Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Misafir hayhak

Önerilen İletiler

"Kandırma" muhabbetti hala sürüyor...

 

Daha önce uzunca yazmıştım ancak şimdi bir iki örnekle anlatayım:

 

Bir dolandırıcı düşünün, mesela şu İstanbul'daki tramvayı, saat kulelerini, köprüleri saf vatandaşlara kiralayan ya da satan Sülün Osman bir "Kandırıcı"dır. Çünkü gerçekte o köprü ve saat kulelerinin kamu malı olduğunu ve kimseye ait olamayacağını bilir...

 

Yani "Kandırma" dediğimiz şey, gerçeği bilen ancak bunu kendi menfaati için saklayan ve yine kendi menfaati için başka kişilere farkında olduğu ve yalan olduğunu bildiği bilgiler vererek gerçeklerden uzaklaştırır...

 

Şimdi;

 

Dinsiz arkadaşlar;

Siz bir inananı "İnançsız" yaptığınızda,

"Ben bu adamı kandırdım" mı dersiniz,

Yoksa "Gerçeği gösterdim" mi dersiniz?

Elbette ki "Gerçeği gösterdim" dersiniz,

Çünkü o kimsenin size inanmadan önce inandığı gerçekliği

Size göre yalandı ve siz ona iyilik yaptınız...

Öyle ise kimseyi kandırmadınız...

 

İnançlı arkadaşlar;

Siz bir inançsızı "İnançlı" yaptığınızda,

"Ben bu adamı kandırdım" mı dersiniz,

Yoksa "Gerçeği gösterdim" mi dersiniz?

Elbette ki "Gerçeği gösterdim" dersiniz,

Çünkü o kimsenin size inanmadan önce inandığı gerçekliği

Size göre yalandı ve siz ona iyilik yaptınız...

Öyle ise kimseyi kandırmadınız...

 

 

Bir İnançlı diğer bir İnançlıyı "Ateist" yaparsa

Ya da bir Ateist diğer bir Ateisti "İnançlı" yaparsa

İşte o zaman "Kandırmak"tan bahsebiliriz...

 

Yazdıklarım açık ve nettir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 70
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bir soru sormadan önce yazılanların ne anlatmak istediğini, içeriğini kavramanız gerekiyor...

 

Tekrar anlamak kaygısıyla okuduğunuzda sorunuzun ne kadar havada kaldığını anlayacağınızı umuyorum...

 

 

bence deyısınızın ustune cıkıyorsunuz oyle veya boyle bır soru soruldu.bu sorudan kacmamanız gerekırdı.sonucta deyısınızın bana gore ıkıncı bır anlamı yok!ben boyle anladım herkes boyle anlar demıyorum ve sonucta sız oyle anlattınız herkezde oyle anlayacak degıl.soruya cevap verecekmısınız sımdı sayın gecekusu?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bence deyısınızın ustune cıkıyorsunuz oyle veya boyle bır soru soruldu.bu sorudan kacmamanız gerekırdı.sonucta deyısınızın bana gore ıkıncı bır anlamı yok!ben boyle anladım herkes boyle anlar demıyorum ve sonucta sız oyle anlattınız herkezde oyle anlayacak degıl.soruya cevap verecekmısınız sımdı sayın gecekusu?

 

 

Hayır...

 

Sizi uyarmak istedim...

 

Amacınız polemik üretmek olduğu için anlamamazlıktan geliyor yada farkında değilsiniz...

 

Yanıtlar yazılanların içinde zaten var...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bence bir ateisti ikna etmek mümkün değil gibi..

bir ateist kolay kandırılamaz ama bir dini bütün daha kolay kandırılabilir.!

