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ

(2 Kasım 2007-Ankara)

 

Başkanlar Kurulumuz, 2 Kasım 2007 günü TÜRK-İŞ Genel Merkezi’nde toplanarak aşağıdaki kararları almıştır.

 

Ülkemizde faaliyet gösteren terör örgütü, son günlerde sivil halkımıza ve askerlerimize pusular kurarak insanlık dışı saldırılarını artırmış ve birçok askerimizi şehit etmiştir. Başkanlar Kurulumuz, ülkemizi bölmek, halkımızı bir kardeş kavgasına düşürmek amacındaki bu terör örgütünü şiddetle lanetlemekte, şehitlerimizi saygıyla ve rahmetle anmaktadır.

 

Türkiye’nin bir insanlık suçu olan terör konusunda artık bekleyecek sabrı kalmadığı görüşünde olan Başkanlar Kurulumuz, tüm ulusumuzun birlik ve beraberlik duygusu içinde hareket ederek siyasi, ekonomik, sosyal ve askeri önlemler bütünü içerisinde, terörü bitirmeye yönelik çabalara tam destek sağlanmasını gerektiğini açıklamaktadır.

 

Başkanlar Kurulumuz, çalışanların gündemindeki en önemli madde olan ve 18 gündür devam eden Türk Telekom grevini değerlendirmiştir.

 

Başkanlar Kurulumuz, Türkiye Haber-İş Sendikamızın haklı ve makul taleplerine ve tüm iyi niyetli çabalarına rağmen, çalışanlarımızın kazanılmış haklarını ortadan kaldırmayı amaçlayan, kurumda sendikasızlaştırmayı hedefleyen ve işyerinde iş barışını bozmaya yönelik çabalar gösteren işverenin bu tutumunu protesto etmektedir.

 

Başkanlar Kurulumuz, ülkemizin içinde bulunduğu uluslararası koşullara rağmen, Türk Telekom gibi stratejik bir kuruluşumuzda ısrarla uzlaşmaktan kaçınan ve Anayasal bir hak olan grevi bazı sabotaj iddialarıyla yıpratmak isteyen yabancı sermayeli Türk Telekom işverenini kınamakta, güvenlik güçlerini yasal haklarını kullanan işçilerimize karşı duyarlı olmaya çağırmaktadır.

 

TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu, hak mücadelesi veren Türk Telekom işçilerini selamlamaktadır. Başkanlar Kurulumuz bu haklı davasında Türkiye Haber-İş Sendikamızın maddi ve manevi yanındadır. TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu bu grevin Türk işçi hareketinin ve TÜRK-İŞ topluluğunun onur meselesi olduğunu açıklamaktadır.

 

Başkanlar Kurulumuz, ülkemizin içinde bulunduğu koşulları dikkate alarak, bu grevin, çalışanların kazanılmış haklarının yitirilmeden sonuçlanması için Hükümet yetkililerini ve Türk Telekom işverenini sorumluluğa çağırmaktadır.

 

Bu çağrının cevap bulmaması durumunda TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu en kısa zamanda yeniden toplanacak ve eylem kararlarını alacaktır.

 

 

 

 

TÜRKİYE HABER-İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANLIĞINA

Yüksel Caddesi No: 39

06420-Yenişehir/ANKARA

 

 

Şirketimiz işyerlerinde grev uygulamasının başladığı, 16.10.2007 tarihinden sonra tesis, sistem ve kablo hatlarımıza yönelik sabotajların her geçen gün artarak devam ettiği malumlarınızdır.

 

Bu olumsuzluklara ilave olarak 29.10.2007 tarihinde Sendikanız ile yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri heyetinde görev alan bir arkadaşımıza evine gidilmek suretiyle, saldırı düzenlenmiştir.

 

İki saldırgan tarafından, bizzat evinin kapısına kadar gidilerek, eşinin ve çocuklarının önünde kaza ile arabasına hasar verildiği yönündeki yalan ifade ile oturduğu apartmanın kapısına çıkarılarak, dışarıda bekleyen diğer iki şahısla birlikte dört kişi tarafından saldırıda bulunulan bu arkadaşımızın, grev uygulamasının başlamasından sonra da telefonla ve sözlü tehdit edildiği gerçeği de dikkate alındığında yapılan bu hareketin insanlık dışı olduğunu hiç kimse inkar edemez.

 

Üstelik, arkadaşımızın tanımadığı, geçmişte hiçbir şekilde karşılaşmadığı kişiler tarafından maruz kaldığı saldırının izahı da yapılamamaktadır.

 

Gerek sabotaj olaylarının, gerekse arkadaşımıza yapılan bu insanlık dışı saldırının Şirketimiz tarafından nefretle kınandığını özellikle belirtmek isteriz.

 

Grev uygulamasının başladığı tarihten sonra başlayan ve her geçen gün artan sabotaj eylemlerinin ve arkadaşımıza yapılan saldırının faillerinin er geç yakalanacağı inancındayız. Ayrıca, greve katılmayan çalışanlarımızın işyerine giriş çıkışlarında ve sabotaj neticesi meydana gelen arızalara müdahale etmek istediklerinde greve katılan iş arkadaşları tarafından çeşitli şekillerde taciz edildiklerini de üzülerek öğrenmekteyiz.

 

Greve katılan, katılmayan tüm çalışanlarımızın uzun yıllardır barış, aile birlik ve beraberliği içerisinde birlikte çalıştığı Şirketimizde, önümüzdeki yıllarda da tüm çalışanlarımızın aynı şekilde görev yapması en büyük dileğimizdir.

 

Bu düşünceden hareketle, Sendikanız tarafından da kamuoyu önünde kınanacağını düşündüğümüz ve beklediğimiz söz konusu sabotajlar, arkadaşlarımıza yapılan saldırı ve tacizleri toplu iş sözleşmesi ile ilgili anlaşma ve uzlaşmanın önündeki en büyük engel olarak görmekteyiz. Bu vesile ile, Sendikanızın bu tür eylemlere katılanların tesbiti ve yakalanması hususunda Şirketimiz ve adli mercilerle işbirliği içerisinde olacağını umuyoruz.

 

Yukarıda kısaca değinilen olumsuzlukları kınadığımızı bir kere daha belirtir, bu olumsuz olaylara kesinlikle karşı olduğuna inandığımız Sendikanızın, öncelikle temsilcilerinin ‘’Şiddet dahil her yola başvururuz’’ gibi bu tür eylemlere azmettirebilecek mahiyette talihsiz ifadeleri kullanmaktan men edilmesi dahil gerekli her türlü girişimleri yapacağını ümit etmekteyiz.

 

Bilginizi rica ederiz.

 

 

 

 

Şuraya bakın, kocaman bir kurumu yönetenlerin sarfettiği sözlere, sen 26000 kişiyi sokağa dök ve kablolarına ve çalışan personeline yönelik tüm saldırılardan, sokağa döktüğün çalışanlarını sorumlu tut. Yani elinde olsa yollardaki yapılan kazı çalışmalarındaki koparılan kablolarında sorumlusu sendikalı çalışanlar diyecekler. Kurumda çalışan personellerinin hiçmi kişisel poreblemi yok acaba. Bu mektubu yazarken bunları araştırdınız mı? telekom yetkililerinin devletin güvenlik güçlerini akasına alarak çalışan grevdeki işçilerin, yapması gereken işleri, taşeron firmalara yaptırmaya kalkması kapsam dışı işçilere yaptırması suç değimli. Grev kırıcılığı yaparak 26000 en az 3 kişiyi ile çarparsak Türkiye genelinde ne büyük bir kitle oluyor. Bunu Telekom yetkilileri düşünmüyor muydu? Bu kadar kişiyi suçlarken esas suçluları kablo çalan hırsızları koruyup ekmeğine yağ sürmüyormu. Hiç bir çalışan ekmek yediği yere ihanet etmez, ama 26000 kişiyi hiçe sayarak kayla almazsan, bunca yıl bu kuruma emek vermiş kişileri (OGER TELEKOM)gelir gelmez ekmekleriyle oynayıp, çalışanı çalışana düşürmeye kalkarsan bu olmuş ve olacaklarında hesabını yapmaları lazımdı bence.Yukardaki türkiş ve telekomun almaya kaltığı kararların değerledimelerini sizlerde bir değerlendirin,kimler kimleri kışkırtıyor sizce.

 

3.Kasım.2007 - Türk Telekom Grevi

 

19.Gününde

 

 

BİRGÜN

 

02/11/2007

TT'de grevdeki işçilere saldırı

pix.gifTürk Telekom çalışanı 25 bin 680 işçinin var olan hakların korunması ve işyerinde sendikayı yok etmeye yönelik atılan adımların geri çekilmesi için başlattığı grev 19. gününde devam ederken, dün sabah 15 kişilik bir grubun İstanbul Türk Telekom Bebek Santral'inde grevde olan işçilere saldırdığı bildirildi. İşçilerden alınan bilgiye göre, sabah saat 07.00 sularında yaklaşık 15 kişilik bir grup, içinde grev nöbetinde olan işçilerin bulunduğu araca taşlı sopalı saldırıda bulundu. Olay esnasında yaralanan kimse olmazken araçta maddi hasar meydana geldi. İşçiler saldırıyı Türk Telekom'a bağlı olan taşeron firmanın elemanlarının yaptığını belirterek, savcılığa konuyla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

Öte yandan Türk Telekom yönetimi, grev ilgili olarak sadece hizmetlerde hiçbir aksalık olmadığı açıklamarında bulunurken, Gayrettepe'deki Telekom binası önünde nöbet bekleyen grev sözcüleri, Türkiye genelinde sorunların gittikçe büyüdüğünü ve sorunları aşmada tek alternatifin işçi sınıfına emeğinin hakettiği karşılığını vermek olduğunu vurguladı.

 

'BASIN GREVE AMBARGO KOYUYOR'

 

Haber-İş Sendikası İstanbul 1 No'lu Şube Mali Sekreteri Şahin Kültür, 19 günden beri işçilerin işe gelir gibi düzenli greve geldiklerini belirtirken, işverenin herhangi bir görüşme talebinde bulunmaması halinde mücadeleyi sıklaştıracaklarını kaydetti. Bazı basın kuruluşlarının ambargosuyla karşılaştıklarını ifade eden Kültür, bu durumu kırmaya çalıştıklarını, haklı taleplerinde söz sahibi olacaklarını belirtti. İşverenin katı tutumunda ısrar ettiğini söyleyen Kültür, görüşme talebinde bulunulmamasına anlam veremediklerini, bu hareketle işverenin işçileri ve Telekom'u boş verdiğinin görüldüğünü kaydetti.

 

'TELEKOMDA SİSTEM ÇÖKMEYE BAŞLADI'

 

Telekom yönetiminin sabotaj iddialarına da değinen Kültür, "Böyle iddialarda bulunuyorlar ama bir türlü kanıtlayamadılar. Böyle bir sabotaj olayı da yok zaten. Son günlerde yağmur yağışı nedeniyle arızalar çoğalmaya başladı.

Arıza çoğaldıkça tepkiler de bir o kadar artıyor ve hemen sabotaj diyip karalama yapmaya çalışıyorlar" dedi. Telekom'da sistemin çökmeye başladığını anlatan Kültür, yönetimin grev kırıcı uygulamalarına ve diğer baskılara rağmen grevden herhangi bir kopmanın olmadığını, yollarına devam ettiklerini belirtti.

