Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

karçiçeği_m

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.930
  • Katılım

  • Son Ziyaret

karçiçeği_m tarafından postalanan herşey

  1. Soru Yarışması doğru tahmin ettim ve şu kadar zaman aldı 2 -! Kazandığım puan 45 Puan!
  2. Soru Yarışması doğru tahmin ettim ilk denememde! Kazandığım puan 50 Puan!
  3. Soru Yarışması doğru tahmin ettim ilk denememde! Kazandığım puan 50 Puan!
  4. Olasılıksızdan sonra Empatiyi okumadan edemedim kesinlikle ikiside muhteşem kitaplar Adam Fawerın zekasına hayran oldum diyebilirim.Alacakaranlık filmini izlemedim ama kitap çok etkileyi.şimdilerde Uçurtma Avcısını okuyorum ve okumayanlara kesinlikle tavsiye olunur....
  5. Filmin ilkinide çok beğenmiştim buna bayıldım gerçektende süper kahraman Recep İvedik ya ))iyi iş çıkarmış emeğine sağlık....
  6. Ya canım Ales iyi geçti sayılır. 10tane boş bırakmasam daha iyiydi ya neyse... :D

  7. karçiçeği_m

    Sibelce

    Annemin, " bir varmış bir yokmuş..." diye başlayan masallarında öğrendim çocukluğumu! Ve o masallarda anladım ilk defa sevmeyi...Sonra, hayat denilen uzun oyun acı sahnelerini oynamaya başladı, sevgi dolu yürekler için... Sevdim! Yine de hep sevdim. Zamanın en büyük sevgileri bile yalanladığını oysa, çok geç kavradım. Bilinen eski bir tiyatronun en geniş sahnesinde, tahmin edilemeyecek acılarla savaştım. Bir sahne üzerinde kendi masalımı yaşarken, hep keşkelerden başladı yanlışlıklar. Oysa daha o zamandan savunuyordu kendini, süprüntülerle bir tutulmaktan kurtulmaya çalışan yüreğim!! Kim ne derse desin, kendime göre haklıydım her zaman. Dedim ya -savunuyordum-. Yaşamaya çalıştığım şey benim doğrularımdı, onların konuştukları değil. Bunun içindi hep o öfke, bunun içindi hep o beyaz yalanlar...Ama engeller o kadar çoktu ki, her yerde yakalıyordu beni keder. Kaçmak istedim, kurtulamadım. Buna rağmen içimde yaşatmaya çalıştığım şey sadece o masallardaki sevgiydi.Tertemiz... Ve bunun farkında olan zaman, beni bir oraya bir buraya götürüyordu. Belki de sahnedeki insanlardı oyalayan, dışardan beni yönetmeye çalışan insanlar.Ama yaşadığım benim masalımdı.Dışımdakiler başrolde oynayamazdı! Herşeyden sonra, olumsuzlukları kabullenmeyen, kabullenmek istemeyen umut yüzlü bir çocuktu beni ayakta tutan. Kapalı sandıkların birinde gizli. Yağtığım bir dolu hatayı kendime bile söylemeye çekindiğim anlar, içimde bana iyimser çözümleri bulan da oydu. Adını " DOST" koydum, kimse anlamadı! Anlamamalıydı belki de...Başından beri kendimizi öne atmaya çalışıyorduk ama yanılıyorduk, daha en başında... Masalın sonunda bize sadece gözyaşları kalmıştı ve gökten düşen elmalar çoktan paylaşılmıştı... __________________
  8. İyi bayramlaaaaar... Nerelerdesin yahu... Şiirlerini okumadan olmuyo billa :D