Kandırmak terimi ile ilgili olarak Tengeriin Boşig 'in yorumlarını yeniden değerlendirmeniz ve özümsemeniz temennisinden sonra,o anlamda olmayan ve sizin ima ettiğiniz kandırma kavramı açısından bir dini bütün kandırılamaz,bir ateistin kolay kandırılamayacağı kadar... çünkü iki kutupta da kanacak saf insan olduğunu sanmıyorum.. herkes neyi neden dolayı özümsediğini belirledikten sonra,olayın gidişatı,bu nedenlikleri ortaya koyup,acaba onlardaki algılayış farklılıklarından biri diğerini çürütür mü savaşıdır burdakiler.. kısacası kendi isteğimizle,kendi mantığımızla karar verdiğimiz bir kavramı,yine aynı istek ve mantık çizgisinde daha uygun bir mantıksal kavramla değiştirebilir ya da değiştirtebilir miyiz başkasında.. bunun adına ,birinin diğerini daha üst bir mantıkla iknası denilebilir.. yani ilk kullandığınız terim.. özetlersek,ateist kanmaz,dini bütün kanmaz...

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hayır...

 

Sizi uyarmak istedim...

 

Amacınız polemik üretmek olduğu için anlamamazlıktan geliyor yada farkında değilsiniz...

 

Yanıtlar yazılanların içinde zaten var...

 

 

inan ki yazılarda hiç birşey yok! sadece sana mantıklı geliyor.soru acık ve net eger varsa yazıda cıkarınız lutfen!yazıda sadece size göre olması gereken seyler var ama buna saygı dyulurmu duyulmazmı bılmıyorum o yuzden sevgılerımle....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

O zaman da şu soru çıkyor karşımıza: Neden istemiyor? İnandırmak istemeyişinin sebebi ne?

 

 

nasıl ki elinde bir adres olmadan bir yeri bulman veya bir harita bir kişi vs. şeyler olmadan bir yeri bulman zorsa, veya mümkünü azsa. allahıda içinde birseyler olmadan bulman imkansız!allah seni inandırmak istemeyişi veya isteyişi soz konusu bile degil, senin özgür iradenle ona yönelmen önemli. allah ise buna müdahale etmiyor ! ve uyarıyor ayetteki gibi,herşey önünde, herşey sensin,sadece arayışın beyhude, hakkı ara sadece! çaresiz buluşacaksınız bir noktada, bundan kacar bile yok!

 

onun içinderki allah (c.c.) :

 

(BAKARA suresi 186. ayet):

 

Diyanet Çevirisi: Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.

 

yani allah seni biliyor! senin varlıgını biliyor! ve seni inkar etmiyor hesaba cekecegini söylüyor! bunların hepsinden gayrı olan .......! allah (c.c.) kesinlikle degil!

 

 

saygılar........

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

nasıl ki elinde bir adres olmadan bir yeri bulman veya bir harita bir kişi vs. şeyler olmadan bir yeri bulman zorsa, veya mümkünü azsa. allahıda içinde birseyler olmadan bulman imkansız!allah seni inandırmak istemeyişi veya isteyişi soz konusu bile degil, senin özgür iradenle ona yönelmen önemli. allah ise buna müdahale etmiyor ! ve uyarıyor ayetteki gibi,herşey önünde, herşey sensin,sadece arayışın beyhude, hakkı ara sadece! çaresiz buluşacaksınız bir noktada, bundan kacar bile yok!

 

onun içinderki allah (c.c.) :

 

(BAKARA suresi 186. ayet):

 

Diyanet Çevirisi: Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.

 

yani allah seni biliyor! senin varlıgını biliyor! ve seni inkar etmiyor hesaba cekecegini söylüyor! bunların hepsinden gayrı olan .......! allah (c.c.) kesinlikle degil!

saygılar........

diyelimki allah benim ona inanmamı istemiyor? bana nasıl bir müdahale edecekki ona inanmayayım?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

diyelimki allah benim ona inanmamı istemiyor? bana nasıl bir müdahale edecekki ona inanmayayım?

 

 

bunu mu soruyorsun yani :)

 

bak simdik kardeş bir kadın seversin kadın ıse senı sevmez askın karsılıksız kalır veya kadın senı sevgılı gozuyle gormez,samımıyetınden emın olmaz. ben sana bır ornek verıyorum umarım bır sey cıkarırsın.

 

bır dıgerı ıse allahın sana kesınlıkle bana veya bır baskasının kulluguna ıhtıyacı yoktur!ama sunu unutma allah ınsana zulmetmez ınsan kendıne zulmeder kuranda bu sureyı okuya bılırsın.

