Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ANAYASADA KILIK KIYAFET


Misafir demirefe

Önerilen İletiler

Böyle bir ülkede yaşıyoruz ve olayları takip etmemiz çok zor tıpkı bir zincirin halkaları gibi bir tanesini kaçırınca zincir bozuluyor.

 

Devletin kurumlarının sürekli kavgalı ve gergin olduğu yerde halkın devlete güveni kalmaz ve kalmadı.

 

Devletin başında hükümet konumunda bulunan antilaik zihniyet tartışma konusu yaptığı herşeyi bilinçli olarak gündeme getiriyor. Bakınca gördüğüm manzara çok karanlık. Bir tarafta türbana oynayan bir parti iktidarı diğer yanda kılık kıyafet sınırlayıcı bir Yüksek öğretim kurumu. Burada yapılan kavganın vatandaşa bir faydası yok ancak vatandaş taraf olmak durumunda kalıyor. Taraflık gerginlik getiriyor ve kurumlar arası kavga devletin yapısını yıpratıyor.

 

Bu ülke bu yüzyılda hala bunları tartışırken bir yandan korkunç bir geri bırakılmışlığın pençesinde kıvranıyor. Afrikaya giden emperyalizm orada insanların eline İncil verip ellerinde ne varsa almıştı.

 

Türkiye'de ki yöntemde aynı burdada dinine bağlı ama din cahili insanların elinde bir inanç var ama herşeylerini emperyalizm parçalıyor. Dinine karşı gelmekten korkan vatandaş tepki göstermektende çekiniyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 80
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

NUR SURESİ 31.AYET: “Mümin kadınlara da söyle:Gözlerini(harama çevirmekten)

kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar ;zinetlerini(süslerini)açığa vurmasınlar,

ancak kendiliğinden görünen hariç.Başörtülerini,yakalarının üstünü(kapatacak

şekilde)koysunlar.Süslerini,kendi kocalarından ya da babalarından ya da

kocalarının babalarından ya da oğullarından ya da kocalarının oğullarından ya da

kendi kardeşlerinden ya da kardeşlerinin oğullarından ya da kız kardeşlerinin

oğullarından ya da kendi kadınlarından ya da sağ ellerinin altında bulunanlardan

ya da kadınların henüz mahrem yerlerini tanımayan çocuklardan başkasına

göstermesinler.Gizledikleri süsleri bilinsin diye(topuklu ayakkabı ile)ayaklarını

yere vurmasınlar.Hep birlikte Allah’a tövbe edin.Ey!Müminler,umulur ki felaha

bulursunuz.”

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Benim son yorumda yaptığım, hep nalına değil, biraz da mıhına vurmak derler ya, o hesap. Hep karşı tarafı eleştirmemek, nerde yanlış yapıldığını durup düşünmek gerekiyor.

 

Ne kadar haklı olursan ol. Haklı olmak, yatıp hiç bir şey yapmamayı, nasılsa haklıyım, hakkım gelir beni bulur demeyi haklı kılmaz. Bu adamlar 1980 sonrası yoğun bir çalışmaya girdiler. Paralar topladılar, öğrenciler okuttular, ellerinden gelen her şeyle kendi düşüncelerinde eleman yetiştirmeye çabaladılar.

 

Beri taraf ne yaptı? Nasılsa ordu rejimin güvencesi, nasılsa hiç bir kaymaya izin vermez deyip hep sırtını orduya dayadı, ona güvenip yattı. Bu arada da bazı uyanıklar çıkıp "onlar hep malı götürdü, niye biz boş duralım?" diye koalisyonu daha kurarken banka paylaşım pazarlıklarına oturdular. Bankaların içi boşaltıldı, batırıldı. Bana sanki bu malı götürme, hortumlama furyası da kasıtlı, bu devleti dinamitlemek için çıkarıldı gibi geliyor. Bunu neredeyse, hak, meşru ve normal gibi gören ve gösteren kadrolar işbaşından uzaklaştı, furya yine bitmedi. Azgınlık öyle gemi azıya almıştı ki artık, çek çek gemleri, durmuyordu.

 

Bu millet kör değil, ***** değil. Tayyip Erdoğan İstanbul belediye başkanlığında herkes teslim eder ki iyi bir yönetim gösterdi. E zaten güvenilir de bir adam aranıyor, kim gelse devlete hortum dayıyor! Kimse kusura bakmasın, durum tam buydu! Bir de şiir krizi çıkarıldı mı, görünüm tam şuydu:

 

"Dindar çalmaz, dindar namuslu olur, dindar ahlaklı olur." Bu görüntü başarıyla lanse edilip kabul ettirildi. Artık çalışmaların karşılığını alma zamanı gelmişti. Ekilen tohumları biçmenin vakti gelmişti.

 

Adamlar çalıştılar, başardılar kardeşim. Bu böyle. Şimdi öyle bir manzara çıktı ki ortaya, çalışana engel olsan, yapacaktık yaptırmadılar olacak. Engel olmasan, böyle bir anayasa çıkaracaklar. Bu manzara bizi daha da eskiye götürüyor. Kim ne derse desin, Adnan Menderes çalışan bir başbakandı. Bir sürü eser vermiştir bu ülkeye. Aynı şimdiki gibi gerilimi muhalefetin de kışkırtmasıyla artırdı, artırdı, iş yapmayı bırakıp muhalefete savaş açtı. Sonu kötü bitti. Ama ne olursa olsun, idamı haketmemişti. O idamlar bu ülkenin yakın tarihinin en ağır kanayan yarasıdır. Bunu bilmek için o zaman yaşamış olmaya gerek yok. Biraz okuyunca gerçekler ortaya çıkar. Yanlı değil, her iki tarafı okuyarak ama...

 

Ben bu yüzden herkese sağduyu çağrısı yapıyorum. Olmadı, paldır küldür darbe... Bu artık bu ülkeyi yıpratıyor. Fakat asker keyfi istediği için, "biraz da biz yönetelim" dediği için darbe yapmıyor. Çünkü her seferinde efendi gibi kışlasına çekilmeyi bilmiştir.

 

Biz her iki taraftan da gerilimi düşürmeyi, uzlaşmayı bilemeyeceksek, aynı filmleri tekrar tekrar izleriz. Şakası yok işin, iç savaşa sürüklenen ülkeler canları macera çektiği için, adrenalin yapalım diye "hadi savaşçılık oynayalım" diye kalkışmıyorlar. Bu işin hiç ama hiç şakası yoktur.

