Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Canraşit

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    3.345
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    49

Canraşit tarafından postalanan herşey

  1. Her ne kadar kumsalı taşlı da olsa, zamanında Yanartaş'tan dönerken zifiri karanlıkta ayaklarımı yara yapmış da olsa, Kumluca sahili ve Olimpos cennet gibi yerdir. Bir orası kalmıştı el atmadıkları. Koskoca profesörler ranttan pay kapmak için imza atmışlar, yazık !
  2. Anadolu'da etnik Türk diye bir kavram yoktur.
  3. Milliyet < Ar milla ͭ ملّة → millet Tarihçe (En eski kaynak) "millet, kavmiyet" [ Kamus-ı Türki (1900) ] Kelime Kökeni Arapça millat ملّة sözcüğünden türetilmiştir. Daha fazla bilgi için millet maddesine bakınız. Ek Açıklamalar 19. yy sonlarında Fransızca nation/nationalité kavramının karşılığını millet sözcüğünün geleneksel anlamından ayırd etmek için türetilmiş bir sözcüktür. Kamus-u Türki'ye göre kelimenin kendisi müvelled olup “kavmiyet” anlamında kullanımı galattır. http://www.etimolojiturkce.com/kelime/milliyet
  4. Millet ~ Ar milla ͭ ملّة [#mll mr.] din, mezhep, bir din veya mezhebe mensup cemaat ~ Aram məllā מלא dil (language) < Aram #mll מלל konuşmak Tarihçe (En eski kaynak) "din, mezhep, bir din veya mezhebe mensup cemaat" [ Atebet-ül Hakayık (1300 yılından önce) ] "ümmet, kavim, cemaat" [ Ahmet Vefik Paşa, Lugat-ı Osmani (1876) ] Kelime Kökeni Arapça mll kökünden gelen millat ملّة "din, mezhep, bir din veya mezhebe mensup cemaat" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Aramice/Süryanice məllā מלא "dil (language)" sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Aramice/Süryanice #mll מלל "konuşmak" kökünden türetilmiştir. Ek Açıklamalar Sözcüğün özgün anlamı muhtemelen “aynı dili konuşanlar” olduğu halde “aynı dini töreye bağlı olanlar” anlamı ağır basmış ve Türkçede 19. yy sonuna dek bu anlamda kullanılmıştır. Fransızca nation karşılığı olan yeni anlamı Türkçede türemiş ve Türkçeden modern Arap dillerine aktarılmıştır. http://www.etimolojiturkce.com/kelime/millet
  5. Millete mensup olanın Milliyeti olur. Olmaz denmesi kavramların anlam ve içeriğinin yanlış bilinmesinden ve Türkçe dil bilgisi eksikliğindendir. Milliyet, Millete mensubiyetin ifadesidir. Tam Türkçeleri, Ulus ve Ulusallıktır. Her ulusa mensup olanın bir Ulusallığı olur. " Senin Ulusallığın nedir " sorusunun karşılığı " şu Ulustanım "dır. Tıpkı Cumhur ile Cumhuriyet farkı gibi. Biri halkı diğeri halka aitliği anlatır. Halk ve Halksallık.
  6. Yeter artık, kahrolsun gitsin artık şu faşizm !
  7. Ayrıca, Irk sözcüğünün o dönemdeki anlamı, fenomenal değil, numenaldi. Yani; " Müslüman " ırkının, ümmetinin kahramanlığı vs.
  8. Milleti içerir, yanlış tanımla " milliyeti ", yani etnik Türk'ü içermez. Zira Anadolu'da etnik Türk diye bir kavram yoktur. Türk demek Osmanlı'da Anadolu'lu Müslüman demekti. 24 Anayasası ve Laiklikle birlikte anlam genişlemesine uğratılarak tüm inanç ve inançsızlıkları kapsayan bir kavram haline getirildi. Yani, Lozan'da Müslim - Gayri Müslim ayrımı varken ve Müslim Türk demek iken, sonradan her vatandaş olanın adı Türk oldu. Yani bu tanımın içerisine aslında Ermeni ve Rumlar da girer. Anlaşma ile sağlanan dinsel azınlık statüleri, onların tabi oldukları hukuk açısından bir fark yaratmaz. Tabii teorik olarak.
  9. Elbette, mesela Atatürk'ün " hayatta en hakiki mürşit ilimdir " sözü de aslında Halife Ali'ye aitmiş. Yalnızca " Hayatta "kısmı Atatürk'ün ilavesi imiş. Tabii burada H. Ali'nin kastettiği " ilim " ile Atatürk'ün kastettiği " ilim " arasında anlam farkı vardır belki, belki de kesin vardır, o ayrı.