Haber-İş Sendikası Gayrettepe Telekom Müdürlüğü İşyeri Temsilcisi Yener Ünal da, "Kamuoyuna durumu iyi olarak göstermeye çalışıyor ama duyulan rahatsızlığı vatandaşlar hissetmeye başladı. Sorunların dağ gibi büyüdüğünü biliyoruz. Kimse kimseyi kandırmasın. İnternette ciddi anlamda bir duraklama var, bankalarda, hastanelerde ciddi sorunlar var" diye konuştu.

 

'AKSAKLIK OLACAK Kİ GREV SONUÇ VERSİN'

 

Türkiye Haber-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Akçan yaptığı açıklamada, greve başladıkları günden bu yana bir 'sabotaj' iddiasıdır gittiğini ve bu iddiayı kullanarak da grev kırıcılık yapılarak, arızalara müdahale olanağı yaratılmaya çalışıldığını söyledi. İstanbul Beykoz'da bu gerekçeyle polisin de devreye sokulmasıyla arızalı yaklaşık 1000 telefonun arızalarının giderildiğini anlatan Akçan, "Arızaların polisin devreye sokularak giderilmesi nedeniyle Emniyet Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulunduk. Bu kadar işçi kurumda boş boş oturmuyordu. Elbette arızalar olacak. Biz de zaten 'arıza olsun, işveren üzerinde demokratik hakkımızı kullanarak baskı yaratıp taleplerimizi kabul ettirelim' diye grev yapıyoruz" diye konuştu. Akçan, Ankara, İstanbul, Konya, Diyarbakır, Batman, Erzurum gibi illerdeki grev kırıcı uygulamalar nedeniyle 438 suç duyurusunda bulunduklarını ve bu sayının da artamaya devam ettiğini bildirdi.

UFUK KOŞAR - ALI CEMAL KARABUDAK

* * *

Öğrencilerden dayanışma

GAYRETTEPE'deki Telekom işçilerine dayanışma ziyareti yapan üniversite öğrencileri de Telekom grevinin Türkiye'deki sendikal hareket açısından çok önemli olduğunu kaydetti. Gizem Akça (20), "Özelikle bu dönemde Telekom'a bakılması çok önemli çünkü, bütün sorunların çözümünün buradan geçtiğini düşünüyorum" derken, Sertan Toçer (20) de, "Burjuva medya tarafından bir terör bombardımanı yapılıyor ve Telekom'un haklı grevi ikinci plana atılıyor. Ama Telekom işçisi grevden zaferle çıkacaktır. Bizde sonuna kadar desteklemeye devam edeceğiz" diye konuştu.

BİRGÜN

03/11/2007

Grevdeki işçilerden kitlesel eylempix.gif19 gündür grevde olan Türkiye Haber İş Sendikası'na bağlı Telekom işçileri İzmir'de Genel Başkanı Ali Akcan'ın da katıldığı kitlesel bir eylem yaptılar. Konak'tan Cumhuriyet Meydanı'na yürüyen yaklaşık bin işçiye Pet-rol-İş ve Tümtis'e üye işçiler de destek verirken, "İşte grev, işte direniş" sloganları atıldı. İşçilere hitaben bir konuşma yapan Ali Akçan, grevin başından beri işverenle aralarında ciddi bir görüşme olmadığını ve bu durumda grevi sürdürmeye kararlı olduklarını söyledi. Kendilerine yöneltilen sabotaj iddialarına da değinen Akçan, kabloların bir kısmını iş almak isteyen taşeron firmaların kestiğini belirtti. Akçan, ayrıca, "Sınır ötesi operasyon bahane edilerek grevimizin bitirilebileceği iddiaları mevcut. Ancak yasaya göre grevler ancak ülke güvenliğini tehdit ettiğinde ya da halk sağlığını etkilediğinde ertelenebilir. Telekom'u, ülke güvenliği açısından önemli olmadığını söyleyerek özelleştirenler, bu durumda da grevi erteleyemezler" dedi.

 

Emniyet ve Valilik yasalara uymuyor

 

T.Haber-iş sendikasından grev rehberi

 

T.Haber-iş Sendikasından greve katılmayanlar hakkında duyurusu

 

Babamlar kazanacak

 

Haber - iş Sendikasından Telekom yöneticileri hakkında suç duyurusu

 

Greve ziyaretler sürüyor

 

Grev için gerekirse bileziklerimizi satarız

 

TT Yöneticilerine suç duyurusu

 

 

 

Telekom.001-custom;size:500,348.jpg

 

 

TÜRK-İŞ BAŞKANLAR KURULU TÜRK TELEKOM AŞ'DE UYGULANAN GREV GÜNDEMİ İLE 2 KASIM 2007 CUMA GÜNÜ SAAT 14.00'DE ANKARA TOPLANIYOR.

Telekom.056-custom;size:500,350.jpg

 

Telekom.124-custom;size:500,350.jpg

 

 

Telekom.065-custom;size:499,348.jpg

 

 

 

basin5-custom;size:502,377.jpg

4.Kasım.2007 - Türk Telekom Grevi

 

20.Gününde

 

 

Türk-İş: Telekom’da işçi haklarını verin, grev bitsin

65_maxi.jpgTürk-İş Başkanlar Kurulu’nun önceki gün yapılan Başkanlar Kurulu toplantısında, Türk Telekom’daki grev ele alındı. Bu grevin çalışanların haklarının yitirilmeden sonuçlanması için hükümet yetkililerine ve Türk Telekom işvereni Oger’e çağrıda bulunan Türk İş Başkanlar Kurulu, bunun cevap bulmaması durumunda en kısa zamanda "eylem kararı" alınacağı açıkladı.

 

2’NCİ EN BÜYÜK GREV:

Greve her türlü desteği vermeye hazır olduklarını vurgulayan genel başkanlar, Türk Telekom grevinin maden işçilerinin grevinden sonra Türkiye’deki en büyük grev olduğunu belirttiler. Buradaki bir başarısızlığın her iş koluna yansıyacağı uyarısında bulunan sendika başkanları, "burada açılacak bir gediğin işçi hareketinde yaracağı olumsuz sonuçlara" dikkat çektiler. Sendika başkanları, "Türk Telekom yönetiminin olumsuz direnci kırılırsa bu başka kurumlara da yansır. Ne gerekiyorsa yapalım. Türk-İş yönetimi bu grevi Türk-İş’in grevi olarak özümsemeli. Buradaki bütün gayret Türk-İş’in altını oymaktır" diye konuştular.

 

İŞVERENE BİR HAFTA SÜRE:

Grevdeki işçilere yapılacak maddi yardımın da gündeme geldiği toplantıda, bazı sendika başkanları, işçilere yapılacak ilk ödeme için sendikaların açılacak bir hesaba ciddi miktarda para yatırılmasını önerdiler. Sendikaların görüşlerini alan Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, sonuna kadar sendikalarının arkasında duracaklarını vurguladı. İşverene grevin bitirilmesi konusunda bir hafta süre tanımaya hazırlanan Türk-İş, oluşturulacak grev fonuna sendikaların gücü oranında katkıda bulunmaya çağıracak.

 

 

 

Haber Tarihi : 04.11.2007Haber Editörü : ismail özmekik Haber Kaynağı : Hürriyet

 

Haber-İş sabotajları kınadı

Türkiye Haber-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Akcan, son günlerde Türk Telekom'a ait kabloların kesilmesiyle ilgili olarak, "Sabotajı kim yapıyorsa nefretle kınıyoruz." dedi. İzmir'de Konak Meydanı yanındaki eski Sümerbank önünde toplanan sendika üyeleri, Cumhuriyet Meydanı'ndaki Türk Telekom İl Müdürlüğü binasına kadar yürüdü.

Bina önünde kalabalık bir gruba seslenen Türkiye Haber-İş Genel Başkanı Akcan, sabotaj iddialarını değerlendirdi.

Geçmiş yıllarda Türk Telekom'un en büyük sıkıntılarından birinin de kablolara yapılan sabotajlar olduğunu ifade eden Akcan, "Kablolara geçmiş dönemlerde gerek insanlar gerekse yabani hayvanlar tarafından yapılmış saldırılar var. Bunu kurumun genel müdürü, grev başlamadan önce açıklamıştı. Yıllık 40 milyon YTL kadar zarara maruz kaldıklarını dile getirmişti. Yine bizim tespitlerimize göre geçmiş yıllarda yoğun bir şekilde, özellikle Türk Telekom'dan iş alma gayreti içinde olan bazı taşeron firmalar tarafından verilen zararlar da var; bunlar mahkemeliktir." şeklinde konuştu. Türk Telekom çalışanları olarak sabotaj iddialarını kabul etmediklerini dile getiren Akcan, "Bu sabotajları kim, hangi sebeple yapıyorsa yapsın şiddetle kınıyoruz. Buna rağmen sabotaj yapılıyor diyerek işçinin onurlu mücadelesini kırmaya çalışanlar da en az sabotajcılar kadar suçludur." dedi.

Grevin 19. gününde olduklarını ve kararlılıklarının ilk günkü gibi devam ettiğini belirten Ali Akcan, şunları söyledi: ''İşverenle görüşmeler yapıyoruz ama gayriresmî. Büyük ihtimalle önümüzdeki günlerde ciddi bir görüşme yapılacak.''

 

 

Haber Tarihi : 04.11.2007Haber Editörü : ismail özmekik Haber Kaynağı : AA

 

04/11/2007

3 milyon arıza gizleniyor

Telekom grevi 19. gününü de geride bırakırken İzmir Telekom işçileri, eş ve çocukları ile bir yürüyüş yaptı

Telekom grevi 19. gününü de geride bırakırken İzmir Telekom işçileri, eş ve çocukları ile bir yürüyüş yaptı.

Haber-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Akcan’ın da katıldığı yürüyüş, Konak Emekli Sandığı önünden başladı. “Yaşasın Telekom grevimiz”, “Direne direne kazanacağız”, “Gün gelecek devran dönecek, hainler halka hesap verecek” sloganlarını atan işçiler, medyaya da “Satılmış medya istemiyoruz” diyerek tepkilerini gösterdi.

Kordon’dan Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan Telekom İl Müdürlüğü önüne gelen yaklaşık 3 bin işçi, taleplerinin yanı sıra kardeşlik ve barış içeren dövizler de taşıdı. İlk kez yürüyüşe katılan işçi eşlerinin heyecanlı olduğu görüldü.

İl müdürlüğü önünde ilk konuşmayı yapan Türk-İş Ege Bölge Başkan Yardımcısı Tuncay Kireçkaya, “Haber-İş işçileri üç-beş kuruşun peşinde değil. Örgütüne sahip çıkma mücadelesi veriyor” dedi.

Haber-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Akcan da ülkede 20 yıl sonra ciddi bir şekilde grev yapmanın kendilerine kısmet olduğunu belirtti. Telekom işvereni ile gayriresmi görüşmelerinin devam ettiğini söyleyen Akcan, arızaların giderek arttığını, 2.5-3 milyon dolayındaki arızanın kamuoyundan saklandığını belirtti. Haber-İş Genel Başkanı Ali Akcan, taleplerini elde edinceye kadar mücadeleye devam edeceklerini vurguladı. Eyleme, Türk-İş’e bağlı sendikaların İzmir şube başkanları ve yöneticileri de katılırken, örgütlenmeye çalışan Akdeniz Nakliyat Ambarı işçileri de pankart açtı

04/11/2007

Grev kırıcıya polis kalkanı

 

İstanbul Ümraniye’de grevde olan Telekom işçileri, grev kırıcı taşeronlara göz açtırmıyor

İstanbul Ümraniye’de grevde olan Telekom işçileri, grev kırıcı taşeronlara göz açtırmıyor. Taşeronlar önceki gün Ümraniye’de bulunan 082 No’lu saha dolabında meydana gelen arızayı tamir etmek istediler. Taşerona engel olmak için olay yerine işçiler gelince, polis dolabın etrafını emniyet şeridi ile kapattı. Bununla da yetinmeyen polis, iki polis aracını da dolabın çevresine park etti. Taşeronları çalıştırmamakta kararlı olan işçiler ise olay yerinden ayrılmayarak taşeronun çalışmasını engelledi.