 

Gerilimin nedeni, başörtüsü konusunda taviz koparınca hemen ardından yeni talepler geleceğinin kesin oluşundandır. Bu o kadar açık seçik belli oluyor ki, bunun gerilimi başlatmanın ve yayma planının ilk adımı olduğu gün gibi görünüyor.

 

Yahu arkadaşlar, Kürtçe serbest bırakıldı, kurslara bir tane doğru dürüst giden olmadı. Kürtçe türküler bangır bangır çalınıyor. Şimdi kala kala bir Kürtçe eğitim mi kaldı sorunumuz, Lazca eğitim ne olacak, Gürcüce eğitim ne olacak, Çerkezce eğitim ne olacak? Bu ne ihanettir yahu? Bu mu şimdi bu ülkenin sorunu? Kürtçe eğitim yapıp mı abad olacağız? Nedir bu Türk lafından gocunma? Bu bir ırk adı değildir artık, Anadolu'yu yurt yapan ırkın adına izafeten Türkiye, orada yaşayana da Türk deniliyor yahu, bunda ne var gocunacak? Kürtler Bizans'ı yıkıp Kürdiye dese, hepimiz Kürt olurduk, bunda bir acaiplik yok! Selçuklu dendiğinde herkes Selçuk Bey'in torunu muydu? Osmanlı deyince herkesin soyu Osman Bey'e mi dayanıyordu? Gelip herkesin analarıyla mı tanışmışlardı yapmayın yahu! Bu çağda bu kabile zihniyetine, bu aşiret anlayışına nasıl taviz verilir?

 

Bundan adım gibi eminim, bu ülkede bu iş iç savaşa giderse gitsin, ancak o şekilde bu cumhuriyet yıkılır da şeriatı getiririz diye bekleyen azımsanmayacak bir kesim var! Bunu inkar eden ya ayakta uyuyor, ya kasıtlı görmezden geliyor.

 

Gözümüzü dört açmanın zamanı... Karşılıklı sağduyuyu hakim kılıp neye hizmet ettiğimize dikkat etme zamanı. Benim söyleyeceğim bu!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şunu kesinlikle belirteyim: Normal şartlarda kimsenin kılık kıyafetine karışma gibi bir hak olamaz. İsteyen de başını örter, buna karşı olmak aklımdan geçmez. Bunu anayasa ile güvenceye almayı düşünmek bile abestir, zaten var olan bir hakkı anayasada zikretmek gereksizdir. Tıpkı devletin gerekirse kılık kıyafete karışabileceği gibi bir madde olamayacağı gibi...

 

Bayanın saçı dökülmüştür, peruk da sevmiyordur, başını örtmeyi tercih eder. Buna karışmak gerçekten abestir. Ama normal şartlarda. Normal şartlarda bu duruma dönülecektir, elbette... Peki nedir normal olmayan şartlar? Bu ülkede başörtüsü bir şov malzemesi yapılmıştır. Dini siyasete alet etmenin baş aktörü tarafından "rektörler başörtülülere selam duracak" sözüyle bu şova start verilmiştir. Zaten kendisi de şovmen gibi bir zattı. Talk şovları kapat, haberleri aç izle durumu ortaya çıkmıştı aktif siyaseti sırasında... Erkek nazarı değince kadın saçı kıvılcım değen benzin gibi tutuşurmuşçasına bir inada vardırılmıştır iş. Normal şartlardan çıkarılmıştır durum. Bu arkadaşların başörtüsü sanki tenleri, ayrılmaz parçaları imiş, başörtüsü çıkınca derileri yüzülüyormuş gibi bir hava uyandırmışlardır. Koca bir halkı da bu sorunun peşine takmışlardır.

 

Tamam, yine Allah'ın emri olsun başörtü, el insaf yahu, her ama her gün tastamam beş vakit namaz kılıyor musunuz, bir boşluğu, bir ruhsatı, bir ihmal, bir gevşeklik, bir özür payı yok mu bunun? Şu ülke böyle bir tartışma, böyle bir gerilim yaşarken, bunu soğutmak için bir küçük ruhsat kullanıp başını açıverip geri kapatsan ölür müsün? Bu gerilim atlatılır, hassasiyet soğur, yine istediğinizi giyersiniz?İnandığın Allah bu kadar mı katı, bu kadar mı acımasız, bu kadar toleranssız mı?

 

Ama onlar kendi hallerinde değiller ki böyle düşünsünler. Kulaklarına devamlı fısıldanıyor: Sakın vazgeçmeyin, gerilimi sürekli ayakta tutun. Sürekli direnin, sürekli bağırın. Az kaldı. Laik düzeni sallamaya başladık. Sakın gevşemeyin.

 

Halkımız da iyi niyetli, başı örtülüyle başı açık el ele yürüsün, tartışma olmasın istiyor. İşte buyrun, tartışma daha büyüdü. Öyle inada vardı ki iş, her türlü giysinin üzerinde başörtüsü görebiliyoruz. Her şeyi giymek serbest, blucin, tayt, kısa etek, dar etek, streç bluz, transparan etek, ama başörtüyü çıkarmak yasak! Şöyle bir bakınıverin etrafa, yalan mı? Bu inadı bu topluma pompalamak reva mı, lütfen?

 

Yemin ediyorum ******* olduk, gülünç olduk, dünya bize gülüyor, bu ülkeyi küçük düşürmeyi başardınız, bravo size... Bir bez parçasıyla uğraşan ülke diye lanse etmeyi başardınız ya, helal olsun...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bu ülke uzun yıllar anormal şartlarda yönetildi.

hala da öyle yönetilmektedir.

er geç normal bir ülke haline gelecekdir, gelmek zorundadır.

tarihi kırılma öyle veya böyle aşılmak zorundadır, eksensel kayma bu topluma uzun yıllar huzur vermedi.

azgın bir azınlıgın haricinde.

başörtüsü nedir ki.

öyle alanlar varki..asıl veyveleler orada kopacak, nasıl ülkenin uzun bir süre yönetilmedigi ortaya çıkacak.

talana ugradıgı ortaya çıkacak, kirler dökülecek ortalık yere.

aslından bile saptırılmış, ne idügü belirsiz sözde ilkelerle bu toplumu yönetmek gibi bir dertleri yoktu, olamazda zaten.

nerede görülmüş toplumu toplum yapan ilkelere alabildigine düşmanlık.