  9. karçiçeği_m

    Sibelce

    Aman sen ne anlarsın dostluktan.... O benim kalbimi kırmadı ki...Ama içi benden çok acısın bak bunu sevdim ... Gecenin ayrılığa gebe bir vaktinde karanlığın koynuna girmiş seni sayıklıyorum. Duyuyor musun? Satır satır kanıyorum her kelimede. Sızlıyor musun? Seni anlatan sayfaları çeviremiyorum bir daha okuyorum bir daha bir daha. Umutlu musun? Seni yasayan benden geçemiyorum. Vuramıyorum, yakamıyorum, yıkamıyorum. Huzurlu musun? Kalbimdeki tetiği sade ve sadece birkaç satıra çekmeye çabalıyorum. Mutlu musun? Son bir kez ayrılığı taşıyamamanın acizliğiyle bakıyorum bir otobüsün camından. Başkalaşmış, laçkalaşmış özünü yitirmiş aşklara gidiyorum belki de beni yaralasınlar ama seni unuttursunlar diye. İçinde en güzel anılarımızın, gülüşlerimizin paylaşımlarımızın olduğu, üzerini hayal kırıklıklarıyla örteceğim bir mezar kazmaya gidiyorum. İçerisinde eskitemediğim bir aşk kendini kandırabilen tesellilerden uzak, rahatça acı çekebilsin diye. Sadece benliğimi senle, gönlümün gurbeti sevdiğimle daha çok doldurabileyim diye. Belki de sen dışarıda acı çekesin diye. Yüreğimi bir boşluğa yada bir boşluğu yüreğime bırakabileyim diye gidiyorum. Burada olmanı istiyorum şimdi. Şu kirli camdan süzülen yaşlarımın yüreğine damlamasını istiyorum, gönül bahçendeki beyaz güller kurumasın diye. Sözlerinin olmasını istiyorum her ağzından çıktığında beni yaralayan. Pamukvari ellerinin havada asılı kalmasını istiyorum.O anın bir fotoğraf karesi gibi gözlerimde asılı kalmasını istiyorum, gözlerimde asılı kalmanı istiyorum. Öpmek avuç içlerinden, sımsıkı sarılmak, kalsana diyene kadar beklemek. Kaygılarımın doğurganlığına kontak çevrildiğinde gözbebeklerine yapıştırdığım hüzünlerden utanmak istiyorum. En azından, -Hadi git artık, çok uzadı bu veda demeni istiyorum. Yinede yoksun Yinede gidiyorum. Senden, Seni anlatan, Seni anımsatan bu şehirden. Geçmişi, geleceği yakacak ucuz bir otobüs biletiyle. Gözlerimdeki kahverengi sitemimi görmeden, Bir daha martı sesleriyle uyanamayacağımı bile bile gidiyorum Kaç şehri ağlattın böyle sen kadın. Kaç umudu uğurladın sıcacık yatağından. Ört üzerini, yum gözlerini. Senden vazgeçen bir geminin son seferi bu fark eder mi? Aldırma bu bir son ve söylediğin gibi Sonlar paylaşılmaz...
  10. karçiçeği_m

    Sibelce

    Umudun bittiği yerde aşkta bitermiş ya işte dün benim umudumun bittiği gündü...Ararsın diye bekledim ama aramadın doğum günümü unuttuğuna göre beni zaten unutmuşsun sen... Burayı gelip okuyacağını biliyorum seni ne kadar çok beklediğimi hergün seni düşündüğümü ve artık yorulduğumu bil artık.zamana bırakalım demiştin bıraktık meğer hepsi birbirimizi unutturmak içinmiş.tamam başardın artık bitti..... Bir gün olurda bir dosta ihtiyaç duyarsan beni nerede bulacağını biliyorsun kapım sana hep açık olacak. Hoşçakal Sevgili herşey gönlünce olsun...
  11. karçiçeği_m

