Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Zihin ve beden


sedat sencan

Önerilen İletiler

Bedenin ve zihnin biyolojik olarak nasıl çalıştığı konusu günümüzde oldukça ileri aşamalara varmıştır.Ancak her ikisinin karşılıklı olarak birbirlerini nasıl etkilediği ve bu etkileşimden ‘kişi’yi nasıl oluşturduğu konusunda sorulması gereken pekçok soru vardır.Her şeyden önce zihin ve bedenin ayrı ayrı ve birbirinden bağımsız olgular olmadığı besbelli bir şeydir.Bunların aralarında belirli bağlantılar olduğunun kanıtlarından biri psikosomatik hastalıklardır.Bu tip hastalıklar belirli oranda ruhsal etkenlerin yol açtığı fiziksel bozukluklardır.Diğer taraftan zihinsel davranışların,bedenin hastalığa yakalanma duyarlılığını etkilediğini pekçok olayda gözlemliyoruz.Burada bizim için problem olan nokta,beden ile zihin arasındaki ilişkinin nitelik ve nicelik olarak hangi boyutlarda olduğu ve karmaşıklık derecesidir.Başka bir ifade ile zihin ve bedenin birbirlerini nasıl denetledikleri veya etkiledikleri konusunda bildiklerimiz henüz tam olarak açıklanamamaktadır.

*

Günümüzde bu konuda bazı olguları daha iyi anlamış durumdayız.En azından beynin bedeni nasıl denetlediğini ve bedensel fonksiyonları nasıl değişikliğe uğrattığını çok daha iyi biliyoruz.Beyinden gelen denetleyici eylemler sinir yolları ile organlara taşınır.Bu denetim,örneğin soluma ve kalp atışının düzenlenmesi ile ilgilidir.Diğer bir sistem kimyasal niteliktedir ve görevini kan damarları aracılığı ile yerine getirir.Bu sistemi hipofiz bezi düzenler.Aynı zamanda sistem ile beyin arasındaki bağlantıyı sağlar.

*

Beyin ile zihin arasındaki ilişki ve birbirlerini etkileme konusu milattan önceki çağlarda da merak ediliyordu.Hippokrates,beynin fonksiyonu konusunda günümüze dek ulaşan görüşlere sahipti.Beynin insan bedeninin en güçlü organı olduğunu kabul etmişti.Ona göre gözler,kulaklar,dil,eller ve ayaklar beynin belirlediği biçimde çalışırlar.Bilincin beyinde oluştuğunu söylemişti.Ancak Hippokrates’in bu görüşleri ondokuzuncu yüzyıla kadar dikkate alınmadı.Arada kalan bu dönemler antik çağın ileri görüşleri ile uyuşmayan pekçok bilimdışı görüşlerle doludur.Örneğin beynin ortaya koyduğu işlev,beyin boşlukları arasında bulunan ruhun hareketi ile açıklanıyordu.Veya beynin gönderdiği mesajların beyin boşluklarından akan bir sıvı aracılığı ile sinirlerden geçerek kaslara iletildiği sanılıyordu.

*

Yirminci yüzyılın başlangıcında bedenin kendi işlevlerini nasıl yerine getirdiğine dair bilimsel bilgi artmaya başladı.Solunum ve beslenmenin fizyolojisi ile anatomi ve doku yapısının ayrıntıları çok daha iyi kavrandı.Beyinden gelen ve beyne giden mesajların iletim şekli ayrıntılı olarak tanımlandı.Çok küçük oluşumları görmeyi sağlayan büyütme ile ilgili aygıtların ve transistör gibi araçların da keşfiyle beyindeki hücre faaliyeti daha ayrıntılı şekilde incelendi.Biyokimya ile hücre içindeki oluşumlar iyice anlaşılmıştır.Nihayet bilgisayarlar sayesinde sinir sisteminin çalışması ve bilincin tanımında bir hayli yol alınmıştır.