Ümraniye’de Fatih Sultan Mehmet Sanayi Sitesi’nin telefon hattını sağlayan 082 No’lu saha dolabı grevin ilk günü arıza yaptı. Ümraniye Telekom müdürü ve diğer yetkililer, sitede bulunan dükkan sahipleriyle görüşerek işçileri suçladılar. İşçiler de dükkan sahipleri ile görüşerek mağdur olmalarının nedeninin Telekom yetkilileri olduğunu anlattılar. Daha sonra 300 dilekçe ile Telekom İl Müdürlüğü’ne başvuran site esnafı, zararlarının karşılanmasını, mağduriyetlerinin giderilmesi için işçilerin taleplerinin kabul edilmesini istediler. Telekom yöneticileri, arızanın yapılması için yeniden taşeronu araya soktu. Polis eşliğinde arızanın olduğu yere giden taşeron firma yetkilileri karşılarında yine işçileri buldular. Haber-İş Anadolu Yakası Şube Başkanı Turgut Aktaş, polis ve taşeron firma yetkilileri ile görüşerek yapılanın grev kırıcılığı olduğunu ve böyle bir şeye izin vermeyeceklerini dile getirdi.

Bu arada Ümraniye’de kurulu bulunan değişik tekstil fabrikalarından işçiler, Ümraniye Telekom Müdürlüğü’ne giderek işçilere destek verdiler.

 

Grev gözcüsüne saldırı

 

Ayazağı köyünde dört gün önce bir kablonun çalınmasının ardından grev kırıcısı taşeron firma önceki gün arızayı gidermek istedi. 63 plakalı üç araçla olay yerine gelen taşeron DİMAS firması çalışanları, grev gözcüsü olan işçiye saldırdılar. Grev gözcüsünün arabasının camlarını kırdılar. Saldırının ardından Telekom işçileri, Bebek Telekom Müdür Muavini Baybars Önal’ın, “Gerekirse silahlanın gidin o arızayı giderin” dediğini iddia ettiler. :wub:-_-:D

 

Gonca, grevdeki Telekom işçilerini ziyaret etti

54_maxi.jpg

 

Türk Telekom işyerlerinde 16 Ekim`de greve giden Telekom işçileri, grevlerini sürdürüyor.

 

Grevci işçilere, sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerden destek ziyaretleri yapılıyor. Zonguldak Belediye Başkanı Secaattin Gonca, beraberinde Belediye-İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Cavit Zülfikar, KESK`e bağlı Tüm Bel-Sen Zonguldak Şube Başkanı Ali Çapri ve bazı Belediye Meclis Üyeleri`yle birlikte Soğuksu`daki Telekom binası önünde bekleyen grevci işçileri ziyaret ettiler. Başkan Gonca, Türk Haber-Sen Zonguldak Bölge Temsilcisi Rıfat Ulu`ya çiçek vererek, haklı grevlerinin destekçisi olduklarını belirtti.

Başkan Gonca, destek ziyaretinde yaptığı konuşmada,"Bizim yapabileceğimiz konuda üzerimize düşeni yapmak istiyoruz. Bir süredir grevdesiniz. Kolay değildir ama ben bu grevin herhangi bir problem yaratmadan hayırlısı ile bitmesini temenni ediyorum. Tabi sizlerin mevcut şartlarınız ve istekleriniz Telekom`daki güvencenizin her şeyden önce iyi olmasını bekliyoruz" dedi.

Türk Haber-Sen Zonguldak Temsilcisi Rıfat Ulu da, "Belediye Başkanımıza verdiği destekten dolayı teşekkür ediyorum. Arkadaşlarımız biraz daha geriliyorlar. İşverenlerimiz ikinci tip veya birinci tip vasıtasıyla işlerini yaptırıyorlar. Bu da bizim arkadaşlarımızı biraz daha geriyor. Dün grev kırıcılığı yapanlara suç üstü yaptık. Grev kırıcılığı yapanlar hakkında Cumhuriyet Savcılığı`na suç duyurusunda bulunduk. Bundan sonra da aynı olay vuku bulduğunda yine suç duyurusunda bulunacağız"diye konuştu.

 

Kaynak: www.zonguldakbolge.com

 

 

Dip not:17. günde gelen ziyaret.(AKP'li zonguldak belediye başkanı :D:D:D 16 gün düşünmüş, 17. gün ziyaret etti :D:D:D )

 

Kuzey Irak olayında girip girmeme konusunda 1,5 senedir düşündü-17 Ekim 2007 de Tezkere kararını aldı 507 milletvekili ile ne oldu 5 kasımı bekledik ne oldu dağ fare doğurdu Tek amaç var bakmak lazım Kuzey

Irak da kim Ticari ilişkilerde Rant sağlıyor ben bir tanesini vereyim CALIK grubu bunlar kim mi Recep Tayyip in Dünürü...Bir de sesli düşünelim bakalım Bu Türk Telekom Grevi Kimin işine geliyorblink.gif

Bazı şeyleri bir yere kadar saklıyabilirsiniz Arızalar arttıkça tesisler yapılmadıkca sonuç olarak dağlar gibi aksaklıkları 8000 tane kapsamdışı dediğimiz Ogertelekomun özel anlaşma yaparak ayda minimum 2000 YTL alan adamları ile nereye kadar götürecekler bu çalışanlar Taşaron dediğimiz eski müteahitlerin birer küçük takımları serseri mayın gibi 6 lı 7 li gruplarla işi götürmeye grev kırıcılığı yaparak sendikalı işçilerin ses getirecek eylemlerini kırmaya çalışıyorlar ama tabi telekomun çalışma sistemi olan Büyük abiler ablaların şirketleri aman çalışsın da küçük vatandaş nasıl olsa koyun gibi onları idare ederiz zihniyeti havaların yağması Türkişin tepkisi ve bazı Kurum ve bazı basının tepki vermesi ile iyicene çökmeye başladı

Bu arada manzara değişiyor şiöyleki sağduyu galip geliyor diyebiliriz Basın artık 22.gününe giren grevi göz ardı etemiyor nasılmı aşağıda bazı likmler var oralara bakabilirisiniz

http://www.sabah.com.tr/2007/11/06/h...2906287A3.html

 

http://www.38haber.com/detay.asp?hid=13541

 

http://www.haberler.com/chp-milletve...revine-haberi/

 

http://www.8sutun.com/node/44523 (bu çok enteresan Telefonsuz köye sabit ücret göndermişler add_twinkle.gif)

 

http://www.takvim.com.tr/2007/11/05/...-3140-130.html

 

http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/ha...haberno=609555

http://www.ntvmsnbc.com/news/425140.asp

http://www.dunyagazetesi.com.tr/news...3&referrer=rss

 

 

neşe ile kalın icon_biggrin.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

t.1104-custom;size:500,375.jpg

 

5.Kasım.2007 - Türk Telekom Grevi

 

21.Gününde

 

 

manset.jpg

05/11/2007

Grevci işçiye gazlı saldırı

Grev kırıcılarını engellemek isteyen Telekom işçilerine biber gazı ve copla saldıran polis, 7 kişiyi gözaltına aldı

Telekom grevini kırmak için her yola başvuran patrona polis de destek veriyor. Sultançiftliği’nde yasadışı grev kırıcılığını engellemek isteyen işçilere biber gazı ve coplarla saldıran polis, Haber-İş İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Levent Dokuyucu, Gaziosmanpaşa Telekom Müdürlüğü Baştemsilcisi Ahmet Karatay ve grev gözcülerini döverek gözaltına aldı. Gözaltına alınan işçiler ve sendikacılar daha sonra serbest bırakıldı.

Sabahın erken saatlerinde Sultançifliği’ndeki Türk Telekom’a gelerek içeri girmek isteyen taşeron şirket yetkililerine, Telekom işçileri izin vermedi. Bunun üzerine 150’yi aşkın işçi, polis tarafından biber gazı ve cop kullanılarak işyeri bahçesinden çıkartıldı.

Polis saldırısı esnasında orada olan Telekom işçilerinden Salih Söylemez, yaşananları şöyle anlattı: “Sabah saat 10.00 gibi iki kişiyle gelip içeri girmeye çalıştılar. Biz de izin vermedik ve kapıya kilit vurduk. Polis, demir makasıyla kilidi keserek çevik kuvveti içeri aldı. Onlar da yüzümüze biber gazı sıkıp cop kullanarak bizi dışarıya çıkarttı. Sendika temsilcileriyle grev gözcülerinin de arasında bulunduğu 7 arkadaşımızı polis gözaltına aldı. Arkadaşlarımız, polis arabasına bindirilirken de tartaklamaya ve gözlerine gaz sıkmaya devam ediliyordu.”

 

‘Bizi yıldıramazlar’

 

20 gündür yaşanan gerginliğin patlak verdiğini belirten Haber İş 1 No’lu Şube Sekreteri Ali Küçükkoçkaya, “Grevde olduğumuz için arızalar giderilemez durumda. 2 bin işçinin zar zor giderdiği arızaları 3 kişiyle gidereceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar. Bu tarzda bir gözaltını bekliyorduk. Bizi bunlarla yıldırımazlar” dedi.

Gözaltına alınan Haber-İş İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Levent Dokuyucu, İşyeri Baştemsilcisi Ahmet Karatay, Bayrampaşa İşyeri Temsilcisi Erdal Oflaz, grev gözcüleri Ercan Sezen, Ali Osman Daldal ve Sami Duran ile işçi Yalçın Gül, önce Sultançiftliği Polis Karakolu’na, ardından Lütfiye Burak Devlet Hastanesi’ne götürüldüler. Hastane bahçesinde görüştüğümüz Levent Dokuyucu, “Grev gözcüsü arkadaşlarımızın üzerinde bunu belirten önlük varken gözaltına alındılar. Yasal açıdan bu arkadaşlarımızın işçilerin başında olması gerektiği için gözaltına alınmaması gerekiyordu. Tam bir hukuksuzluk ve grev kırıcılığı örneği. Şu an taşeron şirket yetkililerinin yanında bizden kimse yok. Onların orada ne yaptığını bilemiyoruz” diye konuştu. Dokuyucu, işçilere saldıran polisler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

 

İşçileri kelepçelemişlerdi

 

Türkiye’nin pek çok yerinde polis desteğiyle grev kırıcılığı yapılırken, bu, özellikle Gaziosmanpaşa ve Sultançiftliği’nde grevcilere saldırıya dönüştü. Daha önce de Gaziosmanpaşa (GOP) Telekom Müdürlüğü’nde grev kırıcılarının çalışmasını engelleyen Telekom işçilerine polis saldırmıştı. Gayrettepe’den görevli olarak geldiklerini ileri süren kişilere engel olunması üzerine polis, grev gözcülerine saldırmış ve kelepçeleyerek arızanın giderilmesini sağlamıştı. Arızanın giderilmesinin ardından işçileri serbest bırakan polis “özür” dilemişti.