'ya biz şuna saygı duyuyoruz' falan derler, inanmayın, ayinesi bakın her zaman.

aydını ile halkı arası bu kadr açık hiç bir toplum normal toplum degildir, dünyanın neresine giderseniz gidin, durum budur.

tabiki bu ülke yıllardır anormal bir şekilde yönetilmektedir, siyasal, sosyal, ekonomik anormallikler...

ve istenen bu anormal yapının biraz daha sürmesidir, onlarda veya efendileride çok iyi bilirler ki anormal yapılar sürekli olamazlar, nedeni normal olmaması....

Türkiye'deki kimileri İslam'ı ortadan kaldıramaz, ancak geciktirir, biraz daha öteler...

selametler...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Burada birileri milletin tarihine neredeyse *************** ve seriat reklami yapmaya calsiyor.vazifeli oldugu herhalinden anlasilmaktadir.,zikirler fikirleri anlatmaya yetmektedir.Bu ulusu 80 yildir din din diye aldatanlar,Allahi kendilerine paravan olarak kullananlar.bir bezparcasi icin neredeyse cihada kalkacak olanlar bu ülkenin birlik ve bütünlügüne kastetmislerdir.Tarikat seyhlerinin Cumhuriyet ve Laiklik düsmanligi sonucu olarak beyni yikanmis bir cephe ülke icinde insanlari yasalara karsi kiskirtmak icin ellerinden gelen her art niyeti sergilemektedirler.80 yillik Türkiye Cumhuriyeti tarihinde rejime karsi bu kadar aleni saldiri ve hakaret yasanmamistir bugünlerde yasandigi kadar,Din istismarcilari dini,tarikatlarin tekkelrin cikarlari icin,devleti yikmak icin kulllanan din tacirleri bugün ortalikta demokrasi sloganlari ile duygu sömürüsü yaparak hem hedeflerine ulasmaya calismakta hemde hedeflerine ulastiktan sonra yapacaklari cihadin planlarini yapmaktadirlar.Bütün dünyada süregelen Islami terörün arkasinda bu zihniyet yatmaktadir,insanlari zorla islamlastirmak.yazdiklari yazilardan bunu anlamak o kadar kolayki.Allahi *Dinde zorlama yoktur*ayetini bile inkar edenler yazdiklari her satirda kin kusmaktadirlar, bunlar yurt disindada ayni calismalari yaparak yurt disinda yasayan Türkleri maalesef bulunduklari ülkelerde zor durumlara düsürmüslerdir.Yurt disinda camileri bile ayiran bunlardir.kimlere karsi?Laikligi savunanlara karsi.Cünkü Laikligi savunanlar herkesin inancina saygi duyarlar,Laiklige karsi olanlari söyle bir inceleyin göreceksinizki kin ve ihtiras doludurlar.Bu kinlerini ihtiraslarini sahip olduklari gazetelerde dergilerde televizyonlarda hergün izleyebilirsiniz.Böyle insanlarla mücadele etmek haktir.Devleti yikmak isteyenlere gecit verilmemelidir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

düşünün ki müslüman bir ülkede müslümanın başörtüsü yasak, gerginlik sebebi olmuş!!

düşünebiliyormusunuz.

evet düşünebiliriz, Türkiye'den başka bir yerde olsak belki düşünemezdik, ama burada bu ****** üstü yasaklamaları düşünüyoruz.

 

Türbanla bizim derdimiz derler, başörtüsü ile degil, sanki anaları gelse yasak olmayacak bir şekilde başları kapalı olarak...

İslamla, müslümanlarla işimiz var diyemez tabiki .

ne diyecek, bizim işimiz türbanla, siyasi simge türbanla..

sanki başörtülüler tek bir partiye oy veriyor, masal inanmayın.

bu ülkede İslamla derdi olanların masalları..

Kur'an'da ki tesettürü felan açıklamaya çalıştılar, ilimleri yetmedigi için onuda beceremediler.

türban, türban diyen kesimler çıksınlarda Kur'an'daki tesettür, hicab ile ilgili ayetlerle ugraşsınlar.

kendi kavramlarımız üzerinden gidelim, nasıl örtünülmesi gerektigini kendi kaynagımızdan çıkaralım.

tabiki İslam düşmanları bunu göze alamazlar, onlar masallarla oyalamayı seçicekler..

 

evet arkadaş, bu ülkede nasıl örterse örtsün, başörtme ile sorunu olanın İslam ve müslümanlarla sorunu var demekdir.

 

bakın zihniyete iyi bakın;

neymiş ''başörtülü kamu çalışanı olursa, hizmet verdigi kimi insanlara ayrımcılık yaparmış''.

ya iyide başı açıkların ayrımcılık yapmayacagının garantisi mi var?

bu 1-0 önde olmanın güçten başka dayanagı nedir?

ne kadarda çürük bir yapı arz ediyor yasakçılar degil mi?

Allah'da öyle diyor zaten...

sadece güçleri ile ayakda duruyorlar lakin zulüm ile abad olunmaz..

adalet mülkün temelidir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Taha Kıvanç

 

Bravo Dogrusu

 

Pazar gazetelerde izin kullanma günüdür, pazartesi günü çıkan gazetelerin sayfalarını genellikle yardımcı konumdaki personel hazırlar. Hürriyet'teki 'mahalle baskısı'na aldırmadan Reha Erus'un Roma'dan gönderdiği 'türban yasağı' konulu haberi değerlendiren 'Dünya Sayfası' pazar editörünü tebrik ediyorum.

 

Umarım, mahallelinin hışmına uğramaz...

 

İtalya'da 'sol' hükümetin içişleri bakanı Giulio Amato göçmenler konulu bir panelde konuşurken şunları söylemiş: "Son zamanlarda türban Avrupa'da gereğinden fazla tartışılıyor. Türbanın yasaklanması Batı emperyalizminin farklı düşünce sahiplerine kendi ideolojisini dayatmasından başka bir şey değildir. Esas türbanı siyasi bir simge olarak kullananlar, yasakçılar..."

 

Amato'nun 'emperyalizm' sözcüğüyle ifade ettiğini, ben, 'inisiyasyonla girilen örgütler' tanımlamasıyla karşılıyorum. Türkiye'de iki haftadır süregiden anayasa değişikliğiyle ilgili tartışmayı yakından izleyenlerin bir dostuma ait tezi akıllarında tutarak konuya yaklaşmalarını isterim.

 

1961 ve 1982 anayasalarını hazırlayan çekirdek kadro ile Ak Parti'nin görevlendirdiği kadro arasında en belirgin fark galiba bu yönde. 1961'in Sıddık Sami Onar ve Yavuz Abadan'ları, 1982'nin Orhan Aldıkaçtı ve Şener Akyol'ları ile şimdiki kadro hayli farklı.