 

bır dıgerı ıse allah senın ona ınanmamanı neden ıstesın?bunu lutfen cevaplarmısın bende su dakıkalar bır baslık actım bununla ılgılı ordanda faydalana bılırsınız.

 

 

saygılar.......

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sorumu anlamamışsın kardeş

"senin özgür iradenle ona yönelmen önemli. allah ise buna müdahale etmiyor !"

dedinmi sen

bende diyorumki müdahale etme şansı zaten yok veya şuan bana müdahale ediyor ;)

 

 

bak kardes neye dogru bır adım atarsan devamı gelır deyeyım ben sana. sen, benım cevabı tam anlayamamıssın.gecmısını bır dusun, bakıs acını bır gor, nasıl baslıyor ve nasıl bıtıyor .olayları ızle allah sana mudahale etmıyor! ama sansı yok degıl ısterse eder. ama sana sans verıyor demek bıraz daha dogru olur.sen ne demıssın farketmez,

 

ama bence bundan bır soru cıkarmak lazım; dunyanın ıdaresı nasıl oluyor ,yanı dunyaya mudahaleler nasıl oluyor ,allah tarafından?

 

bence bu soruyu cevaplayalım beraber o zaman bu sordugun soruları daha rahat anlayacaksınız canım kardesım

 

 

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tarihte ünlü bir paradoks öyküsü vardır. Nil kenarından su almakta olan bir Mısırlı kadının çocuğunu birden sudan çıkan bir timsah kapar. Öykü bu ya, çocuğu yemeden önce bir oyun oynamaya karar verir ve der ki:

 

-"Kadın, sana bir şans veriyorum. Şimdi benim ne yapacağımı bilirsen çocuğunu sana geri veririm. Bil bakalım, çocuğunu yiyecek miyim, yemiyecek miyim? Kadın bir an düşünür. Ne demesi gerek? Çözüm:

 

-"Yiyeceksin!" demesi. Timsah çocuğu bırakmak zorunda kalır. Bu hikayeyi okuduğumda galiba timsah aç değilmiş diye düşündüm.

 

Bunun yerli versiyonunda padişah vezirinin sevmediği adamı idama mahkum eder ama vezirin haklı olduğundan emin değildir. İşi tanrısal adalete havale edip vezirden kurra çekmesini ister. Vezir iki kağıda da ölüm yazar ve adama çektirir. Ne yapması gerek? Çözüm: Adam çektiği kağıda baktırmaz, "diğer kağıda bakıp tersini uygulayın" der.

 

Şimdi dini konularda tartışma da bu öykülere benziyor. Ne timsah konuşur, ne yemek kazanmak için mantık sorusu sorar. Ne de timsahlar olabilirse de vezirler ve padişahlar bu kadar geri zekalıdır. Gerçek dünyada işler böyle yürümez. Bu öykülerdeki sorunların çözümü için kafa yormanın ilk şartı işlerin böyle yürüyeceğini varsaymaktır.

 

E işte tanrı inanmanı ya da inanmamanı sağlar mı? Şeytan niye var? Niye cehennem var? Tanrının ibadete ihtiyacı var mı? Fesüphanallah!

 

Arif olanın anlayacağından eminim...

 

Not: Uzatmayacaktım ama dayanamayacağım: En garibime giden de "iyi madde nerden geldi o zaman? Hadi yanıtlayın bakalım sizi ateistler!" denmesi. Sanki kutsal kitap gökten inmiş de tanrının nereden geldiğini, sonsuz gücü nasıl kazandığını bir bir güzelce açıklamış da bilimciler "yok yav biz en iyisi maddenin sonsuz olduğunu kanıtlayalım, böylece tanrıdan kurtuluruz" demişler.

 

Hey efendiler, kimse pek bir şey açıklayamadı, ataklar sürüyor. Sahaya dini de felsefeyi de bilimi de sürsek evrene karşı her dakka beş gol atsak bile öne geçemiyoruz. Çünkü maça sıfır-sıfır yenik başlamışız. Sıfır-sıfır nasıl yenik oluyor derseniz bizimki sadece bir sıfır, evrenin skorunda kaç sıfır olduğunu buradan seçemiyoruz. Sakın sıfırların başında kaç var diye sormayın! Ben diyeyim beş, siz deyin yedi. Dokuz da desek pek bi muhabbeti olmaz.