Ayazağa köyünde ise önceki gün grev gözcüsüne taşeron Dimas firması yetkilileri saldırmıştı. Saldırı sırasında grev gözcüsü işçinin arabasının camları kırılmıştı. Yine önceki gün Kilyos’ta grev kırıcılarını engellemek isteyen Haber-İş 1 No’lu Şube Yöneticisi Şahin Kültür, Bebek İşyeri Temsilcisi İsa Gök ve Aziz Doğan isimli işçi, jandarma tarafından gözaltına alınmıştı. Fatih’te ise önceki gün Telekom müdürü ve müdür yardımcısı, grev kırıcılarına engel olmak isteyen işçilere saldırmıştı.

 

Her yerde yaşanıyor

 

Saldırılara ilişkin gazetemize açıklama yapan Haber-İş Genel Başkanı Ali Akcan, Türkiye’nin her tarafında benzer saldırıların yaşandığını belirterek, saldırıları kınadı. Mahkemeden taşeronun çalışmamasına ilişkin karar çıkacağını dile getiren Akcan, “Taşeronun çalışması yasalara göre zaten yasak, ama bunun için bile karar çıkartmak durumunda kalıyoruz” dedi. “Emniyet mensuplarına neler söyleniyor bilemiyorum, ama birçok yerde aynı olaylarla karşı karşıya kalıyoruz. Görüştüğümüz yerlerde durumu düzelttik. Ama işveren emniyeti yanıltıyor” diyen Akcan, grevin kırılmasına karşı her türlü mücadeleyi vereceklerini; konuyla ilgili Türk-İş ile görüşme yaptıklarını ve Türk-İş’in de önümüzdeki günlerde iş bırakma ve uyarı eylemi gibi kararları kamuoyuna açıklayacağını bildirdi. (İŞÇİ SENDİKA SERVİSİ)

 

 

Telekom grevi

 

Şu hale bakın; hak ve özgürlükler konusunda her türlü taklayı atan işbirlikçi züppeler, Telekom grevinde resmen işçi, emek ve sendika düşmanlığı yapıyor.

Hak, hukuk, alınteri ve demokrasi gibi kavramları dillerinden düşürmeyip yıllarca halkı istismar edenler, bu defa grev kırıcılığına bile soyundular.

Utanmadan işçiyi ve sendikasını suçlamaya çalışıp işveren yalakalığı yapıyorlar. Demokrasinin en somut göstergelerinden olan hak arama hürriyetini gözardı edip yalan-dolanla emekçileri suçlamaya çalışıyorlar.

Ne günlere kaldık be! Düne kadar işçiye "Sendikalaşın, örgütlenin" diyenler küresel sermayenin fino köpeği oluverdiler. Ne solculukları kaldı, ne sağcılıkları, ne de İslamcılıkları...

 

***

Sakın, "Telekom'daki grevle bunların ne alakası var?" demeyin! Bakın gazetelere! Tek satır haber var mı Telekom'un grevi ile ilgili! Olanlar da işçi düşmanlığı ve iftiralardan geçilmiyor. Haberlerin başlığından satır aralarına kadar, baştan aşağı kopan ve koparılan kablolardan bahsedilip esrarengizlikler kurgulanıyor.

 

***

Maksat belli; telefonla konuşamayan, ADSL arızasına kızan herkes, hak arayan emekçilere kızacak ve toplumsal baskıyla grev kırılacak.

Medyadaki işbirlikçiler üzerinden ateş açmadır bunun adı... Trilyonlar tutan reklam pastasından daha fazlasını alabilmek için hem işçiyi satıyorlar utanmazca, hem de emeği gömüyorlar arsızca!

İnsan dostu olacaklarına, paranın ve gücün esiri haline gelmişler. Sermayenin düdüğünü çalıp oynuyorlar onun için...

 

***

Küresel sermayenin sözcüleri de hemen hergün yeni balonlar uçurup kendi çalışanlarını kötüleme peşinde... Sendikasızlar üzerinden sendikalı olanlara sopa gösteriyorlar. Siyasetçisinden sivil toplum yöneticisine kadar bütün tiyatrocular da bu oyunla işveren safında yer alıyor maalesef... İşçisi için yarışan sendikayı, çoluk-çocuğunun rızkı uğruna hak arayan emekçiyi devredışı bırakma peşindeler!

 

***

Böyle sürmez bu oyun inşallah. Alınteri ve emek lekelenmez. İşçiyi ve sendikasını yok etmek isteyenler pişman olup akıllarını başlarına toplarlar.

İletişimde dünyanın en pahalı hizmetini sunanlar hiç değilse bir miktarını da, sayelerinde kazandıklarına verirler. Çalışan ve işveren barışı adına, yahut da toplumsal barış adına yapılması gereken de budur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sendika476-custom;size:500,375.jpg

6.Kasım.2007 - Türk Telekom Grevi

 

22.Gününde

 

06/11/2007

Polis saldırısına işçilerden büyük öfke

 

Yüzlerce Telekom işçisi gerçekleştirdikleri yürüyüşle grevci arkadaşlarına yönelik polis saldırısını ve baskıları protesto etti

 

Telekom işçileri Sultançiftliği, Ayazağa köyü ve Kilyos’ta grev gözcüleri ile şube yöneticilerine saldıran polisi protesto etti. Mecidiyeköy’de toplanan yüzlerce Telekom işçisi, “Baskılar, gözaltılar bizi yıldıramaz”, “Direne direne kazanacağız”, “Taşeron mafyasına hayır”, “Yılgınlık yok direniş var” sloganları ile baskıları kınadı. Yoğun yağmur katılımı azaltmazken, işçiler, ne olursa olsun başarıya ulaşana kadar grevi sürdüreceklerini haykırdılar.

Telekom Avrupa Yakası Bölge Müdrülüğü’ne yapılan yürüyüş boyunca işçiler grevlerini karalayan basına da tepki gösterdi. “Satılmış basın istemiyoruz” sloganları atan grevci işçiler, Sabah gazetesi ile ATV’nin önüne yürümek istedi. Polis, işçilerin önüne barikat kurarak yürüyüşe izin vermedi.

Polis grevi kırmasın

 

Taşeron firmaların grevi kırma çabalarının sürdüğünü söyleyen Haber-İş İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Levent Dokuyucu, polisin de yasaları çiğneyerek grevi kıranları koruduğunu söyledi. Dokuyucu, “Polis önceki gün grev gözcüsü arkadaşlarımıza saldırarak ben de dahil olmak üzere 7 işçiyi gözaltına aldı. Bizzat grevin kırılması için taşeron firma elemanlarını koruyor. Birazdan ifade vermeye gideceğiz. Bu tür baskılar bizi mücadelemizden geri döndürmeyecek çünkü biz işimizin, ekmeğimizin mücadelesini veriyoruz” diye konuştu. Saldırgan polisler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını ifade eden Dokuyucu, polisin grevcilerin üzerindeki baskısının son bulmasını istedi.

Türk-İş Başkanlar Kurulu’nun uzlaşma için patronlara bir hafta süre tanıdığını hatırlatan Dokuyucu, “Eğer patronlar toplusözleşme masasına oturup taleplerimizi kabul etmezse Türk-İş de iş bırakmayla yanımızda olacak. Bizim Türk-İş’ten istediğimiz tam da buydu. Türkiye’nin her yerinde işçilerin Telekom işçileri için eylem yapmasıydı. Çünkü bu grev sadece bizim değil bütün işçi sınıfının grevidir” diye konuştu.

İşçilere erzak yardımı

 

21 gündür grevde olan Telekom işçilerine Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve Türk-İş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak destek ziyaretinde bulundu. Büyükkucak, 7 işçiye yapılan polis saldırısını Türk-İş olarak kınadıklarını belirterek, “Telekom işçisi yasal olarak grevini sürdürüyor. Patronları da yasalara uymaya çağırıyoruz” dedi.

Grevci işçilere bir kamyonet erzak yardımında bulunan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ise alın terinin karşılığını isteyen Telekom işçilerini destekleme sözü verdi. Türk-İş Başkanı ve bakanlar ile grevin masa başında bitmesi için görüşeceğini belirten Sarıgül, “Siz sadaka istemiyorsunuz, bir lütuf istemiyorsunuz sadece insanca yaşamak istiyorsunuz” dedi.

Grevci işçilere Belediye-İş, Harb-İş, Selüloz-İş şube başkanları ve yöneticeleri, Emek Partisi (EMEP) yöneticileri ve üyeleri de destek verdi. (İstanbul/EVRENSEL)

 

 

 

Grev çadırı kuruldu

 

Antalya Arapsuyu Telekom Müdürlüğü’nde ise yöneticilerin işçilere karşı saldırgan tutumu nedeniyle işçiler grev çadırı kurdu. Telekom müdürü, grev çadırını kaldırmak için “Çevredekiler rahatsız oluyor” gerekçesiyle polise başvururken, müdürlüğe gelen polis, halkın “Rahatsız olmuyoruz” açıklaması üzerine geri dönmek zorunda kaldı. Telekom müdürünün sürekli olarak kendilerini kışkırtmaya dönük davranışlar içinde olduğunu söyleyen işçiler, greve sahip çıkmakta kararlı.

 

Kadın işçiler kararlı

 

Çorlu’da kadın işçiler, greve kararlı bir şekilde devam ediyor. Grevdeki kadınların çoğu, her sabah grev yerine gelerek halkla iletişim kurma görevini üstleniyor ve greve çıkma nedenlerini anlatıyor. Sendikaların ve üniversite öğrencisi gençlerin ziyaretlerinin kendilerine güç verdiğini dile getiren işçiler, “Basın, hain ve sabotajcı olduğumuzu yazarken, bir tek Evrensel ve yerel basın bizi destekliyor” dediler. Ailelerinin de kendilerini desteklediğini, yoksa her gün grev yerine gelemeyeceklerini anlatan kadın işçiler, “Sabah evden çıkarken, çocuğumuzun ‘Hayırlı grevler anne’ diye yollaması ve eşlerimizin akşam grev yerine gelerek destek vermesi bizi mutlu ediyor” diyorlar.

 

 

Ali Akcan Sultançiftliği’ni ziyaret etti

 

Haber-İş Genel Başkanı Ali Akcan, önceki gün polis saldırısının yaşandığı Sultançiftliği Santrali’ni ziyaret ederek işçilere destek verdi. Burada işçilere seslenen Akcan, Oger’in köşeye sıkıştığını, baskıların ve saldırıların bu nedenle arttığını ifade etti. İşçilerden grevlerini kararlılıkla sürdürmelerini isteyen Akcan, grevin başarıya ulaşmasına az kaldığını dile getirdi.

İşçilere destek vermek için dün öğleden sonra Haber-İş 1 No’lu Şube Başkanı Levent Dokuyucu ile birlikte santrale gelen Akcan’ı işçiler, “Direne direne kazanacağız”, “Yılgınlık yok direniş var” sloganları ile karşıladılar. Tüm Türkiye’nin Sultançiftliği’ni duyduğunu dile getiren Akcan, taşeron firmaların kanunsuz bir şekilde grevi kırma girişimlerine tepki gösterdi. Türkiye’nin her tarafında baskıların arttığa dikkat çeken Akcan, halkla işçilerin karşı karşıya getirme girişimlerinin de devam ettiğini ifade etti. İşçilerden evlerinde oturmamalarını isteyen Akcan, “Özellikle şebekelerin olduğu yerlerde olacağız. Taşeronların grevi kırmasına izin vermeyeceğiz. Yoksa bu grevi kazanamayız” diye konuştu. Grevin başarıyla bitmesine az kaldığını belirten Akcan, “İlk günkü kararlılığımızla mücadeleye devam edeceğiz” diye konuştu. Konuşmasının ardından işçilerle birlikte santralde sohbet eden Akcan, emniyet yetkilileri ile da bir görüşme yaptı.