 

Ortada henüz müsvette durumunda olan bir metin varken, toplumdan gelecek teklifler ve Meclis'teki tartışmalarla son biçimini alacağı bilinirken, taslağın medyada belli kalemlerin yaylım ateşine tutulması da bu gerçekle ilgili olabilir: 1961 ve 1982'de anayasayı hazırlayan kadroyu tanıyor ve güveniyorlardı, şimdikileri o anlamda tanımıyorlar...

 

Ülkemizde 'inisiyasyonla girilen örgüt' durumunda masonlar var. 'Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası' (HKEML) adlı örgüte üye olduğu aleniyet kazanmış meslektaşlarımızın yazılarına baktığınızda taarruzda başı onların çektiğini görebiliyoruz. Nail Güreli sözgelimi, masonluğunu hiç saklamadı. Güneri Civaoğlu da öyle. Tufan Türenç adı mason olarak geçtiğinde itiraz etmedi. Üyelerinin adlarını 'sır' olarak saklıyor örgüt; ancak şu sıralarda medyayı bu gözle inceleyenler kimlerin oradan esinlendiğini kestirmekte herhalde zorlanmayacaktır.

 

Haziran ayında yapılan son konvanında HKEML'ye 'Büyük Üstad' olabilmek için dört 'birader' yarıştı: Asım Ak'in, Salih Evcilerli, Önder Öztürel ve Yaşar Aysev... Bunlardan Yaşar Aysev'in kartvizitinde 'gazeteci' yazıyor. Yıllar önce Ankara Büyük Locası görsünler diye kapılarını mason olmayan gazetecilere açtığında, bizlere mihmandarlık yapan Yaşar Bey'di. Yaşar Aysev 'Büyük Üstad' olamadı, ama bundan gücenmedi de; localarda sürdürdükleri 'türban' ve 'anayasa' eksenli felsefi tartışmaları bir üniversiteyle ilişkisi bilinen 'ulusalcı' bir kanalda yaptığı programa taşıyor şimdi.

 

Anayasa tartışmasının 'türban' üzerine kaydırılması da mânidar. Başörtüsü yasağının Türkiye'den başlayarak Avrupa'nın bazı ülkelerine yayılmasını 'esrarlı ilişkilere' borçlu olduğumuzu iddia edenler var. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin aldığı 'yasakçı karara' yalnızca tek bayan üyenin ayrıntılı bir şerhle karşı çıkması bile ilişkiyi deşifre ediyormuş; bakmayın kadın haklarına sahip çıkıyor görünmelerine, İskoç Riti'ne bağlı localar (HKEML de), 2007 yılında bile, yalnızca erkekleri üye kaydediyorlar.

 

Ülkemizdeki sayıları taş çatlasa 15 bini bulmayan özel bir gruptan söz ediyoruz. Az kişiyle muazzam bir güç kullanan örgüte hayranlıkla karışık bir ilgi duyan ilk gazeteci ben değilim; yıllar önce İlhami Soysal da ilgilenmiş ve bayağı yararlı bir kitap bile yayımlamıştı.

 

Masonluğa yakın duran bir dostum, "Biat gibi, cemaat gibi kavramları bilmeyeceklerini sandığım kalemlerin tespitlerine ne diyorsun?" soruma derhal şu cevabı verdi: "Masonluk Tapınak Şövalyeleri'ne dayanıyor; kavramlarını oradan ödünç aldı masonlar... Şövalyeler bir cemaattiler ve adeta bir tarikat bağıyla birbirlerine bağlıydılar. Masonlar o kavramları iyi bilirler..."

 

Bilmiyorum, bu tespit, sizler için de açıklayıcı oldu mu?

 

Son tartışmalar, güçlü örgüte üyelik sayesinde daha da güç kazanmış medya mensuplarının kimler olduğunu, el yordamıyla da olsa, anlamamıza yarıyor. Yaşar Aysev'in programını bu anlamda yararlı buluyor ve kimlerin katılacağını görmek üzere merakla bekliyorum. Konuyu ele alış tarzı localardaki tartışmaların düzeyi hakkında bilgi sahibi olmama yarıyor; kendilerine şükran borçluyum.

 

Sosyolojik bir deney kabına döndü Türkiye. Sayıları 15 bini geçmeyen bir grup, halkın yarısından oy almayı başarmış bir siyasî iktidarı sarsabiliyor; ben buna "Bravo" demez miyim hiç?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Konuyu baştan bir daha toparlayayım:

 

Müslüman ülkede başörtüsü yasak olmuş değil, müslüman ülkeler içinde laik demokratik düzene geçmiş TEK ülkede, ÖRNEĞİ, EŞİ BENZERİ OLMAYAN tek ülkede başörtüsü ile üniversitede okumak yasaklanmış.

 

Çünkü üniversite, bilim yapılan yerdir. Din ise dogmatiktir, tartışmaya değil, olduğu gibi kabullenmeye yer verir. Dinde bir tartışma olursa da, "Kur'an'da ne yazmış, hadiste ne buyurmuş, bununla ne demek istemiş" tartışmasıdır. Bu, bilimsel tartışma değildir. Bir konunun ispatı, kendisi de ispata muhtaç bir kaynak tarafından yapılamaz bilimde. Din, kaynaklarını peşinen doğru kabul ederek o kaynaklarda yazanlara dayanarak ispat yapmaya çalışır. Bilim böyle bir yöntemi kabul edemez.

 

Bu demek değildir ki, bilimle uğraşanın dini olmaz. Olur. Bilim yapılan yerden çıkar, evine ya da ibadet yerine gider, ibadetini yapar. Laboratuarına döndüğünde yine bilim kisvesini takınır.

 

Müslüman ülkelerde başörtüsü zaten yasak olmaz, diğerlerine gelince, İslam diniyle bir alıp veremedikleri olmadığı için, bir tehdit olarak algılamaları söz konusu olmadığı için yine yasaklamazlar. Bir Batı üniversitesinde İslam tartışması olmayacağı için, İslami kisve giyen birisi orada tartışma yaratamayacağı için ellemeyebilirler. Hamburg'da, Münih'te üniversiteye tişörtünüze gamalı haç çizip bir girin bakayım, ne yapıyorlar. New Orleans'da üniversiteye değil, sokağa ku kulux klan kukuletasıyla bir çıkın bakayım, tek parça halinde kalabilir misiniz? Her yerin hassasiyeti farklıdır.