 

Yani sanıldığı gibi maç dinle bilim arasında filan geçmiyor. En etkisiz oyuncumuz da din. Hakeme güvenerek düdüğü çalmasını bekliyerek kalede yatıyor. Halbuki kalemizde yeni gol yememize gerek bile yok, zaten çok farklı yeniliyoruz. Rakip defansa kapanmış. Hayır gelse de rakip sahaya bir iki gol de onun ayağından kazansak kâr ama... Düdük çaldı mı hakeme yaptığı yalakalıkların mükafatını göreceğini düşünüyor. Hakem ise ne ortalarda görünüyor, ne düdüğün çalacağı belli. Bizim kaleci "o duyar beni" diye fısır fısır dudaklarını kıpırdatıp duruyor.

 

Bana sorarsanız düdüğün çalmasına daha çoooook var. Öne geçme şansımız var mı? Bilmem, deniyoruz.

 

O değil de zoruma giden, oyuncu değişikliklerinde hiç oynamayan kaleciler lüks saunalara gittiklerini iddia ederlerken kan ter içinde maçtan çıkan diğer oyuncuların stadyumun bodrumundaki ya çok sıcak, ya çok soğuk akan düzen tutmayan duşlara gittiği söyleniyor. Bu kaleci milletine o yüzden canım sıkılıyor asıl. Oynamadıkları neyse de...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

din insan tanrı varlık ilişkisini açıklayan düzenleyen bir yapıdır.dinde bilginin kaynağı VAHİYdir..insan ötesi madde ötesi denilen bir özelliktedir..böyle bir bilgiyi kabul etmenin tek yolu İMANdır..

 

felsefe evreni hayatın anlamını konu alır ve bu bilgilere ulaşmanın yolu salt AKILdır...

 

bilim ise evreni ve onun işleyiş biçimini konu alan bir anlama çabasıdır...bilimde bilginin kaynağı DENEY ve GÖZLEMdir...

taşları yerine koyduktan sonra din felsefeve bilim farklı kulvarlardır demek sanırım zor bir çıkarım olmaz...peki bu kadar farklı olan ama sürekli içiçe hatta rakip olarak algılanan özellikle din bilim alanında olduğu varsayılan bu çekişenin altında yatan bilinç altı düşünce nedir??

sanırım bilimi ve dini çatıştıran çatışır gösteren zihniyet aynı zamanda bilimin ateizmden yana olduğu iddiasını dile getiren bir felsefeyi dayatanlardır...

halbuki bilimin böyle bir amacı ve iddiası olamaz....bilim dini ya da tanrıyı var ya da yok yargısıyla sunamaz....bilimin kulvarı hiçbir zaman bu şekilde bir kıvrım almayacak...birgün olur da bilim işte tanrının varlığının bilimsel ispatı derse bana göre artık kıyamet kopacak dünyanın imtihan olmasının gereği kalmayacak demektir....çünkü peygamberlerin gösterdiği mucizeler karşısında bile insanların bir kısmının inanmama hakları baki olmak şartı hep var olmuştur....insan aklı ve gözüyle işte tanrı dediği zaman muhtemelen imanın bir iradi tercih ve kazanma olmaktan çıktığı bir günde hesap gününde olacağız....

bilim dinin sunduğu bilgileri anlamada hizmet edebilir ancak...

illede bilim dinin yanında değildir deyip ateizmin tarafını tutanlar bu önyargıyla ebediyen yaşayabilirler dilerlerse... bilimin evrenin tüm sırlarını açıklayacağı ve dolayısıyla gelecekte dine ihtiyaç kalmayacağını savunabilirler...bilgiye ulaşa ulaşa hikmete eren nice ateist bilim adamı allahın varlığını kabul ederlerken belli ki bilimin dinin tarafını da tutacağını farketmişler...belki de bilimin herzaman açıklayamadığı birşeyler kalacağı ve dinin kendisine bir alan bulacağı görüşünü güçlendiriyorlar..