 

05/11/2007Grevciler, işverene rağmen daha güçlü pix.gifGrevin 21. gününde, İstanbul'daki Telekom işçilerinin mücadelelerindeki coşku, yaptıkları görkemli yürüyüşle devam etti. Mecidiyeköy'de Ali Sami Yen stadı önünde buluşan, İstanbul'daki farklı Telekom işyerlerinden gelen yüzlerce Telekom işçisi, buradan Gayrettepe'deki Telekom Başmüdürlüğü'ne kadar yürüdü.

SARIGÜL BAKANLARLA GÖRÜŞECEK

 

Telekom işçilerinin eylemine Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve Türk-İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak da destek olmak amacıyla katıldı. Sarıgül herhangi bir siyasi parti vesilesiyle olmaksızın, sadece bir çalışan olduğu ve Telekom çalışanlarının da emeklerinin karşılığını almasını savunduğu için geldiğini belirterek işçilerin hakettikleri karşılığı alarak grevlerinin an sonlanması için elinden geleni yapacağını kaydetti. Sarıgül, Türk Telekom'daki grevin mutlu sona ermesi için bakanlar ve Türk-İş Başkanı Salih Kılıç ile görüşeceğini söyledi. Türk-İş İstanbul Temsilcisi Büyükkucak, konfederasyon olarak Türk-İş Genel Kurulu'nda, Türk Telekom yönetimi ile Türkiye Haber-İş Sendikası'nın Telekom işçilerinin grevini sona erdirebilmek için en kısa sürede masaya oturmaları için girişimlere başladıklarını belirtti.

"İşimiz, ekmeğimiz ve geleceğimiz için grevdeyiz" yazılı pankart açarak, "Direne direne kazanacağız", "İş, ekmek yoksa barış da yok", "Yaşasın onurlu mücadelemiz", "Oger zammını başına çal", "Telekom işçisi köle değildir" şeklinde sloganlar atan ve çeşidi dövizler taşıyan işçiler, konuşmaların ardından grev yerlerine döndüler.

 

GREV KIRICILIĞA POLİS KORUMASI

 

Türkiye Haber-İş Sendikası İstanbul Gayrettepe Telekom Başmüdürlüğü İşyeri Temsilcisi Yener Ünal ise grevin 21. gününde işçilerin grev mücadelelerine her geçen gün daha büyük bir sadakatle kenedendik-lerini ifade ederek bu süreçte grevdeki işçilere yönelik saldırıların gittikçe arttığına dikkat çekti. Ünal, son olarak İstanbul Sul-tançiftliği'ndeki Telekom işyerinde grev kırıcılığı yapan taşeron firmaya engel olmaya çalışan grevdeki işçilerin polisin biber gazlı ve coplu saldırısına uğradığını belirterek , aralarında Haber-İş İstanbul 1 No'lu Şube Başkanı Levent Dokuyucu ve grev gözcülerinin de bulunduğu 7 işçinin gözaltına alındığını bildirdi. Birgün

06/11/2007

Madenci yürüyüşünden Türk Telekom grevine...

Can Denizci

Grevden önce Küçükköy’deki Gaziosmanpaşa Telekom Müdürlüğü’nün bulunduğu Hukuk Servisi’nde çalışıyordu Osman Külsoy. 15 yıllık Telekom işçisi.

 

Grevden önce Küçükköy’deki Gaziosmanpaşa Telekom Müdürlüğü’nün bulunduğu Hukuk Servisi’nde çalışıyordu Osman Külsoy. 15 yıllık Telekom işçisi. Sağlık nedenlerinden dolayı 4 yıl önce Zonguldak’tan İstanbul’a gelmiş. Evi, taşeron firma İşkaya ve polisin en fazla sorun çıkarttığı Sultançiftliği santralinin birkaç sokak ilerisinde.

Eve geldiğimizde iki oğlu bizi kapıda karşılıyor. Büyük olan Berke 7. sınıfta. Berke grev süresince babasını yalnız bırakmıyor, sık sık ziyaretine gidiyor. Küçük olan Berkant ise henüz ilkokul 3. sınıfta. Osman Külsoy Trabzonlu, eşi Bintaze Külsoy ise Çankırılı. Ama İstanbul’a gelene kadar hep Zonguldak’ta yaşamışlar.

Çaylarımızı yudumlarken Hayat Televizyonu’nda yayınlanan haberleri izlemek için sohbete ara veriyoruz. Fransa’daki sendikaların süresiz grev çağrısı haberini ilgiyle izliyor grevci aile. Grevci aile diyoruz çünkü Telekom grevi Külsoy ailesinin yaşantısını önemli ölçüde etkilemiş. Anne Bintaze Külsoy iki haftadır bir tekstil firmasında çalışmaya başlamış. “Çocuklarım mağdur olmasın diye çalışmaya başladım” diyor. Ama en çok zorlanan yine çocuklar. Berkant öğlenci olduğu için öğlene kadar evde yalnız kalıyor. Öğleden sonra ise evde tek kalan ağabey Berke oluyor. Berke okulda arkadaşlarına babasının grevini anlatıyormuş. İlk başta arkadaşları ciddiye almamışlar ama internet bağlantıları kesilince “Berke baban gerçekten grevdeymiş. İnternetimiz kesildi” demişler.

 

Asıl sorumlu işveren

 

Haberlerin ardından Osman Külsoy sohbete başlıyor. Kimseyi mağdur etmek istemediklerini söyleyen Külsoy sıkıntılarını anlatıyor: “İşveren kendisi istedi grevi. Televizyon kanallarının yayınladığı gibi her şey güllük gülistanlık değil. Akrabamın evi olduğu için 350 YTL kira veriyorum. Buralarda 500 YTL’den az kiralık ev yok. Elime net 900 geçiyor. Bu parayla kira ödenecek, faturalar yatırılacak ve iki çocuk okutuyorum. 2 aylık elektrik, 3 aylık da su faturası duruyor. Keşke denildiği gibi 2000 YTL alsam da faturalarımı ödeyip rahat yaşasam.” Bintaze Külsoy, özellikle çocuklarının eğitimini düşünüyor. Eğitimin külfetli olduğunu anlatan Külsoy, “Başbakan yola devam dedi. Ama bize düşen yol hep rampa. Bir türlü yolumuz düze kavuşmadı” diyor.

Hayat Televizyonu’nun Gayrettepe’deki gece nöbetçileri görüntüleri çıkınca sohbet yeniden kesiliyor. Haberdeki kemençe çalan işçiyi dinliyoruz: “Bize çok kelek yaptı Gayrettepe müdürü.” Bu sözler kahkahayı beraberinde getiriyor. Anne Külsoy ise itiraz ediyor: “Müdürle ne alakası var?” Birkaç gün önce başka bir kanalda Ümraniye’de yapılan röportajda da esnaf Telekom’un müdürlerine tepki göstermiş. Bintaze Külsoy buna anlam veremiyor. “Bu müdürler kafalarına göre iş yapmıyorlar ya. Esas sorumlu işverenin kendisidir” diyor. Bu deneyim Zonguldak’tan, madenci grevinden geliyor.

 

Halk ayaklandı

 

İki abisi de madenci olan Bintaze Külsoy, büyük madenci yürüyüşüne katılmış. “Madenci grevini bütün dünya destekledi” diyen Bintaze Külsoy şöyle devam etti: “Gerede yürüyüşü esnasında bir fırıncı bütün odunlarını bizim önümüze atmıştı. İstediğiniz kadar alın ısının demişti. Meydanda gece sabaha kadar o odunlarla ısınmıştık. Oranın esnafı çok iyi biliyordu ki TTK kapandığı zaman ekmek yiyemeyeceklerdi.”

Osman Külsoy da katılmış madenci yürüyüşüne. Aynı heyecanla söz alıyor: “Zonguldak’ta çalışan hep maden işçisiydi. Çünkü maden kapanırsa esnaf ekmek yiyemeyecekti. Tek gelir kaynağı madendi. O yüzden esnaf bile kepenk kapattı. Grevi destekledi. 60 bin maden işçisi bir anda 120 bin kişi oldu. Aileleri çocukları, eş dostla birlikte. En son Gerede’ye gittiğimizde jandarma yolu kesmişti. Bu olayın farkındaydılar. Çünkü her evde ya bir tane ya iki tane madenci vardı. Madencilerin grevinde halk ayaklandı.” Telekom grevinin ise büyük firmaların telefon ve internetlerinin çalıştığı için uzadıkça etkili olacağı görüşünde.

 

Sabotaja tepki

 

Patronun sabotaj iddialarına ailedeki tepki büyük. “İnsan hiçbir zaman yediği ekmeğe ihanet etmez” diyor Osman Külsoy ve ekliyor: “Ben yıllarımı verdim Telekom’a. Sağlığım gitti. Şeker hastasıyım, karaciğerde büyüme var, yüksek tansiyon var. Bunlar hep böyle stresten. Geçen gün şekerim epey yükseldi. Komaya girdim. Bu çocuk bekledi sabaha kadar beni hastanede. Bu şartlarda çalışıyoruz ve isteğimiz pastadan küçük bir pay. Ben şimdi bu çocuğumu okuldan alıp işe mi vereyim? Bunu mu istiyorlar bizden?” Oger’in emekli işçileri çıkartıp, asgari ücretle işçi almak istediğini dile getiren Külsoy, bunu yapması için sendikanın yetkisini düşürmeye çalıştığını anlatıyor. Ve tüm zorluklara direnen ailesi adına son sözü söylüyor: “Bu kez onun istediği gibi olmayacak. Grevi biz kazanacağız.”

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Telekomdaki grevden bahsediyorsunuz,cok güzel birsey bu.Güzel olmasina güzelde be kardesim,gelipte araya milliyetciligi sovenizmi sokmanizin ne alemi var?Grevleri sadece solcular veya Komünistler yapar diye bir kaidemi var yoksa.Yoksa sizdemi grev adina sehit edilen onca askeri hice sayanlardansiniz yoksa birakalimda bu ülkeye ne olursa olsunmu diyorsunuz,anlatin bize bizde anlayalim meraminizi.Bir tarafta iyi birseden bahsederken diger taraftada bir cuval incirin icine ediyorsunuz.Biz hem telekom grevi ile hemde ülkemiz ile ilgilenecegiz bu sizlerin veya birilierinin isine gelsede gelmesede bu böyle olacak.Yani milliyetcilik rüzgarlari aldi basini gidiyor telekom greviyle kimse ilgilenmiyor,bu ayiptir,burada ileri sürdügünüz milliyetcilik iddialarida ayiptir.Burada forumlarda cikip devlete Askere kolay catiliyor ama Güneydoguda neler oluyor kim ne yapiyor kim ne yapmak istiyor birazda bunlari tartisalim ama emperyal gücler Türk Kürt savasi cikartmak istiyordan baslamayin,cünkü öyle birsey yok.Nasilki Telekom grevi karsi saldirilarla kirilmak isteniyorsa Türkiyenin üniter yapisida terör saldirilari ile AB,ABD ve Irak hükümetinin korumasi altinda olan Barzani asiretinin müsterek calismalari ile yikilmak istenmektedir.Nasilki grevi savunmak bir insanlik borcu ise Türkiyeyi savunmalta bir okadar insanlik borcudur.Oturup kalkip milliyetci laflarini gevelemeyin agzinizda.