  10. Ben bu söz Halife Ömere ait değildir demedim. Onu biliyoruz. Yalnızca, Halife Ali'ye ait diyenler de var dedim.
  11. Yani İnsan olan adil olur anlamında kullanılabilir. Burada hemen yine adaletin ölçüsü neye göre / kime göre sorusu devreye girse de genel anlamda bu ifade doğru olacaktır, tıpkı devletin temelinin adalet olması gerektiği, adalet yoksa devletin çökeceği gibi, bu söze göre de adil değilse insanın insanlığı da çökecek demektir.
  12. Neymiş o hakim ve üstün milliyet ? Ayrıca, Millet sözcüğü, her millet için, her zaman Etnik Millet anlamında kullanılamadığı için, Milliyet = Etnisite değildir.
  13. Irk sözcüğünü içeriyor, ırk diyor, demek ki Irkçıdır, bu mudur ?
  14. Evet, Türk Ermenisi Hrant Dink Ermeni olduğu için bir Türk tarafından öldürüldü. Evet, bu kadar önemsenmesinin nedeni bir Türk tarafından öldürülmesi. Evet, diplomatlar bu ülkenin şehitleridir, değerleridir. Evet, diplomatlar Türk oldukları için Ermeni Teröristler tarafından öldürüldü. Şu halde, genel olarak Hrant'ı öldüren Türk'ün terörist olduğu kabul edilirse, genel olarak Türk halkında Ermeni düşmanlığı olmadığı ispatlanırsa Hrant'ın ölümü bu kadar önemle anılmaz. Ama ne böyle bir kabul var ne de düşmanlığın olmadığının emaresi, maalesef... Diğer taraftan, İstiklal Marşına Irkçı denmesi doğru değildir, Ermeni trajedisine Soykırım denmesi doğru değildir. Ama bu fikirlerin beyanı demokrasilerde fikir düzeyinde kaldıkça vatana ihanet ve suç da olmamalıdır. Aynı zamanda, beyan edenlerin bu gibi fikirlerine katılmamak, Hrant'ın Ermeni olduğu için öldürülmesini kınamamak için mazeret olamaz. Zira, Orhan Pamuk ve bu gibi fikirleri dillendiren ister solcu ister sağcı bir çok Türk hala hayatta ama Hrant Dink değil...
  15. Gerçekte hiçbir insan topluluğunun sahibi olduğu bir toprak olamaz. Tarihsel süreçte her topluluk başka toplulukların yerleştiği topraklar işgal etmiştir. Dolayısıyla, burada güç söz konusudur. Gücü olan toprağa sahip çıkmıştır. Anlaşmalarla toprak sahibi olunur ancak, bu toprak savunulmuş ve isgal edilmişse veya bu toprağı savunacak güç varsa.
  16. Şimdi efendim, buna benzer mantık şudur : Sivasta Aleviler öldürüldüğü için anılıyor da, Başbağlar da Sünniler öldürüldü onun için anılmıyor şeklinde. Bu mantık, Sivas Katliamını ananlara karşı, kimse savunmadığı, herkesin onun bir katliam olduğu konusunda hem fikir olduğu, mazeret öne sürmediği, haklı çıkarmaya çalışmadığı, lanetlediği Başbağlar katliamını öne sürenlerin mantığıdır. İşte Başbağlar katliamını yapanların bir terör örgütü olan PKK'ya mensup olması gibi ASALA da bir terör örgütüdür ve sempatizanları dışında kimse kalkıp 37 diplomatın öldürülmesini / şehit edilmesini savunmaya kalkmaz. Hrantın, Sivas'ın bu kadar önemsenmesi Hrantı öldürenlerin de, Sivastaki aydınları yakanların da teröristler değil, sivil halkın içinde olanlar olmasıdır. Teröristlerin yolu bellidir ama halkın emperyalizm tarafından dini veya etnik değerler üzerinden yönlendirim ile maşa olarak kullanılamaması için bilinçlendirilmesi şarttır. Bu tür anmalar da bu bilincin yaygınlaşabilmesi için aslında bir fırsattır. Zira, bu tip olaylar hep Türkiye'nin Milli menfaatlerini zedelemiştir netice itibariyle. Aynı zaman da tabii ki insanlığın da...