    Sibelce

    Çok saol şekerparem....iyiki varsınız ya....Hep beraber nice yaşlara.... Ögrendik ki.... Bir tek insanin bize ''iyi ki varsin'' demesi, varoldugumuz için mutlu olmamizi saglar.... Ögrendik ki.... Kibar olmak, hakli olmaktan daha önemlidir. Ögrendik ki.... Hayat sartlari bizi ne kadar ciddi görünmeye zorlasada hepimiz çilginliklarimizi paylasacak birini ariyoruz.... Ögrendik ki.... Bazen tek ihtiyacimiz olan bir el ve bizi anlayacak bir yürektir..... Ögrendik ki.... Parayla ''klas insan'' olunmuyor.... Ögrendik ki.... Gün içinde basimiza gelen küçücük seyler gün sonunda koca bir mutluluga dönüsüyor.... Ögrendik ki.... Inkar edip içimizde sakladigimiz seyler gerçekligini kaybetmiyor.... Ögrendikki.... Biriyle dalastigimizda tek basardigimiz onun bize daha çok zarar vermesini saglamaktir.... Ögrendik ki.... Her yarayi saran zaman degil sevgidir.... Ögrendik ki.... Çabuk olgunlasmak için zeki insanlardan çevre edinmek gerekir..... Ögrendik ki... Karsilastigimiz herkes bir gülüsümüzü hak eder..... Ögrendik ki.... Hiç kimse mükemmel degildir.... Ögrendik ki.... Hayat zorludur ama biz daha zorluyuz.... Ögrendik ki.... Gülümsemek, daha güzel bir görüntüye kavusmanin bedava yoludur.... Ögrendik ki.... Hepimiz zirvede olmak istesek de asil keyif oraya tirmanirken yasadiklarimizdir.... Ögrendik ki.... Zamanimiz ne kadar azsa yapacak isler o kadar çoktur.... Ögrendik ki.... BIRINI NE KADAR ÇOK SEVERSEK HAYAT ONU BIZDEN O KADAR ÇABUK ALIYOR.....
  12. karçiçeği_m