 

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Telekomdaki grevden bahsediyorsunuz,cok güzel birsey bu.Güzel olmasina güzelde be kardesim,gelipte araya milliyetciligi sovenizmi sokmanizin ne alemi var?Grevleri sadece solcular veya Komünistler yapar diye bir kaidemi var yoksa.Yoksa sizdemi grev adina sehit edilen onca askeri hice sayanlardansiniz yoksa birakalimda bu ülkeye ne olursa olsunmu diyorsunuz,anlatin bize bizde anlayalim meraminizi.Bir tarafta iyi birseden bahsederken diger taraftada bir cuval incirin icine ediyorsunuz.Biz hem telekom grevi ile hemde ülkemiz ile ilgilenecegiz bu sizlerin veya birilierinin isine gelsede gelmesede bu böyle olacak.Yani milliyetcilik rüzgarlari aldi basini gidiyor telekom greviyle kimse ilgilenmiyor,bu ayiptir,burada ileri sürdügünüz milliyetcilik iddialarida ayiptir.Burada forumlarda cikip devlete Askere kolay catiliyor ama Güneydoguda neler oluyor kim ne yapiyor kim ne yapmak istiyor birazda bunlari tartisalim ama emperyal gücler Türk Kürt savasi cikartmak istiyordan baslamayin,cünkü öyle birsey yok.Nasilki Telekom grevi karsi saldirilarla kirilmak isteniyorsa Türkiyenin üniter yapisida terör saldirilari ile AB,ABD ve Irak hükümetinin korumasi altinda olan Barzani asiretinin müsterek calismalari ile yikilmak istenmektedir.Nasilki grevi savunmak bir insanlik borcu ise Türkiyeyi savunmalta bir okadar insanlik borcudur.Oturup kalkip milliyetci laflarini gevelemeyin agzinizda.

 

 

 

saygilarla

 

selamlar üstad yukarıdaki yorumlarınıza sonuna kadar katılıyorum ben görüş olarak sağ cenaba daha yatkın biri değilim ve açıkcası beni üzen de Bu telekom grevini hep anımsanan sosyaldemokratlar değil de ulusalcı ama bir okadar da sağ görüşlü milliyetcilerin telekom halkındır satılamaz görüşünü baz alarak savunmalarıdır..Benim daha ziyade dikkati çekmek istediğim konu ulusal Medyanın olaya bakışıdır kalemi kuvvetli bir köşe yazarı olan Yüksel Akkaya (bilmem evrenseli takip ediyormusunuz ben arada sırada değişik numaralı gözlüklerle olayları incelemeye bayıldığımdan bakarım ) Bakın ne kadar güzel açıklamış medyanın ve okuyucu yorumlarının duruşunu

neşe ile kalın :)

Evrensel

 

24/10/2007

ARA SIRA

Yüksel Akkaya

Sermaye ve İslami basının,okurlarının yorum yazarlarının grevle imtihanı-1

Basının çalışma yaşamı ve çalışma ilişkileri karşısındaki tutumu sınıfsal yaklaşımı da açıkça ortaya koyan bir veri oluşturur. Sınıfsal açıdan egemen kesimin ideolojisini yeniden üreten ve düzenini tahkim etmek isteyen bir basın, kaçınılmaz olarak bunu haberlerine, haberlerini sunuş biçimine de yansıtır. Bu nedenle, zaman zaman basının haber anlayışı ve tutumuz üzerinden bakarak “demokrasi”nin düzeyi de ölçülebilir. Bu ölçüm araçlarından en önemlisi çalışma yaşamı ile ilgili tutumdur. Bu nedenle basının çalışma yaşamında hakların kullanılıp, kullanılmamasına yönelik tutumları demokrasi denilen şey ile yakından ilişkilendirilebilir. Bu nedenle, Türkiye’de basının “emekçiler” ile olan imtihanını “Türk Telekom Grevi üzerinden test etmek ve izlerini sürmek oldukça yararlı olacaktır.

Eskiden gazetelere okurlar mektup yazarak, kimi konulara, haberlere dair görüşlerini bildirirlerdi. Evrensel’de bu gelenek okur mektupları olarak hala sürmektedir. Şimdilerde, bu okur mektuplarının yerini internet gazetelerindeki “yorumlar” almaya başladı. Hemen her habere bazen birkaç bazen yüzlerce “yorum” yazılmaktadır. Kuşkusuz bu “yorumlar” editörlerin denetiminden geçmekte, daha sonra yayınlanmaktadır. Hürriyet’in “yorum yazarları” ile ilgili yapılan bir araştırma “yorum yazarlarının, dolayısıyla okurunun çoğunlukla büyük şehirlerde yaşayan, iyi eğitimli, meslek sahibi kişiler olduklarını” gösteriyor. Hürriyet “yorum yazarları”, bu araştırmaya göre kendilerini, “yorumlarında öne çıkan milliyetçi vurgunun ve ötekileştirmeye yönelik söylemin hilafına, kendilerini ‘demokrat, aydın, eşitliğe ve halkların kardeşliğine inanan’ kişiler olarak tanımlamakta ve bu değerlerin topluma hakim olması için bir katkıda bulunma gerekçesiyle yorum yazdıklarını belirtmektedirler”. Öyle görünüyor ki, bir parça Türkiye “ortalamasını” gösteren bir gazete olarak Hürriyet gazetesinin “yorum yazarları” da yorumları ile Hürriyet gazetesinin bu “ortalamasına” denk düşüyor. Her kesimden yazarı ve okuru olan Hürriyet’in “yorum yazarlarının” “Türk” Telekom grevi karşısındaki tavrı/tutumu önemli. Zira, diğer pek çok gazeteye göre bir “ortalamayı”tutturmakta “özen” gösterdiği düşünülen okurları da büyük bir olasılıkla bu “ortalamaya” denk düşmektedir.

Hürriyet’in yanı sıra, Hükümete yakın olan Zaman, Bugün ve Yeni Şafak gazetelerinin haberleri ve okuyucularının “yorumları” büyük önem taşıyor. Ancak, çalışma ilişkilerinde, emek ile sermaye arasındaki mücadelede, bu gazetelere hakim olan anlayışı ortaya koymadan bu gazetelerin “Türk” Telekom grevine olan yaklaşımlarını ve tutumlarını da anlamak zordur. Ancak, bu sorun basit bir grev ve ona yönelik tutum olmanın ötesinde Türkiye’nin kendisi ile de ilgilidir. O nedenle biraz “bilgi”.

Türkiye’de İslami cenahın düşünürlerinden biri olan İlahiyat Fakültesi öğretim elemanı Vecdi Akyüz, islamın grev hakkını akidlerde karşılıklı rıza ve zararın zararla izale edilmemesi ilkeleri açısından değerlendirdiğini, bu nedenle çağdaş İslam hukukçularının grev hakkının tanınmadığını belirtmektedir. Güzel!...

Bu durumda Yeni Şafak, Zaman ve Bugün “çağdaş İslam hukukçularının” grev karşısındaki tutumunu benimsemek “zorundadırlar”. Peki, bu gazeteler böyle mi davranmaktadırlar? Önemli olan bu sorunun yanıtıdır. Bunu da bu muhterem zevatın çıkardığı ve okuduğu gazetelere bakarak yapalım. Ama, önce, sermayenin has gazetesi olmakla birlikte, Türkiye’de ortalama insanın okuduğu, ortalama okuyucunun biraz üzerinde “yorum yazarları” olan Hürriyet’in grev ile ilgili haber anlayışına, sonra buna dair yorumlara bakmak gerekmektedir.

İşçilerinin büyük bir çoğunluğu “solcu” değil de “Müslüman” işçilerden oluşmasına rağmen, hak ve hukuktan söz eden İslami cenahın önde gelen gazeteleri olan Zaman, Yeni Şafak ve Bugün gazeteleri, Hürriyet’in gerisinde kalmışlardır. Hürriyet, grev haberini bir “haber” olarak verirken kuşkusuz taraf davranmış, grevin bir hak olarak kullanılmasına hiç değinmemiş, ancak, bu greve saldırıyı, açıktan yapmak yerine, “biraz” gizleyerek yapmayı tercih etmiştir. İslami cenahın gazeteleri ise Hürriyet kadar “diplomatik” davranmamış, greve düşmanlıklarını açıkça ilan eden bir haber tarzı üzerinden saldırmakla işe başlamışlar, grev haberinden çok, işçilerin sabotajlarda bulundukları haberlerini ön plan çıkarmışlardır.

Aslında tartışılması gereken bu haberlerin kendisini ne kadar yeniden üretip üretmediğidir. F.Ş. Cantek, araştırmasında editoryal denetimi aşan farklı düşüncedeki yorumcuların üzerinde diğer yorumcuların sindirme faaliyeti içinde olduğuna dikkat çekiyor. Sanırım bu durum sadece Hürriyet için değil, diğer gazeteler için de geçerlidir. Gazetenin söylemi okur tarafından algılandığı biçim üzerinden yeniden üretilmektedir. Böylece, haber, eğer haber olmanın ötesinde manipülasyon amaçlı bir bilgi notu ise kendisini pekiştiren “yorum yazarları” aracılığı ile bir başka tahakküm kurmaktadır: okuyucu/yorumcu demokrasisi adına!.. Ne “ilginçtir” ki, Hürriyet “yorum yazarları” “Türk” Telekom grevinde çoğunluklu olarak grevci işçilerden yana yorumlar yapmışlardır grevin başladığı günlerde. F.Ş. Cantek’in “resmi söylemle uyum içinde” olduğunu belirttiği bu “yorum yazarlarının” bu tutumu çok da şaşırtıcı değil. İlk gün iki haberi yorumlayan yaklaşık 190 “yorum yazarı” aslında sorunu emek ile sermaye arasındaki bir çıkar çatışmasından, bir sınıfsal mücadeleden çok bir “milli” mesele olarak ele almış yorumlarını da bu çerçevede yapmıştır. Bu nedenle de Hürriyet’in haberlerini resmi dil ile uyumlulaştırmışlardır. Bu aşamada tam da F.Ş. Cantek’in tesbit ettiği bir şeyi yapmaktadırlar: “Yorumlar, haberlere konu olan olaylara değil, haber hikayelerine yapılmaktadır”. Bu durumda hem Hürriyet’te hem de İslami cenahın gazetelerinde önce hikaye yorumlanmakta, sonra hikayeyi yorumlayanlar üzerinde tartışma yapılmaktadır. Kısacası havanda su dövülmektedir. Ama, havanda dövülen bu su da sınıfsal bakışı ve tutumu ortaya koymak açısından oldukça önemli veriler sunmaktadır. Bu nedenle önemsenmelidir.

Durumu ortaya koymak için önce Hürriyet “yorum yazarlarından” bir demet:

İlk yorum: “hekesin cebinde birer, ikişer cep telefonu dolu,vatandaşın umurunda bile değildir..yukselhoca”

İkinci yorum: “Hayırlı olsun grevleri işçi direnişi , hak talep etme enerjisi olarak gördüğüm için saygıyla karşılarım. Bir rızık kavgası ve çalışma barışı olarak sanarım ; inşallah araçlar çalışanları amaça ulaştırır.”

Üçüncü yorum: “arayın hakkınızı zaten özel sektör oldunuz telekom zam yapmasını biliyor cem yılmaza 2 milyon dolar reklam parası veriyorsunuz işçiyede verin”

Dördüncü yorum: “DARISI “SENDİKAL HAKKI OLMAYAN İŞÇİLERE”,SENDİKAL HAK DAHA SONRA İNSANCA YAŞAMAK İÇİN HAK ETTİĞİ ÜCRET...”