 

kalecilik yatma yeri gibi algılanabiliyorsa onun ne kadar stratejik bir alan olduğu görmezden geliniyor demektir...kaleye top girdiğinde tüm takım gol yemiştir..top kurtarıldığında tüm takım kazanmıştır...takım ruhu galip gelsin ne diyelim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İsa Mesih diyor ki;"Ben o kadar sakatları iyi ettim,körlerin gözünü açtım,ölüleri dirilttim? fakat şu ********* bir türlü yola getiremedim..." ve ünlü alman bilim adamı anştayn da;ben atomu parçaladım ama şu önyargıyı yok edemedim demiştir...Mehdi cevap veriyor iyi dinleyiniz;Allah bir çok insanı farklı istidatta ve kariyerde yaratmıştır...Her mahluk yaratılış özelliğine göre iç iradesi ile hareket etmektedir...Fakat özellikle insanlar üzerinde ki;ekolojik dengeyi veya mizanı diyelim kendilerine bırakmış imtihana tabi tutmuştur...İsa Mesih diyor ki;"Her kim bu hayatın bir imtihandan ibaret olduğunu bildi;o kimse gerçeği buldu demektir..." yine bir hadisi kutsi bize bunu şöyle haber verir;"Her kim benim kaza ve kaderime itiraz ediyorsa kendisine başka RAB bulsun..." İşte burdan biz şu ayetlerden yola çıkarsak gerçeği bulabiliriz..."Allah, kimi hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü İslam'a açar; kimi saptırmak isterse, onun göğsünü, sanki göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. Allah, iman etmeyenlerin üstüne işte böyle ****** çökertir." (Enam:125) veya "Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündeki insanların tümü toplu halde mutlaka iman ederlerdi. Hal böyle iken, mümin olmaları için insanları sen mi zorlayacaksın! " (Yunus:99) Aklını işletebilen herkes bu ayetlerin ne manaya geldiğini çok iyi bilir...Yani Allah iman'ı veya bir görüşü doğruluğu doğrultusunda yollarını iki parmağının arasında tutmaktadır...Ve kimin iman etmesi veya etmemesi konusunda kendisi karar veriyor...Biz insanlar bir türlü bu gerçeği ya kavraya mıyoruz...Yada kavramak işimize gelmiyor...İmanın aslı RAHMAN,gümanın aslı ŞEYTAN'dır diye Hacı Bektaş-ı VELİ boşuna söylememiştir...Başka bir sözünde ise;Tanrı en yüce bir biçimde İMAN'da tecelli etmiştir...Bakın geçen gün cebime not aldığım bir yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum...Önce bu yazı hakkında kısa bir bilgi;Gregorius (Nissa'lı) adlı bir Aziz'e ait olan bu yazı Dördüncü yüzlıllara aittir...Bu zatın doğum ve ölüm tarihi şöyle veriliyor (331/399)...Ve kendisi bir Aziz olduğundan yani sevilen manasına geliyor...Mutluluk Üstüne adlı bir vaazinden kısa bir alıntısıdır...Dikkatle ve düşünerek okuyunuz...Umaruz ki;çok şeyler anlayıverirsiniz...Sizi bu yazısı ile başbaşa bırakıyorum ve yazımı burda bitiriyorum...Mehdi böyle söyledi...

 

 

Nitekim Allah arılıktır;kusur ve tutku eksizliğidir;her kötülükten uzak kalmaktır...

Şayet bu gerçekler sende ise,Allah'ta muhakkak sendedir...

Dolayısıyla ruhun her tür kusurdan arındığında,tutkulardan kurtulduğunda ve her kirlilikten uzak kaldığında,o zaman bakışının keskinliği ve berraklığı yüzünden mutlusun...

Çünkü arınmayanların gözünden kaçanı sen,arınmış olduğun için görebileceksin...

Tinsel (ruhsal) gözlerinden maddi karanlığı yok ettikten sonra yüreğinin arı huzurunda,çok mutlu lütfa sahip olacaksın...

Nedir bu yüce görüntü?..