    Sibelce

    Belkide yeniden alevlenir herşey. Yakmasını bilirsen eğer yaşamın ateşini. Büyür o zaman dokunduğun her şey. Ve sıcaklık bırakırsın dokunduğun her şeyde. Aranan bir soluk olursun, duyulmak istenen ses, görülmek istenen yüz . Sarılmak istenen beden. Her şeyden önce, ilkönce ve hemen şimdi sen olmalısındır. Kendin olmalısındır ama bakıp da gördüğün aynadaki yüzünden ruhuna uğramalısındır sonra. İçten olmalısındır. İnandıklarına başkaları inanmıyor diye kaçıp gitmemelisindir bilmediğin inançların diyarından. Uzak durmamalısındır başka başka inançlardan. Var olan yaşamlardan. Uzaklıklardan ya da yanı başında yaşananlardan. Bulutlu günlerde damlalarıyla bizlerle şakalaşan yağmurdan… Tahammül edebili yormusun senden olmayana, karma karışık bu hayata. Yani hayatın anlamına, rengine. Bir sır gibidir hayat, çoğu zaman keşfetmeyi düşünmediğin… Sen varsan her şey vardır. Her şey sende vardır. Kilitleyip, unutmayı göze alarak evinin en uç köşelerine gizlediğin sandığından, bir gün tazeliğini hiç yitirmemiş hatıralarını bir başkası bulacaktır. Fotoğraflarda gülümseyen dostlarının yüzleriyle karşılaştığında gözlerin, içinde duyduğun sızıya alışmaya çalışarak, korkuyla diğer fotoğraflara gidecektir ellerin. Geçmişindeki acılı günlerden sebep, kendi gerçeğine bu kadar uzak kalabilir misin gerçekten? Çektiğin acıdan dolayı başka yüreklere yerleşmek için daha ne kadar kaçacaksın? Sonsuzluk gibi her şey için, şimdi yararlını sarmak lazım. Sudaki Damlaya, ağaçtaki yaprağa, gökyüzündeki maviye bundan böyle daha dikkatli bak öyleyse. Gözlerin içindeki ışığı kendine daha çok yakıştır. İşte o zaman tanımıyor bile olsan selam verebilirsin yolda geçen birine insanların gözlerin ta içine bakmayı öğrenebilirsin. Hoşlanmasan a rakibinden, başarısını alkışlayabilirsin herkesten önce. Kaybettiğin günlerden daha önce kazandıklarına sığanabilirsin. Ve yeni bir zafer için yeniden yollara düşebilirsin. Ve siyahına rengin hiç aldırış etmeyerek, dönerek beyaza iyi ki de varsın diyeceksin. Sesini yükseltmeden de karşındakini alt edebilirsin. Gücünü inandığın şeyden aldığına göre, karşında duran dağları bir seferde eritebilirsin. Yollara düşebilirsin, okyanuslara açılabilirsin. Bilmediğin yerleri de düşleyebilirsin. En çok sevdiğin leylakların yanına bir de yasemini ekleyebilirsin bugün. Bir orkideyi, sarı bir gülü ağırlayabilirsin evinin vazolarında. Duvarlarla konuşmaktan korkmayı bırakabilirsin. Yalnızlığında da kendine tutunabileceğini, bununla baş edebileceğini bilebilirsin. Yağan yağmura, üşüyen ellerine, çamurlu yollarda yürümeye dayanabilirsin belki. Bazen biraz olsun hüznün ruhuna iyi geldiğini düşünmeye başladığında, pek çok sır çözülecektir kendiliğinde. Olmadık zamanlarda sıcak bir kahvenin yorgunluğa ne kadar iyi geldiğini tekrar tekrar düşünebilirsin. İşte o zaman, elinde tuttuğun kahve fincanın değerini anlayabilirsin ancak. Gözlerinin tıpkı bir kör ebe oyununda olduğu gibi kapalı olduğunu düşünerek, bu geçici körlüğün karanlığına kapılmadan, etrafını yoklayarak, içindeki sesle karanlıkta da bir şeylere ulaşabileceğini öğretebilirsin kendine. Kim bilir daha zor olan nice şeyi başarabilirsin yeniden. Bir kardelensin sen. Yeniden yenilenen. Boranına, fırtınasına rağmen iklimin, sarılıp kendine direnebilme yeteneği gösteren. Çünkü bir kardelensin sen. Ümidin tükendiği yerde, yeni bir ışık huzmesi görmek için, inançtan öte bir şey yoktur çoğu zaman. Ya tekrar karanlığa gömülürsün ya da tamamen ışığa bürünürsün. Gün henüz doğmadığından belki ümitte yoktur yeterince. Hayat yağmurunun altında, en çok ıslanandır hayatı seven… Bu yüzden direnmekten yanadır kardelen. Dağların eteklerinde bembeyaz karların altında sabırla baharın gelişini bekleyen… sen de tıpkı bir kardelen gibi nice rüzgarla kardeşsindir bunca zaman. Savrulursun kızgınsa zaman bir şeylere. Hayatta yağdırır sana tüm şiddetini. Vazgeçirmeye çalışır sımsıkı tuttuğun ellerinde. Belkide yeniden alevlenir her şey, ha, ne dersin. Yakmasını bilirsin eğer yaşamın ateşini. Ve alevlerini yaşamının içine alırsan, yalnızlığında bile hiç üşümesin. Korkmazsın duvarla konuşmaktan. Gülümsersin kendi kendine, deli diye adlandırırsın gülümseyen yüzünü başkaları gördüğünde. Bilmez ki bir başkası senin kardelen olduğunu çok zor fırtınalarla boğuştuğunu. İşte bu yüzdendir ki bir meşaledir hayat, elinden bırakmayı düşünmüyorsan eğer.
  13. karçiçeği_m