Yedinci yorum: “Piyasaların üzerindeki ücret nedir. Aldıkları ücret kaç YTL’dir keşke bunu da söyleseydiniz. İnsanların karnı doysa neden greve gitsinler ki. Demek ki ücretler sizin dediğiniz gibi değil.”

Sekizinci yorum: “TÜRK-TELEKOM, THY VS. GİBİ KURULUŞLARDA EN AZ 2.000 YTL YE ÇALIŞANLARIN TUZU KURU TABİKİ. BEN OLSAM DEVLETİN YERİNE ÇALIŞMAK İSTEMEYENLERİ ATARIM İŞTEN 450 YTL YE ÇALIŞANLARI ALIRIM İŞE BİRAZDA O GARİBANLAR İSTİFADE ETSİNLER...”

Bir sonraki yorum: “TELEKOMUN ÖZELLEŞTİRİLMESİ BİZ DAR GELİRLİ VATANDAŞLARIN SOYULMASINA SEBEP OLMUŞTUR.ÇALIŞANLARIN HAKLARINI ALANA KADAR GREV MÜCADELESİNİ DESTEKLİYORUM.”

Onuncu yorum: Helal olsun size,tam destek umarım hakkınızı söke söke alırsınız.İnşallah Tüm emekçiler de aynı şekilde haklarını bulurlar

On birinci yorum: iSMiNiZi FUTBOL LiGiNE VERMEK iCiN PARA BULUYORSUNUZ ! CALISANA GELiNCE YOK OYLE Mi !

YASASIN iSCi DiRENiSi...

On ikinci yorum: Örgütlü sendikanın bu eylemi desteklenmelidir. Günümüzde tüm işkollarında sendika diye bir şey bırakmadılar. İnsanlar bu yüzden düşük ücrete ve açlığa mahkum edildi. Sendikal mücadele her zaman desteklenmelidir...

On üçüncü yorum: İş bilenin işi artar (Memurlar), iş bilmeyenin (Türk Telekom,THY, Sümer Halı vb.)maaşı artar. Yaw en az 2000 ytl alıyonuz yan gelip yatıyonuz ama DOYMUYONUZ...Memurlar ne yapsın *********

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Okumuştum ama zahmet edip tekrar gösterdiğin için teşekkürler..

 

Bugün de bir haber vardı konuyla ilgili.Bir üst düzey Telekom yöneticisi evinden çıkarken yakalanıp dövülmüş..

 

Elbette sizin dediğiniz gibi yalan haber olabilir.Ama ya değilse..

 

NOT: Bu arada benim telefon sorunum hala çözülmedi..

 

öncelikle olaylara bakış acısı çok önemli duyarlı yorumların için teşekkürler anladığım kadarı ile olaylara *********** ile bakmamak lazım diyorsun sanıyorum Ben de sağ görüşlü olmamama karşın ve 657 ye tabi memur olmama karşın bu sağ görüşlü Sendikanın davasında onlardan yanayım Bu grevde çok üzüldüğüm noktalar var mesela 1)bu grev daha evvel yapılmalı idi Telekom satılmadan 2)Grev ve hak arama sosyal demokrat bir görüş olmasına karşın maalesef Ülkemiz sosyal demokratlarından çıt çıkmıyor 3)Ülkemin ulusal Medyası AKP yandaşlı Oger telekomun reklam pastasından pay alabilmek için 26500 kişilik haberiş gervcilerini 1 kalemde sildi halbuki bir araştırma yapılsa AKP iktidarını hükümet yapmak için bu insanların%75 i oylarının AKP ye vermişlerdir. ;):( Yani Burada Kapitalizmin gerçek yüzü "amaç uğruna yapılan herşey mübahdır"cümlesi ön plana çıkıyor ben de inan gerçekler yüzüstüne çıksın diye hangi veriyi bulursam bu konuya ekleyeceğim

neşe ile kal :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

DOSTLAR BEN BURADA ÜLKE GÜNDEMİNE OTURMASI GEREKEN AMA OTURMAYAN 23 GÜNLÜK TÜRKTELEKOM GREVİ HAKKINDA MEDYANIN TARAFSIZ OLARAK VERMEDİĞİ GÜNCEL OLAYLARI AKTARMAYA ÇALIŞIYORUM AMACIM ÜLKE SORUNLARINDAN BİRİ OLAN 20 YILDAN SONRA YAPILAN İLK İŞÇİ HAREKETİNİ GÜNÜ GÜNÜNE AKTARMAK

NEŞE İLE KALIN

 

7.Kasım.2007 - Türk Telekom Grevi 23.Gününde

 

TÜRK-İŞ BAŞKANLAR KURULU

 

8 KASIM 2007 PERŞEMBE GÜNÜ

 

SAAT 10.00'DA

 

TÜRK-İŞ GENEL MERKEZİNDE

 

TÜRK TELEKOM GREVİ

 

GÜNDEMİYLE

 

BİR ARAYA GELECEKLERDİR.

 

TÜRK-İŞ BAŞKANLAR KURULU

 

AYNI GÜN SAAT 12.00'DE

 

TÜRK TELEKOM

ANKARA İL MÜDÜRLÜĞÜ ÖNÜNDE

 

BİR BASIN AÇIKLAMASI YAPARAK

 

MADDİ VE MANEVİ DESTEK KARARI

İLE GÖRÜŞMELERİN

 

ÇIKMAZA GİRMESİ HALİNDE

 

EYLEMLİK KARARINI HAYATA

 

GEÇİRECEĞİNİ

 

KAMU OYUNA DEKLARE EDECEKTİR.

07/11/2007

GERÇEK

 

İ. Sabri Durmaz-durmaz

Hainane saldırılara karşı birlik ve kararlılık

Telekom grevi, gerçek bir grev olarak sürüyor. İşçiler, sadece kendi aralarında birliği koruyup disiplinle grevlerini sürdürürken, öte yandan patron da çoğu zaman taşeron firma elemanlarını, bazen de görevi bakım-tamir olmayan görevlileri kullanarak, grev kırıcılığı yapmaya çalışıyor. İşçiler de grev kırcılığına karşı mücadele için gece gündüz, sadece ?grev gözcülüğü? değil grevlerinin bekçiliğini yapmak zorunda kalıyorlar.

Evet, patrondur yapar! Grevi kırmaya da çalışır, işçiyi tehdit de eder. Ama Emniyete ne oluyor?! Emniyet güçleri, sanki patronun özel güvenlik güçleriymiş gibi; patrona ve taşeron firmanın grev kırıcı, yasadışı davranışlarına müdahale etmek, onları grev yasasına uygun bir çizgiye çekmek yerine, işçilerin, yasaların uygulanması için gösterdikleri çabaları engellemeye çalışıyorlar. Artık Emniyet, işçiyi sadece tehdit de etmiyor; sendikacılarına, işyeri temsilcilerine, grev gözcülerine, işyerinde bulunan grevci işçilere gazlı, coplu saldırılarda bulunuyor; onları gözaltına alıyor.

Polisin ve idarenin bu tavrı, patronlar ve uşaklarını cesaretlendirmekte, taşeron işçilerle grev kırıcılığı yapma heveslerini artırmaktadır.

Patron, işçilerin çok para aldığı iddiasındadır ve ?çok para almalarına? karşın işçilerin çok ücret zammı istediğini iddia ederek grevin de bundan çıktığını propaganda etmektedir. Oysa patron, geçtiğimiz üç hafta içinde işçilerin istediği paradan çok daha fazlasını grev nedeniyle kaybetmiştir.

Demek ki grevin, işçi isteklerinin Telekom?un karşılayamayacağı kadar çok olmasına dayandırılması, bir patron yalanıdır. Bunun da ötesinde patronun, grev kırıcıları aracılığı ile ve Emniyet?i devreye sokmasından da anlaşılmaktadır ki patronların asıl hedefi, işçilerin örgütlü bir şekilde, patronların karşısına yek vücut çıkmış olmasıdır.

Telekom işçisinin bunun farkında olduğunu Evrensel?de ve Hayat Televizyonu?nda çıkan haber ve söyleşilerde de görüyoruz. Ama geride kalan üç haftalık grev sürecindeki gelişmelerden anlaşılmaktadır ki; Telekom patronu, sendikayı ve işçilerin sendikal örgütlülüğünü hedefe koyarak, herhangi bir patronun ?sendika düşmanlığı?ndan (Hiçbir patron sendikayı sevmez ve işyerinde sendika istemez.) fazla olarak grevi; sendikayı yıkma ya da tümüyle etkisizleştirme, işçileri bölerek birbirine karşı kışkırtmanın aracı olarak kullanmaktır. Hedefi, işçilerin sendikal örgütlülüğüdür.

Şu açıkça anlaşılmaktadır ki Telekom patronu, işyerinde az çok kurallara bağlanmış; işçi ve patronlar arasında bir anlaşmaya bağlanmış, az çok yaşamlarını sürdürecekleri düzeyde ücret alan işçiler istememektedir. Tersine; Telekom patronu, ücretlerin giderek asgari ücrete doğru çekildiği, esnek çalışmanın her türünün uygulandığı, patronun tam ve sınırlanmamış egemenliğinin hüküm sürdüğü çalışma koşulları istemektedir. Taşerondaki çalışma koşullarının onun hayalindeki koşullara yakın olması da ona cesaret vermekte, ?Taşeronun yaptığını ben niye yapmayayım?? diye düşünmektedir. Patron bu, kölelerin üstüne kurulmuş ?cennetini? engelleyen tek etken olarak sendikayı görmektedir. Telekom patronu, bu amacı için grevi kullanmayı planlamış görünmektedir. Çünkü patronun; grevin, hizmeti giderek imkansız hale getirmesini engelleyip taşeron ve Emniyet?in desteği ile grevi aylarca uzatabilirse, işçileri yıldırabileceğini, sendikalarının imkanını tüketerek teslim alabileceğini düşündüğü anlaşılmaktadır.

Greve yönelik karalama kampanyası, taşeron işçilerinin bu ölçüde hukuksuz bir biçimde kullanılması ve Emniyet?le yapılan işbirliği, bu amacı göstermektedir. Patron uşağı takımı müdür vb. bürokratlar da, sanki bir daha aynı işçilerle muhatap olmayacaklarmış gibi, ya da işçiler, birlik ve bütünlükten yoksun olarak karşılarına gelecekmiş gibi davranıp konuşmaktadırlar.

İşçilerin bu hainane saldırıyı boşa çıkarmasının ve patronu masaya çekmesinin tek yolu ise aralarındaki birliği sıkılaştırmak; sendika etrafında tam bir birlik oluşturarak patronun grev kırma girişimlerini, bugüne kadar olduğu gibi aynı kararlılıkla püskürtmek ve asla teslim olmayacaklarını göstermekten geçmektedir. Ve elbette sadece Haber-İş değil, Türk-İş?e bağlı olanlar başta olmak üzere tüm sendikaların, tüm emek örgütlerinin ellerindeki her araçla Telekom işçilerinin arkasında olması da bugün sadece Telekom grevi başarısının değil, emek mücadelesinin ileri atılmasının da en önemli dayanağı olacaktır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türk Telekom patronları. Yüzlerce yıllık tarihi, geleneği , iş ve işçisi yapısı olan bir kurumu, bir fabrikayı yönetir gibi yöneteceklerini sanıyorlar.