 

Bunu kimse değil, dinci fanatikler yaptı. Kimsenin hassas olmadığı başörtüsünü tuttular bayrak, simge yaptılar. Laik düzeni yıkacağız, şeriat getireceğiz diye bağırdılar. Hassasiyetleri ayaklandırdılar. Bunu kendileri kaşıdılar. Kitaplar yaydılar, laik düzene olur veren dinden çıkar diye, Allah'ın kanunu ile hükmetmeyen tağut olur, müşrik olur diye.

 

Kuzum siz insanları kör, sağır ve ***** mı sanıyorsunuz, balık hafızalı mı sanıyorsunuz. Bütün bunlar oldu ve henüz unutulmadı. Hacda İslami devrim yeminleri ettirenleri, Mehdiliğini ilan edenleri, Atatürk'e küfür edenleri daha unutmadık, durun bir bakalım, ortalık bir soğusun, kimse bir üniversitede başını açtı diye dinden çıkmaz, bir sabredin yahu! Eğer gerçekten iyi niyetliyseniz diye söylüyorum bunu. 1923 ten beri sabrımız tükendi diyenlere değil.

 

Şimdiye kadar başörtüsü yasağı için anayasaya madde konmadı. Başörtüsünü serbest bırakan madde de koyulması mümkün değildir. Bu hukuka aykırıdır, dünyaya ***** oluruz. Kılık kıyafet bir yönetmelik konusudur. Anayasada kılık kıyafet maddesini savunan kocaman hukuk adamlarına hayretten ağzım açık kalıyor.

 

Ne demeli bilmem, bedeli ödenince oluyor demek ki mi demeli, nedir? O değil de, bizim hiç mi bir akıllı uslu anayasamız olmayacak arkadaşım ya?..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Konuyu baştan bir daha toparlayayım:

 

Müslüman ülkede başörtüsü yasak olmuş değil, müslüman ülkeler içinde laik demokratik düzene geçmiş TEK ülkede, ÖRNEĞİ, EŞİ BENZERİ OLMAYAN tek ülkede başörtüsü ile üniversitede okumak yasaklanmış.

 

Çünkü üniversite, bilim yapılan yerdir. Din ise dogmatiktir, tartışmaya değil, olduğu gibi kabullenmeye yer verir. Dinde bir tartışma olursa da, "Kur'an'da ne yazmış, hadiste ne buyurmuş, bununla ne demek istemiş" tartışmasıdır. Bu, bilimsel tartışma değildir. Bir konunun ispatı, kendisi de ispata muhtaç bir kaynak tarafından yapılamaz bilimde. Din, kaynaklarını peşinen doğru kabul ederek o kaynaklarda yazanlara dayanarak ispat yapmaya çalışır. Bilim böyle bir yöntemi kabul edemez.

 

19. yy da kalmış bilim anlayışın bir kenara..

 

Fransanın üniversitelerinde başörtülü kızlar okuyorda neden müslüman bir ülkede okuyamıyor.?

Fransayı özel durumu ile örnek verdim.

 

ne yani fransızlar başörtülü kızların agzını mı bantlıyor okula girerken tartışmasın diye.

:)

gerekçelerinizin çok naif, bilim anlayışınızı ise söz konusu etmeye bile gerek yok.

 

gerekçeye bakarmısınız, ''müslüman ülkesinde tehlike olan İslam'', bilim öyle diyor..!!

ne yaparsanız yapın bunun gerekçeleri absürt kaçacakdır.

 

bu iş tamamen siyasidir, lamı cimi yok...

 

anasayada kılık-kıyafet absürttür, daha absürtü müslüman bir ülkede - bu alanda tek- başörtüsü okumaya engel olmasıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Taha Kıvanç

 

Bravo Dogrusu

 

Pazar gazetelerde izin kullanma günüdür, pazartesi günü çıkan gazetelerin sayfalarını genellikle yardımcı konumdaki personel hazırlar. Hürriyet'teki 'mahalle baskısı'na aldırmadan Reha Erus'un Roma'dan gönderdiği 'türban yasağı' konulu haberi değerlendiren 'Dünya Sayfası' pazar editörünü tebrik ediyorum.

 

Umarım, mahallelinin hışmına uğramaz...

 

İtalya'da 'sol' hükümetin içişleri bakanı Giulio Amato göçmenler konulu bir panelde konuşurken şunları söylemiş: "Son zamanlarda türban Avrupa'da gereğinden fazla tartışılıyor. Türbanın yasaklanması Batı emperyalizminin farklı düşünce sahiplerine kendi ideolojisini dayatmasından başka bir şey değildir. Esas türbanı siyasi bir simge olarak kullananlar, yasakçılar..."

 

Amato'nun 'emperyalizm' sözcüğüyle ifade ettiğini, ben, 'inisiyasyonla girilen örgütler' tanımlamasıyla karşılıyorum. Türkiye'de iki haftadır süregiden anayasa değişikliğiyle ilgili tartışmayı yakından izleyenlerin bir dostuma ait tezi akıllarında tutarak konuya yaklaşmalarını isterim.

 

1961 ve 1982 anayasalarını hazırlayan çekirdek kadro ile Ak Parti'nin görevlendirdiği kadro arasında en belirgin fark galiba bu yönde. 1961'in Sıddık Sami Onar ve Yavuz Abadan'ları, 1982'nin Orhan Aldıkaçtı ve Şener Akyol'ları ile şimdiki kadro hayli farklı.

 

Ortada henüz müsvette durumunda olan bir metin varken, toplumdan gelecek teklifler ve Meclis'teki tartışmalarla son biçimini alacağı bilinirken, taslağın medyada belli kalemlerin yaylım ateşine tutulması da bu gerçekle ilgili olabilir: 1961 ve 1982'de anayasayı hazırlayan kadroyu tanıyor ve güveniyorlardı, şimdikileri o anlamda tanımıyorlar...

 

Ülkemizde 'inisiyasyonla girilen örgüt' durumunda masonlar var. 'Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası' (HKEML) adlı örgüte üye olduğu aleniyet kazanmış meslektaşlarımızın yazılarına baktığınızda taarruzda başı onların çektiğini görebiliyoruz. Nail Güreli sözgelimi, masonluğunu hiç saklamadı. Güneri Civaoğlu da öyle. Tufan Türenç adı mason olarak geçtiğinde itiraz etmedi. Üyelerinin adlarını 'sır' olarak saklıyor örgüt; ancak şu sıralarda medyayı bu gözle inceleyenler kimlerin oradan esinlendiğini kestirmekte herhalde zorlanmayacaktır.