    Sibelce

    Gün gecenin içine girmiş gece gibi efkar basmış ellimde bir şişe bira ve sigara balkon demirlerine yaslanmış etrafı seyrediyorum etrafımı kendimi mi seyrediyorum inanın bende bilmiyorum bir süre dışardaki insanlara baktım gözüm sahile ilişti uzun uzun baktım elelle gezen çiftler gördüm ne kadar mutluydular içimden düşündüm özlemimi,hasrettimi,sevgimi imrendim onlara bakarken,gözümden bir damla yaş süzüldü nedendi bu yaş sevgim içinmi,yoksa yoksa kaybettiklerim için mi,yoksa sadece sigaranın dumanımı gelmişti gözüme kendimi böyle teselli ettim... Ellimdeki sigara bitmişti,benimse gözyaşlarım hala devam ediyordu bu sefer sigara yerini telefona bırakmıştı telefondaki ismine bakıp sessiz çıglıklar attıyordum duyuramıyordum çırpınıyordum kimseler farkında değildi artık gözyaşlarım kendini hıçkıra hıçkıra aglamaya bırakmıştı.Neden di bu aglamam onun bile sebebi yoktu. Telefonla defalarca arıyordum konuşucaktım ne olur diycektim sensiz yaşayamıyorum, yapamıyorum diye kararlar veriyordum kendi kendime fakat sadece kararla lafla kalıyordu arıyordum sessini duyunca içim titriyor cesaret edemiyor kapatıyordum.Neden di cesaretsizliğim ben böyle değildim hiç birşeyden çekinmezdim ne olmuştu bana ben artık kendimide tanıyamıyordum.Sessizce kalkıp odama geçtim gözyaşlarım hala devam ediyordu yatagıma uzanıp mesajlarını okuyordum eski mesajlarını fakat derdime çare olmuyordu daha çok bagırıyordum,çıglık atıp küfürler ediyordum.Kimseler duymuyordu sende duymuyordun beni duyan sadece dört duvardan ibaretti onlarla konuşuyor onlarla dertleşiyorum artık yerini duvarlar almıştı.Düşünüyordum kendi kendime mutlumu yerini duvarlara bıraktıgı için ,gözyaşlarımı yastıklar gördüğü için,mutlumuydu beni başkalarının kollarına atığı için? Kendi kendime cevaplarınıda vermeye çalışıyordum yada veremiyordum zaten herşeye bir cevap bulsaydık neden bu düşüncelerimiz ,gözyaşlarımız olsaydı.Artık biranın etkisimi,yoksa ben sarhoş olmayımı istemiştim herşeyi unutmak için bilmiyorum ama saçmalıyordum mesajlar çekmeye başlamıştım.Neden neden yapıyordum böyle nedenler nedenler çogaldıkça çogalıyordu cevap vermelerim zorlaşıyor artık konuşamıyordum bile sadece sadece aglıyordum. Kendi kendime sadece bir neden bulmuştum aşk .Aşk neydi varmıydı ki ben de böyleydim.Görmediğim bir yüze,sarılmadığım bir tene nasıl aşık olabilirdimki bir anlam veremiyordum.Artık bu düşünceler içinde birde agrılar girmeye başlamıştı yatakta kıvranıp duruyordum bu agrı vucud ağrısı değildi bunun farkındaydım ama korkuyordum bunu söylemeye korkuyordum ,yaşamaya korkuyordum küfürler ediyordum içimden ama kime neye ediyordum bırakıp gidişinemi hayır hayır sana hiç kızamadım ki ,hiçbirşey diyemedimki sadece bekledim bitmiş olduğunu bile bile aramıycanı bile bile, ben kendime kızıyordum yaptıklarıma kızıyordum,herşeyi unutmak istememe kızıyor adeta şaşırıyordum.Çıldırıyor gibi bagrınıyordum yine sana duyuramıyordum artık anladım ki bitmiş... Boşa bagırıyorum ben...Boşa çıglıklar atıyorum Can'ım...