Azizlik,arılık,alçakgönülllülük ve sayelerinde Allah'ı görebildiğimiz Tanrısal doğanın tüm aydınlık görkemleri...

 

 

Gregorius (Nissa'lı),Mutluluklar Üstüne,6/Olağan 12.Cumartesi...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...
İsa Mesih diyor ki;"Ben o kadar sakatları iyi ettim,körlerin gözünü açtım,ölüleri dirilttim? fakat şu ********* bir türlü yola getiremedim..." ve ünlü alman bilim adamı anştayn da;ben atomu parçaladım ama şu önyargıyı yok edemedim demiştir...Mehdi cevap veriyor iyi dinleyiniz;Allah bir çok insanı farklı istidatta ve kariyerde yaratmıştır...Her mahluk yaratılış özelliğine göre iç iradesi ile hareket etmektedir...Fakat özellikle insanlar üzerinde ki;ekolojik dengeyi veya mizanı diyelim kendilerine bırakmış imtihana tabi tutmuştur...İsa Mesih diyor ki;"Her kim bu hayatın bir imtihandan ibaret olduğunu bildi;o kimse gerçeği buldu demektir..." yine bir hadisi kutsi bize bunu şöyle haber verir;"Her kim benim kaza ve kaderime itiraz ediyorsa kendisine başka RAB bulsun..." İşte burdan biz şu ayetlerden yola çıkarsak gerçeği bulabiliriz..."Allah, kimi hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü İslam'a açar; kimi saptırmak isterse, onun göğsünü, sanki göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. Allah, iman etmeyenlerin üstüne işte böyle ****** çökertir." (Enam:125) veya "Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündeki insanların tümü toplu halde mutlaka iman ederlerdi. Hal böyle iken, mümin olmaları için insanları sen mi zorlayacaksın! " (Yunus:99) Aklını işletebilen herkes bu ayetlerin ne manaya geldiğini çok iyi bilir...Yani Allah iman'ı veya bir görüşü doğruluğu doğrultusunda yollarını iki parmağının arasında tutmaktadır...Ve kimin iman etmesi veya etmemesi konusunda kendisi karar veriyor...Biz insanlar bir türlü bu gerçeği ya kavraya mıyoruz...Yada kavramak işimize gelmiyor...İmanın aslı RAHMAN,gümanın aslı ŞEYTAN'dır diye Hacı Bektaş-ı VELİ boşuna söylememiştir...Başka bir sözünde ise;Tanrı en yüce bir biçimde İMAN'da tecelli etmiştir...Bakın geçen gün cebime not aldığım bir yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum...Önce bu yazı hakkında kısa bir bilgi;Gregorius (Nissa'lı) adlı bir Aziz'e ait olan bu yazı Dördüncü yüzlıllara aittir...Bu zatın doğum ve ölüm tarihi şöyle veriliyor (331/399)...Ve kendisi bir Aziz olduğundan yani sevilen manasına geliyor...Mutluluk Üstüne adlı bir vaazinden kısa bir alıntısıdır...Dikkatle ve düşünerek okuyunuz...Umaruz ki;çok şeyler anlayıverirsiniz...Sizi bu yazısı ile başbaşa bırakıyorum ve yazımı burda bitiriyorum...Mehdi böyle söyledi...

 

 

Nitekim Allah arılıktır;kusur ve tutku eksizliğidir;her kötülükten uzak kalmaktır...

Şayet bu gerçekler sende ise,Allah'ta muhakkak sendedir...

Dolayısıyla ruhun her tür kusurdan arındığında,tutkulardan kurtulduğunda ve her kirlilikten uzak kaldığında,o zaman bakışının keskinliği ve berraklığı yüzünden mutlusun...

Çünkü arınmayanların gözünden kaçanı sen,arınmış olduğun için görebileceksin...

Tinsel (ruhsal) gözlerinden maddi karanlığı yok ettikten sonra yüreğinin arı huzurunda,çok mutlu lütfa sahip olacaksın...

Nedir bu yüce görüntü?..

Azizlik,arılık,alçakgönülllülük ve sayelerinde Allah'ı görebildiğimiz Tanrısal doğanın tüm aydınlık görkemleri...