*

Bugün için vardığımız noktada beynin ,duyuların kendisine ilettiği bilgileri işlemek için oluşan bir organ olduğunu kabul ediyoruz.Beyin kendisine dış dünyadan gelen bilgilerden sonra dış dünyanın bir modelini kurar.Bu model ,devamlı olarak gelen diğer bilgilerle oluşum sürecine devam eder.Burada göz önünde bulundurmamız gereken başka bir konu da beynin ne gördüğünü belirleyen özelliğin sadece duyu organlarımızın ilettikleri ile sınırlı olmadığıdır.Beynin aynı zamanda kendisine gelen bilgileri nasıl işlemek istediği ve kendi özel dünyasını nasıl yorumlamak istediği ana işlevinin ayrılmaz bir parçasıdır.Hepimizin bildiği gibi insanların çoğu dış dünyaya ilişkin ortak algılara sahiptir.Ancak her bir bireyin kendisine ait kişisel gerçekleri de vardır.

KAYNAK:

The Joy of Knowledge Encyclopaedia

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ZİHİNSEL BOZUKLUK

Psikiyatri, ‘zihin’ ve ‘tıbbi tedavi’ anlamına gelen sözcüklerden türetilen bir kelime olup ruh hastalıklarının teşhis ve tedavisiyle ilgilidir.Aslında fizyolojik tıp ile ruh hekimliği arasında net bir ayırım yoktur.Bir ruh hekimi bedenin içinde bulunduğu fiziksel koşullar ile zihinsel durum arasındaki ilişkiyi her zaman göz önünde tutmak durumundadır.Aynı şekilde bir fizyolojik tıp doktoru ruhsal durumların bedensel bozukluklar üzerindeki etkilerini hesaba katmaktadır.Zaten ruh hastalığının bir tek nedeni yoktur.Ancak normal hayatta içten ve dıştan gelen nedenlere göre bir ayırım yapılmaktadır.Örneğin kalıtsal etkenler içten gelen nedenlerle ilgilidir.Sakatlanma,hastalık,parasal sıkıntılar ve işten çıkarılmalar gibi sebeplerden oluşan zihinsel gerilim dıştan gelen nedenlerdir.

Herhangi bir insanın temel kişiliği ile bir fiziksel ya da ruhsal gerilim arasındaki etkileşim,bunun ardından gelen zihinsel tepkinin boyutlarını etkiler.Herhangi bir kişi yoğun olan gerilime yeterince direnebilirken,bir başkası daha önemsiz bir engele yenik düşebilir.

*

Zihin hastalıklarının belirti veya işaretleri birçok başlık altında toplanmıştır.Algılama bozuklukları,düşünce ve konuşma bozuklukları,bellek bozuklukları ve diğerleri verilecek örnekler arasındadır.

-Zihin bozuklukları arasında incelenen olgulardan bir tanesi sanrılardır.Sanrılar,dış dünyada herhangi bir nesnel uyaran olmadan meydana gelen duyumsal algılamalardır.Hem ruh hastalıkları hem de beyin rahatsızlıklarında çok sık görülen algılama bozukluğunu oluştururlar.

-Düşüncede görülen bozukluk belirtileri birkaç şekilde kendini gösterir.Fikir uçuşması durumunda düşünce süreçleri hızlanmıştır.Direnme durumunda ise hastanın değişik tepkiler göstermesini gerektiren çevre değişikliğinden uzun bir süre sonra da aynı tepkileri göstermekte ısrar ettiği görülür.Düşünce tıkanıklığı durumunda düşünce zincirinin birdenbire durarak bütünüyle yeni bir zincire geçtiği göze çarpar.

*

-Takıntı gibi bazı bozukluklarda hasta,bazı şeyleri aklından çıkarmak için her türlü çabayı gösterdiği halde o konuda düşünmeye zorlandığını hisseder.Hasta bu zorlamanın dıştan gelen bir eylem sonucu değil,kendi içinde oluştuğunu anlar.