 

Haziran ayında yapılan son konvanında HKEML'ye 'Büyük Üstad' olabilmek için dört 'birader' yarıştı: Asım Ak'in, Salih Evcilerli, Önder Öztürel ve Yaşar Aysev... Bunlardan Yaşar Aysev'in kartvizitinde 'gazeteci' yazıyor. Yıllar önce Ankara Büyük Locası görsünler diye kapılarını mason olmayan gazetecilere açtığında, bizlere mihmandarlık yapan Yaşar Bey'di. Yaşar Aysev 'Büyük Üstad' olamadı, ama bundan gücenmedi de; localarda sürdürdükleri 'türban' ve 'anayasa' eksenli felsefi tartışmaları bir üniversiteyle ilişkisi bilinen 'ulusalcı' bir kanalda yaptığı programa taşıyor şimdi.

 

Anayasa tartışmasının 'türban' üzerine kaydırılması da mânidar. Başörtüsü yasağının Türkiye'den başlayarak Avrupa'nın bazı ülkelerine yayılmasını 'esrarlı ilişkilere' borçlu olduğumuzu iddia edenler var. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin aldığı 'yasakçı karara' yalnızca tek bayan üyenin ayrıntılı bir şerhle karşı çıkması bile ilişkiyi deşifre ediyormuş; bakmayın kadın haklarına sahip çıkıyor görünmelerine, İskoç Riti'ne bağlı localar (HKEML de), 2007 yılında bile, yalnızca erkekleri üye kaydediyorlar.

 

Ülkemizdeki sayıları taş çatlasa 15 bini bulmayan özel bir gruptan söz ediyoruz. Az kişiyle muazzam bir güç kullanan örgüte hayranlıkla karışık bir ilgi duyan ilk gazeteci ben değilim; yıllar önce İlhami Soysal da ilgilenmiş ve bayağı yararlı bir kitap bile yayımlamıştı.

 

Masonluğa yakın duran bir dostum, "Biat gibi, cemaat gibi kavramları bilmeyeceklerini sandığım kalemlerin tespitlerine ne diyorsun?" soruma derhal şu cevabı verdi: "Masonluk Tapınak Şövalyeleri'ne dayanıyor; kavramlarını oradan ödünç aldı masonlar... Şövalyeler bir cemaattiler ve adeta bir tarikat bağıyla birbirlerine bağlıydılar. Masonlar o kavramları iyi bilirler..."

 

Bilmiyorum, bu tespit, sizler için de açıklayıcı oldu mu?

 

Son tartışmalar, güçlü örgüte üyelik sayesinde daha da güç kazanmış medya mensuplarının kimler olduğunu, el yordamıyla da olsa, anlamamıza yarıyor. Yaşar Aysev'in programını bu anlamda yararlı buluyor ve kimlerin katılacağını görmek üzere merakla bekliyorum. Konuyu ele alış tarzı localardaki tartışmaların düzeyi hakkında bilgi sahibi olmama yarıyor; kendilerine şükran borçluyum.

 

Sosyolojik bir deney kabına döndü Türkiye. Sayıları 15 bini geçmeyen bir grup, halkın yarısından oy almayı başarmış bir siyasî iktidarı sarsabiliyor; ben buna "Bravo" demez miyim hiç?

Iste türbani savunananlarin gerekceleri,yukardaki yazida ayna gibi ortada.Kim türbanin veya Erdogan anaYasasinin aleyhinde laf ediyorsa Mason oldu cikti,bu kadar basit,Ama SONER YALCIN tarikat seyhlerinden bazilari icin sabetay(dönme)diye yazinca kizilca kiyametler kopuyor.Hemde kafadan atarak degil belgeleri ile.Kimin ne oldugunu ortaya atiyor ama dinci kesim hop oturup hop kalkiyor.Aynen Ergun Poyraz'in Erdoganin ne olduguyla ilgili yazdiklari gibi,hemen onubir suca alet veya ortak edip adami yaka paca emniyete attilar.Onun yargiya verilmesi Erdoganin gerceklerini degistirirmi hayir,yarin bir baskasi cikar yazar zaten yaziyorlarda anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna azdemisler.

Taha Kivancta ERdogana sahip cikabilmek askiyla herkesi mason yapma savasina cikti.Birde Erdogani savunan gatzetecilerin kimler oldukalrini yazsaydi lrnegin hangi örgüte dahildirler,hangi kurulustan destek görürler,hangi tarikatin cemaatindendirler bunlari bilmekte heralde Türk insaninin hakkidir.Yoksa duvarin bir yüzünü sivayip diger yüzünü ciplak birakmak usta bir insaatciya yalismaz.

 

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

19. yy da kalmış bilim anlayışın bir kenara..

 

Fransanın üniversitelerinde başörtülü kızlar okuyorda neden müslüman bir ülkede okuyamıyor.?

Fransayı özel durumu ile örnek verdim.

 

ne yani fransızlar başörtülü kızların agzını mı bantlıyor okula girerken tartışmasın diye.

:)

gerekçelerinizin çok naif, bilim anlayışınızı ise söz konusu etmeye bile gerek yok.

 

gerekçeye bakarmısınız, ''müslüman ülkesinde tehlike olan İslam'', bilim öyle diyor..!!

ne yaparsanız yapın bunun gerekçeleri absürt kaçacakdır.

 

bu iş tamamen siyasidir, lamı cimi yok...

 

anasayada kılık-kıyafet absürttür, daha absürtü müslüman bir ülkede - bu alanda tek- başörtüsü okumaya engel olmasıdır.

 

Dediğiniz ülkelerde üniversiteye gidebilirler bu kızlar elbette. Orada insan kadavrasında erkek diye inceleme yapmasın bakalım neler oluyor. Anında sen tıp için uygun değilsin diye kapı dışına koyuverirler insanı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu masonluk muhabbeti baydı be kardeşim? Bu sakızı bir değiştirin artık, bayatladı, çürüdü, koktu ya? İşinize gelmeyen ne ve kim varsa mason diye etiketleme refleksi iyiden baydı artık.

 

Ya valla bakın, google?dan açın bir bakın İslami sitelere ya! Masonluğu bir araştırın, gözünüzü seveyim, lütfen. Aman aman ne inciler, ne masallar? Yok şeytana taparlarmış, yok şeytandan emir alırlarmış, baş efendileri şeytanmış, kan dökme ayinleri yaparlarmış, işkence etme seansları düzenlerlermiş, akla hayale gelmedik neler yaparlarmış neler?