 

 

Gregorius (Nissa'lı),Mutluluklar Üstüne,6/Olağan 12.Cumartesi...

 

 

katılıyorum bu yazıya

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsan, insana bakmış, bunda iş yok demiş. En iyisi kusursuz bir şey yaratalım demiş ve Tanrı'ı yaratmış. Yaratmış ama kendinde olan kusurları aynen O'na yüklemiş. Böylelikle Tanrı küfreden, hak yiyen, arabozuculuk yapan, bir insanı bir insandan üstün kılan, köleliği ortadan kaldırmayan, dövün, vurun, kırın diyen insana benzeyen bir şey olmuş. Sonuçta insan, insana benzettiği şeye tapar olmuş.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsan, insana bakmış, bunda iş yok demiş. En iyisi kusursuz bir şey yaratalım demiş ve Tanrı'ı yaratmış. Yaratmış ama kendinde olan kusurları aynen O'na yüklemiş. Böylelikle Tanrı küfreden, hak yiyen, arabozuculuk yapan, bir insanı bir insandan üstün kılan, köleliği ortadan kaldırmayan, dövün, vurun, kırın diyen insana benzeyen bir şey olmuş. Sonuçta insan, insana benzettiği şeye tapar olmuş.

 

 

veya bır degısıgı soyle: ınsan yapacak bır sey bulamamıs, butun herseyde kusur aramıs. bulamayıncada kendısını okadar kaptırmıskı buna artık, kendı gozlerı kusurla bakar olmus, butun kaınatı sadece kusur bulmak ıcın aramıs durmus ve yıllar sonra kendı gozlerındekı kusurlu bakısları farkedıp, kusurun kendısınde oldugunu anlamıs/anlamamıs :)

 

bırakalım masal yazmayı sayın mukı

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 ay sonra...

yahu ilahi arkadaşlar ALLAH iyiliğinizi versin emi güldürdünüz yine beni;

 

düşünsenize arkadaşlar bir müslüman için bir ateist in portresi zaten; ''gözlerini yummakla güneşi inkar etmeye çalışan (birde bunu, akıl, fikir, ilim, fen, idealizm, objektivizm gibi sözcüklerle süslendirip bezeyen) bir insan tasviri çizmezmi dünyasında, bundan ibaret değil mi dir ateist..? yanılıyormuyum.

 

öyle ise nasıl olur da, zaten yaşamı nın anlamı, kendi kendini kandırmaktan ibaret olan ve hayatı boyunca yaptığı ve yapabileceği en iyi iş bu olan -

 

[ (yok pardon, hakkını yemiyelim, genelde boş vakitlerini, ALLAH a küfür, Peygamber e okuyanın dahi yüzünü kızartacak boyutta ahlak dışı iftiralar, bir inananla karşılaştıklarında türlü edep dışı sözler hakaretler, aşağılamalar ama bunlar tabi ki sanal ortamda; yoksa gerçek hayatta hiçbir ateist toplum içerisinde, linç edilmeyi göze alarak, göğsünü gererek evet ben ateist im bile diyebilğine insanlık tanık olmamıştır, bunu bir marksist bir komünist yada bir leninist belki yapabilir ama bir ateist asla, cesaret dahi edemez. çünkü cesaret dahi İman dan gelir)

şu an bu yazıyı okuyan bir kaç ateistin beni doğrular nitelikteki yanıtları (küfür ve hakaretleri) tahmin ediyorum ki gecikmeyecektir,bekleyin ve görün. ]

 

nerede kalmıştık? evet tamam

 

- bir ateisti, ne diye biri kandırmayı başarmak adına bir uğraş sergilesin ki.

Dediğim gibi bu konuda onlar kimseye ihtiyaç duymazlar, bunu bizzat başarabilirler hatta bu konuda kimse onların eline dahi su dökemez, yanına bile yaklaşamaz, dünyada onların üstünde kendini rahatlıkla kandırabilecek başka kişi yada kişiler yoktur, olamaz ...

 

Saygılarımla. Doğan Gülbudak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 6 yıl sonra...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.