-Düşünce yabancılaşmasında,düşüncelerin bir dış kaynağın denetiminde olduğu sanılır.Hasta kişi,düşüncesine başkalarının da katıldığına veya düşüncelerinin kendi kafasına başkalarınca sokulduğuna inanır.Gene bu bozukluğa sahip bazı hastalar kendi düşüncelerinin başkaları tarafından kafasından çıkarıldığına inanır veya başkalarının kendisiyle aynı anda aynı şeyleri düşünmekte olduğunu ve en gizli tasarılarını bildiğini sanır.

-Kuruntu,yanlış bir inançtır.Genellikle saçma,olanaksız ve mantığa uymayan ama aynı zamanda kesin olan inançtır.

-Düşünce biçimindeki bozukluklar ise,birbirini izleyen düşüncelerin halkalarında görülen kopukluk ve kavram sınırlarının saptanamaması şeklindedir.

*

-Bellek bozuklukları,anımsanacak bilgilerin zihne kaydındaki,zihinde tutulmasındaki ve bilgilerin anımsanmasındaki bozukluklardır.Eğer patolojik bir bellek yitimi olursa zihindeki boşluk dikkatle uydurulmuş yalanlarla doldurulur.

-Duygusal bozukluklar,belirli bir duruma uygun olmayan duygusal tepkilerin hem şiddetini hem de süresindeki değişiklikleri içerir.Duygusal bozukluk derken,geçici olan bir duygusal tepkiden çok,depresyon veya mani gibi ruhsal durumdaki sürekli bir bozukluğu anlarız.

-Depersonalizasyon,kişinin kendi deneyiminde meydana gelen bir bozukluktur,bireyin kendisinin eski durumuna göre değiştiğini hissettiği zaman ortaya çıkar.Kendisini bir otomat gibi hisseder ve kendi hareketlerini sanki dışarıdan izliyormuş gibi olur.

-Derealizasyon durumunda ise birey dış dünyayı garip ve belirgin biçimde değişmiş olarak algılar.

*

Bilinç bozuklukları,temel olarak fiziksel nedenlere bağlıdır.Hem dikkati hem de zihni toplamadaki değişmeler ön plandadır.Düşüncede yavaşlama da görülür.Aynı zamanda düşünce ile eylem yönlendirilemez.Bilinç bozukluklarına genel olarak baktığımızda hastanın zihninin karışmış olduğunu,birbiriyle ilgisiz ve anlamsız davranışlarda bulunduğunu ve nihayet çılgınlık yapabileceğini gözlemleriz.

KAYNAK:

The Joy of Knowledge Encyclopaedia

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ZİHİN EYLEMLERİ

Zihin eylemleri başlıca üç nokta altında incelenebilir:

1-Bilgisel eylemler:Bir şeyin farkına varmak ve düşünme ile ilgili eylemlerdir. Bilgisel eylemlere ulaşmak için sorulacak soru ‘Ne biliyorsun ?’ olacaktır.

2-Duygusal eylemler:Zihnin duygu ve heyecanlarını yansıtan eylemlerdir. Duygusal eylemin ne olduğunu anlamak için ‘Sende ne duygu uyandırıyor?’ sorusunu sorarız.

3-Tepkisel eylemler:Zihnin irade ve çabası ile ilgili eylemlerdir. Tepkisel eylemlerin neler olduğunu ortaya çıkarmak için ‘Ne yapacaksın ?’sorusu sorulur.

Orman kenarında gezinirken kaplan gören bir kişinin zihinsel eylemlerini şu şekilde değerlendiririz:

Bilgisel eylem:Bir kaplan görüyorum. (Ne biliyorsun ?)

Duygusal eylem:Korkuyorum. (Sende ne duygu uyandırıyor?)

Tepkisel eylem:Kaçıyorum. (Ne yapacaksın ?)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.