  17. Halife Ali'ye ait diyenler de var.
  18. Neyin aksi ? MİLLETİN AKSİ DEVLET Mİ ? Adaletin temeli Devlet olunca vatandaş yok olup, devletin mülkü mü olacak ? Bu devlet demokratik bireyci devlet olamaz mı ? DEMOKRATİK BİREYCİ DEVLETLERDE VATANDAŞ YOK MU, DEVLETİN MÜLKÜ MÜ ? Bu söz, ZATEN BİREY BİLİNCİ OLMAYAN toplumlarda genel geçer bir sözdür ve BİREY BİLİNCİ OLMAYAN toplumlarda devlet gereklidir, aksi kaba kuvvet üstünlüğüne bağlı zayıfın ezilmesi sonucuna yol açar. Onun için de bu toplumlarda en azından kaba kuvvet tahakkümüne son vermesi açısından ADALET DEVLETİN TEMELİDİR. HER DEVLETİN ADALET ANLAYIŞI FARKLI OLABİLİR. AMA BUNUN BÖYLE OLMASI DA BU SÖZÜ GEÇERSİZ KILMAZ. Önemli olan, üzerinde mutabık kalınmış veya kabullenilmiş olan adalet anlayışı temelinde ADALETİN UYGULANIP UYGULANMADIĞIDIR. Uygulanmadığı anda Devlet ÇÖKER / ÇÖKERTİLİR. Ayrıca, Adalet Milletin temeli de olamaz. Çünkü, biz burada her hangi bir insan topluluğu için ( bu kabile olur, ümmet olur, millet olur olur ) adaleti sağlayacak bir KURUMDAN veya AYGITTAN veya KURULDAN söz ediyoruz. Birey bilinci olmadıkça, bir kurum veya aygıt veya kurul, adaleti sağlamak için gerekecektir. Zira, tekrar ediyorum; bu söz birey ZATEN BİREY BİLİNCİ OLMAYAN toplumlarda genel geçer bir sözdür ve BİREY BİLİNCİ OLMAYAN toplumlarda devlet gereklidir, aksi en basitinden kaba kuvvet üstünlüğüne bağlı zayıfın ezilmesi sonucuna yol açar.
  19. Efendim, evet, bazıları iktidara destek vermiş olabilir ama bazıları da öyle değildir. Ama " hepimiz Hrantız " diyenler, bunu dedikleri için hain olmazlar. Zira, Soykırım vardır diyenlerin hepsinin hain olması gerekmediği gibi, Hrant da hain değildir. Mesela, bana göre 1915 olayları karşılıklı bir öldürüşmedir, tehcir dahil ölen / öldürülen Ermeniler bakımından da bence soykırım değildir. Hatta Taşnak Ve Hınçak çetelerinin amacı bölgede etnik temizlik yaparak Büyük Ermenistan'ı kurmak olduğundan, bu çetelerin sivil Kürt-Türk vs. Müslüman halkı öldürmeleri bir " soykırım girişimi "dir. Buna karşılık Sivil Kürt-Türk vs. Müslüman halkın yaygın biçimde öç almaları söz konusudur. Fakat, önemli olan bu gibi tartışmalı tarihi olayları siyasete taşımamaktır. İşte Hrant Dink bunu asla yapmamış, bunu yapan Milliyetçi Taşnak uzantısı Diaspora Ermenileri ile şiddetli tartışmalar yaşamıştır. Öldürülmesinin altında yatan ana sebep de, aslında budur. Fakat, maşa olarak kullanılanlar, bu cinayeti Ermeni karşıtlığı nedeniyle yapmışlardır. O nedenle, bu gibi Irkçı saldırılar her fırsatta lanetlenmelidir ki, bu bilinç topluma yayılsın ve ortada kullanılabilecek bir maşa ve anlayış kalmasın.