  14. Gücüm kalmıyor sevgili.. Tükeniyorum.. Tüketiyorsun.. Ben seninle olmak istedikçe sen beni itiyorsun.. Seninle dolu içimi görmüyor ya da görmek istemiyorsun... Sana her yeni gün bir adım daha yaklaşmaya çalıştıkça sen üç adım geri kaçıyorsun... Görmeyi istemediğin yürek öylesine seninle doldu ki acıyor artık. Söylediğin her söz, biraz daha dağlıyor yüreğimi.. "Seni seviyorum" diye haykırmak istedikçe dünyaya susturuyorsun, kapatıyorsun ağzımı. Ama kaybediyorsun sevgili, aslında uzaklaşan kendin sanırken, beni itiyor kendinden uzaklaştırıyorsun... Başka sevdalara yönelmek istemedikçe, buna beni zorluyorsun. Korkuyorum bir gün seni sevmekten vazgeçerim diye... Gidecek misin diye sorma bana! Gönderen sensin. Ne ayrılmayı istedim senden, nede terk etmeyi seni. Nede bu yürekler dolusu aşka böylesine zamansız veda etmeyi. Senin kadar öfkeliyim bende, senin kadar endişeli.. Bir dokunuşunla bin kenti yıkacak güç verirdin bana ama inandıramadım seni. Sen sorgularken beni kafanda, ben gözlerinin içine bakıyordum kuşkuyla. Bir tek sözün bağlardı beni sana. Oysa sen hep susmanın koynunda. O dünya ki;bazen minicik bir odada bazen kentin ortasında şekillendi. Nasılda güzeldi� Zaten sen varsın diye her şey güzeldi ama sen buna da inanmadın� Ah bu sorular.. Yaşamak varken sevdayı delice niye boğarız sorularla? Nasıl ikna edebilirdim seni? Ben "aşk" dedikçe Sen "dur" dedin. Ben "seninleyim" dedikçe Sen "hayır" dedin. Zaten az konuşan sen, olumsuz ne kadar sözcük varsa bulup çıkardın ortaya. Ben hiçbir şey diyemedim.. Ne kadar zarar vermişim sana meğer.. nasıl değiştirmişim seni.. oysa hiç böyle düşünmemiştim. Kimseye zarar vermek istememiştim. Kimseyi olduğundan farklı bir hale getirmek değildi amacım. Ama öyle oldu işte.. Demek ki gitmelerin zamanı şimdi.. "Rahat değilim" diyordun ya, rahat ol artık gülüşlerini saklamak için bir nedende kalmadı. Tedirginliğinin sebebi de kalktı ortadan.. Gidişim yürekten değil, zorunluluktan. Sanma ki bu toy sevgiyi başka kimliklerde taşırım. Sanma ki benden sakladığın gülüşlerini yalancı yüzlerde ararım. Senide götürüyorum yüreğimde. Yokluğunu taşımayı da bilirim ben. Bulup bulup kaybettim seni!!! Ne yazık ki tozduman edemedim kuşkularını, ne yazık ki kalamadın bana. Öpücüğümün kokusu kalacak kapının eşiğinde. Kokladıkça bizi bir yanlışa mahkum ettiğini anlayacaksın
  15. karçiçeği_m