 

Bu nedir ya? Bu zamanda, bu çağda bu inanç nedir yahu? Başörtüsünün arkasına sığınıp bu tartışmaları mı sokacaksınız üniversitelere? Bunları mı ortaya atacaksınız, bunlarla mı kamuoyu oluşturacaksınız? Bu ipe sapa gelmez fikirlerinize karşı türbanı yasaklamak değil, tüm gazeteleriniz kapatılsa, dernekleriniz, vakıflarınız yasaklansa yeridir.

 

Heey efendiler, uyanın, 21. yüzyıldayız yahu! Ne şeytanı, ne efendisi? Herkesi sizin gibi bin yıl, ikibin yıl, üçbin yıl öncesinde takıldı kaldı mı sandınız?

 

Demek Fransa?da türbanla üniversiteye girmek serbest de burada yasak? Fransa?da sizin bu çağdışı fikirlerinizi anlatsanız millet gülmekten yerlerde kıvranır. Birkaç cici kız sembolik olsun diye türbanla üniversiteye girmiş, aman ne güzel. Bakın cici bici ne güzel giriyor, okuyor. Siz de böyle yapın! Türkiye?de köktendinci dediğin, şeriat isteyenlerin sayısı iki elin parmaklarını geçmez canım! Olsa olsa bi de ayak parmaklarınızı ekleyin, o kadar işte? Bunun için değer mi o kızcağızları ağlatmaya? Bırakın cici bici girsin okusunlar. Böyle güzel güzel ipek rengarenk eşarplar takarlar, yeni bir moda trendi bile yaratırlar, çok cici olur, ha? Arkalarında bekleyen bir kucak sakallı papaz kılıklı şeyhler mi? Üç beş meczup canım, görmezlikten geliverin. Hem bakın biz sizi AB ye alacaz, bi kucak Yuro verecez, çalışıp üretmenize gerek kalmayacak. Beleşten geçineceksiniz.

 

Yok hakkaten AB ye akıllı uslu adam gibi girsek içim yanmaz da, bu tarikatlerimizle, uçarlı kaçarlı kerametli şeyhlerimizle ve çağdışı fikirlerimizle nasıl da yakışırız artık, pırıl pırıl parlarız. Avrupa bi aydınlanır, bi aydınlanır, yeni bi Rönesans filan yaşar?

 

Bakın şu anda çok ciddiyim: Bu tartışmalarımızı adamlar ellerini ovuştura ovuştura izliyorlar. Amaçları bizim ne şeriat devleti olmamız, ne AB üyesi olmamız. İkisini de istemezler. İstedikleri, yıllardır yaptığımız gibi tartışıp durmamız, yerimizde sayıp birimizin yaptığını öbürümüzün bozup bir adım geri, iki adım ileri ağır aksak topallayıp durmamız. Ilımlı İslam adı altında uysal, hurafelerden tam da çıkamamış, ama ?acaba biraz modernleşsek iyi olur mu ki?? diye korkarak böşörtüsü olsa mı ki, olmasa mı ki?? diye tartışan, tabularını bilimsel değerlere feda etmeye bir türlü gönlü elvermeyen, değişmek de isteyen ama gönlü bir türlü elvermeyen, şaşkın, bocalayan, kararsız, peygamberlerin mucizelerinden, evliyaların kerametlerinden bahsedilince ***** ağlayan ve gönlü bu efsanelerden bir türlü kopamayan, bilimin önkabulsüz yalın mantığından korkan pısırık bir halk istiyorlar bu ülkede?

 

Biz hep ?o da olsun, o da? mantığı ile gitmeye çalışan, eskisini atmaya kıyamayan, hep bir şeyleri sentez edip kazançlı çıktığımızı sanan bir halkız. Faydalı şeyleri sentez etmek yararlıdır. Ama ekşimiş çorbayı dökmeye kıyamayıp yeni pişen çorbaya katıp servis ettiğinizde bunun adı sentez olmuyor. Basit tuzakların arkasını da görmüyoruz. İyi niyetliyiz ve iyi gösterilene hemen geliyoruz. Duygusalız ve kıyamıyoruz. Nostaljimizi atmaya gönlümüz elvermiyor.

 

Bundan dolayı da zaman kaybediyor, incir çekirdeğini doldurmayan şeylerle oyalanıyoruz. Öyle bir milletiz ki, biri çıkıp ?bu böyledir, böyle olur? diyecek, biz de tısımızı çıkarmayacağız. Tartışma, doğruyu bulma, karar verip yapma bize göre değil.

 

Üzülüyorum, çok üzülüyorum. Demir gibi, kaya gibi net ve kararlı değiliz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu masonluk muhabbeti baydı be kardeşim? Bu sakızı bir değiştirin artık, bayatladı, çürüdü, koktu ya? İşinize gelmeyen ne ve kim varsa mason diye etiketleme refleksi iyiden baydı artık.

.

.

.

Üzülüyorum, çok üzülüyorum. Demir gibi, kaya gibi net ve kararlı değiliz?

:clover: Ancak bu kadar güzel anlatılabilinir. Teşekkürler demirefe.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Demek Fransa’da türbanla üniversiteye girmek serbest de burada yasak… Fransa’da sizin bu çağdışı fikirlerinizi anlatsanız millet gülmekten yerlerde kıvranır.

 

öyle çok lafla hiç bir şey anlatmak olmaz.

:)

 

evet fransada serbest, bunu senin iflas etmiş 19. yy bilim anlayışın için örnek verdim.

yoksa çokda ırgalamaz beni serbest olması.

 

anlat bakalım bize 'çag dışı' fikirlerimizi de bizde bilelim, ya da senin çagın içinde kalan fikirlerini.

öyle sıkmayla olmuyor malesef.

 

Kur'an çagın önündedir, çagların üstündedir. illaki bu zamanda var diye Kur'an bir şeyi kabul etmez.

bu zamanda olmak demek 'hayırlı' demek degildir.

bu çagda olana hep eyvallah diyeceksek, Kur'an yerine göre çagın dışında ama hakikatin yanındadır. çag demek hakikat demek degildir, iyi demekde degildir.

çag zamanla alakalıdır...

insanın fıtri yapısı degişmez bir vakıadır, Kur'an'da bu fıtri yapıyı kaale alır ve terbiye eder.

pratik bilimi bir kenera koyalım

önce bilimin hangi hakikatin anahtarlarına sahip oldugunu anlat bize?