  20. Taşınmıyor . Taşınmadığı için de o alıntı doğru. Yani; Gümrü ve sonrasında Moskova ve Kars anlaşmaları ile sonuçlanan, Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti ile Milli Ordu arasında yapılan savaş. Ama nedense TC suçlanıyor. " ERMENİ SOYKIRIMI NEDİR? Birinci Dünya savaşı sırasında Osmanlı Türkiye’si tarafından gerçekleştirilen Ermeni katliamlarına “ Ermeni Soykırım” denmektedir. Bu katliamlar Osmanlı İmparatorluğunun farklı yerlerinde Jön Türk hükümeti tarafından gerçekleştirildiler. Bu katliamları ilk tepkiyi veren ülkeler Fransa, Rusya ve Büyük Britanya oldular. Bu ülkeler Mayıs 1915de ortak bir bildiri yayınlayıp Ermenilere yapılan katliamların “ bir insanlık ve medeniyet suçu” olduğunu ilan ettiler. Bu ülkeler bu insanlık suçunun failinin Türkiye olduğunu açıkladılar. " http://www.genocide-museum.am/trk/armenian_genocide.php
  21. Konuyu kapatalım anlamına gelecek bir cümlem yok. Ama madem bir çelişki var ve bu halk görmeli denilmiş, o halde yolsuzluk ve rüşvetin, Müslüman olmayan aleyhinde de yasak olduğu kabul edilmiş demektir. Konuyu kapatan kelime; " çelişki kelimesi " olmuş. Yok çelişki iddiası şu manada ise, yani Müslüman halk Müslüman olsun olmasın herkes aleyhine olan yolsuzluk ve rüşvete kati biçimde karşı, ama İslamı bilmediği için İslamın da yolsuzluk ve rüşvete karşı olduğunu sanıyor ama aslında İslamda Müslüman olmayan aleyhinde yolsuzluk ve rüşvet serbest olduğundan, Müslümanlığı bırakması gerekir. Bu mudur ? <>
  22. Ortada bir " yutturma " çabası yok. Yazdığım yalnızca Tarihsel bir " OLGU ". Ona bakarsak, örneğin Fransa'da 1789'da yapılan, Ümmetçilikten Milletçiliğe geçiş aşaması olan Milliyetçi Devrim de, değişik Mezhep ve dinlerden olan insanları, VATAN kavramı altında birleştirmiş ve bu devrimi yayma adına daha yaygın " yağma ve talana " , savaşlara yol açmıştır. bkz. Napolyon. Oysa, sınıfsal açıdan incelersek, bu devrimle birlikte özgürlüğün toplumun daha geniş bir kesimine yayıldığı gözlenir. Yani, iktidar aristokrat sınıfından fiili olarak burjuva sınıfına geçmiş olmasına rağmen, özgürleşenler, toplumun geniş kesimini oluşturan, eski düzende Feodallere köle olan, toprakla birlikte alınan, satılan, devredilen Serf sınıfı idi. Bunların fiili iktidara sahip olabilme potansiyeli açısından da bir özgürlük durumu doğmuştur.Yani, teorik olarak, köylü mevcut düzende çalışıp sermaye birikimi yaparak burjuva sınıfına terfi edebilir. İşte İslam Devrimi ile de, belli bir Kabilenin üstün sınıf olduğu, iktidarı elde tuttuğu düzenden, belli bir dine mensup olanların iktidarı elde tuttuğu düzene geçilmiştir. Yani, üstünlük kan ve akrabalık bağı gibi doğuştan gelen fiziksellik / biyolojik bir temele dayanırken, yapılan devrimle o toplumda ilk defa düşünsel temele dayalı üstünlük durumu doğmuştur. Bu sayede daha öncesinde alt sıralarda yer alıp ezilen Kabilelerin böylece yolu açılarak, iktidara sahip olabilme potansiyeli açısından özgürleşme yaşanmıştır. Böylece farklı bir inanca sahip Kabile ve onun mensubu İslam dinine geçtiği anda bu potansiyele sahip olma şansını elde etmiş olacaktır.
  23. Düzgün okuyalım lütfen. Bu yorumun cevapla alakası yok. Neye cevap verildiği burada :
  24. EK BİLGİ : Selefiyye Vikipedi, özgür ansiklopedi " Selefi gelenek hadisçilerin temsil ettiği bir ekol olması, katı nakilci tavrı, aklı öncelemekten kaçınması, kıyas ve rey gibi metodlara itîbar etmemesi ile farklılaşır. " ( tr.wikipedia )
  25. Şimdi, bir karar verilse iyi olacak. İlk alıntıya göre İslam ganimet, kölelik, yağma, sömürü diniyken Mezhep yokmuş, Mezhepler dinde yumuşamaya neden olmuş. Fakat, ikinci alıntıda Vahabi Mezhebinin İslamın aslına dönüş olduğu ifade edilmiş. Zira, Vahabiliğin kökü Selefiyydir ve Mezhep ayrımlarında ilk çıkan Mezheplerden biridir. Buna göre, Selefilik gerçek Sert İslamı yumuşatmış olanlardan biri oluyor veya İslam zaten yumuşakmış Selefiyye sertleştirmiş anlamına geliyor, yani birinci iddia yanlış oluyor. Buradan Selefiyye veya sonraki adıyla Vahabbilik Mezhep değil diye de sıyrılınamaz. Çünkü, 3. alıntıda doğru bir şekilde belirtildiği gibi, Orta Çağda dinler birer ideoloji idi ve dış siyaset dinler üzerinden yapılıyordu, iç siyaset ise Mezhepler üzerinden. Dolayısıyla, Selefiyye 8. asırda Halifeye karşı olarak kurulmuş bi hizip ise, o da bir " Mezheptir".
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.