    Sibelce

    Birşeylere ulaşmak için, birilerinden vazgeçmem gerekse; sadece kendimden vazgeçerdim. huyumdur, seçemem... sadece gitmeyi becerebilirim... yaz geldi... üşüyor musun hala? eridi mi karlar yüreğinde, güneş sana da doğdu mu? giyindin mi en güzel yazlıklarını? sabah yürüyüşünün ardından, iki kulaç attın mı denize? paylaştın mı simidini aç martılarla? limanda oltasını sallayan balıkçıya rasgele dedin mi? köy ekemeğinin üzerine krem peyniri sürüp, verdin mi boyacı çocuklara? ... cevap yok ... niye sustun? unuttun mu gittiğin yerlerde konuşmayı? dillerini mi mühürlediler? ... cevap yok ... birşeylere ulaşmak için, birilerinden vazgeçmem gerekse; sadece kendimden vazgeçerdim. huyumdur, seçemem... sadece gitmeyi becerebilirim... yıllar sonra, haziranın sıcaklığıyla birlikte, yasak olmasına rağmen, kucağıma kedimi alıp, atladım otobüse. gittik... gittik... uzadı yollar, mesafeler sana yaklaştıkça. hani feribotlar vardı ya, ona bindik bence yıl, zaman diliminde 2saat sonra. düşündüm? sana ulaşamayacağımı bile bile nereye bu yolculuk... cevabını veremedğim soruları sormayacağım bundan sonra. böylece ikimizin de yüreği ağrımayacak. otobüsten insem mi, inmesem mi? kim eşlik edecek bana denize(sana) karşı çay içerken? kedim__ indim. sımsıkı sarıldım kediye. bir kolumda kedi, bir elimde çay... öyle bir dalgayla karşılaştık ki, sendeledi feribot. kediye öyle bi sarılmışım, öyle bi sıkmışım ki, mavvvvvvvv diye sıçradı. sen? sen ben sarıldıkça, sarardın... yok olamayacak, otobüse dönüyorum... zaten az kaldı, birazdan karaya ineceğiz._____karaya indik____ çok şükür bitti, sensiz çekilmiyormuş deniz(sen) otobüsüm hızını artırdı, otobandaymışız. ya yanına gelirsem? korkuyor muyum? hayır... peki kedi ne olacak o zaman, keşke yanıma almasaydım... yine çok sıktım... "mavvv" diye irkildi. yolculuk bitti galiba, hani otobüse binmiştim ya. neresi burası? boyacı çocuklar, balıkçılar, köy ekmeğinin kokusu, simitçi, ... yitirildi mi bu güzel ülke. birşeylere ulaşmak için, birilerinden vazgeçmem gerekse; sadece kendimden vazgeçerdim. huyumdur, seçemem... sadece gitmeyi becerebilirim... sana ulaşmam gerek, sana ulaşırken geçmem gerek herkesten. yoksun ve yaşamıyorum seni. çoksun ve sığamıyorum senli sensizliklere... sen gideli, koca 7 yıl olmuş... keşke o kadar uzak olmasaydı çıktığın yolculuk. _keşke demekten nefret eden ben, niye böyle dedim ki şimdi? çaresizim... kelime oyununa gerek yok, çare ben değilim... gittin... sen de seçmemiştin ki gitmeyi. sana ulaşmam için bişeylerden vazgeçmek gerekiyorsa, bak ben kendimden vazgeçtim!!! artık gelebilir miyim?
  16. Soru Yarışması doğru tahmin ettim ve şu kadar zaman aldı 2 deneme! Kazandığım puan 145 Puan!
  17. karçiçeği_m

    Sibelce

    Kaç mavi yasak yaşadık seninle, kaç deli gece... Düşünse, dolunay bile utanır, yıldızlar çıldırır, ağlar erguvanlar. Ben, seni işte öyle bir gecede sevdim, hesapsız. Ve düşlerim... Düşlerim sınırsızdı alabildiğine duygularım sabırsız. Bir çocuk kadar günahsız. Sahi, sen de sevebilir misin beni seni sevdiğim kadar, dokunabilir misin yüreğime? Bak, orada sen varsın. "Mutluluk nedir?" diye sorsalar "Sen" derim alabildiğine, "Yalnız sen." Sesin, gözlerin, ellerin sonra, titreyen dudakların ve arzun çekingen Sen, benim her şeyimsin. Sensiz neye benzer bu ay, bu güneş? Çiçekler açar mı sen olmasan, Martılar uçuşur mu çığlık çığlığa? Sonra, kim aydınlatır benim gecemi, Günümü kim paylaşır? Kim sorar derdimi, Ben neye sevinirim, Kimle gülerim? Kal biraz daha... Beraber büyüttük sevinçlerimizi, Beraber öğrendik yaşama direnmeyi Sevmeyi beraber öğrendik. Bak, güneşler doğdu üzerimize yolumuza begonyalar serildi. Ağlamak bu kadar kolay mıydı, ve güzel miydi gülmek kadar? Herkese seni anlatmak istiyorum Seni söylemek şiir şiir. Her dizede sen olmalısın, adın olmalı çığlık çığlık... İçimi ısıtan sen, tam şuramda; ılık ılık, sen olmalısın kıpır kıpır yüreğimde... Sevdan olmalı deli dolu ve çılgınlığın, çılgınlığın olmalı. Ben seni sevmeyi seviyorum ve seni özlemeyi. Bu bir itiraftır... Aşkın yoksa ben de yokum yetim düşlerimin kimsesizliği kuşatır benliğimi hüzünler yağar gecelerime. Ben, bir garip ben olurum, sığamam odalara, taş duvarlar üzerime üzerime gelir. Ruhum durmaz bedenimde, hücrelerim yaşamaz. Kurumuş dallara döner yüreğim, susuz çöllere... Gece böyle bitemez, ben ölürüm, ölürüm gitme, kal biraz daha...
  18. Harry Poter-Zümrüdüanka Yoldaşlığı Yeğenlerimle gittim ve onlardan çok ben kaptırdım filme kendimi ....çok güzeldi kesinlikle.
  19. Bu günlerde Meave Binchy'den Aşıklar Korusunu okuyorum ve gerçektende çok güzel bir kitap.Aşkı ve iyimserliği sevenlere tavsiye ederim mutlaka okuyun....
  20. Kelime Karıştırma Yarışması doğru tahmin ettim ilk denememde! Kazandığım puan 100 Puan!
  21. karçiçeği_m