 

Bu grev bu şekilde zor son bulur. Telekom patronları sürecin başından beri "grev kırıcılık" yöntemlerini kullanıyorlar. Türk sinemasının elli yıl sonra dünya sinemasının tekniklerini, tanıtım taktiklerini kullanması gibi. Telekom 1910 ların grev kırma taktiklerini kullanmaya çalışıyor. Her seferinde eline yüzüne bulaştırıyor ve çözümden uzaklaşıyor.

 

Nedir bu basit grev kırma taktikleri?

 

Grev yapılan işletmeye grevdeki işçilerin yerine başka işçileri getirip iş başı yaptırma. Serserilere para verip. Firmaya ait işyeri yada araçlara saldırı düzenletip. Ardından grevdeki işçilere karşı bunu kullanma. Kamuoyuna "sizin hizmet alamamanızın sebebi grev" mesajını vermeye çalışmak.

 

Açıkçası ben grevdeki telekom işçilerinin "aman kamuoyu bizi haklı bulur mu bulmaz mı?" diye bir endişe içinde olduklarınıda sanmıyorum. Zira Türk kamuoyu hakkını arayan insanlara destek vermek gibi bir özelliğe sahip değildir. O yüzden bunun kimsenin umrunda olduğunuda sanmıyorum. Telekom çalışanlarına haklarını savunmak için yasalar bir hak bir araç vermiştir. Onlarda bunu kullanmaktadırlar.

 

İnsanlar "E bize verilen hizmet aksıyor grevdekiler yüzünden" şeklinde tepki veriyor kamuoyunda. O zaman adama derlerki bir kamu kuruluşu olan Türk Telekom özelleştirilirken aklın neredeydi? Türk Telekom artık özel bir şirkettir ;

 

Kamu yararına , kamu refahı için çalışan bir kurum değildir. Sahipleri tarafından yalnız ve yalnızca "kar etmek" için işletilen bir kurumdur. O kurumun çalışanlarınında düşüneceği tek şey vardır artık kendi çıkarları. Nasılki, Ülker firmasında çalışan işçilerinin düşündüğü halkın yeteri kadar tatlı çikolata yeyip yememesi değil. Kendi maaşları ve ailesini geçindirecek kazançlarıysa. Telekom çalışanlarının düşündüğüde budur. Zira dediğim gibi artık yarı kamusal mal üreten bir işletme değil. Kar amacıyla çalışan bir şikettir Telekom.

 

Çalışanlarıda, kamu hizmeti gören devlet personeli değil. Kar amacıyla faaliyet gösteren bir şiketin çalışanlarıdırlar. Hem bir kamu kuruluşunu özel bir şikete satıp. Hem de çalışanlarından yarı kamusal mal üreten bir devlet kurumunun personeliymişcesine sorumluluk beklemek komik olur.

 

İnsanların hizmetlerle ilgili muhatabıda çalışanlar değil. Kurumun patronlarıdır artık.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

52.jpg07/11/2007

Grev kırıcılarına suçüstü

 

Kanunlara aykırı olduğu halde Telekom grevini kırmak isteyenler, grevciler tarafından suçüstü yakalanıyor

 

Telekom grevi başladığından bu yana yasa dışı grev kırıcılığı girişimleri bitmek bilmiyor. Şimdiye kadar 500’ün üzerinde olay sendika tarafından tutanaklarla tespit edildi. Başta hükümet ve medya olmak üzere patronun sabotaj iddiaları üzerine ortalığı ayağa kaldıran kesimler ise bu kanunsuzluklar karşısında sessizliğini bozmadı.

Grev kırıcıları son olarak Gaziantep ve İstanbul’da yakalandı. Gaziantep’te Ünaldı’da bulunan 604 No’lu saha dolabındaki arızayı tamir etmek için cumartesi günü gelen taşeron firmanın işçilerine izin vermeyen Haber-İş üyesi işçiler, dün de aynı saha dolabını tamir etmek için gelen teknisyen ve şefleri engellediler. Yüzlerce işçinin toplandığı Ünaldı’da suçüstü yakalanan şef ve teknisyenler hakkında tutanak tutturan Harbe-İş Sendikası, ardından da savcılığa suç duyurusunda bulundu. Gazetemize açıklama yapan Haber-İş Gaziantep Şube Başkanı Ali Tabur, “Burası sanayi bölgesi olduğu için buradaki arızaya önem veriyorlar. Bu yapılanlar grevi kırmaya yöneliktir. Biz bunlara kesinlikle izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

 

Polisle geldiler

 

 

Ümraniye’de de grev kırıcıları engellendi. Taşeron firma, Fatih Sultan Mehmet Sanayi Sitesi’nin telefonlarının bağlı olduğu saha dolabında meydana gelen arızayı gidermek için polisle birlikte bölgeye geldi. Bunu öğrenen grevciler ve Haber-İş Anadolu Yakası Şube yöneticileri, olay yerine gelerek grev kırıcılığına engel oldular. Taşeronun ve polisin ısrarına rağmen arızanın yapılmasına izin vermeyen işçiler, uzun süre saha dolabının yanından ayrılmadılar. Gazetemize açıklama yapan Şube Başkanı Turgut Aktaş, grevin ilk gününden bu yana taşeronun aynı dolabı tamir etmeye çalıştığını belirterek buna izin vermeyeceklerini dile getirdi. Her defasında polisle birlikte grevlerinin kırılmaya çalışıldığını belirten Aktaş, işçilerin yıldırılmak istendiğini, ama bunu başaramayacaklarını ifade etti. Burada yaşanan sorunla ilgili delil tespiti yaptırmaya çalıştıklarını anlatan Aktaş, bu isteklerinin bir türlü yerine getirilmediğini, yasaların kendilerine gelince yavaş işlediğini söyledi.

 

 

İşçiler sokağa atıldı

 

 

Havaların soğuması ile birlikte patron da işçileri yeni yöntemlerle yıldırmaya çalışıyor. Mersin Akdeniz Telekom işçilerinin, PTT Baş Müdürlüğü tarafından kendilerine tahsis edilen odaları ellerinden alındı. Grevlerinde 22. güne giren Telekom işçileri, grev gözcülüğünü bina dışında sürdürüyor. Yağmurlu ve soğuk havalarda dışarıda kalan işçiler, tüm engellere karşın mücadelelerinden yılmayacaklarını söylediler. Greve başladıklarından beri kullandıkları odanın Telekom müdürlüğünün baskısı ile ellerinden alındığını belirten işçiler, müdürün, kendilerini “kamu alanını işgal etmek” suçlamasıyla savcılığa şikayet ettiğini söylediler. Mersin İl Telekom Müdürü İsmail İnam ise muhataplarının PTT Baş Müdürlüğü olduğunu belirterek, hiç kimsenin grevi desteklemek için kamuya ait olan bir yeri veremeyeceğini iddia etti.

 

 

Greve destek sürüyor

 

 

Bu arada Telekom işçilerine destek sürüyor. Tayvan Posta İşçileri Sendikası yöneticileri, grevci işçileri ziyaret etti. Telekom Avrupa Yakası Bölge Müdürlüğü’de dün yapılan ziyarette konuşan Haber-İş İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Levent Dokuyucu, bütün dünyada emekçilere yönelik saldırıların sürdüğünü belirterek “Biz de ilk olarak Telekom’daki bu saldırıyı püskürtüp, enternasyonal dayanışma ile saldırının olduğu her yerde karşı duracağız” diye konuştu. Tayvan Posta İşçileri Sendikası Başkanı Chiang, Tzu-Chen da işçilerin, isteklerini grevle patrona kabul ettireceklerini söyledi. Tzu-Chen, grevci işçilerin yanlarında olmaya devam edeceklerini ifade etti. Haber-İş Genel Mali Sekreteri Alaaddin Değirmenci de Tayvan’dan gelen sendikacılara teşekkür etti.

Çimse-İş Başkanlar Kurulu’nun sonuç bildirgesinde, Telekom işçilerine, grev başarıya ulaşana kadar destek verileceği duyuruldu. (İŞÇİ SENDİKA SERVİSİ)

 

 

ulusal kanal

 

 

 

HABER-İŞ: "İŞÇİLERİN MAAŞLARINI ÖDEYECEĞİZ"

 

Wednesday, 07 November 2007 Türkiye Haber-iş Sendikası Genel Başkanı Ali Akçan'dan işçilere müjdeli haber geldi. Akcan, grevdeki işçilerin maaşlarını yarın sedika olarak ödeyeceklerini açıkladı. Akçan, Türk telekom işçisini muhannete muhtaç etmeyeceklerini söyledi.

 

Türkiye Haber-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Akcan, grevde oldukları için maaşları ödenmeyen üyelerine 14 ve 15 Kasım tarihlerinde elden ödeme yapacaklarını ve bu miktarın Türk Telekom yönetimi ve herkesi şoke edecek bir miktar olacağını kaydetti.

 

Akcan, "Üyelerimizin muhannete muhtaç olmamaları, bir sıkıntıya düşmemeleri için elimizden gelen her türlü gayreti ortaya koyacağız" dedi.

 

Akcan, bugün grevin 23. gününde olduklarını ve ilk günkü heyecan ve kararlılıkla greve devam ettiklerini söyledi. Türk Telekom'un grevdeki işçilere maaşlarını ödemeyeceğini belirten Akcan, sendika olarak üyelerini mağdur etmeyeceklerini kaydetti.

 

Sendikalarının bir grev fonu bulunmadığını ancak üyeleri mağdur etmemek için Yönetim Kurulu kararı alarak yardımda bulunacaklarını açıklayan Akcan, ödemenin üyelerin maaşları kadar olup olmayacağı sorusu üzerine, "Onun miktarını şimdi açıklamıyorum. Bu konuyu işveren özellikle daha greve başlamadan önce dillendirmeye başladı. Ben buna çok üzülüyorum. Esas ben bundan sonrasını çok düşünmeye başladım. Çünkü eğer bir kurum, Türkiye'nin haberleşme sektörünü teslim ettiğiniz birileri, umudunu sendikanın üyelerine vereceği maaşa bağladıysa, işte 'maaş az olursa grev kırılır' mantığıyla hareket ediyorlarsa, bu insanlarla önümüzdeki yıllarda geçinmek gerçekten çok zor. Çünkü çalıştırdığı insanlarla barışık olma niyetleri yok gibi geliyor bana. Ama onları da şoke edecek, herkesi hayrete düşürecek, herkesi şaşkınlığa uğratacak bir ücreti arkadaşlarımıza verme gayretimiz ve hazırlığımız var" dedi.

 

Kasım ayının 14 ve 15'inde üyelerine bu paraları vereceklerini belirten Akcan, Türk Telekom grevinin sadece Türk Telekom işçisinin ve Haber-İş Sendikası'nın grevi olmaktan çıktığını kaydetti.

 

Geçtiğimiz hafta Türk-İş Başkanlar Kurulu yapıldığını ve burada bu grevin sahiplenilmesi gerektiğinin vurgulandığını bildiren Akcan, "Yarın da Ankara'da, yine Türk-İş Başkanlar Kurulu toplanacak ve büyük bir katılımla da Ankara İl Müdürlüğü'nün önünde kamuoyuna Türk-İş camiasının bu grev için vereceği maddi ve manevi destekler, yine bundan sonraki süreçlerde Türk-İş topluluğunun ortaya koyacağı eylemlilikler kamuoyuna anlatılacak. Herkes şundan emin olsun. Bizim üyelerimizin muhannete muhtaç olmamaları, bir sıkıntıya düşmemeleri için elimizden gelen her türlü gayreti ortaya koyacağız" diye konuştu.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.