 

batı orta çagın karanlıklarındayken İslam kütüphaneleri milyonlarca kitapla doluydu.

neyi ne için yapacaksın, önce bunu bir izah et bize..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu nedir ya? Bu zamanda, bu çağda bu inanç nedir yahu? Başörtüsünün arkasına sığınıp bu tartışmaları mı sokacaksınız üniversitelere? Bunları mı ortaya atacaksınız, bunlarla mı kamuoyu oluşturacaksınız? Bu ipe sapa gelmez fikirlerinize karşı türbanı yasaklamak değil, tüm gazeteleriniz kapatılsa, dernekleriniz, vakıflarınız yasaklansa yeridir.

 

lafı egip bükmenin bir anlamı yok.

bu iş siyasettir ve siyaset çözecekdir.

 

kimene milletin ipe sapa gelmez fikirlerinden?

bırak milleti istedigi gibi giyinsin, sizi geren ne?

 

 

kusura kalma ama bir çok şey yazıyorsun, hiç bir şey söylemiyorsun.

alıntıladıgım şekilde daha sade oldu, daha anlaşılır

anayasaya kılık kıyafet koymaya gerek yok demen bile anlamsız kaldı artık.

senin yasaklansa yeridir mantıgın başkalarına da daha farklı mantıklar verecekdir.

biraz özgüven sahibi olmak lazım, dileyen istedigine inansın, yazıya sinmiş bu kendinden emin olmayan ruh hali nedir?

dünya tüm İslamdan dönse beni zerre etkilemez mesela...

 

*********************

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bir de bugün iktidardakiler dinci vasıflarını ön plana çıkarıyorlar ama gerçek dini sahtesinden ayırtetmek lazım, kimse Allah'tan üstün değildir, eğer kendini Allah'tan üstün görüp dindarm deyip insanlara hükmetmeye kalkarsan, Allah'a karşı gelmiş olursun, kimsen kendini Allah'tan üstün görmeye hakkı yok, her isteyen dinimizi yaşayabiliyor, dini yayacağız falan filan diye bağırmaya gerek yok, sen dinini yaşa, bnimkini bana bırak bana dayatma, bu seni ilgilendirmez, siyaset yapmak başka, tanrı rolü oynamak başka, siyaset çok akıllı ve namuslu insanların yapabileceği bir iştir, insan kendisini yetiştirip siyaset yapmalıdır, siyaset yaparken kendini geliştirmemelidir, sorunlar bu şekilde çözülemez

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ayrıca ülkeni geliştirme, baraj yapma, ağaç dikme, sular aksın gitsin, toprak aksın gitsin, eyvah küresel ısınma, suyumuz yok,

hadi cemaat yağmur duasına

 

din böyle birşey değil, gerçek din böyle yaşanmaz, din ahlaki kurallar bütünüdür, tek birşeyle açıklanamaz

 

siyaset de böyle yapılmaz

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

öyle çok lafla hiç bir şey anlatmak olmaz.

:)

 

evet fransada serbest, bunu senin iflas etmiş 19. yy bilim anlayışın için örnek verdim.

yoksa çokda ırgalamaz beni serbest olması.

 

anlat bakalım bize 'çag dışı' fikirlerimizi de bizde bilelim, ya da senin çagın içinde kalan fikirlerini.

öyle sıkmayla olmuyor malesef.

 

Kur'an çagın önündedir, çagların üstündedir. illaki bu zamanda var diye Kur'an bir şeyi kabul etmez.

bu zamanda olmak demek 'hayırlı' demek degildir.

bu çagda olana hep eyvallah diyeceksek, Kur'an yerine göre çagın dışında ama hakikatin yanındadır. çag demek hakikat demek degildir, iyi demekde degildir.

çag zamanla alakalıdır...

insanın fıtri yapısı degişmez bir vakıadır, Kur'an'da bu fıtri yapıyı kaale alır ve terbiye eder.

pratik bilimi bir kenera koyalım

önce bilimin hangi hakikatin anahtarlarına sahip oldugunu anlat bize?

 

batı orta çagın karanlıklarındayken İslam kütüphaneleri milyonlarca kitapla doluydu.

neyi ne için yapacaksın, önce bunu bir izah et bize..

 

 

Oturup kalkip din kavgasi verdiginiz icin bu ülke bir adim ileri gidemiyor cünkü gündem hic degismiyor Türkiyede,din din din,ilim yok,ekonomi yok kredi bol 410 milyar dolar ic ve dis borc varmis kimin umurunda,temcit pilavi gibi koy kaldir türbani.Fransada serbestmis,o zaman gidi p Fransada okusunlar.Türban fransiz icadi oldugu icin yani rahibe örtüsü oldugu icin ,Fransada türban takanlarinda rahibe gibi görünüsleri demeki hoslarina gidiyor ve serbest birakmislar.Yani rahmetli Nasrettin hocanin kürk hikayesi vardir*Ye kürküm ye* diye.Iltifat kürke oldugu icin hoca öyle söylemis.Fransadada iltifat rahibe örtüsüne oldugu icin türban serbesttir.

Islam kütüphaneleri kitaplarla doluydu ama,iste Islamin halide ortadadir,birtek evet birtek Türkiye Cumhuriyeti vardir,medeniyet alaninda mesafeler kaydetmis Islam ülkelerinden fersah fersah ilerde,onlarin halide ortada Türkiyede ortada,iste bütün cephelerden Türkiyeye yapilan saldirunin nedenide budur,Türkiyeyi böyle medeni olarak görmek istemeyenler Türkiye ile icte ve dista ugrasmaktadirlar,bu ugrasanlari anlatma gereginide duymuyorum artik.Cünkü onlar kendilerini cok iyi biliyorlar.

 

 

 

 

 

 

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

türban konusunu halk kendi arasında çözecekti.Ancak bürokrasi hazretleri izin vemedi buna.

Eninde sonunda çözülecek,ve herkez global dünyanın koşulları neyse ona göre hareket edecek...

Gül rektörleri savunur oldu...Bazıları gayya kuyusundan çıkamaz oldu...Ne diyelim selametle:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

politika, beni zahmetten kurtardığın için sağolasın. Benim ekleyeceğim tek şey var: Bu dinine çok düşkün zevat her şeyde olduğu gibi okumak için de soluğu niye Avrupa'da ABD de alıyorlar, niye Tahran'da, Cidde, de, Riyad'da, Kahire'de, hatta Kuala Lumpur'da üniversite okumazlar ki?

 

Bilim dediğin ne ki, nasılsa Kur'anda her şey var? Okuyun okuyun, öğrenin...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.