    Sibelce

    Oluruna Bıraktım Seni... Olur mu? olmaz mı? bilmiyorum ama ben seni oluruna bıraktım. Burada bir ben var seni yaşayan demekten bıktım artık. Gidenin kalmışlığını yaşamak geçiyor içimdem inatla tutuyorum kendimi. Karmaşık bir duygu bu “ Beni anlamıyorsun…” deyişinin ne anlama geldiğini bilmiyorum neyini anlamıyorum ben senin suskunluğunu mu mahzunluğunu mu ? Hayatında bana dair bir şeyin benimle alakadar bir cümlenin kalmayışını görürken benim anlamadığım ne anlamıyorum. Gözlerine olan susuzluğumu resimlerinle gideriyorum sesine olan açlığımı sevdiğin şarkılarla dindiriyorum. Sen beni anlamıyorsun… Gidiceksen git uzatma ayrılığı böyle… Çarp kapıyı rahatsız olmam ben. Hissediyorum her şeyi yatağımda yatan soğuk bedenden. Anlıyorum öpüşlerindeki serinlikten. Anlıyorum Seni Seviyorumlarındaki ahenksizlikten. Kapıyı çarp irkileyim ben… Git nasıl olsa kendinden bile habersiz karanlık korkulu gecelerimde ziyaret etmektesin beni. Ve git sessizliğe esir düşmüş yüreğimin suskun çığlıklarını namelere dökeyim adına mersiyeler düzeyim. Git içimden yüz bin kere gitme demek geçsede sen git… Git, bu kalmalarının donduruculuğundansa. Ayrılığının ateşinde yanayım… Git, Giderken sen ben yalnızca bakıcağım ardından. Her harfine binlerce hayır sığdıracağım bir “peki “dökülecek dilimden. Nasılsa yüreğimin sesini duymuyorsun artık onun gitmeleri senin anlamayacağın bir dilde duymayacağın bir tonda olacak. Kelimelerim kanayacak, şiirlerim hasret dolacak, sensizliğin ürkütücülüğüyle dolacak odam… Bunları sana göstermeyeceğim söz veriyorum. Yüreğime hapsedip hepsini bir “peki” ye sıkıştıracağım... ... Bunu da sen anla. Oluruna bıraktım seni bakalım dönecekmisin diye...
  22. Kelime Karıştırma Yarışması doğru tahmin ettim ilk denememde! Kazandığım puan 100 Puan!
  23. Resim Tahmin Yarışması doğru tahmin ettim ilk denememde! Kazandığım puan 50 Puan!
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.